Çetin Doğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çetin Doğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ağustos 2018 Pazar

Özkök Neden Sorgulanmıyor?

Özkök  Neden Sorgulanmıyor?


Ekrem Hortu

Yoksa Eski Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök Gizli Tanıkmı? Em. Komutanlar Sorgulanıyor Peki.., Bunların Başkomutanı Özkök ve Büyükanıt neden sorgulanmıyor?


AKP ÇOK FENA FAKA BASTIRILDI NİÇİN 7 YIL SONRA BU OPERASYON?

Barış Yarkardaşın Gerçek gündem de dile getirdiği gibi Asker Neden Zorlanıyor?
Acaba yarrabi bir muhtura şu garip AKP yemi duası edilmekte bakın size bir kez daha söyleyim Sevgili AKP li dostlar yeşil kartlınız fak fuk fon destekli seçmenler dahi isyan içindeler bugün Fatih parkında onlarca insan ne konuşuyordu bittik yahu 10 lira harçlık yok cebimizde isyanı vardı AKP li dostlar 300 bin Genarelini Subayını içeri koysanız dahi vatandaşın umrunda değil hani söyleyim Vatandaş diyorki Tayyip. Erbakan hocasının intikamını alıyor Askerlerden işte Vatandaşın tepkisi Şeytanın gördediği Çetin'in oğlu sizi çok fena faka bastırdı evet Türk Milleti Ordusu'nun Siyasete mudahale etmesini istemez ama Ordusu ile Kavğa edeni hiç Affetmez!

2007 yılının Ağustos ayından beri süren “Ergenekon” soruşturması pazartesi sabahı yaşanan gözaltılarla yeni bir evreye girdi. Bir dönemin kudretli paşaları olan İbrahim Fırtına, Ergin Saygun ve Özden Örnek gözaltına alındı. “Balyoz Darbe Planı”nı yaptığı iddia edilen Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın evi arandı. Bu satırlar kaleme alındığı sırada Doğan’ın evinde yapılan arama sürüyordu. Bu noktada; tarihe bir de not düşelim: Çetin Doğan da evinin aranacağını tıpkı Sabih Kanadoğlu gibi TRT’den öğrendi. Sabah saatlerinde Anadolu Ajansı ve TRT 2 Çetin Doğan’ın evinde arama yapıldığı haberini geçti. Doğan’ın eşi ise Vatan Gazetesi’nin internet sitesine yaptığı açıklamada, “Haberlerde söylendi ama evimizde arama yok. Şu an evdeyiz” dedi. Doğan’ın eşinin açıklamasından tam bir saat sonra bir grup polis, askeri lojmana geldi ve aramayı başlattı. Orgeneral Çetin Doğan, polisler askeri lojmanın kapısına dayanınca “Nihayet geldiler. Şu an arama yapılıyor” ifadesini kullandı.Ergenekon adı verilen ve tam üç yıldır süren “ucu açık” operasyonda “çıta”nın artık en yükseğe doğru çıktığı görülüyor. Gözaltına alınacaklar, tutuklanacaklar ve evi basılacaklar yine yandaş medya tarafından ilan ediliyor. 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk de bu isimlerden biri… NATO’da eğitim almamış nadir “üst subay”lardan biri olan Berk, Rusça bilmesiyle dikkat çekiyor. Berk’in başında bulunduğu ordu, Türkiye’nin en kritik bölgelerinden sorumlu. işte ABD ip...... nesi. berk Paşa'dan ürküyor çünkü korkuyorBerk’in bir süredir hedef tahtasına konulması ve Silivri’deki diğer tutuklularla aynı kaderi paylaşacağının ilan edilmesi, aslında esas hedefin “Genelkurmay” olduğunun geç kalmış bir ilanı… Berk’ten sonraki hedef ise Orgeneral Başbuğ… Saldıray Berk’in tutuklattırılması halinde, sıra Başbuğ’a gelecek… ancak birtürlü buna cesaret edemiyorlar önce emekliler ile başladılar geçim derdine düşmüş Türk Milletinden hatırı sayılır tepki yok bu durum ABD  AB veeee Asker ve Laik Türkiye'yi içine sindiremeyenlere cesaret vermiş olmalıPeki ne oldu da bir süredir dinen “dalgalar” yeniden taşmaya başladı?Ergenekon adı verilen operasyon, en başından beri “CAI destek”le yürüyor. “Darbe yapacakları” iddia edilen kişilerin gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, AB ve ABD’nin destek mesajlarıyla devam ediyor. Daha geçen hafta, ABD Büyükelçisi Jefrey, “Ordunun siyasetteki etkisi mutlaka yok edilmeli” diye beyanat verdi. 

ABD belli ki; önümüzdeki süreç te de AKP iktidarı ile “ittifak”ına devam edecek. 

Askere 1 Mart 2003 tezkeresinden dolayı güvenmeyen ABD, İran’a yönelik operasyonda TSK yerine AKP ile işbirliği yapacak. İran’a müdahaleye karşı çıkan TSK böylece saha dışına atılacak. Söz söyleme hakkı elinden alınacak. TSK’nın yerine ise AKP monte edilecek. AKP iktidarda kalabilmek adına AB ve ABD’nin tüm isteklerini koşulsuz bir şekilde yerine getirecek, ama AKP burada yanılıyor unutmasın oy Türk Milletinin Meselenin bir de öteki yüzü var tabii… AB ve ABD destekli operasyonun “siyasal sonuçları” ele alınırken; “açılım”ı masaya yatırmamak olmaz. ABD, uzun süreden beri “açılım” adını verdiği paketin uygulanması ve PKK’nın siyasallaştırılması için çaba gösteriyor. PKK’yı Talabani – Barzani iktidarının karşısında “tehlike” olarak gören ABD, terör örgütünün “silahsızlandırılması”nı istiyor. Bir sonraki aşama ise Kürtlere bir devlet hediye etmek… Böylece, kendisine de yeni bir “pazar” yaratmak… 2 Milyon masum Iraklıyı katlederek elde ettiği Petrol'e bekçi yapmak oyna barzaniyiAncak; bunun yapılabilmesi için Türkiye’den de “toprak alınması” ve Kürt devletinin parçalarının tamamlanması gerekiyor. Aksi taktirde; Kürtleri ikna etmek ve denetimlerinde tutmak mümkün olmayacak. İşte bu yüzden; “açılım”la yapılamayacağını gördükleri operasyon, askerin tahrik edilmesiyle hayata geçirilmeye çalışılacak.Hatırlayın; NATO Müteahhitlerinden Fenerbahçe eski Başkanı Ali Şen yıllar önce “Kürtlerin hakları verilmezse dış güçler askeri müdahalede bulunur” demişti. Şen’in sözleri o dönem bomba etkisi yaratmıştı. Milliyetçi – ulusalcı güçler Şen’e büyük tepki göstermişti. meğer Şen haklı imiş bakın ey Türk Milleti Ülken Türkiye ne hale getirlidi insanlar bankalara plastik kart ile boğuşur hale getirildi Türkiyenin içi boşaltılıyorSanırız; şimdi o günlere yaklaşıldı. Uzun bir süreden beri “açılım” adı altında Kürt devletinin ilan edilmesine uzanan bir çaba var. Kürtlerin ve diğer halkların demokratik haklarını kullanamadığına ilişkin sistemli bir propaganda faaliyeti yürütülüyor. Daha düne kadar Kürt yurttaşlarımıza ırkçı-faşizan söylemlerle saldıran gericiler, bugün birer “özgürlük havarisi” rolüne soyunuyor. 

 Oysa; 

  Kürtlere yaptıkları hakaretlerin henüz mürekkebi bile kurumadı…soruyorum Ereğli'de yaşayan hangi kürt mağdur?ABD’nin Kürtlerin “siyasal hakları” üzerinden yürüttüğü bu kampanya, uzun vadede bir Kürt devletinin kurulmasının psikolojik zeminini oluşturmaya yönelik. 

Ancak bunun önünde üç engel var: 

Biri CHP diğeri TSK, diğeri ise MHP… TSK, son operasyonlarla iyice güçten düşürüldü, itibarsızlaştırıldı… Arkasındaki halk desteği azaltıldı… CHP ise Baykal liderliğinde duruşunu sağlamlaştırdı. MHP’nin tabanı ise açılıma yönelik en sert tepkiyi veren parti konumunda… MHP ve CHP bu yüzden “Şimdilik” açık hedef haline getirilemiyor. Her iki partinin geniş bir taban desteğine sahip olması, “demokrasicilik oyunu”nu yürüten AB – ABD ve AKP’yi zor duruma sokuyor. “Parlamenter rejim” içindeki CHP ve MHP’yi etkisizleştiremeyen AB - ABD – AKP üçgeni uzun vadeli planın gerçekleştirilebilmesi için önce orduyu tamamen hareketsiz kılmayı amaçlıyor. Türk ordu geleneğinin bilincinde olan ABD, işi şansa bırakmamak için de sürekli atraksiyon geliştiriyor. Medya eliyle yürütülen bu operasyonlarla ordunun “moralini çökertmek” ve “sinir sistemini alt üst etmek” amaçlanıyor. “Sinir sistemi” bozulan bir organizasyonun kontrolünü kaybedeceğini bilenler, ordunun “darbe yapması”nı istiyor. 

Böylece; askerin herhangi bir darbe girişiminde bulunmasının da işleri kolaylaştırılacağı varsayılıyor. Zira; asker darbe yapmaya yeltendiği an “Demokrasi elden gidiyor” yaygarası kopartılarak “açık askeri müdahale”nin de zemini oluşturulacak. Böylece, hem iktidardaki AKP’nin konumu güçlendirilecek, hem de “Kürt hakları” adı altında bölünmenin önü açılacak… Ali Şen, “Haklar verilmezse NATO açıktan müdahale eder” dediğinde kimileri kızmış, kimileri gülüp geçmişti… Sanırız artık o günlere yaklaştık… Askerin sürekli tahrik edilmesinin arkasında işte bu uzun vadeli plan yatıyor… Tabii AKP de bu süreci kendi lehine çevirmeyi beceriyor. Yeni bir kapatma davasının açılacağı söylentilerinin yaygınlaştığı şu günlerde, aklımıza Şamil Tayyar’ın sözleri geliyor. Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Tayyar, Taraf Gazetesi’ne verdiği röportajda “Kapatma davası açılırsa, generallerin hepsi gözaltına alınır” demişti. bir Gazeteci bütün bunları nereden biliyor ben şamili tanırım Milliyet'den evet şamil'lerin haber kaynağımı HükümetBaşbuğ’un ses kaydının internete düşmesi, kapatma davası açılacağının açıktan konuşulmaya başlanması, ABD’nin askere yönelik mesajları ve beklentileri, Türkiye’yi çok zor günlerin beklediğini gösteriyor. İran, Afganistan, İsrail, Pakistan ve Rusya’ya yönelik hesapların tamamı, neredeyse Türkiye üzerinden yapılıyor. AKP ise krizi fırsata çevirip konumunu güçlendirmeyi planlıyor. dedim ya AKP bu hesapları yapıyor şeytan çarpmışa dönmesin?Ancak bu üçgenin; yani AB - ABD ve AKP'nin unuttuğu birşey var: Evdeki hesap çarşıya uymaz... Uymayacak da... Bunu hep birlikte göreceğiz... Kaynak: Özkök  Neden Sorgulanmıyor? 

http://www.erguncel.com/haber/ozkok--neden-sorgulanmiyor--15842

****

2 Mart 2016 Çarşamba

EMASYA PROTOKOLÜ





EMASYA PROTOKOLÜ


EMASYA Nedir? 
EMASYA Ne İşe Yarar? 
EMASYA Ne Demektir?


  ASİL  DENİZ ,

Son Günlerde varlığı sürekli tartışılan EMASYA nedir?, ne işe yarar?, Ne zaman devreye girer?, Şu ana kadar hiç kullanıldı mı?, Görevleri ve yetkileri nedir? bütün bu kafanızı karıştıran soruların yanıtları yazımızda. İşte kısaca EMASYA:
Kısa adı EMASYA olan “ Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma ” Protokolü nedir?

EMASYA Protokolü’ 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalandı.

Protokolün altında İçişleri Bakanlığı adına dönemin Müsteşarı Teoman Ünüsan ile yine dönemin Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Çetin Doğan’ın imzası var.

Olaylara Askerin Müdahale Etmesine İmkan Tanıyor


Olaylara askerin müdahale etmesine imkan tanıyan EMASYA Protokolü’nün 11 noktada “kanunlara aykırı olduğu” Bülent Ecevit hükümeti döneminde 2002 Nisan’ında yapılan Mülki İdare Şurası’nda ortaya konuldu.

Şura’da aralarında vali, emniyet müdürü, asker ve bürokrat 105 kişinin yer aldığı 2 numaralı komisyonun hazırladığı rapor, “ Şura Kararı ” olarak yayınlandı.

Yasa Sınırlarını Aşıyor

Komisyon raporunda protokolün hem biçim yönünden, hem de yetki yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesine aykırı olduğu vurgulanıyor.

Valinin Görevini Üstleniyor

Şura kararında, protokolün taşra yönetim sistemine aykırı olduğu vurgulanıyor:

“Vali ve kaymakamların görev alanlarını daraltacak, takdir yetkilerini ortadan kaldıracak ve inisyatif kullanma güçlerini fiilen kısıtlayacak bir düzenlemenin getirilmesi aynı zamanda taşra yönetiminin esasını oluşturan ’il sistemi’ne de aykırıdır…. Mülki idare amirliğinin asayiş hizmetlerine ilişkin yetki ve sorumluluk düzeninin bütünlüğünü bozmaktadır.”

“İl İdaresi Kanununa Aykırı”

Raporda, açıkça protokolün yasaya uymadığı belirtiliyor:
“ Protokol’ün 9. maddesi EMASYA komutanlıklarının, mülki amirlerin yardım talebi olmaksızın olaylara müdahale edebilmesine imkan vermekte. Bu madde 5442 sayılı yasaya “ şekil, yetki, konu ve maksat ” yönlerinden aykırı düşmekte.”

Çalışma Yapıldığı Haberi Çiçek’ten…

EMASYA Protokolü ile ilgili çalışma yapıldığı haberi ilk olarak Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten geldi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay da Uluslararası Demokrasi Kongresi’nde protokol ile ilgili çalışma yapıldığı haberini doğruladı.


EMASYA Protokolü Hiç Uygulamaya Konuldu mu?

Basına yansıyan haberlere göre, 20 Kasım 2003’te İstanbul’da Beyoğlu’ndaki İngiliz Konsolosluğu ve Levent’teki HSBC Bankası bombalamalarının ardından EMASYA protokolü devreye sokulmak istendi.

Patlamalardan sonra askeri birliklerden herhangi bir talep olmamasına rağmen Taksim ve Levent’e askeri birlikler sevk edildi.


http://www.uzmanportal.com/emasya-nedir-emasya-ne-ise-yarar-emasya-ne-demektir.html/


EMASYA Protokolü'nün tam metni ve dayanağı

25 Ocak 2010, ekleyen Fatih Polatlı

Taraf gazetesine servis edilen “Balyoz Darbesi Planı” belgeleri ile birlikte yeniden gündeme gelen EMASYA (Emniyet Asayiş Yardımlaşma) Protokolü’nün tam metni ilk kez Bugün gazetesi tarafından yayımlandı. Bu protokolün, “darbelere hukuki dayanak” sağladığı iddia ediliyordu. Protokolün 9. maddesi, ordu birliklerinin "toplumsal olaylar"a valilik emri olmadan da müdahale edebilmesini öngörüyor: "Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi toplumsal olayların şekil değiştirerek birçok bölgede, geniş halk kitlelerine yaygınlaşması, şiddete, katliama veya anayasal düzeni bozmaya yönelmesi durumunda; İl / İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonu, olağanüstü ve ivedilikle toplanır. Bu gibi durumlarda EMASYA Komutanlıkları (bölge/ tali) olayları yakinen takip eder ve birliklerin hazırlıklarını tamamlar. Olaylara müdahale edebilecek toplanma bölgelerinde, birlikleri hazır bulundurur. Olayların gelişmesini değerlendirir. Başta mülki amirler olmak üzere, ilgili kademelere bilgi verir ve gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara müdahale eder. Bu ve benzeri durumlarda olayların yaygınlaşmasını önlemek ve olayları bastırmak esas alınır." Protokolün eleştirilen bir başka yanı, toplumsal olaylara ordu birliklerinin de müdahale etmesi durumunda, kolluk kuvvetlerinin komutasının askeri komutana geçmesi. Ancak, protokolün dayanağını oluşturan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda da aynısı öngörülüyor: "(...) askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir."  7 Temmuz 1997’de, yani Erbakan başkanlığındaki Refahyol hükümetinin ardından Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan Anasol-D hükümetinin işbaşına gelmesinden yaklaşık bir hafta sonra İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında düzenlenen protokol, 7 yıldan uzun süredir iktidarda olan AKP tarafından yürürlükten kaldırılmamış ve bugüne kadar gizli tutulmuştu. Aşağıda, hem EMASYA Protokolü, hem de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesi var.   

EMASYA;
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İLE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARASINDA 5442 SAYILI İL İDARESİ KANUNU “11/D MADDESİ” GEREĞİNCE ALINMASI GEREKEN MÜŞTEREK TEDBİRLERE İLİŞKİN PROTOKOL,

BİRİNCİ KISIM


GENEL HÜKÜMLER

AMAÇ:

MADDE-1: 

Bu protokolun amacı, bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek olaylarla ilgili olarak valilerin isteği üzerine askeri birlik tahsis edilmesi durumunda, güvenliğin, asayiş ve kamu düzeninin sağlanması ve terörle mücadelede, askeri birlikler ile kolluk kuvvetleri arasında;

a) Kuvvet kullanılması,
b) Kuvvet kaydırılması,
c) Emir komuta ilişkileri,
d) İşbirliği ve koordinasyon
e) Gerekli görülen diğer hususları,belirlemek, uygulanacak yöntem ve alınacak tedbirleri ortaya koymaktır.

