Amerika PKK Kartını Bırakmadı
( MÜTTEFİKLİK BUMUDUR.? )
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi
07 Kasım 2007 Çarşamba
Alaettin Parmaksız tarafından yazıldı.
Başbakan’ın ABD ziyaretini değerlendirirken, bardağın boş veya dolu tarafına bakabiliriz. Ortaya çıkan durumda ABD istediğini elde etmiştir.
Neydi ABD’nin istediği?
Türkiye'nin bölgeye bir operasyon yapmamasıydı. Gerek Bush'un açıklamaları, gerekse Başbakan'ın açıklamaları dikkatle değerlendirilirse, şu anda operasyon
gündemden çıktı.
Türkiye açısından ne kadar anlamı var -bana göre bir anlamı yokdeğerlendirmek gerekirse; Bush, PKK terör örgütüdür, Türkiye'nin düşmanıdır, Amerika'nın da düşmanıdır, Irak'ında düşmanıdır, diye açıklaması iktidar yağdanlıkları tarafından büyük başarı olarak kamuoyuna satılmaya çalışılmaktadır.
Unutulan veya gözden kaçırılan konu PKK terör örgütü, ABD tarafından ilk defa terör örgütü olarak adlandırılmıyor. Bu uzun yıllar önce alınmış ve açıklanmış
bir karardır. Ancak şunu da unutmayalım, terörle mücadele konusunda her seviyede gerek askeri makamlar, gerek ABD Dışişleri Bakanı, gerekse Başkan tarafından birçok sözler verilmesine rağmen laftan ve Türkiye'yi oyalamaktan başka hiçbir şey yapılmamıştır. Yani çeşitli gerekçelerle Türkiye oyalanırken, PKKve onun taşeron ve koruyucusu Barzani ve Talabani semirtilmiştir.
Şimdi yeni üçlü bir mekanizma oluşturulmaktadır. Konuya iyi niyetle yaklaşalım. Buradaki amaç nedir: ABD Türkiye'ye sıcak istihbarat sağlayacak. O zaman şu
soruyu soralım: Şimdiye kadar niçin sağlanmadı?
İkinci soruyu soralım:
Operasyon yapılmayacaksa istihbaratın ne anlamı olacak?
Diğer çok önemli bir konu, bu mekanizma nasıl sağlanacak ve nereleri kapsayacak? Bütün Irak'ın kuzeyini kapsayacak mı? Diyelim ki kapsadı; o bölgede operasyon yapılacaksa, kim yapacak? ABD böyle bir niyet açıklamıyor, ama Türkiye'nin de operasyon yapmasını istemediğine göre istihbaratın ne anlamı olacak? Bu mekanizma sınıra çok yakın bölgelerde çalışabilir. Ancak burada mekanizmanın işleyişi çok önemlidir. PKK terör örgütü elemanları sabit olmadığına göre, bilgi anında Türk makamlarına doğrudan ulaşması gerekmektedir. Bunun anlamı şudur: ABD unsurları elde ettikleri bilgileri eş zamanlı olarak kendi makamlarına iletirken, Türk makamlarına da iletsin ki müdahale yapılabilsin. Aksi takdirde Amerika'nın Irak'taki komutanlığına iletilecek ve onun süzgecinden geçtikten sonra Türkiye'ye iletilecek bilgilerin hiçbir anlamı olmayacaktır. O zaman soru şu: Amerikalılarla arada böyle bir mekanizma oluşturulabilecek mi? Bu pek mümkün görülmüyor, ama zaman içinde koordinatörlük mekanizmasının yürümediği gibi, bunun da yürümediğini gördüğümüzde, ABD'nin İran'a müdahalesi söz konusu olacak ve kartlar yeniden açılacak.
Kendi kendimize şu soruyu soralım: ABD niçin istihbarat konusunda bu kadar ısrar ediyor? Bunun belli başlı iki nedeni var: birincisi Türkiye'nin oyalanmasıdır.
Ancak kamuoyu gündemine gelmeyen çok önemli bir konu var. ABD istihbarat maksadıyla Türkiye'den U2 uçakları için izin isteyecektir. Onun alt yapısı
hazırlanıyor. U2 uçakları da PKK'dan ziyade İran hakkında bilgi toplayacaktır.
8 Askerin geri verilmesi anında ortaya çıkan manzara daha önce söylediklerimizi doğrular mahiyette. Yani Barzani, Amerika ve Türkiye kanadında DTP kol kola… Bu manzara bile bu sorunun çözümü için kimlerle mücadele etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Kritik soru şu: ABD Türkiye'yi kaybetmeyi göze mi aldı? Yoksa
Hükümetin, nasıl olsa havada vaatlere kanacağına mı inanıyor? Daha çok ikincisi gibi görünse de bazen beklenen olmayabilir. Mevcut kamuoyu baskısı karşısında
ERDOĞAN adım atmazsa kendi varoluş nedenini inkar etmiş olacak.
Başbakan'ın görüşmeden sonra yapmış olduğu konuşmalar, eğer Türk kamuoyunu yatıştırmaya yönelik değilse, tatmin olmamış gözüküyor. Doğrusu da bu… Amerika hala PKK'yı koz olarak elinde tutuyor. Bana göre artık bu konuda söylenecek ne varsa söylendi. Artık söz değil, icraat gerekli müttefikler üstüne düşeni yapmıyorsa, artık görüşme masasından şu PKK konusunu çıkaralım. Bakalım o zaman neler olacak? Tarihi günler yaşıyoruz. Bugünlerde liderlik ve kararlılık çok önemli; kimde var kimde yok yakında göreceğiz. Ortadoğu'da oynanan bütün oyunların temelinde güç vardır. Zor oyunu bozar. Bu güç Türk devletinde var.
Amerika'ya, al PKK'nı git deme zamanı gelmedi mi?
Alaettin Parmaksız
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
Uzmanın Diğer Yazıları
PATRİOT FÜZELERİ VE TÜRKİYE
Türkiye’nin Gündemi
Gündeme Dair
Amerika PKK Kartını Bırakmadı
Sayın Başbakanı Hoşgörelim mi?
Terörle Mücadelede Hükümet Politikaları ve Sahipsiz Millet
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Tehditler
PKK’yı Yıkama ve Yağlama Dönemi Elbirliği Devam Ediyor
MHP, AKP'nin Koltuk Değneği mi?
Gerçekten Sayın Büyükanıt ile Sayın Özkök Aynı Kafada mı?
Demokratik Toplum Partililere Niçin Kızıyorsunuz?
Genel Seçimlerin Galibi Barzani ve ABD
Haydi Sandığa
Irak ve Amerikan Politikaları
Abdullah Gül'ün Tasviyesi
Akp Tek Dilden Vaz Mı Geçti?
Adalet Ve Kalkınma Partisi Nereye Gidiyor
Gülün Rengi
Seçim Kazanında Ne Pişiyor
Hem Suçlu Hem Güçlü
Sapla Samanın Karıştığı Günler Yaşıyoruz
Paşaların konuşması Başbakanın sinirlerini bozuyor
Türkiye'nin Talihsizliği Bu Başbakan mı?
Edip Başer ve Terörle Mücadele
Edip Başer ve Terörle Mücadele
Kırk Çürük Yumurta ve Toplum
Kırk Çürük Yumurta ve Başbakan
Avrupa Birliği Hayalinin Sonu
Terörle Mücadelede ABD Politikaları ve Sayın Genelkurmay Başkanına Bir Çağrı
Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Açıklamaları ve Bir Çağrı
Gündem ve Terör
Gündem ve Teröre Karşı Ne Yapılacak?
Doğru Yol ve Anavatan Partisinin Birleşmesi
Mitingler ve Kakofoni
Anayasa Mahkemesinin Kararı ve Sonrası
Tehlikenin Farkında mıyız?
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder