8 Mart 2021 Pazartesi

Akşener : " FETÖ Kazanına Atarak Bahçeliye Vefa Borcunu Ödemek İstiyorlar"

 Akşener : " FETÖ Kazanına Atarak Bahçeliye Vefa Borcunu Ödemek İstiyorlar"


Fatma Sibel Yüksek - Açık İstihbarat
www.acikistihbarat.com
22.09.2016



MHP içindeki muhalefet hareketinin AKP-Devlet Bahçeli işbirliği ile akamete uğratılmasından sonra merkez medya, hareketin önde gelen ismi Meral Akşener'e yönelik tavrını aniden değiştirdi. Parti tabanından aldığı rüzgârla Devlet Bahçeli'nin koltuğunu sallamaya başlayan Akşener, neredeyse her  akşam yer bulduğu ekranlardan bir anda indirildi. Yazılı basında "Topuklu Efe'nin ayak sesleri" diye yazılar yazanlar, çark edip "Yanlış duymuşuz, ayak sesi filan yokmuş" şeklinde yazılar yazmaya başladı.
MHP muhalefetinin (şimdilik) söndürülmesinde, hukuk ve siyasi etik dışı yöntemlerden çok, kuşkusuz 15 Temmuz darbe girişimi sayesinde egemen kılınan siyasi iklim etkili oldu. Kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlanan Türkiye'de, bir siyasi partinin iç demokrasi sorunu belirsizliğe sürüklendi. Sorunun  yargı tarafında çözülme ihtimali ortadan kaldirıldı.
Dolayısıyla Meral Akşener de "reyting değerini" kaybetmiş oldu.
Böyle bir ortamda, geçtiğimiz günlerde Meral Akşener cephesinde ilginç bir olay yaşandı.
Beştepe kaynaklı olduğu anlaşılan haberlere göre Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan görüşme talebinde bulunmuş, ancak reddedilmişti. Görüşme isteğinin "amacı" konusunda yorumlar muhtelifti.
Meral Akşener'i Ankara'da gazetecilik yaptığım yıllardan beri tanırım. Siyasi konularda görüşlerine yüzde yüz desteklemesem de karakterini sağlam bulurum. Siyasetin hiç de  alışık olmadığı kadar net, açık ve cesurdur.
Milli kimliği konusunda kafamda hiç bir soru işareti olmadığı gibi "FETÖ'cülük" suçlamasının da büyük bir iftira olduğunu biliyorum.
Ancak Akşener'in Tayyip Erdoğan'dan görüşme talep etmesini doğru bulmadım. Reddedilmiş olmak ise ayrı bir rencide edici sonuçtu. Yılardır belli bir medya kuruluşunun çatısı altında olmadığım için bu konuya ilişkin görüşlerimi sosyal medyada yansıttım.
Eğer konu FETÖ operasyonları ise, ne Cumhurbaşkanlığının başvurulacak makam, ne de Recep Tayyip Erdoğan'ın "adaletine sığınılacak kişi" olduğunu belirttim.
Meral Akşener ile dün görüşme imkanımız oldu.

Konuya şöyle açıklık getirdi Sayın Akşener:

Tayyip Erdoğan'dan görüşme talep ettiği doğruydu. Özel kalem yetkilileri kendisine, talebini yazılı olarak iletmesi gerektiği bildirmiş, Akşener de bunun üzerine görüşme talebini faksla yinelemişti.
Sayın Akşener'in verdiği bilgiye göre, faksın ulaşmasından sonra kendisini Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan aradı ve görüşme talebinin "konusunun" ne olduğunu sordu.
İşte Meral Akşener ile ilgilenen kamuoyunun bilmek istediği de buydu.
Akşener, Tayyip Erdoğan ile neden görüşmek istemişti? 
Daha doğrusu, neden görüşmek isteyebilirdi?
Ben de bu soruyu yönelttim ve şu cevabı aldım:
Meral Akşener'in kampanyasında çalışmış bazı MHP'liler ve kendisini destekleyen gazeteciler "FETÖ mensubu olmak ve MHP'ye sızmak" suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Akşener bu isimleri çok yakından tanıyordu ve FETÖ ile ilgilerinin olmadığına kefildi.
Ve şunu söylemek istemişti Erdoğan'a:
"Masum insanlarla uğraşmayı bırakın, alacaksanız beni alın"
Peki  bu mesajın verileceği adres olarak Cumhurbaşkanlığı makamı doğru bir adres miydi?
Evet, Akşener  siyaseten doğru adres olduğuna inanıyordu- ki Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadele konusunda BM kürsüsünden tüm dünyaya uyarı yapması da göz önüne alınırsa-buna itiraz etmek zorlaşıyordu.

Akşener, "Alacaksanız beni alın" mesajını Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan'a tam bu ifadelerle aktardı. Doğan, konuyu Cumhurbaşkanı'na ileteceğini söyledi, ancak Meral Akşener'e Beştepe'den tekrar dönüş olmadı.

Peki Meral Akşener, içinde Cumhurbaşkanının da bulunduğu bir kesimin neden kendisi etrafında bir "FETÖ kazanı" kaynatmaya çalıştığını düşünüyordu?
Çünkü, parti içi muhalefete büyük bir savaş açan ve bu konuda Tayyip  Erdoğan'dan önemli destekler sağlamış olan Devlet Bahçeli'nin böyle bir beklentisi vardı ve Cumhurbaşkanı'nın  da kendisine koalisyon hükümetinin engellenmesi konusunda önemli bir destek veren Bahçeli'ye bir vefa borcu ödemesi gerekiyordu.
Meral Akşener kendisini bu "borcun" en önemli öznesi olarak görüyordu. Başka türlü olamazdı.
Sosyal medya ve Açık İstihbrat'taki takipçilerimize  bu açıklamayı yapan Sayın Akşener'e teşekkür ediyoruz.
Bu görüşme gerçekleşmişken, MHP muhalefetinin bundan sonra nasıl bir rota izleyeceğini de sorduk.
Akşener, Erdoğan-Bahçeli ittifakının, hukuk ve etik dışı yollarla MHP muhalefetini  şu aşamada duraksattığını kabul ediyor. Ancak iradesinin gayrı meşru biçimde engellendiğini gören MHP tabanının, daha da bilendiğini düşünüyor.

"Ben olurum veya başkası olur ama bu mücadele tamamlanacak" diyor Akşener.

MHP dışında bir parti kurmayı ise "Asla ve asla" düşünmediğini söylüyor.

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder