12 Ağustos 2019 Pazartesi

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 14

1960 Öncesi, 1980 Sonrası, Faşizme Karşı Dilekçeler. BÖLÜM 14



Ek 20


Başbakan Bülent Ecevit’e Çekilen Telgraf
İstanbul, 11 Şubat 1974
ELT
Sayın Bülent Ecevit
Başbakan
ANKARA


1. 12 Haziran 1973 günü, gereği için Başbakanlığa, bilgi için Genel Kurmay Başkanlığına birer dilekçe göndererek “Türk Devletinin geleceğini ağır bir
tehlikeye düşürecek” nitelikte, yasa ve ahlak dışı gizli örgüt uygulamaları olarak işkenceler yapıldığını ve siz de dahil olduğu halde, devletin tüm kutsal değerleri
ve kişilerine küfür edildiğini belirttim. Ayrıca işkence gördüğüm yerin adresini vererek, bu uygulamanın tek sorumlusu olan Faik Türün’le, işkencelerle yasadışı
bir hazırlık soruşturmasını fiilen yöneten kişinin Memduh Ünlütürk olduğunu da açıkladım. İddialarımın saptanması için, sizin de içinde bulunduğunuz bir
Parlamento Heyeti’nin kurulması isteminde bulundum.
Sorgumda ilaveten işkence ve sorgu timi başkanının bir MİT elemanı olan Eyüp Özalkan olduğunu ve uygulamanın amacının Sunay-Tağmaç ikilisinin iktidar hırs
ve kinleri doğrultusunda düzenin saptırılması olduğunu da belirttim.
2. Anayasal dilekçe hakkımın doğal bir sonucu ve demokratik parlamenter düzene olan saygımın bir sonucu olarak, o günün koşulları altında her türlü
tehlikeyi göze alarak bulunduğum bu istemime bugüne kadar cevap almış değilim. Aslında cevap verilmesine gerekte kalmamıştır. Çünkü 7-10 Şubat 1974
günleri Hürriyet gazetesi’nde yer alan Faik Türün’ün açıklamaları bir yandan işkence yoktur diyen herkesi yalanlarken bir yandan da, dilekçemde aylarca önce öne sürdüğüm iddiaları kelime kelime doğrulamış bulunmaktadır.
3. O zaman dilekçemi alan Başbakan Talu, hemen uçakla Yeşilköy’e gelmiş ve Yeşilköy’den doğruca helikopterle, Selimiye Sıkıyönetim Karargahına uğrayarak
Faik Türün’le gizli bir görüşme gereğini duymuştur. Bu görüşmeden sonra, üzerimde sürdürülen manevi baskı arttırılmış olmasına rağmen yasal özgürlük
kavramı bugüne kadar sürdürmeye devam ettim. Bugün Faik Türün’ün açıklaması tüm Sıkıyönetim uygulamalarına gölge düşürmüş ve temelinde
gayrimeşruluk yatan bir hazırlık soruşturması sonucu açılan davaların niteliği ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu gözlemi affın kapsamını tartışırken ve kararını
alırken hesaba katmak gereğini takdir buyuracağınızı umut ediyorum. Şu kadarını arzedeyim ki bu beyanı bir genelleme olarak belirtmeyi uygun
buluyorum. Kendi açımdan bir affı kabul etmek kararında değilim.
4. Sayın Talu, bu tutumu ile işkencecileri himaye eder bir duruma düşmüş bulunmaktadır. Konunun aktüel olduğu bu dönemde Talu’nun bu tutumunun tarih ve yüksek makamınız önünde saptanılması gereğini duymaktayım.
5. Utanç verici işkence olayları karşısında 12 Mart’tan beri sürdürdüğünüz uygar tutumun tanığı olarak, bugün kendilerini işkenceci olarak ilân etmek gafletine
düşen sorumlu kişiler hakkında hükümet olarak en doğru stratejiyi saptayacağınıza olan tüm umudumuzu muhafaza ederek, saygılarımı sunarım.
Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan
Ceza ve Tutukevi Selimiye-İstanbul.,

Ek 21

Askeri Savcı Nevzat Çizmeci’yi İstinkafa Davet
İstanbul, 2 Ekim 1973
1. Ordu Komutanlığı
3 No.lu Askeri Mahkeme Başkanlığına
Selimiye İstanbul,
İlgi:
a. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No.lu Askeri Mahkeme Başkanlığına sunulan 8 Haziran 1973 günlü dilekçem.
b. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No.lu Askeri Mahkeme Başkanlığına 12 Haziran 1973 günü sunulmak istenen ve kabul
edilmemesi üzerine, gereği için Başbakanlığa ve bilgi için Genel Kurmay Başkanlığı’na sunulan dilekçem.
Sanık: Talat Turhan
Konu: Askeri Savcı Hakim
Olayın Açıklanması...
1- 8 Haziran 1973 tarihinde ilgi (a) daki dilekçemi Yüksek Mahkemenize sunarak işkence iddialarımızın doğrulanması için bazı tespiti delil taleplerinde
bulunmuştum. Bu arada işkence gördüğüm Erenköydeki, gerçekte MİT sorgulama bürosu olan fakat kanundışı Kontr-Gerilla Örgütünce kendi
maksatlarına alet edilen binanın planını da takdim etmiştim.
2- Bu dilekçem Yüksek Mahkemenizce kabul buyurularak, 8 Haziran 1973 günlü duruşma zaptında özetlenmiş ve gereği yapılmak üzere İstanbul Sıkıyönetim
Komutanlığına gönderilmiştir. Bu arada talep ettiğimiz tespitler yapılıncaya kadar Askeri Savcıyı istinkafa davet etmişsem de kendisi buna lüzum görmediğini
beyan etmiştir.
3- 12 Haziran 1973 günlü duruşma zabtında görüleceği üzere bu dilekçem İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığınca gereği için Askeri Savcılığa, bilgi için 3
No.lu Askeri Mahkeme Kıdemli Hakimliğine gönderilmiştir.
4- Yukarıdaki seyirden açıkça görüleceği gibi bizce olayların içinde ve hatta tertiplerin yanında olduğu şüphesi bulunan Askeri Savcıdan şikayetimiz gereği
yapılmak üzere Askeri Savcılığa gönderilerek, şikayet edilenle şikayet konusu tahkikle görevlendirilen makamın aynı olması gibi kanunlarımızın cevap
vermediği bir durumla karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz.
5- Dilekçemin işlem görmemesi üzerine gerçekte, benim kanıma göre Kont- Gerilla adlı kanundışı örgütün tüm insanlık dışı faaliyetlerinden sorumlu olarak
gördüğüm Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün’ü, 1402 Sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince, yüksek mahkemenizi merci kabul ederek, 12 Haziran 1973
günlü bir dilekçe ile o günkü duruşma zabtında görüleceği üzere Başbakanlığa şikayet etmek istedim. Mahkemenizce bu dilekçemin kabul edilmemesi üzerine
dilekçemi gereği için Başbakanlığa, bilgi için Genel Kurmay Başkanlığına sundum. Bu dilekçemde de kanundışı Kont-Gerilla Örgütünün “Türk Devletinin
geleceğini tehlikeye düşürücü uygulamalarından” söz ederek, olayların sorumluları olarak Orgeneral Faik Türün ile Tümgeneral Memduh Ünlütürk’ten
söz ederek işkence karargahının adresini verdim.
6- Duruşma zabtında görüleceği gibi işkence ve sorgulama timi başkanı olan kişinin de Eyüp (Özalkuş) olduğunu belirtmiş bulunuyorum.
7- Benim ve diğer bütün sanıkların Kont-Gerilla Örgütü hakkındaki beyanlarımız Askeri Savcı tarafından işkence edebiyatı olarak nitelenmektedir.
8- Oysa ki 1 Ekim 1973 gün ve 133 Sayılı “Yankı” dergisine atfen 1 Ekim 1973 günlü “Yeniortam” gazetesinde Kontr-Gerilla Örgütünün var olduğunu, kendi emir ve direktifi ile kurulduğunu Emekli Orgeneral Faik Türün’ün ifade ettiğim konular bizzat eski Sıkıyönetim komutanı tarafından doğrulanmış ve Askeri Savcı da yalanlamış olmaktadır.
9- Bilindiği üzere hazırlık soruşturması tamamen Askeri Savcının sorumluluğu altındadır. Emniyet teşkilatı Askeri Savcıya niyabeten soruşturmaya
katılmaktadır. 1402 Sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca Sıkıyönetim Komutanlığı MİT’le işbirliği yapabilir. Milli İstihbarat Teşkilatının kuruluşu, görev ve yetkileri
hakkındaki kanuna göre bu örgütün sorgulama yetkisi yoktur.
Halbuki benim ve diğer birçok sanığın ifadelerimiz yasadışı bir örgütte işkence altında, örgütün maksatlarını gerçekleştirmek üzere hazırlanmış senaryoya
uygun olarak alınmıştır. Gerçek bu olmasına rağmen Askeri Savcı ısrarla bu gerçeği kabul etmemiş, ifadelerin Emniyet Müdürlüğünde normal koşullar altında
alındığını mussırren iddia etmiştir.
10- Hasıl olan bu durum karşısında Kontr-Gerilla Örgütü ifadelerimiz ve bu ifadelere dayanan Askeri Savcılık ifadelerimizle bunlara dayanılarak düzenlenmiş
olan iddianame hukuken geçersiz olup, Askeri Savcı adalet mercilerini yanıltmak ve gizli maksatlara hizmet etmek gibi bir suç altına itilmiş bulunmaktadır.

Sonuç ve İstekler;

Eski Sıkıyönetim Komutanı Emekli Orgeneral Faik Türün’ün açıklaması karşısında, yanlış beyanlarda bulunduğu meydana çıkmış olan Askeri Savcı
Nevzat Çizmeci’yi yeniden istinkafa davet ederim.
Saygılarımla
Talat Turhan
Notlar:
1. Bu dilekçe, 2 Ekim 1973 günkü duruşmada mahkemeye verilmiştir.
2. Duruşma Tutanağı Sahife No: 270: 274’e bakınız.
Ek 22
Benimle İlgili Yazılı Deliller Hakkında (Rapor Sahteliğinin Saptanılması
İstemi)
İstanbul, 6 Mayıs 1974
1. Ordu Komutanlığı,
3 No.lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Başkanlığına
Selimiye-İstanbul,
Sanık: M. Talat Turhan
Konusu: Benimli ilgili bazı yazılı deliler hakkında (Bölüm VI) (Kısım: 1)

Konunun Eleştirisi İlgi.,

a- Klasör II, Dizi:314 ve 315’teki Milli Emniyet Hizmetleri İstanbul Bölgesi Başkanlığı’nın beni de ilgilendiren 1.7.1972 tarihli yazısı.
b- İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına Avukatlarım Sayın Birsen Balcıkardeşler ve Alp Kuran imzaları ile sunulan 1.7.1972 tarihli yazısı.
c- İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığına Avukatlarım Sayın Birsen Balcıkardeşler ve Alp Kuran imzaları ile sunulan 1 Eylül 1972 tarihli dilekçe.
d- İlgi b ve c’deki dilekçelerin Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı ve İstanbul Barosu Başkanlığı’na bilgi için sunulan suretleri,
e- Mahkemeye sunduğum, 8 Haziran 1972 tarihli dilekçem. (Du. Tu. Sh. 19)
f- Gereği için Başbakanlığa, bilgi için Genel Kurmay Başkanlığına gönderdiğim Ek-17’deki dilekçem.
g- İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığının, Sıkıyönetim 3 No.lu Mahkeme Kd. Hakimliğine gönderdiği 11.6.1973 gün ve Ad. Müş 1973/3310-105 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli, benimle ilgili Sağlık Raporu (Ek-2) ve cevap (Ek-3)
h- Duruşma Tutanağı, Sahife 17,19,20:24,31,36,37,38.
ı- Başbakanlık tarafından 1973 yılında yayınlanan Türkiye Gerçekleri ve Terörizm adlı Beyaz Kitap.
i- Mahkemeye sunduğum, 5 Şubat 1974 tarihli dilekçe ve bu dilekçeye ekli 169 sahifelik dosya, (I. ve II. bölüm)
j- Hürriyet gazetesi’nin 7, 8, 9, 10 ve 13 Şubat 1974 tarihli nüshalarında neşredilen Faik Türün’ün açıklamaları,
k- Mahkemeye sunduğum 6 Mayıs 1974 tarihli 11 sayfalık dosya (Bölüm V)
m- Anayasa,
n- 353 Sayılı Yasa,
o- 211 Sayılı İç Hizmet Kanunu,
ö- İç Hizmet Yönetmeliği,
p- 7201 No.lu Tebligat Kanunu.

1. İlgi (g) Yazı Ek-2’deki Benimle İlgili Raporun Evveliyatı

a. 8 Haziran 1973 günkü duruşmada, sorgum esnasında, gözaltında bulunduğum dönemde ve ondan sonraki dönemlerde maruz kaldığım yasadışı işlemlerin 
ilgi b ve c dilekçelerle Sayın Avukatlarım tarafından, ilgili makamlara duyurulduğunu, fakat herhangi bir işlem yapılmadığını, çünkü devletin tek yanlı işlediğini belirttim. (D.Tu.Sh.17)
b. Bu beyanın zamanın Sıkıyönetim K.ı Faik Türün’ü uyarmış olacak ki, hemen bir duruşma sonra, İlgi g’deki Sıkıyönetim Komutanlığı yazısı ve Ekleri
Mahkemeye gönderildi ve Ek-2’deki rapor 12 Haziran 1973 günkü duruşmada okundu. (D.T.Sh.17)
c. Daha sonra, Askeri Savcı Nevzat Çizmeci söz alarak, aynı konu ile ilgili görüşlerini beyan etti. Bu beyanda Sayın Avukatlarımın yazdığı ve makamına
sunduğu, İlgi c dilekçeyi almadığını ve fakat aynı konuda, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığını muhatap alan, ilgi b dilekçenin gereğinin yapıldığını beyan etti.
(D.Tu.Sh.22)
d. Bu konuda Yüksek Mahkemeniz aldığı kararda “…Benzer işlemin sanıklardan Talat Turhan bakımından da icra edildiği ve anılan komutanlık yazısı ekindeki
20.9.1972 tarihli rapor münderecatından anlaşılmıştır” ve “…Bu karara raporun sahteliği hakkında bir iddia ileri sürülmediğini…” belirtti. (D.Tu.Sh.24)
e. 13 Haziran 1973 günkü duruşmada ise, anılan rapor İlgi g (Ek-2) hakkında, sahtelik iddiasında bulunarak, Ceza Evindeki Sağlık Fişim hakkında tedbir kararı
alınarak, tespiti delail talebinde bulundum. (D.Tu.Sh.31)
f. Askeri Savcı Nevzat Çizmeci bu talebimize katılmadığını beyan etti. (D.Tu.Sh.35) Başka türlü bir beyanda bulunmasına da esasen olanak yoktu.
Aşağıda ayrıntıları ile açıklayacağım üzere, o da bu suçun iştirakçisi ve sorumluları içinde bulunuyordu.
g. Aynı konuda Yüksek Mahkemeniz yeniden aldığı kararda: “…Bu konu ile ilgili Talat Turhan talepleri delillerin ikamesi veya soruşturmanın genişletilmesi
safhalarında dikkate alınmasını” hükme bağladı. (D.Tu.Sh.38)
h. Halen Yazılı Delillerin İkamesi safhasında bitmek üzere olduğundan, bu konu kararınız doğrultusunda yeniden huzurunuza getirilmiştir.
2. İlgi (g) Ek-2’deki Benimle İlgili Rapor Konusunun Eleştirisi
a. Sayın Avukatlarımın, maruz kaldığım bazı kanunsuz işlemleri, ilgililere duyurmak için yazdıkları, İlgi b, c, d dilekçelerden, bir an için Askeri Savcılık
makamını muhatap alan, İlgi c’deki dilekçenin, Askeri Savcı Nevzat Çizmeci beyanları doğrultusunda eline geçmediğini kabul edelim. (Yukarıdaki 1. madde c
fıkrası. D.Tu.Sh.22’ye bak) bu durumda kendisinin de kabul ettiği gibi, aynı konudaki İlgi b dilekçe, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığınca alınmış olmaktadır.
B. Gerçekte, İlgi b ve c’deki dilekçelerdeki istekler içinde, işkence arazları’nın tespitine dair, bir istemde de bulunulmamıştır. Yalnız İlgi b dilekçenin 2. sahifesi
son satırında “Ayrıca müvekkilimizin ayaklarında pranga izleri vardır.” denilmektedir.
1- Bilfarz, İlgi b ve c dilekçelerde Kanunsuz olarak hücrede tutulmamda ilgililere duyurulmaktadır. İlgi g, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı yazısında bu hususa
cevap verilmemiştir. 4 Ağustos 1972’den 3 Eylül 1972’ye kadarki dönemde, bir ay hücrede tutuldum. Yasalarımız böyle bir uygulamaya imkan vermemektedir. 

halde, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Faik Türün, neden İlgi b dilekçeyi ihbar telakki ederek, beni hücrede tutanlar için gerekli kovuşturmayı yapmamıştır?
Çünkü uygulamanın baş suçlusu ve sorumlusudur. Bugün, yeniden ilgililerce ihbar telakki edilerek, beni hücrede kanunsuz olarak tutanlar hakkında
kovuşturma açılmasını talep ediyorum.
2- Gene, bir an için İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’nın İlgi b dilekçedeki bütün istemleri yok varsayımından hareketle İlgi b dilekçeyi yalnız İşkence İhbarı
yönünden değerlendirdiğini kabul edelim:
c. Bu durumda, İlgi (n)’deki yasanın 62. maddesinin amir hükmünü görmemezlikten gelmeye, yasal olanak yoktur. Çünkü, anılan madde, hazırlık
soruşturması döneminde bilirkişi tayin yetkisini, münhasıran Askeri Savcıya bırakmaktadır. Bu durumda, ilgi (g) yazıdaki tüm işlem yasadışıdır. Askeri Savcı
Nevzat Çizmeci hangi hak ve yetki ile kendi yükümlülüğünü, Adli Müşavire veya Sıkıyönetim Komutanlığına terk etmiştir? Yasadışı uygulamanın somut bir
örneğidir bu tutum. Nitekim, Yüksek Mahkemenin kararı ve uygulaması yasaya uygun cereyan etmiştir. (D.Tu.Sh.24)

15. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder