30 Temmuz 2017 Pazar

28 ŞUBAT 1997 ASKERİ DARBESİ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE ETKİLERİ BÖLÜM 8

28 ŞUBAT 1997 ASKERİ DARBESİ VE TÜRK EĞİTİM  SİSTEMİNE ETKİLERİ BÖLÜM 8



2.4. Milli Güvenlik Kurulu’nun Yeri ve Önemi 

Milli Güvenlik Kurulu bilindiği üzere özellikle II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru birçok ülkede kurulmuş olan siyasi bir kurumdur. Bu kurum özellikle ABD’de 
NSC’nin (Ulusal Güvenlik Kurulu) oluşturulmasından sonra bütün ülkelerde yaygın olarak kurulmuş ve aktif olarak görev yapmıştır. MGK’nın ülkemizde ki teşkilatlanması ise özellikle Milli Mücadelenin ve Kurtuluş Savaşının başarı ile sonuçlanmasının ardında özellikle I.TBMM’de kurulan ve Anayasa ile kanunlaşan Harp Encümeni Kanunu’nda belirtilmiştir. Özellikle, MGK’nın işlev ve esaslarını çağrıştıran ilk kurul 1922 yılında kurulan “Harp Encümeni”dir ( Balcı, 2000, s.50). 1922 tarihli Harp Encümeni ile beraber ülkemizde Milli Güvenlik açısından baktığımızda 1933 tarihli “Yüksek Müdafaa Meclisi ve Umumi Kâtipliği” ve 1949 tarihli “Milli Savunma Yüksek Kurulu” ülkemizde milli güvenlik konusunda 1961 yılına kadar hükümete yardımcı olmuştur. 

1949 yılında kurulan Milli Savunma Yüksek Kurulu 12 yıllık bir geçmişten sonra yerini 1961 Anayasası ile anayasal bir organ olan Milli Güvenlik Kurulu’na 
bırakmıştır. Harp Encümeni, Yüksek Müdafaa Meclisi ve Milli Savunma Yüksek Kurulu’nun görevleri “milli savunma” ya yönelikken, yeni teşkil edilen MGK’nın 
görevi “milli güvenlik” gibi kapsamı daha geniş bir terime yerini bırakmıştır (Gürses, 2009, s.55). 

1961 Anayasası’nın ilk halinde ki Milli Güvenlik Kurulu’na ilişkin 111. madde şöyledir: “MGK, kanun dâhilinde ki Bakanlar ile Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarından oluşur. MGK’ya Cumhurbaşkanı Başkanlık eder, Cumhurbaşkanı bulunmadığı zaman, bu görevi hükümetin başkanı yani Başbakan yapmaktadır. MGK, millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere gerekli temel görüşleri Bakanlar Kurulu’na bildirir.” şeklinde izah edilmiştir. 

MGK’da sivil üye sayısı daima asker üye sayısından fazla olmuştur. Bu durum kararların alınmasın da sivil iradenin etkin olduğunu göstermekle beraber ve bu yüzden MGK’da sivil otoritenin askeri otoriteye bağlı hale gelmediğini göstermektedir. Bu düşünce doğru olmakla birlikte uygulamada askerlerin kendi tercihlerini hükümetlere dayattıkları görülmüştür (Yazıcı, 1997, s.83-84). 

129 Sayılı Kanun’un 2’nci maddesine göre MGK’nın görevleri şunlardır: Milli Güvenlikle ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında Bakanlar Kurulu’na yardımcılık etmek üzere; 

1. Milli Güvenlik Politikası’nın esaslarının hazırlanması ve bu politikanın tadil ve tashihi, 
2. Bu esasların uygulanmasıyla ilgili olarak Milli Güvenlik konularının her biri için milli plan ve programların hazırlanması, bunların tahakkuku için, nihai ve 
ara hedeflerin tespiti ve bu konudaki faaliyetlerin ahenkleştirilmesi, 
3. Bütün devlet teşkilatına, her türlü özel müessese ve teşekküllere ve vatandaşlara düşecek top yekûn savunma ve milli seferberlik hizmetlerinin ve 
sorumluluklarının tespiti ve bu konuda lazım gelen kanuni ve idari tedbirlerin alınması, 
4. Bakanlıklar tarafından hazırlanacak Milli Seferberlik Planlarına (Sivil Olağanüstü Hal Planlarına) temel olacak esasların tespiti, bu planların 
ahenkleştirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesidir. Milli Güvenlikle ilgili temel görüşler Bakanlar Kurulu’na bildirilir (Gürses, 2009, s.56). 


MGK’nın görevleri yukarıda izah edilmiş olmakla beraber, MGK ayda bir kez toplanır, bunun yanında Başbakan’ın gerekli gördüğü hallerde de istek üzerine 
toplanabilmektedir. Toplanan bu kurulda kararlar oy çokluğu ile alınmaktadır. Eşitlik halinde ise Başkan yani Başbakan’ın tarafının görüşü kabul edilir. 
Bununla beraber Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri de toplantıya katılır ancak oy hakkı bulunmamaktadır. 
Gerekli görüldüğü hallerde ilgili bakanlar veya uzman kişiler de toplantıya katılır ve görüşleri alınmaktadır. MGK toplantılarından sonra Genel Sekreterlik 
tarafından kamuoyuna gerekli açıklamalar yapılmaktadır. 

MGK kararlarının hukuki niteliğine değinirsek; 1961 Anayasası’nın 111. Maddesinde de, MGK’nın çalışma usulünü düzenleyen 129 sayılı kanunda da MGK kararlarının hükümetler açısından uyulması yahut dikkate alınması mecburi kararlar olduğu konusunda bağlayıcı bir ifade yoktur. 
Aksine Anayasa “görüş bildirmek” gibi Bakanlar Kurulu’nun dikkate almak veya uymak konusunda serbestçe hareket edebileceğini anlatan bir ifadeyi tercih 
etmiştir. Bu yüzden MGK kararlarının hükümetler açısından sadece istişari bir nitelik taşıdığı açıktır. Ne var ki, istişari olmaları nedeniyle hukuki bağlayıcılıkları 
olmayan bu kararları hükümetlerin dikkate almamak veya bunlara uygun davranmamak konusunda ne ölçüde serbest oldukları tartışmaya açık bir konudur (Gürses, 2012, s.59). 
MGK, hakkında yapılan çalışmalar sonucunda ise özellikle 12 Mart 1971 Askeri müdahalesi sonrasında yapılan anayasa değişikliği ile MGK kararlarının hükümetler üzerindeki etkisi daha da güçlendirilmiştir. 

Klasik darbelerin sonuncusu olan 12 Eylül 1980 Askeri darbesi ile ise MGK’da ise yine değişiklikler yaşanmıştır. Özellikle yapılan bu değişiklikler ile beraber 
kararların hükümetler üzerindeki etkisi güçlü kılınacak şekilde ifadeler kullanılmıştır. Böylece Ordu, asıl görevi olan yurt savunması görevini yerine getirmenin yanında sivil iradeye ait olması gereken alanlara nüfuz edecek bir takım yetkiler elde etmiştir (Gürses, 2009, s.59). 

Özellikle Askeri darbeler tarih boyunca sivil hükümetlerden bir şeyler koparmıştır. Her Askeri müdahale, askeri alanın belli özerklikler kazanmasına ve siyasal iktidar denetiminden sıyrılmasına ya da siyasal alanda bir takım görevler yüklenmesine yol açmıştır (Gürses, 2009, s.60). Özellikle TSK bu siyasi darbelerle beraber daima kendine özerk bir alan seçmiş ve o olanda sivil hükümetler üzerinde ki etkisini göstermiştir. Bu özerkleşme sonucunda da MGK’da bazı değişiklikler yapılmış ve yapısını etkilemiştir. MGK Askeri darbe ve müdahaleler sonrası askeri cenahın daha çok ağırlığını hissettirdiği bir yapıya bürünmüştür (Tanör, 1986, s.121). 

MGK’nin özellikle bazı dönemlerde olduğu gibi, 1961 Anayasası’nın 1971 değişiklikleri ile beraber, 1982 Anayasası’nın 2001 değişiklikleri 
ile beraber MGK’da birtakım değişiklikler olmuştur. 

Anayasalarımıza göre MGK’nın kuruluş amacına baktığımızda; ilk olarak 1961 Anayasası’nda, “MGK, millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve 
koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna bildirir.” 1971 Anayasa değişiklinde ise; “MGK; millî güvenlik 
ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna tavsiye eder”. 1982 Anayasası’nda ise; “MGK; 
Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir.” 1982 Anayasası’nın 2001 yılında yapılan değişiklikle beraber; “MGK; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulu’nca değerlendirilir.” Görüldüğü gibi, 1982 Anayasası’nda kurulun amacı için oldukça kapsamlı bir tanım yapılmıştır (Gürses, 2009, s.73-74). 

 MGK; yasama, yürütme ve yargı organlarında olduğu gibi bir Anayasal organ değildir. Ancak MGK’nın bütün yetki ve görevleri Anayasa ile belirlenmiş ve 
düzenlenmiştir. MGK yasal bir unsur değil sadece görüş bildirme, tavsiye niteliği özellikleri taşımaktadır. Son olarak 18 Ocak 2003 yılında yapılan Anayasa 
değişikliği ile beraber Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcılarında MGK üyesi olmaları kararlaştırılmıştır. Böylece askeri üyelerin sayıları sabit kalırken sivil 
üyelerin sayılarında bir artış meydana gelmiştir. 

KAYNAK
BİLĞİSAYARINIZA PDF İNDİRİNİZ;

http://earsiv.atauni.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/123456789/1219/%C4%B0smail_G%C3%9CLMEZ_tez.pdf?sequence=1


9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder