Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib
Erol Başaran Bural
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Terörizm ve Terörizmle Mücadele
07 Mart 2018 Çarşamba
Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib
Zeytin Dalı Harekâtı Devam Ediyor
Afrin’de mevcut PKK/PYD terör örgütü varlığının temizlenmesi, hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması maksadıyla 20 Ocak 2018’de başlayan “Zeytin Dalı Harekâtı” devam ediyor. Zeytin Dalı Harekâtının 47. gününde; Kilis hudut hattından itibaren batıya ve güneye doğru, Afrin ilçesini çevreleyen sınır bölgelerimiz boyunca kırsal alan ve bazı yerleşim yerleri derinliğine kontrol altına alındı. Harekâtın birinci aşaması olarak ifade edilebilecek kırsal alanın kontrol altına alınması safhasında önemli bir ilerleme sağlandı. Afrin’in yedi beldesinden Bülbül, Raco, Şeyh Hadid ve Şeran beldeleri PKK/PYD terör örgütünden geri alınmakla birlikte; 121 köy, 6 mezra, 30 kritik arazi arızası ele geçirilerek ayrıntılı temizlik faaliyetlerine başlanıldı.
TSK tarafından yapılan açıklamaya göre harekâtın başlangıcından bu yana etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2.940’a ulaştı.[i] İkinci aşama olarak
adlandırılabilecek meskûn mahallerin temizlenmesi aşamasına ise Bülbül, Raco,
Şeyh Hadid ve Şeran beldelerinin ele geçirilmesi ile başlanmış oldu. Her dört
beldenin de terör örgütünden kısa bir süre içerisinde alınması, PKK/PYD terör
örgütünün tali tahkimatını Cinderesi, asıl tahkimatını ise Afrin ilçe merkezinde
yaptığı, çatışmayı bu bölgede kabul edeceği izlenimini kuvvetlendirdi.
Afrin kırsal ve dağlık bölgelerinin büyük oranda ele geçirilmesi, önemli meskûn
mahallerin hemen hemen yarısının ve harekât alanının %50’sinin kontrol altına
alınması, alınan bölgelere terör örgütü takviyesinin önlenmesi maksadıyla ana
ikmal yollarının ele geçirilmesi harekâtın Afrin merkeze ulaşmasını oldukça
kolaylaştırdı. Zeytin Dalı’nın son 15 günü içerisinde harekâtın temposu ve
ilerleme hızı artmışsa da, harekâtın başından bu yana sıklıkla ifade edilen
sivil kayıpların yaşanmaması önceliği, hem Afrin ilçe merkezine intikali hem de
Afrin merkezinin temizlenmesine yönelik operasyonların aceleye getirilmeden,
büyük bir hassasiyetle gerçekleştirileceğini de gösteriyor.
Afrin’in PKK/PYD varlığından arındırılması kapsamında devam eden operasyonun, mümkün olan en kısa zamanda ve sivillere zarar vermeden tamamlanacağı yönündeki inancımız tamdır. Zeytin Dalı Harekâtı başarılı bir şekilde devam ederken, Suriye’nin başka bir bölgesinde, Afrin’in hemen güneyinde yer alan İdlib’de, Zeytin Dalı ile eş zamanlı devam eden bir başka askeri harekâta dikkat çekmekte ve önemli gelişmeleri gözden kaçırmamakta fayda var.
İdlib’de Son Dönemde Yaşanan Gelişmeler
Türkiye ve TSK’nın, bir yandan yurt içinde teröristle mücadeleyi kesintisiz
sürdürdüğü ve Zeytin Dalı Harekâtında önemli bir mesafenin kat edildiği bir
ortamda, zaman zaman gündeme gelmekle birlikte pek de göz önünde olmadan bir başka harekât da İdlib bölgesinde devam ediyor. Kısaca hatırlamak gerekirse; Mayıs 2017’de Astana sürecinde alınan kararlara istinaden oluşturulan çatışmasızlık bölgelerinin etkinliğinin artırılması, İdlib bölgesinde yaşanan çatışmaların sona erdirilmesi, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine
ulaştırılması, yerlerinden edilen insanların geri dönüşü için gerekli şartların
sağlanması, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için gerekli koşulların
sağlanmasına destek verilmesi maksadıyla, Ekim 2017’den itibaren TSK unsurları “Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü” adı altında İdlib bölgesinde konuşlanmaya başlamıştı.
2017 yılı içerisinde 13 Ekim’de 1 nolu, 23 Ekim’de 2 nolu ve 19 Kasım’da 3 nolu
gözlem noktası; 2018 yılında ise Zeytin Dalı Harekâtıyla paralel olarak, 5
Şubat’ta 6 nolu, 9 Şubat’ta 7 nolu ve son olarak 15 Şubat 2018 tarihinde 8 nolu
gözlem noktası tesis edildi.[ii] Böylece İdlib bölgesinde açılması planlanan 12
gözlem noktasının yarısında TSK unsurları konuşlanmış oldu.
8 Ocak’ta Suriye’de İdlib gerginliği azaltma bölgesinde ateşkes gözlem görevi
yürüten TSK konvoyuna roketatar saldırısı düzenlendi. Daret İzze ilçesi
yakınlarında TSK konvoyunun geçişi sırasında düzenlenen saldırıda, araçların
20-30 metre yakınına roketatar mermileri isabet etti. Can kaybı yaşanmayan
saldırıda, araçlarda da herhangi bir hasar meydana gelmedi.[i]
TSK’dan yapılan açıklamaya göre; 30 Ocak 2018 tarihinde İdlib kuzeyinde intikal halinde olan konvoyumuza, bölücü terör örgütü mensubu silahlı teröristlerce bombalı araç ile yapılan saldırı sonucu, konvoyda görevli bir kahraman sivil görevli personelimiz şehit oldu, bir kahraman silah arkadaşımız ile bir sivil görevli personelimiz yaralandı.[ii]
6 Şubat tarihindeise; 6 numaralı gözlem noktasındaki TSK unsurlarına, terör
örgütleri tarafından gerçekleştirilen roket ve havan saldırısında bir askerimiz
şehit oldu, 5 askerimiz ile bir sivil görevlimiz ise yaralandı.[iii] Yaralanan
DSİ görevlisi personelimiz de bir süre sonra şehit oldu.[iv]
Ayrıca, geçtiğimiz yılın Kasım ayında; Afrin bölgesinde yuvalanan terör örgütü
PKK/PYD mensupları, İdlib gerginliği azaltma bölgesinde Daret İzze Saman
Kalesinde konuşlu TSK gözlem gücüne havan saldırısı düzenlemiş, gözlem noktası ile sivil yerleşim yerlerinde can kaybı olmamıştı.[v]
Suriye Rejim Güçleri ve Rusya Tarafında Yaşanan Gelişmeler
2018 yılı Ocak ayı başından itibarenİdlib bölgesindeki operasyonlarını artıran
Suriye rejim güçleri, Rusya’nın da hava desteğiyle, Ebu Zuhur’a doğru
güney-kuzey istikametinde başlatılan bir taarruzla, İdlib’de muhaliflerin
kontrolündeki doğu bölgesini, vilayet merkezinden ayırarak, muhaliflerin Güney
Halep ile Doğu Hama arasındaki bağlantısını kesti. Rejim ve İran’lı milisler
İdlib’in önemli bir bölümünü bu harekâtla ikiye böldü ve muhaliflerin kontrol
ettiği alanı da daralttı.
6 Ocak’ta Rusya’nın Hmeymim ve Tartus Üslerine 13 insansız hava aracıyla
saldırılar düzenlendi.[vi] Rusya, saldırıda kullanılan İHA’ların İdlib’in
Türkiye’nin gözetimindeki bölgelerinden kalktığını tespit ettiğini açıkladı.
3 Şubat’ta muhalifler, İdlib ilinin doğu kırsalında bir savaş uçağını düşürdü.
Rusya Savunma Bakanlığı, İdlib’de bulunan gerilimi azaltma bölgesi üzerinde uçuş yapan Rus Su-25 savaş uçağının düşürüldüğünü doğruladı.[vii] Rus pilotun uçak düşmeden önce kendini fırlatmayı başardığı ifade edilen açıklamada, pilotun muhaliflerce kontrol edilen bölgede girdiği çatışmada hayatını kaybettiği
belirtildi.
Türkiye’nin İdlib Hedefi
Başlangıcından bu yana Türkiye’nin İdlib bölgesindeki birinci hedefinin bir
yandan İdlib bölgesinde çatışmasızlık bölgesi oluşturmak, diğer yandan ise
Afrin’e yönelik düzenlenen harekâtın güney cephesini kontrol altında bulundurmak olduğu görülüyor.
İkinci ana hedef; PKK/PYD terör örgütünün Afrin bölgesinden temizlenmesine
paralel olarak Fırat Nehri doğusunda kendisine geniş bir alan yaratan örgütün
Suriye batısına geçişini tamamen engellemek, aynı zamanda terör örgütü
PKK/PYD’nin Hatay üzerinden Akdeniz’e ulaşma hedefini ortadan kaldırmak olarak okunuyor.
Üçüncü hedefin ise; İdlib bölgesinden Türkiye istikametinde yaşanması muhtemel bir göç hareketinin önüne geçmek olduğu anlaşılıyor. 2011 yılından bu yana yaşanan Suriye iç savaşı nedeniyle ülke içerisinde yer değiştiren insanların sayısının tam olarak bilinememesi nedeniyle İdlib bölgesinde yaşayan insanların da sayısı tam olarak kestirilemiyor. Bununla birlikte bu bölgede yaklaşık 1,5-2 milyon insanın yaşadığını öngören Türkiye, İdlib bölgesinde çatışmasızlığı sağlayarak, topraklarına kabul ettiği 3,5 milyon Suriyeliye ilave, milyona varabilecek bir göç olayından haklı olarak kaçınmak istiyor.
Dördüncü hedef; Suriye batısında Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı ilçelerimizin
karşısında çatışmalar yaşanmamasını sağlamak. Bu sayede Türkiye Suriye iç
savaşının ülkemiz topraklarına yaklaşmamasını ve bu çatışmaların mümkün
olduğunca hudut hattımızdan uzakta yaşanmasını hedefliyor.
Türkiye’nin İdlib harekâtı ile beşinci ve son hedefi ise; Fırat Kalkanı, Zeytin
Dalı Harekâtlarıyla birlikte İdlib bölgesinde de etkinliğini artırarak
Suriye’nin geleceği konusunda daha fazla söz sahibi olmak.
İdlib’de Yaşanabilecek Muhtemel Gelişmeler
Türkiye Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekâtına odaklanmışken, bu harekâtla eş zamanlı olarak İdlib bölgesine askeri birlik sevkiyatı ve gözlem noktaları açma faaliyetlerine de devam ediyor. Fırat Kalkanı Harekâtının ardından Afrin’e yönelik askeri harekât ve İdlib bölgesinde hız kazanan TSK varlığını artırma girişimleri başta İran olmak üzere bazı ülkeleri rahatsız ediyor. Gözlem noktalarının açılışı esnasında TSK unsurlarına yönelik saldırılar, Afrin
harekâtı devam ederken Afrin şehir merkezine Şii milis güçlerin sevk edilmesi,
Zeytin Dalı Harekâtının başlangıcıyla birlikte Suriye Rejim Güçlerinin İdlib
bölgesine yönelik taarruzlarını artırması, bu rahatsızlığı açıkça ortaya
koyuyor. Kısa ve orta vadede de Türkiye’nin Suriye ve İdlib bölgesindeki
mevcudiyetine yönelik rahatsızlıkların hem diplomatik yollarla hem de sahada
askeri anlamda gösterileceğine yönelik emareler şimdiden görülebiliyor.
Aynı zamanda bölgedeki güç dengeleri adeta esen rüzgâra göre yön değiştiriyor. Bugün ittifak halinde olan muhalif gruplar yarın düşman, düşmanlar ise müttefik haline gelebiliyor. Bu değişim nedeniyle Suriyeli muhalifler bir yandan rejim güçleriyle çatışırken, bir yandan da kendi içlerindeki güç dengelerini muhafaza etmek için birbirleriyle çatışıyor. İdlib bölgesinde son günlerde Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Ahrar-u Şam ve Nureddin Zengi gruplarının oluşturduğu Cephe Tahrir El Suriye (CTS) arasında yaşanan çatışmalar bölgedeki güç dengesini yeniden belirliyor. İdlib bölgesinde kontrol noktaları ve yerleşim yerleri sürekli el değiştiriyor. Bu nedenle çatışmasızlığın sağlanması bir kenara, hem çatışmaların aktörleri çoğalıyor hem de çatışmalar daha fazla alana yayılıyor. Önümüzdeki dönemde de muhaliflerin birbirleriyle ve Rejim güçleri ile çatışacakları, tarafların sıklıkla saf değiştirecekleri görülebiliyor.
Bir süre odak noktasını Deyr-i Zor bölgesine veren Suriye Rejim Güçleri, bu
bölgede çatışmaların hafiflemesinin ardından yaklaşık beş yıldır kuşatma altına
aldığı Şam yakınlarındaki Doğu Guta bölgesine insanlık dışı saldırılar
düzenleyerek, sivillerin tahliyesine ve insani yardımların ulaşmasına engel
oluyor. Şu an için ABD destekli Fırat’ın batısındaki PKK/PYD varlığına
dokunamayan Suriye Rejimi ve Rusya’nın kısa vadedeki muhtemel hedefinin, diğer bölgelerde elini rahatlatmasının ardından çok sayıda muhalif grubun konuşlandığı İdlib bölgesine ağırlık vermek olacağı gözüküyor.
PKK/PYD terör örgütü tarafından Rakka’dan otobüslerle Suriye’nin batısına
uğurlanan IŞİD terör örgütü mensupları da İdlib güneyinde boy gösteriyor.[viii]
IŞİD’in yeniden bu bölgede sahneye çıkması İdlib bölgesindeki aktörlere bir
yenisini daha ekliyor. Büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde IŞİD ile başta HTŞ
olmak üzere diğer gruplar arasında da çatışmaların yoğunlaşacağı görülebiliyor.
Bununla birlikte IŞİD terör örgütünün İdlib’de konuşlu TSK birliklerimize
yönelik saldırılar düzenleme ihtimali de dikkate alınmalıdır.
Zayıf bir ihtimal de olsa, yaşanması muhtemel bir diğer gelişme ise ABD’nin
İdlib’e müdahalesi. CENTCOM Komutanı Orgeneral Votel’in; “İdlib gibi bölgelerde radikal grupların toplanması konusunda kaygılarının bulunduğunu, İdlib gibi yerlerin, birçok örgütün toplanma alanları haline geldiğini ve en nihayetinde bunlarla ilgilenmek gerekeceğini” ifade etmesi[ix] ABD’nin İdlib bölgesine müdahale sinyali olarak okundu. Her ne kadar bölgedeki Rusya, İran ve Suriye Rejimi varlığı nedeniyle ABD’nin İdlib’e müdahalesi oldukça zayıf bir ihtimal olarak görülse de, bazı ABD destekli muhalif bileşenleri ile bölgeye müdahale edebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
El Eis bölgesinde TSK gözlem gücünün konuşlandırılması sırasında yaşandığı gibi diğer bölgelerde de İran’lı milislerle çatışma yaşanabileceği akılda
tutulmalıdır. Bununla birlikte ABD tarafından eğitilen ve donatılan bazı muhalif
grupların da çıkarlarına uygun görmeleri durumunda TSK unsurları ile çatışmaya
girebilecekleri ya da PKK/PYD terör örgütü ile iş birliği yaparak gözlem gücü
birliklerimize yönelik terör eylemleri düzenleyebilecekleri de kıymetlen dirilmekte dir.
Sonuç
Afrin’de mevcut PKK/PYD terör örgütü varlığını sonlandırmak üzere başlatılan
Zeytin Dalı Harekâtı başarılı bir ilerleyişle devam ederken, eş zamanlı olarak
yurt içinde ve Irak kuzeyinde; PKK, IŞİD ve FETÖ terör örgütlerine karşı
“kesintisiz mücadele stratejisiyle” kış aylarında da aralıksız operasyonlar
devam ediyor. Birçok alanda farklı terör örgütleriyle mücadele eden ülkemiz eş
zamanlı olarak İdlib bölgesinde çatışmasızlığın sağlanmasına yönelik askeri
varlığını da artırıyor. Suriye’deki çok bilinmeyenli denklemin en önemli
halkasının İdlib olacağı, pandoranın kutusunun kısa-orta vadede bu bölgede
açılacağı da şimdiden görülebiliyor.
Hal böyle iken İdlib’de “Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü” olarak konuşlanmasına
devam eden TSK unsurlarının da zor şartlar altında görev yapacağı
öngörülebiliyor. İdlib bölgesinde hem Rejim hem de muhalif gruplarla sıcak
temasa girmek istemeyen Türkiye’nin, Astana’da varılan anlaşma gereği, Afrin
harekâtını tamamlamasını müteakip İdlib’de tam bir çatışmasızlık sağlamak için
daha fazla enerji harcayacağı anlaşılıyor.
Rusya’nın kendisine yönelik saldırıların İdlib bölgesinden kaynaklandığını dile
getirmesi, Rus uçağının bu bölgede düşürülmesi, İran’ın Türkiye varlığını
istememesi, çıkarlarına yönelik olarak sürekli saf değiştiren grupların bölgede
konuşlanması, IŞİD’in bölgede yeniden sahneye çıkarılması, Suriye Rejim güçleri ve İran’lı milis grupların muhaliflere karşı sürdürdüğü operasyonlar,
çatışmasızlığın sağlanmasını daha da zora sokuyor. Afrin bölgesine yoğunlaştığı
için yüksek perdeden sesini çıkarmasa da, Rusya’nın bu harekâtın tamamlanmasına yakın bir zamanda Türkiye’yi İdlib bölgesinin güvenliğini sağlamak üzere diplomatik alanda daha fazla sıkıştırmaya çalışabileceği okunabiliyor.
İdlib bölgesinde çatışmasızlığın sağlanması için TSK’nın gözlem noktaları
kurmasının yeterli gelmeyeceği kolayca anlaşılabiliyor. Suriye sahasında
başarılı operasyonlar yürüten Milli İstihbarat Teşkilatının çatışmasızlığın
sağlanması için yoğun bir çaba sarf ettiği de anlaşılabiliyor. Hem ülkemiz
içerisindeki hem de Suriye ve Irak kuzeyindeki terör faaliyetlerini etkisiz hale
getirmeye odaklanabilmek için Zeytin Dalı Harekâtı ile eş zamanlı olarak İdlib
bölgesinde konuşlu muhalifleri tek çatı altında toplayabilmek, Suriye Rejimi ile
muhalifler arasında çatışmaları önleyebilmek, muhaliflerin sürekli taraf
değiştirebildiğini de göz önünde bulundurarak ellerindeki uzun menzilli ağır
silah sistemlerini teslim etmelerini sağlamak gibi hususlarının ilk önceliğimiz
olması gerektiği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde İdlib bölgesindeki aktif güçler
Türkiye ve TSK’yı köşeye sıkıştırmak isteyebileceklerdir. İdlib’de
çatışmasızlığın tesis edilmesinin ve muhaliflerin tek çatı altında
birleştirilmesinin PKK/PYD terör örgütünün bölgedeki varlığı önünde de büyük bir engel olacağı düşünülmelidir.
İdlib’de askeri çözümden daha çok diplomasi ve iknaya dayalı bir çözümün
bulunması gerektiği, bu sayede bölgede konuşlu en radikal grupların dahi
yumuşatılarak çatışmasızlığın sağlanabileceği, bununla birlikte TSK unsurlarına
silah doğrultan her bir gruba bugüne kadar olduğu gibi misliyle karşılık
verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
KAYNAKÇALAR;
[i]https://aa.com.tr/tr/dunya/idlibde-tsk-konvoyuna-saldiri/1025322
[ii]http://www.trthaber.com/haber/gundem/idlibin-kuzeyinde-tsk-konvoyuna-bombali-aracla-saldiri-1-sivil-personel-sehit-348393.html
[iii]http://www.trthaber.com/haber/gundem/idlibde-gozlem-noktasina-saldiri-1-asker-sehit-349365.html
[iv]http://www.posta.com.tr/son-dakika-idlib-de-gozlem-noktasina-hain-saldiri-1-asker-sehit-5-asker-ve-1-sivil-yarali-haberi-1379188
[v]https://aa.com.tr/tr/dunya/pkk-pyd-idlibdeki-tsk-gozlem-noktasina-havan-topuyla-saldirdi-/971695
[vi]https://www.ntv.com.tr/dunya/rusyanin-suriyedeki-askeri-uslerine-ihalarla-saldiri,gdKb4ixbgkCbDEp6g5kDMQ
[vii] https://aa.com.tr/tr/dunya/suriyeli-muhalifler-idlibde-savas-ucagi-dusurdu/1053502
[viii] http://www.businessinsider.com/r-islamic-state-fighters-move-to-syrias-idlib-clash-with-factions-report-2018-2
[ix] http://www.trthaber.com/haber/dunya/centcom-komutani-votel-ypg-ile-ortakligimiz-surecek-352962.html
[i] http://www.tsk.tr/ZeytinDaliHarekati/ZDH_23
[ii] http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BN_39
Uzman Hakkında
Erol Başaran Bural
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
erolbural@gmail.com
Uzmanın Diğer Yazıları
İdlib’de Silahsızlandırılmış Bölge ve Silahsızlan(dır)ma-Tasfiye-Entegrasyon
İdlib'te Yaklaşan Felaket
İdlib Senaryoları
PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil
Taliban’dan IŞİD’e: Afganistan ve Terör Sorunu
ABD’nin Nükleer Anlaşmadan Çekilme Kararı ve Sonrası
Suriye’ye Atılan “Savaş Baltaları” ve Propaganda
Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib
Afrin’e Uzanan Zeytin Dalı
ABD Stratejik İletişiminin Çöküşü: PKK/PYD Üzerinden Yalanlar
İdlib Açmazı
İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor
Türkiye’nin 2017 Yılında Terörle Mücadele Stratejisi: Önleyici Kolluk ve
Kesintisiz Mücadele
PKK/PYD’ye Silah Yardımı Saçmalığı
Türkiye’ye Yönelik Terör Tehdidi: IŞİD’in Emni’leri
Neden Şemdinli?
IŞİD’in Yeni Modus Operandisi
İdlib’de Riskler ve Tehditler: Malhama ve İngimasi
Terörizmle Mücadelede Kamuoyu ile İletişim Yönetimi Nasıl Olmalı?
Uluslararası Toplum IŞİD’e Odaklanırken, Boko Haram Vahşeti Artıyor
IŞİD'den En Çok Türkiye Zarar Görüyor
IKBY’nin Bağımsızlık Referandumu, PKK Terör Örgütü ve Gerçekler
IŞİD Yalnız Kurtlarını Uyandırmaya mı Çalışıyor?
Terörizmle Mücadelede Terör Örgütü Lider Kadrolarına Yönelik Operasyonlar
PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri
Avrupa Birliği Terörizm Durumu ve Eğilimi Raporunda PKK Terör Örgütü
PKK/PYD’nin Yabancı Teröristleri
Terörizmi Küresel Alana Yaymak: Filipinler’de DAEŞ Varlığı
Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Uluslararası Terörizmle Mücadele
Manchester’da Terör Saldırısı: DAEŞ’in Yalnız Kurtları ya da Uyuyan Hücrelerimi?
PYD ve PKK İlişkisini Anla(ta)mamak
Terör Örgütleri ve Propaganda: DAEŞ Terör Örgütü Örnek Olay İncelemesi
***