1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 19
Olayın Açıklaması:
1- Gözaltında bulunduğum sürece yapılan işkenceler, Ceza ve Tutuk Evinde bulunduğum sürece yapılan kanundışı uygulamalar sonucu, 3/4 Nisan 1973
gecesi bir kalp krizi geçirdim. Aynı gece Ceza ve Tutuk Evine getirilen doktor tarafından çekilen iki elektrokardiyografi sonucu, durumumun Hastaneye yatmayı gerektiği anlaşılmış olmalı ki Ceza ve Tukuk Evi’nden sedye ile alınarak yeniden bir elektrokardiyografim çekilerek Haydarpaşa Askeri Hastanesine yatırıldım.
2- Bu hastanede tedavi edilmediğime dair ait olan şikayetlerimi muhtevi müracaatımı 12 Nisan 1973 günü (İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına) verdiğim
bir dilekçeyle duyurdum, sağlığım yönünden bazı isteklerde bulundum.
3- Hastalık araz ve sıkıntılarımın devam etmesi üzerine de 16 Nisan 1973 günü Ceza ve Tutuk Evi’nde viziteye çıkarak, doktordan sağlık durumumun tespitini
istedim.
4- O günden bu yana geçen dönem içinde kalp hastası arkadaşlarımın ilaçlarını kullanarak hayatımı idame ettirmekteyim.
5- Bu durum hakkında verdiğim dilekçe (Ek-1) de sunulmuştur. İç Hizmet Kanunu’nun 30. maddesi gereğince, özellikle sağlıkla ilgili bir konu olduğu için
dilekçemin (en kısa zamanda) ki (bu müddet hiçbir halde bir ayı geçemez) amir hükmü olduğu için de, en geç dilekçemin 12 Mayıs 1973’te cevaplandırılması
gerekirdi.
İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’nca dilekçeme cevap verilmemiş, Anayasa’nın 62. Maddesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 30. maddesi ihlal
edilmiş, hayatıma ve sağlığıma açıkça kast edildiği tebeyyün etmiştir.
6- 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasa’sının 6. maddesi de Sıkıyönetim Komutanı (Bu kanunla kendisine verilen görev ve yetkilerden dolayı Başbakan’a karşı
sorumludur.) hükmünü ihtiva eder.
Türk Silahlı Kuvvetleri hiyerarşisi içinde de 1. Ordu Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlıdır.
7- Şu anda merciim Yüksek Mahkemenizdir.
İç Hizmet Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca da (her şikayet edilen amir geçilir.) hükmünü kapsamaktadır.
Sonuç ve İstekler:
1- İdarenin süregelen kanundışı eylemlerinin somut bir örneği olan bu durumun Yüksek Mahkemenizce de saptanmasını,
2. Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan şikayetçi olduğumdan, ilk merciim olan mahkemenizin İç Hizmet Kanunu’nun 27. maddesi gereğince bu makamı
atlayarak dileğimin Başbakanlık ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına duyurulmasını,
3- Dilekçemin bir suretinin avukatıma verilmesine karar alınmasını,
Arz ve istida ederim.
M. Talat Turhan
Ek 26
Sağlığım Hakkında (Çekilen Elektro ve Tahlil Sonuçları İsteminin Tekrarı ve Dr. Asteğmenle Muayene Edilmek İstenilişimi Kabul Etmemem)
İstanbul, 9 Temmuz 1973
Sıkıyönetim Komutanlığı
İstanbul,
Sanık: M. Talat Turhan
Konusu: Sağlığım hakkında
Olayın Açıklanması:
1- Anayasa’nın 62. ve Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yasasının 30.maddesinin tanıdığı yasal hakkın gereği olarak, 12 Nisan 1973 günü, Komutanlığınıza bir
dilekçe sunarak, sağlığım ve hayatım yönünden, maruz bırakıldığım işlemlerin yasalarımıza ve Türk Silahlı kuvvetlerinin törelerine uymadığını belirtip, bu
konuda bazı yasal dileklerde bulunmuştum.
2- Dileğimin, insan sağlığı ile ilgili olması nedeni ile ivedi olmak özelliği bir yana İç Hizmet Yasasının 30. Maddesinin amir hükmü gereğince, bir ay içinde
dilekçeme cevap almam gerekirken, aradan 3 ay geçtiği halde olumlu, ya da olumsuz bir cevap almış değilim.
3- 7 Temmuz 1973 günü sabahı, Ceza ve Tutuk Evi ilgililerince çağırıldım.
Görevli Subay, Üsteğmen Halit Selçuk ve görevli doktor Asteğmen: “Sağlığım konusunda şikayetim olduğunu ve Adli Müşavirlikçe bu durumun intikal
ettirilmediğini ve beni muayene edeceğini” beyan edince doğrusu şaşırdım ve muayene kabul etmediğim gibi, bu dilekçeyi yazmak mecburiyetinde kaldım.
4- Bu durumda, Adli Müşavirliğin, 12 Nisan 1973 tarihli dilekçemi okumamış olduğu anlaşılıyor. Dilekçemin sonuç kısmındaki isteklerim açıktır. Bu bölümde;
Haydarpaşa Askeri Hastanesinde uygulanan çağdışı yöntemleri dile getiriyor, bilginiz dışında olduğunu tahmin ettiğim “Kazanılmış Haklar” ve “Masumluk
Karinesi”nin ilgilerce büyük bir fütursuzluk içinde hiçe sayıldığını, olayları ayrıntıları ile açıklayarak belirtiyorum. Bunun yanında, sağlığım konusunda
statüme yaraşan bir tutumla, hastane bakım ve denetimi talep ediyordum. Bu talebim, bir anlamda; yetkilerini kötüye kullanan, sanık hastalara gayri insani
muamele yapan, onları tedavi etmeyen, Haydarpaşa Askeri Hastanesini şikayeti manasını tazammum ettiği için, dileğim Komutanlığınızca makbul addedilirse,
ya bir başka Askeri Hastanede ya da Üniversite Hastanelerinden birinde geçirdiğim kalp krizi ve bunun sağlığım üzerindeki etkisi ve alacağım tedbirlerin tespit ve tayini gerekirdi.
5- Hastanenin üzerinde, tıbbi ve hukuki bir statüsü bulunmayan, yetkisiz ve mütehassıs olmayan bir kişinin, her türlü tıbbi alet ve laboratuar imkanlarından
yoksun olarak geçirdiğim kalp krizinden tam 3 ay sonra beni muayene ederek sağlık durumumu tespite kalkması, gerek tıbben ve gerekse hukuken
olanaksızdır.
6- 353 Sayılı Yasa’nın 62. maddesi, CMUK’nun 66. maddesi ve bu maddelerin gerekçeleri ile konuya ilişkin Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararları ile bu gibi
durumlarda Komutanlığınızca uygulanan tarzda, aykırı bu tutumu bilginize sunuyorum.
7- Komutanlığınızca yürürlükteki uygulama tarzı daima, işkence vesair konularda karar organı ve yetkili kişiler olarak hastanelerdeki tabiplerden teşekkül eden
bir kurul, bilirkişi gibi rapor verdiği halde, bana ait tespitlerde, yetkisiz bir kişi olan Ceza ve Tutuk Evi tabibinin raporuna başvurulması, hem uygulamaya ve
hem de kanunlara aykırıdır. Bilirkişinin mütehassıs olması ve bir heyetten oluşması yukarda adı geçen kanunlarda (Askeri Tabibler) diye çoğul yapılarak
belirtilmiştir.
8- Bunun yanında, 12 Nisan 1973 tarihli dilekçemde, ikinci istek olarak:
Çekilen üç eletrokardiyogram ve tüm tahlil sonuçlarının asıllarını veya suretlerini, tanıdığım hekimlere inceletmek ve durumumu tespit ettirebilmek için
istemiştim.
Çünkü: Hastaneden taburcu edilirken, ne taburcu kağıdımı bana göstermişler, ne de konulan teşhisi bana bildirmek gereğini kimse duymamıştır. Kaldı ki,
bir şüphe dahi olsa ilgililerin ilk krizden 24 veya 48 saat sonra birer elektrokardiyogram daha çekildikten sonra bu gibi vak’alarda doğru teşhis konulabilmesi kabilken bu da yapılmamış, hayat ve sağlığım kadere terkedilmiş bulunmaktadır. Böyle bir durumda hayatım hakkında duyduğum endişeleri kendi olanaklarım ile tespite çalışmaktan, daha doğal bir tutum olamaz.
9- Hastaneden, taburcu edildikten sonra da, hastalık arazlarım devam ettiği için 16 Nisan 1973 günü viziteye çıkarak, Komutanlığınıza sunduğum dilekçemden
Ceza ve Tutuk Evi tabibini mealen haberdar ederek durumun tesbitini istedim. Bu muayenenin sonucundan da haberdar edilmedim.
Adli Müşavirliğin aradan 3 ay geçtikten sonra benim için hayati bu konuya yeniden eğilmeye kalkmasını anlamak mümkün değildir.
Sonuç:
1- 12 Nisan 1973 tarihli dilekçeme, bugüne kadar bir cevap almadığıma göre mahiyetinizde bulunan ve konunun incelenmesi, gerçekleştirilmesi veya talebin
reddi ile görevli kişilerin, insan sağlığına ne kadar bigane kaldıkları, bu olayla bir daha açıklığa kavuştuğu gerçeğini bilgilerinize sunarım.
2- İhtisaslaşan bir dünyada, bir hastaneden ve mütehassıs kişilerden yapılan bir şikayetin, bir yetkisiz kişi olan Ceza ve Tutuk Evi hekimince incelenilmeye
kalkışılması, kanunlarımıza, Yargıtay kararlarına ve Sıkıyönetimin bugüne kadarki bu konulara ilişkin uygulamalarına aykırıdır. Belirttiğim aksaklıklar bir
gerçek olduğuna göre, bu konudaki sorumlulara gereken işlemin tayini Komutanlığın takdirine bağlıdır.
3- Sağlığım konusunda kapıldığım endişeleri muhafaza ediyorum. Askeri tabipler ve Askeri Hastanelerdeki uygulamalara yaşantımla tanık olduğum için buralarda
gerçek bir tespitin yapılabileceğine inanmıyorum.
Bu nedenle, üç ay önceki dileğimi tekrarlıyorum. Çekilen üç elektrokardiyogram’ın ve tahlil sonuçlarının, konulan teşhisle birlikte bildirilmesini ve 4. Bu konuda
ihmali görülenler hakkında gerekli kanuni muamelenin yapılmasını arz ve talep ederim.
M. Talat Turhan
Ek:
Bu dilekçenin bir sureti 9 Temmuz 1973 sabahı yoklama sırasında P. Ütğm. Met ….’ye verilişinin tanığı olduk.
Ersin Ertekin (imza)
Mahmut Dondurmacı (imza)
Rafet Kaplangı (imza)
Kemal Akbaş (imza)
Selim Şenay (imza)
Feyzullah Bigalı (imza)
Ek 27
Sağlığım Hakkında(Çekilen Elektrolarla, Tahlil Sonuçlarının İstemi)
İstanbul, 23 Temmuz 1973
İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına,
Sanık: M. Talat Turhan
Konusu: Sağlığım hakkında
Olayın Açıklanması:
İlgi: (a) Anayasa madde: 62
(b) Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu Madde: 30
(c) Tebligat Kanunu Madde:8 (7201 No.lu Kanun)
(d) 12 Nisan 1973 tarihli dilekçem
(e) 9 Temmuz 1973 tarihli dilekçem
1- 3/4 Nisan 1973 gecesi geçirdiğim “kalp krizi” sonucu yatırıldığım, Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde, tıpla bağdaşmayan ve şu andaki hukuki durumum gereği
“masumluk karinesi” ve “kazanılmış haklar”ımla, ilgisi olmayan ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin törelerine uymayan uygulamayı, İlgi (d) dilekçeyle arz etmiş ve bazı dileklerde bulunmuştum.
2- Bu dilekçem, İlgi (a), (b), (c) yasalar çiğnenerek, bugüne kadar cevaplandırılmadı.
3- Aradan, 3 ay geçtikten sonra, yetkisiz bir kişi olan, Ceza ve Tutuk Evi tabibince, 7 Temmuz 1973 günü muayene edilmem istenilmesi üzerine de, İlgi (e) dilekçeyi vermek zorunda kalmış ve İlgi (d) dilekçemdeki isteklerimi tekrarlamak durumunda kalmıştım.
4- Bu kere, 18 Temmuz 1973 günü, Ceza ve Tutuk Evi yetkililerince çağrıldım. İs.Ütğm.Halit Selçuk, dilekçemle ilgili olarak benimle görüştü. Tabii bu görüşme,
2. maddede arz ettiğim, yasadışı durumu değiştirmiyordu. İlgi (c) yasa, hiçbir tefsire ihtiyaç duyulmayacak ölçüde açıktır.
5- Yukarıda belirttiğim durum karşısında, dilekçem üzerinde işlem yapmaktan sorumlu olan, karargah personelinin ve hastane yetkililerinin, insan sağlığına
ilişkin bir konudaki umursamazlığının somut bir örneğini, bilgilerinize teyiden sunmak zorunda kaldım.
Sonuç ve İstekler:
I- Sağlık durumumu, kendi olanaklarımla, tayine çalışacağımdan, İlgi (d) ve (e) dilekçelerimdeki isteğimi tekrarlıyorum.
II- Çekilen (3/4 nisan 1973 gecesi ve 4 Nisan 1973 günü) üç elektrokardiyogram ile, tüm tahlil sonuçlarının, asılları veya suretleri ile, konulan teşhisin bana
verilmesini,
III- İlgi (a), (b), (c), kanun hükümlerindeki haklarımı ve hayatımı hiçe sayan, sorumlu kişiler hakkında, gerekli yasal kovuşturmanın yapılmasını arz ve talep
ederim.
Talat Turhan
Ek:
Bu dilekçenin aslının 23 Temmuz 1973 günü sabahı yoklamaya gelen P. Ütğm. Mete…..’ye verilmesinin tanığı olduk.
Rafet Kaplangı (imza)
Ersin Ertekin (imza)
Memduh Eren (imza)
Salih Z. Yılmaz (imza)
20. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder