rte etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rte etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2017 Perşembe

RTE’nin Müjdelerizle Geldi 2014!...



RTE’nin Müjdelerizle Geldi 2014!...


Cüneyt Arcayürek

Her geçen gün bir önceki günü aratıyor.
Oysa Başbakan’a bakılırsa ohooo Türkiye ve halk refaha doğru almış başını gidiyor.

Her yeni yıl insanlarımıza daha bir zenginlik, daha ferah günler vaat ediyor. Yaşamsal sıkıntıların, bunalımların giderek azaldığı günler müjdeliyor.
Başbakan’ın ağzından ballar gibi akan bu sözleri dinliyor, rahatlıyorsunuz belki ve bir de uyanıyorsun ki, 1 Ocak sabahı hükümet, ne zorba rejimden geri adım atıyor, ne yaşam sıkıntılarının giderileceğini öngören kararlar açıklıyor ne de zamlardan... ekonomi ve mali baskın önlemlerinden bir adım geri atıyor!
İşit de inanma derler ya bazılarının sözlerine.
Bu sözün doğruluğunu kanıtlama görevini üstlemiş bir başbakanı var bu ülkenin.
Her sözü Allah’la başlayıp biten Başbakan, zamlara da Allah’ın emri gereğidir derse şaşıracak mısınız?

***
Bu iktidar zaten uzun zaman yeni yıl kutlamalarını İslama aykırı diye propaganda yapanlara sesini çıkarmayarak destek verdi
Halkın yollara, sokaklara dökülerek istediği gibi bağırıp eğlenmesine TOMA’larla, biber gazıyla müdahale etmedi, tabii bir geceliğine.
31 Aralık’ın 1 Ocak’a bağlandığı gece zorbalığı hiçe saymanın tadını çıkardı halkımız ve öyle ki TV’ler, örneğin Kanal D, yılbaşı gecesinin ertesi akşam haberlerinde bütün önemli haberleri bir yana attı, 25 dakika yılbaşının, özellikle İstanbul’da, kısaca tüm Türkiye’de nasıl coşkuyla kutlanıldığını yayımladı.
Oysa o sabah orta sınıfa, ortanın altındaki milyonlara darbe vuran zamlar açıklanmış, yürürlüğe girmişti ama... ne gam Kanal D’ye ve diğerlerine...
Zamların halkın güncel, aylık hatta yıllık olanaklarına vurduğu darbeyi yorumlayan tek bir haber yayımlanmadı.

Milyonları Etkileyen TV’ler bu kafayla giderlerse seçimlere...

... RTE korkusundan sıyrılacak havayı nah yakalarlar demek geliyor insanın içinden!

***
Geçende particilik nedeniyle siyasal mantığını yitirmeyen bir muhalif milletvekili bana köyde kentte bire bir görüştüğü insanların, örneğin bir çifçinin, bu Başbakan’ın zamlarla canlarına okuduğunu söylediğini, ama yine gözlerinin içine bakarak aynı çiftçinin muhalefet partilerine oy vermeyeceğini belirttiğini anlattı.
Benim Müslüman vatandaşımdı, şaşırmadım.

Toplum ayakta... İktidar elinde cop, yasa yoksa yeni yasa çıkararak demokratik hak ve özgürlüklere, yaşam sıkıntılarına zamlarla her gün yeni bir darbe vuruyor.

Böyle bir manzara çizen Batılı demokrasilerde böyle bir hükümet ve başbakanı acaba bir gün görevde kalabilir mi?

***
Bu ülkede üç ay önce, Taksim’deki sapanlı görüntüleri nedeniyle polis operasyonunda tutuklanan Emine Hanım gibi kadınlarımız, toplumsal bir güç olarak bu iktidarın lanetlediği, darbe dediği, suikast diye tanımladığı Gezi eylemlerinin sadece bir iki ağaç için değil, haksızlığa ve adaletsizliğe isyan olduğunuve Gezi eylemleri başlasa yine katılacaklarının açıklayıcı işaretlerini verebilseler...
... ya da Edirne’de kendini çay içmeye davet ettirmeye çalıştığı evin hanımının Çay yok, Evime gelmeniz de İstenmezdiye balkonundan iktidar bakanına ve tabii iktidara duygularını ifade eden yanıtını örnek alarak kadınlarımız topyekûn harekete geçebilseler.....

Bu iktidar ne yaparsa yapsın, zorbalığını dikta rejimlerini aratmayacak düzeyde uygulasın; kadınlarımız, Edirne’deki hanımla Emine Hanım gibi davransalar...

... Oy yitirmeyeceği sanısıyla sandık da sandık diye meydan okuyan AKP iktidarına önce yerel sonra genel seçimlerde okkalı bir Osmanlı tokatıyla gidiş yolunu gösterebilirler.

***
Durup durup insanların özel yaşamlarına müdahale etmediklerini söyler başbakanları.

Oysa son zamlarla bir kez daha bir bakıma insanların yaşamlarına müdahalenin, hatta koşullarını yaşanmaz durumuna getirmenin dik âlâsı uygulamalar yapıyor.
Sigara adamın keyfi... Bira içip rahatlıyor... Sağlığını koruyoruz diyebiliyor...
Hadi canım sende!..

Sen Bütçendeki açığı kapatmak amacıyla insanların güncel yaşamlarına bal gibi müdahale ediyorsun.

Yakındır, bu zamların gerekçesini açıklarken halka hizmet verebilmeyi sağlamak için başka olanak bulamadığını söyleyebilir
Özel yeni uçaklara, makam arabalarına şuna buna hazineyi çarçur ettiğini örtmek için son zamları getirdim diyebilir mi?
Hatta uygulamaya koyduğu dolaylı dolaysız vergileri, aman ha bana hizmet diyen halk beni zamlara zorladı, diye de savunabilir
Her şey beklenir bu iktidardan...
... Demokrasinin temel kurallarını uygulamadan gayri!  


***


26 Kasım 2016 Cumartesi

Türkiye 12 Yılda Nereden Nereye Geldi...



Türkiye 12 Yılda Nereden Nereye Geldi...




Tayyip Erdoğan sık sık nereden nereye der ya, bugün size Türkiye’nin 12 yılda nereden nereye geldiğini başlıklar halinde sunmaya çalışacağım.
1) 12 yıl önce Türkiye’nin ülke borcu 218 milyar dolardı, bugün Türkiye’nin ülke borcu 715 milyar dolar.
2) 12 yıl önce bankalar, limanlar, büyük sanayi kuruluşları, Telekomünikasyon milli İdi; bugün tamamına yakını yabancı sermayenin elinde.
3) 12 yıl önce PKK tükenmiş terör örgütüydü, bugün PKK mütareke şartlarını dayatan meşru taraf kimliğinde.
4) 12 yıl önce APO katildi, bugün kahraman!
5) 12 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en prestiji orduların başındaydı, bugün TSK kendini bile korumaktan aciz durumda.
6) 12 yıl önce MİT devletin istihbarat kurumuydu, bugün MİT Tayyip Erdoğan’ın özel örgütü imajında.
7) 12 yıl önce Türkiye’de bağımsız bir yargı kurumu vardı, bugün bizzat Başbakan’ın beyanı ile yargımız haşhaşi örgütün işgali altında.
8) 12 yıl önce Türkiye, bölgesinin en itibarlı ülkesiydi; bugün Türkiye Kıbrıslı Rumların ve IŞİD’li soytarıların bile takmadığı şamar oğlanı hüviyetinde.
9) 12 yıl önce hırsızlar mahkemede yargılanırdı, bugün iktidarın hırsızları sandık sonuçlarını mahkeme hükmü sayıyor.
10) 12 yıl önce iktidarın hırsızlığını sorgulayan savcılar eller üstündeydi, bugün o tür savcılar tehdit altında.
11) 12 yıl önce medya bağımsızdı, bugün bir kısım medya iktidarın köpekliğini yapıyor.
12) 12 yıl önce Türkiye’nin Kerkük diye bir davası ve kırmızı çizgisi vardı, bugün Kerkük “Kürdistan”ın parçası.
13) 12 yıl önce Barzani aşiret reisiydi, bugün Barzani AKP sayesinde devlet başkanı.
14) 12 yıl önce halk borçsuzdu, bugün bütün ahalinin her şeyi ipotekli.
15) 12 yıl önce Camiler Allahın Eviydi, bugün camiler adeta AKP’nin örgüt evleri.
16) 12 yıl önce İmam Hatipler meslek lisesiydi, bugün İmam Hatipler genel lise.
17) 12 yıl önce polis devletin güvenlik örgütüydü, bugün polis F tipi yapının militan merkezi.
18) 12 yıl önce Türk olmak övünç kaynağıydı, bugün TC ibareleri devletin kurumlarından indiriliyor.
19) 12 yıl önce İslam inançtı, bugün İslam ideoloji.
20) 12 yıl önce Diyanet Müslümanlara hizmet ederdi, bugün AKP’ye hizmet ediyor.
21) 12 yıl önce Üniversiteler özerkti, bugün köle.
22) 12 yıl önce basılmamış kitap bomba muamelesini görmezdi, bugün görüyor.
23) 12 yıl iktidarı protesto etti diye insanlar dövülerek öldürülmezdi, bugün öldürülüyor.
24) 12 yıl önce Başbakanların oğulları ve servetleri konuşulmazdı, bugün konuşuluyor.
25) 12 yıl önce Başbakanlığın 1 uçağı varken, bugün Başbakanlığın 4 uçağı 2 helikopteri ve onlarca lüks aracı var.
26) 21 yıl öncesinin Başbakanları örtülü ödenekten yılda en fazla 50 milyon dolar harcarken, bugünün başbakanı yılda 1 milyar doların üstünde harcıyor.
 Sabahattin Önkibar