4 Temmuz 2003 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Temmuz 2003 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2018 Cumartesi

1 Mart 2003 IRAK Tezkeresi İntikamı Baykalmı., SORUNLU ORTAKLIK.., BÖLÜM 5




1 Mart 2003  IRAK Tezkeresi İntikamı Baykalmı., SORUNLU ORTAKLIK.., BÖLÜM 5




ABD-Türkiye Güvenlik Ortaklığı Irak ve Kürt Meselesi

ABD-Türkiye ilişkilerinde mevcut sorunların çoğu doğrudan bir büyüme ABD’nin Irak’ı işgal kararı. İşgal daha da şiddetlendi Altında köpüren latent suşların ve gerilmelerin çoğu Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana yüzey ve onlara yeni bir ivme kazandırdı.
Aynı zamanda, farklı bölgesel güvenlik algılarını getirdi ve her iki tarafın çıkarları daha keskin bir çatışmaya dönüştü. ABD’nin aksiyonu şiddetle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP’nin) çabalarıyla çelişen Türkiye’nin yakın komşularıyla gerginlikleri azaltın. Türk liderlerin ABD işgaliyle ilgili  güçlü çekinceleri vardı baştan beri. Saddam Hüseyin’e hiç sevgisi yoktu. acımasız bir diktatör olarak kabul edildi. Ancak Saddam istikrar sağlamıştır.
Türkiye'nin güney sınırı. Ankara için bu en önemli konu oldu. Türk yetkililer Saddam’ın devrilmesinin mezhep şiddetinde artış, Kürt milliyetçiliğinin güçlenmesi, ve Irak'ın ayrılmaz bir devlet olarak parçalanması, böylece şiddetlenir Türkiye'nin güvenlik ikilemleri. Ayrıca, Türkiye'de kamuoyu ezici bir şekilde istilaya karşı. Kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 90’a yakın Türk halkının işgali karşı çıktı. Muhalefet oldu Özellikle iktidardaki AKP yandaşları arasında güçlü güçlü İslami kökler. Parti iktidarı sadece birkaç ay almıştı işgalden önce ve böyle bir ciddiyetle  karşılaşmaya hazır değildi ofiste ilk aylarında.

1 Mart 2003, Parlamento Seçkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 2003'te reddedilmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye topraklarını  ikinci kez açmasına izin vermek Irak'a karşı bu geniş arka plana karşı görülmeli. Bu red kararı, kararı bekleyen ABD'li yetkililere şok oldu AKP mecliste güçlü bir çoğunluğa sahip olduğundan ve Ankara ile Washington arasındaki ilişkilerde ciddi bir politik darbe oldu.
Birçok ABD'li yetkili, oylamayı Türkiye’nin dayanışma eksikliği olarak gördü bir sadık müttefiki ihanet ve bir ihanet.
Gerçekte, oylama yanlış hesaplamalar ve hataların sonucuydu iki tarafta da. Türkler, Türkiye'nin kaldıraç ve pazarlıklarını abarttı güç. 
ABD’nin Irak’ı Türk topraklarını kullanmadan işgal ettiler; Hem ekonomik hem de siyasi talepler, ABD yetkilileri nihayetinde kabul edilemez olarak reddedildi. Sonunda, ABD yetkilileri, Türk işbirliği için fiyat çok yüksek oldu. Devam etmek yerine Türklerle uğraşmak ve daha fazla gecikme yaşanmasını önlemek İstilayı tehlikeye atacak Başkan George W. Bush ve danışmanları ikinci bir cephe açmadan işgalle devam etmeye karar verdi Türk topraklarından.

Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri de sonuç. Amerika Birleşik Devletleri, sortileri başlatmak için Türk üslerini kullandı Körfez Savaşı sırasında Irak'a karşı ve kuzeydeki uçuşa yasak bölgeyi devriye gezmek Irak, ama daha önce hiç Ankara’ya ABD’ye izin vermesini istememişti.
işgali başlatmak için Türk topraklarında konuşlandırılacak kuvvetler Türkiye'nin komşularından biri. ABD’nin bu bölümünün bu kısmı önemli ölçüde barı kaldırdı ve yeni AKP hükümetini ikna etmek için aşırı baskı altında sadece birkaç ay ofiste Türklerin ezici bir kısmının karşı çıktığı bir eylem nüfus, özellikle de kendi politik tabanı ve Türk güvenliği için büyük sonuçları var. Bazı ABD yetkilileri, özellikle de Dışişleri Bakanı Colin Powell, ABD’nin çok fazla Türk’e ve Türkiye’nin onayını istemekle ilgili güçlü çekinceler dile getirdi ikinci cepheyi açmak için Türk topraklarını kullan. 
Türkler, Powell Iraq ve mimik, muhtemelen aşırı uçuş haklarını kabul edebilir. Ama şüpheci oldu

Kürt Meselesi,

Çok sayıda kişinin hareketine katılmaya istekli olmaları hakkında Kara kuvvetleri, özellikle de ağır zırhlı veya mekanize edilmiş bölünmeler
Anadolu başka bir Müslüman ülkeyi istila etmek için. O koyduğu gibi, “olabilir Türkler için ölçek üzerinde çok fazla tuğla var. Onu alabileceğimizi 
düşünmüyorum ve bunu yaparak tüm bunları kaybetme riskini alıyoruz. ”1

Powell’ın endişelerinin son derece doğru olduğu kanıtlandı. Ancak onlar büyük ölçüde göz ardı edildi. ABD yetkilileri, sonunda gün, geleneksel olarak belirleyici olan Türk ordusu önemli ulusal güvenlik kararları üzerindeki etkisi, fatura geçti. 
Ancak, Türk Genelkurmay Başkanı (TGS), burç Türk laikliğinin, partinin İslami kökler. AKP liderliğinin tüm sorumluluğu almasını istedi ordunun popüler olmayacağını bildiği karar için partinin yanı sıra Türk nüfusu ile daha fazla geniş. TGS bu nedenle aktif olarak lobi yapmak için lobi yapmadı.
AKP'nin ezici geçmesinden bu yana hala devam edeceğini varsayarak Büyük Millet Meclisi'nde çoğunluk. TGS’lere sürpriz  ve çoğu ABD yetkilisi için de 
fatura başarısız oldu üç oy ile geçmek.

Büyük Millet Meclisi’nin eylemi Ankara’yı büyük ölçüde etkiledi Washington'da güvenilir bir müttefik olarak görüntü ve ciddi bir darbe ele ABD-Türkiye ilişkileri. Birçok ABD yetkilisi Türk eylemine dikkat çekti Türklerin hileli bir ihanet eylemi olarak. Oy ekşi kaldı Daha sonra birkaç yıl boyunca ilişkileri yükleyen Anda Aynı zamanda, olumsuz oylama, Türkiye'yi herhangi bir etkilenme yolundan mahrum etti Irak'ın işgal ve çatışma sonrası yeniden inşası.

Karşılıklı güven ve güven daha fazla sayıda zayıfladı Bağdat'ın düşüşünden kısa bir süre sonra meydana gelen olaylar. En ciddi olay 4 Temmuz 2003’te kuzey Irak’taki El-Süleymaniye’de ABD kuvvetleri, istihbarat ipucu üzerinde hareket ederek, bir grubu tutukladı ve kukuletalı Suikast yapmayı planladığı iddia edilen Özel Kuvvetler subaylarının Kerkük belediye başkanı. Türk askerleri serbest bırakılmış olsa da Birkaç gün sonra, ABD güçlerinin kapüşonlu ve kelepçeli Türk askerlerini aşağılayan gösterisi, Türkiye'de bir felakete neden oldu ve büyük ölçüde  katkıda bulundu. ikili ilişkilerin daha da artmasına Sebep oldu. 


PKK'nın Yeniden Canlanması

Türkiye, ABD'nin Irak işgalinden en büyük kaybedenlerden biriydi.

Türk güvenliği için işgalin dört önemli sonucu vardı.

Onları negatif. Birincisi, Irak'ta işgali, sektarda bir artışa yol açtı. Şiddet ve merkezi hükümetin kontrolünün parçalanması ülke çapında. İkincisi, işgal 
İran’ın artmasına neden oldu hem Irak'ta hem de bölgede daha geniş çaplı etkiler. Üçüncü ve çoğu Türk bakış açısından önemli olan, işgalin bir sonucu 
olarak, Iraklı Kürtlerin özerklik ve nihai bağımsızlık için daha büyük bir ivme kazandı. Türk yetkililer yaratılmasından korkuyor Türkiye’nin güney sınırındaki 
bir Kürt devleti ayrılıkçıları alevlendirebilirdi ilçedeki baskılar ve toprak bütünlüğüne bir tehdit oluşturuyor.3

Dördüncü olarak, işgalin ardından, Türkiye karşı karşıya kaldı PKK tarafından işlenen şiddetin yükselmesiyle. PKK isyanı 35.000'den fazla Türk ve Kürtlerin ölümüyle sonuçlandı 1984'ten beri, 1999'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra, PKK saldırıları arttıkça Erdoğan hükümeti geldi durdurmak için askeri harekat almak için artan iç baskı altında PKK tehdidi ve defalarca  ABD askeri yardımı yardım istedi Kuzey Irak'ta PKK eğitim kamplarını yok et. Ancak Washington PKK'ya karşı askeri harekette bulunmaya isteksizdi 
çünkü PKK'ya karşı yapılan saldırı, savaşmak için gerekli olan saptırılmış birliklere sahip olacaktı Bağdat'ta ve Irak'ın diğer bölgelerinde ayaklanma. 
ABD yetkilileri de PKK'ya karşı askeri harekatın kuzeydeki istikrarı bozacağından korkuyordu Irak'ın geri kalanına kıyasla nispeten sakin olan Irak. Irak
Kürtler, Irak’taki ABD’nin ve ABD’nin en güçlü destekçileriydi. yönetim yetkilileri, Kürt desteğini ana birleşik bir Irak taydı.

ABD hükümeti arasındaki politika farklılıkları da engelledi etkili ve tutarlı bir ABD politikasının PKK. ABD militanı olan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM)
Irak misyonu için taciz sorumluluğu, Irak’ın merkezindeki isyanla mücadele ediyor ve Türkiye’nin PKK ile ilgili olarak, birincil bakış açısından dikkat 
çeken ve dikkati dağıtan misyon. Tam tersine, militan olan hem ABD’nin Avrupa Komutanlığı Türkiye ve Avrupa ve Cana Bürosu'nun sorumluluğu
Devlet Departmanı'nda dian İşleri Türklere daha sempatikti kaygılar.

Bu iç farklılıklar sonucunda, Türkiye'nin askeri talepleri PKK'ya karşı verilen yardım hiçbir zaman gerçekten ciddi bir üst düzey politikaya sahip değildir.
uzun bir süre için dikkat. Amerika Birleşik Devletleri güçlü olsa da Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadelesi için sözlü destek, Washington’du
Ankara'ya karşı somut askeri yardım sağlamaya isteksiz PKK. Ayrıca, Ankara'nın kuzey Irak’taki PKK’nın eğitim kamplarına ve sığınaklarına karşı herhangi 
bir sınır ötesi askeri saldırıya korktu. Bu, Kuzeydeki Kürtlerin hakim olduğu bölgeleri istikrarsızlaştırabilir Irak'ın geri kalanına kıyasla nispeten istikrarlı olan Irak. Büyüyen Anti-Amerikan Duygusu Amerika Birleşik Devletleri'nin doğrudan askeri harekat alma konusundaki isteksizliği PKK ya da Türkiye’nin bunu yapmasına  izin vermek, Ankara’da derinden kızdı., ve Amerikan karşıtı duyguların dramatik büyümesine katkıda bulundu.

Türkiye. Pew Charitable Trust tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2007 yılında, on Türkten birinden daha azı (yüzde 9) olumlu görüşe sahipti
Amerika Birleşik Devletleri - 2002'den bu yana 21 puan düşüş Aynı ankete katılanların yüzde 83'ü, Amerika Birleşik Devletleri elverişsizdi,  yüzde 75'i çok hissetti  olumsuz  Bu Ortadaki en yüksek oranlardan biriydi Amerika Birleşik Devletleri'nin olumsuz algılarının doğusu, sadece Filistin halkı, bunların% 86'sı Amerika Birleşik Devletleri'ni inceledi olumsuz.

  Türkiye'de anti-Amerikan hissiyatındaki bu keskin artış oldu öncelikle Irak’taki ABD’nin politikasına, özellikle ABD’nin isteksizliğine bir tepki PKK'ya karşı askeri harekete geçmek veya Türkiye'ye izin vermek Kuzey Irak’taki PKK mültecilerine karşı askeri saldırı başlattı çok Türkler bu reddetmeleri çifte standart ve tantamount kanıtı olarak gördüler ABD’ye karşı PKK’ya ABD’yi destekleme kararı. Türkçe olarak Amerika Birleşik Devletleri iki ülke işgal etti - Afganistan ve Irak - Terörist güvenli sığınakları ortadan kaldırmak için, ancak Türkiye’nin
aynı şey. 

   Saygın Türk gazeteci Semih İdiz'in belirttiği gibi, Türk kamuoyuna açıklamak çok zor - özellikle Herkesin içinde çalıştığı bir seçim ortamı Daha önce görülmemiş bir şekilde - Irak'ta terörizmle savaşmak için bir okyanuyu geçen aynı ABD'nin neden Türkiye'ye yardım etmediği Türk Askerleri öldürüldüğünde PKK Teröristlerine karşı .6

<Özellikle Türk halkına açıklama yapmak çok zor Herkesin içinde çalıştığı bir seçim ortamı Türk askerleri günlük olarak öldürüldüğünde PKK teröristlerine  karşı neden aynı ABD'nin neden öldürdüğünü görmedim.>

Irak ve Kürt Meselesi,

 Bazı analistler AKP'yi suçlamaya çalıştı. Anti-Amerikancılığın büyümesi, ABD politikasıyla olan hayal kırıklığıdır Yaygın ve herhangi bir parti ile sınırlı değildir. Anti-büyümesi Amerikancılık, tüm Türk siyasi yelpazesinde görülebilir. 
Bu Cumhuriyet Halkının politik evrimi tarafından iyi resmedilmiştir. Parti (CHP), ana muhalefet partisi. Geleneksel olarak en çok Türkiye'de Batı yanlısı ve Amerikan yanlısı partiler, CHP beri 2003 gittikçe daha milliyetçi ve anti-Amerikan'ı benimsedi Irak’ta ABD’nin politikasına tepki olarak ve ABD’nin PKK’ya karşı mücadelesini destekleyecek daha fazla aktif.

Önemli ölçüde, 2007 sonundan bu yana ABD politikasındaki değişim (daha sonraki bir bölümde daha ayrıntılı olarak tartışılacaktır), Türk-Amerikan karşıtı 
düşüncelerinde çok az bir düşüşe neden olmuştur.7 Türkiye, dünyanın en anti-Amerikan ülkelerinden biri olmaya devam etmektedir. 
Avrupa'da başka yerlerde görülen “Obama sıçrama”, Türkiye'de oldukça zayıftı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hayal kırıklığının derinlere sahip 
olduğunu göstermektedir.
Irak’a ve PKK’ya karşı ABD’nin politikasıyla köklü bir şekilde tatmin olmuyor. Böylelikle, Türkiye'deki ABD politikasının desteğinin yeniden kazanılmasının 
Avrupa’nın diğer bölgelerinden daha uzun süreceği ve daha da zorlaşacağı tahmin edilmektedir.8.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’de aktif olarak yardımcı olma konusundaki isteksizliği PKK'ya karşı mücadele, Washington arasında büyüyen suşlara yol açtı ve Ankara. ABD yetkilileri özellikle Türkiye'nin büyük bir askeri birikime girdiği 2006 yazında Türk-Irak sınırı boyunca, Kuzey Irak’a büyük çaplı askeri saldırı. Bush olmasına rağmen yönetimde yoğun diplomatik müdahale ile başarılı oldu bir Türk askeri müdahalesinin  kuzey Irak’a Korkulan Türk ile askeri çatışmalara yol açabilir Iraklı Kürt güçleri ve Kuzey Irak’ı istikrarsızlaştırmak, olay sürdü

Washington’un Türkiye’yi PKK daha ciddiye alması.

2006 yılının Ağustos ayında, gerginlikleri ortadan kaldırmak ve PKK ile ilgili Türk kaygıları, yönetim tarafından atanan Gen Eski NATO Yüce Müttefik  Komutanı Avrupalı ??Joseph Ralston, politikaya yönelik politikaları koordine etmekle sorumlu özel elçi olarak PKK. Ralston’un randevusu başlangıçta Ankara’da
Washington’un nihayetinde Türk kaygılarını göze aldığını gösterdi

İran'la diyaloga girme, uluslararası hukuka daha güçlü bağlılık, ABD askerlerinin Irak'tan çekilmesi ve ulusal sosyal refah reformlarına daha fazla önem 
verilmesi  Avrupa'daki birçok ülkede anti-Amerikan hissi gözle görülür bir şekilde azaldı.

Türkiye'de anti-Amerikancılık daha derin ve daha karmaşık politik ve kültürel köklere sahiptir.

Avrupa'da başka yerlerden daha. ABD, pek çok Türk tarafından Türk milli çıkarlarına karşı çıkma tarihi olarak görülüyor; Örnekler arasında iki Kıbrıs krizi, 
1975 silah ambargosu, Türkiye'nin ilk Körfez Savaşı sırasında maruz kaldığı ekonomik kayıplar ve ABD'nin kuzey Irak'ta özerk bir Kürt varlığının kurulması 
için ABD desteği bulunmaktadır. Böylece, ABD’ye PKK’ya karşı yardımda bulunma konusundaki ilk isteksizliği, Amerika’nın elindeki 50 yıl öncesine dayanan  uzun bir Türk sorunlarının listesiyle karşı karşıya geldi.

Irak ve Kürt Meselesi 

2007 sonbaharında PKK, Türk terimlerine yönelik saldırılarını hızlandırdı. Bu saldırıların ardından Recep Tayyip hükümeti Erdoğan da dahil olmak üzere artan iç baskı altındaydı. TGS, PKK'ya karşı tek taraflı askeri harekete geçmek. Defuse için kamuoyu baskısı ve hükümetinin anlaşma yapma kararlılığının altını çiziyor PKK ile zorla, Ekim 2007 ortalarında, parlamento aldı kuzey Irak’a sınır ötesi grev yapmak için onay Erdoğan’ın ziyareti, Ankara’da başarı olarak görüldü. Toplantıdan sonra Türk basınıyla  görüşmelerde bulunan Erdoğan, toplantının sonuçlarından tamamen memnun kaldı. Toplantının yapıldığı ana konu Türkiye’nin herhangi bir  askeri harekette bulunmasının engellenmesiydi. Türk basına göre bu korkular gerçekleşmedi. ABD ile PKK hakkında eyleme geçirilebilir istihbarat  paylaşma anlaşmasına ek olarak, Erdoğan'ın, Kürt nüfusunu hedeflemeyecek veya Türk ordusu ile Türk ordusu arasında sıcak bir çatışmaya  yol açmayacak PKK'ya karşı sınırlı bir askeri harekat için Bush'tan yeşil ışık yaktığı bildiriliyor. 10 

Saldırılar, PKK kamplarına ve birimlerine, Iraklı Kürt nüfusuna ya da Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne (KBY) liderlik etmesine değil, saldırıya uğradı. 
Amerika Birleşik Devletleri ayrıca, uzun zamandır devam eden bir Türk talebi olan PKK'yı parçalamak için KBY'ye daha fazla baskı yapmaya başladı.

Türkiye’ye yönelik ABD’nin artan siyasi ve askeri desteği 2007 sonlarından bu yana PKK'ya karşı mücadele bir iyileşme ile sonuçlandı ABD-Türkiye ilişkilerinde ve hafif olsa da, çok daha az görünür bir düşüş Türk karşıtı Amerikan düşüncesinde. 11 ABD arasında işbirliği.
ve özellikle Türk orduları arttı. Ancak PKK Sorun askeri yollarla çözülemez. Sert bir askeri duruş PKK terörüne karşı geniş tabanlı sosyal ile birleştirilmeli
Türkiye’nin Kürtleri yapmak için tasarladığı ekonomik ve yasal girişimler Türk halkının geri kalanıyla eşit haklara sahip olduklarını hissetmek.
Böyle sosyal, ekonomik ve yasal değişiklikler olmadan, eleme çabaları Neyse ki PKK probleminin başarılı olması pek olası değil Türk askeri komutanları 
tanımaya başlıyor.

Irak ve Kürt Meselesi 

ABD-Türkiye ilişkilerinde iyileştirilmiş atmosfer eşlik etti.

Türkiye'nin KBY ile ilişkilerinde önemli değişiklikler işareti ile. 2008'den önce, Erdoğan hükümeti ve özellikle de Türk ordu, KBY ile doğrudan temas kurmaktan çekiniyordu yetkililer, bu gibi kişilerin KRG’leri güçlendireceğinden korkuyor
bağımsızlık için sür. Ancak, 2008 sonbaharından bu yana Erdoğan Hükümet KRG ile ilişkileri yoğunlaştırmaya başladı. Ekimde 2008, Türkiye'nin Irak özel elçisi Murat Özçelik ve Ahmet Erdoğan'ın ana dış politika danışmanı Davutoğlu, KBY ile bir araya geldi.

Baghdad'daki Başkan Mesud Barzani.13 Bu ilk üst düzeydi. 

6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,

***

22 Şubat 2016 Pazartesi

ÇUVAL OLAYI VE ARKASINDAKİ GERÇEK



ÇUVAL OLAYI VE ARKASINDAKİ GERÇEK..,





Yarım yüzyılı aşkın müttefiklik tarihinde ABD ile Türkiye arasında yaşanan en büyük kriz olarak tarihe geçen ' Çuval olayı'nın perde arkası yine gizli belgeler
T24 - Wikileaks'in Türkiye konulu belgelerini yayımlayan Taraf gazetesi, 4 Temmuz 2003'te dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearson'ın Washington'a ilettiği kriptoyu yayımladı. Kriptoda ABD ile Türkiye arasında yaşanan en büyük kriz olarak gösterilen ' Çuval geçirme olayı ' yer aldı. 

Taraf gazetesinde "Türkler Kerkük Vadisi'ni vuracaktı" başlığıyla yayımlanan (4 Nisan 2011) birebir çevrilen Wikileaks kriptosu şöyle: 

Türkler Kerkük Vadisi'ni vuracaktı,

4 Temmuz 2003’te Türk Özel Kuvvetleri’nin Süleymaniye’deki karargâhını basan Amerikan güçlerinin bunu niye yaptıklarının cevabı, ABD kriptolarına yansıdı: Bir Türk askeri de Kerkük Valisi’ni öldürme planının parçasıydı.

Taraf’ ın 30 Mart Çarşamba günkü sürmanşetinde “ Çuval baskını ‘geliyorum’ demiş ” ifadesi vardı. O gün yayımladığımız “ WikiLeaks Belgeleri,” 22-23 Nisan 2003’te Kuzey Irak’ta meydana gelen olay sonrasında, Türk ve Amerikan Özel Kuvvetler komutanları arasında yapılan toplantının zabıt tutanağına geçen kararları da içeriyordu.

22 Nisan 2003 günü, Erbil’deki Özel Kuvvetler Komutanlığı Karargâhı’nda görev yapan Türk askerleri, “Türkiye’den gelen bir insani yardım konvoyuna eskortluk etmek üzere” gittikleri Kerkük’te gözaltına alınmış, ertesi gün de Amerikan askerî personeli eşliğinde Türkiye’ye gönderilerek, Irak’tan sınırdışı edilmişlerdi. Bir hafta sonra, 30 Nisan 2003’te yapılan askerî toplantıda, iki tarafın da altına imza koyduğu kararlarla, Irak’taki Türk askerî personelinin her zaman üzerinde kimlik ve üniforma taşıması gerektiği Türkiye’ye tebliğ ediliyor ve bu kurala uymayan askerlerin gözaltına alınacağı kayda geçiriliyordu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün “ Ültimatom benzeri ” diyerek eleştirdiği ancak geçerliliğine kimsenin resmen itiraz etmediği bu kararların üzerinden iki ay geçtikten sonra, 4 Temmuz 2003’te, “ Çuval Olayı ” yaşandı.

Süleymaniye baskınında, ABD’liler Türk Özel Kuvvetleri’ne mensup, üçü subay, sekizi astsubay on bir Türk askerini gözaltına aldılar; bu askerlerin üzerinde üniforma ve kimlik yoktu.

Tabii, hadise iki taraf için de bu kadar “ Basit ” değil. Süleymaniye olayı, Türkiye’nin toplumsal hafızasına, “ ABD’nin Türk askerlerinin başına ‘çuval’ geçirmesi ” olarak kazındı. Amerikan tarafı ise, Türk Özel Kuvvetleri’nin de katılımıyla Kerkük Valisi’ne yönelik bir suikast gerçekleştirilmesinin, ABD askerlerince son anda önlediğini savundu ve bu tezinden bugüne kadar vazgeçmedi.
Gerçek neydi? Ve “ Çuval Olayı”nın yaşandığı günlerdeki ikili temaslar gerçeği ne kadar anlatıyordu? Taraflar birbirlerine neyi, nasıl söylemişlerdi? Bugün, bu soruların cevabını arayarak, “ WikiLeaks Türkiye Belgeleri ” kapsamındaki “çuval” telgraflarını dikkatinize sunuyoruz.

Elçilik, bu baskını Türklerden öğrendi
4Temmuz 2003’te “GİZLİ” ibareli, “Türkiye, Kuzey Irak’taki Özel Kuvvetler Personeli’nin Derhal Serbest Bırakılmasını Talep Ediyor” başlıklı, Büyükelçi W. Robert Pearson’ın onayıyla gönderilen telgrafı, ABD Büyükelçiliği Başmüsteşarı Robert Deutsch kaleme almış. Telgrafı aynen aktarıyoruz:
(1) Bağdat’ın da asgari düzeyde bilgilendirilmesi elzemdir.
(2) Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Baki İlkin, aktarıldığı üzere, Türk Özel Kuvvetleri’nin Irak’ın Süleymaniye şehrinde ABD güçlerince gözaltına alınmasını(telgrafın bu cümlesinde “reported” –aktarılan– ifadesi kullanılarak, gözaltı olayının bir olgu değil, bir iddia olduğu ima ediliyor) resmen protesto etmek için, 4 temmuz akşamı Başmüsteşar’ı(Robert Deutsch) davet etti.

150 ABD askeri Türk karargâhında,

İlkin’e göre, 4 temmuz günü saat 14:30 civarında, 150 ABD askeri, tesiste arama yapmak üzere Süleymaniye’deki Türk Özel Kuvvetler Karargâhı’na geldi. Bu noktadan itibaren, Türk Özel Kuvvetleri’nin kendi üstleriyle iletişimleri engellendi. Tesisin dışındaki bir görgü tanığının, binanın arandığını, hatta altının üstüne getirildiğini, Özel Kuvvetler birim komutanının ofisindeki Türk bayrağının yırtılarak indirildiğini ve 18 Türk Özel Kuvvet mensubunun prangalanarak götürüldüğünü Özel Kuvvetler’e anlattığı anlaşılıyor. Bundan kısa bir süre sonra, ABD askerleri, Süleymaniye’deki Irak Türkmen Cephesi ofisine de gitmişler ve Türkmenler gözaltına alınmış. Başlarına çuval geçirilerek, prangalanarak ve kelepçelenerek götürülmüşler. Bu noktada, dışarıdaki görgü tanığıyla iletişim de kesilmiş. Dahası, Süleymaniye’deki Türkmen radyo istasyonunun yayını durdurulmuş.

Saddam’ın Fedaisi gibi davrandılar,

(3) İlkin, her iki grubun da Kerkük’te bir cezaevine götürüldüklerini aktardı. Irak’taki Türk Özel Kuvvetleri’ne karşı başka hareketler de yapıldığına ilişkin teyit edilmemiş haberler olduğunu ilave etti ve bu haberlerin doğru olmadığını umduğunu söyledi. İlkin, Türklere davranılma biçiminin acınası olduğunu, Saddam’ın Fedaileri’ne de aynı böyle davranıldığını ve kuşkusuz bir müttefiğe davranma biçiminin bu olmaması gerektiğini söyledi.
(Irak’ta 1995’ten itibaren etkinleşen “Fedayiin” adlı paramiliter grup, Baas rejimine bağlı özel muhafızlardı. Irak Savaşı’nın 1 Mayıs 2003’te bittiği resmen ilan edilen muharip safhasından sonra, Haziran 2003’te “Yarımada Operasyonu” adıyla daha sınırlı bir harekât başlatan ABD askerleri, Fedayiin’in karargâhına girdiler ve birçok Iraklı milisi öldürdüler. Büyükelçi İlkin’in, Süleymaniye’deki olayı, ABD’nin Saddam’ın Fedaileri’ne karşı tavrına benzetmesi, “Yarımada Operasyonu”nun o an itibariyle “taze” olan kanlı imajına atıf yapması bakımından özellikle çarpıcı.)

“ Kerkük bugün kurtuldu ” dediler

İlkin, Türklerin bu tür bir eyleme girişilmesine kimin karar verdiğini bilmediklerini anlattı ve bu olgunun konuyla ilgili olup olmadığını bilmemekle birlikte, daha önce kendisiyle zorluklar yaşadıkları 101. Hava İndirme Tümeni’nden Albay (William)Mayville’in de 4 temmuzda, Süleymaniye’de olduğunu anladıklarını belirtti. İlkin, Türk hükümetinin daha önce Albay Mayville’in tavır ve hareketlerinden şikâyetçi olduğunu da kaydetti. Türk hükümeti, yetkililerle ve Ankara ile Washington arasındaki iletişim, tatil (ABD’nin Bağımsızlık Günü tatili) nedeniyle aksayacağı için, bu eylemin 4 temmuzda yapılmış olabileceğinden kuşkulanıyor. İlkin, Kerkük-Süleymaniye bölgesinde bazı şahısların “Kerkük bugün kurtarıldı” dediği haberleşmelerin tespit edildiğini de kaydetti. (Yorum: bunun, olaydaki Türk aleyhtarı niyeti teyit ettiğini ima ederek.)

“Askerlerimizi derhal bırakın”

(4) İlkin, bu olayın şimdiden basına sızdığını (bunu teyit etmeyi başaramadık) ve Cumhurbaşkanı Sezer’le Başbakan Erdoğan’ın da haberdar edildiğini söyledi. Eğer sorunlarla derhal ilgilenilmezse, bu olayın, iki tarafın da yeniden sağlam bir zemine oturtmak için çalıştığı ABD -Türkiye ilişkisinde ciddi olumsuz yansımaları olacaktı. Türk hükümetinin, olayın çözüme kavuşturulması için, şu hususları da içerecek şekilde, hızla harekete geçilmesini talep ettiğini bildirdi:
— Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması,
— Olayın tümüyle soruşturulması,
— Kararın sorumlularının belirlenmesi ve gerekli tedbirin alınması,
— Soruşturmanın sonuçlarının Türk hükümetiyle paylaşılması.
(5) YORUM: Büyükelçilik, iddia olunan bu olayı, Türk Genelkurmayı ve Dışişleri kaynaklarından 4 temmuz günü ikindi saatlerinde öğrendi. Konuyla ilgili herhangi bir faaliyet olup olmadığını askerî ve sivil kanallardan (EUCOM - Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı, CENTCOM - Merkezî Kuvvetler Komutanlığı, ABD Dışişleri, OCPA - Bağdat’ta Saddam Hüseyin’in Cumhuriyet Sarayı’nda karargâh kuran ve o sıradaki başkanı ABD’li Paul Bremer olan Geçici Koalisyon İdaresi) teyit etmeye çalıştık. Olayı teyit edebilmemiz altı yedi saat aldı ve Büyükelçi Pearson (bakanlığa çağrılmamızdan hemen önce) Müsteşar İlkin’e, üzerlerinde kimlik ve üniforma olmadığı için sivil oldukları varsayılan 23 kişiyi gözaltına aldığımızı bildirdi.

Söyleyin, Türklere ne anlatalım...

(6) EYLEM TALEBİ: İlişkimiz açısından yaratabileceği ciddi potansiyel sonuçlar düşünüldüğünde, bu olayı mümkün olan en hızlı şekilde çözüme kavuşturmamız gerekmektedir. Ankara saatiyle 5 temmuzda (saat farkı nedeniyle Ankara’da günün Washington’dakinden yedi saat önce değiştiği gözönünde tutularak yapılan bir vurgu) Türk hükümetine vermek üzere mümkün olan en fazla ayrıntıyı içeren bir cevap talep ediyoruz. Bu adımı niye attığımızı çok hızlı bir şekilde, en somut ve mümkün olan en ikna edici ifadelerle Türklere anlatmamız gerekiyor. Enformasyonun hassasiyeti ve gizliliği düşünüldüğünde bu konudaki brifingi en uygun olacak kanallardan vermeliyiz.

İki sis bombası atıp içeri girdiler

WikiLeaks Belgeleri arasında “çuval” konusuna ayrılmış ikinci yazışma ise, 5 Temmuz 2003’te yine Başmüsteşar Robert Deutsch tarafından kaleme alındığı anlaşılan “GİZLİ” ibareli telgraf. “Türk Özel Kuvvetleri’nin Yakalanması Sınırı Kapatır” başlığını taşıyan telgrafın tam metni şöyle:

(1) Bağdat’ın da asgari düzeyde bilgilendirilmesi elzemdir.
(2) Büyükelçi (Pearson), 5 temmuz sabahı Dışişleri Müsteşar Vekili Baki İlkin’le, Irak’taki Türk Özel Kuvvetleri’nin gözaltına alınması hakkında konuştu. 

İlkin, Kuzey Irak’taki ABD askerî yetkililerinin, kimliği belirlenemeyen bir grup Türk’ün gözaltına alındığını ve kimliklerinin belirlenmesi ve serbest bırakılmalarının diplomatik kanallardan istenmesi halinde bu kişilerin salıverileceğini, 173. (173. Hava İndirme Tugayı kastediliyor) ile ilişkili Türk İrtibat Timi’ne bildirdiklerini söyledi. İlkin, olaya karışan Amerikan biriminin cuma sabahı Kerkük’te binalara hücum eğitimi yaparken görüldüğünü anlattı. Bunu birkaç kez tekrar ettikten sonra, KYB (Kürdistan Yurtsever Birliği) güvenlikçilerinin eşliğinde, toplam kırk civarında araç içeren bir konvoyla Süleymaniye’ye doğru yola çıkmışlar. Türk Özel Kuvvetleri’ni barındıran binaya, içeri iki sis bombası attıktan sonra girmişler.

Kerkük Valisi’ne karşı bir Türk

(3) OCPA (Irak’taki Geçici Koalisyon İdaresi) yetkilisiyle görüşen Büyükelçi, kimliklerinin tesbiti durumunda şüphelilerin serbest bırakılacakları yönünde Türk İrtibat Timi’ne yapıldığı iddia olunan teklifi teyit edemedi. Bağdat’tan anlıyoruz ki, Türk Özel Kuvvetleri’nin bir mensubunun Kerkük Belediye Başkanı’nı (telgrafta böyle yazıyor ama kastedilen ‘belediye başkanı’ değil Kerkük Valisi) öldürme planının parçası olduğu iddiasına ilişkin soruşturma devam ediyor.

Habur Kapısı kapanıverdi...

(4) ABD askerî kaynaklarından, 10 Türk Özel Kuvvetler mensubunun daha gözaltına alındığı başka bir baskının da 5 temmuz sabahı gerçekleşmiş olabileceğinin işaretini aldık. Ayrıca, bu olayın bir sonucu olarak Türklerin Habur Kapısı’nı kapattıklarını ve silahlı muhafızlarla güvenceye aldıklarını da anlıyoruz. Türk Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı Tuğgeneral (Abdullah) Kılıçarslan üç otomobilde 16 kişilik bir heyetle, Kürdistan Yurtsever Birliği “Başbakanı” Barham Salih’le görüşüp durumu denetlemek üzere Süleymaniye’ye gidiyor.

TSK: Suikast iddiası saçmalık

(5) Anaakım Türk gazetesi Hürriyet bu sabah birinci sayfasında, bu olayla ilgili, ABD’nin suikast planıyla ilgili iddialarını da not eden bir manşet habere yer verdi. Başbakan Erdoğan olayı “fevkalâde üzücü” ve “kabul edilemez” diye nitelendirdi. Genelkurmay İkinci Başkanı General Büyükanıt, haberin maalesef doğru olduğunu açıkladı. Türklerin Kerkük Valisi’ni öldürmeyi planladıkları iddiasını ise saçmalık olarak nitelendirdi. Bir haber, Bakan (Colin) Powell’ın (Abdullah) Gül’e gereken herşeyin yapılacağını söylediğini duyurdu. Bir başkası, bunun sonucunda ABD yetkililerinin Türk ordusuna Irak’tan çekilmesi yönünde baskı yaptığını öne sürdü. Gazeteciler bir tepki için Büyükelçiliği sıkıştırmaya başladılar.

Bu iş pazartesi mutlaka bitmeli

(6) YORUM: 4 temmuz akşamı Dışişleri Bakanı Gül ile Dışişleri Bakanı (Powell),Genelkurmay Başkanı General (Hilmi) Özkök ile Avrupa Kuvvetleri Komutanı General(James) Jones arasındaki görüşmelere dayanarak, Türk yönetimi, Amerikan üst düzey yönetiminin bu olayı hızlı biçimde çözüme kavuşturmak için çalıştığına inanıyor. Bu beklenti ve haftasonu olmasının verdiği nisbî sükûnet, bu olayın bir sonuca ulaştırılması için kısa bir süre tanıyor. Ancak, eğer bu olay çözüme kavuşturulmaz ve Türk Özel Kuvvetleri pazartesi sabahına kadar serbest bırakılmazsa, ABD-Türk ilişkilerine ciddi biçimde zarar verecek ve çok geniş yansımaları olacak bir siyasi ve toplumsal tepki Türkiye’de hızla ivme kazanacaktır. Ankara Büyükelçiliği, bu meseleyi önümüzdeki kırk sekiz saat içinde çözüme kavuşturmaya katkıda bulunacak her türlü harekete hazırdır.

Manşetlere bakın, öfkeyi anlayın

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, 7 temmuz pazartesi sabahı Washington’a, Türk Özel Kuvvetleri’nin gözaltına alınmasına ilişkin olarak basında çıkan haberlere geniş yer veren bir telgraf gönderdi. Telgrafın başlangıcında, ABD’nin temsilcilikleri önünde gösteriler düzenlendiği ve Türk yetkililerinin giderek daha yüksek tonda açıklamalar yaptıkları kayda geçirildi. Telgrafın şu paragrafı, günün atmosferini hatırlamamıza yardımcı olabilir:
6 temmuzdaki başlıca Türk gazetelerinin manşetleri –“ Çirkin Amerikalı ” (Milliyet): “ Bu Ne Biçim Stratejik Ortak ” (Radikal)– buradaki basının genel tonunu yansıtıyor. Öfkenin büyük bölümü, birçok kişinin Süleymaniye’deki ABD operasyonunu yönettiğini varsaydığı Albay William Mayville’e yönelmiş durumda. Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesi Hürriyet ’in birinci sayfasındaki bir başlıkta, “bu adama haddini bildirin” ifadesi var. Sabah ise Albay Mayville’in Kuzey Irak’ta Türkmenler ve Araplara karşı sistematik olarak Kürtleri kayırdığına ilişkin bir “ Kanıt ” listesini ayrıntılarıyla yansıttı.

Telgrafta ayrıca, gazetelerin, Süleymaniye baskınının Türk askerlerini Kuzey Irak’tan tamamen atma amacıyla düzenlendiğine ilişkin iddialarına da mesafeli bir dille yer verilmiş. Bir Hürriyet yazarının “ ABD, Türk Özel Kuvvetleri’nin üç ay içinde Irak’tan çıkmasını istedi” diye yazdığı yine teyit edilmeksizin aktarılıyor. Süleymaniye baskınında, Celal Talabani liderliğindeki KYB’den gelen istihbarata dayanıldığına ilişkin haberler ile Cumhuriyet gazetesinin, Kürt grupların ABD’yi Türkiye’ye karşı kışkırttığını savunan yorumları da telgrafta yer almış. Sabah’ın, Washington kaynaklı haberinde, Süleymaniye baskınının ABD Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Ev ve Irak’taki sivil yetkililerin bilgisi dışında gerçekleştirildiğini yazdığı; buna karşın, Radikal’den Murat Yetkin’in, olayla ilgili olarak Türk tarafına resmen bilgi verilmesinin geciktirilmesini, bu baskının yerel bir askerî inisyatiften ziyade, “ABD devlet politikasının parçası ” olmasına bağladığı da, telgrafın Türk basınındaki çelişkili yorumlara verdiği örnekler arasında.



..

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Türk Milleti Çuval Olayını Unutmayacak! (4 Temmuz 2003)




Türk Milleti Çuval Olayını Unutmayacak! (4 Temmuz 2003)


 
İşgalci güçlerle Kürt işbirlikçilerinin hazırladığı hain bir plan Süleymaniye’ de uygulamaya konuluyordu. 2003 yılının 4 Temmuz Cuma günü ABD’nin 173. Hava indirme tümenine bağlı askerlerle onlara destek veren Kürtlerin, Süleymaniye’ deki Türk Özel Kuvvetleri Bürosuna yaptıkları baskın sırasında 11 Türk askeri (3’ü subay 8’i astsubay olmak üzere) esir alıyordu.
Türk askerlerine silah doğrulttular. Yüzükoyun yatırılarak, bilekleri kelepçelenen Türk grubu bahçeye indirildiğinde, baskıncıların bir bölümü bina çevresinde de emniyeti almış ve içerdekilerin büyük bir kısmı da evin her noktasında arama yapıyordu. Amerikalıların yaptıkları her işlem için yardımcıları, daha doğrusu öncü kuvvetleri peşmergelerdi.
Türk Askerlerine reva görülen muamele en iyimser ifade ile “fena” kavramını aşıyordu. Fakat artık yapılacak hiç bir şey yoktu, çünkü eller kelepçelenmişti. Amerikalılar esir aldıkları Subay, Astsubay ve görevliler ile baskın sırasında büroda bulunanların başına “Çuval” geçirdiler! Başa çuval geçirilmesi, esir alınanların, Iraklıların etrafı görmemeleri için yapılan bir uygulama idi. Fakat bu kez özellikle amaç sindirme, güç gösterisi ve psikolojik baskı oluşturmaktı.
8 araçlık (3 kamyon, 5 Hummer) baskın konvoyunun yanlarında peşmergelerde olduğu halde ABD’nin karargahı olarak kullanılan, Kerkük Hava alanına götürdüler.
2 kamyonun içinde 24 esir bulunuyordu. Esirler; 11 Türk özel Timi mensubu, 2 Sivil Türk, 4 Kürt muhafız, 2 Türkmen erkek, 2 Türkmen kadın, 1 Kürt, 1 Türkmen çocuk ve İngiliz vatandaşı Michael Todd’du. Kamyonların birinde 6, diğerinde 5 Türk askeri vardı.
5 Temmuz günü Kerkük Havaalanında sorgulama yapıldıktan sonra, Amerikalılar helikopterlerle Türk askerlerini Bağdat’a götürdüler. Irak’ın kuzeyinde Türk Özel Kuvvetleri mensubu 11 Türk askerinin ABD’liler tarafından esir alınmasıyla başlayan kriz yoğun diplomatik çabalar sonucu ancak 60 saat sonra çözülebildi.
Serbest bırakılan Türk askerleri “Amerikalılar bize El-Kaide muamelesi yaptı. En yakın müttefikine nasıl terörist gibi davranırlar?”
Türk Özel Kuvvetleri Komutanı Binbaşı Aydın Eser. “4 Temmuz Cuma günkü baskını önce Amerikalıların Iraklılarla bir çatışması sandığını” söyledi. “Amerikalılar havaya ateş açıyorlardı. Önce sokakta çatışma çıktı sandım. Kapıyı açıp onlara yardım etmek istedim. Bir baktım bize doğru ateş ediyorlar.”
“Amerikalılar bize doğru gaz bombası attılar. Olayın değişik boyutlara girmemesi için teslim olduk”. Binbaşı Aydın, dayaktan incinmiş kaburga kemiğini gösterirken: “Biz burada yasal olarak bulunuyoruz. Benim rütbemi hiçe sayıp Kerkük ve Bağdat’ta kötü muamele ettiler. Kafalarımıza çuval geçirildiği gibi ellerimizi de kelepçelediler.” Türk Özel Kuvvetleri Timinin Komutanı Binbaşı Aydın Eser’nin son sözü ise “Bizi Kürtler gammazladı.” oldu.
Saat 14:30’da Türk Özel Kuvvetleri Bürosu terk edilirken 100 metre ilerde beyaz Jeep içindekiler, Amerikalı yarbay tarafından bir kez daha tebessümle selamlandılar. Jeep’in içinde bekleyen rehber, görevini ifa etmenin huzuru ile (!) KYB Dış ilişkiler Bürosunun yolunu tutarken, konvoy Süleymaniye sokaklarında yeniden bir geziye çıktı. İçerde çuvallanmış Türk Askeri vardı. Başlarında ise Coni’ler ve peşmergeler…
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ısrarla “haberimiz yok” dediği Türk Özel Kuvvetleri Timine karşı yapılan baskında, Celal Talabani’nin oğlu zaten başından sonuna kadar bu çuval baskınının içinde yer alıyordu. Bölgede babadan oğula geçen siyaset geleneği içinde küçük Talabani önemli bir figür olma özelliğini doğuştan taşıyordu. İşte bu Bafel Talabani, operasyon boyunca elindeki telefonla hem babasını bilgilendirmiş hem de Amerikalı konvoya yol gösterirken, aynı anda da baskını saniye saniye görüntülemişti. Hatta Bafel işi iyice abartmış, Amerikalıların Türk Özel Kuvvetleri Timi’ni götürmelerinin ardından baskın sonrasını da görüntülemişti.
ALİ KERKÜKLÜ
Habertürk Televizyonunda Basın Kulübü programına katılarak konuşan dönemin Genelkurmay başkanlığı eski harekât başkanı emekli korgeneral Köksal Karabay, 4 Temmuz 2003 günü Irak’ın Kuzeyinde Süleymaniye şehrinde (Kürtlerin yoğun yaşadığı şehir) yaşanan çuval olayını şöyle anlattı:
Kerkük Valisi’ne suikast yapılacağı ihbarı üzerine Kerkük’ten gelen ABD askerlerinin Talabani’nin Sarayı’nın çevresinde ilerlerken Türk timinin bulunduğu sokağa da girdiler. ABD askerlerinin arasında Türkiye’nin ekmeğini yiyen Talabani’nin oğlu (Bafel Talabani) da bulunuyordu. Tim komutanı(Aydın Eser) kapıya çıkıyor ’Hoş geldiniz’ diyor. Üzerine çullanıyorlar. Bu esnada herkes ateş etmeye hazır. Tim komutanı Binbaşı Aydın Eser elini kaldırıp ateş etmeyin diyor. Hiç böyle bir şey olacağını tahmin etmemişler. Çünkü daha önce birlikte çay içmişler ve oturmuşlar.


Kaynak: İnternetajans