Slovakya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Slovakya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2020 Cumartesi

ALEYHİMİZE PARLAMENTO KARARLARINI KINAMIŞIZ

ALEYHİMİZE PARLAMENTO KARARLARINI KINAMIŞIZ 


M. Arif DEMİRER
11 Mart 2019 Pazartesi

Kınama Mektubu, Bülent ARINÇ, İsviçre, Polonya, Slovakya, Lübnan, Kanada, Arjantin, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Yunanistan, Uruguay, İsveç, 
Rusya Federasyonu,Venezuela, Dış politika malzemesi, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ, 2007 (Kınama Mektubu)
“Tarihin hiçbir döneminde Türk milleti, kendi içinde yaşayan Ermeni vatandaşlarına soykırım yaşatmamıştır.

“16 Ülkenin Parlamentosu, Türkiye’yi soykırım yapmakla itham eden bir kararı kabul etmişlerdir. Bu karar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri tarafından 
büyük bir tepki ve infialle karşılanmıştır. TBMM Başkanı olarak, bu 16 ülkenin Parlamento Başkanlarına ayrı ayrı kınama mektubu gönderdim. 

“Bu Ülkeler; İsviçre, Polonya, Slovakya, Lübnan, Kanada, Arjantin, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Yunanistan, Uruguay, İsveç, 
Rusya Federasyonu ve Venezuela’dır”

TBMM Başkanı, Köksal TOPTAN, 2008 (Kibarca ayıplıyor) 

“Bilinen tarihi gerçeklere rağmen, bazı devletlerin çarpıtılmış Ermeni iddialarını iç ve dış politika malzemesi olarak kullanmaları ve parlamentolarında ülkemiz 
aleyhine kararlar almaları düşündürücüdür.

“Türkiye, geçmişin tartışmalı dönemleri hakkında yasama organlarınca karar verilmesinin yanlış olduğu, tarihin tarihçilere bırakılması gerektiği görüşündedir.
“Asılsız Ermeni iddialarına destek çıkan ülkelerin parlamentoları, tarihin siyasi istismar vasıtası olarak kullanılmasında çok ciddi bir sorumluluk yüklendiklerini 
bilmelidirler…” 

TBMM Başkanı, Cemil ÇİÇEK, 2011 (Milletin Şiddetli tepkisi. Mazur görmüyor) 
   “TBMM Başkanı olarak vurgulamak iterim ki, geleneksel dostluk ve ittifak ilişkileri içinde olduğumuz ülkelerin parlamentoları, Türkiye’ye karşı kin ve husumetin yandaşı olmamalıdırlar. 
Aziz Milletimiz, bazı ülkelerin parlamentolarında 1915 olayları üzerine alınan sözde soykırım kararları karşısında çok şiddetli tepki göstermektedir. Türkler bazı mihraklarca, işlemedikleri bir cürümle suçlanmaktadır, bunun mazur görülmesi mümkün değildir…” 

YORUMLAR: 

BİR - Dostumuz Maduro, Sayın Arınç ( “Tarihin hiçbir döneminde Türk Milleti, Kendi içinde yaşayan Ermeni vatandaşlarına soykırım yaşatmamıştır.”) ile aynı görüşte değil. Altında imzası bulunan 2005 tarihli Venezuela kararının birinci maddesi şöyle: 
“İnsanlık tarihinin ilk planlı ve organize genositinin, 90 yıl önce Pantürkizm ideolojileri kapsamında Genç Türkler rejimi tarafından Ermenilere karşı uygulandığı ve yaklaşık iki milyon kişinin öldürülmesi ile sonuçlandığı dikkate alınarak…” 

2007 Yılında kınama mektubu göndermiştik Bay Maduro’ya.

2011 Yılında da işlemediğimiz bir cürümle suçlandığımızı, bunu mazur görmeyeceğimizi ilan etmiştik. 

İKİ – 2007 Yılında 16 ülke bizi suçlamıştı. 2019’da ise 28 artı Vatikan.
ÜÇ – 2018/2019 kınamadığımız ve mazur görmeyeceğimiz Maduro’yu hem mazur gördük hem de dost olduk. Bize “tarihte ilk soykırımcı” dediğini de unuttuk. 
DÖRT – Ben, bu tür parlamento kararları “çok şiddetli tepki gösteren” milletin bir ferdi olarak, tek başıma, 14 Temmuz 2005 tarihli Venezuela’nın Asamblea Nacional Kararının iptali için elimden geleni yapacağım. 

Her türlü destek için peşin teşekkürler.

Alıntıların kaynakları: TBMM Yayın Kurulu’nun üç kitabının Sunuş yazıları. 
 
http://www.anayurtgazetesi.com/yazar/Aleyhimize-parlamento-kararlarini-kinamisiz/33513/

***

1 Ağustos 2018 Çarşamba

AB, BİTMEYEN YOL., BÖLÜM 14


AB, BİTMEYEN YOL., BÖLÜM 14


KIBRIS (RUM KESİMİ)

1998 İlerleme Raporu- Komisyon, Kıbrıs'taki politik durum nedeniyle, inceleme çalışmasının bir bütün olarak Kıbrıs adasını kapsamadığını ve Kıbrıs Türk toplumunun temsilcilerinin müzakerelere dahil edilmesi yolunda Kıbrıs hükümetince yapılan davetin kabul edilmediğini kaydetmiştir. Komisyon, "katılım yönünde ilerleme ile Kıbrıs probleminin kalıcı ve âdil bir çözümü yönünde ilerlemesi doğal olarak birbirini takviye edecektir" düşüncesinde Konsey ile aynı görüştedir. Kıbrıs raporu, adanın iki kesimi arasındaki ekonomik dengesizlikler konusunda 1993 Görüşü'nün analizini doğrulamaktadır. Son iki yılda gerçek GSYH önemli ölçüde düşmüş olsa da, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ekonomisi Görüş'ten bu yana nisbeten iyi bir performans göstermeye devam etmiştir. Tarım ve turizm, olumsuz gelişmeler yüzünden zorluklarla karşı karşıyadır. Son dönemdeki maliye politikası gevşekliğine rağmen, otoriteler, istikrarlı makroekonomik ortamı ve olumlu bir iklimi muhafaza etmeye kararlıdırlar.
Son yıllarda Kıbrıs geleneksel sektörlerde (sanayi ve turizm) rekabet gücü kaybına uğramıştır; AB'ye katılım dikkate alındığında bu sektörlerde bir yeniden yapılanma ihtiyacı vardır. Ancak, ekonominin turizme aşırı bağımlılığını azaltmak için çabalar sarf edilmiş olduğu halde, üçüncü sektörün önemi artmaya devam etmiştir. Adanın kuzey ve güney kesimleri arasındaki ekonomik dengesizlik, 1993'ten beri daha da artmıştır. Bununla beraber, Kıbrıs'ın kuzey kesiminin entegrasyonu büyük ekonomik zorluklar yaratmamalıdır.
Müktesebat ile ilgili olarak, müktesebatın kademeli biçimde uyarlanması için gerekli olan araçların çoğu, Ortaklık Anlaşması'nda ve 1998 tarihli Protokol'de zaten vardır. Bu araçlar temelinde, Kıbrıs, özellikle gümrük birliği bağlamında müktesebatın benimsenmesinde önemli ilerleme kaydetmiştir. Ancak, iç pazar alanında girişilecek büyük çabalar vardır; Topluluk'ta geçerli bankacılık mevzuatıyla tamamen uyumlu gibi görünmeyen malî aktivitelerin olduğu kıyı bankacılığı sektörü bakımından bu husus özellikle önem taşır. Deniz taşımacılığı, telekomünikasyon, adalet ve içişleri ise özel endişe konusu diğer alanlardır. Şimdiden incelenmiş bulunan 16 fasıl açısından, Kıbrıs, müktesebatın benimsenmesinde büyük sorunlarla karşılaşmamalıdır. Genel olarak, Kıbrıs idaresi, müktesebatın doğru uygulanmasını sağlamaya hazır görünmektedir. 
AB'nin Kıbrıs Rum Kesimi ile ilgili ilk raporunun değerlendirilmesine, son cümleden başlarsak açık bir kayırma görülmektedir. Müktesebatın benimsenmesinde büyük sorunlarla "karşılaşmamalıdır" deniliyor, konu Kıbrıs İdaresinin "iyi niyetine" bırakılıyor. AB'nin tüm malî yardımlarına karşılık Rum kesiminin ekonomik kriterler açısından hâlâ sıkıntılı olduğu görülüyor, bu kesimdeki kara para, kaçakçılık ve terörle ilişkisi ise üstü kapalı geçiştiriliyor. 
Raporda, Rum kesiminin katılım yönünde ilerlemesi ile problemin kalıcı ve âdil çözümünün birbirini takip edeceği vurgulanmaktadır. Yani AB'ye katılımı öne alınmış, problemin çözümünün onu takip etmesi öngörülmüştür. Türkiye'ye olduğu gibi problemin çözümü "şart" koşulmamaktadır. 
Kıbrıs'ın iki kesimi arasındaki ekonomik dengesizliğe işaret edilirken, ambargoyu uygulayan tarafın kendileri olduğu unutulmakta, üstelik de iki ayrı milletin entegrasyonundan bahsedilebilmektedir. Her yönden birbirinden ayrı iki toplumun entegrasyonunu savunan AB'nin, Türkiye'de gerçekte birbiri ile bütünleşmiş grupları ayrıştırmaya çalıştığını bir kez daha hatırlatmak isteriz.
1999 İlerleme Raporu- Kıbrıs, mevzuatın uyumlulaştırılmasında ilerleme kaydetmiştir. Ancak, önemli miktarda mevzuat henüz aktarılmamıştır. Bu husus, çevre, sosyal politika ve adalet ve içişleri alanlarında kaygı vericidir. Bu alanlardaki mevzuatın kabul edilmesindeki gecikmeler, uygulamada zincirleme etki yapabilir. Çünkü aktarım için öngörülen tarihler, Kıbrıs'ın katılım için belirlemiş olduğu hedef tarihten hemen öncedir. Son dönemde, bir parlamento seri çalışma usulünün oluşturulması, mevzuat çıkarma hızını arttırmıştır. Aktarmanın hızlanmasına da katkıda bulunmalıdır. Kıbrıs, idarî kapasite ile ilgili olarak, iyi bir temelden yola çıkmakla beraber, telekomünikasyon, malların serbest dolaşımı ve adalet ve içişleri alanlarında kurumlar oluşturmalıdır. Deniz ulaşımı ve çevre sektörlerinde daha fazla takviye gereklidir. 
1999 yılı değerlendirmesinde de ekonomik kriterler üzerinde durulmuştur. İlginç olan "Kıbrıs'ın mevzuat düzenlemelerini, katılım için belirlemiş olduğu tarihe yetiştirememesinden" ne kadar endişe duyulduğunun ifade edilmesidir. Rum kesiminin "iyi temelden yola çıktığı" ve "takviye gerektiği " ifadeleri de AB'nin özellikle Rum kesimi için nasıl "himayeci" bir üslup geliştirdiğini ve istediği zaman ne kadar "sempatik yaklaşabildiğini" göstermektedir. 
2000 İlerleme Raporu- Kıbrıs'ın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. En önemli siyasal sorun, adanın bölünmüşlüğünün sürmesidir, fakat geçen yıl içinde Katılım Ortaklığı'na uygun olarak bir siyasal çözüm arayışında önemli çabalar sarf edilmiştir. Eylül ayında yapılan dolaylı görüşmelerin dördüncü turunda, iki tarafın, meselenin özüne ilişkin müzakerelere girmekte olduklarını gösteren cesaret verici işaretler görülmüştür. 
Kıbrıs ekonomisi, güçlü bir şekilde büyümeye devam etmekte ve tam istihdamda çalışmaktadır. Liberalleşme ve yapısal reformlarda ilerleme kaydedilmektedir. Yıllar süren bir gecikmeden sonra, Parlamento, faiz tavanının Ocak 2001'e kadar kaldırılması için bir takvim öngören mevzuat kabul etti. Kıbrıs makamları, sağlık sektöründe önemli bir reform başlattılar. 
Ancak, makroekonomik istikrar son zamanlarda zayıflamıştır ve maliye politikasının mevcut seviyesi ve vaziyeti orta vadede sürdürülemez niteliktedir. Kooperatif bankacılığı sektöründe denetim güçlendirilmelidir. Fiyat liberalleşmesi de tamamlanmalıdır. Bazı yapısal katılıklar ve ekonomide önemli devlet müdahalesi, rekabet gücüne köstek olmaktadır. Kıbrıs, özel sektörünü, AB'ye entegrasyonun gerektirdiği açık ortamda çalışmaya hazırlamalıdır. Ekonomik faaliyetlere devlet karışmasının ölçüsünü sınırlayan, temel sektörleri dış rekabete açan ve önemli çevresel kısıtlamaları çözen kapsamlı bir yapısal reform gündemi oluşturmak için, daha büyük siyasal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Son bir yılda Kıbrıs, tarım alanında bir miktar uyumlulaşma mevzuatı kabul etmiştir. Ancak, yapılanlar esas olarak hazırlık çalışması niteliğindedir. Dolayısıyla, hayvan ve bitki sağlığı konularında müktesebat ile uyumlulaşma sınırlıdır. Sınır kapılarında hayvan sağlığı kontrolleriyle ilgili olarak ilave çabalar gereklidir. Ulaştırma ve balıkçılık alanlarında, Kıbrıs, idarî kapasitesini güçlendirerek ve mevzuat kabul ederek müktesebat ile daha çok uyumlulaşma sağlamak için ciddi çabalara girişmiştir. 

Adalet ve içişleri alanında, Kıbrıs, iltica konusunda mevzuat çıkarılmasıyla ve ayrıca cezaî ve medenî hususlarda adlî işbirliği amacına yönelik olarak ilerleme kaydetmiştir. Ancak, bu alanda önemli çabalara girişilmiş olmakla beraber, Kıbrıs'ın gelecekte AB'nin bir dış sınırını oluşturacağı gerçeğini özellikle dikkate alarak, sınır kontrolü uygulanmasına ve, ayrıca, karapara aklama konusunda var olan mevzuatın etkin biçimde uygulanmasına dikkat gösterilmelidir. Kıbrıs filosunun güvenlik sicilini iyileştirmek üzere, geçen bir yıl içinde denetlenen gemi sayısı iki mislinden fazla artmış olup Kıbrıs gemileri için dünya çapındaki denetimciler şebekesi de büyümüştür. Ayrıca, vergileme ve karapara aklanması ile mücadele gibi konular için, ilave personel alınmış/eğitilmiş veya bu amaçla bütçede düzenleme yapılmıştır. Ancak, idarî kapasitenin güçlü temeline rağmen, malların serbest dolaşımı, tarım, enerji, iletişim, adalet ve içişleri sahalarında gereken düzenleyici makamların oluşturulması ve gereken kurumların tesis edilmesi henüz gerçekleşmemiştir. Şirketler hukuku, ulaştırma, vergileme, çevre, adalet ve içişleri gibi çeşitli alanlarda yeni personel alımına ihtiyaç vardır. 

2000 raporunda da Kıbrıs Rum Kesimi ayrıcalıklı konumunu muhafaza etmekte, temel ekonomik yapılanmalardaki ufak gelişmeler "ilerleme" olarak sunulmakta, uluslararası platformda sorun haline gelen kara para aklama gibi çok ciddi bir konuda mevzuatın etkin kullanılmasının istenmesi ile yetinilmektedir. Türkiye'nin "sağlık kontrolleri sebebiyle" AB'den canlı hayvan ve et ithalatını durdurmasına sert şekilde misilleme yapılırken, Rum kesiminin hayvan sağlığı ile ilgili sınır kontrollerinde ilave çabalar istenmektedir. 

Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak ise yine Rum kesimine yönelik hiçbir zorlama ifadesine rastlanmamakta, aksine "Katılım Ortaklığı'na uygun olarak bir siyasal çözüm arayışında önemli çabalar sarf ettiği" iddia edilmektedir. Kıbrıs'ın tepeden tırnağa ihtilaflı durumu Kopenhag ve Helsinki'ye tamamen aykırı olmasına rağmen, bu görmezden gelinmekte ve "Kıbrıs'ın, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam ettiği" söylenebilmektedir. 

DOĞU BLOKU ÜLKELERİNİN GÖRÜNÜMÜ

Bu bölümde AB raporlarına göre, Merkezî ve Doğu Avrupa'nın 10 ülkesinin genel görünümlerini de imkânlar ölçüsünde geniş bir şekilde ele almaya çalıştık. Önceliği de "siyasî kriterlere" verdik. Bu ülkeler için siyasî kriterlerden anlaşılan, seçimlerin demokratik bir ortamda yapılıp yapılmadığı, kimsesiz çocukların korunması, resmî azınlıkların hakları ve ırkçılığa varan Çingenelere yapılan ayrımcılık ile radyo ve tv'lerin bağımsızlığı gibi konulardır. Türkiye için belirlenen siyasî kriterlerin yanında oldukça hafif kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu ülkelerle ile ilgili tesbitler şöyledir: 
1998 İlerleme Raporu (Genel Değerlendirme): 
1. Politik kriterler: Komisyon'un vardığı genel sonuç, bazı aday ülkelerin demokrasinin fiilen uygulanması ve insan haklarının ve azınlıkların korunması konularında daha fazla ilerleme sağlamaları gerekli olmakla beraber, bir tanesi hariç tüm aday ülkelerin politik kriterleri karşıladıkları şeklindeydi. Komisyon'un genel kanaati odur ki, Görüşler'de kaydedilmiş olan pozitif eğilimleri güçlendiren demokratik gelişmeler pekişirken, genel durum tatmin edici olmaya devam etmektedir. Son 18 ay içinde, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve Letonya'da, parlamento veya başkanlık düzeyinde, serbest ve âdil seçimler gerçekleşmiştir. Bu aday ülkeler, kamu otoritelerinin düzgün işleyişini ve demokrasinin pekişmesini sağlayan istikrarlı kurumlara sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Slovakya'nın da bu yönde ilerlediği görülmektedir. 
Bu olumlu gelişmelere karşın, kurumsal konularda tesbit edilen eksikliklerin giderilmesi yönündeki çabalar yeterli değildir. Yargıçların eğitiminden davaların aşırı uzamasını gidermeyi amaçlayan prosedür reformuna kadar, tüm aday ülkeler için ortak bir sorun, yargının yapısal zayıflığı olmaya devam etmektedir. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve Estonya'da bu sorun özellikle ciddîdir. Slovakya için, başlıca konulardan biri, yargıçların bağımsızlığı olmaya devam etmektedir. Macaristan hukuk sisteminin işleyişini ıslah etmek için çaba göstermiştir, fakat diğer aday ülkeler pek az ilerleme kaydetmişlerdir.
 İnsan hakları bakımından, aday ülkelerde temel haklara saygı genel olarak güvence altındadır. Aday ülkelerin çoğu, önemli insan hakları belgelerini onaylamaktadırlar. Ancak, Komisyon, bazı ülkelerde radyo ve televizyon bağımsızlığının güçlendirilmesi gerektiği görüşündedir. 
Romanya'nın özel durumunda, hükümet, Phare desteğiyle, devlet yetimhanelerinde bulunan 100.000'e yakın terkedilmiş çocuğun korunmasını iyileştirmek için tedbirler almaya devam etmiştir. Bu çocukların ailelerine geri dönmelerini veya koruyucu aileler tarafından evlatlığa alınmalarını desteklemek için çabalar sarf edilmiştir.
Azınlıklar konusunda, yurttaş olmayan kişilerin ve bunların devletsiz çocuklarının yurttaşlığa alınmasını kolaylaştıracağı için yurttaşlık yasası üzerine Letonya'da kısa bir süre önce yapılmış referandumun neticesi AB tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Estonya'da ise, devletsiz çocukların yurttaşlığa girmesine imkân verecek olan yurttaşlık yasası değişikliklerinin henüz parlamentoda kabul edilmemiş olması üzüntü vericidir. 
Çingenelerin durumu problemli olmaya devam etmektedir çünkü ilgili aday ülkeler bu konuda pek az ilerleme kaydetmişlerdir. Hukukî statüleri ve hakları aynı kalmakla beraber, Çingeneler, özellikle Macaristan, Slovakya, Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti'nde ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya uğramaktadırlar. Bir kaç milyon Çingene'nin yurdu olan Romanya, bu azınlığın durumunu iyileştirme gayretlerini arttırmalıdır. 
Romanya'daki Macar azınlık için, Romanya makamlarının bir Macar-Alman üniversitesi kurulmasına ilişkin bir düzenleme bulmaya yönelik kararlılığı dahil, kamusal yaşamın tüm düzeylerinde durumun iyileştiğini gösteren işaretler vardır. Bugüne kadar, Slovakya'daki Macar azınlığın durumu endişe konusu olmuştur. Macar azınlığın temsilcilerinin yeni Slovak hükümetine katılması, Macar azınlığa, Slovakya'daki statüleriyle ilgili olumlu bir sinyal göndermektedir.
Topluca bakıldığında, azınlıklar sorunu genişleme perspektifinde kaygılara neden olmaya devam etmektedir. 

1999 İlerleme Raporu: 

Politik kriterler- Geçtiğimiz yıl, politik kriterlerin yerine getirilmesinde en kayda değer gelişmeler Slovakya'da gerçekleşti. Son Düzenli Rapor, Eylül 1998'de yapılan ve bir hükümet değişikliği getiren seçimlerden hemen sonra yayınlanmıştı. Ülke, bu dönemde iddialı bir politik reform programı izledi. Aralık 1998'de serbest ve adil belediye seçimleri yapıldı. Mayıs 1999'da, Slovak Cumhurbaşkanı'nın genel oyla seçilmesini kolaylaştırmak için anayasal düzenlemeler kabul edildi. Muhalefetin parlamento komitelerine ve denetim organlarına katılması fırsatı sağlandı. 
İlgili uluslararası kuruluşlarla yakın işbirliği içinde, hükümet, azınlık dilleri konusunda mevzuat hazırladı. Bu mevzuat tasarısı, Temmuz 1999'da Parlamento tarafından kabul edildi. Halen, yargının bağımsızlığını sağlamak için anayasada değişiklikler hazırlanmaktadır. Reform sürecinin derinliği ve başarısıyla, Slovakya'nın artık Kopenhag politik kriterlerini karşıladığı kabul edilmektedir. 

Diğer aday ülkeler, çoğulcu demokratik yönetim sistemlerinin işleyişini derinleştirmeye ve iyileştirmeye devam etmiştir. Macaristan, Litvanya ve Estonya'da, parlamento veya başkanlık düzeyinde, özgür ve âdil ulusal ve yerel seçimler yapılmıştır. Romanya, demokratik uygulamadan ve hukukun üstünlüğüne saygıdan ayrılmaksızın, grevlerden kaynaklanan iç kargaşa ve Batı Balkanlar'daki dış bunalımla başa çıkabilmiştir. 

Romanya'da bakım kurumlarında bulunan 100.000' den fazla çocuğun durumu ciddî şekilde kötüye gitmiştir. Hükümet, çocuk bakımı için yeterli ödenek ayrılması amacıyla zamanında harekete geçmemiş ve bu konuya acilen ihtiyaç duyulan siyasî önceliği vermemiştir. Çocukların insanca yaşam şartlarına ve temel sağlık hizmetlerine kavuşma hakkı, bir insan hakları konusudur. Yetkili makamların, çocuk bakım kurumlarındaki krizle uğraşmaya öncelik vermeyi sürdürdükleri varsayımı ile, Komisyon, halen Romanya'nın Kopenhag politik kriterlerini yerine getirmeye devam ettiği düşüncesindedir. Komisyon, gerekli bütçe kaynaklarını sağlamak ve Romanya'da çocuk bakımını güvenli ve insanca bir temel üzerine ve insan haklarına tam saygı içine yerleştiren bir yapısal reform gerçekleştirmek üzere hükümetçe alınan son kararları yakından izleyecektir. 
Çoğu aday ülkede güçlü ve canlı bir medya olsa da, radyo ve televizyonun bağımsızlığı kırılgan bir görünüm arzetmektedir. Bağımsızlığı güçlendirmek ve medya kurullarında geniş bir politik yelpazeden temsilciler bulunmasını sağlamak için çabalar sürdürülmelidir. 
Son düzenli raporlarda, Azınlıklar konusunda belirlenen zaafların pek çoğu ile ilgili olarak harekete geçilmiştir. Estonya Parlamentosu, devletsiz çocukların vatandaş olabilmeleri için vatandaşlık yasasında değişiklikler yapmıştır. Slovak Parlamentosu, azınlık dilleri konusunda mevzuat çıkarmıştır. Bununla birlikte, bazı aday ülkeler, devlet dilinin meşru şekilde güçlendirilmesi ve azınlık dil haklarının korunması arasındaki dengeyi bulmakta zorluklarla karşılaşmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, Estonya'daki dil yasası ve Litvanya'daki mevzuat taslağı, uluslararası standartları karşılamanın gerisindedir. Litvanya, taslağı uluslararası standartlara ve kendi anayasasına uyumlu hale getirmek için ilgili uluslararası kuruluşlar ile birlikte taslağı gözden geçirmeye istekli olduğunu göstermiştir. Aynı esnekliği göstermeyen Estonya yasada değil, sadece uygulamaya ilişkin hükümlerde iyileştirmeler yapmaya hazırdır. 
Aday ülkelerin pek çoğunda köklü önyargılar, toplumsal ve ekonomik yaşamda Çingenelere karşı ayrımcılığa neden olmaktadır. Çingenelere karşı, etnik güdümlü şiddet olaylarında bir artış yaşanmış olup, yetkili makamlar buna gerektiği şekilde karşılık vermemiştir. Çingene toplulukları, işsizlik, kötü yaşama şartları, yetersiz eğitim ve sağlık hizmetleri ve (sosyal yardımın mevcut olduğu ülkelerde) sosyal yardıma artan bağımlılık şartları içindedir. Çingene çocukları, bazı okul sistemlerinde diğer çocuklardan ayrı tutulmakta olup pek çoğu sokak çocuklarıdır. Çingenelerin durumunu iyileştirmeyi hedefleyen özel programlar kabul edilmesi gibi, bazı aday ülkelerde cesaret verici gelişmeler olmakla beraber, bu programların gerçekten uygulanmasını sağlamak için uyumlu bir çaba hâlâ gereklidir. 
Slovakya'daki Macar azınlığın durumu, bu azınlığın temsilcilerinin Slovak hükümetine dahil edilmesiyle, hükümetin etnik gruplar arasındaki ilişkileri iyileştirmeye yönelik uyumlu gayretleriyle, azınlık kültür faaliyetleri için malî yardım politikasındaki iyileşmelerle ve özellikle azınlık dil mevzuatı kabul edilmesiyle daha iyi hale gelmiştir. Romanya makamları, bir Macar-Alman üniversitesi kurmak için bir düzenleme bulunmasına istekli olduklarını göstermiştir. Fakat bu alanda pek fazla somut gelişme olmamıştır. 
2000 Yılı İlerleme Raporu: Siyasal kriterler- 1999 yılına ait raporlarda, Komisyon'un vardığı sonuç, bazı aday ülkelerin insan hakları ve azınlıkların korunması alanında daha yapmaları gereken ilerleme olmakla beraber, halen müzakere sürecinde bulunan bütün aday ülkelerin siyasal kriterleri karşıladıkları şeklindeydi. Bu ülkeler, demokratik yönetim sistemlerinin işleyişini güçlendirmeye devam ettiler. Son Düzenli Raporlar'dan bu yana, Bulgaristan, Litvanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovenya'da özgür ve âdil ulusal veya yerel seçimler yapıldı.
Yolsuzluk, sahtecilik ve ekonomik suçlar, aday ülkelerin çoğunda yaygın olup vatandaşlarda güvensizliğe ve reformların gözden düşmesine yol açmaktadır. Bu alanda uluslararası araçlara katılım dahil, yolsuzluğa karşı programlar başlatılmış ve bir miktar ilerleme sağlanmıştır, fakat yolsuzluk ciddi bir endişe konusu olmayı sürdürmektedir. 
Komisyon, geçen yılki karma belgede, Romanya'da çocuk bakım kurumlarındaki sorunları vurgulamıştı. O zamandan bu yana, Romanya, bu konuyu düzeltmek için, PHARE desteğiyle, kanunî, idarî ve malî tedbirler kabul etmiştir. Ancak, bu kurumlarda bulunan 100.000'den fazla çocuğun yaşam koşulları iyileşmemiştir ve bir yapısal reform politikası ancak şimdi uygulamaya konulmaktadır. Dolayısıyla, insan haklarına tam saygı içinde, sokak çocukları problemini çözmek yanında, bu konuda somut iyileşmeler sağlamak için yeni sürekli çabalara ihtiyaç vardır. 
Kanunen yasak olmasına rağmen, kadın ve çocuk ticareti, menşe, geçiş ve varış ülkeleri haline gelmiş bazı adaylarda büyüyen bir sorundur. Uluslararası evlat edinme programlarının istismar edilmesi de bir endişe konusudur. Bu ticareti önlemek için büyük çabalar gereklidir. 

Azınlıklar konusunda, geçen yıla ait raporlardan bu yana olumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Estonya ve Letonya, vatandaş olmayan kişilerin entegrasyonunda daha da ilerlemişler ve AGİT'in vatandaşlık ve vatandaşlığa kabul ile ilgili bütün tavsiyelerini yerine getirmeye devam etmektedirler. Her iki ülkede, dil yasası uluslararası standartlara uygun hale getirilmiştir. Macaristan ve Slovakya arasındaki temel antlaşma, Slovakya'daki Macar azınlık ile ilgili olarak uygulanmaktadır. Romanya'da, Macarca, Almanca ve Romence dillerinde öğretim yapan bir üniversite kurulmasına dair hükümetçe alınan karar aleyhine başvuruların reddinden sonra, bu projenin kısa zamanda gerçekleşmesi umulmaktadır. 
Çingeneler, geçen yıla ait raporlarda belirtildiği gibi, sosyal ve ekonomik yaşamda yaygın ayrımcılık ve zorluklar ile karşılaşmaya devam etmektedir. Bu durumun yaşandığı ülkelerin çoğunda, PHARE finansman desteğiyle ve bazı örneklerde, ulusal bütçe kaynaklarıyla, çeşitli düzenlemeler ve programlar kabul edilmiştir. Bütün ülkelerde bütçe imkânlarıyla desteklenmesi gereken bu programlar, Çingene temsilcileri ile yakın işbirliği halinde, daha sürekli bir şekilde uygulanmalıdır. AB Başkanlığı, bu amaçla, Çingene STK'lerinin katılımıyla ve Komisyon ile yakın işbirliği içinde, Haziran 2000'de Lizbon'da bir konferans düzenledi. 

Ülkeler bazındaki detaylı değerlendirmeler de şöyledir: 

Bulgaristan: Bulgaristan'ın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Bulgaristan, Mülkî İdare Kanunu'nu uygulamak için gereken tali mevzuatın kabul edilmesi ve uygulanması alanında ilerleme kaydetmiştir. Çocukların korunması için bir devlet kurumu tesis eden Çocuk Koruma Yasası'nın Haziran 2000'de kabul edilmesi, bir diğer olumlu ileri adımdır. 
Genel olarak, Bulgaristan idaresi ve yargı sisteminin müktesebatın uygulanmasını sağlama kapasitesi hâlâ sınırlıdır. Çabalar mevzuat hazırlanması ve çıkarılması üzerinde yoğunlaşırken, bunun nasıl uygulanacağı ve icra edileceği konusuna yeterli ilgi gösterilmemektedir. Bu nedenle, yeterli bir yasal çerçevenin kabul edilmiş olduğu alanlarda, zayıf idarî ve adlî kapasite ve uygulama için yeterli hazırlık olmayışı yüzünden, yasaların uygulanması ve icrası yetersiz olmaya devam etmektedir.

Çek Cumhuriyeti: Çek Cumhuriyeti'nin durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Son zamanlardaki önemli gelişmeler içinde, 
özellikle, hükümet ve parlamento arasında daha etkin bir işbirliği bulunuyor. Bölgesel yönetimle ilgili yasal çerçevenin kurulmasında ilerleme olmuştur. 
Ancak, kamu idaresi reformu anlamlı bir ilerleme göstermemiş olup Katılım Ortaklığı'nın bu konudaki kısa vadeli önceliği yerine getirilmemiştir. 
Yargı reformu da, Katılım Ortaklığı'nın kısa vadeli bir önceliğidir. İlerleme kaydedilmiş olmakla beraber, bu reformun bazı önemli kısımlarının henüz kabul 
edilmemiş olması üzücüdür. İdare ve yargı reformları, müktesebatın etkin uygulanması ve yönetim tarzının iyileştirilmesi için elzemdir. 
Dolayısıyla, Katılım Ortaklığı'nın orta vadeli önceliklerine uygun olarak, bu alanlarda çabalar sürdürülmelidir. Ayrıca, yolsuzluğa ve ekonomik suçlara karşı 
mücadele şimdiye kadar yetersiz olmuştur. Bu alanda elle tutulur sonuçlar alınması, kamuoyunun kaygılarına yanıt verecek ve saydam bir iş ortamı 
sağlanmasına yardım edecektir.

Çek Cumhuriyeti, insan haklarına ve özgürlüklere saygılı olmayı sürdürmektedir ve bu alanda kendi kurumsal çerçevesini geliştirmiştir. Ancak, hapishane sistemindeki aşırı yığılma ve kadın ve çocuk ticaretinin sürmesi başta olmak üzere, kaygı verici konular devam etmektedir. Özellikle eğitim sistemi açısından, Çingene cemaatinin durumuyla ilgili olarak, geçen yıldan bu yana, daha büyük ve bazı alanlarda anlamlı çabalar sarf edilmiştir. Ancak, Çingeneler'in durumunda kalıcı bir düzelme sağlanması için, sürekli çaba gereklidir. Adalet ve içişleri sahasında, sınır korumasının etkinliği yetersiz olmaya devam etmektedir. Gümrük makamları ile olduğu gibi, normal zabıta ve sınır zabıtası arasında koordinasyon iyileştirilmelidir. Yolsuzluğa ve örgütlü suçlara karşı mücadelede çok büyük ilerleme olmamıştır. 
Estonya: Estonya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Estonya, dil yasasında değişiklikler yapılması, Eston olmayanlar için DEVLET ENTEGRASYON PROGRAMI'NIN kabul edilmesi, yargıçların eğitiminin güçlendirilmesi ve boş yargıç kadrolarının sayısındaki azalma dahil, bu alanda 1999 Katılım Ortaklığı'nın kısa vadeli önceliklerinin çoğunu ele almıştır. Ayrıca, ikamet ve vatandaşlık başvurularını yürütme konusunda Vatandaşlık ve Göç Komisyonu'nun kapasitesini arttırmak için adımlar atılmıştır. Kamu idaresinin modernleştirilmesi yönünde ilerleme sınırlı olmuştur. Farklı adalet organları arasındaki koordinasyon takviye edilmeli ve ceza hukuku ve medenî hukuk sistemlerinde reform hızlandırılmalıdır. Azınlıkların korunması ile ilgili olarak, Estonya, Dil Yasası'nın uygulanmasının, uluslararası standartlara ve Avrupa Anlaşması'na uygun biçimde gerçekleşmesini sağlamalıdır. Ombudsmanın yetkileri, özellikle azınlıkların korunması açısından, takviye edilmelidir. 

Estonya, işleyen bir piyasa ekonomisidir ve, şimdiki reform yolunda kalmak koşuluyla, yakın vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir. 

Macaristan: Macaristan'ın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Yargı tatmin edici bir şekilde işlemekte ve yargıçların AT müktesebatı konusunda eğitilmesi ilerlemiş olmakla beraber, Yüksek Mahkeme'de birikmiş olan çok sayıda dava, Mahkeme icraatının birleştirilmesine ve tutarlı bir içtihadın gelişmesine engel olmaktadır. Bunu düzeltmek için gayret sarf edilmelidir. Katılım Ortaklığı'nın orta vadeli önceliğine uygun olarak, devlet memurları ve yargıçlar için eğitim programları devam etmelidir. Yolsuzluğa karşı savaşmak için bazı önemli tedbirlere rağmen, bu konu bir sorun teşkil etmeyi sürdürmektedir ve bu sorunu çözmek için yeni çabalara girişilmelidir. 

Macaristan, insan haklarına ve özgürlüklerine saygılı olmaya devam etmektedir. Ancak, hapishanelerdeki aşırı yığılma, düzeltilmesi gereken büyüyen bir sorundur. Kısa vadeli Katılım Ortaklığı önceliğine uygun olarak, Macaristan, ulusal ve yerel düzeylerde malî imkânlar ile desteklenen, Çingene toplumuna yönelik orta vadeli eylem programını uygulamaya başlamıştır. Bu program, Çingenelerin entegrasyonunu kolaylaştırmakta ve eğitim, kültür, istihdam, konut, sağlık ve sosyal hizmetler alanında ayrımcılığa karşı verdikleri mücadelede onlara yardım etmektedir. Ancak, orta vadede somut sonuçlar elde etmek için bu programın sürekli uygulanmasına gerek vardır.

Letonya: Letonya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Geçen bir yılda, yeni bir Mülkî İdare Yasası'nın kabul edilmesi dahil, Kamu Yönetimi Reformu sürecinin ileriye götürülmesinde, yargı sisteminin işleyişinin ıslah edilmesinde ve yolsuzluğa karşı mücadele çerçevesinin tasarlanmasında ilerleme kaydedildi. Bir Dil Yasası'nın ve (Letonya'nın uluslararası yükümlülüklerine ve Avrupa Anlaşması'na büyük ölçüde uygun olan) uygulama yönetmeliklerinin ve ayrıca LETONYA TOPLUMUNUN BÜTÜNLEŞMESİ PROGRAMI adlı bir düzenlemenin kabul edilmesi dahil, vatandaş olmayan kişilerin Leton toplumu ile bütünleşmesini desteklemek için bazı önemli adımlar atıldı. 

Vatandaş olmayan kişilerin entegrasyonunu kolaylaştırmak ve desteklemek için, vatandaşlığa kabul sürecinin etkinliği korunmalı ve Letonca eğitimi, 1999 Katılım Ortaklığı'nın ilgili orta vadeli önceliğine uygun biçimde devam etmeli ve genişletilmelidir. Ayrıca, vatandaş olmayan kişilerin entegrasyonuna yönelik tedbirler için yeterli kaynak tahsis edilmesini sağlamak da önemli olacaktır. Dil Yasası ve buna ilişkin uygulama yönetmelikleri, orantı ilkesini dikkate alarak ve Letonya'nın uluslararası yükümlülüklerine ve Avrupa Anlaşması'na uygun şekilde, ancak meşru bir kamu çıkarının gerekli kıldığı ölçüde uygulanmalı ve icra edilmelidir. 

Letonya işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülebilir ve, yapısal reformlarının temposunu korumak ve bu reformları tamamlamak koşuluyla, orta vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir. Bazı alanlarda, uyumlulaşma açısından ilerleme daha sınırlı olmuştur. Bunlar arasında, kişilerin serbest dolaşımı ve iletişim ve bilgi teknolojileri vardır. Bu alanda, müktesebat gereklerinden çoğunun aktarımı hâlâ gerçekleşmemiştir. Sosyal politika ve istihdam konusunda, ileriye dönük bazı çabalar sarf edilmiştir fakat temel mevzuat hâlâ çıkarılmamıştır. Bölgesel politika ile ilgili olarak, Letonya'nın AB'ye katılım hazırlıklarının takviye edilmesine hâlâ ihtiyaç vardır. 

Litvanya: Litvanya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Yolsuzluğa karşı mücadele ile ilgili olarak, şimdiye kadar alınmış olan önemli tedbirler, bir Ulusal Yolsuzluk Karşıtı Strateji'nin kabul edilmesi yoluyla ikmal edilmelidir. İlgili kurumları daha da güçlendirerek ve bunlar arasında koordinasyonu sağlayarak, icranın önemli ölçüde takviye edilmesi gereklidir. Litvanya, işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülebilir ve, mevcut yapısal reform programının uygulanmasını sürdürmek ve gerekli diğer reformlara girişmek koşuluyla, orta vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir. Litvanya'nın karşılaşmış olduğu bütçe kısıtlamaları, mevcut yapıların gereken takviyesi yanında yeni kurumların etkin operasyonel kapasitesini ve kültürel haklara ilişkin genel durum tatmin edicidir. Ancak, hukuk davalarındaki yığılma konusuna özel dikkat gösterilmelidir. 

Polonya: Polonya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Geçen yıl belirlenmiş olan eylem alanlarıyla ilgili olarak, Polonya, yargı reformunda ve en ivedi darboğazları gidermek için ortamın hazırlanmasında ilk adımları atmıştır. Bu tür tedbirler önemlidir, zira etkin bir yargının varlığı müktesebatın uygulanması ve icrasında çok gerekli bir unsurdur. Yolsuzluğa karşı mücadele konusunda da, ilk adımlar atılmıştır fakat, gerekli mevzuatın çıkarılması dahil, ilave çabalara ihtiyaç vardır. Fırsat eşitliğine yönelik gelişmeler pek belirgin olmamıştır. Gerekli tedbirlerin katılım tarihine kadar alınmış olmasını sağlamak için, bu eylemlerin sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması gerekecektir. Katılım ortaklığında gösterilen orta vadeli önceliklerin henüz yerine getirilmemiş olduğu yargı reformu için bu husus özellikle önemlidir. 

Polonya, işleyen bir piyasa ekonomisidir ve, şimdiki reform çabalarını sürdürmek ve tamamlamak koşuluyla, yakın vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir. Ancak, bazı ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştır: enflasyon yüksektir ve cari hesap açığı, sürdürülebilirlik konusunu gündeme getiren bir düzeye çıkmıştır. Orta vadeli malî sürdürülebilirliğin sağlanması gereği devam etmektedir. Çelik sektörünün özelleştirilmesinde ve tarımın yeniden yapılandırılmasında gecikmeler vardır. Devlet işletme sektörünün büyük kısımları henüz yeniden yapılandırılmamıştır. 

Romanya: Romanya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Hükümet, bakım kurumlarında yaşayan çocukların sorunlarını ele almaya yönelik siyasal bir taahhüt göstermiş ve ilerleme kaydedilmiştir. Bu kurumların sorumluluğu yerel makamlara devredilmiş, yapısal reform için bir ulusal strateji kabul edilmiş ve gerekli bütçe transferleri yapılmıştır. Romanya, böylece, 1999 Katılım Ortaklığı'nın kısa vadeli önceliklerini karşılamış sayılabilir. Ancak, bu olumlu politika gelişmelerinin, ilgili kurumlardaki gerçek yaşam koşullarında bir iyileşme yanında, kapsamlı bir reform ile sonuçlanmasını sağlamak için, Komisyon durumu yakından izlemeye devam edecektir.

Çingenelerin tabi oldukları muamele konusunda, devam eden yüksek düzeylerde ayrımcılık ciddi bir kaygı oluşturmaktadır. Katılım Ortaklığı'nın kısa vadeli öncelikleri (bir ulusal Çingene stratejisi hazırlanması ve azınlık programlarına yeterli malî destek sağlanması) henüz yerine getirilmemiş ve bu alandaki ilerleme, eğitim imkânlarına erişimi iyileştirmeyi hedefleyen programlar ile sınırlı olmuştur. Romanya'nın demokratik kurumları yerleşmiştir, fakat karar alma süreci zayıf olmaya devam etmektedir. Geçen bir yılda başlatılan girişimlere rağmen, hükümet kararnameler yoluyla mevzuat çıkarmaya bel bağlamayı sürdürmüştür ve taslak mevzuat üzerinde istişare büyük ölçüde iyileştirilmelidir.

Romanya, işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülemez ve orta vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkamaz. Ülkenin geleceğe dönük ekonomik beklentilerinde büyük bir iyileşme olmamıştır. Bir piyasa ekonomisinin işleyişini sağlamak için gerekli olan kurumlar, ya hiç yoktur, ya da etkili olamayacak kadar zayıftır. Yetersiz reformlar ve büyüyen bir yeraltı ekonomisi, makroekonomik istikrar yönünde sağlanan ilerlemenin temelini zayıflatmıştır. Sağlam ve iyi işleyen bir malî sistemin yokluğu, ekonomik faaliyete ket vurmaktadır. İşletme sektörünün çok büyük bir kısmı, yeniden yapılanmaya henüz girmemiştir veya ancak şimdi girmektedir. Yatırım düzeyi azalmaya devam etmiş ve böylece ekonominin arz yönünde gereken modernleşme gecikmiştir. Olumlu gelişmelerin not edilebileceği alanlar arasında, müktesebat ile yüksek düzeyde bir uyum sağlanmış olan rekabet ve şirketler hukuku vardır. Yukarıda not edilen olumlu gelişmelere rağmen, daha çok ilerlemenin gerekli olduğu çeşitli alanlar vardır.

Slovakya: Slovakya'nın durumu, ilk defa olarak son raporda yerine getirilmiş olduğu kabul edilen, katılım için gerekli siyasal kriterlere uygun olmaya devam etmektedir. Slovakya, demokratik sisteminin pekiştirilmesinde ve kurumlarının normal işleyişinde daha da ilerlemiştir. Ancak, reform süreci ivme kaybetmiştir. Bunun bir nedeni, koalisyon hükümeti içindeki ihtilaftır. Yargının bağımsızlığını güçlendirmek için bazı yasal adımlar atılmıştır. Ancak, aday gösterme ve deneme sistemiyle ilgili anayasa değişikliği başta olmak üzere, kısa vadeli bir öncelik olarak belirlenmiş olan önemli bazı reformlar henüz kabul edilmemiştir. Bu nedenle, yargının bağımsızlığını sağlamak için çabaların sürmesi gerekir. 

Azınlıkların sorunlarını çözmeye yönelik yaklaşımlar geliştirilmesinde ilerleme görülmektedir fakat politika formülasyonu ile uygulama arasında denklik yoktur. 1999 Katılım Ortaklığı'nın kısa vadeli bir önceliği olan, spesifik tedbirler uygulanması yoluyla Çingene azınlığın durumunda somut iyileşme sağlanması, büyük ölçüde gerçekleşmemiştir. Bu konuda, 1999 Katılım Ortaklığı'nın orta vadeli öncelikleriyle uyumlu olarak politikaların ve bütçe olanaklarının güçlendirilmesi yanında, çeşitli sektörlerde mevzuatın uygulanmasına yönelik daha büyük çabalar gereklidir. 

Slovakya, işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülebilir ve yapısal reform gündemi tam olarak uygulanmak ve geriye kalan reformları içine alacak şekilde genişletilmek koşuluyla, orta vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir. Slovakya, müktesebat ile uyumlulaşma konusunda önemli ilerleme yapmaya devam etmiş, böylece üyelik vecibelerini üstlenme yeteneğini arttırmıştır. Ancak, bu ilerleme her alanda eşit olmamıştır. Geçen yılın Düzenli Raporunda belirtildiği gibi, şirketler hukuku, tarım, ulaştırma, bölgesel politika, yapısal araçların koordinasyonu, çevre ve malî kontrol gibi bazı alanlar geriden gelmeye devam etmektedir. Aynı zamanda, mevzuatın uygulanması ve icrasından sorumlu kurumların güçlendirilmesinde kaydedilen ilerleme, genel olarak, mevzuat çıkarılmasında kaydedilen ilerleme kadar belirgin değildir. Bu zaafların düzeltilmesi gerekir. Bu amaçla uygun kaynaklar tahsis edilmelidir.

Slovenya: Slovenya'nın durumu, Kopenhag siyasal kriterlerine uygun olmaya devam etmektedir. Katılım Ortaklığı'nda orta vadeli bir öncelik olan yargı reformunda ilerleme kaydedilmiştir. Ancak, devam eden davalar yığınını azaltmayı hedefleyen yeni tedbirlerin etkinliğini ölçmek için henüz çok erkendir. 

Slovenya, işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görülebilir ve ekonomide rekabeti arttıracak olan geriye kalan reformları tamamlamak koşuluyla, orta vadede Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleri ile başa çıkabilecektir.



15 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***