KAPSAM:

MADDE-2: 

Bu protokol, toplumsal olayların önlenmesinde ve kamu düzeninin sağlanmasında, mülki amirler (vali ve kaymakamlar), EMASYA Komutanlıkları (EMASYA Bölge Komutanlıkları, EMASYA Tali Bölge Komutanlıkları, EMASYA Birlik Komutanlıkları) ve kolluk kuvvetleri (jandarma, polis, GKK, sadece asli görevleriyle sınırlı olmak üzere özel güvenlik birimleri) arasındaki yetki, görev ve sorumlulukları ile müştereken uygulanacak tedbirleri kapsar.

DAYANAK:

MADDE-3: 
Bu protokol 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11'inci maddesinin D fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır. [*]

TANIMLAR:

MADDE-4: 

Bu protokolde geçen;

Olaylar: Her türlü terör ve toplumsal olayları,
Emre alma: Bir birliğin/birimin kuruluşunda bulunduğu komutanlıktan/kurumdan alınıp, geçici olarak bir başka komutanlığa/kuruma verilmesi ile emrine birlik/birim verilen komutanlığın emrine aldığı birliğin/birimin ikmal ve idaresinden sorumlu olmasını,
Harekat kontroluna alma: Fonksiyon, zaman ve yer bakımından sınırlandırılmış bulunan özel vazifeleri veya görevleri ifa edebilmesi, ilgili birlikleri/birimleri konuşlandırması ve bu birliklerin/birimlerin taktik kontrolünü elinde bulundurabilmesi veya tahsis edilmesi maksadıyla askeri birlik komutanının emrine verilen kuvvetleri sevk ve idare etmesi için tanınan yetkiyi, (Harekat kontrolu, ilgili birliklerin/kurumların bağlı unsurlarının ayrı olarak kullanılmak üzere tahsis edilmeleri yetkisini ihtiva etmez),
Koordinatör Vali: Birden fazla ili içine alan olaylarda bu protokolun uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı tarafından ilgili valiler arasından geçici olarak görevlendirilen bir valiyi,
ifade eder.

İKİNCİ KISIM

KUVVET KULLANILMASI

MADDE - 5: 

Terör ve toplumsal olayları değerlendirmek, kullanılacak kolluk kuvvetlerini düzenlemek, olaylara müdahale yöntemlerini belirlemek, kesintisiz koordinasyon ve işbirliğini sağlamak maksadıyla; il ve ilçe bazında “İL ve İLÇE GÜVENLİK KOORDİNASYON KOMİSYONLARI” ihdas edilir.
İl Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; vali, garnizon komutanı veya temsilcisi, il jandarma komutanı, il emniyet müdürü, MİT temsilcisi ve gerekli görülen diğer ilgililerden teşkil edilir.
İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; kaymakam, garnizon komutanı veya temsilcisi, ilçe jandarma komutanı, ilçe emniyet müdürü/amiri, MİT temsilcisi (varsa) ve gerekli görülen diğer ilgililerden teşkil edilir.
İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; yeterli hazırlık zamanı bırakacak şekilde, olaylara karşı alınacak tedbirleri ve müdahale yöntemlerini tespit eder, askeri kuvvet talep edilmesi konusunda mülki amirlerin karar vermelerine yardımcı olur. İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; illerde vali, ilçelerde kaymakamların başkanlığında ayda bir defa olağan, gerekli hallerde olağanüstü toplanarak, il ve ilçenin güvenlik durumunu değerlendirir.

MADDE -6: 

Mülki amirler, olaylara müdahale için (tabii afet durumları hariç) askeri birlik talebinde bulunmadan önce;
a. Kolluk kuvvetleri ile kontrol altına alınabilecek olaylarda zayıf bir ihtimal de olsa olayların kontrolden çıkması söz konusu ise, kuvvet talebinde bulunmadan önce EMASYA komutanlıklarına (bölge/tali) bilgi vererek, kademeli hazırlık süresi imkanı sağlar.
b. İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonlarında yapılan durum değerlendirmesi neticesinde, mülki amirler tarafından askeri birliklerden kuvvet talebi zorunlu görülür ise, birlik komutanları ile koordinede bulunularak, uygun müdahale usullerinin icra edilmesine imkan verecek tarzda; birliklere hazırlık ve teşkilatlanma için yeterli zamanı sağlayacak şekilde önceden uyarı yapılır.
c. Kamu düzenini bozma istidadı gösteren terör dışındaki toplumsal olayların; kolluk kuvvetleri ile bastırılması esas alınır ve gerekli görülen hallerde, askeri gücün “caydırıcılık” özelliğinden yararlanılır.
d. Sportif faaliyetler, futbol maçları, planlı gösteri yürüyüşleri gibi olağan durumlar için, askeri kuvvet talebinde bulunulması hususu özenle değerlendirilmelidir. Zorunluluk olmadıkça kuvvet talebinde bulunulmamalıdır. 

MADDE - 7:

Mülki amirler tarafından, önceden yapılacak planlama ve hazırlıklarda, kolluk kuvvetlerinin kullanılmasına ilişkin esaslar, muhtemel kullanma planları ve muhabere irtibatları, EMASYA Komutanlıkları ile yeterli bir zaman öncesinden koordine edilir. Mümkün olduğu durumlarda bu planlar, esaslar ve irtibatlar; muhtelif senaryolara göre prova edilir.

MADDE-8 : 

EMASYA Komutanlıkları tarafından, mülki amirler emrindeki kolluk kuvvetlerinin muhtemel olaylarda daha önceden kullanabileceği göz önünde bulundurularak; emir komutanının askeri birliğe geçtiği andan itibaren, kolluk kuvvetlerinin “emre/harekat kontroluna” alma şeklinde kullanılacağı dikkate alınır.

MADDE-9: 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi toplumsal olayların şekil değiştirerek birçok bölgede, geniş halk kitlelerine yaygınlaşması, şiddete, katliama veya anayasal düzeni bozmaya yönelmesi durumunda; İl/İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonu, olağanüstü ve ivedilikle toplanır. Bu gibi durumlarda EMASYA Komutanlıkları (bölge/ tali) olayları yakinen takip eder ve birliklerin hazırlıklarını tamamlar. Olaylara müdahale edebilecek toplanma bölgelerinde, birlikleri hazır bulundurur. Olayların gelişmesini değerlendirir. Başta mülki amirler olmak üzere, ilgili kademelere bilgi verir ve gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara müdahale eder. Bu ve benzeri durumlarda olayların yaygınlaşmasını önlemek ve olayları bastırmak esas alınır.

ÜÇÜNCÜ KISIM

KUVVET KAYDIRILMASI

MADDE-10: 
Bir ildeki olayların gelişmesi üzerine mevcut kolluk kuvvetleri ile birlikte askeri birliklerin de yetersiz kalacağının değerlendirilmesi durumunda ilgili EMASYA Tali Bölge Komutanı bu ilden sorumlu EMASYA Bölge Komutanlığından yardım talep ederek iller arasında kuvvet kaydırılması sağlanır.

MADDE-11: 
Birden fazla ili içine alan olaylarda aynı nitelikteki olayların gelişmesi veya kırsal kesimde de yaygınlaşması ve mevcut askeri birliklerin de yetersiz kalacağının değerlendirilmesi durumunda; ilgili EMASYA Bölge Komutanı ve Koordinatör Vali arasındaki koordinasyonu müteakip EMASYA Bölge Komutanı, bir üst komutanlığından (Ordu/Kuvvet Komutanlığı, “J.Gn.K.lığı dahil”) kuvvet talebinde bulunarak, iller arasında kuvvet kaydırılır.

MADDE-12: 
Bir veya birden fazla ili içine alan terör olaylarında; askeri birliklerin kullanılması için, vali ve/veya koordinatör valiler tarafından kuvvet talebi; yetkili EMASYA Komutanlıklarına yazılı olarak yapılır. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekilde şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.
Bu yazılı talebin düzenlenmesinde kırsal alanlarda terörist unsurların yakalanması, etkisiz hale getirilerek tasfiye edilmesi için bu tür harekatın kapsam ve özelliği dikkate alınarak kesintisiz olarak sürecek seri operasyonların icrası dikkate alınmalıdır.

MADDE-13: 
EMASYA Komutanlıklarının talebi ve ihtiyaç halinde ilgili vali, kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet, araç-gereç ve malzemelerinin il ve ilçeler arasında kaydırılmasını ve kullanılmasını sağlayarak personeliyle birlikte olay sürecince emre/harekat kontrolüne verebilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM

EMİR-KOMUTA İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ

MADDE-14: 
EMASYA planlarının uygulanması için mülki makamlar tarafından kuvvet talebinde bulunduğu ve olay mahalline intikal edildiği andan itibaren, kıdemli askeri komutan (Jandarma dahil) emir komutayı alır. Kolluk kuvvetleri bu andan itibaren askeri komutanın emrine girerler. Askeri komutan tarafından aksine bir emir verilmedikçe olay mahallindeki kolluk kuvvetlerinin almış olduları tertip, tedbir ve düzenler bozulmaz.

MADDE-15:
Emir komutanın askeri birlik komutanına geçtiği andan itibaren zor kullanmanın derecesinin tayini ile kullanılacak araç ve gereçler ile silah kullandırmanın yetki ve sorumluluğu askeri komutandadır.

MADDE-16: 
Mülki makamların koordinatörlüğünde muhtelif senaryolara göre EMASYA planlarının uygulanması, emir komuta ilişkileri ve işbirliği esaslarının geliştirilmesi maksadıyla; ilgili EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıkları ve kolluk kuvvetleri personelinin katılımı ile EMASYA/Komutanlıklarının koordinatörlüğünde, yılda en az bir defa EMASYA semineri düzenlenir.
Uygulamada görülen aksak ve eksik yönleri gidermek amacıyla her kurum kendi personelini eğitir.

MADDE-17: 
Olaylara müdahalede hangi kurum-kuruluşların destek görevi alacağı, il valileri veya görevlendirildiyse koordinatör vali tarafından, ilgili EMASYA Bölge/Tali Komutanlıkları ile koordine edilerek, belirlenir ve bu husus önceden yapılacak planlamalarda ayrıntılı olarak belirtilir.

MADDE-18: 
İlgili mülki amir tarafından görevlendirilen polis özel hareket timleri, iç güvenlik harekatı süresince EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıkları'nın harekat kontrolunda görev yaparlar. Geçici köy korucuları da, bölgedeki ilgili jandarma komutanlığının emir-komutasında olarak EMASYA Komutanlıklarının harekat kontrolunda görev yaparlar.

BEŞİNCİ KISIM

İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON

BİRİNCİ BÖLÜM

KOORDİNATÖR VALİLİK

MADDE-19: 
Birden fazla ili içine alan olaylarda, iller arasında kuvvet kaydırılması ve kullanılması, işbirliği koordinasyon, emir-komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususların uygulanmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini, tercihen EMESYA Bölge Komutanlığının bulunduğu il valisini geçici olarak Koordinatör Vali olarak görevlendirilebilir.
Görevlendirilen Koordinatör Vali, bulunduğu yerdeki EMASYA Bölge Komutanından gerekli görülen hallerde kuvvet talebinde bulunur, yürütülecek faaliyetleri ve işbirliğini bu komutanlık ile takip eder, iller ve kuvvetler arasında koordinasyonu sağlar.

İKİNCİ BÖLÜM

HAREKAT MERKEZİ FAALİYETLERİ

MADDE-20: 
Mülki makamlardan askeri kuvvet talebi geldiği andan itibaren, EMASYA Komutanlıkları nezdinde teşkil edilen “Asayiş Harekat Merkezleri”nde; jandarma komutanlıkları ve emniyet müdürlüklerini temsilen gerekli irtibat ve koordineyi sağlayacak şekilde, yeteri kadar irtibat personeli ve muhabere teçhizatı bulundurulur ve 24 saat esasına göre faaliyet gösterilir.

MADDE-21: 
Olayları en üst seviyede takip etmek, hükümeti ve komuta katını bilgilendirmek maksadıyla, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde bir İç Güvenlik Harekat Merkezi oluşturulmuştur. İçişleri Bakanlığı seviyesinde de buna eş değer bir “ASAYİŞ HAREKAT MERKEZİ” teşkilinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Harekat Merkezlerinden faydalanılır ve her iki kurum arasında işbirliği ve koordinasyona işlerlik kazandırılır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İSTİHBARAT FAALİYETLERİ

MADDE-22: 
EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarında; terörle mücadelede görev yapan bütün birimlerin istihbarat gayretlerinin birleştirilmesi ve istihbaratın koordinesi için, “MÜŞTEREK İSTİHBARAT MERKEZLERİ” tesis edilir. Başbakanlığın 25 HAZİRAN 1996 gün ve 11269 sayılı genelgesi gereğince jandarma, MİT ve emniyet temsilcileri de bu merkezin çalışmalarına asil üye olarak katılırlar. Jandarma, MİT ve emniyet temsilcileri, EMASYA Bölge Komutanlığının belirleyeceği zaman, şekil ve usullerle çalışmalarını ve istihbarat bilgilerini takdim ederler ve karşılıklı istihbarat mübadelesinde bulunurlar. Elde edilen sonuçlardan ilgili valiye bilgi verilir.

ALTINCI KISIM

TAMAMLAYICI HUSUSLAR

MADDE-23:
EMASYA görevlerinde ve özellikle kırsal alanda terörist unsurlara karşı icra edilecek operasyonlarda polis özel harekat timleri ile askeri birliklerin birlikte kullanılması amacıyla, EMASYA komutanlıkları ve ilgili mülki amirlerin koordinasyonu ile müşterek tatbikatlar icra edilir.

YEDİNCİ KISIM

MALİ HUSUSLAR

MADDE-24: 
Polis özel harekat timlerinin EMASYA Bölge veya Tali Bölge Komutanlıklarının harekat kontrolünde uzun süreli operasyonlara iştiraki halinde, bu timlerin iaşeleri ilgili askeri birlikler tarafından sağlanacaktır. Bu maksatla yapılan harcamalar mevcut mali mevzuat usullerine göre, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden Milli Savunma Bakanlığı bütçesine aktarılır

SEKİZİNCİ KISIM

YÜRÜTMEYE İLİŞKİN HUSUSLAR

MADDE-25: 
Bu protokol imza tarihinden itibaren geçerlidir.

MADDE-26: 
Protokolun uygulanmasından doğacak ihtilaflar, aksayan hususlar ve değişiklik teklifleri karşılıklı görüşmeler yoluyla düzeltilecektir.

MADDE-27: 

İş bu protokol 7/7/1997 tarihinde taraflar tarafından imza altına alınmıştır.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ADINA

Teoman ÜNÜSAN
Vali İçişleri Bakanlığı
Müsteşarı,

***

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ADINA,

Çetin DOĞAN
Korgeneral
Harekat Başkanı

Kaynak:

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/90914-iste-darbecilerin-guvendigi-o-protokol-haberi.aspx

[*] Protokole yasal dayanak olarak gösterilen 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin D fıkrası:

D) (Değişik bent: 29/08/1996 - 4178/1 md.) Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığından ve gerekirse Jandarma Genel Komutanlığının veya Kara Kuvvetleri Komutanlığının sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığından veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım talebinde bulunan vali tarafından takdir edilir.
Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.

1) Vali tarafından askeri birliklerden yardım istenmesi halinde; muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur.

2) (Değişik cümle: 17/06/2003 - 4897 S.K./1. md.) Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askeri birliğin komutanı tarafından, görevde kalış süresi, askeri birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir.

3) Askeri kuvvetin müstakilen görevlendirilmesi durumunda; verilen görev askeri kuvvet tarafından kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkiler kullanılarak yerine getirilir.

4) Güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasında işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir.

5) Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir.

6) Birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller veya kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür.

7) Bu esasların uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini geçici olarak görevlendirir.

8) Olayların sınır illerinde veya bu illere mücavir bölgelerde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda valinin talebi üzerine ilgili komutan eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadı ile, her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalı ile Hükümetin müsaadesi tahtında, ihtiyaca göre kara, hava, deniz kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurları ile komşu ülkelerin mutabakatı alınmak suretiyle mahdut hedefli sınır ötesi harekat planlayıp icra edebilir.

9) Bu fıkra uyarınca görevlendirilen askeri birlik mensupları hakkında bu görevlerin ifası sırasında işledikleri suçlardan dolayı tabi oldukları kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

10) Yukarıda belirtilen hususlar nedeniyle doğan acil ve zaruri ihtiyaçları karşılamak amacıyla yapılacak harcamalar Bakanlar Kurulunca uygun görülecek fonlardan yapılacak aktarmalar ve İçişleri Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten yapılır.

11) Her yıl İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarılacak olan paraların illere dağıtımı ve kullanımı ile ilgili esaslar İçişleri Bakanlığınca belirlenir.

12) Bu madde uyarınca kuruluş ve kişilerden sağlanan ve satın alınan malzeme, araç ve gereçlerin satın alma, kira ve kullanım bedelleri ile işçi ücretleri ve benzeri giderler için ödeme emri beklenmez. İçişleri Bakanı veya valinin onayı yeterli sayılır.

13) Bu harcamalar 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, (...) hükümlerine tabi değildir. Ödemeler usul ve esasları Maliye Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.


Kaynak:

 http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/938.html


http://www.haberveriyorum.net/haber/emasya-protokolunun-tam-metni-aciklandi

..