Millî Birlik Komitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Millî Birlik Komitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2020 Pazar

1960 GÜNÜMÜZE TÜRKİYE SİYASİ TARİHİ. BÖLÜM 1

1960 GÜNÜMÜZE TÜRKİYE SİYASİ TARİHİ.  BÖLÜM 1



SUAVİ AYDIN - YÜKSEL TAŞKIN 
1960’tan Günümüze Türkiye Tarihi 

İletişim Yayınları 1989 
• Tarih Dizisi 86 
ISBN-13: 978-975-05-1462-3 
© 2014 İletişim Yayıncılık A. Ş. 


1. BASKI 2014, İstanbul 
EDİTÖR Kerem Ünüvar 
KAPAK Suat Aysu 
UYGULAMA Hüsnü Abbas 
DÜZELTİ Remzi Abbas 
DİZİN Birhan Koçak 
BASKI ve CİLT Sena Ofset · SERTİFİKA NO. 12064 

Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11 
Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 03 21 

İletişim Yayınları · SERTİFİKA NO. 10721 
Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han 3, Fatih 34122 İstanbul 
Tel: 212.516 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58 
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr • web: www.iletisim.com.tr 
SUAVİ AYDIN - YÜKSEL TAŞKIN 
1960’tan Günümüze Türkiye Tarihi, 

SUAVİ AYDIN, 
1962 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi sosyoloji bölümünde tamamladı. 
Yüksek lisansını aynı alanda yaptıktan sonra, aynı üniversiteden sosyal/kültürel 
antropoloji alanında doktora derecesi aldı. Başlıca çalışmaları arasında Modernleşme ve Milliyetçilik (1993); 
Kimlik Sorunu, Ulusallık ve “Türk Kimliği” (1998); 
Mardin Tarihi. Cemaat-Aşiret-Devlet (2000, Oktay Özel, Kudret Emiroğlu ve Süha Ünsal ile birlikte); 
Antropoloji Sözlüğü (. 2003, Kudret Emiroğlu ile birlikte); 
Küçük Asya’nın Bin Yüzü: Ankara (2005, Kudret Emiroğlu, Ömer Türkoğlu ve Ergi Deniz Özsoy ile birlikte); 
“Amacımız Devletin Bekası”: Demokratikleşme Sürecinde Devlet ve Yurttaşlar (2005); 
“Biraz Adil, Biraz Değil...” Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısı (2009, Mithat Sancar ile birlikte) başlıklı yayınlar bulunmaktadır. 
Ayrıca çeşitli akademik dergilerde ve derlemelerde kimlik sorunu, tarihyazıcılığı, devlet sorunu, düşünce tarihi, milliyetçilik, etnik gruplar ve aşiretler, yerleşme tarihi konularında çok sayıda makalesi ve kitap bölümü yayımlanmıştır. 
Halen Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim üyesidir. 

YÜKSEL TAŞKIN 

1972 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde dünyaya geldi.1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans (1995) ve doktora çalışmalarını (2001) tamamladı. 2002’den itibaren Marmara Üniversitesi’ne bağlı Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde akademik faaliyetlerine devam eden Taşkın, 2009’da doçent oldu. New York Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları Merkezi (1999-2000) ve Hollanda’daki Modern Dünya’da İslâm Araştırmaları Uluslararası Enstitüsü’nde (ISIM) 2005-2006 sonbahar döneminde ve ABD’deki Northwestern Üniversitesi, Buffett Uluslararası ve Karşılaştırmalı Araştırmalar Merkezi’nde 2011-2012 bahar döneminde misafir öğretim üyesi olarak bulundu. Türkiye sağının farklı bileşenleri üzerinde yürüttüğü akademik çalışmalarının bir kısmı İletişim Yayınları tarafından hazırlanan “Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce” kitap dizisinde yer aldı. Birikim dergisinde de çeşitli yazıları yayımlanan Taşkın’ın ilgilendiği diğer konular “siyaset sosyolojisi”, “entelektüeller ve toplumsal 
hareketler”, “Ortadoğu’da toplum ve siyaset” olarak öne çıkmaktadır. Taşkın’ın Anti-Komünizmden Küreselleşme Karşıtlığına: Milliyetçi Muhafazakâr Entelijensiya isimli kitabı İletişim Yayınları tarafından 2007’de; AKP Devri: Türkiye Siyaseti, İslâmcılık ve Arap Baharı kitabı da Birikim Yayınları tarafından 
2013 yılında yayımlandı. 

İÇİNDEKİLER 


GİRİŞ: TÜRKİYE TARİHİNİN SON 50 YILI..........................................15 

1960-1980 DÖNEMİ KRONOLOJİSİ..................................................21 

BİRİNCİ KISIM 

1960-1980: Darbeler Çağı 


BİRİNCİ BÖLÜM 


OLAĞANÜSTÜ REJİM DÖNEMİ VE 


OLAĞAN SİYASAL HAYATA GEÇİŞ (1960 1965).........................61 

1960 Darbesi'ne doğru: Cuntalar ve hazırlıklar..............61 

Darbe ve ilkgelişmeler....................................................62 

ANAYASA KOMİSYONU RAPORU........................................66 
MBK’NIN PORTRESİ.........................................................69 
CEMAL GÜRSEL...............................................................72 

Tasfiyeler ve Yassıada yargılamalarının başlaması ................73 
PARLAMENTO DÜŞMANLIĞININ İLK ÖRNEKLERİ...................73 
“SABIKLAR” ....................................................................73 

EMİNSU OLAYI..................................................................74 

U2 Olayı ve Küba füzeler krizinin Türkiye’ye yansıması: ABD’nin Türkiye üzerindeki vesayeti pekişiyor............74 

SEFERBERLİK TETKİK KURULU (STK) VE KONTRGERİLLA TEŞKİLÂTI......75 
Yassıada yargılamaları......................................................................76 

14’ler Olayı.....................................................................................77 

CEMAL MADANOĞLU.......................................................................78 

Anayasa hazırlıkları ve 1961 Anayasası...........................79 

27 MAYIS: DARBE Mİ İHTİLÂL Mİ?.......................................................79 

KORPORATİZM NEDİR? ..................................................82 

Yeni siyasî partiler ve yeni dönemin diğer siyasî aktörleri................83 

Adalet Partisi (AP)..........................................................83 
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)...................................84 
Yeni Türkiye Partisi (YTP)..................................................84 
Türkiye İşçi Partisi (TİP) ...................................................85 
Diğer tasfiyeler ve ordu içinde iktidar çatışması....................86 
Referandum ve yeni anayasanın kabulü .................87 

Yassıada duruşmalarının sona ermesi ve “sabıkların” hüküm giymesi..........87 

İdamlar...............................................................................88 

1961 Anayasası ve vesayet rejiminin kurumlarının ortaya çıkışı........89 
İLK GÖÇMEN İŞÇİLERİN ALMANYA’YA GİDİŞİ.................................98 
Darbe sonrası ilk seçim ve Türkiye’nin ilk çokrenkli siyasal dönemi........99 

Ekim 1961 genel seçimleri: Darbe sonrasında ilk seçim ve olağan siyasal hayata dönüş.............99 

Seçim sonuçları karşısında Silâhlı Kuvvetler’de 
hareketlilik ve 21 Ekim Protokolü.................................................99 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve hükûmetin kurulması....................101 
Koalisyon hükûmeti dönemi: Olağan demokratik hayata giden engebeli yol..102 

