MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mart 2021 Pazartesi

Akşener : " FETÖ Kazanına Atarak Bahçeliye Vefa Borcunu Ödemek İstiyorlar"

 Akşener : " FETÖ Kazanına Atarak Bahçeliye Vefa Borcunu Ödemek İstiyorlar"


Fatma Sibel Yüksek - Açık İstihbarat
www.acikistihbarat.com
22.09.2016



MHP içindeki muhalefet hareketinin AKP-Devlet Bahçeli işbirliği ile akamete uğratılmasından sonra merkez medya, hareketin önde gelen ismi Meral Akşener'e yönelik tavrını aniden değiştirdi. Parti tabanından aldığı rüzgârla Devlet Bahçeli'nin koltuğunu sallamaya başlayan Akşener, neredeyse her  akşam yer bulduğu ekranlardan bir anda indirildi. Yazılı basında "Topuklu Efe'nin ayak sesleri" diye yazılar yazanlar, çark edip "Yanlış duymuşuz, ayak sesi filan yokmuş" şeklinde yazılar yazmaya başladı.
MHP muhalefetinin (şimdilik) söndürülmesinde, hukuk ve siyasi etik dışı yöntemlerden çok, kuşkusuz 15 Temmuz darbe girişimi sayesinde egemen kılınan siyasi iklim etkili oldu. Kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlanan Türkiye'de, bir siyasi partinin iç demokrasi sorunu belirsizliğe sürüklendi. Sorunun  yargı tarafında çözülme ihtimali ortadan kaldirıldı.
Dolayısıyla Meral Akşener de "reyting değerini" kaybetmiş oldu.
Böyle bir ortamda, geçtiğimiz günlerde Meral Akşener cephesinde ilginç bir olay yaşandı.
Beştepe kaynaklı olduğu anlaşılan haberlere göre Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan görüşme talebinde bulunmuş, ancak reddedilmişti. Görüşme isteğinin "amacı" konusunda yorumlar muhtelifti.
Meral Akşener'i Ankara'da gazetecilik yaptığım yıllardan beri tanırım. Siyasi konularda görüşlerine yüzde yüz desteklemesem de karakterini sağlam bulurum. Siyasetin hiç de  alışık olmadığı kadar net, açık ve cesurdur.
Milli kimliği konusunda kafamda hiç bir soru işareti olmadığı gibi "FETÖ'cülük" suçlamasının da büyük bir iftira olduğunu biliyorum.
Ancak Akşener'in Tayyip Erdoğan'dan görüşme talep etmesini doğru bulmadım. Reddedilmiş olmak ise ayrı bir rencide edici sonuçtu. Yılardır belli bir medya kuruluşunun çatısı altında olmadığım için bu konuya ilişkin görüşlerimi sosyal medyada yansıttım.
Eğer konu FETÖ operasyonları ise, ne Cumhurbaşkanlığının başvurulacak makam, ne de Recep Tayyip Erdoğan'ın "adaletine sığınılacak kişi" olduğunu belirttim.
Meral Akşener ile dün görüşme imkanımız oldu.

Konuya şöyle açıklık getirdi Sayın Akşener:

Tayyip Erdoğan'dan görüşme talep ettiği doğruydu. Özel kalem yetkilileri kendisine, talebini yazılı olarak iletmesi gerektiği bildirmiş, Akşener de bunun üzerine görüşme talebini faksla yinelemişti.
Sayın Akşener'in verdiği bilgiye göre, faksın ulaşmasından sonra kendisini Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan aradı ve görüşme talebinin "konusunun" ne olduğunu sordu.
İşte Meral Akşener ile ilgilenen kamuoyunun bilmek istediği de buydu.
Akşener, Tayyip Erdoğan ile neden görüşmek istemişti? 
Daha doğrusu, neden görüşmek isteyebilirdi?
Ben de bu soruyu yönelttim ve şu cevabı aldım:
Meral Akşener'in kampanyasında çalışmış bazı MHP'liler ve kendisini destekleyen gazeteciler "FETÖ mensubu olmak ve MHP'ye sızmak" suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Akşener bu isimleri çok yakından tanıyordu ve FETÖ ile ilgilerinin olmadığına kefildi.
Ve şunu söylemek istemişti Erdoğan'a:
"Masum insanlarla uğraşmayı bırakın, alacaksanız beni alın"
Peki  bu mesajın verileceği adres olarak Cumhurbaşkanlığı makamı doğru bir adres miydi?
Evet, Akşener  siyaseten doğru adres olduğuna inanıyordu- ki Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadele konusunda BM kürsüsünden tüm dünyaya uyarı yapması da göz önüne alınırsa-buna itiraz etmek zorlaşıyordu.

Akşener, "Alacaksanız beni alın" mesajını Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan'a tam bu ifadelerle aktardı. Doğan, konuyu Cumhurbaşkanı'na ileteceğini söyledi, ancak Meral Akşener'e Beştepe'den tekrar dönüş olmadı.

Peki Meral Akşener, içinde Cumhurbaşkanının da bulunduğu bir kesimin neden kendisi etrafında bir "FETÖ kazanı" kaynatmaya çalıştığını düşünüyordu?
Çünkü, parti içi muhalefete büyük bir savaş açan ve bu konuda Tayyip  Erdoğan'dan önemli destekler sağlamış olan Devlet Bahçeli'nin böyle bir beklentisi vardı ve Cumhurbaşkanı'nın  da kendisine koalisyon hükümetinin engellenmesi konusunda önemli bir destek veren Bahçeli'ye bir vefa borcu ödemesi gerekiyordu.
Meral Akşener kendisini bu "borcun" en önemli öznesi olarak görüyordu. Başka türlü olamazdı.
Sosyal medya ve Açık İstihbrat'taki takipçilerimize  bu açıklamayı yapan Sayın Akşener'e teşekkür ediyoruz.
Bu görüşme gerçekleşmişken, MHP muhalefetinin bundan sonra nasıl bir rota izleyeceğini de sorduk.
Akşener, Erdoğan-Bahçeli ittifakının, hukuk ve etik dışı yollarla MHP muhalefetini  şu aşamada duraksattığını kabul ediyor. Ancak iradesinin gayrı meşru biçimde engellendiğini gören MHP tabanının, daha da bilendiğini düşünüyor.

"Ben olurum veya başkası olur ama bu mücadele tamamlanacak" diyor Akşener.

MHP dışında bir parti kurmayı ise "Asla ve asla" düşünmediğini söylüyor.

***


17 Eylül 2020 Perşembe

MHP’nin Anadolu’daki yükselişi dikkat çekici.

MHP’nin Anadolu’daki yükselişi dikkat çekici. 



Sedat ERGİN

HÜRRİYET

06 NİSAN 2019


Yerel seçime ittifaklarla girilmesinin partilerin tek başına siyasi gücünü ölçmeyi zorlaştırdığı  aşikâr. İttifak yapılan yerlerde oylar sandıklarda ortak adaylar ve ortak listeler üzerinde iç içe geçtiğinden partilerin performansını tek başına ayrıştırabilmek güç. Ancak partilerin ittifak yapmayıp rakip olarak yarışa girdikleri yerlerde rekabetin nasıl seyrettiğini okuyabilmek pekâlâ mümkün.

Bugünkü yazımızda AK Parti ile MHP’nin bu seçimde ittifaka girmedikleri 30 ilde aralarındaki rekabetin geçen pazar günü nasıl sonuçlandığını okumaya çalışalım.

Bunu yapmak için iki partinin söz konusu 30 ilde 24 Haziran 2018 genel seçiminde aldıkları oy miktarlarıyla 31 Mart yerel seçiminde aynı merkezlerde il genel meclisi sandıklarında kendilerine çıkan oyları kıyaslamamız bize gerçekçi bir karşılaştırma imkânı sağlayacaktır.

Bu verileri incelediğimizde karşımıza çıkan tablo 30 ilin çoğunluğunda AK Parti oyları gerilerken MHP oylarının belirgin bir şekilde yükselmiş olmasıdır.

İki partinin oyunun da yerinde saydığı ya da gerilediği istisnalar olmakla birlikte, tablodaki başat yöneliş bu doğrultudadır.

*

Anlattığımız bu durumu iller bazında somut örnekler üzerinden açıklamaya çalışalım. Kaynak olarak 24 Haziran seçimleri için Yüksek Seçim Kurulu’nun web sitesini, son yerel seçim için Anadolu Ajansı’nı kullanacağız.

Önce Doğu Anadolu Bölgesi’nden Elazığ ile başlayalım. Bu ilde AK Parti’nin 24 Haziran genel seçimi ile 31 Mart yerel seçimi arasında uğradığı oy kaybı

-Rakamı yuvarlarsak- 48 binin üzerindedir. Buna karşılık MHP’nin geçen genel seçimde Elazığ’da 47 bine yaklaşan oyu, bu seçimde 91 binin üzerine çıkmıştır.

MHP’nin neredeyse iki katına yaklaşan 44 binin üzerinde bir oy artışı söz konusudur. Tabloda görüleceği gibi CHP ve HDP’nin oyları da gerilerken, İYİ Parti ve SP sandıkta oylarını arttırmıştır.

Elazığ’dan söz ederken katılımın oranındaki düşüş ve ayrıca geçersiz oyların da 15 bin dolayında artmış olması da yine bu ilde sandıktaki dip akıntıları anlamak bakımından hesaba katılmalıdır.

*

Bir başka örneği Karadeniz Bölgesi’nde Kastamonu’dan verelim. Bu ilde katılım oranı hemen hemen aynı kalırken, AK Parti’nin oyunda dokuz ay öncesine kıyasla

20 bin kadar bir gerileme meydana gelmiştir. MHP ise oyunu 34 binin üzerinde artırmıştır. Buradaki çarpıcı nokta, CHP ve İYİ Parti’nin de oy kaybına uğramış  olmalarıdır. İlginç olan, AK Parti, CHP ile İyi Parti’nin kayıplarının toplamının MHP’deki artışı eşitlemesidir. Bu durumda MHP’nin Kastamonu’da her üç partiden de oy aldığı ortaya çıkıyor.

İç Ege Bölgesi’nde AK Parti’nin 50 bin civarında oy kaybettiği Afyon’daki seçim denklemi özellikle dikkat çekiyor. AK Parti’nin oyu 248 binden 198 bine inerken, MHP oyunu 33 bin dolayında yükseltip 63 binden 96 bine çıkmıştır.

Aynı bölgeden Kütahya üzerinde durmamız gereken bir başka çarpıcı örnektir. Bu ilimizde katılım oranı 91.33’ten 89.19’a düşmüştür. AK Parti, geçen yıl

genel seçimde Kütahya’da 207 bin oy alırken, geçen pazar günü oyu 162 bine düşmüştür. Aradaki fark 45 bindir. MHP ise aynı dönemde oyunu yaklaşık 71 binden 93 bine yaklaştırmıştır. CHP’nin 4 bin, SP’nin de 12 bin dolayında artışları söz konusudur. Kütahya’nın il merkezinde belediye seçimini MHP kazanmıştır.

Keza Aksaray’da AK Parti’nin oyu 127 binden yaklaşık 99 bine inerken, MHP’nin oyu 45 binden 75 bine yükselmiştir. Yine İç Anadolu’da Tokat’ta AK Parti

cephesinde bir düşüş göze çarpıyor. İktidar partisinin Tokat’taki oyu 186 binden 160 bine düşerken, MHP’nin oyu kayda değer bir artışla 62 binden 102 bine gelmiştir.

AK Parti’nin son seçimdeki İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım’ın memleketi Erzincan’da AK Parti 64 binden yaklaşık 49 bine düşerken,

MHP 27 binden 41 bine yükselmiştir. AKP 15 bin düşmüş, MHP ise 14 bin çıkmıştır.

*

Tabii bütün illerde aynı kalıbın geçerli olduğunu söyleyemeyiz, istisnalar da var. Örneğin, Sivas’ta bir önceki seçime kıyasla hem AK Parti hem de MHP’nin oyları  birlikte düşmüştür. AK Parti’de 47 bin kadar bir kayıp görünüyor. MHP deki kayıp ise 22 bin dolayındadır. Geçen yıl AK Parti ile ittifak yapan

BBP bu kez seçime tek başına girmiş ve Sivas’ta il genel meclisi için 81 binin üzerinde oy alarak her iki rakibinde de ciddi bir kayba yol açmıştır. Güneydoğu’daki Adıyaman da benzer şekilde hem AK Parti hem MHP’nin gerilediği bir ildir. Birincisi 17 bin, diğeri 4 bin kadar gerilemiştir. Bu ilde HDP’nin oyunun da 51 binden 18 bine inmesi dikkat çekicidir. Bu ilde kazançlı çıkan parti ise oyunu 5 binden 46 bine tırmandıran SP’dir.

Ancak bu gibi istisnalar Türkiye genelinde ittifak yapılmayan merkezlerde ölçülebilir bir şekilde gözlenen şu kalıbı değiştirmiyor: Anadolu’nun önemli bir kesiminde AK Parti azımsanmayacak bir oy kaybına uğrarken, bu durumdan büyük ölçüde yararlanıp zemin kazanan parti MHP’dir.

Ekonomik koşullar kuşkusuz bu tablonun ortaya çıkmasında rol oynayan belirleyici faktörlerden biridir. Bununla birlikte milliyetçilik rüzgârının kuvvetlenmesi ve beka söyleminin ön plana çıkmasının Anadolu’da MHP’nin yelkenlerini doldurduğunu söylemek mümkündür.

MHP’nin Anadolu’daki yükselişi dikkat çekici.,


***


26 Ağustos 2018 Pazar

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI, ANALİZİ, BÖLÜM 5

 24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI, ANALİZİ, BÖLÜM 5 


TABLO 10. 

KÜRT NÜFUSUN YOĞUNLUKTA OLDUĞU 16 İLDE MİLLET VEKİLİ DAĞILIMI İLLER 
HAZİRAN 2011 
HAZİRAN 2015 
KASIM 2015 
HAZİRAN 2018 
AK PARTİ BAĞIMSIZ DİĞER AK PARTİ HDP DİĞER AK PARTİ HDP DİĞER AK PARTİ HDP DİĞER 


HDP’nin batıdaki bazı büyükşehir ve illerde yaşadığı oy artışı da CHP’den bu partiye oy geçişlerinin bir yansımasıdır. Bu minvalde özellikle İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya gibi illerde HDP 1 Kasım’a kıyasla ciddi bir oy artışı yaşamıştır. HDP’nin barajı aşmasıyla AK Parti’nin Mecliste çoğunluğu sağlamasının önüne geçilmesi adına sergilenen bu taktiksel oy verme davranışı partinin doğal oy oranının üzerine çıkmasına sebep olmuştur. Ayrıca partinin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın oy oranında 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre düşüş olmasına rağmen HDP’nin oylarının artması da bu durumu doğrulamaktadır. 

Demirtaş bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oy oranının 1 puan gerisinde kalırken partisiyle arasında da 3 puanlık bir fark ortaya çıkmıştır. 
Bu farkın seçim öncesinde kamuoyundaki değerlendirmelerde de sıkça dile getirildiği üzere CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye aktarıldığı muhtemel görünmektedir. 

Sonuç itibarıyla HDP’ye olan destek Kürt seçmenlerin yaşadıkları illerde azalsa da parti bu düşüşü batıda CHP seçmenlerinden gelen oylarla takviye etmiştir. CHP’nin Cumhur İttifakı’nın Parlamentoda azınlığa düşmesini sağlamak için yürüttüğü bu strateji HDP’nin CHP’nin emanet oylarıyla barajı geçmesiyle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla HDP’nin barajı aşması muhalefetin stratejik oy verme davranışı üzerinden AK Parti’nin Mecliste gücünü sınırlandırmaya dönük stratejisinin bir sonucudur.22 

Kürtlerin HDP’nin PKK ile aynı doğrultuda politikalar uygulamasından duyduğu rahatsızlığın boyutlarını ise seçim sonuçları net bir şekilde göstermektedir. Kayyum belediyeciliğinin başarısı da HDP’ye olan teveccühü azaltan nedenlerden biri olarak görülebilir. 


TABLO 11. 
HDP NIN OY ORANINI ARTIRDIĞI BAZI ILLER İLLER 



KASIM 2015 HAZİRAN 2018 OY ORANI 


TABLO 12. 



İYİ PARTİ NİN MİLLETVEKİLİ ÇIKARDIĞI İLLER VE OY ORANI İLLER OY ORANI (YÜZDE) MİLLETVEKİLİ SAYISI 


İYİ Parti 

Ekim 2017’de kurulan İYİ Parti seçimlere Millet İttifakı çatısı altında girdi. Seçim kampanyası boyunca İYİ Parti’nin MHP seçmeninin büyük ölçüde  desteğini alacağı ve AK Parti seçmeninden de bu partiye oy geçişleri olacağı dolaşıma sokuldu. Fakat partinin kampanya sürecinde kimliksiz ve kaygan bir siyaset izlemesi halihazırda bu partiye yönelmiş seçmenin dahi desteğini çekmesine yol açtı. Dolayısıyla 24 Haziran’da seçmenlerinin  beklentilerini karşılayamayan partilerden birisi de İYİ Parti oldu. 

İYİ Parti genel seçimlerde 4 milyon 993 bin oy ile yüzde 9,96 oranında oya ulaşırken partinin cumhurbaşkanı adayı Akşener 3 milyon 649 bin oy ile yalnızca yüzde 7,2 oranında oy alabildi. Akşener ve İYİ Parti’nin oy sayıları arasındaki yaklaşık 1 milyon 340 binlik farkın CHP adayı Muharrem İnce’ye gittiği ifade edildi. Türkiye genelinde İstanbul’dan sekiz, Ankara’dan beş, Antalya’dan üç, İzmir, Adana, Bursa ve Mersin’den ikişer vekil çıkaran parti toplamda 43 milletvekili elde etti. 

İYİ Parti ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz’den yüksek oranda oy almıştır. En düşük oy oranını ise Doğu ve Güneydoğu’dan edinmiştir. Oy oranının en yüksek olduğu illere bakıldığında Burdur, Isparta, Antalya, Çanakkale ve Muğla’nın başı çektiği görülmektedir. İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in en yüksek oy oranına ulaştığı iller de partiyle benzerlik göstermektedir. İYİ Parti lideri Meral Akşener oran olarak en yüksek oya Burdur (15,8), Isparta (14,8), Antalya (13,5), Denizli (13,8) ve Bilecik’te (13,2) ulaşmıştır. 

İYİ Parti’nin bazı kesimlerin abartılı tahminlerinin aksine beklenen bir sonuç aldığı söylenebilir. Yüzde 10’a oldukça yaklaşan İYİ Parti’nin oylarının çok büyük bir kısmını MHP ve CHP seçmeninden alması ayrıca önemlidir. Bu durum AK Parti alternatifi “merkez sağ” bir parti olma iddiasındaki partinin ideolojik konumlanma olarak durduğu yeri tam belirleyememesinin de bir sonucudur. Ayrıca Meral Akşener’in İYİ Parti’ye kıyasla yüzde 25 daha az oy alması partinin lider eksenli ve iktidar adayı bir parti olmaktan ziyade kendi partilerine tepkili seçmenlerin buluştuğu bir parti hüviyetine büründüğünü göstermektedir. 


TABLO 13. 

İYİ PARTİ NİN EN YÜKSEK OY ORANINA SAHİP OLDUĞU ON İL 
İLLER OY ORANI (YÜZDE) OY SAYISI MİLLETVEKİLİ SAYISI 



Kamuoyunda İYİ Parti’nin gerek AK Parti’den çok oy alacağı gerekse de MHP’yi tamamen eriteceğine dair yürütülen bilinçli propaganda sonucunda oluşan hayal kırıklığı partinin yüzde 10’a yakın oy almasına rağmen başarısız olarak görülmesine yol açmıştır. Özellikle partinin genel başkanı Meral Akşener’in Parlamento dışında kalması partinin önümüzdeki dönemde güçlü bir siyaset izleyip izleyemeyeceğine yönelik soru işaretleri oluşturmaktadır. Her ne kadar parti Ege ve Akdeniz bölgelerinde görüldüğü gibi MHP’den belirli bir oranda oy alsa da bu oyların konsolide olup olmayacağı belirsizdir. 

İYİ Parti’nin seçim sonrasında ciddi bir arayış içerisine girdiği görülmektedir. Bu sebeple partide bundan sonraki stratejisiyle ilgili farklı arayışlar mevcuttur. Son olarak İYİ Parti’nin Millet İttifakı’nda daha fazla yer almayacağı ve bu ittifakın sona erdiğinin duyurulması bu arayışın bir tezahürüdür. 

Saadet Partisi 

Saadet Partisi 24 Haziran seçimlerine Millet İttifakı çatısı altında girdi. Saadet Partisi ile İYİ Parti arasında Aralık 2017’den itibaren başlayan görüşmeler erken seçim kararının ardından hızlandı ve CHP’nin de bu iş birliğine katılmasıyla sonuçlandı. Bu üçlü ittifakta Saadet Partisi’nin AK Parti seçmenlerinin bir bölümünün desteğini alacağı iddia ediliyordu. Fakat Saadet Partisi’nin CHP ile aynı ittifak çatısı altında bulunması kendi tabanının bir bölümü tarafından tepkiyle karşılandı. 

Saadet Partisi 24 Haziran genel seçimlerinde aldığı 672 bin 139 oy ile yüzde 1,34 oy oranına ulaşmıştır. 1 Kasım seçimlerinde 326 bin oy ile yüzde 0,7’de kalan Saadet Partisi 24 Haziran seçimlerinde oyunu artırmıştır. Ancak Saadet Partisi BBP ile ortak girdiği 7 Haziran seçimlerinde aldığı 1 milyon oyun dahi gerisinde kalmıştır. 24 Haziran genel seçimlerinde Bayburt (3,2), Batman (3,1), Trabzon (2,5), Konya (2,3) ve Kocaeli (2,2) Saadet Partisi’nin en yüksek oy oranına ulaştığı iller olmuştur. 

Saadet Partisi hiçbir seçim bölgesinde milletvekili çıkaracak yeterli sayıya ulaşamadığı için elde ettiği oylar ittifakın diğer üyelerine eklemlenmiştir. 
CHP bu sayede Adıyaman, Elazığ, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kütahya, Nevşehir, Şanlıurfa ve Yozgat’ta Saadet Partisi ve İYİ Parti’nin ittifak oylarıyla birer milletvekili çıkarmıştır. Buna karşın Saadet Partisi CHP’nin kendisine ayırdığı kontenjandan altı milletvekili adayı göstermiş ve bunların ikisi 24 Haziran’da seçilmiştir. Saadet Partisi’ne ayrılan üçüncü bölge dokuzuncu sıra ve Konya ikinci sıradan gösterilen adaylar CHP listesinden milletvekili olmuştur. 

Saadet Partisi seçimler sonrasında CHP’ye verdiği katkı nedeniyle eleştirilerin odağında yer almıştır. Bir yandan CHP tabanı Saadet Partisi’ni ittifaka yeterince katkıda bulunmadığı sebebiyle eleştirmiştir. Öte yandan muhafazakar kesimden gelen eleştiriler Saadet Partisi sayesinde CHP’nin 
önemli sayıda milletvekili elde etmesiyle ilgilidir. 


Bu eleştirilere karşı Saadet Partisi’nden net bir açıklama yapılmasa da Millet İttifakı’nın dağılma-sıyla beraber Saadet Partisi önümüzdeki dönemde 
siyasette tekrar geri planda kalacaktır. Zira Saadet Partisi aktör haline gelme çabasına karşın seçim sürecinde etkili bir siyaset ortaya koyamamıştır. 

SONUÇ 

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri Türkiye için tarihi bir dönüm noktasına işaret etmekteydi. 16 Nisan referandumuyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı sistemine fiilen geçildi. Partilerin yasal bir zeminde ittifak yapabilmelerini sağlayan seçim ittifakı düzenlemesi de ilk kez tecrübe edildi. Partilerin seçmen tabanları arasında taktiksel denebilecek oy geçişkenlikleri ortaya çıktı. 

Bu seçimlerde muhalefetin kampanyasının özü Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı üzerine inşa edilmişti. İttifak yapmalarının dinamiğini de bu motivasyon oluşturdu. Buna ek olarak muhalefet partileri 1990’ların vaat siyasetine yönelerek siyasal popülizmin tüm unsurlarını devreye soktu. 
Önce Erdoğan karşıtlığında bir “çatı aday” üzerinde ittifak sağlanmaya çalışıldı. Özellikle AK Parti’de siyaset yapmış eski siyasetçiler ve sağ siyasetin 
içinde bulunmuş aktörler üzerinde epeyce tartışma yürütüldü. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “çatı aday” üzerinde ittifak sağlanamayınca 
Parlamento seçimleri için CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP Millet İttifakı adıyla seçimlere gitti. HDP ise AK Parti’ye karşı taktiksel olarak Parlamento seçimlerinde desteklenerek barajı geçmesi sağlandı. 

İktidarın seçimlere dönük büyük hikayesi on altı yıllık icraat ve hizmet siyasetini yeni siyasal sistemle birlikte taçlandırma üzerineydi. 
Bu anlamda “Yaparsa Yine AK Parti Yapar” sloganıyla kendisine bugüne kadar en az bir kez oy vermiş seçmenin diğer partilere yönelmesi engellenmeye  çalışıldı. AK Parti seçimlere yönelik yeni dönemde büyük projelere devam etmekle birlikte mikro projelere de ağırlık verileceği temasını öne çıkardı. 

Seçimler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mutlak zaferiyle ilk turda sonuçlandı. MHP ile birlikte Cumhur İttifakı çatısında seçimlere giren AK Parti oyların yüzde 42,6’sını alarak en yakın rakibinden neredeyse iki kat fazla oy elde etti. Böylece AK Parti on altı yıllık iktidarını sürdürecek bir sonuca ulaşarak 2002’den bu yana girdiği on dördüncü seçimi de kazandı. AK Parti 1950 demokratik seçimlerinden bu yana kesintisiz en uzun iktidarda kalan parti olma özelliğini korumaktadır. Yeni bir erken seçim yaşanmadığı takdirde beş sene daha iktidarda kalacaktır. Bu açıdan bakıldığında AK Parti siyaset bilimi literatüründe 20 yıl arka arkaya seçimleri kazanarak iktidarda yer alan partileri tanımlamak için kullanılan “ Hakim Parti ” sınıfına girmiş bulunmaktadır. 

Seçimlere Millet İttifakı çatısı altında giren CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ise beklediği sonucu elde edemedi. Her ne kadar seçimleri kazanamasa da CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce partisinin yaklaşık 8 puan üzerinde bir oy aldı. CHP’nin yüzde 22’de kalması ise parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile partinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce arasında liderlik krizinin derinleşmesine sebep oldu. Ayrıca bu ittifakın bir diğer ortağı İYİ Parti’de ise yeni dönemde partinin yasama süreçlerindeki pozisyonuyla ilgili bir uyuşmazlık baş gösterdi. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin bir ideolojik uyum çerçevesinde değil Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığında birleşmeleri ise seçimlerin akabinde Millet İttifakı’nın dağılmasıyla sonuçlandı. 

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri Türkiye için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu seçimde 16 Nisan referandumuyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı sistemine fiilen geçilmiş, seçimlerde partilerin yasal bir zeminde ittifak yapabilmelerini sağlayan seçim ittifakı düzenlemesi de ilk kez 
tecrübe edilmiştir. Seçimler ilk turda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mutlak zaferiyle sonuçlanırken MHP ile birlikte Cumhur İttifakı çatısında seçimlere giren AK Parti oyların yüzde 42,6’sını alarak Türkiye partisi kimliğini taşıyan tek siyasal aktör olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. 24 Haziran seçimlerinin en önemli sonucu ise 26 milyondan fazla seçmenin oyunu alarak tekrar cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın liderliğinin tartışmasız bir şekilde konsolidasyonu olmuştur. 

Seçimlere Millet İttifakı çatısı altında giren CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ise kampanya sürecindeki tüm iddialarına rağmen herhangi bir başarı elde edemedi. 
Her ne kadar seçimleri kazanamasa da CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin partisinin yaklaşık 8 puan üzerinde oy alması CHP’de liderlik krizini bir kere daha başlattı. Ayrıca bu ittifakın bir diğer ortağı olan İYİ Parti’de yeni dönemde partinin yasama süreçlerindeki pozisyonuyla ilgili bir uyuşmazlık baş gösterdi. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin bir ideolojik uyum çerçevesinde değil Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığında birleşmeleri ise seçimlerin akabinde Millet İttifakı’nın dağılmasıyla sonuçlandı. 

Tüm bu bilgiler ışığında analiz 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını partiler açı sından ele almakta ve sonuçların ampirik bir değerlendirmesini yapmaktadır. 
Bu amaç doğrultusunda ilk olarak 24 Haziran seçimlerinin Türkiye siyaseti açısından önemine değinilmekte ve seçimlere yön veren temel dinamikler ele 
alınmaktadır. 
Daha sonrasında AK Parti, CHP, MHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi açısından seçim sonuçları analiz edilmekte, geçmiş seçimlerin sayısal verilerine kıyasla partilerin performansları değerlendirilmektedir. Analizin sonuç bölümünde ise seçim sonrasında ön plana çıkan temel dinamiklere değinilmektedir. 

DİPNOTLAR:

1. Serdar Gülener ve Nebi Miş, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”, SETA Analiz, Sayı: 190, (Şubat 2017), s. 7. 
2. Ali Aslan, “24 Haziran ve Milli İradenin Zaferi”, Sabah, 30 Haziran 2018. 
3. Seçim ittifaklarının seçmen davranışı üzerine etkisi için bkz. Nebi Miş ve Hazal Duran, “Seçim İttifakları”, SETA Analiz, Sayı: 232, (Şubat 2018), s. 11-14. 
4. Erik R. Tillman, “Pre-Electoral Coalitions and Voter Turnout”, Party Politics, Cilt: 21, Sayı: 5, (2015), s. 1. 
5. M. Zahid Sobacı, “Her Zaman Kaybettiren Strateji: Erdoğan Karşıtlığı”, Star Açık Görüş, 5 Mayıs 2018. 
6. Nebi Miş, “Hakim Partili İki Siyasi Blok”, Türkiye, 6 Şubat 2018. 
7. Burhanettin Duran, “Seçmenden Stratejik Dersler”, Sabah, 26 Haziran 2018. 
8. Fadime Özkan, “SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş: Muhalefet Hazırlandı ama Sonuç Alamadı”, Star, 24 Nisan 2018. 
9. Fahrettin Altun, “24 Haziran Seçimlerinden Neler Öğrendik?”, Sabah, 25 Haziran 2018. 
10. Burhanettin Duran, “Erdoğan’ın Manifestosunun Kodları”, Sabah, 8 Mayıs 2018. 
11. Nebi Miş ve Baki Laleoğlu, “24 Haziran Seçimlerinde AK Parti”, SETA Analiz, Sayı: 242, (Haziran 2018). 
12. Hazal Duran, “The Victory of Turkish Democracy”, The New Turkey, 25 Haziran 2018. 
13. Burhanettin Duran, “Yeni Dönemde Siyasetin Gidişatı”, Sabah, 29 Haziran 2018. 
14. Nebi Miş, “AK Parti’nin Seçim Performansı”, Türkiye, 28 Haziran 2018. 
15. Hüseyin Alptekin, “Who will Turkey’s Kurds Vote for?”, The New Turkey, 28 Nisan 2018. 
16. M. Erkut Ayvaz, “24 Haziran Seçimlerinde CHP”, SETA Analiz, Sayı: 243,
17. Burhanettin Duran, “Muhalefetin Bütün Seçenekleri Masada”,  (Haziran 2018), s. 7. Sabah, 24 Nisan 2018. 
18. Fahrettin Altun, “Başlasın Koltuk Kavgaları”, Sabah, 28 Haziran 2018. 
19. Nebi Miş, “Kurtarıcı Arayışı ve CHP’nin Seçim Performansı”, Türkiye, 30 Haziran 2018. MHP 
20. MHP’nin bölünmesi sonucunda kurulan İYİ Parti’nin Türk siyasetine muhtemel etkileri üzerine bkz. Hazal Duran, “Meral Akşener’in Siyasal Anlamı 
ve İYİ Parti”, SETA Analiz, Sayı: 223, (Kasım 2017). 
21. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri sürecinde HDP’nin barajı geçmek için araçsallaştırdığı Türkiye partisi olma stratejisini ve bu stratejinin 24 Haziran seçimlerindeki değişimini daha detaylı anlamak için bkz. Serdar Gülener ve Ahmet Baykal, “24 Haziran Seçimlerine Doğru HDP”, SETA Analiz, Sayı: 245, (Haziran 2018). 
22. Nebi Miş, “Seçim Sonuçlarının Genel Siyasi Anlamı”, Türkiye, 26 Haziran 2018. 

ANKARA • ISTANBUL • WASHINGTON D.C. • KAHIRE 

www.setav.org 




***

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ BÖLÜM 4

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ BÖLÜM 4


TABLO 8. 
CHP NİN EN YÜKSEK VE EN DÜŞÜK OY ALDIĞI BEŞ İL 
EN YÜKSEK OY ALDIĞI İLLER OY ORANI (YÜZDE) 
EN DÜŞÜK OY ALDIĞI İLLER OY ORANI (YÜZDE) 





CHP’nin hem Cumhurbaşkanlığı hem de Parlamento seçimlerinde yaşadığı başarısızlık partiyi seçim sonrasında derin bir liderlik krizinin içerisine sokmuştur. Üstelik her seçimde yaşandığı gibi CHP kendi seçim performansını değerlendirmek yerine asıl başarısız olanın AK Parti olduğunu iddia ederek başarısızlığını örtmeye çalışmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun her iki kişiden birinin oyunu alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmemesi de bu başarısızlığı örtme çabasının yansımasıdır.19 

Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrasında Muharrem İnce ile parti liderliği için yeniden mücadeleye girmekten kaçınmak adına kullandığı en temel yöntem CHP’nin seçimlerde başarısız olduğunu reddetmek ve görmezden gelmektir. 

24 Haziran seçimlerinde en büyük sürprizi yapan parti olan MHP seçimlere AK Parti ile birlikte Cumhur İttifakı çatısı altında girmiştir. 
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Yenikapı ruhu ve devletin bekası temelinde AK Parti ile birlikte hareket eden MHP seçim kampanyasını 
da bu zemin üzerine kurmuştur. MHP seçim sürecinde Türkiye’nin kritik bir eşikten geçtiğini ve devletin bekası için yerli ve milli politikaların  uygulanmasının elzem olduğunu vurgulamış ayrıca AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ı desteklemiştir. 

Parti tüm kamuoyu araştırmaları sonuçlarının aksine yüzde 11,1 oranında oy elde ederek Kasım 2015 seçimlerinde kazandığı milletvekili sayısını 40’tan 49’a yükseltmiştir. MHP hiçbir ilde birinci parti olamasa da 45 ilde oy oranını artırmış, 12 ilde de yeni milletvekili kazanmıştır. 

Partinin milletvekilliği elde ettiği yeni seçim çevrelerindeki artan oy oranları dikkat çekicidir. 

MHP’nin seçim öncesinde oy oranlarında belirsizliğe sebep olan en temel husus partiden ayrılanların kurduğu İYİ Parti’nin seçimlere girmesi ve bu durumun MHP’nin oy oranlarında herhangi bir düşüşe yol açıp açmayacağı idi.20 


TABLO 9. 



CHP' NİN GÜÇLÜ OLDUĞU BAZI SEÇİM ÇEVRELERİNDE HDP NIN OY SAYILARI VE ORANLARININ DEĞİŞİMİ 7 HAZİRAN 2015 1 KASIM 2015 


24 HAZİRAN 2018 OY ORANI 




Her ne kadar kamuoyunda Meral Akşener Öncülüğünde kurulan İYİ Parti’nin MHP’nin oy oranlarında ciddi bir düşüşe neden olacağı tahminleri yapılsa da sonuç farklı şekillendi. Buna rağmen Ege ve Akdeniz’de MHP’nin oylarında ciddi bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Milliyetçi seçmen kitlesinin de olduğu Aydın, Denizli, Manisa, Afyon, Burdur, Isparta, Uşak, Antalya, Mersin, Karaman, Adana ve Osmaniye’de MHP’nin oy oranları düşmüştür. Bu düşüşün nedeni söz konusu bölgelerde MHP tabanının İYİ Parti’ye yönelmesidir. Grafik 7’deki veriler de bu durumu ortaya koymaktadır. 

GRAFIK 7. 
EGE VE AKDENİZ BÖLGELERİNDE MHP VE İYİ PARTİ OYLARI (YÜZDE) 


4 Kasım 2015 MHP Haziran 2018 MHP Haziran 2018 İYİ Parti


MHP Ege ve Akdeniz’de yaşadığı bu oy kaybını Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki oy artışıyla telafi etmiştir. Bu seçimlerde MHP’nin Kürt seçmenin yoğun olarak yaşadığı Batman, Bitlis, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van, Ağrı ve Şanlıurfa olmak üzere on iki ilde oylarını artırması dikkatleri çekmiştir. 
Bu illerin sekizinde ise MHP hem 7 Haziran hem de 1 Kasım seçimlerindeki oy oranlarının üzerine çıkmıştır. Oy oranlarındaki artış göz önüne alındığında bu bölgelerde oy oranını en çok artıran parti MHP olmuştur. 

GRAFİK 8. 
MHP NİN DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESİNDEKİ OY ORANLARINDAKİ DEĞİŞİM (YÜZDE) 


1Haziran 2015  Kasım 2015 Haziran 2018


GRAFİK 9. 
MHP NİN OY ORANINI ARTIRDIĞI BAZI İLLER (YÜZDE) 


Kasım 2015 Haziran 2018

Partinin oy oranındaki beklenmedik artışın iki temel sebebi MHP ile AK Parti arasında gidip gelen geçişken milliyetçi oyların önemli bir bölümünün MHP’ye yönelmesi ve bir kısım AK Parti seçmeninin bu seçimlerde MHP’ye oy vermesidir. Seçmen tercihindeki bu değişimin birkaç sebebi bulunmaktadır: Öncelikle her iki partinin Cumhur İttifakı çatısı altında seçimlere girmesi milliyetçi seçmenin AK Parti’den MHP’ye geçişini kolaylaştırmıştır. Zira ittifak düzenlemesi sayesinde ittifaka dahil bir partinin kazancı aynı ittifak içerisindeki diğer bir partinin de yararına olmaktadır. İkinci olarak MHP’nin devlet bekasını önceleyerek AK Parti ile birlikte hareket etmesinin seçmenin bu yönelimini belirginleştirdiği söylenebilir. Bu sonucu oluşturan üçüncü bir sebep ise İYİ Parti’nin yaşadığı ideolojik savrulmalar sonucu ilk etapta bu partiye yönelen milliyetçi seçmenin MHP’ye geri dönmesidir. Dolayısıyla İYİ Parti MHP’den gelen milliyetçi oyları konsolide etmeyi başaramamıştır. Bunların haricinde bu sonucu belirleyen bir diğer değişken MHP’den ayrılarak İYİ Parti’ye geçen seçmenlere tepki göstermek isteyen milliyetçi seçmenlerin MHP’de konsolide olmasıdır. 

Bu argümanı destekleyen bir diğer veri AK Parti’nin oyunun düştüğü Erzincan, Erzurum, Konya, Iğdır ve Yozgat gibi illerde MHP’nin oyunun ciddi oranlarda artmasıdır. Bu illerde ağırlıklı olarak MHP’nin oyu 1 Kasım’daki oy oranlarının üzerine çıkmıştır. Ayrıca İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde MHP’nin artan oyuna karşın AK Parti’nin oy oranının çok az miktarlarda artması veya azalması seçmenin MHP’ye yöneldiğini göstermektedir. Özetle MHP’den İYİ Parti’ye oy geçişi yaşanırken aynı zamanda AK Parti’den de MHP’ye oy geçişi olmuş ve bu sayede MHP son seçimlerdeki oyunu korumuştur. 

HDP 

HDP’nin 24 Haziran seçim kampanyasının ana ekseni Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçilmesini engellemek ve AK Parti’nin Parlamentoda azınlığa düşmesini sağlamaktı. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin ana amacının bu olması her ne kadar yasal olarak Millet İttifakı’nda yer almasa da HDP’yi bu ittifakın fiili bir parçası haline getirdi. Öyle ki bu ittifakın seçim sonrasına yönelik hazırladığı her senaryoda HDP de bu karşıt cephenin bir parçası olarak bulunuyordu. Hatta Millet İttifakı Cumhur İttifakı’nın başarısız olmasının ana şartının HDP’nin barajı geçmesi olduğunu sıkça ifade etti. Bu sebeple başta CHP olmak üzere Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden HDP’ye oy geçişi yaşandı. 

Seçim öncesi dönemde baraj tartışmalarıyla gündemde olan HDP 24 Haziran genel seçimlerinde barajı geçerek Parlamentoda yer alan partilerden birisi olmuştur. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde milliyetçi Kürt siyasi geleneği içerisinde seçim barajını aşarak Mecliste temsil fırsatı elde eden ilk parti olan HDP21 24 Haziran seçimlerinde de yüzde 11,7 oranın-da oy alarak 67 sandalye kazanmıştır. Buna karşın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş için aynı başarıdan söz etmek mümkün değildir. Öyle ki Demirtaş 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 9,76’lık oy oranının altına düşmüş ve yalnızca yüzde 8,4 oranında oy toplayabilmiştir. 

GRAFIK 10. 
24 HAZIRAN GENEL SEÇIMLERINDE HDP NIN OY ORANININ DÜŞTÜĞÜ 16 ŞEHIR (YÜZDE) 



HDP 2015 Kasım genel seçimlerinde birinci parti olarak çıktığı on iki şehirden yalnızca Bitlis’te ikinci sıraya gerilemiş ve diğer on bir şehirde yine birinci parti olmayı başarmıştır. Ancak birinci olduğu on bir şehirde de ciddi oranda oy kaybetmiştir. Bu on bir şehirde oy oranlarındaki düşüş hesaplandığında HDP’nin ortalama yüzde 8 oranında oy kaybettiği görülmektedir. 

Tam da bu noktada 2015 genel seçimleri dönemindeki taktiksel/emanet oy tartışmalarına değinmekte yarar vardır. Güçlü olduğu şehirlerde ciddi kayıplar yaşayan HDP’nin –İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirler de dahil olmak üzere CHP’nin güçlü olduğu yerlerde (Çankaya, Kadıköy, Şişli, Beşiktaş vb.) oylarını önemli oranda artırdığı görülmektedir. Söz konusu şehir ve ilçelerdeki seçmen sayıları da dikkate alındığında HDP’nin Doğu ve Güneydoğu şehirlerindeki oy kaybını buralardan tolere ettiğini söylemek mümkündür. Dolayısıyla CHP’den HDP’ye ciddi bir oy geçişinin olması HDP’nin barajı geçmesinde en etkili faktörlerden birisidir. 

Her ne kadar oy oranlarında bir değişiklik yaşansa da Doğu ve Güneydoğu’da Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde milletvekili sayısında çok az bir düşüş görülmüştür. Oy oranlarındaki düşüşe rağmen milletvekili sayısında ciddi bir değişikli-ğin olmamasının birkaç nedeni bulunmaktadır: 


Öncelikle milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkması bölgedeki milletvekili sayısında da artışa yol açmıştır. Ayrıca bölgedeki en etkili siyasi aktörlerin 
AK Parti ve HDP olmaya devam etmesi ve diğer partilerin bölgede bir varlık gösterememesi milletvekili dağılımlarında büyük bir değişiklik görülmemesine sebebiyet vermiştir. 


5 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..



***

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ BÖLÜM 3

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ BÖLÜM 3




TABLO 4. 
KASIM 2015 SEÇIMLERINE KIYASLA AK PARTI NIN OY ORANININ EN ÇOK DÜŞTÜĞÜ VE YÜKSELDIĞI ILLER (YÜZDE) 

KASIM 2015 SEÇİMLERİNE GÖRE AK PARTİ NİN OY ORANININ EN ÇOK DÜŞTÜĞÜ İLLER (YÜZDE) 





TABLO 5. 
AK PARTI NIN KASIM 2015 SEÇIMLERINE GÖRE DOĞU VE GÜNEYDOĞU DA BAZI ILLERDEKI OY ORANLARINDA DEĞIŞIM (YÜZDE)  

Özellikle bazı Büyük Şehirlerde AK Parti’nin oy kaybı yaşaması elde ettiği oy sayısı üzerinde de etki yaratmıştır. Bu bağlamda Bursa, Konya, Kayseri, Rize ve Trabzon gibi AK Parti’nin geleneksel olarak güçlü olduğu Büyük Şehirlerdeki oy oranlarındaki düşüş dikkatleri çekmiştir. Bu illerdeki düşüşün sebeplerini anlamak AK Parti açısından önem arz edecektir. Zira yerel problemlerin de doğrudan seçmen tarafından bir cezalandırma motivasyonuna dönüşebileceğine işaret eden bu durumun sebeplerinin anlaşılması partinin 2019’daki performansına olumlu katkıda bulunacaktır.14 

AK Parti’nin Kürt seçmenlerin yoğun yaşadığı illerde gösterdiği performansa bakıldığında ise toplamda 1 Kasım’a kıyasla çok büyük bir düşüş ya da yükseliş görülmemiştir. Bir diğer ifadeyle AK Parti çok küçük farklarla Kürt seçmenlerin yoğunlukta olduğu illerde 1 Kasım’a benzer oy oranları elde etmiştir. Bu noktada yalnızca Şanlıurfa’da AK Parti açısından ciddi bir düşüş dikkatleri çekmekte dir.15 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Kürt seçmenlerin yoğun yaşadığı illerde 2014 cumhurbaşkanı seçiminde kendisinin ve Kasım 2015’te AK Parti’nin aldığı oy oranlarına yakın bir oranda oy almıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illerde AK Parti’nin 1 Kasım oylarını aşmıştır. Buna ek olarak Hakkari ve Şırnak’ta belirgin bir oy artışının gerçekleşmesi dikkat çekmektedir. Bu sonuçlara bakıldığında Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt seçmenin AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermeyeceği argümanlarının boşa çıktığı görülmektedir. Dolayısıyla bölgedeki en etkili siyasi aktörlerin başında AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan gelmektedir. 

AK Parti’nin Kürt seçmenlerin yaşadıkları illerde oylarını artırmasının arkasında seçim güvenliğiyle ilgili alınan tedbirlerin ve kayyumlar sayesinde bölgeye daha iyi hizmet götürülmesinin etkisi olduğu söylenebilir. Seçim güvenliğiyle ilgili alınan tedbirler PKK’nın bölgedeki Kürt seçmenler üzerindeki baskısını azaltmış tır. Yine de seçimlerin hemen akabinde PKK’nın bölgedeki bazı AK Parti’li seçmenlere düzenlediği saldırıların bölge halkının AK Parti’ye teveccühünü cezalandırmak ve halka gözdağı vermek olduğu akılda bulundurulmalıdır. Dolayısıyla AK Parti’nin bölgedeki yükselişini PKK kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak görmektedir. 


GRAFIK 4. 
DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESINDE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN IN 2014 VE 2018 

Cumhurbaşkanlığı 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük bir uzlaşıyla seçilmesi seçim sonrası dönemde AK Parti’nin etkin ve icracı bir hükümet anlayışıyla hareket etmesini sağladı. Gerek yeni kabinenin belirlenmesi gerekse yeni sistemin ana kurumlarının oluşturulması bu anlayışla gerçekleştirildi. 
Öte yandan AK Parti’nin her seçimin akabinde gelecek seçimin hazırlıklarına başlama geleneği 24 Haziran sonrasında da yaşandı. Muhalefet partileri derin bir yönetim ve liderlik kriziyle karşı karşıya kalırken AK Parti’de sonuçların muhasebesi ve Mart 2019’da gerçekleştirilmesi planlanan seçimlerin hazırlığı şimdiden başladı. 

CHP 

CHP 24 Haziran seçimlerinin açık ara en başarısız partisi oldu. CHP’nin bu seçimlerde geçmişe kıyasla büyük bir oy kaybı yaşaması tabanda parti 
yönetimine karşı ciddi sorgulamalara yol açarken partinin geleceğine dair bir belirsizlik yarattı. Partinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin 
izlediği popülist stratejiyle seçimlerde CHP’ye kıyasla çok daha fazla oy alması –seçim süreci boyunca da sürekli gündeme geldiği gibi– parti içi muhalefetin harekete geçmesine ve CHP’de yeni bir liderlik mücadelesi başlamasına yol açtı.16 

CHP 24 Haziran seçimlerinde temel taktiğini Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı bir cephe oluşturmak ve bu cephe aracılığıyla hem Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde Erdoğan’ın seçilmesini önlemek hem de Parlamentoda Cumhur İttifakı’nı azınlığa düşürmek üzerine kurdu.17 Bu taktiğin bir gereği olarak Yüksek Seçim Kurulunun kararı dahi beklenmeden CHP’den 15 milletvekili İYİ Parti’ye grup kurdurmak için geçti ve Abdullah Gül’ün çatı adaylığı için CHP-Saadet Partisi İYİ  Parti hattında görüşmeler gerçekleştirildi. 

Çatı aday projesinin başarısız olmasının ardından ise Parlamento seçimlerinde Cumhur İttifakı’nı başarısızlığa uğratma amacı ağırlık kazandı. 
Bu strateji doğrultusunda CHP ülkenin yapısal sorunlarına değinen ve çözüm önerileri sunan politikalar yerine bütün seçim kampanyasını Erdoğan karşıtlığı üzerine kurdu ve nihayetinde başarısız oldu. 

1 Kasım’daki oy oranına kıyasla 2,6 puan kaybeden CHP 24 Haziran parlamento seçiminde yüzde 22,6 oranında bir oy elde etti. Fakat seçim sisteminin, seçim ittifakları düzenlemesi ve milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkmasının bir sonucu olarak HDP 1 Kasım’da 134 olan vekil sayısını 146’ya çıkardı. 

Oy oranındaki azalmaya rağmen milletvekili sayısındaki artışın asıl kaynağı ise Saadet Partisi ve İYİ Parti ile yapılan ittifak oldu. 

TABLO 6. İTTİFAK SİSTEMİ DOLAYISIYLA CHP NİN MİLLETVEKİLİ SAYISININ DEĞIŞTİĞİ İLLERDEKİ  OY ORANLARI (YÜZDE) VE MİLLETVEKİLİ SAYILARI* 


* İlgili tabloda oy oranlarının yanında parantez içinde verilen sayılar elde edilen milletvekili sayısını belirtmektedir. 

Seçim ittifakları düzenlemesinin bir gereği olarak milletvekillerinin önce ittifaklara dağıtılması, sonrasında ise ittifak içerisindeki partilere oy oranlarına uygun bir şekilde paylaştırılması kuralı Saadet Partisi’ne verilen oyların bu partinin tek başına vekil çıkaramadığı durumlarda CHP’ye avantaj sağlamasına neden oldu. Seçim sonuçlarında da Saadet Partisi’nin oyları pek çok yerde CHP’ye yaradı. CHP Saadet Partisi ve İYİ Parti’den gelen artık oylar sayesinde uzun zamandır milletvekili çıkaramadığı Adıyaman, Karabük, Karaman, Kars, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kütahya, Nevşehir, Şanlıurfa, Elazığ ve 
Yozgat’tan milletvekili kazandı. 

Her ne kadar milletvekili sayısında bir düşüş olmasa da CHP’nin özellikle –partinin kalesi olarak bilinen bazı büyük şehirlerdeki oy düşüşleri CHP’den HDP’ye belirgin bir oy geçişi yaşanmasının bir sonucu olarak görülmektedir. 
Örneğin İzmir’de CHP’nin oyları Kasım 2015’e kıyasla yaklaşık 4,5 puanlık bir düşüş gösterirken HDP’nin oyları ise yaklaşık 3 puan artmıştır. Yine İzmir’de İYİ Parti’nin yüzde 10,8 oranında oy alması dikkatleri çekmiştir. 

GRAFIK 5. CHP NİN OY KAYBI YAŞADIĞI BAŞLICA İLLER (YÜZDE) 


İL KASIM 2015 SEÇİMİ 24 HAZİRAN 2018 

TABLO 7. 

KASIM 2015 SEÇİMLERİNE KIYASLA BAZI İLLERDE CHP NİN OY ORANINDAKİ DEĞİŞİM (YÜZDE) İL KASIM 2015 SEÇİMİ 24 HAZİRAN 2018 SEÇİMİ 

Bu durum CHP’den  HDP ve İYİ Parti’ye oy geçişlerinin olduğunu göstermekte dir.18 

CHP’deki bu düşüş Millet İttifakı’nda partiler arasındaki oy geçişkenliğinin çok daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Üstelik CHP yalnızca ittifaka dahil partilerle değil resmi olarak ittifakta bulunmayan HDP’ye de oy kaybetmiştir. 
Dolayısıyla partinin oy oranlarındaki dramatik düşüş bu durumla ilişkilidir. 
Bu sebeple partinin en fazla oy kaybı yaşadığı iller de geleneksel olarak 
en güçlü olduğu yerlerdir. Bu durum seçimlerde stratejik oy verme davranışından en çok etkilenen partinin CHP olduğunu göstermektedir. 

Seçimlerin CHP açısından bir diğer önemli sonucu partinin 25 ilde milletvekili çıkaramaması olmuştur. Bu illerin neredeyse tamamının Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yer alması dikkat çekmektedir. CHP bu bölgelerde AK Parti, 
HDP ve MHP’den sonra dördüncü partidir. Dolayısıyla CHP’nin seçim kampanyası sürecinde Kürt seçmenin desteğini almak için yürüttüğü popülist ve pragmatist söylemin bu kesim üzerinde herhangi bir etki yaratmadığı da anlaşılmıştır. 
CHP’nin bölgede hala varlık gösterememesi bir Türkiye partisi olmasının önündeki en büyük engellerden birisidir. 

CHP’nin Parlamentodaki oyları düşmüş, cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin iddia ettiği gibi seçimler ikinci tura kalmamış ve ilk turda Cumhurbaşkanı Erdoğan tartışmasız bir zafer elde etmiştir. Fakat İnce’nin CHP’nin kalesi olarak görülen yerlerde dahi yüksek bir oy artışı yaşaması İYİ Parti ve HDP’li seçmenlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce’ye oy verdiğini ortaya koymaktadır. 

Bu durum da CHP - İYİ Parti-Saadet ve HDP Seçmenleri arasında Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oy geçişkenliginin bir diğer yansımasıdır. 


4 CÜ BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR

***