21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2017 Perşembe

KOZMİK BİLGİLER VE ULUSAL GÜVENSİZLİK,

KOZMİK BİLĞİLER VE ULUSAL GÜVENSİZLİK,

  

FİKİR TANKI YAZI ARŞİVİ - 523 SAYFA

http://www.21yyte.org/fikir-tanki/arsiv/

KOZMİK BİLGİLER VE ULUSAL GÜVENSİZLİK,


Kozmik Bilgiler ve Ulusal Güvensizlik 
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü  
FİKİR TANKI
Dr. Bahar Aşcı
29 Mart 2013 Cuma 

25 Aralık 2009 - 21 Ocak 2010 arasında 26 gün süreyle en büyük askeri sırların saklandığı Kozmik Oda "Arınç'a suikast" bahanesi ile Hakim Kadir Kayan 
tarafından aranmıştı. 26 günde aranıp bulunanlar çok geçmeden Fuhuş ve Casusluk davasının kapsamına alındı ve bugün Genelkurmay Başkanlığı’nın “Yayınlanması güvenliği tehlikeye sokar” uyarı yaptığı atomal gizlilik derecesine sahip bilgiler 79’u tutuklu 357 sanıklı davanın ek kalsörleri olarak avukatlara 
dağıtıldı. TSK’nın bizleri savunmak için yapmış olduğu Özel Savaş Planları boncuk gibi etrafa saçıldı. Planda yer alan isimler ve adresleri deşifre oldu. 
Bu harekat planları TSK’nın bizleri korumak için görevi gereği hazırladığı planlardır. Bu husus artık hiç dikkate alınmamaktadır.

Çok Okunan Yazılar

Rusya Afganistan'a Tekrar Girdi!
Rusya Afganistan'a Tekrar Girdi!
Sünni İslam İttifakı; Kimler Niçin ve Nasıl Kurdu? Türkiye Ne Yapmalı?
Uçurumun Kenarında: Prijedor

***


8 Haziran 2016 Çarşamba

Suriye’ye Giden Silahlar Türkiye’yi Vurur Mu ?


Suriye’ye Giden Silahlar Türkiye’yi Vurur Mu?




Suriye’ye Giden Silahlar Türkiye’yi Vurur Mu?

Yazar: Ümit Özdağ

Bu silahlar gittikçe sadece ağır silah tanımına giren silahları değil sofistike yani ileri teknoloji ürünü silahları da vermeye başladı. 
Silahların finansmanı Suudi Arabistan ve Katar tarafından gerçekleştirilirken onayı da ABD veriyor. Türkiye'nin rolü ise dağıtımcılık gibi görünüyor. İsyan ve direnişlere silah yardımı yapmanın büyük riskleri var. Çünkü isyancılara silah yardımı yapmak kurumsallaşmış bir orduya silah yardımı yapmak ile aynı şey değil. Ordulara yapılan yardımın kime gittiği belli.

Oysa isyancılara yapılan yardımın kimin eline ulaşacağı belli değil. ABD başta olmak üzere isyancılara yardım eden ülkelerin bunun sıkıntısını çektiği biliniyor. ABD tarafından Afganistan'da mücahitlere dağıtılan ve Kızılordu'nun Afganistan'da hava hakimiyetine ağır bir darbe vurarak Rus Ordusunun Afganistan'dan çekilmesinin önünü açan silah Stinger füzeleri olmuştur.

Daha sonra Taliban'ın Afganistan'ı Pakistan Hava Kuvvetleri'ni desteğinde ele geçirmesi öncesinde ABD Stinger füzelerinin mücahitlerden toplanması için büyük bir çaba sarf etmek zorunda kalmıştır. Bugünlerde Türkiye'den Suriyeli muhaliflere Suriye Hava Kuvvetlerine karşı kullanılmak üzere Stinger füzelerin verildiği haberleri basında yer almaktadır. New York Times gazetesi 15 Ağustos 2012'de sitesine Suriye muhalefetine 500 Stinger ve 1000 adet anti tank R.P.G. 7 füzelerinin verildiğini, bu silahların Suriye iç savaşını yarı yarıya kısaltacağını kaydetmiştir. New York Times anlaşılan bir uyarı üzerine bu haberi kısa bir süre sonra kaldırdı. Ancak ABD'nin en büyük bulvar gazetesi olan USA Today gazetesi, New York Times gazetesinden yaptığı alıntıyı sitesinde vermeye devam etmektedir.

Suriye'ye Türkiye üzerinden giden silahlar konusunda önemli iddialar muhalefet kaynaklarından gelmektedir. Silahların bir bölümü hiç kullanılmadan gömülmekte ve Esad sonrasında çıkacağı beklenen mezhep/etnik savaşta kullanılmaya hazırlanılmaktadır. 

Türkiye üzerinden gönderilen silahların bir bölümü de PKK'nın eline geçmektedir. Suriye muhalefetine Stinger füzesi verilmesi Türkiye için çok büyük bir risktir. PKK, eline 10 adet Stinger füzesi geçmesi için ruhunu bile satabilir. PKK'nın Stinger füzesine sahip olması Türk Ordusu'nun terör ile mücadelesine çok ağır bir darbe vuracaktır. TSK'nın terörle mücadelesinde özelikle Kara Havacılık Komutanlığına bağlı savaş helikopterleri ve taşıma helikopterlerinden oluşan filo büyük bir yarar sağlamaktadır. Birliklere büyük bir hareket kabiliyeti 
veren taşıma helikopterleri ve çatışan birliklere verdiği ateş desteğinin ötesinde birliklerin giremediği yalçın kayalık bölgelerde teröristleri üstün ateş gücü ile yok eden savaş helikopterleri terörle mücadelede çok büyük bir şanstır.

Üstelik PKK Stinger füzelerini eline geçiremese bile Şam Suriye Hava Kuvvetlerine karşı Stinger füzelerinin kullanılmasına PKK'ya Stinger'ların Rus muadili sayılan SA-7 füzelerinden verebilir. 

PKK, SA-7'leri bir kez 1990'larda çok kısıtlı miktarlarda Türkiye'nin Yugoslavya politikasına tepki gösteren Sırbistan'dan elde etmiş ve bir Süper Cobra ve bir Couger tipi Türk helikopterini düşürmüştür.

Özetle eğer New York Times'ın haberi doğru ise ki yalanlamadan sadece haberi servisten kaldırması bunu göstermektedir, Ankara çok tehlikeli bir adım atmıştır. Suriye'nin kuzeyinde de etkinlik kazanan, Şemdinli örneğinde görüldüğü gibi alan hakimiyeti kurma çabası gösteren, Hakkari valiliğinin "Şemdinli'de operasyon bitti" açıklamasını yaptıktan bir gün sonra yine Şemdinli'de kara yolunu keserek yok kontrolü yapan bir PKK'nın eline birde savaş uçakları, helikopterler ve tanklara karşı kullanabileceği silahlar geçer ise çok ciddi bir askeri-politik durum doğar.
Esad düşse bile önce Şam'da iktidardan düşecek ve "Nusayristan"a çekilerek oradan iç savaşı sürdürmeye devam edecektir. 

Bu durumda Esad, PKK'yı desteklemeye devam edecektir. 
AKP Hükümetinin böyle çılgın bir adımı atmadığı umudu ile.


http://www.21yyte.org/ 
sitesinden 02.06.2016 tarihinde yazdırılmıştır

http://www.21yyte.org/kose-yazisi-yazdir/6712

..

20 Şubat 2015 Cuma

Amerika PKK Kartını Bırakmadı





  Amerika PKK Kartını Bırakmadı  

( MÜTTEFİKLİK BUMUDUR.? )


21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü    
Amerika Araştırmaları Merkezi
07 Kasım 2007 Çarşamba
Alaettin Parmaksız tarafından yazıldı.




Başbakan’ın ABD ziyaretini değerlendirirken, bardağın boş veya dolu tarafına bakabiliriz. Ortaya çıkan durumda ABD istediğini elde etmiştir. 
Neydi ABD’nin istediği?


Türkiye'nin bölgeye bir operasyon yapmamasıydı. Gerek Bush'un açıklamaları, gerekse Başbakan'ın açıklamaları dikkatle değerlendirilirse, şu anda operasyon 
gündemden çıktı.


Türkiye açısından ne kadar anlamı var -bana göre bir anlamı yokdeğerlendirmek gerekirse; Bush, PKK terör örgütüdür, Türkiye'nin düşmanıdır, Amerika'nın da düşmanıdır, Irak'ında düşmanıdır, diye açıklaması iktidar yağdanlıkları tarafından büyük başarı olarak kamuoyuna satılmaya çalışılmaktadır.


Unutulan veya gözden kaçırılan konu PKK terör örgütü, ABD tarafından ilk defa terör örgütü olarak adlandırılmıyor. Bu uzun yıllar önce alınmış ve açıklanmış 
bir karardır. Ancak şunu da unutmayalım, terörle mücadele konusunda her seviyede gerek askeri makamlar, gerek ABD Dışişleri Bakanı, gerekse Başkan tarafından birçok sözler verilmesine rağmen laftan ve Türkiye'yi oyalamaktan başka hiçbir şey yapılmamıştır. Yani çeşitli gerekçelerle Türkiye oyalanırken, PKKve onun taşeron ve koruyucusu Barzani ve Talabani semirtilmiştir.


Şimdi yeni üçlü bir mekanizma oluşturulmaktadır. Konuya iyi niyetle yaklaşalım. Buradaki amaç nedir: ABD Türkiye'ye sıcak istihbarat sağlayacak. O zaman şu 
soruyu soralım: Şimdiye kadar niçin sağlanmadı? 
İkinci soruyu soralım: 
Operasyon yapılmayacaksa istihbaratın ne anlamı olacak?


Diğer çok önemli bir konu, bu mekanizma nasıl sağlanacak ve nereleri kapsayacak? Bütün Irak'ın kuzeyini kapsayacak mı? Diyelim ki kapsadı; o bölgede operasyon yapılacaksa, kim yapacak? ABD böyle bir niyet açıklamıyor, ama Türkiye'nin de operasyon yapmasını istemediğine göre istihbaratın ne anlamı olacak? Bu mekanizma sınıra çok yakın bölgelerde çalışabilir. Ancak burada mekanizmanın işleyişi çok önemlidir. PKK terör örgütü elemanları sabit olmadığına göre, bilgi anında Türk makamlarına doğrudan ulaşması gerekmektedir. Bunun anlamı şudur: ABD unsurları elde ettikleri bilgileri eş zamanlı olarak kendi makamlarına iletirken, Türk makamlarına da iletsin ki müdahale yapılabilsin. Aksi takdirde Amerika'nın Irak'taki komutanlığına iletilecek ve onun süzgecinden geçtikten sonra Türkiye'ye iletilecek bilgilerin hiçbir anlamı olmayacaktır. O zaman soru şu: Amerikalılarla arada böyle bir mekanizma oluşturulabilecek mi? Bu pek mümkün görülmüyor, ama zaman içinde koordinatörlük mekanizmasının yürümediği gibi, bunun da yürümediğini gördüğümüzde, ABD'nin İran'a müdahalesi söz konusu olacak ve kartlar yeniden açılacak.


Kendi kendimize şu soruyu soralım: ABD niçin istihbarat konusunda bu kadar ısrar ediyor? Bunun belli başlı iki nedeni var: birincisi Türkiye'nin oyalanmasıdır. 
Ancak kamuoyu gündemine gelmeyen çok önemli bir konu var. ABD istihbarat maksadıyla Türkiye'den U2 uçakları için izin isteyecektir. Onun alt yapısı 
hazırlanıyor. U2 uçakları da PKK'dan ziyade İran hakkında bilgi toplayacaktır.


8 Askerin geri verilmesi anında ortaya çıkan manzara daha önce söylediklerimizi doğrular mahiyette. Yani Barzani, Amerika ve Türkiye kanadında DTP kol kola… Bu manzara bile bu sorunun çözümü için kimlerle mücadele etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Kritik soru şu: ABD Türkiye'yi kaybetmeyi göze mi aldı? Yoksa 
Hükümetin, nasıl olsa havada vaatlere kanacağına mı inanıyor? Daha çok ikincisi gibi görünse de bazen beklenen olmayabilir. Mevcut kamuoyu baskısı karşısında 
ERDOĞAN adım atmazsa kendi varoluş nedenini inkar etmiş olacak.


Başbakan'ın görüşmeden sonra yapmış olduğu konuşmalar, eğer Türk kamuoyunu yatıştırmaya yönelik değilse, tatmin olmamış gözüküyor. Doğrusu da bu… Amerika hala PKK'yı koz olarak elinde tutuyor. Bana göre artık bu konuda söylenecek ne varsa söylendi. Artık söz değil, icraat gerekli müttefikler üstüne düşeni yapmıyorsa, artık görüşme masasından şu PKK konusunu çıkaralım. Bakalım o zaman neler olacak? Tarihi günler yaşıyoruz. Bugünlerde liderlik ve kararlılık çok önemli; kimde var kimde yok yakında göreceğiz. Ortadoğu'da oynanan bütün oyunların temelinde güç vardır. Zor oyunu bozar. Bu güç Türk devletinde var. 

Amerika'ya, al PKK'nı git deme zamanı gelmedi mi?

Alaettin Parmaksız
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
Uzmanın Diğer Yazıları

  PATRİOT FÜZELERİ VE TÜRKİYE 
  Türkiye’nin Gündemi 
  Gündeme Dair 
  Amerika PKK Kartını Bırakmadı 
  Sayın Başbakanı Hoşgörelim mi? 
  Terörle Mücadelede Hükümet Politikaları ve Sahipsiz Millet 
  Türk Silahlı Kuvvetleri ve Tehditler 
  PKK’yı Yıkama ve Yağlama Dönemi Elbirliği Devam Ediyor 
  MHP, AKP'nin Koltuk Değneği mi? 
  Gerçekten Sayın Büyükanıt ile Sayın Özkök Aynı Kafada mı? 
  Demokratik Toplum Partililere Niçin Kızıyorsunuz? 
  Genel Seçimlerin Galibi Barzani ve ABD 
  Haydi Sandığa 
  Irak ve Amerikan Politikaları 
  Abdullah Gül'ün Tasviyesi 
  Akp Tek Dilden Vaz Mı Geçti? 
  Adalet Ve Kalkınma Partisi Nereye Gidiyor 
  Gülün Rengi 
  Seçim Kazanında Ne Pişiyor 
  Hem Suçlu Hem Güçlü 
  Sapla Samanın Karıştığı Günler Yaşıyoruz 
  Paşaların konuşması Başbakanın sinirlerini bozuyor 
  Türkiye'nin Talihsizliği Bu Başbakan mı? 
  Edip Başer ve Terörle Mücadele 
  Edip Başer ve Terörle Mücadele 
  Kırk Çürük Yumurta ve Toplum 
  Kırk Çürük Yumurta ve Başbakan 
  Avrupa Birliği Hayalinin Sonu 
  Terörle Mücadelede ABD Politikaları ve Sayın Genelkurmay Başkanına Bir Çağrı 
  Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Açıklamaları ve Bir Çağrı 
  Gündem ve Terör 
  Gündem ve Teröre Karşı Ne Yapılacak? 
  Doğru Yol ve Anavatan Partisinin Birleşmesi 
  Mitingler ve Kakofoni 
  Anayasa Mahkemesinin Kararı ve Sonrası 
  Tehlikenin Farkında mıyız? 

..