Yeni rejimin kurumlarının teşekkülü........................................105 
Sol kanatta canlanma ve yeni oluşumlar: Yön ve Forum çevreleri..........108 
1960 sonrasının ilk Kürtçülük davası ve Kürt sürgünleri .....111 
Olağan rejime dönüş adımları, cuntalar ve yeni darbe girişimleri.............112 
Talât Aydemir’in ilk darbe girişimi....................................................112 
Talât Aydemir’in ikinci darbe girişimi................................................115 
Koalisyon hükûmetinde anlaşmazlık ve hükûmetin dağılması......117 
İkinci İnönü koalisyon hükûmeti.......................................................118 
Ankara Antlaşması..............................119 
İlk Yassıada tahliyeleri ve tepkiler................120 
27 Mayıs sonrası ilk yerel seçimler ve koalisyon hükûmetinin sonu..........121 
1963 Kıbrıs olayları............................................123 

TALÂT AYDEMİR 
..................................................................................123 
CHP azınlık hükûmeti........................................................124 
1964 Kıbrıs olayı ve “Johnson Mektubu”..............................125 
KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI....................................126 

Senato üçte bir yenileme seçimleri ve müstakbel AP iktidarının ayak sesleri 
.128 

1964 Kararnamesi.................................129 
1965 seçimlerine doğru..........................129 

CHP içindeki gelişmeler ve “ortanın solu” programı ......130 
Adalet Partisi’nde başkanlık seçimi ve Süleyman Demirel’in sahneye çıkışı...131 

I. TİP Kongresi ve parti programı.........................................................132 
Azınlık hükûmetinin düşürülmesi ve seçim öncesi gelişmeler....................133 

EREĞLİ DEMİR VE ÇELİK FABRİKALARI (ERDEMİR).............................134 
PETKİM PETROKİMYA TESİSLERİ VE İZMİT’TE SANAYİNİN GELİŞMESİ ........135 
SÜLEYMAN DEMİREL.........................................136 
1965 seçimleri ve millî bakiye sistemi......................................136 
FERRUH BOZBEYLİ.......................................................................140 


İKİNCİ BÖLÜM 

İKİ SEÇİM ARASINDA GÖLGELİ DARBE (1965-1973).......141 
Adalet Partisi iktidarı ve göreli refah dönemi: 1965-1971 ......141 
İlk AP hükûmeti kuruluyor...............................................................141 
Cumhurbaşkanlığı krizi ve Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanı seçilmesi.....144 
1966 senato üçte bir yenileme seçimleri...................................145 
CEVDET SUNAY...............................................................................145 
AP Hükûmeti’nin icraatları ve dış politikadaki gelişmeler.........................146 
“AMERİKAN PAZARLARI”................148 
1967 Kıbrıs olayı.............................................................148 
Sanayi girişimleri ve iktisadî gelişme .................149 
SOVYET FİNANSMANI VE TEKNİK DESTEĞİYLE KURULAN AĞIR SANAYİ TESİSLERİ...150 
İLK YERLİ OTOMOBİL: ANADOL.................................................................152 
CHP’deki gelişmeler.............153 
ORMAN BAKANLIĞI’NIN KURULUŞU.......................................153 
BÜLENT ECEVİT..................................................................155 
Güven Partisi’nin (GP) kuruluşu.............................................156 
Birlik Partisi ve CKMP’deki gelişmeler............................157 
CKMP’nin yörüngesinde milliyetçi gençlik örgütleri ve Ülkü Ocakları.....158 
1968 kısmî ve yerel seçimleri .........................159 
Devrimci gençlik hareketi ve parlamento dışı sol hareketin güçlenmesi.......160 

6. Filo olayı ve gençlik hareketlerinde antiemperyalizm vurgusu.........163 

MDD HAREKETİ VE KLASİK LAİK-DİNCİ VEYA “İLERİCİ”-“GERİCİ” İKİLEMİNE DAYANAN SOL-SAĞ AYRIMINA KARŞI SOLDAN BİR TEZ: İDRİS KÜÇÜKÖMER VE DÜZENİN YABANCILAŞMASI..................164 
Komer olayı ve üniversitelerdeki gelişmeler .................164 

Devrimci işçi örgütlenmesi ve DİSK’in doğuşu........................................167 
KEMAL KURDAŞ............................................................167 
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS)...................................................................169 
Köycülük dernekleri.................................169 
1967 Bafa Gölü olayı ve 1968 Elmalı toprak işgalleri ...............169 

İmran Öktem olayı.............................................................171 
“Doğu mitingleri” ve Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO)................172 
Eski demokratların affısorunu......................................172 
TİP’in meclis faaliyetleri ve “millî bakiye” sisteminin kaldırılması............173 
D’HONDT SİSTEMİ NEDİR?..............................................174 
CKMP’den MHP’ye: Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kuruluşu .....175 
TELEVİZYON YAYINLARI BAŞLIYOR!................................................175 
ALPARSLAN TÜRKEŞ....................177 
1969 genel seçimleri ve 1971 askerî müdahalesine uzanan yol .....178 
1969 genel seçimleri ve II. Demirel Hükûmeti...........................178 
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI.................................181 

Personel Kanunu, Finansman Kanunu, iktisadî bunalım 
ve AET ile katma protokol imzalanması................................182 
1971 bütçesi ve krizden bütçeye yansımalar....................................185 
Özel yüksek öğrenim kurumlarının kapatılması....................185 
Dev-Genç’te ayrışma: THKO ve THKP’nin doğuşu .....................186 

DENİZ GEZMİŞ..................................................188 
MAHİR ÇAYAN...........................................................190 

Büyük işçi kalkışması: Hükûmetin DİSK’i frenleme girişimi 
ve 15-16 Haziran olayları...................................................................191 
İBRAHİM KAYPAKKAYA......................192 
Sol darbe hazırlıkları ..........................................193 
Faili meçhul provokasyonlar .....................................196 
Sol hareketin yükselişi karşısında sağcı örgütlenmeler: MİSK örneği.......197 

ANADOLU-ROCK.............................................................................197 
Partilerde gelişmeler ve kurulan yeni partiler...........................198 
Millî Nizam Partisi (MNP)...............................................................198 

41’ler olayı: AP’de bunalım ve AP de parçalanıyor (Demokratik Parti’nin doğuşu)...198 

Güven Partisi Millî Güven Partisi oluyor...........................................199 
CHP’de bunalım......................................................................200 
TİP’te bölünme ve tasfiyeler.....................................................200 
12 Mart 1971: İkinci darbe ve “ara rejim”...................203 
12 Mart’ın arifesi............203 
12 Mart muhtırası.................................................................................204 
“12 MART MUHTIRASI” ...........................205 

12 Mart müdahalesinin niteliği.................................................206 
OKUMA PARÇASI: EMEKLİ TUĞAMİRAL VEDİİ BİLGET’İN 12 MART ANLATISI 
.....207 
İlk “ara rejim hükûmeti”nin kuruluşu: I. Erim Hükûmeti...............220 
12 Mart sürecinde kapatılan partiler ..............223 
Anayasa’da büyük “gerici” restorasyon.........................................223 

Deniz Gezmiş’in yakalanması, sıkıyönetimin ilânı 
ve baskı rejiminin yerleşmesi.........................................................228 

Elrom olayı (Balyoz Harekâtı) ve THKO’nun Nurhak Dağları’nda tasfiyesi 
..230 

AKDENİZ OYUNLARI....................................................................231 

I. Erim Hükûmeti’nin istifası ve Erim’in ikinci hükûmet denemesi....232 
İdamlar ve Kızıldere olayı: THKO ve THKP-C tasfiye ediliyor........234 
THKO VE SOSYALİZM................................235 

12 Mart döneminin simge davası: “Bomba davası”...............236 

İnönü devriliyor: CHP’de büyük dönüşüm................................237 

II. Erim Hükûmeti’nin sonu ve Ferit Melen Hükûmeti’nin kuruluşu........238 
1973 tarihli Petrol Reformu Kanunu............................................241 
Cumhuriyetçi Parti (CP) ve Millî Güven Partisi (MGP) birleşiyor.......241 
Gürler olayı ve cumhurbaşkanlığı seçimi...............................242 
FAHRİ KORUTÜRK...............................243 
Naim Talû Hükûmeti...............................................................244 

CHP’NİN KÜRT SORUNUNA YAKLAŞIMI VE KÖY-KENT PROJESİ ..247 
Millî Selâmet Partisi (MSP).......................248 

NECMETTİN ERBAKAN............................248 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

“LAİK-DİNCİ KOALİSYONU” DÖNEMİ (1973-1975) .....251 
1973 seçimleri ve hükûmet bunalımı.................................251 
1973 genel seçimleri ve hükûmet kurma çalışmaları............251 
CUMHURİYET’İN 50. YILI KUTLAMALARI............................................................252 
BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ...................................................254 
1973 yerel seçimleri....................................................254 
VEDAT DALOKAY.........................................................255 
CHP-MSP koalisyon hükûmeti..................................................256 
Genel Af Kanunu .................................................257 
TRT’NİN KABUK DEĞİŞTİRMESİ VE İSMAİL CEM ..........258 
Kıbrıs Harekâtı ve dış politikada meydan okuma dönemi.........................258 

I. ve II. Kıbrıs “barış” harekâtları........................................................258 
KOCATEPE MUHRİBİNİN BATIRILIŞI......................................260 
Yunanistan’la Türkiye arasında kıta sahanlığı ve hava (FIR) hattı sorunlarının doğuşu............263 

Harekât sonrası gelişmeler: Türkiye yalnızlaşıyor......................264 

Kontgerillanın varlığının resmen ortaya çıkışı............................264 

İktisadî bunalımın ayak sesleri ................................................265 

Koalisyonun sonu ve mizahî bir hükûmet denemesi......................265 
SADİ IRMAK ..........................................................................266 


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 

MİLLİYETÇİ CEPHE (MC) HÜKÛMETLERİ DÖNEMİ.....................269 

I. Milliyetçi Cephe Hükûmeti (I. MC) dönemi.............................269 
AZINLIKLARA KARŞI TAVRIN YARGI ELİYLE SERTLEŞTİRİLMES....270 
1975 EUROVISION ŞARKI YARIŞMASI.......................................273 
1975 senato üçte bir yenileme seçimleri....................................274 
Hükûmette kadrolaşma ve sokak hareketlerinin artışı..................275 
Dış politikada gelişmeler..........................................................275 
Solun toparlanması ve devrimci silahlı örgütlerin güçlenmesi.........276 
Legal sosyalist partiler kuruluyor ..............................................278 
Milliyetçi-ülkücü gençlik hareketinde gelişmeler............................279 
İşçi hareketinin yeniden canlanması ..........................................279 
Hükûmetin üniversitelere müdahale girişimi ve ODTÜ örneği.........280 
Erken seçim kararı...................................................................280 
1977 1 Mayıs’ı: İşçi sınıfını yıldırma hareketi ve katliam.................280 
29 Mayıs: İzmir suikast girişimi..................................................281 
Askerle kriz ve Org. Kenan Evren’inyolunun ..açılışı......................281 
1977 erken genel seçimleri, hükûmet kurma çalışmaları ve yükselen gerilim...282 

II. MC hükûmeti .........................................................284 
II. MC’nin sonu ve II. Ecevit azınlık hükûmetinin kuruluşu .....285 
“KURTARILMIŞ BÖLGELER”.....................................................................285 
1977 yerel seçimleri ve yerel düzeyde radikal siyasetlerin yönetime gelişi ...286 
“GÜNEŞ MOTEL” YA DA “11’LER” OLAYI........................................287 

BEŞİNCİ BÖLÜM 


12 EYLÜL’E DOĞRU........................................................289 

III. Ecevit (azınlık) hükûmeti dönemi...........................................289 
Sıkıyönetim Eşgüdüm Başkanlığı’nın ihdası ve 
Kenan Evren’in genelkurmay başkanı oluşu......289 
DENİZ BAYKAL..................................................290 
Malî sıkıntıların gölgesinde dış ilişkiler.............................293 
Hükûmet içinde sıkıntılar ve derinleşen iktisadî bunalım..........294 
Artan şiddet olayları, cinayetler ve tepkiler...........................295 
Sivas olayları.......................................296 
Bahçelievler katliamı...........................297 
HAMİT FENDOĞLU.......................................................................297 
1978’de üniversite hocalarına yönelik saldırılar ve cinayetler......298 
Maraş katliamı....................................299 
Abdi İpekçi cinayeti .................................................300 
Hükûmette iktidar kaybının başlaması: İstifaya doğru ..........301 
POLİTİK SİNEMANIN YÜKSELİŞİ.......................304 
Sol hareket bölünüyor..........................305 
ARABESK MÜZİĞİN YÜKSELİŞİ ........................................306 
1979 ara seçimi ve Demirel azınlık hükûmeti..................307 
5 Kasım 1979 CHP Olağanüstü Kurultayı.....................................308 
FİKRİ SÖNMEZ (“TERZİ FİKRİ”)...........310 
24 Ocak kararları................310 
Sıkıyönetim uygulamaları ve 12 Eylül’e gidiş .......311 

1960-1980 DÖNEMİNDE SANAYİLEŞMENİN YENİ YÖNÜ: 
TARIMCI KASABALARDAN SANAYİ KENTLERİNE.................................312 

TARİŞ direnişi...............................................................313 

Çorum olayları...................................................315 

Nihat Erim suikastı............................316 

Darbeye doğru Kürt solu ve “Apocular”........................................316 

Cumhurbaşkanlığı seçiminin gölgesinde sıcak yaz ve 12 Eylül darbesi......317 
TURİZM: TÜRKLER SAHİLLERE İNİYOR! ...........318 

İKİNCİ KISIM 


1980-2013 


BİRİNCİ BÖLÜM 


12 EYLÜL DARBESİ VE KÖKLÜ RESTORASYON SÜRECİ  (1980-1983) ......325 
Askerî rejim siyasete ‘dur’ diyor..............................................325 
KENAN EVREN...........................330 
Bir restorasyon projesi olarak 12 Eylül Atatürkçülüğü..............340 

İKİNCİ BÖLÜM 


TÜRKİYE KABUK DEĞİŞTİRİRKEN: 
"ÖNCE İKTİSAT SONRA SİYASET" (1983-1991)......................345 
1983-1987: Düşük yoğunluklu demokrasi veya siyaset...............345 
TURGUT ÖZAL..........................................350 
Özal’ın yeni sağı: Orta sınıflar, piyasa ve popüler kültür...............362 
SİYASAL VE TOPLUMSAL GÜNDEMİN ÇEŞİTLENMESİ: SİVİL TOPLUMUN KEŞFİ.....366 
TÜRKİYE ÇEVRE HAREKETİYLE TANIŞIYOR..........................369 
1987-1991: ANAP’ın gerileyişi ve Özal’ın cumhurbaşkanlığı.......370 
MESUT YILMAZ.............................................378 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

MERKEZ ÇÖZÜLÜRKEN: İKTİSADİ, POLİTİK 

VE KÜLTÜREL KRİZ (1991-1994).........................................383 
DYP-SHP koalisyonu: Büyük uzlaşmanın 
iyimserliğinden hayalkırıklığına................................................383 

ERDAL İNÖNÜ.....................................................................386 

TANSU ÇİLLER ................................................389 

I. Tansu Çiller Hükümeti................................................................390 
1990’ların şiddet sarmalı ve Kürt sorunu...............................................393 
Aleviler, Sivas katliamı ve Gazi olayları ...........................399 
İslâm adına şiddet............................401 
İNSAN HAKLARI MÜCADELESİ........................401 
Çiller ve iktisadi kriz .......................................402 

SHP’nin gerileyişi...................................403 
Sendikal alanda yeniden toparlanma arayışları...............406 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 


SİYASAL İSLÂM’IN KISA BAHARI (1994-1997)..............................411 
Refah Partisi’nin yükselişi: Varoşlardan "merkez"e doğru İslâmcılığın ayak sesleri..........411 

TÜRBAN MESELESİ...............................................................418 

Refahyol koalisyonu.............................................................424 

BEŞİNCİ BÖLÜM 


"28 ŞUBAT"TAN ZAYIF KOALİSYONLARA (1997-2002).............431 
28 Şubat süreci: Sancılı restorasyon.....................................431 
ANASOL-D koalisyonu.........................................................435 
SÜLEYMAN DEMİREL’İN CUMHURBAŞKANLIĞI........................436 
GÖRSEL MEDYANIN GİDEREK ARTAN TOPLUMSAL ETKİSİ VE "İMAJ SİYASETİ"NİN YÜKSELİŞİ......438 
YENİ YAŞAM ALANLARI VE KÜLTÜRÜYLE ÖZERKLEŞEN TÜRKİYE BURJUVAZİSİ.....439 
1980 SONRASI FEMİNİST HAREKET......................................441 
DSP-MHP-ANAP koalisyonu........................................................................447 
DSP VE ECEVİT’İN YENİDEN DOĞUŞU..................................450 
Devlet Bahçeli liderliğinde MHP............................................450 
Uyum paketleri.................................................................454 
Yeni cumhurbaşkanının seçimi............................................454 
AHMET NECDET SEZER......................................................456 

ALTINCI BÖLÜM 

SİYASAL DEPREM VE AB EKSENLİ YENİDEN YAPILANMA (2002-)....................459 
3 Kasım 2002 seçimlerine doğru sular yeniden ısınırken...........459 
AKP: Erdoğan’ın önlenememeyen karizması ve yenileşme arayışı....461 

RECEP TAYYİP ERDOĞAN........................................................468 
AB eksenli yeniden yapılanma...............................................471 
Bürokratik vesayet sonlanırken yeni Türkiye’yi anlamak: 
Çoğunlukçu otoriterlik mi vesayet-sonrası demokratik Türkiye mi? ...477 
ABDULLAH GÜL...................................................481 
FETHULLAH GÜLEN VE CEMAATİ..........................................................488 
ERGENEKON’DAN BALYOZ EYLEM PLANI’NA: 


DARBEYLE MÜCADELEDEN HUKUKUN SİYASALLAŞMASINA..............................494 

EKLER...............................................................................497 

EK 1: 
1960 KURUCU MECLİS ÜYELERİ 
....................................................................499 

EK 2: 
“YÖN BİLDİRİSİ”............................................508 

EK 3: 
“THKO BİLDİRİSİ”..........................................................513 

EK 4: 
1961-1980 DÖNEMİNDE ENFLASYON ORANLARI...............514 

EK 5: 
1970-1979 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN DIŞ BORÇ YÜKÜ..................515 

EK 6: 
1960-1980 DÖNEMİNDE YAŞANAN DEPREMLER.....................516 

EK 7: 
1960-1980 DÖNEMİNDE HÜKÛMETLER.........................................517 

EK 8: 
12 EYLÜL DARBESİ: MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ’NİN 1 NUMARALI BİLDİRİSİ.....518 

EK 9: 
28 ŞUBAT KARARLARI ...................................................519 

EK 10: 
EN SON 31 EKİM 1997’DEKİ MGK’DA DEĞİŞTİRİLEN MİLLİ GÜVENLİK 
SİYASET BELGESİ’NİN (MGSB) BASINA YANSIYAN MADDELERİ........521 

EK 11: 
FAZİLET PARTİSİ’NİN KAPATILMASI İSTEMİYLE YARGITAY CUMHURİYET 
BAŞSAVCILIĞI’NCA ANAYASA MAHKEMESİ’NE AÇILAN DAVANIN 
İDDİANAMESİNDEN BÖLÜMLER (7 MAYIS 1999) ......522 

EK 12: 
BAŞBAKAN ECEVİT’İN İRTİCA İLE MÜCADELE GENELGESİ (22.7.1999)....524 

EK 13: 
MGK KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK.................................................526 

EK 14: 
TÜSİAD’IN GAZETELERDE YAYINLANAN İLANI (29 MAYIS 2002) ...527 

EK 15: 
AB KOMİSYONU’NUN KATILIM MÜZAKERELERİNİN 
BAŞLAMASINI TAVSİYE ETTİĞİ 6 EKİM 2004 TARİHLİ 
TÜRKİYE RAPORU’NDAN BÖLÜMLER.......................................529 

EK 16: 

GENELKURMAY BASIN AÇIKLAMASI: YÜKSEK ÖĞRETİM KANUNU VE 
YÜKSEKÖĞRETİM PERSONEL KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI 
HAKKINDAKİ YASA TASARISI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA (6 MAYIS 2004)....531 

EK 17: 

27 NİSAN 2007’DE GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İNTERNET SİTESİNDE 
YAYIMLANAN VE “E-MUHTIRA” OLARAK BİLİNEN AÇIKLAMA ...533 

KAYNAKÇA..............................................................................535 
DİZİN....................................................................................541 



GİRİŞ: TÜRKİYE TARİHİNİN SON 50 YILI 

Modern Türkiye tarihi iki büyük paradigmatik dönemle ayrılır: Tanzimat ile 
Cumhuriyet ilk ayrımı teşkil ederken, Cumhuriyet dönemi yekpare bir bütün 
olarak diğer aksı oluşturur. Her iki dönemleştirmenin bir de alt dönemleri 
ortaya çıkar. Tanzimat ve Cumhuriyet dönemi içinde hem II. Meşrutiyet 
hem de İttihat ve Terakki birer önemli alt dönem olarak yer alır. Diğer yanda 
ise Tek Parti iktidarı ve çok partili hayat ana aksı ikiye bölen alt dönemlendirme ler olarak karşımıza çıkar. Kimi zaman alt bölümlerin asal ayrımlardan 
daha fazla öne çıktığı, tarih yazımı yöntemini belirlediği hatta teleolojik 
bir bakışın belirleyici olduğu da söylenebilir. Belki de bu nedenle, yukarıda 
değinilen algıya farklı bir tarih yazımı yöntemi ve tarihsel değerlendirmenin 
bu yönteme bağlılığıyla müdahale eden Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi kitabında, Tanzimat’tan 1950’ye kadarki dönemi adeta tek bir 
hat üzerinde inceler – kitabın kendi tasnifi 1908 ve 1950 arasını bir blok olarak 
ele alır. Zürcher’in müdahalesi, modern Türkiye tarihinin, tarih disiplini 
ve bu disipline ait yöntemlerle ve ayrıca tarihsel sosyolojinin nimetleriyle 
ele alınabilmesi için bir işaret fişeği görevi görmüştür. Elbette etkisi gayet 
açık olmakla beraber Zürcher’in eserinden sonra ortaya çıkan pek çok mikro 
ve makro tarih araştırması da Türkiye tarihine dair tarih yazımı anlayışını 
değiştirmiş, deyim yerindeyse tarih yazımının evrensel kriterlerine, tarih 
disiplininin gereklerine uygun modern Türkiye tarih yazımı konvansiyonunun 
oluşmasına katkıda bulunmuştur.1 

<1  Konvansiyondan kasıt olgu, belge, bağlam, teori ve tarih yazımı arasında kurulması gereken, sadece yerel ölçekte değil, uluslararası düzeyde de sınanabilecek kaynak aktarımı ve tartışmanın yapılabilmesidir; farklı kaynaklarla tartışmaya girebilecek, kavramsal çerçeve kabulü ve arşiv kullanımı standartlarına uyan, –soğuk ama anlaşılır ifadesiyle– bilimsel inceleme şartlarını haiz araştırmalar kastedilmektedir. >

Ancak kabul etmek gerekir ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılı ve Cumhuriyet’in kuruluş yılları halen mikro tarihle makro tarihin gergin sarkacında ele alınmaya devam etmektedir. 

Tarih yazımı yönteminin disipliner bir konvansiyona uymasının yanı sıra, 
bahis konusu her iki dönemin yüklü olduğu –ideolojik, politik, ekonomik, 
toplumsal, kültürel– meseleler, üzerinde ancak son on, on beş yıldır 
mutabakat sağlanabilmiş bir tarih yazımı konvansiyonuna göre tekrar tekrar 
ele alınmak ve yazılmak zorundadır. Dolayısıyla modern Türkiye tarihi üzerine 
yapılan çalışmalar, mevcut durumda ancak 1950’lere varabilmektedir. 
Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ve iktidardan uzaklaştırılması dahi yukarıda 
bahsettiğimiz türden bir ortak tarih yazımı konvansiyonuna göre henüz 
mümkün görünmemektedir. Bunun en önemli nedeni, dönem üzerindeki 
ideolojik ve teleolojik yük ve bu yüke göre tarih yazımı “teorileri”nin dolaşımda 
olmasıdır: haklı failler, haksız aktörler ve duygusal yönü muazzam bir 
biçimde değerlendirmelerin önüne geçen, tarihçinin karşısında mesafelene mediği hatıralar dönem hakkındaki tarih yazımını akamete uğratmaktadır. 


27 Mayıs sonrası dönem de yukarıda değinilen problemlerden bağışık değildir. 
Ancak tarih yazımı yöntemlerindeki soruna ek bir problemin daha varlığı, 
1960’tan günümüze Türkiye tarihini iyice silikleştirmektedir, o da yaklaşık 
50 yıllık bir dönemin tarihinin henüz bütünsel bir biçimde hiç yazılmamış 
olmasıdır. 

1960’tan günümüze uzanan süreçte sol hareket ve partilerin, işçi hareketleri ve sendikaların tarihlerine ulaşmak, bunları okumak, Türkiye tarihinin son 50 yıllık bölümüne bu pencereden bakmak elbette mümkündür – teslim etmek gerekir ki, Türkiye’de kendi tarihini yazıya geçirebilmiş, – hâlâ var olan bazı sorunlarına rağmen– tarih yazımının gereklerini de yerine getirerek oldukça kapsamlı bir tarihsel döküm ortaya koyabilmiş yegâne siyasi hareket, sosyalist harekettir. Ancak burada tarih yazımı açısından sorun teşkil eden mesele, yazılan parti/hareket tarihlerinin dönemin bir yüzüne odaklanırken diğer yüzleri ya ele aldıkları konuya tabi saymaları ya da çerçeve dışında bırakmalarıdır. 

Bir parti, hareket ya da kurumun tarihine odaklanıldığında genel bir çerçeve ile yetinilmesi ve ele alınan “kurum”un tarihine odaklanılmasından daha doğal bir şey olamaz; o “kurumu” bir ülke tarihinin tüm ayrıntılarıyla ilişkiye sokacak bir bakış açısının ve tarihsel dökümün maddi sınırları olduğunu kabul etmek gerekir. Bu kitapta yapılmaya çalışılan bu tür bir genel çerçevenin kurulabilmesine katkıda bulunmaktır. 

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

19 Ocak 2017 Perşembe

27 Mayıs M.B.K. AZAMETİ VE İNHİTATI




27 Mayıs M.B.K.  AZAMETİ VE İNHİTATI


(ULULUĞU ve ÖLÜLÜĞÜ)



         27 Mayıs Yaşıyor. Millî Birlik Komitesi öldü. 

MBK'nin başlıca AZAMETİ: ULULUĞU; 27 Mayıs'ın yaşamasındadır. Ancak, MBK'nin bir de "İNHİTAT": ÖLÜLÜĞU" vardır: MBK yaşamamaktadır. 
Bu yaşamayış, "Her şey gelir, geçer" felsefesinin normal uygulanışı sayılamaz. Üzerinde gereği gibi durulacak şeydir. Onun için biz, MBK'nin ululuğundan (azametinden) çok, ölülüğü (inhitatı) üzerinde durmalıyız. 
         Bununla birlikte MBK'ni iki yanıyla, ululuğu ve ölülüğü ile ele almadıkça, anlayışa varamayız. Son günlerde, özellikle sol cepheyi bulandıran, her türlü ayıklığı önliyen bütün o sosyal ve politik düşünce ve davranış yönsüzlükleri, sözde tartışma bocalayışları hep o en yakın pratiğimiz 27 Mayıs ve MBK olaylarını kavramakta gösterdiğimiz küçük burjuva kendini beğenmiş vurdum duymazlıklarımızdan ileri geliyor. 
Bu sütunlarda, MBK'nin ululuğıı ve ölülüğü üzerine, hem birbirinden ayrı, hem birbirini bütünleyici sıra sıra yazılardan ilkine başlıyoruz. 
         
         BİRİNCİ BÖLÜM

 MİLLİ BİRLİK KOMİTESİNİN ULULUĞU 

         Millî Birlik Komitesi'nin ululuğu herkesin gözü önündedir. Aşın söze hacet yok, gibi gelir. Gene de, bu ululuğun üç karakteristliğine değmeden geçemeyiz. 
         
I - MBK'nin BİRLİK deyimi DAĞINIKLIK anlamına gelir: 27 Mayıs'ı yapanlar hemen hiçbir sosyal prensipte anlaşmış değillerdir. Bu yüzden içlerine giren müthiş dağınıklıklar, hareketi 27 Mayıs olmaktan çıkaramamıştır. 27 Mayıs'ın ululuğunu ispatlıyan birinci belge budur. 
         
II - MENDERES neden ASILDI? Bu konuda şimdiye dek yapılmadık açıklama bırakılmadı. Kimi yanlışlıklar, kimi kişi kinleri, kimi haklı, kimi haksız yığınla nedenleri öne sürüldü. Hep bir şey unutuldu: Menderes son deminde (İster pazarlık için, ister içten inanışla) Antiemperyalist tutuma kaymıştı. Ona rağmen Menderes'in ölümünde emperyalizmin büyük kumarı tutmadı. 27 Mayıs'ın Ululuğunu ispatlıyan ikinci diyalektik belge budur. 
         
 III - 27 MAYIS HALKIN ESERİDİR: Türk Silâhlı Kuvvetleri finans-kapitalin DP iktidarını devirdikleri gece, halk evinden dışarı uğratılmadı. Ama, bütün Yassıada'ya gönderilenleri, hep o " Sokağa çıkma yasağına" uğratılmış halkı birer birer tevkif ettirdi. 27 Mayıs'ın ululuğunu ispatlıyan üçüncü diyalektik belge budur. 
          Bu üç diyalektik ululuk belgesine gelecek sayıdan itibaren kısaca dokunacağız. 

          1- MBK'nin BİRLİK deyimi DAĞINIKLIK demekti: 
         
 Türkiye'de " BİRLİK BERABERLİK " sözü, oldu olası her ağızın pelesengidir. 27 Mayıs bile " MİLLÎ BİRLİK " adıyla, yarı Türkiye nüfusunu peşine takmış 
DEMOKRAT PARTİ iktidarını devirdi. 
Devirmeseydi; ihtilâlciler " Millî birliğimize karşı en büyük suikasti yapmış " Kişiler olarak çarmıha gerileceklerdi. Devirdiler: "millî birliğimizin en büyük sembolü" oldular. Demokrat Parti'ye oy vermiş olan yarı nüfusumuzdan çıt çıkmadı. Sahiden bir MİLLET BİRLİĞİ havası bile doğdu. 

          a) 14'lerin temizlenmesi (Sosyalizme vuruş) 

          Millî Birlik Komitesi, kendi içinde birlik miydi? Daha 27 Mayıs başarı kazanır kazanmaz, en başta 38 kişilik MBK içinden 38 parça gibi göründü. Altı ay geçmedi. 

Milli Birlikçiler ikiye bölündüler. M.B.K.'de yarıya yakın (kimine göre sekizde yedi) "muhalif" üyelerden 14 birlikçi baskınla ayrılıp sınır dışına atıldı. 

          Atılan 14'ler birlik miydiler? Hayır. Sonradan anlaşıldığına göre, 4'ü Türkeş çevresinde faşizan (kafatasçılığa eğgin), 10'u Kabibay'la Erkanlı arasında ikircikli, halkçı göründüler. Ama, rahmetlik Cemal Gürsel Paşa, o zaman M.B.K. Başkanı, Devlet Başkanı, Silahlı Kuvvetler Başkanı sıfatiyle verdiği demeçte, bunların atılma sebebi açısından şöyle dedi: "İnsanı gayrısamimi 
beyanda bulunmak zorunda bırakıyorlardı!". Rahmetli Gürsel Paşa, basına şöyle bir bildiri vermişti: "Türkiye'de Komünistlerin başarı kazanabileceklerini sanmıyorum. Ama, Türkiye için bir sosyalist partinin lüzumlu olduğuna inanıyorum." 
         MBK başkanının bu "beyanları" mı "gayrı-samimi" idi? Anlaşılmadı. Yalnız, çok geçmeden, Türkiye'de sosyalistim diyeni haysiyet divanına verdiği halde, bir gün sosyalistliği kimseye bırakrmıyacak olan bir İşçi Partisi kuruldu. Ve rahmetlik Gürsel Paşa, Amerika'da komaya götürülmeden bir hafta önce, bir kuğu çığlığı gibi, ansızın: "Türkiye'de bir komünist partisinin kurulmasına lüzum vardır" haykırışını yaptı. Ve uçakla Amerika'ya apar topar götürüldüğü günün akşamı, kendi Cumhurbaşkanları Kennedy'yi kim vurduya getiren Amerika uzmanlarının hazakati sayesinde; bir daha kalkamıyacağı komaya daldı. 
Öldü gitti. 
         Ötede 14'ler, 2 yıl, 5'er bin lira maaşlı elçi danışmanlığı ile yurt dışında tecrübeye tâbi tutuldular. Sansasyonel yasak buluşmalar yaptılar. İçeriden, dışarıdan birleşme denemelerine kalkıştırıldılar. Öngörüp birleşemediler. Yurda dönüşlerinde hepsinin ayakları suya erdi. Sosyal ve siyasi yönsüz hiç bir iş yapılamıyacağını anladılar. Faşizmsi düşünenler CKMP'ye halkçımsı düşünenler CHP'ye, sosyalistimsi düşünenler TİP'e girdiler. 

         b) Madanoğlu'nun temizlenmesi (Finans-kapital'e vuruş) 

         14'lerden geri kalan MBK üyeleri " BİRLİK " miydiler? Doğrusu, yalnız 14'ler değil, hepsi: MBK üyelerine kimsenin dokunamıyacağı andıyla, kendilerini 
"millete adamış" idiler. 14'lerin atılmasiyle, herkes sözünden dönmüş, yahut birlik olmaktan çıkmıştı. Bu çözülüşten en çok yararlanmak isteyenler, fırsatı 
kaçırmayacaklardı.14'lerin sınır dışı edildikleri gün, Madanoğlu grubu, öteki MBK üyelerini ortadan kaldırma yoluna girdiler. Kimdi bu Madanoğlu'cular? 14'lerin 
başında yurtdışı edilen Kabibay'ın sonradan harekete sokulan kişiler olmaları, yeterli tanımlama değildir. Millet Meclisi seçimlerinde İstanbul caddelerine, 
hele Beyoğlu caddesine çıkanlar, banknot yağar gibi Madanoğlu propaganda kağıtları yağmış olduğunu görüp şaştılar, kafıle kafıle otomobillerle Madanoğlu'nun ültimatom çaşnılı ünlendirilişi ile karşılaştılar. Madanoğlu'nun ardında finans-kapitalin gölgesi güçlükle saklanabiliyordu. 
         Madanoğlu'nun temizleyecekleri: Gürsel Çerçevesine pek sığmayan albay cuntalanlıydı. Albay cuntaları devletçiliğimizin büyük çoğunluğu alt-kâdeme silahlı kuvvetlerdi. Henüz diriydiler. Kimin adına diktatörlüğe adaylığını koyduğu açıklanmayan Madanoğlu grubunu daha tez davranıp temizlediler. 

         MENDERES NEDEN ASILDI? 

         27 Mayıs patladığı gün sarsıntısından herkes yere kapaklandı. Silahlı kuvvetler gibi yüzde yüz iktidarın emrinde, tek meziyeti İTAAT disiplini olan bir örgüt geri tepsin ? 
Buna kimse inanmadı. Silahlı kuvvetlerin şahdamarı içinde "NATO" kılığı ile yerleşip başkomutan olmuş bulunan Amerikan sermayesi Menderes'i tüketmişti. 
Yeni kartlarla oynamak istiyordu. Bunu Menderes de sezmişti. Amerika'ya nispet, Kruşçofu Ankara'ya çağırmıştı ve kendisi de Moskova'ya gidecekti. DP'nin kazandığı 1957 seçimlerinde, Menderes açıkça şöyle bağırmıştı: 
         "İçte ve dıştaki siyaset bezirganları... İktisadi ve dolayısıyla siyasi istiklâlinden Türk milletini saptırmak istemektedir."(9 Ağustos 1957, İnebolu). 
         Menderes'e bir şeyler olmuştu. İktidara geldiği günden beri bir daha ağzına almadığı sözleri, yeniden ve ansızın öne sürüyordu "Demokrat Parti köylünün ve halkın menfaatlerini koruyan partidir" diyordu. "Ağır Sanayi İşçileri Sendikası Başkanı" oluyordu. İnebolululara: "Onlar size yaptıklarımızı çok görüyorlar, çünkü onlar, sizin nafakanıza göz dikmişlerdir" diyordu. "onlar" dedikleri kimlerdi? 
         "Dışta" dedikleri, içimize kendi elceğizleriyle soktuğu Amerikan kılıklı FİNANS KAPİTAL'di. "İçte" dedikleri, yabancı kapitalin, Türkiye'deki bânkalar ve şirketler kanalıyle kullandığı tefeci hacı ağalar ile, acente bezirganlardı. DP bunların Türkiye'de örgütledikleri parti, Menderes gene onların bir anda kahraman ettikleri lider idi. Şimdi: "İçteki ve dıştaki bezirgânlar" diye damgaladığı velinimetlerine karşı gelen Menderes Demokrat Partiyi nereye götürüyordu? Demokrat Parti programını, içlerinde 
Ahmet Emin Yalman'ın da bulunduğu, Amerikalı uzmanın akıl hocalığı ettiği Menderes Bayar grubu yapmamış mıydı? Şimdi bu "küfrân'ı niymet" kimeydi? 
         Menderes sanayi kurmak, Türkiye fabrikalarından çıkacak mallarla silâhlı kuvvetlerimizi donatmak istiyordu. Bu işin parasını da, utanmadan 
Amerika'ya ödetmiye kalkışıyordu: 300 milyon dolar diye tutturmuştu. Amerika, kendi lâstik tekerlekleri için gerekli asfalt yolların yapımına para, malzeme ve hele bolbol "uzman" yollamıştı. Amerika, kendisinin kullanmadığı silâh ve makineleri Türkiye'ye satıp hibe etmişti. Bunları bozulunca onaracak tamirhaneleri Türkiye'de yaptırmak üzere seımaye ortaklıklarına elverişli "Sınaî Kalkınma Bankası"nı dahi kurdurmuştu. Türkiye'nin dışarıdan aldığı her mal için Türk parası yerine Amerikan doları ödemesini de sağlamıştı. Gelmiş, Türkiye'yi sevâbına savunmak,için, dört bucağımıza silâhlı üsleri de yerleştirmişti devletin sivil-asker bütün subaşlarını "UZMAN"larıyle kesmişti. Daha ne isteniyordu? 
         Bütün bu "Amerikan yardımlarını" Menderes'in sonradan "açık bir istismar" sayması nankörlüktü. Hele "istiklâlimizi tazyiklere maruz bırakmak istikametinde içli, dışlı çalışmaları, Türk milleti mutlaka mağlup edecektir" tehdidini savurması cinayetti. Bu cinayeti işliyenin cezası verilmeliydi. Bu ceza usulünü Amerika çok denemişti. Geri ülkelerde silahlı kuvvetler, sivil hükümetleri kabak çekirdeği gibi çıtırçıtır yiyordu. Çünkü dar gelirli silâhlı kuvvetler hergün artan pahalılık yüzünden yoksul halktan daha az hoşnuzsuz değildi. Bu hoşnutsuzluğun patlaması için, ordu tetiğine en ufak bir parmağın dokunması yeterdi. Böyle parmakları Amerika'dan ithal etmiye hiç lüzum yoktu. Silâhlı kuvvetler otomatik işlerdi. 
         Finans-kapital daha da ileri gitti. 27 Mayıs'tan önce bir Amerikan ajanı, yapılacak ihtilâli Menderes'e haber verdi. Bir taşla iki kuş vurulacaktı. 
" Mart ayında imzalanıp Mayıs başında Büyük Millet Meclisince kabul edilen anlaşmıya göre: "Türkiye'ye doğrudan doğruya veya bilvasıta bir tecavüz vukuunda kuvvetlerini kullanmak dahil olmak üzere gerekli her türlü harekâta geçmeyi" teahhüt etmişti." (Milliyet, 28 Şubat 1960, s. 5)... Merıderes, dilerse Amerika'nın "her türlü harekât"ının kucağına düşüp teslim olurdu, dilerse, boynunu Yassıada'ya teslim ederdi. Emperyalizm için, pek fark etmezdi. 
         "Tecavüz" olup olmadığını kim tayin edecekti? Amerika. Kore'de o tayin etmişti, Vietnam'da tayin ediyor: Yarım milyon Amerikan askerine napalm bombaları, zehirli gazlar ile bir milleti boğduran emperyalizm, "tecavüz"ü önlediğini öne sürebiliyor. Ortada emperyalizmin kendisinden başka bir "tecavüzcü" görünmediği zaman ise; casus kışkırtmalarıyle bir "VASITA" icat etmekte emperyalizmden usta provokatör mü bulunurdu?.. 
         Böyle iddialar belgelere mi dayandırılmalıdır? Bizim ülke bir yandan: "Karda gezip, izini belli etmiyenler" toprağıdır; öte yandan belgeleri sokağa döküp işporta malı ederek "belge"likten çıkarır. Hoşnutsuzlukla kaynıyan üniversitenin en saygı değer kürsüsüne oturmuş Amerikan istihbarat bilgininin itsel açık artırmayla adam satın alması önünde pek içerliyen ateşli bir "aşırı" genç şöyle bağırmıştı: "Ama, Amerika'nın satın alamayacağı insanlar da vardır Türkiyede!" Bilgin istilibaratçı, yüzlerce tanık önünde, sigarasının külünü silkerce rahat bir gülümseyişle şu karşılığı verdi: "- Siz kendinizi vitrine koymıya bakın. U.S. Amerika hükümeti her zaman sizi satın alacak zenginliktedir!" 
          Böyle "açık rejim" çalışması yapan bir gizli güç Tunçkanat'ların aslını ele geçirdikleri belgeleri bile Türkiye hükûmetinin başkanı ile yalanlamanın kolayını elbet bulacaktır. Böylesine bütün suların başını kesmiş bir gücün kışkırtacağı olaylar ortasında, en samimi aktör bile rejisöriin kendisi olduğuna inanabilir. Nelerini gördük, görüyoruz, göreceğiz. İşte, DP çağının en kültür "zehir hafiye"lerinden Bay Mithat Perin'in bile "hâlâ bir cevap" aradığı harcıâlem belge olaylardan tâze bitmiş birtanesi (27 Mayıs'ı anlatıyor.) 
          "Bir başka ihtar daha olmuştu o gece. Türk emniyeti ile zaman zaman işbirliği yapan bir Amerikalı albay vardı o zaman. Aygün'ün onunla randevusu vardı. Bu teması yapmak için Yeşilköy'e gidecek, fakat Amerikalı albayı bulamıyacak ve maalesef konuşamıyacaktı. Oysa Amerikalılar bu gibi hallerde özür dilemek için telefon ederlerdi. 
         "Aygün'ün Yeşilköy'e gidişi saat 21'e rastlıyordu. İhtilâlden sonra ise, Aygün'ün bu gezisi gazetelerde: "Kemal Aygün kaçmak üzere iken Yeşilköy yolunda yakalandı." şeklinde yorumlanmıştı. 
         "Amerikalı albay, neden acaba bu randevuya sadık kalmamıştı? Kemal Aygün de bu soruya hâlâ bir cevap bulamamaktadır." Mithat Perin: Haber 31/1/1967) 
         Neden mi? Neden ha?.. Demek bunu "hâlâ" bilmiyoıuz. 27 Mayıs gecesi, İstanbul'u (Türkiye'nin yarısını) güden DP büyüğü Aygün, "mesâi saati" dışında, bir Amerikan casusu ile, başka hiç bir yer bulamıyor, hava alanına bitişik Yeşilköy'de, nedenini bilmediği bir "randevu" ya gidiyor, gidebiliyor. Ve çapkın Amerikan albayı o siyasi "randevu evine" uğramayıveriyor! İşte biz böyleyiz Türkiye'de... 
         Ona rağmen neler oldu? 27 Mayıs oldu. Anayasa'ya "sosyal devlet" formülü geçti. "Bu sendikacı bir ajandır" diye yeni yeni teşhir edilen kişinin "kurucu" olduğu "sosyalist" işçi partileri kuruldu. Bu partinin genel başkanlığına "getirilen" Aybar Bey, o partiye girme hevesine kalkacak "eski"lerin "hevesleri kursaklarında kalacaktır" buyurdu. Boran Hanım, sosyalizmin "Beyazıt ve Kızılay meydanlarından" geçemeyeceğine ferman verdi. Altan Bey "Uç bahtsız halka oynanan oyunlar" fıkrasını yazdı. 
         Gene de köprünün altından epey sular geçti. Sayın İsmet İnönü bile "solcuyum!" diye bağırmak zorunda kaldı. Bütün bunlar bir şeyi ispatladı. Evdeki pazar çarşıya uymuyordu. 
         27 Mayıs: Kore'de, Kongo'da, Lâtin Amerika'da, Vietnam'da her gün oynanan kanlı emperyalist oyununun Türkiye'de kolayca uygulanamadığını gösterdi. 
         27 Mayıs'ın birinci kuvveti bu oldu. Bu kuvvet nereden ve nasıl geliyordu? 

         27 Mayıs'ta Halkın Rolü 
         
Finans-kapital ülkenin temel ekonomisini ve devlet üstyapısını elinde tutuyor. Finans-kapital dünya ölçüsünde enternasyonalcı kesilmiş emperyalizmin şartsız kayıtsız egemenliğini Türkiye'ye sokup kendisine destek yapıyor. Böyle bir sosyal ve politik güce karşı 27 Mayıs'ın kuvveti ne idi? 27 Mayıs'çıların kendilerine ortak bulunan kanı: Aldıkları sonuç üzerinde herkesten çok kendilerinin şaşa kaldıklarını gösteriyor. Çıkmış anılar 27 Mayıs'ı yapanları, Molyer'in "Zoraki Tabip" piyesindeki hekim rolünde gösteriyor. Bu hatıralardan gelişi güzel birine bakalım. Alb. Kocaş gibi Gn. Madanoğlu da, işe nasıl başlandığını şöyle anlatıyor: 
         "Biz buna (ihtilâle) karar verdiğimiz zaman fazla kalabalık değil 4-5 kişi idik. Kararımızı Gürsel Paşa'ya açalım dedik. Yanına gidip, meseleyi açtığımızda: 
         "- Tamam!.. dedi, kabul ederim. Tek şartla... Üç ay zarfında seçime gidilecek"..." Planları hazırlıyorduk. Bir gün Gürsel bizi çağırdı: 
         "- Beni buradan (kara orduları kumandanlığından) alıyorlar, dedi: Fakat gitmek istemiyorum. Ne yapacaksak, hemen yapalım. Sonra fırsat kalmıyacak." 
         (C. Madanoğlu: İfsa ediyor. Adalet 25 Aralık 1961.) 
         27 Mayısın başı bu... 27 Mayıs gecesi bir mahşer: 
         "Harp okuluna girdiğim zaman ne göreyim? Her taraf aydınlık, sanki bir bayram var. Derhal ışıkların bir kısmını söndürttüm. Milli Birlik Komitesi'ne: 
"Esasen önüne gelen giriyordu. İstiyen içeride kalıyor, istiyen çıkıyordu. O ara başkaları da kapı aralığından sızsa, onlar da girip bizimle çalışabileceklerdi. 
Asıl alınması gerekenler değil, rastgele bir komite üyeleri listesi yapılmış. Bu komitenin fazla bir iş görmiyeceğini düşünerek... Peki, teşkil etsinler de, kimden 
ederlerse etsinler, şeklinde düşündü." (Keza, s. 4) 
         Böylesine başsız, dağınık, yönsüz bir davranış nasıl oldu da 27 Mayıs ihtilâli olarak şehrâyinleşti? Yapanlar da ona hâlâ şaşıyorlar. Yalnız, gözlerine çarpıp da ağızlarından kaçmış tek tük olaylar, işin içyüzünü farkına varmaksızın açıklıyordu. 27 Mayıs'ı, silâhlı çocukların bir kolcu-kaçakçı oyunu gibi anlatan Madanoğlu gördüklerinden şöylesini de saklıyamıyor: 
         " Harp Okulu talebeleri şehre yayıldıktan sonra, Harp Okulu'na yüzlerce kişinin getirildiğini haber aldım. Bizim kararımız, kabine üyeleri ile mâhut Takrir'e imza koymuş olan 4 mepus dışında başka kimseyi tevkif etmemekti. Fakat HALK büyüğü, küçüğü, hatta kedisi, köpeği ile, bu hareketi o kadar candan bekliyormuş ki, penceresini açan, eline telefon rehberini almış: 
         "- Şu evde falanca var... Onu da götürün... 
         "- Bu adam da onlardandır, milyonlar yutmuştur... 
         " Şeklinde, hemen bütün mebusları ve yakınlarını toplatmışlar. Baktım durum büyüyor. Derhal Harp Okulu'na gittim. Ortalık ana baba günü idi. Siviller dolmuştu." (Cemal Madanoğlu: keza). 
         Yâni paşalar, kendilerini işten atanlara karşı 4-5 kişilik bir saray ihtilâli yapmakla yetinmeyi plânlamışlardı. Ok yaydan çıkınca, " kedisi köpeği ile " HALK, bütün " milyonları yutmuşlar "ı, paşalara rağmen nasıl etmiş, etmiş " TOPLATMIŞ "tı! Ve Mizancı Murat Beyin dediği gibi: "avânın hükmü istinafsız" olmuştu. 
         Bir avuç fınans kapitalistin yerli tefeci-bezirgânları dümen suyuna alarak memleketi soyup soğana çevirmesi, başta dargelirli silâhlı kuvvetler gelmek üzere tümüyle halkı öyle çileden çıkarmıştı ki, 27 Mayıs dinamit fıçısının içine atılmış bir kıvılcım olmuştu. Yığılan hoşnutsuzluk, yalnız silâhlı kuvvetler bendi ile tutulabiliyordu. 
O bendin, en beklenilmedik yerinde açılan bir çatlak, bütününü sebâ sellerine kaptırıp sürüklemişti. 
         

27 MAYIS'ın Asıl gücü, Bütün ULULUĞU buradan geliyordu. 
         
http://kutuphane.halkcephesi.net/Sosyalist_Gazete%20yayinlari/sosya04.html