ULUSLARARASI İLİŞKİLERİN PERDE ARKASI. BÖLÜM 4
ABD ve Afganistan..
Amerika 20 yıldır yani bir insan nesli süresince Afganistan‟ı bombalıyor. Usame Bin
Ladin‟in ekibi Afganistan‟ı çoktan terk etti, kendisi de uzun zaman önce öldü. Taliban ise
ABD‟ye hiç saldırmadı. O zaman ABD ve NATO neden hala orada? 20 yıllık Afgan macerası
ABD‟ye 2.26 trilyon dolara mal oldu26. Bu süre zarfında çocuklar okula gidemedi, ABD‟nin
ülke inşası başarısız oldu. Afganistan‟ın tek kazananı uçak ve bomba üreten Amerikan
şirketleri.
Biden, 11 Eylül‟ün 20. Yıl dönümünde Afganistan‟ı terk edeceklerini açıkladı. Ancak,
ABD askeri çekilse de CIA, paralı askerler ve özel askeri şirketlerin artan bir güç ve rolle
Afganistan‟da kalacağı biliniyor. Halen CIA, Afganistan içinde kendine yerel güçlerden bir
ordu kurmuş durumda ve Kabil‟deki Afgan istihbaratı da CIA‟nın kontrolünde.
Doha‟da yapılan ve ABD, Rusya, Çin ve Pakistan‟ın katıldığı görüşmeler de Aşraf
Gani hükümeti ve Taliban ile istişare edilerek, barış için bir yol haritası oluşturuldu. Buna
göre, ABD kuvvetleri 1 Mayıs‟ta çekilmeye başlayacak ve 11 Eylül‟de çekilme tamamlanmış
olacak. Üzerinde anlaşılan müşterek bildiriye göre; çekilme sürecince taraflar çatışmayacak,
barış görüşmeleri devam edecek, NATO askerleri ve büyükelçiliklerin güvenliği sağlanacak,
BM Güvenlik Konseyi Taliban‟da uygulanan yaptırımları gözden geçirecek, barış
görüşmelerinde BM daha çok rol alacak.
Bildirinin en önemli yanı; “Bağımsız, egemen, birleşik, barışçı, demokratik, tarafsız ve
kendi kendine yeterli bir Afganistan” vurgusunun yapılması. Afgan topraklarında yabancı güç
kalmayacak ve Afganistan herhangi bir askeri ittifaka veya bloka katılmayacak. Ancak, Orta
Asya‟da başlayan büyük oyunda Afganistan‟ın tarafsız kalması zor gözüküyor.
ABD ve Taliban arasında yapılan görüşmelerde Afgan hükümeti ile iktidarı
paylaşması, bunun içinde ortak bir geçici hükümet kurulması tartışılıyor27. Bu da aslında bir
süre sonra Kabil‟den başlayarak Taliban‟ın ülkeye tamamen hâkim olması demek.
ABD‟nin Afganistan‟dan çekilmesinin arkasında yeni bir plan olduğu ortaya çıkıyor.
Bu yeni bir ABD-Cihatçı işbirliği olabilir. ABD‟nin çekilmesini müteakip ülkede tekrar iç
savaşın başlaması ve ülkeye gelecek diğer cihatçılar ile birlikte Çin‟e karşı planların
yürürlüğe sokulacağı konuşuluyor28. Bu plan ile sadece Çin‟in Afganistan ile bağlantıları
değil, İpek ve Kuşak Yolu üzerindeki projeleri de hedef haline gelecek. Çin ile ilgili planların
hedeflediği Harita-4 aşağıda görülmektedir. Detaylarını Büyük Avrasya Projesi başlıklı
makalemizde anlatmıştık.
En büyük hedef, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru. Her yanı her çeşit cihatçı ile
dolacak Afganistan‟ın Çin ile olan dağlık sınırı uygun bir savaş ortamı da sağlıyor.
Afganistan; Orta-Güney-Batı Asya üçgenini kontrol eden merkezi bir coğrafyaya sahip.
Sonuç olarak, ABD on yıldır küresel terör örgütleri listesinde en başa koyduğu Taliban
ile şimdi barış görüşmeleri yapıyor. Moskova ve Pekin‟in de Afganistan için ayrı ayrı
hesapları var. Afganistan‟da yeni dönemde özel askeri şirketlere sonsuz savaş için daha çok
görev verileceği düşünülüyor. Bu şirketlerin Orta Asya‟da yeni düşük yoğunluklu savaş
senaryolarında kullanılacağı konuşuluyor29. Yani işler Asya‟da da daha kötüye gidecek gibi.
Taliban olsun ya da olmasın ABD çoktan Çin‟e karşı ayaklanma stratejilerinin sahnesini
hazırlamaya başladı. ABD, buraya Çeçenleri ve Uygurları yerleştirerek, Orta Asya-Kafkasya
ekseninde örtülü operasyonlar planlıyor30. Hedefte Doğu Türkistan ve Kuzey Kafkasya vd.
bölgeler var.
Rusya ve Orta Asya; en zayıf halka Kırgızistan…
Çin ise İpek Yolu projesi üzerinden Orta Asya‟da sürdürülebilir müttefikler edinerek
kendi eksenini Avrupa‟ya kadar uzatmak peşinde. ABD ise kuşatma ve istikrarsızlaştırma
stratejisi izliyor. Bu coğrafyada kritik eksen Orta Asya-Afganistan-Pakistan hattı ve bu hattın
en zayıf ve kırılgan kesimi ise Tacikistan-Kırgızistan arasında. Rusya, burada oyunu yeniden
kurguluyor. Rusya, Hazar Denizi‟nin doğu ve batısını kontrol etmek istiyor. Bu nedenle,
Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasındaki sorunlarda çözüm istemiyor, sınır ihtilaflarını sürekli
hale getirmek, Rus askeri varlığının kalıcılığı demek.
Kırgızistan, Orta Asya ülkeleri içinde en sıkıntılı ülke. Bu kara ülkesi tamamen dağlık
olduğu için ekonomik kalkınması çok zor. Sınırlarında Çin, Kazakistan, Özbekistan ve
Tacikistan var. Ülkede biraz altın maden var ama diğerlerindeki gibi petrol ve doğal gazı yok.
Sonuçta eski Sovyet coğrafyasındaki en fakir ülke. Bu dağlık ülkede aynı zamanda iç siyasi
ve sosyal bölünmeler var. Özellikle kuzey ve güney bölgeleri arasında, birbirinden ayrı iki
nüfus ve iki siyasi merkez var. Biri başkent Bişkek‟te, diğer Oş ve Celal-Abad arasındaki
koridorda. Bu durum ülkede sürekli istikrarsızlık yaratıyor.
1924 yılında Stalin, Orta Asya‟nın sınırlarını çizerken bölgedeki Fergana Vadisi‟ni
kasıtlı olarak üçe böldü, üç ayrı siyasi kimliğe ayırdı. Kırgızistan‟da büyük bir Özbek nüfus
ve azınlık olarak güneyde Tacik nüfus bıraktı. İlave olarak, Kırgızistan ve Tacikistan
arasındaki sınırlarda sınırlı su kaynakları üzerinde anlaşmazlık konuları yarattı ki, bugünkü
çatışmalarının kaynağını teşkil ediyor.
Coğrafi nedenlerle ekonomik, güvenlik ve siyasi sorunlara rağmen, Kırgızistan
stratejik konumu itibarı ile büyük güçlerin rekabet alanı içinde. Rusya, Kırgızistan‟ın en
büyük ticaret ortağı ve Kant‟ta Rus askeri üssü var. Manas‟ta ise ABD üssü var ve bu üs
yakındaki Afganistan‟da NATO harekâtı için kullanılıyor.
Tacikistan ve Kırgızistan arasına 29 Nisan 2021‟de sınır sorunu nedeni silahlı çatışma
yaşandı. Sovyetler Birliği çöktüğünden beri Orta Asya bölgesindeki sınır sorunları nedeni ile
bu tür düşük yoğunluklu çatışmalar sık sık yaşanıyor31.
Kırgız-Tacik sınırında yaşanan olaylar, ABD‟nin Afganistan‟dan çekilme sürecinde
Orta Asya‟da yaşanan en önemli çatışmalardan ilkini oluşturmaktadır. Bu çatışma, yeni bir
dönemin başlangıcı olmakla birlikte, aslında Rusya ile ABD arasındaki rekabette devrilen ilk
domino taşlarından biri olarak okunabilir.
Bundan sonraki süreçte toplumsal hareketler, terörizm faaliyetleri ve sınır sorunları
gibi konuların Orta Asya gündemini daha da meşgul edeceği öngörülebilir. Dolayısıyla artık
Fergana merkezli gelişmeler üzerinden Orta Asya‟yı kontrol altında tutmayı amaçlayan bir
güç mücadelesi başlamıştır. Fergana, “Büyük Oyun”un kalpgâhıdır 32.
Harita 5 : Fergana Vadisi
Kaynak: Stratfor, Kyrgyzstan's Geographic Challenge, (October 16, 2012).
Kırgız-Tacik Sorunu, en temelde bölge devletleri arasındaki sınır ihtilafı gibi
görünmekle birlikte, asıl hedef bu ülkelerin aralarındaki olası bir uzlaşmanın yol açacağı
“Fergana Birliği”nin önüne geçmektir33. Yani hedef, kalpgâhı kontrol etmektir ve bölge
devletlerinin bu bağlamda Fergana‟da söz sahibi olması istenmemektedir. Bu, en temelde
Rusya ve ABD‟nin bölge ile ilgili hedeflerine uygun düşse de “Çin faktörü”nü de göz ardı
etmemek gerekmektedir. “Çin faktörü”, daha çok bölgede artan bir gücün önünü kesmeye
yönelik olarak görülmektedir.
Rusya ve Azerbaycan..
Kırgızistan gibi özellikle son zamanlarda hassas konumda olan diğer bir ülke Azerbaycan. Önce Rusya-Ermenistan ilişkileri ile ilgili yeni gelişmeleri özetleyelim, sonra Azerbaycan neden hassas anlatalım. Ermenistan‟ı Dağlık-Karabağ ile yola getiren Rusya, bölgeye yerleştikten sonra şimdi meyvelerini topluyor. İki önemli gelişme var.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen hafta Ermenistan'ın başkenti Erivan'da
Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan ile görüştü. Paşinyan‟ın açıklaması ilginç; “Dağlık
Karabağ ihtilafına AGİT Minsk Grubu tarafından yapılan ilkeler temelinde nihai bir çözüme
ulaşmak için barış sürecini yeniden başlatma ihtiyacına ilişkin tutumumuzu vurgulamak
istiyorum.” Arkasından Paşinyan, Rusya ordusunun Ermenistan'ın güneyinde Azerbaycan sınırı
yakınında "ek güvenlik garantisi" olarak iki yeni askeri üs kurduğunu açıkladı.
Ruslar, sanki bundan sonraki süreçte Ermenileri kollama sözü veriyor. Ermenistan‟ın
güneyine askeri olarak iyice yerleşmesi ise Azerbaycan-Nahçivan-Türkiye arasını kontrolüne
alması anlamına geliyor.
Rusya-Azerbaycan ilişkilerine gelince, Ruslar, artan Türkiye etkisi karşısında yeni
bazı şeyler denemek, Aliyev rejimini değiştirmek derdindeler.
Azerbaycan konusunda Rusya‟nın çevirdiği dolaplar ile ilgili elimizde uzun bir liste
var. Bunları başka bir makaleye bırakıp, kısa bir özet yapalım.
Azerbaycan‟ın 1991 sonrası dış politikasında başlangıçta Rusya ve Batı arasında bir
denge politikası izlemeye başladı. İki tarafla da askeri ittifak ve tam bir bölgesel ekonomik
entegrasyondan kaçındı. Tercihini enerji işbirliği için Batı‟dan yana kullandı ve bu dönemde
Moskova‟nın güç projeksiyonu azaltmak isteyen Batının siyasi desteğini aldı. Ancak,
ABD‟nin Kafkasya politikası 2008 yılındaki Rusya-Gürcistan Savaşı‟ndan sonra radikal
olarak değişmeye başladı. Bu durum Obama‟nın ikinci dönemi ve Trump döneminde daha
belirgin hale geldi. Daha öncesinde Rusya‟nın etkisine karşı bir güçlü alternatif oluşturan
ABD, bölgenin Moskova‟nın arka bahçesi haline gelmesine göz yumdu. 2013 yılına kadar
Azerbaycan‟ın denge politikası başarılı oldu. 2014 yılındaki Ukrayna krizinden sonra
Moskova‟nın baskısı artınca Azerbaycan, Rusya ile ilişkileri derinleştirme ihtiyacı duydu.
Özellikle Kırım‟ın işgalinden sonra Azerbaycan, Rusya‟ya kapıları daha çok açtı ve Rus
yumuşak gücü ülkeye yerleşti. Azerbaycan yönetimi böylece Rusların Dağlık-Karabağ
sorununda tavrını kendi lehine değiştireceğini umdu.
Öte yandan, bugüne kadar Batının ekonomik ve demokratik reform istekleri bölgenin
ve ülkenin şartları ile uyumlu değildi ve kötü niyetli olarak algılandı. 2013 sonrası Batı‟nın
Azerbaycan‟ı demokratik reform isteği ile eleştirmesi Rusların komplo teorilerini
destekliyordu. Batı düşmanı eski elit, sadece ülke içinde değil hükümet içinde de güçlü bir
Rusya yanlısı kadro kurdu. 2014 yılında ABD‟nin Ukrayna‟daki başarısız darbe girişimi
deneyimi Batı karşıtı söylemin artmasına yaradı. Azerbaycan yönetimi, ülkedeki NGO‟ları
baskı altına alacak yeni bir yasa çıkardı, yabancı ülkelerden fon alan NGO‟ları kapattı. Batılı
kurumların yerel ofisleri kapatıldı. Azerbaycan, böylece Rusya‟nın gücünü tanımış oldu, Batı
karşıtı elit ülke içinde güçlü bir hale geldi ve artık Batı ile ilişkilerde denge arayışı yoktu.
Aliyev yönetimine göre, Batı ülkedeki rejimi de değiştirmek istiyordu. Rus yanlısı elit istediği
propaganda ortamını bulmuş, güçlenmişti.
Azerbaycan‟ın Rusya ile olan ilişkilerinin arkasında gittikçe güçlenen bir grup
Azerbaycanlı elit var. Rusya ise ülke içinde algıları değiştirmeye ve kendine uygun koşullar
ortaya çıkarmaya yarayan bazı vasıtalar geliştirdi. Rusya, özellikle Azerbaycan‟ın medya ve
eğitim sektörlerinde etkili. Azerbaycan içinde Rus dilinin kullanılmasını ve halkın Rus
medyasından haber almasını istiyor. Rusya‟da iş imkânı bulacağını düşünen yeni nesil
Azerbaycanlılar, Rusça kurslarına katılıyor.
Bir de diaspora konusu var. Rusya içinde çoğu işçi göçmeni yaklaşık 1 milyon
Azerbaycanlı yaşıyor. Azerbaycan‟ın yönetimi için diaspora bağımsızlığın kazanıldığı
günlerden beri hep bir endişe konusu oldu ve Rusya‟nın manipülasyon aracı olarak görüldü.
Ülkeden kaçan eski Azerbaycan yöneticileri de Bakü yönetimi aleyhine güçlü bir muhalif ağı
kuruyordu. Rusya, diasporayı iki nedenle kullanmaya devam etmek istiyor. Öncelikle
Azerbaycanlı göçmenlerin geri gönderilmesi Azerbaycan‟da önemli ekonomik gelir kaybına
ve sosyal istikrarsızlığa (muhalefete) neden olabilir. Bu kozu elinde tutmak istiyor. İkincisi,
diaspora Azerbaycan‟ın Avrasya Ekonomik Birliğe katılımına vasıta olabilir. Üye ülkeler
arasında serbest işçi akımı, diasporanın da işine gelebilir. Sonuçta, Ruslar için eski Sovyet
coğrafyasında diaspora sadece siyasi bir manivela.
Rusya‟nın Azerbaycan‟ı manipüle etme stratejisi etnik gerilimleri kullanma üzerine
olagelmiştir ve bu diğer komşu ülkeleri için de böyledir. 1990‟larda Rusya, Azerbaycan‟daki
etnik azınlıklara finansal ve lojistik destek sağladı. Amaç, Aliyev ve etrafındaki iç halkaya
karşı bir kalkışma sağlamaktı. Bu amaçla, Rusya içinde Lezgin, Avar ve Taliş azınlıklarının
hakları için konferanslar düzenledi. Sonraki adımda Rusya içinde bölücü örgütler kuruldu;
Dağıstan‟da Lezgin Ulusal Hareketi (Sadval) ve Taliş Gençlik Örgütleri. Sadval,
Azerbaycan‟da yasaklandı. Rusya‟nın bu örgütlere desteği aktif ve görünür idi. Rusya, 2012
yılında Azerbaycan‟da kurulacak Rus radar üsleri için yapılan görüşmelerde istediği sonucu
alamayınca hem muhalif diasporaya hem de bölücü örgütlere desteğini artırmaya başladı34.
Rusya‟nın yumuşak güç uygulamasına gelince; Azerbaycan‟da birkaç Rus Üniversitesi
çeşitli bölümler açtı. Ayrıca, propaganda amaçlı enstitüler kuruldu ve Rusya Avrasya
Çalışmaları Kalkınma Fonu tarafından finanse edilen proje çalışmaları yapıyorlar. 2011
yılında Bakü‟de Rus Bilgi ve Kültür Merkezi kuruldu. Okul müfredatlarında Rus dil eğitimine
yer verilmesi için Bakü‟de Rus büyükelçiliği, Azerbaycan Milli Eğitim Bakanı ile anlaşma
imzaladı. Böylece 50 okulda Rusça öğretilmeye başlandı. Azerbaycanlı öğrencileri Rusya‟ya
çekmek diğer bir öncelikli konu oldu. ABD destek programlarının azalması Rusların işine
yaradı. Rusya Eğitim Bakanlığı, Rossotrudnichestvo yolu ile Rus üniversitelerine gidecek
Azerbaycanlı öğrencilere burs veriyor.
Rusya‟nın diğer bir önemli hedefi Azerbaycan‟ı Avrasya Ekonomik Birliği‟ne
çekmek. 2012 yılından beri Rusya, Azerbaycan dâhil tüm aday ülkelerde medya ve Avrasya
Kulübü gibi NGO kurgusu ile propaganda yapıyor. Üniversite öğrencilerini “Avrasyacılık”
fikirleri ile bir araya getiriyor. Ülkelerde kurulan Avrasya Hareketi örgütleri doğrudan
Rusya‟daki askeri ve siyasi yapılarla bağlantılı çalışıyor. 2015 yılından itibaren Rusya,
Azerbaycan‟da bu tür gayretlere yoğunlaştı. Önce Mayıs 2015‟de Sputnik Haber internet
portalı kuruldu. Sputnik bir yandan Azerbaycan hükümetini destekleyen yayınlar yapıyor,
diğer yandan Batı karşıtlığını pompalıyor.
Bütün bunların ötesinde Rusya, eski Sovyet Cumhuriyeti döneminden kalan bu
ülkelerdeki KGB bağlantılarını yeniden kurgulayarak ülkenin iç işlerine ve egemenliğine
müdahale etmektedir. Azerbaycan içinde de Rusya‟nın dediğinden çıkmayan kukla bakanlar
ve Rus istihbaratı tarafından işkence gören generaller ve subaylar ya da Dağlık-Karabağ
çatışmalarında savaşın başarısız olması için çalışan askerler bulunmaktadır. Azerbaycan-
Rusya dengeleri özellikle Türkiye için çok hassas bir şekilde takip edilmesi gereken bir
süreçtedir.
Sonuç..
Devletleri yönetenlerin asıl vazifesi, tarihin kırılma noktalarından geçerken ülkelerini
bekleyen fırsat ve tehditleri önceden görmek ve bu kapsamda ulusal gücü hazırlamak ve
zamanı geldiğinde tereddüt etmeden kullanmaktır. Her ülkenin kısa ve orta vadeli politikaları
yanında asıl “büyük oyun”u var. Ama önemli olan öndeki hükümet yetkilileri değil sahnenin
gerisinde oyunu kuranlar çünkü oyunu kuran kazanacak olanlardır. Bu alanda her türlü hile,
tuzak, barbarlık ve delilik geçerlidir. Büyük oyunların oynanmasında yol haritası çoğu kez
kazaya uğrar, planlar değişir. Tarihi değiştiren genellikle liderlerin kabiliyetleri değil,
tesadüfler ve yapılan hataların ortaya çıkardığı yeni durumlardır. Yanlış kararların arkasında
ülkeleri yöneten liderlerin durumu nasıl algıladıkları, kişisel özellikleri ve insanlığın
geleceğini nasıl hafife aldıkları gibi faktörler bulunur. Ancak, günümüzde artık para ve güç
arayışı devletin önüne geçmektedir. Ülke çıkarları lafta kalmış, siyasi iktidarı ve statüsünü
korum endişesi yönetimlerin içinde egemen olmaya başlamıştır. Bu yüzden, dünya genelinde
otokratik eğilimler artmaktadır. Dünyamızın evrensel yani tüm insanlığı düşünen bilge
liderlere ihtiyacı var. Bunun olması için de dünyanın yeniden tuzla buz olması ve büyük
hesaplaşmadan yeni ve evrensel bir kahraman doğması gerekiyor.
DİPNOTLAR:
1 E.C. Knuth, The Empire of The City, 1946, aktaran Kevin Cahill: Who Owns the World: The Surprising Truth
About Every Piece of Land on the Planet, Grand Central Publishing, 2010, p.144.
2 Caroll Quigley, Tragedy and Hope: A History of the World in Our Time, GSG and Associates, (1975), p.267.
3 Nicholas Shaxson, Treasure Islands, Tax Havens and the Men Who Stole the World, The Bodley Head,
(London, 2011), p.147.
4 Charlie Edwards, National Security for the Twenty-first Century, Demos, (London, 2007), 60.
5 Peter Harris, Keys to the Kingdom: Who Will Govern the UK? Politics at Earlham College, (April 30, 2015).
6 Alan Duncan, In the Thick of It, William Collins, (April 2021).
7 Chris Mullin, Alan Duncan Diaries: An Insider’s Account of Boris Johnson, Middle East Eye, (May 3, 2021).
8 Michael Sobolik, Countering China’s Global Great Game, (April 29, 2021).
9 Paul R. Pillar, Foreign Election Interference and the Other Ills of American Democracy, (April 28, 2021).
10 Ted Galen Carpenter, Joe Biden’s Foreign Policy Dream Team Is Disappointing, Cato Institute, (January 6, 2021).
11 Brett Wilkins, Counter-Terrorism’?: Two Decades after 9/11, New Interactive Map Details Footprint of US War Machine in 85 Countries, Common Dreams, (25 February, 2021).
12 Rick Rozoff, Pentagon Adds Africa to Global Battleground with China and Russia, Anti-bellum, (19 April, 2021).
13 Robert A. Manning, Peter A. Wilson, Offshore Balancing Strategy Can Correct America’s Middle East Approach, Atlantic Council, (February 26, 2021).
14 Manning, ibid, (February 26, 2021).
15 Jan Oberg, Biden Bombs in Syria — Helping to Steal Its Oil but What Is There to Talk About? (March 02, 2021).
16 Michael Sobolik, Countering China’s Global Great Game, (April 29, 2021).
17 Will Lowry, Fear and Unknowing in the Indo-Pacific Region, Press the Button, (May 4, 2021).
18 Michael Sobolik, Countering China’s Global Great Game, (April 29, 2021).
19 Paul Antonopulos, Washington to Organize Ukraine, Georgia and Moldova to Challenge Russia in the Black Sea, InfoBricks, (February 15, 2021).
20 Brian Kalman, Will the Montreux Convention Prevail? South Front, (18 April 2021).
21 Stratfor, Russia: Moscow to Withdraw Troops Near Ukraine, But Keep Weapons, (April 22, 2021).
22 Lyle J. Goldstein, The Shadow of a New Cold War Hangs over Europe, U.S. Naval War College, (March 30, 2021).
23 Medea Benjamin, Nicolas J.S. Davies, What Planet Is NATO Living On? CODEPINK for Peace, (February 24, 2021).
24 Sonja van den Ende, EU Provoking Russia by Attempting Color Revolutions in Belarus, Ukraine and Crimea, InforBricks, (April 06, 2021).
25 Bonnie Kristian, Four Pivots Joe Biden Should Make with Russia, The Week, (May 2, 2021).
26 Brown University‟s Cost of War Project has detailed, the US has wasted $2.26 trillion dollars
27 Michal Senk, Whether America Stays or Goes, the Taliban Will Control Afghanistan, Charles University, (April 7, 2021).
28 Bob Goush, Biden’s Afghanistan Withdrawal Is A Blow to China, Blooomberg, (April 15, 2021).
29 Andrew Korybko, What’s the Future of Afghanistan After Trump? US Troops Replaced by Private Military Contractors? OneWorld, (January 13, 2021).
30 M.K. Bhadrakumar, Breakthrough in Afghan Peace Process! Indian Puncline, (May 1, 2021).
31 Stratfor, Tajikistan, Kyrgyzstan: Militaries Exchange Gunfire at Border in Water Dispute, (Apr 29, 2021).
32 M.Seyfettin Erol, Kırgız-Tacik Sınır Çatışmaları Ya Da “Büyük Oyun”un Dönüşü, ANKASAM, (30 Nisan, 2021).
33 Erol, (30 Nisan, 2021).
34 Zaur Shiriyev, Azerbaijan’s Relations with Russia Closer by Default, Chatham House, Russia and Eurasia Programme Research Paper, (March 2019).
***