Ahmet Türk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Türk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2019 Pazar

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A BÖLÜM 15

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A  BÖLÜM 15



Son Görev
29/7/2000 - 11:00 
Atin,



Mart 1996'da yurtdışına gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine bir konuya kitlenmişti.
Kaza neticesinde boyun kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti. 

Antalya'daki Ev

O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum. "Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye cevapladı. 
"Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. 
"Ben para vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti. Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada dairesi var diye" konuştu. 
Ömer Lütfi Topal, YEŞİL'e daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti. Antalya'ya gidince rahat ettiğini, yemeğinin de gazinodan yollandığını söylüyordu. 

Ahmet Türk Dertli

YEŞİL'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet TÜRK aramıştı. Sırrı SAKIK'ın bürosunda buluşup hep birlikte yemeğe gitmişlerdi. TÜRK'ün bir derdi vardı. Akrabası "Zekiye" PKK'dan kaçmıştı. 
Avrupa'ya göndermek için pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi. Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı. Heran yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu YEŞİL halledebilirdi. 
YEŞİL, bu şartlarda yardımcı olmasının imkansız olduğunu söyledi "ya Avrupa'ya gönder yada Devlet'e teslim et" diye cevapladı. 
TÜRK, bu cevaptan hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. YEŞİL'e şaka yollu "arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim, Zekiye senin yeğenin sayılır sen ne yaparsan yap" diyerek konuyu kapattı. 

Emniyet Müdürü ile Yemek

Orhan TAŞANLAR'ın Ankara Emniyet Müdürlüğünden gitmesinden sonra YEŞİL daha rahat hareket ediyordu. Antalya'da Emniyet Müdür Muavini ile görüşmüştü. Bir sorunu yoktu. Ankara'da ise Emniyet Müdürü ile Çiftlik Merkez Lokantasında yemek yemişti. Yemek fotoğrafı YEŞİL'in MİT'deki yöneticileri tarafından fotoğraflanmıştı. 
Bir akşam İşkembeci'ye gittiğinde Mehmet AĞAR ve Ünal Erkan ile karşılaşmıştı. Ayak üstü kısa bir konuşmaları olmuştu. YEŞİL, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini söylüyordu.
Polis ve Jandarma'dan verilen hüviyetleri hala taşıyor, Yurtdışı görevlere giderken bunları MİT'teki yöneticilerine bırakıyordu.


Son Görev



23 Kasım 1996'da tekrar bir yurtdışı göreve yollandı. 28 Kasım 1996'da görevden döndü. 29 Kasım 1996 günü, bu görev ile ilgili raporunu yazdı.
1 Aralık 1996 Pazar günü bu görevle ilgili bir toplantı yapılacaktı, toplantıya gelmedi. Onun üzerine ilgili personel evinden aradılar. Bir gece önce evden çıkmış ve halen dönmemişti. Çağrı cihazına gönderilen mesajlara da cevap vermiyordu. Devamlı yanında gezen arkadaşı V.Ö, YEŞİL'in, 30 Kasım 1996 Cumartesi günü, Gülhane Askeri Tıp Akademisi önünde Macaristan'dan gelen ve Macar İsmail lakaplı İsmail Hoşkaya'nın adamlarından Coşkun ile buluştuğunu, 1 saat kadar görüştüklerini, Coşkun'u Maltepe semtine bırakıp ayrıldığını, daha sonra aynı akşam Coşkun'la bir görüşme daha yaptığını, bilahare Coşkun'un Mersin'e gittiğini, bu husuları Coşkun'dan öğrendiğini belirtti. 
V.Ö., YEŞİL'in 02 Aralık 1996 günü Beyler Sofrası Restaurant'da A.Ş. ile telefonla görüştüğünü de öğrenmişti. V.Ö. de YEŞİL'e ulaşamıyordu.

Kayboldu



YEŞİL kaybolmuştu. Önce yeniden polis tarafından alındığını düşündük. Ancak bu konuda bir bilgi alamadık. Çağrı cihazını, telefonlarını, temas edebileceği kişileri kontrola aldık. YEŞİL'den hiç bir emare yoktu. Ne ailesi, ne yakınları nerede olduğunu bilmiyorlardı. Beyaz renkli otomobili de kayıptı.
O tarihten sonra YEŞİL'le görüştüğünü, talimat aldığını, kouştuğunu söyleyenler çıktı. Hatta televizyonlara çıkan, gazetelerde beyanat veren YEŞİL'ler de vardı.

Ancak YEŞİL Kod Mahmut YILDIRIM, o tarihten beri, yani 4 Senedir kayıp.


http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=233

16.CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

24 Ekim 2018 Çarşamba

Ahmet Türk Öcalan'la görüşmelerini anlattı: Anahtar İmralı’da

Ahmet Türk Öcalan'la görüşmelerini anlattı: Anahtar İmralı’da



09.01.2013

İmralı'da, BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ile birlikte Öcalan'la iki saati aşkın bir süreyle görüşme gerçekleştiren Ahmet Türk, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programına (9 Ocak 2013) konuk oldu. Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Türk, “Silahlı mücadeleye son verecek olan Öcalan'dır. Görüşmelerde karşılıklı irade beyanı var” dedi.

İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Ahmet Türk, 'çözümün anahtarının İmralı'da olduğunu, görüşmelerde BDP Eş 

Genel başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak'ın dışlanmaması gerektiğini' söyledi. Demirtaş ve Kışanak'ın Öcalan  ile görüştürülmemesinin 'BDP'nin kurumsal yapısının dışlanması' anlamına geleceğini tedirginlik yaratacağını anlatan Türk, Öcalan'ın 'yorgun olduğunu' söylediğini 'ancak yeni sürece elinden gelen katkıyı yapmaya çalışacağını' ilettiğini vurguladı. Türk, 'silahsız Kürtler' olarak andığı kesime karşı yönelen KCK operasyonlarını Öcalan'ın eleştirdiğini ve 'İmha politikası sürerse ben ne yapabilirim' dediğini anlattı. 10 bin KCK tutuklusunun bırakılması gerektiğini vurgulayan Türk, Öcalan'ın 'nötr, herkesi kucaklayan bir anayasa' arzuladığını söyledi. Ahmet Türk, İmralı ile ikinci görüşme için saptanmış bir tarih olmadığını, ancak 'bunu umut ettiklerini' vurguladı.

Türk'ün Konuşmasından satır başları özetle şöyle:

- Hiçbir şey olmadan milletvekillerinin İmralı’ya gitmesine inanmak saflık olur. Abdullah Öcalan, Ayla Akat ve benim iki saatten fazla görüşmemiz oldu. Zaman zaman devlet adına orada bulunan bir iki arkadaş gelip sohbete dahil oldular. MİT Müsteşarı Hakan Fidan görüşmeye katılmadı.

- Öcalan ile 20 yıl aradan sonra görüştüm. Zihinsel olarak çok rahattı. Geçmişi iyi değerlendiriyordu. Elbette yaşlandıkça saçları bizim gibi beyazlamış. Yorgun olduğunu, ama yeni sürece elinden gelen katkıyı yapmaya çalışacağını söyledi.

- Gergin bir ortam yoktu. Biz genellikle kendisini dinlemeye çalıştık. Zaten bu görüşmelerle ilgili ciddi bir bilgiye sahip değildik. Neler oluyor, gelişmeler nelerdir, gelinin süreç ne durumda bunları öğrendik.

- Zaman zaman yanlış anlaşılma olmaması için teyit etmemiz gerekenler oldu. Biz oraya giderken bazı düşünceler bize iletildi. Ancak (daha önce) yapılan konuşmalar konusunda bilgi sahibi değiliz.

'Konuşulanlar gizli kalsın, denmedi'

- Ahmet Türk,  Hakan'ın, 'Devlet yetkilileri sizden görüşmenin bazı kısımlarının gizli kalmasını sizden istedi mi' sorusuna şu cevabı verdi:

'Toplum nelerin yapıldığı konusunda bir bilgiye sahip olursa işin yürütülmesi daha kolay olur. Bu her şeyi toplumun önünde tartışalım anlamına da gelmemeli. Ben çok gizli yapılan görüşmelerin sağlıklı sonuç vereceğini düşünmüyorum. Burada yapılan çalışmada toplumun da bu çalışmalardan haberdar olması istendi' cevabını verdi. Doğrusu da budur. Proje nedir, neler yapılacak, Elbette bunun olgunlaşması lazım. Şimdi olgunlaşmamış bir şeyin de toplumun önünde tartışılmasının anlamı yok.'

- Birinci Meclis dönemindeki Kürtlerin kazançları bugünden daha iyi. Dünya değişiyor, demokratik özgürlükler çok daha geniş alanı kaplıyor,  ancak biz 1921'deki haklarımıza sahip olamıyoruz.

- Silahlı Mücadeleye son verecek olan Öcalan'dır. Görüşmelerde karşılıklı irade beyanı var.

'Karar alacak olan biz değiliz, anahtar İmralı'da'

- Ahmet Türk, 'Sizce Öcalan'ın iradesi bu sorunu çözmeye yeter mi' sorusuna 'Anahtar İmralı'dadır. Çözümü gerçekleştirebilecek İmralı'nın tavrıdır. Biz bunu söylerken 'bunlar kendilerini siyasi olarak etkisizleştiriyor' eleştirisi aldık. Karar verecek olan Abdullah Öcalan'ın kendisidir. Bizler karar alıcı değiliz' cevabını verdi.

- 'Öcalan ile Kandil arasında bu süreçte iletişim olacak mı' sorusuna Ahmet Türk; 'Öcalan, Kandil de dahil, herkesin fikrini almak istiyor. Kocaman bir sorunu çözmek isterseniz geniş bir açıdan bakmanız gerekir' diye cevap verdi.

- Habur konusunda hükümetten ciddi bir irade görmedim. Burada yapılacak görüşmeler dışarıda yapılacak görüşmelerden daha iyidir.

'Öcalan, bazı zorlukları aşacağımızı düşünüyorum, dedi'
- Ben Türk'ün de Kürt'ün de bu faturayı kaldıramayacak duruma geldiğini düşünüyorum. 30 yıl geçti. Sonuç olarak mutlaka barış düşüncesi içinde hareket etmemiz gerekiyor. Bütün savaşlar barış içindir. Eğer barışa endeksli bir mücadele vermezseniz toplumda çürüme başlar.

- Öcalan 'Yeni süreci önemsiyorum, bazı zorlukları aşacağımıza inanıyorum' dedi.

- Ahmet Türk, 'Öcalan'ın kendi koşullarını düzeltme talebi var mı' sorusuna, 'Bu konuda herhangi bir konuşma olmadı' karşılığını verdi.

'BDP eş başkanları dışlanmamalı'

- Demokrasi azınlığı çoğunluğa karşı korunmasıdır. Kürtlerin sorununu Kürtlere sormanız gerekir.
- Muhatap siyasetse, BDP Genel Başkanı da görüşmelerde olmalı. Eş başkanlar yerine eş başkanları dışlayacak bir görüşme ayarlarsanız, sorun çıkar. Genel başkan dururken bir milletvekili görüşmeye giderse halktan Kandil'e kadar tereddüt yaratır. Mesele benim ya da Ayla arkadaşımızın gitmesi değil. Kurumsal yapı dışlandığı zaman toplumda tartışmalar olur. Sonuçta adaya ben kendim gidecek değilim. Elbette izni verecek olan Adalet Bakanlığı. Ancak eş başkanları dışlanmaması gerekiyor. Sonuçta bir süreç başlıyorsa, bir partinin genel başkanı varken milletvekilini gönderemezsiniz. Bir siyaseti dışlarsanız bu doğru bir tavır olmaz.

- Türk, Ahmet Hakan'ın, 'Oluşan olumlu bir hava var, ancak bir yandan da karakol baskınları var' sözlerine, 'Yaşananların ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum. Ancak dünyanın her yerinde barışçıl süreçler başladığı zaman bazı olumsuz olaylar gerçekleşir' karşılığını verdi.

- Kürt ve Türk kardeşliği gerçekleştiği takdirde Türkiye Ortadoğu siyasetine yön verecek bir güce ulaşır. Ancak Kürtlerin hak ve özgürlüklerini kabul etmeden kimse bu ülkede istikrarı beklemesin.

- Artık toplum hakem haline gelmeli. Barış isteyenlerin o milliyetçilerden daha güçlü olması gerekir. Şimdi basının ve sivil toplumun duruşu bu yöndedir. Milliyetçi sloganlarla yola çıkanlardan bizi ayıracak ve gerçekten 'bu ölümlerin olmasını kim istiyor' kararını halk daha iyi verecek. Tartışarak, uzlaşarak, bütün toplumun hassasiyetlerini göz önünde tutarak önümüze bir çözüm projesi koymalıyız.

- Önemli olan toplumsal güveni yeniden inşa etmek. Bu konuda çok önemli görevler bize düşüyor. Bizim de yapacağımız bunlardır. Yoksa silahlara biz karar veremeyiz.

Öcalan'ın KCK talebi,

- Sürecin bu noktaya gelmesinde elbette Başbakan'ın rolü, bilgisi vardır. Olmasa bu noktaya gelinmeyeceğini çok iyi biliyoruz. KCK adı altında binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Tutuklamayı meşrulaştırmak için bir şeyler söyleniyor. Bu konuda süreci rahatlatacak adımlar atılmazsa mutlaka kırılmalar olacak. Silahlı olmayan 10 bin kişiyi içeride tutarsanız bunun adı barış olur mu?

- 'Öcalan bunu söyledi mi ' sorusuna, ' Öcalan, KCK'yı kastederek 'İmha politikası sürerse ben ne yapabilirim' dedi.

- Meseleyi silahları bırakma noktasına getirmeden önce çatışmasızlık var. Çatışmasızlık süreci başlar ve burada herkesin eli güçlenir ve çözüm konusunda toplum daha iyi bir destek verebilir.

- Öcalan, belki bizimle ilgili olmadığı için 'ev hapsi' gibi konuları gündeme getirmedi.

- Öcalan 'Anayasa nötr olmalı. Herkesi kucaklayan bir anayasa olmalı' dedi.

- Öcalan'ın televizyonu yok. Ama gazeteleri okuyabilir.  Hatta eski bir milletvekili, sekiz çocuklu bir milletvekili bir evlilik yapmış, bunu bize sordu. Ben de 'Biz de bilmiyoruz, siz nereden biliyorsunuz' dedim. 'Ben takip ederim' dedi.

- Ben 'Yaşlanıyoruz' dedim, 'Yok yok iyisin' dedi.

- Her şey çözülmüş gibi bakmamamız lazım. Ama yeni başlayan bir süreç. Omuz vererek sonuç alabileceğimiz bir noktaya varacağımıza da inanıyorum. Bu sürece zarar verirsek bunun vebali altından kimse kalkamaz.

- Türk, 'Ne istiyorsunuz' sorusuna, ' Eşit, Özgür, Kardeşçe, Paylaşarak bir yaşam istiyoruz ' cevabını verdi. Türk, 'Engel var mı' sorusuna da, 'Tabii ki var. Benim dilimi kabul etmezsen olmaz mı' dedi.

-Hak ve Özgürlükleri, farklılıkları inkâr etmeden, hak hukuk içinde meseleyi çözeriz. Ama siz  Ortadoğu'da 40 milyon olan bir halkın varlığını inkâr ederseniz, buna da kardeşlik derseniz buna kimse inanmaz. Kürtçe serbest, peki o zaman niye anayasada, yasalarda yok. Gerçi biz nötr olmasını istiyoruz. Toplumda var, ama biz bunun güvenceye kavuşmasını istiyoruz.

'İkinci görüşme tarihi yok, ama umut ediyoruz'

- Türk, Ahmet Hakan'ın 'Ayrı devlet asla istenmiyor mu' sorusuna, 'Başından beri söyledim, önemli olan halkların bütünleşmesidir. Önemli olan uluslararası sömürgeci anlayışa karşı halkların kendilerini koruyacak bir iradeyi ortaya koymasıdır. Ama biz burada kendi içimizde ortaklaşmayı gerçekleştirmediğimiz için dış güçlerin müdahalesine açık bir hale geliyoruz. Niçin Ortadoğu halkları kendi içlerinde AB gibi daha gerçekçi, eşitliğe dayalı bir birlik gerçekleştirmesin' cevabını verdi.

- İkinci görüşme için kararlaştırılmış bir tarih yok. Ama mutlaka süreç ilerledikçe bu ihtiyaçlar doğacaktır. Görüşmelerin sürmesini umut ediyoruz.

- Görüşmeler başlarken BDP eş başkanlarının bilgisi vardı. Ama sürece zarar vermemek konusunda başka bir noktada bilgi vermedik. Görüşmeden sonra bilinmesi gereken kısımları paylaştık.
(T24)

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/3877/ahmet-turk-ocalan-la-gorusmelerini-anlatti-anahtar-imralida



***

30 Mayıs 2017 Salı

Saldırıya Uğrayan Politikacılar



Saldırıya Uğrayan Politikacılar


Kılıçdaroğlu'na Grup toplantısına girmek üzereyken yapılan yumruklu saldırı geçmişte saldırıya uğrayan diğer siyasileri akla getirdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün mecliste saldırıya uğraması akıllara Türk siyasi hayatında saldırıya uğramış politikacıları getirdi. 

Kimi zaman sade vatandaş kimi zaman da kendi meslektaşları tarafından saldırıya uğrayan politikacılara kısaca bir göz atalım istedik.


1. İsmet İnönü


İsmet İnönü
CHP'liler 1959 bahar aylarında Batı Anadolu illerini kapsayan ve Büyük Taarruz adı verilen bir seçim kampanyası başlatmıştı. İşte bu seçim gezileri 
sırasında İnönü, Uşak’ta taşlı saldırıya uğramıştı.

2. İsmet İnönü


İsmet İnönü
İsmet İnönü 4 Mayıs 1959'da da İstanbul Topkapı'da saldırıya uğramış; İnönü'yü etrafını saran kalabalıktan bir polis komiseri kurtarmıştı.

3. Bülent Ecevit


Bülent Ecevit
Bülent Ecevit ise birden fazla kez saldırıya ve suikast girişimine maruz kalmıştı. 1975'in Haziran ayında CHP'nin Gerede mitinginde Ecevit'in otobüsüne taşlı 
saldırı düzenlenmiş sonra da bir cami minaresinden kalabalığa ateş açılmıştı. CHP milletvekilleri, Ecevit'i ablukaya alarak meydandan uzaklaştırmışlardı.

4. Bülent Ecevit


Bülent Ecevit
Bülent Ecevit seçim kampanyası için gittiği İzmir hava meydanında 29 Mayıs 1977 Cumartesi ünü Kontrgerilla tarafından düzenlendiği iddia edilen suikasttan 
sağ kurtulmuştu.

5. Turgut Özal


Turgut Özal

Başbakan Turgut Özal'a 1988 yılında ANAP kongresi sırasında Kartal Demirağ tarafından suikast girişiminde bulunulmuştu. Özal, bu saldırıda parmağından 
yaralanmış, sonra kürsüye çıkarak konuşmasını tamamlamıştı.


6. Süleyman Demirel


Süleyman Demirel

Üzerine sahte yüzbaşı üniforması giyen Vural Önsel adlı bir kişi, 13 Mayıs 1975 günü Başbakanlık binası önündeki merdivenlerde Demirel'e yumruk attı. 
Önsel'in annesi, oğlunun ruh sağlığının bozuk olduğunu söyledi. Önsel 1,5 yıl hapse mahkum edildi.

7. Süleyman Demirel


Süleyman Demirel
18 Mayıs 1996’da İzmit’te bir alışveriş merkezinin temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, suikast girişimine hedef oldu. 
Demirel kürsüde konuşurken İbrahim Gümrükçüoğlu adlı suikastçi silahını Cumhurbaşkanına yöneltti. Demirel’in koruma müdürü, saldırganın üzerine atlayarak suikasti önledi.

8. Mesut Yılmaz


Mesut Yılmaz
Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz da yumruklu saldırıya uğramıştı. 1988 yılının Kasım ayında Budapeşte'de kaldığı otelin lobisinde yumruklu 
saldırıya uğrayan Yılmaz'ın burnu kırılmıştı.

9. Akın Birdal


Akın Birdal
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, partisince Bursa'da düzenlenen ''Rereferandum için Boykot'' mitinginde konuşurken, 
bir kişinin saldırısına uğradı.

Tuncel'in de katıldığı mitingdeki konuşması sırasında, kürsünün bulunduğu platformda bulunan bir kişi Birdal'ın yanına giderek, kafa attı.

Akın Birdal, saldırıdan yaralı olarak kurtulurken, saldırıyı gerçekleştiren üniversite öğrencisi de linç girişimi sonucu yoğun bakıma alındı.


10. Ahmet Türk



Ahmet Türk
Kapatılan DTP'nin gelen başkanı Ahmet Türk, Samsun'daki Bulanık olayları davası sonrası yumruklu saldırıya uğramıştı. Saldırı sonrası Ahmet Türk'ün burnu 
kırılmış, alnında yarık oluşmuştu.


11. Fevzi Şıhanlıoğlu



Fevzi Şıhanlıoğlu
Türk siyasi hayatındaki en acı yumruk olayı ise TBMM'de yaşandı. 31 Ocak 2001 günü, iç tüzük görüşmeleri sırasında çıkan kavgada DYP Şanlıurfa milletvekili 
Fevzi Şıhanlıoğlu yüzüne aldığı bir yumruktan sonra, kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti. Olayla ilgili MHP İçel milletvekili Cahit Tekelioğlu yargılandı. 
3 yıl hapse mahkum oldu ve 13 ay cezaevinde yattı.

12. Taner Yıldız


Taner Yıldız
Şırnak'ta jandarmaya ait sivil minibüse yapılan silahlı saldırıda ağır yaralanan, Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) şehit olan Jandarma Kıdemli 
Yüzbaşı Levent Çetinkaya'nın Kayseri'deki cenaze törenine katılan Bakan Yıldız, bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı.

Saldırganın beden eğitimi öğretmeni ve adının Şahin Şimşek olduğunu söyledi. Emniyet güçleri olayla ilgili olarak saldırganı ve 3 kişiyi gözaltına aldı.


13. Bekir Bozdağ



Bekir Bozdağ
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen “50. Ulusal 24. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri”ne katılan Başbakan 
Yardımcısı Bekir Bozdağ, konuşması sırasında protesto edildi. Bozdağ kürsüden indikten sonra da bir anda ortalık karıştı. Bir şahıs Bozdağ’a saldırmak istedi. 
Korumalar araya girdi.


14. Kemal Kılıçdaroğlu



Kemal Kılıçdaroğlu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu'na bundan bir süre önce de Gaziantep'teki mitingi sırasında ayakkabı atılmıştı. Kılıçdaroğlu'nun bacağına temas eden 
ayakkabılar, koruma polisleri tarafından platformdan alınmıştı.

https://onedio.com/haber/turk-siyasi-tarihinde-saldiriya-ugramis-politikacilar-283344

***