12 Ağustos 2019 Pazartesi

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 23

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 23


Uygulama:

(1) Yukarıdaki maddelere göre, Subaylar’ın ve dolayısıyla aynı statü ve haklara sahip olması gereken Emekli Subaylara kelepçe vurulmaması ve Subay
tarafından götürüp getirilmesi iktiza eder.
(2) 4 Temmuz 1972’de gözaltına alınmak üzere evden alındığında Kuzguncuk- Kadıköy Kaymakamlığı arası sivil polislerce kelepçesiz olarak,
Kadıköy’den bilinmeyen bir yere kelepçeli ve gözler bağlı olarak muhafız erler nezaretinde götürüldüm.
(3) Götürüldüğüm yerde kaldığım sürece (4 Temmuz 1972- 31 Ağsustos 1972) ayaklarım prangalı ve zaman zaman ellerim zincire bağlı olarak bulunduruldum.
Bu süre içinde aralıksız devam eden sorgulama esnasında gözlerim kapalı olarak bulunduruldum.
(4) Bilinmeyen yerden Selimiye’ye nakledildiğim 1 Ağustos 1972 günü ise: Bir Statıon Vagon’la nakledildim. Ellerim kelepçeli ve gözlerim bağlı iken, bir sıraya
yatırıldım. Başım polis olan bir şahsın (veya başa bir güvenlik görevlisi) kucağına koymak suretiyle Selimiye’ye kadar getirildim.
(5) Bu uygulama, gerek ulaşmak iddiasında bulunduğumuz “Çağdaş Uygarlık Düzeyi” devlet ve milletlerinin anlayışına, gerek devlet olarak imzamız bulunan
tüm anlaşmalara, gerek hukuk devleti kavramına, gerek anayasa, yasa ve diğer tüm mevzuatımıza, gerek teamüle ve gerekse son günlerde Adalet Bakanı’nın
ifadelerine göre insanlığa aykırı bir tutumdur.
(6) Bu şartlar altında benzeri bir uygulama ile karşılaşmak ihtimali karşısında ağır hasta olsam dahi hastane’ye gitmemeyi her şeye tercih edebilirim. Bu nedenle uygulamanın mevzuatımıza uygun hale getirilmesini ilgili ve yetkili mercilerden istemek doğal bir haktır.
g- Saç Kesme Meselesi:
Ref b. Madde-75
Hükümlü ve tutuklu Subay, Astsubay ve Erlerin İç Hizmet Yönetmeliği ile kifayet
kararnamesi:
Genel ve Askeri Yargı organlarınca tutuklanmış kişilerin saç, sakal ve bıyıkları iç hizmet yönetmeliği ve kıyafet kararnamesinin erler hakkındaki hükümlerine göre
kestirilir. Ref c. Madde-5:
Aramadan sonra hükümlü ve tutukluların toplum içinde alışılmış hal dışında olan saç ve sakalları traş ettirilir ve sonra hamama gönderilerek temizlikleri yaptırılır.
Bilahare, kurum tabibi …. Umumi muayeneden geçirilir.
Ref. c Madde-20:
Toplum içinde alışılmış hal dışında saç ve sakal bırakanlar ile, saçların temizliğine dikkat ve itina göstermedikleri idarece tespit edilen hükümlü ve
tutukluların saç ve sakal bırakmalarına izin verilmez. Bunlar sık sık traş ettirilir.
Ref d. Madde-226:
Hükümlü ve tutukluların toplum içinde alışılmış hal dışında saç ve sakal bırakmalarına için verilmez. Bunlar sık sık traş ettirilir.
Adalet Bakanı Fehmi Alpaslan’ın açıklaması:
-Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gazeteci Sabri Yılmaz’ın hapse mahkum olması nedeni ile saçlarının kesilmesini Adalet Bakanlığı nezdinde protesto
etmesi (2 Eylül 1972 tarihli gazeteler)
-Aynı konu ile ilgili olarak Ankara Milletvekili Orhan Birgit’in sorusunu cevaplandıran Bakan: (14 Ekim 1972 tarihli gazeteler)
“… Hükümlünün, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin “yanlış takdir ve tatbiki sonuç” saçlarının kesildiğini açıklamakta ve şunları söylemektedir:
Olayda sorumlu görülenler hakkında kanuni gereğinin ifasına tevessül, ayrıca olay sebebi ile duyulan üzüntü TGS Yönetim Kurul Başkanlığına telle ifade
olunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere, ceza ve tutuk evlerinde bulunanlara uygulanması öngörülen rejim diğer uygar ülkelerin kabul ettiği standartlara da
uygun bir şekilde milli mevzuatımızda yer almakta yanlış anlayış ve tatbikattan doğan ve her yerde olabilen bu kabil münferit birkaç olay dışında, söz konusu
hükümler titizlik ve hassasiyetle uygulanmaktadır.
Cezaevlerinin iç uygulanmasına taalluk eden ve bir hükmün yanlış tatbiki sonucu meydana gelen bir olayın….
(Avukatlarım için not: Sahife: 3, 4, 10, 12, 13)

Uygulama:

(1) Gözaltına alınarak gözlerim bağlı olarak götürüldüğüm meçhul yerde 4 Temmuz 1972 günü gece yarısı 01:30 da sabahı dahi beklemeye lüzum
görülmeden 1 No.lu makine ile saçım kesildi.
(2) Aynı uygulama hücreye alındığım 4 Ağustos 1972 günü Selimiye Ceza ve Tutuk Evine girerken tekrar edildi.
(3) Yukarıya çıkardığım tüm mevzuat ve bu uygulamanın yanlış takdir ve tatbiki sonucu olduğunu beyan eden Adalet Bakanı’nın açıklaması karşısında ilgili ve
yetkililer ne düşünür bilemem ama ben bu uygulamayı ve bu zihniyeti insanlığa ve uygarlığa aykırı bulur. Türk Silahlı Kuvvetlerini kıl ve saç düşmanı anlaşılan
kurtarılmasını talep ve temenni ederim. Çünkü sırf bu yanlış uygulamanın olumsuz etkilerinin tanığı olmak nedeni ile eski bir Türk Silahlı Kuvvetleri
mensubu olarak üzüntü ve ızdırap duymaktayım.
Bu anlayışımın sonucu olarak da konunun ilgili mercilere duyurulmasını el’an talep etmekteyim.
(4) Yanlış bir uygulama, anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik-emir arasındaki hukuksal hiyerarşiyi değerlendirme yeteneğinden yoksun ilgililer, yönetmelik
hükmü diye bir yandan saç keserken aynı yönetmelik hükmü olan hamam yapma ve doktor muayenesinden geçirme lüzumunu duymamışlardır. Nitekim
Selimiye’ye geldikten ancak bir ay sonra (ondan önceki bir aylık dönemde de doğru dürüst yıkanma imkanı bulmamıştım) (30 Ağustos 1972’de) lütfen 15
dakika banyo imkanı sağlanmıştır.
(5) Başlı başına bu uygulama anlayışı dahi benim kanıma göre bu uygun dönemde İşkence anlamını tazammum edebilir.
(6) Konuyu Ceza ve Tutuk Evi ilgililerine sözlü olarak intikal ettirildiğinde, bana gösterilen tek gerekçe, Ceza ve Tutuk Evi müdürü’nün odasında asılı bulunan ve
tabii görülmesi mümkün olmayan bir emre göre hareket ettiklerini ifade ettiler.
Oysaki hukuk devleti anlayışı içinde Hukuki bir uygulama olması gereken Sıkıyönetim dönemlerinde dahi emir hukuk hiyerarşisinin en altında bulunan ve o ölçüde geçerli olan bir yönetim aracıdır.
Yukarıdaki mevzuatın açık ve hiçbir tefsire lüzum göstermeyen hükümlerinin emirle bozulmuş olması düşünülemez.
(7) İlgililer gerekçe olarak yeni bir kanuna istinat etmektedirler. “Sıkıyönetimce tutuklanan şahısların asker sayılması HK.tda” tabii bu kanunun gerekçesinde
nedeni açıklanmıştır. Yalnız ceza hukukunun ve kanun yapma tekniği’nin temel prensibi kazanılmış hakların muhafazası yönündedir.
(8) Hukuken Emekli Subay olarak Subaylık haklarımı muhafaza ediyorum. Çünkü emekli maaşı alıyorum, seferi görev emri ile bir görev almış bulunuyorum ve
nihayet tutuklu olarak masum addedilmen gerektiği mevzuatımız gereğidir. Ve nihayet İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’nın bir önce seneki uygulaması ile
bugünkü uygulama arasında çok büyük bir fark vardır.
3- Kitap Meselesi:
(Ref h) Madde-103
Bir suçtan mağdur olan kimseden suç sebebiyle alınmış olan eşya tahkikatın neticesiyle beraber ve hatta daha evvel re’san ve bu hususta ayrıca bir hükme
hacet kalmaksızın mağdura geri verilir.
Yasak Kitap Sorunu – Orhan Apaydın – 16 Eylül 1972
Ekteki yazıda bu konudaki Askeri Yargıtay kararları kesin olarak konuya açıklık getirmektedir.

Uygulama:

(1) Genel olarak 12 Mart’tan bu yana bu konudaki uygulama basında ve diğer mahfillerde eleştirilmektedir. Maalesef uygulamalar, eleştirilerin yöneticilerin
aleyhinde bir yargıya ulaşma sonucunu doğurmuştur. Bu tutumun UNESCO’nun 1972’de ilan etti beynelmilel (dünya) kitap yılı’na rastlaması ayrıca bir talihsizlik
olmuştur.
(2) 3/4 Temmuz 1972 günü evimde yapılan aramada hiçbir ölçüye bağlı kalınmaksızın 20’den fazla kitabım alındı. Bunlar içinde Genelkurmay
Başkanlığı’nca çıkarılmış ve basılmış kitaplar olduğu gibi, propaganda maksadında bastırılmış broşürler de vardı. Diğer alınanların hiçbiri hakkında da
sıkı yönetim komutanlığı tarafından toplanma kararı olduğunu sanmıyorum.
(3) Bu durum karşısında ve Askeri Yargıtay kararları’na da dayanılarak bu keyfi uygulama sonucu evimden alınan kitaplarımın iadesinin talep edilmesini istirham
ediyorum.
(4) Atatürk’ün söylev ve demeçleri’nde çağdaş uygarlık milli eğitim ve kitap hakkındaki açıklamalarına bakınız.
(5) Türkiye’de Kitap – Prof. Dr. Cahit Orhan Tütengil Cumhuriyet 19 Ağustos 1972 ve basındaki diğer yazı ve açıklamalara bakınız.
4- Sağlık Fişi Meselesi:
(211 Sayılı İç Hizmet Kanunu ve İç Hizmet Yönetmeliğine bakınız) Uygulama
a- Yukarıda adı geçen kanun ve yönetmelik gereğince kazanılmış bir hak olarak Sağlık Fişi hamili bulunuyorum. Bu fişi hamil olduğum için ilaç ihtiyaçlarımın
ücretsiz olarak karşılanması gerekir.
b- Ceza ve Tutuk Evi uygulanmasında Sağlık Fişi kabul edilmemektedir.
c- Tabii bu bir hakkın açıkça ihlali anlamını tazammum ettiği gibi bir zihniyeti de belirler.
d- Kanımca bu yanlış uygulama alt kademelerin mevzuatı tefsir ve anlayış hatalarından neş’et etmektedir. Yetkili mercilere intikal ettirildiğinde
düzeltileceğine inanıyorum.
e- Şu hususu da önceden belirteyim ki sadece gayem gaspedilen bir hakkımın iadesinden ibarettir. Yoksa ücretsiz ilaç temini değil. Bu sağlanıldığı takdirde
paramla ilaçlarımı temine devam edeceğim.

Özet ve İstekler

1- Tebligat Kanunu: (Ref. a)
Bu kanunun 8. maddesi hükmü bugüne kadar şahsımla ilgili olarak uygulanmamıştır. Nitekim yetkililerden yazılı tek tebligat almış değilim.
2- Askeri Ceza ve Tutuk Evi talimatı’nın uygulanması:
a- Yatak, yorgan, yastık vs.nin dışardan getirilmesine talimat müsait olduğu halde uygulamada müsaade edilmemektedir. (madde-20) (Sahife 2 ve 3’e bakınız.)
b- Hükümlü ve tutukluların bölümlere ayrılması tüm mevzuatın amir hükmü olduğu halde nazari itibara alınmamaktadır. (madde-35) (Sahife 3,4,4a bakınız.)
c- Havalandırma’ya ilişkin tüm mevzuat uygulanmak şöyle dursun, koğuşun ışık ve güneş gelmesi dahi önlenilmiş, ancak elektrik ışığında gündüz dahi kitap
okunabilmektedir. Bu durum gayet tabii olarak sağlığımı olumsuz yönde etkilemektedir. Bir de buna gıda rejimi ilave olununca bu etki daha da
olumsuzlaşmada ve sık sık hasta olmaktayım. (madde-37) (Sahife 5,6,7)
e- Adli amirlik kararı olmaksızın gelen giden mektuplar ve diğer basılı dokümanlar kontrol edilmekte, bazı mektupların yerlerine ulaşmamakta,
gönderilmediğinden de haberdar edilmemekteyim. (madde-46) (Sahife-8)
f- Bir yerden diğer yere götürülüp getirilme meselesi tüm mevzuat ve bugüne kadar ki teamüle uymamaktadır. (madde-55) (Sahife-11-12)
g- Saç kesilmesi tüm mevzuatla çelişme halindedir. Bu hali ile, uygulama bir öç almaya dönüşmüş bulunmaktadır. Bunun ilerde Silahlı Kuvvetlerle Aydınlar
arasında onulmaz kırgınlıkların nedeni olabileceğinden endişe duyarım. (madde- 75) (Sahife-12,13,14,15,16)
3- Kitap Meselesi:
Hatalı bir uygulama sonucu, görevlilerin yetki sınırlarını taşan bir tutum sonucu evimden alınan kitaplarımın iadesini bu mümkün olmadığı taktirde ücretlerini
talep etmemiz Askeri Yargıtay kararı gereğidir.
4- Sağlık Fişi Meselesi:
211 Sayılı İç Hizmet Kanunu ve yönetmeliği gereğince kazanılmış hakkım olan Sağlık Fişi’nin kullanma hakkımın kısıtlanması kanunsuz bir uygulama olduğu
kanısındayım. Düzeltilmesini talep ediyorum.
5- Sonuç ve İstek:
Yukarıdaki açıklamalarımdan anlaşılacağı üzere Anayasa Kanun-Tüzük- Yönetmelik’ten oluşan tüm hukuk kuralları ve uygar dünya uygulamaları ile
çelişen bu tutum, mevzuatımızın alt kademede bulunanlarca yanlış ve hatalı bir takdire tabi tutulmasından doğmaktadır. Yetkililere duyurulmak, doğru tefsire
ulaşılması gerektiği kanısındayım.
Talat Turhan

24. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder