12 Ağustos 2019 Pazartesi

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 25

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 25


Ek 36

Kaybolan Kağıtlarım Hakkında
İstanbul, 2 Mart 1974
Ceza ve Tutuk Evi Müdürlüğüne
Selimiye- İstanbul,
Sanık: Talat Turhan.
Konusu: Kaybolan kağıtlarım Hakkın da
Konunun eleştirisi:

1- Eşim tarafından, 22 Şubat 1974 günü, matbaada özel olarak dört delikli deldirilmiş, bir tip beyaz dosya kağıdı ile gene matbaada özel olarak kestirilmiş,
35 adet renkli karton, Ceza ve Tutuk Evi ilgililerine teslim edilmiştir. Bununla ilgili pusula da görülmüştür damgası ile damgalanarak bana verilmiştir.
2- Geçen hafta içinde, müracaat ettiğim görevli, Subaylar, kâğıt ve kartonlarımın akıbeti hakkında ilgilendikleri halde bana açık bilgi vermemişlerdir. Hatta
kaybolduğu dahi bana resmen bildirilmiş değildir.
3- Eşimin listeye yazmış olmasına rağmen, getirmeyi unutma ihtimalini düşünerek, bugüne kadar bu konuda, başka müracaatım olmadı. Dün yaptığım
görüşmede kâğıtların idareye teslim edildiğini öğrenmiş bulunuyorum.
4- Mahkemeye hukuki durumumla ilgili olarak sunduğum dosyanın müteakip bölümlerini hazırlamak için bu kâğıtları istemiştim. Yeni kâğıtları temin edinceye
kadar geçecek zamanda savunma hakkım kısıtlanmış olmaktadır.
5- Kâğıt ve kartonların maddi değeri yanında, kesilme ve delinmesi için katkıda bulunan yakınlarımın emeklerinin boşa gitmesi nedeni için bir talepte bulunacak
değilim.
6- Benimle yaptığınız bir görüşmede, maddi konularda çok hassas davrandığınızı, hatta dedikoduyu önlemek için, Ceza ve Tutuk Evinde bulunan
kişilerin paralarını faizsiz olarak bankaya yatırdığınızı ifade etmiştiniz. Bu hassasiyetinizi, benim kaybolan kağıt ve kartonlarım için de göstereceğinizi doğal kabul ederek durumu bilgilerinize sunuyorum.
7- Daha eski tarihlerde, benim için maddi değeri yanında manevi değeri çok üstün olan, Alfred Weber’in Felsefe Tarihi adlı kitabım kaybolmuştu. Şimdi kâğıt
ve kartonlarım.
8- Deneyle ve görgüye dayanan bilgilerimle diyebilirim ki, Türkiye’de hiçbir hapishane, sizinki kadar geniş personel imkânı içinde değildir. Bu kadro
bolluğuna rağmen, bu tip kayıpların tevali etmesinin sizi rencide edeceğini sanırım.
9- Bugüne kadar müteaddit defalar gelen kâğıt ve kartonlarım, eşyalarımın geldiği çanta ile bana verildi. Oysa iki haftadır evden eşya listesinin boş kalan
yarım kâğıdı dahi yırtıldıktan sonra bana verilmektedir.
10- Bu gayri tabii durumu inceleyerek, badema bu tip olayların meydana gelmemesi için sorumlularını saptayacağınızı ve gereken işlemi yapacağınızı
umarak, durumu bilgilerinize sunarım.

Notlar;

1- Selimiye, Askeri Ceza ve Tutuk Evi İdaresi Yasa ve Yönetmeliklerin kesin hükümlerini hiçe sayarak hemen hemen hiçbir dilekçeye yazılı cevap
vermemiştir.
2- Ceza ve Tutuk Evindeki sayısız keyfi uygulamalardan en basiti olmasına rağmen, olayı somutlaştırmak için verdiğim bu dilekçeye, sözlü dahi cevap
alamadım.
Ek 37
Kitaplarımın Geri Verilmesi Hakkında (I)
İstanbul, Mayıs 1973
İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı
3 No.lu Mahkeme Başkanlığına
Sanık: M. Talat Turhan
Konu: Evimdeki aramada, alınan kitaplarımın geri verilmesine karar verilmesi
hakkın da

Olayın Açıklaması:

1- 3/4 Temmuz 1972 gecesi, evimde yapılan arama esnasında, 20-30 kadar kitabım alındı. Arama zabtı tutulduğu halde, CMUK’un 99’ncu maddesi
gereğince, bana suret verilmedi.
2- Arama yapan kişiler, tam bir keyfilik içinde bulunmuşlar ve hiçbir kıstasa kendilerini bağlı görmeksizin, gelişigüzel kitaplarımı almışlardır. Nitekim 20-30
kadar kitap içinde, sadece 4’ü için, Sayın Savcı’nın müsadere ve zabıt kararı verilmesini talep etmesi iddiamızın en açık kanıtıdır.
3- Alınan kitaplarım içinde, Genel Kurmay Başkanlığı resmi yayınlarından olan ve benim için bir meslek kitabı sayılan Rus Harb Doktrini kitabı dahi yer almıştır. 
Bu bir cehalet örneğidir. Bu tip cahil uygulamalarını gerek kamuoyunda ve gerek dünya’da sert eleştirilerek tabi tutanlarla haklılık vereceğini anlamak
istemeyenleri uyarmak isterim.
a- Evimden, Genel Kurmay Başkanlığının resmi yayınını alanlar bana değil, Türk Genel Kurmay Başkanlığı’na saldırıda bulunmak cüretini göstermişlerdir.
b- Komünizm’le mücadele ettiklerini iddia edenlerin, komünizmi yeren Komünizm nedir? kitabını almaları, kendi bindikleri dalı kesmekle eş anlamlıdır. Cehaletle
hiçbir şeyle mücadele edilemez.
4- bu konuya ait Askeri Yargıtay kararlarını aşağıya çıkarıyorum:
a- Askeri Yargıtay 2. Daire, 5.8.1971 gün, Esas: 1971/340, Karar: 1971/336 Sayılı İlamı:
Mahkemenin kararları ile yasaklanmış bulunan kitap, broşür, dergi ve emsali neşriyatı üzerinde, ikametgahlarında ve işyerlerinde bulunduranlar ve satanlar
hakkında Sıkıyönetim Kanunu gereğince, takibat yapılacağını bildiren resmi tebliğde, yasaklanan neşriyat müfredatı ile gösterilmeli ve yasaklanmış kitapları
evinde bulundurduğu iddia edilen kişinin hangi neşriyatın yasaklandığını bilmediğine ilişkin savunmasının aksi ispat edilmelidir.
b- Askeri Yargıtay, 4. Daire, 6.8.1971 günü, Esas: 1971/337, Karar: 1971/ 334 Sayılı İlamı:
Bir kitabın veya sair matbuatın memleket için zararlı olduğu gerekçesi ile yetkili merciler veya mahkemeler tarafından toplatılmasına veya yasaklanmasına karar
verilmesi konu ile ilgili karardan önce, bahsi geçen kitap veya matbuayı temin eden nezdinde veya evinde bulunduran kimseleri ilzam etmez.
5- Sayın Savcı, 4. maddeye çıkardığım Askeri Yargıtay içtihatlarını hiçe sayarak, iddianamenin 194. sahifesi 2. maddesinde kitaplarım için, zabıt ve müsadere
kararı alınmasını, Yüksek Mahkemenizden talep etmektedir. Bu talep, Askeri Yargıtay’ın içtihatlarına aykırıdır.
6- Bunlardan başka, Sosyalizm ve Sosyal Mücadeleler Tarihi Max Beer’in kitabının, Atatürk döneminde Zühtü Uray tarafından tercüme edilerek basıldığını
ve Atatürk’ün okuduktan sonra dip notu olarak “Ben okudum, siz de okuyun” cümlesini yazdığını hatırlatmakta yarar görüyorum.

Sonuç ve İstekler:

1- Sayın Savcının istediği kitap müsadere talebi gayri kanunidir. Bu nedenle:
a- İstanbul Emniyet Müdürlüğünde yapılan incelemede, (Dosya 1269/1) yasak kitaplar içinde bulunmayan, bütün kitaplarımın savunma döneminde
kullanacağımdan iadesine karar verilmesini,
b. 1- Sayın Savcı tarafından müsaderesi istenene (Dosya 1269/12) yasaklanmış dört kitabım içinde 4. maddeye çıkarttığım Askeri Yargıtay İlamları gereğince,
ayrıca iade kararı verilmesini,
2- Bu dört kitap için iade kararı alınmasına imkân görülmezse Askeri Yargıtay, 4. Daire, 6.8.1971 Gün ve Esas: 1971/337, Karar: 1971/334 Sayılı İlamı gereğince
bedelinin tarafıma ödenmesine karar verilmesini,
3- Dilekçemin bir suretinin Avukatıma verilmesine müsaade buyurulmasını arz ve istida ederim.
Talat Turhan

Ek 38

Kitapların Geri Verilmesi Hakkında (II)

İstanbul, 4 Eylül 1973
Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığına,
Sanık: M. Talat Turhan
Müdafiler: 1. Avukat Gülçin Çaylıgil,
2. Avukat M. Hidayet Ilgar
İstem: Müvekkilimiz M. Talat Turhan’ın el konulan kitaplarının geri verilmesi istemidir.

İzahı:

Müvekkilimizin evinde yapılan aramada, dava dosyasının 126/1-2 dizi sırasında yer alan zabıtlarda belirtilen ve haklarında yasaklama kararı bulunan 4 adet
kitaba el konulmuştur. İddia Makamı, iddianamesinde bu kitapların TCK’nın 36. maddesi uyarınca zabıt ve müsaderesini istemektedir.
Anayasamız “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir; düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ile veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklayabilir” demektedir. (madde 20/1) Gene Anayasamız “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir” der. (madde 21/1)
Görülüyor ki, düşünmek, bir konuda kanaat edinmek, bunları söylemek, yazmak, resimlemek, açıklamak, bilim ve sanatı öğrenmek, öğretmek, yaymak, araştırma
ve incelemeler yapmak kişinin temel hak ve özgürlüklerinden dir.
Basılmış bir eser vasıtasıyla, yani basın yoluyla bir suç işlemek, TCK’nın bir maddesini ihlal etmek mümkündür. Ancak bu tip suçlarda ceza sorumluluğu, suç
konusu eseri bulunduran ve okuyana değil, yazıyı yazan veya resmi yapan kimse ile birlikte, basın kanununun belirlediği kişilere düşer. Suçun konusu olan
basılmış eser, Anayasanın 22. maddesindeki şartlar varsa Hakim Kararı ile toplatılabilir. Bu konu incelenirken göz önünde tutulacak bir yasaklama kararı var; bu da 26.4.1971 tarihinde ilân edilmiş bulunan Sıkıyönetimin yürürlükte kaldığı sürece geçerlikte olan Sıkıyönetim Komutanlığının 5 numaralı bildirisidir. Bildiri sadece, hakim kararı ile toplatılması gereken eserlerin, yalnız yayınevleri, satıcılar, dağıtıcılarda bulundurulmasını, satılmasını, dağıtılmasını yasaklıyor.
Demek oluyor ki, bu gün Türkiye’de ister yasaklanmış olsun, ister olmasın kişinin basılmış eserleri evinde bulundurmasını veya okumasını engelleyen bir tek
kanun maddesi yoktur. Oysa, yapılan aramalarda bulunan kitaplara el konulmakta ve basılmış eserler, suçların subut vasıtaları kabul edilmekte ve
bunların TCK’nın 36. maddesi gereğince zapt ve müsaderesi istenmektedir.
TCK’nın 36/2. maddesi; 
“Kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması cürüm ve kabahat teşkil eden eşya ……. Zabıt ve müsadere olunur” der.

Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, evde kitap bulundurmak, cürüm ve kabahat olmadığı için, TCK’nın 36. maddesine göre kitaplara el konulamaz.

Sonuç:

Elkonulan, müvekkilimize ait 4 kitabın iadesine karar verilmesini, bilvekale, saygılarımızla talep ederiz.
M. Talat Turhan
Müdafileri Avukat Gülçin Çaylıgil Avukat M. Hidayet Ilgar

Ek 39

Yasadışı Olarak Avukat Görüşmelerinin Dinlenildiği Hakkında
İstanbul, 2 Ekim 1973

1. Ordu Komutanlığı

3 No.lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Başkanlığına Selimiye
     Savunma hakkının kutsallığı, dokunulmazlığı ve gizliliğinin doğal bir sonucu olarak, iddianame, mahkemeye verildikten sonra, 353 Sayılı Yasanın 91.
maddesi uyarınca tutuklu müdafii ile her zaman görüşebilir amir hükmü, uygulamada ilgililerce hiçe sayılarak, avukatlarımla Ceza Evinde görüşmelerim
esnasında, yetkisiz kişilerce dinlenmekteyim. İddianamenin bana tebliğinden, dolayısıyla mahkemeye verilmesinden bu yana, 39 kere avukat görüşmesi
yapmış durumdayım. Her seferinde Ceza Evinde görevli bir Subay tarafından dinlenmekte, hatta bazen konuşmalarım not edilmekte ve ziyaret Ceza Evindeki
deftere not edilerek, kanunsuz işlem tescil edilmektedir.
Bu suretle yasanın amir hükmü hiçe sayılarak suç işlenmesi bir yana, iddia makamı dinleyici subaylardan bilgi alarak adeta onlardan bir ajan gibi
yararlanmaktadır. Bu suretle de bir yandan savunma hakkım ağır ölçüde ihlal edilirken, bir yandan da şerefli Türk Subayları suça itilmekte ve Türk Silahlı
Kuvvetleri örf ve ananeleri dışında kullanılmış olmaktadır.
Kanuna aykırı bu durumun önlenmesi için gereken işlemin yapılmasını arz ve istida ederim.

M. Talat Turhan

Notlar:

1- Bu dilekçe, 2 Ekim 1973 günkü duruşmada mahkemeye verilmiştir.
2- Duruşma tutanağı, sahife No: 270’e bakınız.
3. 27 Eylül 1973 günkü duruşmada görevli Subay, görev sınırlarını aşarak ve yasal haklarımı hiçe sayarak avukatımla görüşmeme engel olmaya kalkışması
sonucu meydana gelen tartışma, duruşma tutanağı, sahife no: 251:254, 261 ve 262’de yer almıştır. (Sh. 2749)
4- Benim ve diğer sanık müdafilerinin, bir çok defa başvurmalarımıza rağmen yasaya aykırı olarak, sanık-müdafi görüşmesi Nisan/1974’e kadar dinlenilmiştir.


26. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder