20 Mart 2019 Çarşamba

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 5

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 5


1 KASIM 2015 GENEL SEÇIMLERI 


7 Haziran 2015 genel seçimlerinden yüzde 40,9 oy oranıyla AK Parti birinci sırada çıkmıştır. CHP yüzde 24,9 ile ikinci ve MHP de yüzde 16,3 ile üçüncü parti 
olmuştur. HDP barajı geçerek yüzde 13 oy almış ve Meclise girmiştir. HDP’nin barajı geçme başarısı Selahattin Demirtaş’ın medya üzerinden popülerleştirilme si, bir strateji olarak kullandığı Türkiyelileşme söylemi üzerinden muhalefetle yaptığı söylem iş birliği ve muhafazakar Kürtlerden oy almasına bağlıdır. AK Parti’nin oyu tek başına hükümet kurmasına yetmediği için 7 Haziran seçimleri sonrası siyasi belirsizlik ortamı oluşmuştur. Bu dönemde Çözüm Süreci’ni bitirecek şekilde PKK’nın ateşkesi bozması siyasal belirsizliği pekiştirerek güvensizlik ortamı yaratmıştır. Özetle 7 Haziran’dan 1 Kasım’a giden süreçte Türkiye’nin ana gündemini koalisyon ve terör konusu oluşturmuştur. 

7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde koalisyon olasılıkları gündeme gelmiştir. 
Muhalefet partilerinden ilk açıklamayı MHP lideri Devlet Bahçeli yapmış 
ve herhangi bir koalisyonda yer almayacaklarını belirtmiştir.43 Bahçeli’nin bu tavrı geri kalan süreçte de devam etmiştir. HDP ise AK Parti’nin bulunduğu herhangi bir koalisyon içerisinde olmama konusunda kararlılık göstermiştir. Bunun üzerine AK Parti ile CHP arasında istikşafi görüşmeler başlamış, iki parti beş kez görüşme gerçekleştirmesine karşın netice alınamamıştır. Son olarak CHP, AK Parti karşısında yüzde 60’lık oy oranına sahip blok için bir araya gelme çağrısında bulunmuştur. Ancak MHP’nin HDP ile herhangi bir ortaklığa girmesinin Türkiye siyasetinin gerçekliğine uymayışı CHP’nin bu son çabasını boşa çıkarmıştır. Tüm bu gelişmeler üzerine erken seçim kararı alınmıştır. 

7 Haziran sonrasında koalisyon oluşturma ve hükümet kurma çabalarından 
alınamayan her sonuç siyasi atmosferi daha da belirsizleştirirken bir yandan da 
Çözüm Süreci çıkmaza girmiştir. HDP seçim öncesinde barajı geçerse barış sözü 
vermesine rağmen PKK 11 Temmuz’da ateşkesi bozduğunu ilan etmiştir. PKK’nın ateşkesi bozması ve akabinde “devrimci halk savaşı” ilan etmesi çatışmaların ve patlamaların arttığı bir süreci tetiklemiştir.44 Buna ek olarak Temmuz’da 15 yerleşim biriminde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe teşkilatları tarafından “özerklik” ilan edilmiştir. PKK, HDP’nin Kürtlerden aldığı desteği yanlış okumuş ve halkın devrimci bir ayaklanmaya hazır olduğunu düşünerek hareket etmiştir.45 
Yaratılan çatışma ve güvensizlik ortamına karşın HDP aktif bir duruş gösterememiş ve hükümetin Çözüm Süreci’ni korumaya yönelik tutumuna karşın terör örgütüne karşı bir irade sergileyememiştir. HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hem hükümete hem de örgüte yaptığı cılız silahsızlanma çağrılarına hükümet önce örgütün silahsızlanmasını koşul sürmüş ancak bu çağrılar örgütte karşılık bulmamıştır. Bunda KCK’nın HDP’yi değil doğrudan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ı muhatap almasının da payı büyüktür. HDP siyaseten en güçlü olduğu dönemde siyasi gücünü barış adına kullanamayarak ve PKK ile organik bağını sürdürerek kendisine güvenen seçmenin umutlarını boşa çıkarmıştır. Erken seçim yaklaşırken HDP seçmeni ikna etmek yerine hükümet karşıtı siyasete devam etmiş, DEAŞ tarafından gerçekleştirilen 10 Ekim gar patlamasının sorumluluğunu hükümete yükleyerek seçim kampanyasını durdurma kararı almış ancak oy istemeyi de ihmal etmemiştir.46 Bu noktada hükümetin sağduyuyu koruma çabası ve terörü bir kamu güvenliği meselesi olarak ele alması toplumun AK Parti’yi desteklemesini sağlamıştır. Nitekim Selahattin Demirtaş kısa süre sonra AK Parti ile koalisyona hazır olduğu mesajını vermiş ve tutarsız siyaset tarzına yeni bir geri adım eklemiştir.47 

1 Kasım 2015 erken seçimlerinden önceki üç aylık dönem 7 Haziran 2015 
seçimlerinin sonrasındaki üç aylık dönemle altı hafta çakıştığından 1 Kasım 
2015 erken seçimlerinden önceki dönem üç ay olarak değil altı hafta şeklinde 
hesaplanmıştır. Dolayısıyla 1 Kasım 2015 erken seçim sürecindeki PKK saldırıları 
7 Eylül 2015-31 Ocak 2016 arasındaki 4,5 ayı kapsamaktadır. 7 Haziran 
2015 genel seçimlerinden önceki altı haftalık dönem ile seçimlerden sonraki üç 
aylık dönemi kapsayan 7 Eylül 2015-31 Ocak 2016 arasındaki 4,5 aylık süreçteki PKK saldırı eğrisi grafik 19’da gösterilmiştir. PKK bu süreçte 150 saldırı gerçekleştirmiştir. 

PKK’nın seçimlerden önceki süreçte azalan bir saldırı eğilimi 
gözlemlenirken seçimlerden sonra saldırıların haftalık 5-10 saldırı aralığında 
seyrettiği görülmektedir. 

Seçimlerden önce 7 Eylül-1 Kasım 2015 arasındaki altı haftalık dönemde 76 
saldırı gerçekleşmiştir. Saldırılarda 42 güvenlik görevlisi, 1 kamu görevlisi ve 5 
sivil şehit olmuş, 88 güvenlik görevlisi ve 9 sivil yaralanmıştır. Bu dönemde 3 güvenlik görevlisi ve 3 kamu görevlisi PKK tarafından kaçırılmıştır. Saldırılar Diyarbakır, Mardin ve Şırnak il ve ilçe merkezlerinde meydana gelirken Tunceli, Bingöl, Hatay, Giresun, Erzurum, Ağrı, Van ve Bitlis kırsalında yaygınlaşmıştır. 



GRAFİK 19. SEÇİM SÜRECİNDEKİ PKK SALDIRI EĞRİSİ 

GRAFİK 20. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 21. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI

 GRAFİK 22. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

HARİTA 6. SEÇİM ÖNCESİ DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

Seçimlerden sonra 2 Kasım 2015-31 Ocak 2016 arasındaki üç aylık dönemde 
74 saldırı gerçekleşmiştir. Saldırılarda 65 güvenlik görevlisi, 1 kamu 
görevlisi ve 9 sivil şehit olmuş, 153 güvenlik görevlisi ve 60 sivil yaralanmıştır. 
Bu dönemde 2 güvenlik görevlisi PKK tarafından kaçırılmıştır. Saldırılar 
Diyarbakır (Sur), Mardin (Nusaybin) ve Şırnak il merkezi, Cizre, Silopi ve 
İdil ilçe merkezlerinde yoğunlaşmış ve İstanbul’da da PKK saldırıları sıkça 
görülmüştür. Saldırılar kent merkezlerindeki çatışma alanlarında pusu, 
EYP, taciz ve baskın tarzı eylemlerle sürdürülürken kent çatışmalarındaki 
müşterek (askeri-polis) taktik birlikleri PKK’nın en fazla saldırı gerçekleştirdiği 
hedefler olmuştur. 

GRAFİK 23. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 24. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 25. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

HARİTA 7. SEÇİM SONRASI DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

1 Kasım 2015 erken seçim sürecindeki PKK saldırı stratejisini bütünüyle örgütün 
seçim süreçlerindeki eylem stratejisine dayandırmak doğru olmaz. Zira 
PKK’nın Temmuz 2015’ten sonra başlattığı “Devrimci Halk Savaşı” stratejisi pratiği sürerken seçimlerin gerçekleştiği göz ardı edilmemelidir. PKK’nın eylemlerini şehir merkezlerine taşıma aşamasıyla örtüşen 1 Kasım seçimleri PKK için bir fırsata dönüşmüş ve bu süreçte PKK kent merkezlerinde YDG-H’li teröristlerden inisiyatifi alarak bunları organize edecek kırsal alanlardan Sur, Nusyabin ve Cizre gibi kent merkezlerine teröristler göndermiştir.48 

1 Kasım seçimlerinde AK Parti yüzde 49,5 ile tek başına hükümet kurmak 
için yeterli oy oranına ulaşmıştır. Seçmen siyaset, terör ve ekonomi açısından 
AK Parti’siz bir Türkiye’nin riskini görmüş ve buna göre oy kullanmıştır.49 Siyasi 
istikrarın yeniden sağlanmasıyla hem toplumsal hem de ekonomik anlamda 
derin bir nefes alınmıştır. HDP’nin oy oranı yüzde 10,8’e düşmüş ve 55 milletvekiliyle üçüncü parti olarak Meclise girmiştir. HDP 7 Haziran öncesi ve sonrasında sürdürdüğü tutarsız siyaset yüzünden seçmen tarafından cezalandırılmıştır. 
HDP’nin PKK ile organik bağını koparamaması, doğuda bazı yerel yöneticilerin 
özerklik ilan etmeleri, hendek terörü sürecinin başlaması ve HDP’nin barış sözü 
vermesine rağmen bunlar karşısında pasif kalması seçmen nezdinde güvenilirliğini azaltmıştır. 
7 Haziran’da HDP’ye emaneten oy veren muhafazakar Kürtler 1 Kasım’da AK Parti’ye dönmüştür.50 HDP’nin seçim sonucuna yönelik tepkisi ise 
seçimlerin adil bir ortamda gerçekleştirilmediğini iddia etmek olmuştur. Bu gerekçe ile YSK’ya itiraz talebinde bulunmuş ancak bu talep reddedilmiştir. 
1 Kasım seçimleri AK Parti’nin kazanmasıyla istikrar ve güvenliğin yeniden 
tesis edilmesinin beklendiği bir süreci başlatmıştır. Ancak bu süreç örgütün güneydoğu illerinde başlattığı hendek savaşıyla yeni bir mücadeleye sahne olmuştur. Hükümet hendek mücadelesine etkin bir güvenlik politikasıyla başlamış, bir yandan da HDP’nin üzerine gitme politikası gütmüştür. Buna karşın HDP’nin siyasi stratejisinde bir değişiklik olmamıştır.51 

1 Kasım 2015 erken seçim sürecinde seçimlerden sonraki PKK saldırıları seçim 
öncesindeki saldırılara oranla yüzde 3 düşüş göstermiş; saldırı türlerinde artış 
ya da düşüş gözlenmezken hedef tiplerinde yüzde 22 düşüş gerçekleşmiştir. PKK’lı Duran Kalkan PKK televizyonuna yaptığı açıklamada 1 Kasım 2015 seçim sonuçlarını örgütün tanımadığını söyleyerek hem PKK’nın seçim sonuna kadar aldığı eylemsizlik kararıyla çelişmiş hem de HDP ile PKK arasındaki iltisakı HDP’nin aldığı başarısız sonuca yaptığı itiraz üzerinden bir kez daha kabul etmiştir.52 PKK’nın genel seçim süreçlerinde gerçekleştirdiği söylem paradigmaları yerel seçimlerdekilerden farklılaşsa da eylem esnekliği bakımından benzerlikler olduğu ifade edilmelidir. Yerel seçimlerde PKK’nın demokratik özerklik söylemini dillendiren DBP’nin özellikle 2015’teki iki genel seçim sürecinde söylemsel alandan örgütle birlikte eylem alanına geçtiği görülürken HDP’nin genel seçimlerde Türkiyelileşme iddiasıyla kamuoyunda bir etki yaratmaya çalıştığı gözlenmiş ancak zaman içinde HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız gibi siyasi figürlerin de terör örgütünün eylem süreçlerinde yer aldığı bu dönemde anlaşılmıştır. Genel seçim süreçlerinde PKK’nın seçim sonrası dönemde şiddeti yaygın bir şekilde artırdığı ve istikrarlı bir şekilde devam ettirmeye çalıştığı da görülmüştür. Şüphesiz bu durum PKK’nın kent 
merkezlerinde başlattığı saldırı stratejisiyle ilgilidir ancak terör örgütünün genel seçimlerde yerel seçim süreçlerinde olmadığı kadar şiddeti artırması örgüte iltisaklı unsurların Türkiyelileşme iddiasının da gerçeği yansıtmadığı şeklinde yorumlanabilir. Genel seçim süreçlerindeki saldırılar başka bir açıdan ele alınırsa PKK’nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen Kürt siyasi iradisine bir rezerv koyma stratejisi güttüğü de söylenebilir. Hatırlanacağı gibi HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özcan ve Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra PKK’yı öven, TSK ve güvenlik korucularını da tehdit eden açıklamalar yapmıştır.53 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

43. “Davutoğlu Açıkladı: İşte Bahçeli’nin Kararı”, Hürriyet, 14 Temmuz 2015. 
44. Bese Hozat, “Yeni Süreç, Devrimci Halk Savaşı Sürecidir”, ANF, 15 Temmuz 2015. 
45. Ali Aslan, “7 Haziran’dan 1 Kasım’a Türkiye’de Siyaset ve Seçimler”, SETA Analiz, Sayı: 140, (Ekim 2015).
46. “Demirtaş Anma Töreni Bahanesiyle Oy İstedi”, Takvim, 11 Ekim 2015. 
47. “Demirtaş’tan ‘Koalisyona Hazırız‘ Mesajı”, Habertürk, 21 Ekim 2015.
48. Murat Yeşiltaş ve Necdet Özçelik, “PKK Terörünün Yeni Dinamikleri: Radikalleşme ve Şehir Çatışması”, 
SETA Analiz, (Nisan 2016). 
49. Medaim Yanık, “Beş Ayda Oylarda Radikal Değişim Oldu”, Star, 2 Kasım 2015. 
50. 2015’te Türkiye, ed. Nebi Miş, Ufuk Ulutaş, Murat Yeşiltaş, Cem Duran Uzun, Sadık Ünay, Zafer Çelik ve 
İsmail Çağlar, (SETA, İstanbul: 2015).
51. Ali Aslan, “HDP için Hesap Verme Vakti”, Star Açık Görüş, 7 Mayıs 2016. 
52. “Kalkan: PKK için Geçerli Olan 7 Haziran Sonuçlarıdır”, Sendikaorg, 3 Kasım 2015, 
http://sendika62.org/2015/11/kalkan-pkk-icin-gecerli-olan-7-haziran-sonuclaridir-306240, (Erişim tarihi: 18 Haziran 2018). 
53. “HDP’li Vekilden Şok Tehdit”, Takvim, 8 Haziran 2015; “HDP’li Vekil Abdullah Zeydan: PKK Sizi Tükürüğüyle 
Boğar”, Milliyet, 26 Temmuz 2015.


6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 4

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 4




GRAFİK 8. SEÇİM SÜRECİNDEKİ PKK SALDIRI EĞRİSİ 

Seçimlerden önce 14 Mart-12 Haziran 2011 arasındaki üç aylık dönemde 
4 saldırı olmuştur. Saldırılarda 6 güvenlik görevlisi şehit olmuş ve 1 güvenlik 
görevlisi de yaralanmıştır. Saldırılar Diyarbakır (Kulp), Bingöl (Kiğı) ve Şırnak 
kırsallarıyla Şırnak (Silopi) ve Hakkari (Yüksekova) kent merkezlerinde 
gerçekleştirilmiştir. 

PKK’nın seçim öncesi süreçte iki önemli eylem dinamiği görüldü: Bunlardan 
birincisi kent merkezlerinde eylem gerçekleştirme niyeti, ikincisi de eylemlerin 
hedefinde emniyet (polis) kuvvetleri ve köy korucularının bulunmasıydı. Kent 
merkezlerindeki suikast tipi eylemlerle ve üç, dört kişilik terörist gruplarla emniyet tesislerine dönük baskın tipi eylem yöntemleri de PKK’nın bu ve bundan sonraki süreçte eylem pratikleri arasına girecek saldırı türleri arasında yer aldı. Bununla birlikte kent merkezlerinde gerçekleştirilen saldırıların 2009’daki yerel seçimlerde yüzde 73 ile Yüksekova’da, yüzde 60 ile Silopi’de kazanan DTP belediye alanı içinde düzenlenmesi de ayrıca dikkat çekiciydi. 
PKK’nın bu merkezlerdeki saldırılarının “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”- 
ni hedef aldığı, zira şiddetle varlığını sürdüren örgütün kamusal alanda kurduğu 
tahakkümden vazgeçip bunun bir barış sürecine dönüşmesini arzu etmediği görülmektedir. 

PKK’nın, DTP’nin yerel seçimlerde kazandığı bölgelerin şehir merkezlerinde 
eylem gerçekleştirerek hem taktik kolaylıklardan istifade etmek istediği 
hem de eylemlerinin kendi destekçileri tarafından normal karşılanabileceği 
düşüncesiyle bu kent merkezlerini seçtiği anlaşılmaktadır. Öte yandan kamu düzenini sağlayan polislere saldırmakla PKK’nın kamusal düzensizlikten bir fayda üretmeye gayret ettiği de söylenebilir. 



GRAFİK 9. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 



GRAFİK 10. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 11. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 



HARİTA 3. SEÇİM ÖNCESİ DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

12 Haziran seçimleri AK Parti’nin net zaferiyle sonuçlandı. Fakat AK Parti’nin 
bu zaferine karşı CHP ve BDP’den milletvekili seçilen tutuklu isimlerin serbest bırakılmaması sebebiyle bu partiler Meclisi boykot etti.33 

CHP, AK Parti’nin çabaları ve tutuklu isimlerin Meclise girebilmesine destek vermesinin ardından seçimlerden yaklaşık bir ay sonra Meclise geldi ve vekilleri yemin etti.34 

Öte yandan 2011 seçimleri sonrası Meclisin ana gündemi yeni anayasa yapımı oldu. Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in yönetiminde partiler yeni anayasa yapımı için bir araya geldi. 12 Haziran seçimlerinde en büyük sürprizi ise BDP gerçekleştirdi. Kimsenin tahmin etmediği bir şekilde BDP vekil sayısını 22’den 36’ya yükseltti. Diyarbakır, Hakkari, İstanbul, Mardin, Şırnak ve Van’da oy oranını ve çıkardığı vekil sayısını artıran BDP daha önce vekil kazanamadığı Adana, Ağrı, Bingöl, Kars ve Mersin’den de vekil çıkardı. Öte yandan başta Hatip Dicle olmak üzere vekil seçilen KCK tutuklularının serbest bırakılmaması sonucunda Meclisi boykot etti ve vekiller Diyarbakır’da toplandı.35 14 Temmuz’da ise DTK demokratik özerklik ilan etti.36 

Seçimlerden sonra 13 Haziran-11 Eylül 2011 arasındaki üç aylık dönemde 
27 saldırı olmuştur. Saldırılarda 58 güvenlik görevlisi ve 4 sivil şehit olmuş ve 59 güvenlik görevlisi ve 11 sivil yaralanmıştır. 4 güvenlik görevlisi ile 2 kamu görevlisi de kaçırılmıştır. Saldırılar Tunceli, Diyarbakır, Bingöl, Siirt, Şırnak, Hakkari ve Mardin kırsallarıyla bu illerin ilçe merkezlerinde gerçekleştirilmiştir. Seçim sonrası saldırılara ait istatistik ve analizler şu şekildedir: 



GRAFİK 12. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 13. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 14. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

      PKK’nın 2011 seçimleri öncesi ve sonrası üç aylık dönemlerdeki saldırılarının 
sayısı, saldırı türleri ile hedef türlerindeki fazlalık ve saldırıların gerçekleştiği 
alanların genişliği oldukça dikkat çekiciydi. PKK saldırılarındaki yöntem, hedef 
ve alan genişliği terör örgütünün biriktirdiği kapasitenin de bir göstergesiydi. Saldırıların gerçekleştiği kırsal-kentsel mekanlar da bu kapasitenin bir göstergesi olmakla birlikte PKK’nın kendine müzahir siyasi partilerce kentsel alanlarda eylem yapabilecek koşulları sağlayacak şekilde örgütün eylem alanlarında istihbarat, lojistik, finans ve insan kaynağı katkısı sağlayabilecek sosyal inşa süreçlerini işlettiği de görüldü. Diğer bir ifadeyle PKK bu dönemdeki saldırılarıyla yerel ve bölgesel ölçekte gücünü konsolide ederek daha geniş ölçekli siyasal etki oluşturabilecek bir eylem stratejisi benimsedi. Ayrıca BDP’nin PKK ile şiddet ve uzlaşmazlık zemininde hareket ettiği süreçte HDP çevresinde devletin güvenlik operasyonlarını sorunsallaştırıp bir mağduriyet yaratmaya çalıştığı görüldü.37 



HARİTA 4. SEÇİM SONRASI DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

2011 yerel seçimlerinden sonraki PKK saldırıları seçim öncesindeki saldırılara 
oranla yüzde 350 artış göstermiştir. Saldırı türlerinde yüzde 100, hedef tiplerinde de yüzde 100 artış gözlemlenmiştir. Bu süreçte PKK’nın da kendine müzahir siyasi partiler gibi demokratik özerklik söylemine sıklıkla vurgu yaptığı görülmüştür. PKK ve HDP ekseninden –seçimlerde ezici bir üstünlük sağlayan– AK Parti’nin seçim başarısını akamete uğratacak iki hamle gelmiştir: Bunlardan birincisi 14 Temmuz 2011’de Silvan’da operasyondan dönen askeri birliğe düzenlenen saldırı, ikincisi ise DTK’nin aynı gün demokratik özerklik ilan etmesidir.38 

7 HAZIRAN 2015 GENEL SEÇIMLERI 

Türkiye 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken kırılgan bir zeminde devam eden 
Çözüm Süreci, başkanlık sistemi ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yüzde 10’luk seçim barajını geçme ihtimali gündemdedir. Çözüm Süreci 7 Haziran seçimleri öncesinde yaşanan siyasi atmosferin şekillenmesine en fazla etki eden gündem konusudur. Süreç boyunca önemli aşamalar kaydedilmiş, nitekim sene başında siyasal düzlemde tarihi adımlar atılmıştır. Dolmabahçe Mutabakatı ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik silahsızlanma çağrısı yapması sürecin siyasal düzlemde geldiği aşamanın önemini göstermektedir. Ancak siyasal düzlemde varılan uzlaşma örgüt kademesinde karşılık bulamamış, sahada benzer bir aşama kaydedilememiş ve mutabakat sağlanamamıştır. Her iki taraf da ortak amaçta buluşsa da yöntem ve anlayış bakımından farklılaşmıştır. HDP, PKK ve Öcalan arasında yaşanan görüş farklılığı da süreci olumsuz etkileyen önemli bir unsur olmuştur. PKK doğu ve güneydoğu illerinde kışkırtma ve çatışma ortamı yaratmaya çalışmış ve HDP’ye oy vermesi için halk üzerinde baskı kurmuştur. HDP ise PKK ile arasına mesafe koymada zorlanmış ve Figen Yüksekdağ’ın “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz” açıklamasıyla da HDP’nin Kürt sorununu demokratik yollardan çözme vaadi samimiyetini kaybetmiştir.39 Sonuç olarak seçim yaklaştıkça sürece dair belirsizlik artmış ve Çözüm Süreci 7 Haziran öncesi çıkmaza girmiştir.

7 Haziran öncesinde siyasetin bir diğer gündemi sistem değişikliği ihtiyacı 
ve başkanlık sistemi olmuştur. Başkanlık sistemi daha önce zaman zaman 
gündeme gelmişse de AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer bularak 
ilk kez Haziran seçimleri öncesinde sistem sorununa bir çözüm olarak masaya 
yatırılmıştır. Muhalefet partileri ise başkanlık sistemine karşı çıkmıştır. HDP 
“Seni Başkan Yaptırmayacağız” söylemi ile Erdoğan karşıtı politikanın odağını 
kendi Türkiyelileşme politikasıyla birleştirmiştir.40 Bu minvalde parti 7 
Haziran öncesinde MHP ve CHP ile de ortak söylemde buluşabilmiştir. HDP 
Türkiyelileşme siyasetiyle herkesi kucaklama iddiasında bulunurken öte yandan 
barajı geçtiği takdirde barış getirme sözü vermiştir. Bu söylem yer yer 
baraj geçilmezse barışın da gelmeyeceği tehdidine kadar varmıştır.41 HDP seçim öncesinde Selahattin Demirtaş’ın popüler liderliğinden de yararlanmıştır. 

Sonuç olarak Türkiye 7 Haziran 2015’te Çözüm Süreci’nin çatırdamaya başladığı, çatışma ortamının sürece rağmen devam ettiği ve seçim sonucuna göre oluşabilecek siyasal istikrarsızlığa yönelik endişelerin olduğu sert bir siyasi 
atmosferde seçimlere gitmiştir. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden önceki ve sonraki üç aylık dönemleri kapsayan 9 Mart-6 Eylül 2015 arasındaki altı aylık süreçte PKK saldırı eğrisi grafik 15’te gösterilmiştir. PKK bu süreçte 225 saldırı gerçekleştirmiş, saldırıların tamamına yakını seçim sonrasındaki üç aylık dönemde düzenlenmiştir. 



GRAFİK 15. SEÇİM SÜRECİNDEKİ PKK SALDIRI EĞRİSİ 

Seçimlerden önce 9 Mart-7 Haziran 2015 arasındaki üç aylık dönemde 
Giresun kırsalında 1 saldırı gerçekleşmiş, bu saldırıda 1 güvenlik görevlisi 
şehit olmuştur. 

Seçimlerden sonra 13 Haziran-1 Eylül 2015 arasındaki üç aylık dönemde 
ise 224 saldırı düzenlenmiştir. Saldırılarda 42 güvenlik görevlisi, 2 kamu görevlisi ve 12 sivil şehit olmuş ve 68 güvenlik görevlisi, 8 kamu görevlisi ve 62 
sivil yaralanmıştır. 3 güvenlik görevlisi, 15 kamu görevlisi, 1 siyasetçi ve 1 sivil 
de kaçırılmıştır. Saldırılar Tunceli, Diyarbakır, Bingöl, Siirt, Şırnak, Hakkari ve 
Mardin gibi PKK’nın klasik eylem alanlarının yanı sıra Şanlıurfa, Gaziantep, 
Osmaniye, Hatay ve İstanbul’da da görülmüştür. Saldırılar bu dönemde kırsal 
alanlarda başlayıp kent merkezlerine kaymıştır. Seçim sonrası saldırılara ait istatistik ve analiz şu şekildedir: Saldırı tiplerine göre yüzde 33,5 ile yol kesme ve araç kundaklama en fazla gerçekleştirilen eylem, buna mukabil en fazla saldırı düzenlenen hedef ise yüzde 40,2’lik oranla özel girişimlerdir. PKK’nın bu süreçte başlatmaya çalıştığı ayaklanma girişimine bağlı olarak kent merkezlerindeki saldırıların artışı da dikkat çekicidir.

GRAFİK 16. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 17. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 18. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

HARİTA 5. SEÇİM SONRASI DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

7 Haziran 2015 genel seçim sürecinde seçimlerden sonraki PKK saldırıları 
seçim öncesindeki saldırılara oranla yüzde 22 bin 300 artış göstermiştir. 
Saldırı türlerindeki artış yüzde 900, hedef tiplerindeki artış ise yüzde 600 olarak 
gözlemlenmiştir. Bu süreçte PKK müzakerelerle ilgili beklentilerini açıklarken 
müzakerelerin başlamamasını çatışma ilanı olarak değerlendirmiş ve 
Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını istemiştir.42 

Bu dönemdeki saldırıların artışını aynı zamanda Suriye’deki gelişmelerle de paralel okumak gerekir. 
DEAŞ’a karşı mücadele kapsamında PYD ile ABD arasında kurulan ittifaktan 
cesaretlenen PKK’nın saldırılarının karakterini örgütün Suriye pratiğine dönüştürdüğü göz ardı edilmemelidir. 

AK Parti yüzde 40,8 oy oranı ve 258 sandalye sayısıyla seçimlerden birinci 
parti olarak çıkmıştır. CHP oyların yüzde 24,9’u ile 132 sandalye elde ederek 
ikinci parti olmuştur. MHP oyların yüzde 16,2’sini alarak 80 milletvekili 
kazanmıştır. Seçimlere ilk kez katılan HDP yüzde 10 seçim barajını geçerek 
aldığı yüzde 13,1 oy oranıyla TBMM’de 80 milletvekiliyle temsil edilmeye hak 
kazanmıştır. Seçim sonuçlarına göre hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olabilmek için gerekli olan 276 sandalye sayısına ulaşamamıştır. Koalisyon hükümeti kurma çalışmalarının sonuçsuz kalmasıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu 
hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iade etmiş, 
Cumhurbaşkanı Erdoğan da erken seçim kararı almış ve sonrasında YSK seçim 
tarihi olarak 1 Kasım 2015’i belirlemiştir. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

33. “Yemin Boykotu Gölgesinde Açılış”, NTV, 28 Haziran 2011. 
34. “Yemin Krizi Çözüldü, CHP’liler Yemin Etti”, Hürriyet, 11 Temmuz 2011. 
35. 2011’de Türkiye. 
36. “Demokratik Özerklik İlan Edildi”, NTV, 14 Temmuz 2011.
37. Mehmet Barlas, “BDP Muhalefeti AK Parti İktidarını da Yanlışa İtiyor”, Sabah, 22 Ağustos 2011. 
38. “Diyarbakır’da 13 Şehit”, Milliyet, 14 Temmuz 2011; “DTK’dan ‘Demokratik Özerklik’ Kararı”, Hürriyet, 14 Temmuz 2011.
39. “Figen Yüksekdağ: Sırtımızı YPJ’ye YPG’ye ve PYD’ye Yaslıyoruz”, Milliyet, 19 Mayıs 2015. 
40. Burhanettin Duran, “HDP’nin İmkan ve Açmazları”, Sabah, 16 Haziran 2015. 
41. “Ya Barajı Aşarız Ya Dağa Çıkarız”, Sabah, 4 Haziran 2015.
42. “Cemil Bayık: Apo Kongreye Gelmezse PKK Silah Bırakmaz”, Milliyet, 10 Mart 2015.


5. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 3

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 3



       Seçimlerden sonraki 30 Mart-29 Haziran 2014 arasındaki dönemde PKK 8 saldırı gerçekleştirmiştir. Seçim sonrası saldırılara ait istatistik ve analizler şu şekildedir: 

GRAFİK 5. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 6. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

Saldırıların hedefi genel olarak sivillerken saldırıların yoğunlaştığı iller 
ise Tunceli, Diyarbakır (Lice), Van ve Hakkari olmuştur. PKK’nın saldırılarını 
yoğunlaştırdığı bu illerde terör örgütüne müzahir yerel yönetimlerin seçimleri 
kazandığı, örgütün kendine müzahir olmayan yerel siviller ile kamu 
görevlilerini doğrudan hedef alıp bu illerin özelinde PKK’lı olmayanları 
ötekileştirmek ve azınlık psikolojisine sokmak için baskı ve korku yaratmaya 
çalıştığı görülmektedir. Terör örgütünün ötekileştirici şiddet stratejisiyle 
kendine müzahir yerel yönetimlere oy veren kitledeki PKK sempatisi ve ideolojisini 
pekiştirmeye çalışarak kamusal alanı tahakküm altına almaya gayret 
ettiği de anlaşılmaktadır. 

GRAFİK 7. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

HARİTA 2. SEÇİM SONRASI DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

2014 yerel seçim sürecinde seçimlerden sonraki PKK saldırıları seçim öncesindeki saldırılara oranla yüzde 700 artış göstermiştir. Saldırı türlerindeki artış yüzde 400, hedef tiplerindeki artış ise yüzde 500 olarak gözlemlenmiştir. 
Bu süreçte PKK’nın da kendine müzahir siyasi partiler gibi demokratik özerklik söylemine sıklıkla vurgu yaptığı görülmektedir. 

30 Mart seçimlerinin sonuçlanmasının ardından Kürt meselesinin çözüme 
kavuşturulmasına yönelik beklentiler artarken Çözüm Süreci’nin siyasal ve yasal 
zeminde sürdürülmesi için çalışmalar yürütüldü. Ancak tam da bu noktada seçim öncesinde olduğu gibi PKK, BDP-HDP ve Öcalan üçgeninden negatif açıklamalar geldi.19 Bu süreçte terör örgütü PKK da eylemlerini artırarak sürece ilişkin beklentilerinin karşılanması için hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalıştı. Örgütün özellikle 23 Nisan’da gerçekleştirdiği Lice’deki çocuk kaçırma eyleminin ardından bölgedeki aileler örgüte isyan etmeye başladı.20 Yaşanan bu gelişmeler üzerine aileler çocuklarının serbest bırakılması için BDP-HDP’nin aracı olması talebinde bulunurken parti yöneticileri yaşanılan olayla ilgili sorumluluk almaktan kaçındı. 

30 Mart yerel seçimlerinde elde ettiği kazanımı yitirmeye başlayan BDP-HDP 
kanadı yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle taktik olarak devreye 
soktuğu “Türkiyelileşme”nin yanına “İslamlaşma” söylemini de eklemeye çalıştı. 
HDP örgüt elebaşı Öcalan’ın talebiyle Mayıs’ta gerçekleştirdiği Demokratik İslam 
Kongresi’yle küstürdüğü ya da kuşatamadığı kesimlerin de desteğini almayı 
hedefledi. Ancak HDP’nin yereldeki bu açılım siyasetinin demokratik bir bakış 
açısıyla yürütülmediği çok geçmeden anlaşıldı. Bölgede HDP çizgisine muhalefet 
etme potansiyeli olan tüm grupların etkisini azaltma ve bölge siyasetini tek seslilik üzerinden domine etmeye yönelik olduğu ortaya çıktı.

7 Ocak 2014’te PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin Kürtlerin yoğunlukta olduğu 
kuzeydeki Rojava bölgesinde özerklik ilan etmesi.21 PKK ile birlikte etnik 
temelli siyaset yapan BDP-HDP eksenini etkisi altına aldı.22 Bu süreç Türkiyelileşme söyleminin terk edilmesine ve Çözüm Süreci’ni bitirmeye yönelik bir siyaset izlenmesine neden oldu.23 

30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde PKK ile BDP arasındaki söylemsel 
benzerlikler şu başlıklar altında toplanabilir: Ekolojik Demokratik Yerel Yönetim, 
Komünal Demokrasi, Yerel Yönetim Modeli, Eşbaşkanlık Sistemi, Demokratik 
Modernite, Gençlik Meclisleri ve Ekolojik Toplum. PKK, HDP/BDP-Abdullah 
Öcalan üçgeninde dönen bu söylem benzerlikleri taktiksel ayrışmalar içerse de 
prensip olarak “demokratik özerklik” söylemi ve ayrışma stratejine hizmet etmiştir. 

Özellikle DBP-PKK’nın söylem ve eylem ortaklığı BDP’nin 2014 seçim beyannamesinde “15 yıllık yerel yönetim birikimimizle dün olduğu gibi, yarın da söz yetki ve kararın kent meclislerinden mahalle meclislerine kadar uygulanarak (…) Ekolojik Demokratik Yerel Yönetim anlayışımıza kesintisiz olarak devam edeceği” ifadesinde net olarak görülmektedir.24 

BDP’nin seçim beyannamesinde ise “Demokratik konfederal sistemde, demokratik özerk yapılarla (…) kimliksizleştirme ve onursuzlaştırma rejimine karşı demokratik modernite ve demokratik toplum bir ahlaki duruştur” denilerek hem “demokratik özerklik” söylemi üzerinden ötekileştiren bir dil kullanılmış hem de PKK ideolojisi dışında kalan her oluşumun düşmanlaştırıldığı görülmüştür. 

Beyannamede “demokratik özerklik”in hakim ulus devlet ile ortak çatı altında 
yaşamanın asgari koşulu olduğu ifade edilirken bunun bir varlık şartı olduğu iddia edilmiştir.25 Beyannamede ayrıca “Demokratik Özerk Kürdistan, siyasal idari yapılanma olarak somutlaşacaktır. Kürtler iç güvenliklerinden spora kadar tüm yaşam alanlarında devlete ihtiyaç duymadan ve devlet dışında kendi toplumsal özgürlüklerini geliştireceklerdir. (…) Özellikle bunun için devletin bunları kabul etmesi de beklenmeyecektir” ifadelerine yer verilerek devlet otoritesinin reddedildiği belirtilmiştir.26 

PKK’nın 2009 ve 2014 yerel seçimlerinin her ikisinde de seçim öncesi dönemde 
saldırı gerçekleştirmekten kaçındığı ve kendini olumlama maksadıyla 
eylemsizlik stratejisi uyguladığı, seçimlerden sonraki dönemde ise eylemsizlik 
stratejisini güvenlik güçlerinin operasyonlarına göre değiştirebileceği mesajını 
vererek düzenlediği saldırıları meşrulaştırmak için argüman geliştirdiği görülmektedir. 

Eylemlerini temel olarak kırsal alanda gerçekleştiren PKK’nın her iki 
seçim sürecinde de kentsel alanlarda küçük denemelerde bulunduğu ve askeri 
hedeflerin dışında sivil hedeflere de saldırı düzenlediği görülmüştür. Eylemlerindeki yöntemlerin büyük bir bölümünün riski az, fiziki ve psikolojik etkisi büyük olan EYP, yol kesme ve kundaklama olduğu, saldırıların hedefinin ise güvenlik güçlerine doğrudan zayiat verdirmenin yanı sıra siviller üzerinde de sindirme maksatlı gerçekleştirildiği düşünülebilir. PKK’nın yerel seçim süreçlerindeki eylem stratejisinin örgütün demokratik özerklik hedefine hizmet edecek şekilde yürütüldüğü de anlaşılmaktadır. Zira PKK’nın kendisine müzahir siyasi partilerin yerel yönetimlere yerleşmesini sağlamak için eylem esnekliğini seçimlerden önce saldırmazlık yönünde kullanarak bu siyasi partilerin işini kolaylaştırdığı, seçimlerden sonra ise yerel yönetimlerde arzu ettiği yaygın yerleşmeyi sağlamak için eylem esnekliğini saldırganlık yönünde hareket ettirdiği söylenebilir. 
Terör örgütü açısından bakıldığında yerel yönetimler PKK’nın kamusallaşabilmesi için oldukça önemlidir. Öldürülen bir terörist için taziye çadırı açılması, şehir parkları veya sokaklara PKK’yı çağrıştıran isimler verilmesi, KCK sözleşmesinde yer alan mahalle meclislerinin çalıştırılması vb. uygulamalar terör örgütünün hiçbir silahlı eylemle elde edemeyeceği propaganda argümanlarına dönüşmüştür.27 PKK’nın yerel seçim süreçlerindeki eylem stratejileri özet olarak şu şekilde sıralanabilir: 

a. Seçim süreçlerinden önceki dönemde PKK’nın eylemsizlik stratejisi uygulayarak şiddetin kamusal alanda yaratacağı hoşnutsuzluğun kendine 
müzahir yerel yönetim adaylarının aleyhine çevrilmesinden kaçınma 

b. Seçim öncesindeki eylemsizlik sürecini meşru müdafaa söylemiyle ilişkilendirip güvenlik kuvvetlerinin PKK’lı teröristlerin saklandığı kırsal alanlarda 
harekat düzenlememesi için bir argümana dönüştürüp terör örgütünün coğrafi hakimiyet alanlarının olduğu algısını oluşturmaya çalışma 

c. Seçim sonrası dönemde meşru müdafaa söylemiyle ilişkilendirerek saldırılarını gözle görülür bir şekilde artırma 

d. Seçim sonrası dönemde kendisine müzahir yerel yönetimlerin seçildiği yerleşim yerlerindeki saldırılarla PKK’ya müzahir olan yerel yönetim 
adaylarına oy vermeyen yerel siviller ile sivil kamu görevlilerini hedef alma ve bu kesim üzerinde ötekileştirme ve azınlıklaştırma algısı oluşturmaya çalışma 

e. Seçim sonrası dönemde ötekileştirilen kitleye yapılan saldırılarla terör örgütüne müzahir yerel yönetimlere oy veren kitle arasında bir ayrıştırma 
yaratarak PKK ideolojisini çoğunluk kitlede pekiştirmeye çalışma 

f. Demokratik özerklik hedefini yerel yönetimler üzerine inşa etme dolayısıyla yerel yönetimlere terör örgütü ile yerel nüfus arasında kritik bir rol 
atfında bulunma 

GENEL SEÇİMLER 

Genel seçimler PKK açısından taktik ve operatif kazanımlarının daha düşük olması nedeniyle yerel seçimlere göre az önemde olduğu, PKK’ya müzahir bir siyasi partinin TBMM’de temsil edilmesinin herhangi bir yerel yönetime sahip olmaktan daha kullanışlı görülmediği söylenebilir. Genel seçimler PKK’ya müzahir siyasi partilerin Türkiye ve dünya kamuoyuna erişebilmesi ve PKK ideolojisinin servis edilmesi bakımından örgüt için önemlidir. Ancak PKK ile kendine müzahir siyasi partilerin Türkiyelileşme tartışması üzerinden genel seçim süreçlerinde ayrıştığı ve PKK’nın ilgili siyasi partinin kendisini saf dışında tutarak Kürt seçmen üzerinde doğrudan etki yaratabileceğine dair korku taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle PKK’nın Kürt meselesini kendine ait gördüğü, bu meseleyi de şiddete dayalı yöntemlerle sahiplendiği dikkat çekmektedir. Örgütün genel seçim süreçlerinde eylemsizlik startejisini yerel seçim süreçlerinde olduğu kadar önemsemediği de fark edilmektedir. 

12 HAZİRAN 2011 GENEL SEÇİMLERİ 

    12 Haziran 2011 seçimleri bürokratik vesayetin yasal düzenlemeler ve kamuoyu desteği ile kısıtlandığı bir ortamda gerçekleştirilmesi bakımından Türkiye siyasi hayatı açısından oldukça önemliydi. Bununla birlikte AK Parti’nin 
“Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” adı altında başlattığı demokratikleşme sürecinin 
halk tarafından onaylanması, özgürlüklerin genişletilmesi, demokratik 
standartların yükseltilmesi ve ilerleyen günlerde Çözüm Süreci’ne dönüşmesi 
açısından oldukça kritik bir dönüm noktasıydı.28 Bu noktada AK Parti yeni 
anayasa yazımı ve “yeni Türkiye” vizyonu üzerinden bir seçim stratejisi ve 
yeni bir atılım dönemi başlatmayı hedeflerken CHP, Kılıçdaroğlu’nun ilk seçim 
sınavında yeni CHP’yi, MHP ise milliyetçi reflekslerin TBMM’de temsilini 
onaylatmayı amaçladı.29 

BDP ise 2011 seçimlerine PKK etkisi altında girdi. PKK’nın 15 Haziran’a 
kadar süreceğini açıkladığı eylemsizlik kararının 28 Şubat’ta bitirildiği duyuruldu 
ve PKK terör saldırılarına başladı.30 Bu noktada PKK’nın bahanesi 
KCK operasyonları ve tutuklamalar oldu. BDP de PKK’nın kararını destekleyen 
bir pozisyon aldı ve 2011 Nevruz kutlamalarının ardından 23 Mart’ta 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile birlikte sivil itaatsizlik eylemlerini 
başlattı. Bu eylemler doğrultusunda sivil cumalar, oturma eylemleri, Diyarbakır 
ve İstanbul’da “Demokratik Çözüm Çadırı” uygulamaları hayata geçirildi. 
Eylemlerin gerekçesi olarak ise “Anadilde eğitim, siyasi tutukluların salıverilmesi, askeri ve siyasi operasyonların durdurulması ve yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi” talepleri kamuoyuna sunuldu.31 Sivil itaatsizlik eylemleriyle birlikte BDP de seçim çalışmalarını başlatmış oldu. Bu süreç içerisinde KCK tutukluları aday gösterilerek bu kişiler hapisten kurtarılmak istendi. Ayrıca BDP Kürtlerin tek meşru sözcüsü olma iddiası üzerinden bir söylem geliştirdi. 

Bu noktada adayların belirlenmesinde kemikleşmiş tabanın desteğini 
almak için Leyla Zana, Hatip Dicle gibi isimler aday gösterildi. Muhafazakar Kürtlere ulaşmak adına Altan Tan gibi kişiler, büyükşehirlerdeki sol seçmene ulaşmak içinse Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ve Levent Tüzel gibi isimler aday gösterildi.32 

12 Haziran 2011 genel seçimlerinden önceki ve sonraki üç aylık dönemleri 
kapsayan 14 Mart-11 Eylül 2011 arasındaki altı aylık süreçteki PKK saldırı 
eğrisi Grafik 8’de gösterilmiştir. PKK bu dönemde 31 saldırı gerçekleştirmiş, 
bu saldırıların büyük bir bölümü de seçim sonrasındaki üç aylık dönemde 
düzenlenmiştir. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

19. Namık Durukan, “Adım Atılmazsa Çatışma Olasılığı Var”, Milliyet, 27 Nisan 2014. 
20. Mehmet Türk, Canan Altıntaş, Serdar Sunar ve Bayram Bulut, “Aileler BDP’yi Bastı PKK Açıklama Yaptı”, Hürriyet, 27 Mayıs 2014. 
21. “Suriyeli Kürtler Özerklik İlan Etti”, Aljazeera Turk, 7 Ocak 2014. 
22. Namık Durukan, “Suriyeli Kürtlerden Demokratik Özerklik İlanı”, Milliyet, 21 Ocak 2014. 
23. Durukan, “Suriyeli Kürtlerden Demokratik Özerklik İlanı”.
24. BDP’nin 30 Mart 2014 Yerel Seçim Beyannamesi. 
25. BDP’nin 30 Mart 2014 Yerel Seçim Beyannamesi. 
26. BDP’nin 30 Mart 2014 Yerel Seçim Beyannamesi.
27. SETA Mülakat, Ağrı, Mayıs 2018.
28. “Soruları ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci – Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”, AK Parti, 
akparti.org.tr/upload/documents/acilim220110.pdf, (Erişim tarihi: 5 Mayıs 2018). 
29. 2011’de Türkiye, ed. Taha Özhan, Hatem Mete ve Selin M. Bölme, (SETA, İstanbul: 2011). 
30. “PKK Eylemsizliği Bitirdiğini Açıkladı”, Milliyet, 28 Şubat 2011. 
31. “BDP’den Taksim’de ‘Sivil İtaatsizlik’ Eylemi”, İHA, 27 Mart 2011. 
32. 2011’de Türkiye.

4. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***