Yüzbası Noel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yüzbası Noel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2018 Cuma

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOGU VE GÜNEYDOGU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 18

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOGU VE GÜNEYDOGU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 18

   İngilizlerin Musul’u ele geçirmesini kabul edemeyen Türkler ise, bölgede yogun bir sekilde İngiliz aleyhtarı propaganda yürütmeye baslamıslardır. Musul ve çevresinde yasayan Türkler ve Kürtler arasındaki bu propagandalar karsısında İngilizler, karsı taktik uygulama yoluna giderek, bu bölgenin kendi hakimiyetlerinde kalması için, Türklere karsı Kürtler arasında bagımsızlıkçı hareketlerin gelistirilmesi ve yaygınlastırılması yoluna gitmislerdir. Bu amaçla İstanbul’da kurulmuş olan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin idarecileri basta olmak üzere, bir çok Kürt ileri gelenini kendileri lehinde kazanmak isteyen İngilizler, 1919 yılında bu konuda yogun bir mesai harcamıslardır. 
İngilizlerin 1919 yılında Kürtler yönelik yürüttügü faaliyetlerinde Yüzbası Edward Charles Noel ön plana çıkmış ve İngilizler açısından ilk dönemlerde büyük bir 
umut kaynagı olmustur. Yüzbası Noel’in 1919 yılı içerisinde Diyarbakır ve İstanbul’daki Kürt ileri gelenleri ile yaptıgı görüsmelerin ardından, 1919 Agustos ve Eylülünde Antep, Adıyaman ve Malatya’yı içeren propaganda gezisi sonucunda, herkes tarafından bilinen Ali Galip Olayı ortaya çıkmış ve bu kisi ile yanında bulunanlar Halep’e kaçmak zorunda kalmıslardır. 

II. Mesrutiyet’in ilanından sonraki dönemde İngilizlerin destegi ile ortaya çıkarılmak istenen Kürtçülük hareketleri ve Kürt Devleti fikrine karsı, Anadolu ve 
İstanbul’da büyük bir tepki ve milli refleks ortaya çıkmıstır. Mustafa Kemal Pasa önderligindeki Milli Mücadele ekibi, Kürtçülük faaliyetleri karsısında etkin önlemler alarak Türk ve Kürtlerin bir ve bütün olduklarını her platformda dile getirmiş ve olusturulmak istenen İngiliz destekli Kürtçülük faaliyetlerinin zararlı sonuçlarına karsı halkı aydınlatmıslardır. 

İngilizler tarafından olusturulmak istenen Kürt Devleti’nin, 1920 yılında imzalanan Sevr Antlasması ile bölünmüş bir halde önlerine geldigini ve gerçeklesmesinin büyük bir hayal oldugunu gören pek çok Kürt ileri geleni, Milli Mücadele saflarına katılarak isgalci güçlere karsı Türkler ile birlikte hareket etmislerdir. Sevr Antlasması ile Musul ve çevresini kendi hakimiyetine alan İngilizler ise, bu antlasmadan sonraki dönemde, Musul üzerinde faaliyet göstermek isteyen Türklere karsı Kürtleri kullanmak stratejisini belirli oranda devam ettirmislerdir. Ancak bu dönem içerisinde Musul ve çevresinde İngilizler aleyhinde büyük çaplı isyanlar ortaya çıkmıstır. Musul ve çevresini mutlaka elinde tutmak düsüncesini tasıyan İngilizler, bu isyanları bastırmak için büyük bir güç harcamak zorunda kalmıslardır. 

İngilizlerin yürüttükleri ayrılıkçı faaliyetlere ragmen, birlikte hareket eden Anadolu insanının verdigi büyük mücadelenin ardından, Anadolu isgalci güçlerden temizlenmistir. Bunun sonrasında Lozan’da yapılan barış antlasması görüsmelerinde, Türk tarafının yogun çabalarına ragmen Musul meselesi çözümlenememistir. Musul’u mutlaka elinde tutmak amacını güden İngilizler, Türklerin bu bölgeyi ele geçirmesinin önüne engel çıkarmak amacı ile yeniden Kürt kartını kullanma yoluna gitmislerdir. Bu amaçla İngilizler, kurulmasından itibaren takip ettikleri Azadi Örgütü’nün liderleri ile gizli temaslar kurmuslar ve bunun sonucunda Kürtler arasında bir isyanın çıkmasını tesvik etmislerdir.

İngilizler ile irtibatı olan Azadi Örgütü’nün çalısmaları sonrasında 1925 yılında ortaya çıkan Seyh Sait İsyanı ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin çok zor 
durumda kalması sonrasında Musul meselesi İngilizler lehine sonuçlanmıstır. Musul meselesinin kendi lehlerine çözülmesinin ardından İngilizler, Anadolu içindeki Kürtler ile olan iliskilerini belirli oranda devam ettirmislerdir. 1927 yılında Kürtler ve Ermeniler tarafından olusturulan Hoybun Cemiyeti’nin kurulmasında, Fransızlar ile birlikte İngilizler büyük bir rol oynamıslardır. Hoybun Cemiyeti’nin örgütlenmesini yakından takip eden İngilizler, bu cemiyetin bölünmesinden sonra kurulan cemiyetler üzerinde de etkili olmuslardır. 

1920’li yılların sonlarından itibaren Kürtler ile ilgili öne çıkan dış güç Fransa olmustur. Hatay meselesi nedeniyle Türkiye ile problemler yasayan Fransa, Türklerin zor duruma sokulması amacı ile, hakimiyetleri altında bulunan Suriye’yi eski Kürtçülerin barınmaları ve örgütlenmeleri için elverisli bir hale getirmistir. Bu dönemde Suriye’deki Kürtçü çalısmalar içerisinde Bedirhan ailesine mensup olan Celadet, Kamuran ve Süreyya Bedirhan kardesler özellikle öne çıkmıslar ve Fransızlardan her türlü destegi almıslardır. Bunun yanında Nuri Dersimi de öne çıkan kisiler arasındadır. 

Fransızların desteginde Suriye’de örgütlenen Kürtçülerin çalısmaları sonucunda ortaya çıkan isyanlarda, Suriye merkezli ve Fransız destekli Hoybun Cemiyeti’nin büyük rolü bulunmaktadır. 1937-38 yılları arasında ortaya çıkan Dersim isyanında da Fransa’nın büyük etkisi bulunmaktadır. Bu isyan sırasında, isyancılara para ve silah desteginde bulunan Fransızlar, bu yol ile Türkiye Cumhuriyeti’ni zor durumda bırakarak Hatay üzerindeki Türk iddialarının sona erdirilmesini amaçlamıslardır. 

1939 yılında baslayan II. Dünya Savası sırasında İran’ı işgal eden İngiliz ve Ruslar bu dönemde de Kürtleri kullanma yoluna gitmislerdir. Savaş sonrasında İran’dan çekilmek zorunda kalan Ruslar, çekildikleri yerlerdeki Kürtlere, Urmiye ve çevresindeki bölgede “Mehabad Cumhuriyeti” adı altında bir devlet kurdurmuslardır. Kurulan bu devlet içerisinde Irak Kürtlerinden olan Molla Mustafa Barzani’de görev almıstır. Bu devlet İran tarafından sona erdirilmisse de, daha sonraki dönemdeki Kürtçüler için bir idol olarak algılanmış ve her fırsatta bu devlete atıflar yapılmıstır. 

    II. Dünya Savası’nın sona ermesinden sonraki dönemde ortaya çıkan Soguk Savaş sürecinde Kürtler yeniden gündeme gelmislerdir. 
Bu dönemde Sovyetler Birligi Kürtler üzerinde etkin bir propaganda faaliyetine girismistir. II. Dünya Savası sonrasında yeni yayılma bölgeleri elde etmek isteyen Stanlinci Sovyetler, bu amaçla Kürtler arasındaki örgütlenmelerin kendi lehlerinde ve Marksist-Leninist çerçeve içinde olusmasında etkin bir gayret içine girmislerdir. Özellikle Irak Kürtlerinden olan Molla Mustafa Barzani’ye her türlü destegi veren Sovyetler Birligi, bu kisinin bölgede büyük bir güç sahibi olmasını ve Irak içinde ayrılıkçı Kürtçü faaliyetler yürütmesini desteklemistir. Irak’ın kuzey kesiminde ortaya çıkan Barzani hareketi çevrede bulunan diger ülkelerdeki Kürtleri de etkilemistir. Türkiye, Suriye ve ran’daki Kürtler üzerinde yürütülen Barzani taraftarı Kürtçü çalısmalar sonucunda, II. Dünya Savası sonrasındaki dönemde, bu ülkelerdeki Kürtler tarafından Kürdistan Demokrat Partisi, Komala ve Kawa isimli örgütler teskil edilmistir. 

    II. Dünya Savası sonrasındaki dönemde Kürtler ile ilgili en fazla çalısmalarda bulunan ülkelerden birisi de Fransa’dır. Bedirhan ailesine mensup olan kisiler aracılıgı ile yürütülen bu faaliyetler içerisinde, Fransızlar özellikle Kürt tarihi, dili ve düsüncesi ile yakından ilgilenmislerdir. Bu düsünceler ile 1945 yılında Paris’te bulunan Yasayan Dogu Dilleri Ulusal Okulu’nda bir Kürdoloji Kürsüsü kurulmustur. Bu kürsü bir süre sonra, Sorbon Üniversitesi’ne baglı olmak üzere Dogu Dilleri ve Uygarlıkları Ulusal Enstitüsü bünyesine dahil edilmistir. “Paris Kürt Enstitüsü” olarak adlandırılan bu kürsünün basına Celadet Bedirhan ile Kürtçe Gramer kitabını yazan Roger Lescot getirilmistir. 
Bir süre sonra ise bu kürsünün baskanlıgına Kamuran Bedirhan atanmıstır. Faaliyetlerini günümüzde de sürdüren Paris Kürt Enstitüsü, Kürtçü faaliyetler açısından önemli bir karargah olarak görülmektedir. Paris Kürt Enstitüsü baskanlıgını yürüten Kamuran Bedirhan, bu dönem içerisinde 

İsrail ile Kürtler arasındaki iliskilerin olusturulmasında da özel bir görev almış ve Molla Mustafa Barzani’nin İsrail’e giderek buradaki yetkililer ile görüsmelerini temin etmistir. Aynı dönemde İsrail kendi güvenligini tehdit eden özellikle Irak’ın istikrarsızlastırılması amacı ile Kürt guruplar ile dirsek teması olusturmuş ve gizlice Kürtçülük faaliyetlerini desteklemistir. Fransa’nın Bedirhan ailesi aracılıgı ile yürüttügü Kürt politikasına paralel olarak, 1989 yılında Belçika’nın baskenti Brüksel’de “Bürüksel Kürt Enstitüsü” adı altında bir kuruluş olusturulmustur. Kurulan bu enstitünün baskanlıgına ise, Fransa’dakinin bir benzeri olmak üzere, 1919 yılında Yüzbası Noel ile birlikte Kürtçülük faaliyetlerini yürüten Ekrem Cemilpasazade’nin kızı olan Pervin Cemil getirilmistir. 

Türkiye dısında bu olaylar devam ederken Türkiye içinde de Kürtçü düsünce yavaş yavaş yeniden hız kazanmaya baslamıstır. Özellikle 1950’li yılların sonlarından itibaren yürütülen basın yayın çalısmaları ile Kürtçüler etkinlik kazanmak istemislerdir. 

Bu dönemde Musa Anter, Ziya Serefhanoglu, Sait Elçi ve Faik Bucak’ın da içinde bulundukları bir gurup, Kürtlerin özgürlüklerini kazanmaları ve haklarının verilmesi adı altında örgütlenme yoluna gitmislerdir. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin aldıgı tedbirlere ragmen bu ekip çalısmalarına devam etmiş ve 1961 Anayasası’nın getirdigi rahat ortam içerisinde bir süre sonra, Barzani hareketi ile irtibatlı olan ve genel sekreterligini Faik Bucak’ın yaptıgı Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’ni kurmuslardır. 

Bu dönem içerisinde Türkiye’deki asırı sol örgütler tarafından Kürt meselesi siyasi amaçlarla kullanılmaya çalısılmış veya bir diger deyisle her iki tarafda birbirini kullanma yoluna gitmislerdir. Asırı sol örgütlerden olan Türkiye İsçi Partisi ileri gelenleri tarafından bu amaçla 1967 yılından sonra Marksist-Leninist içerikli “Dogu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO)” adı altında bir teskilat kurulmustur. 12 Mart müdahalesinin ardından kapatılan bu teskilatın ardından 
“Devrimci Demokratik Kültür Dernegi (DDKD)” adı altında yeni bir teskilat olusturulmustur. 

Kürtler arasında bir çok farklı adlar ile kurulan sol örgütlere paralel olarak pek çok Kürtçü de siyaset sahnesinde öne çıkmaya baslamıstır. 1980 öncesi dönemde özellikle CHP içinde yer alan ve bu partinin iktidarı sırasında bakanlık görevinde bulunan Serafettin Elçi’nin etkinligine dikkat çekmek gerekir. Bu süreç içerisinde Kasım 1978 yılında Abdullah Öcalan liderliginde “Kürdistan İsçi Partisi (PKK)” adı ile bir örgüt kurulmustur. Kısa süre içerisinde diger Kürt örgütlerini saf dısı bırakmayı basaran bu örgüt Dogu ve Güneydogu Anadolu’da hızlı bir örgütlenme içine girmistir. Kurulmasının ardından Suriye’nin destegi ile faaliyetlerini arttıran PKK, bu dönem içerisinde Ermeni örgütleri ile de irtibata geçmistir. 1980 öncesi dönemde Türkiye aleyhtarı faaliyetler yürüten ASALA ile PKK arasında 1979 yılında Lübnan’ın Sidon sehrinde yapılan görüsmeler sonrasında, Sevr Antlasması sürecinde yapılması için dış güçlerin büyük gayret gösterdikleri Ermeni ve Kürt birlikteligi fikri yeniden ortaya çıkmıstır. Yapılan bu görüsmeler sırasında Ermeni ve Kürt halklarının Türkiye’ye karsı ortak hareket etmeleri hususunda bir ortak eylem kararı alınmıstır. 

Özellikle Suriye basta olmak üzere diger dış güçlerin verdikleri destekler ile güçlenen PKK, 1984 yılından itibaren Türkiye içinde kanlı eylemlere girismiş ve on binlerce insanın ölümüne neden olmustur. Suriye’nin denetimindeki Bekaa Vadisi’nde konuslanan PKK, burada egittigi örgüt elemanları ile Türkiye’de büyük bir terör havası estirmiş ve birçok terör eylemini gerçeklestirmistir. 1992 yılından itibaren Kuzey Irak bölgesinde güç kazanan bu örgüt, bölgedeki otorite boslugundan da yararlanarak Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini gittikçe arttırmıstır. 

1991 yılında Sovyetler Birligi’nin yıkılması dünyanın tek kutuplu bir hale gelmesi sonucunu ortaya çıkarmıstır. Bu dönem içerisinde yeni stratejiler üreten Amerika Birlesik Devletleri, I. Dünya Savası sonrasındaki dönemde ngiltere’nin izledigi politikayı yeniden yürütmeye baslamıstır. Ortadogu bölgesinin sahip oldugu stratejik ve ekonomik degeri gayet iyi bilen ABD, bu bölgeye hakim olmak için yerel isbirlikçiler olarak Kürtleri belirlemistir. 1991 yılındaki Körfez Hareketi’nden sonraki dönemde Kuzey Irak’taki Kürt guruplar ile olan iliskilerini gittikçe arttıran ABD, bundan sonraki dönemde bölgenin istikrarsızlastırılması için büyük bir gayret göstermeye baslamıstır. 

Uluslararası emperyalizmin izledigi genel stratejiye uygun olarak, ele geçirmek istedigi bölgenin önce istikrarsızlastırılması ve ardından da düzeni saglamak amacı ile o bölgenin hakimiyetinin bir süreligine elde edilmesi stratejisine paralel olarak, ABD ilk etapta Saddam Hüseyin aracılıgı ile Ortadogu’nun istikrarsızlastırılmasını temin etmistir. Saddam Hüseyin aracılıgı ile istikrarsız bir hale getirilen bölgenin istikrara kavusması amacı ile II. Körfez Hareketi’ni düzenleyen ABD, Saddam Hüseyin sonrası dönemde Kürtleri kendisi açısından en önemli müttefik olarak görmüstür. ABD açısından yeni müttefik konumunda konuslandırılan Kürtler, bölgede daima hazır kıta olarak kendi emellerine hizmet edecek gurup olarak görülmektedir. Zira, kurulması düsünülen Kürt Devleti, etrafındaki devletler ile daimi bir düsmanlık içerisinde olacak, bu ise, Kürt Devleti’ne ABD’nin yardım ve destegini gerekli kılacaktır. Bunun sonucunda ABD, bölgede her daim hazır ve mevcut bulunabilecek, bu Kürt Devleti ile   Ortadogu ’nun üç büyük halkı olan Türkleri, Arapları ve ranlıları çok kolay tehdit edilebilecektir. 

ABD’nin Irak’ı isgali ile giderek sekil degstiren bölgede, meydana gelen olaylar sonrasında, Türkiye’ye yönelik olarak da Sevr Antlasması’nın yeniden gündeme 
getirilmesi de söz konusudur. Bu dönemde, 1920’li yıllarda uygulanamayan Sevr Antlasması’nın uygulanması için gerek Türkiye içinde, gerekse Türkiye dısında büyük bir faaliyet gündeme getirilmistir. Türkiye aleyhine ortaya çıkan bu faaliyetler ile 

Türkiye köseye sıkıstırılarak, uluslararası emperyalizmin çıkar ve amaçları dogrultusunda hizmet etmeye zorlanabilecegi olası görülmektedir. Bölünme tehlikesi ile karsı karsıya bırakılacak olan Türkiye’nin, kendi basına uygun stratejiler izlemesine olanak vermemek için de, iç karısıklıklar içinde bırakılması, bunun yanında komsuları ile arasının bozuk tutulma angajmanı beklendigi degerlendirilmektedir. Bu yol ile Türkiye ve çevresinin istikrarsızlastırılması temin edilerek ve emperyalizmin amaçları dogrultusunda olayların gelismesi saglanır ise, bölgedeki müttefik Kürtlerin aracılıgı ile ABD Ortadogu’da kalıcı olarak her istedigini gerçeklestirebilme ve bölgeyi sekillendirebilme gücüne sahip olabilecektir. Bu ise büyük bir kaosun ortaya çıkmasına ve son bin yılda Osmanlı idaresi dısında bir türlü huzuru bulamayan Ortadogu’nun yeniden sekillendirilmesi sonucunu doguracaktır. 

EKLER; 

EK 1: Yüzbası/Binbası Noel’in Mardin ve çevresindeki faaliyetleri ile ilgili telgraf. 
(ATASE, İSH, Kutu No: 30, Gömlek No: 14, Belge No: 14-1). 

EK 1 EKLE




















EK 1’in Transkripsiyonu 

Diyarbekir’den: Harbiye Nezâret-i Celîlesi’ne mevrûd sifredir 

1-Mardin’de bulunan İngiliz Binbasısı Macor Novil Haleb’e gidüb bir hafta sonra ‘avdet idecegini söylemisdir. Hayvânlarını ve ma‘iyyetinin kısm-ı a‘zamını Mardin’de bırakacakdır. Yalnız Süleymaniye’den getirdigi Kürdce tercümânı Faik’i beraber götürecekmis. 

2-Mardin esrâfı binbasıya ve ma‘iyyetine yüz virmamisdir. Binbası ma‘iyyeti efkârın İngilizlere mütemâyil olmadıgına kanâ‘at getirmisdir. Süleymaniye’de Seyh Mahmud’un Pesderlilerle Hemavendliler ve sâ`ir ‘asâ`ir üzerinde sâyân-ı ehemmiyet büyük bir nüfûzu olmadıgını i‘tirâf itmisdir. Mardin’de propaganda yapmak istemiş ise de kimse iltifât itmamisdir. 

3-Binbası simdilik hakîkî maksadını gizliyor kâh Diyarbekir’e kâh Mardin’e kâh Haleb’e gitmege karâr viriyor esâsen serserî mizâc bir adam oldıgı anlasılmakdadır sergüzest kovaladıgı zann idilmekdedir propaganda yapabilmek ve maksadlarına nâ`il olabilmek içün Haleb’de Mardin’in Nusaybin’in isgâlini taleb itmesi muhtemel görülmekdedir. Harekât 14604 

Fî 27/28 Nisan sene (13)35 

K (Kolordu) 13 K (Kumandan) Vekili Cevdet 


(ATASE, İSH, Kutu No: 30, Gömlek No: 14, Belge No: 14-1). 





















EK 2: Yüzbası/Binbası Noel’in Midyat’taki faaliyetleri ile ilgili telgrafın ilk sayfası. 
(ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-2). 

EK 2’nin Transkripsiyonu 

Diyarbekir’den Harbiye Nezâret-i Celîlesi’ne mevrûd şifre 

24/5/35 tarih ve 15363 nomerolu sifreye dildir İngiliz binbasısı Macor Novil Midyat ve Mardin mıntıkasında yapdıgı seyâhatde evvelâ siyâsî propagandalar yapmış ve cevâb-ı redd almış dahî ba‘zı ahâlîden husûnet görmüş oldugundan bi’l-ahere dahâ ziyâde muhâlefet görmemek içün ahâlîden zirâ‘at ticâret mikdâr-ı nüfûs tarz-ı ma‘iset ve mu‘âseret hakkında ‘umûmî sû`aller sormaga baslamış ve muvâfık cevâblar almısdır seferberlikden mutazarrır olanları ve ve hükûmetin ahâlîden parasız tekâlîf-i harbiye alub almadıgını da sormuş ise de esrâf cevâben seferberlikden mutazarrır olmıyan millet yokdur biz de çok can gâ`ib itdik hükûmet bizden parasız bir sey almadı bi’l-‘akis hükûmete mâl virenler zengin oldılar esrâfın bu cevâbları mûmâ-ileyhin hayret ve takdîrini mûcib olmusdur tehcîr ve nakîl mes`elesini de Midyat Kâ`immakâmlıgı’ndan sormuş ve cevâben bu mes`ele sâyân-ı te`essüf olmagla beraber sebeb-i aslî Ermeniler olduklarını ve İslâmlar ise ancak müdâfa‘a-i nefs içün mukâbelede bulunduklarını söylemisdir Macor Novil bunu tasdîk itdigi gibi Ermenistan mes`elesinden bahs iderek bunu ortaya çıkaran Rusya’dır Fransızlarla İngilizler bu sıralarda bu mes`ele mevzû‘-ı bahs itmek istemiyorlar bi’z-zât dolasdıgı yerlerde hattâ Van’da bile Ermeniler ekalliyeti teskîl itdiklerini ve vilâyât-ı sitede Ermenilerin mevcûdiyeti bir sofra üzerinde (silik) kabîlinden olduklarını resmen virdigi raporda zikr itdigini beyân ve Ermeniler tasgın Rumlar ise gürüldücü ve fikirsizdir İstanbul’da yapdıkları harekât mûceb-i ta‘accübdür dimisdir Midyat’daki Süryani Kralı’nı da sormuş ve bunlara bir sey yapılmadıgı bi’l-‘akis anlar sû`-i tefehhüm olarak bidâyetde hükûmete karsu silâh atdıkları silâhların kursunları hâlâ burada tavanlarda bulundukları kazâ kâ’immakâmı tarafından beyân idilmiş ve Süryani Kadîm Murahhası da ‘aynı beyânâtda bulunarak mûmâ-ileyh kâni‘ olmusdur mûmâ-ileyh bi’l-münâsebe Almanlardan da bahs iderek Almanya’dan Fransa’ya ilhâk idilecek arâzîde Almanlar ekseriyeti teskîl itdiklerinden ve ilhâk (çizili) bütün cihân taht-ı tehlikede kalacagını velâyetden dolayı Fransızlarla Amerika arasında ihtilâf mevcûd oldugunu Ermeni meselesinden İngilizlerle Fransızlar arasında kavî bir muhâdenet bulunmadıgını beyân itmiş ve hattâ geçenlerde Haleb’de olan bir mes`eleden dolayı İngiliz kumandanı bir Fransız kumandanını tevkîf itdigini ve esbâbı ise Fransızlar Ermenilerin her sözüne büyük bir safif-i kalb ile kapılmakda oldıgını söylemiş oldıgı ma‘rûzdur. Harekât 15392 

(ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-2). 




















EK 3: Yüzbası/Binbası Noel’in Midyat’taki faaliyetleri ile ilgili telgrafın ikinci sayfası. (ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-3). 


EK 3’ün Transkripsiyonu 


25 Mayıs sene (1)335 K (Kolordu) 13 K (Kumandan) Ahmed Cevdet 
(ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-3). 


















EK 4: Yüzbası/Binbası Noel’in Mardin ve Midyat’taki faaliyetleri ile ilgili telgraf. 
(ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-4). 

EK 4’ün Transkripsiyonu 

Diyarbekir’den Harbiye Nezâreti’ne mevrûd sifredir 

(1) Midyat’dan Savur’a gelen ngiliz Binbasısı Macor Novil Savur Kazâsı’nın nâhiye merkesi olan ‘Unye’ye ugramış ve 19/5/35’de Mardin’e ‘avdet eylemisdir 
Omyalça (?) iki gün sonra Dirik’e gidüb oradan Diyarbekir’den sonra Siverek Urfa tarîkiyle (okunamadı) Natli’ye (?) ‘avdet eyleyecegini söylemisdir. 
(2) Mûmâ-ileyhin Midyat Savur ve ‘Unye’de yapmak istedigi propagandalar revâc bulmaması hakkında misâfirperverlik gösterilmekle beraber propagandalar (okunamadı) yüzüne karsı redd eylemiş oldıgı mevsûken istihbâr kılınmısdır. Mûmâ-ileyhin gidecegi mahalde ‘aynı mukâbele görmesi içün kolordu bütün kuvvetiyle çalısmakdadır Midyat ve Savur ‘Unye seyâhatine dâ`ir tafsîlât-ı lâzime alınamamısdır alındıgında ‘arz idilecegi ma‘rûzdur efendim Harekât 15363 

K (Kolordu) 13 K (Kumandan) Vekili Ahmed Cevdet 


13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmed Cevdet 24 Mayıs sene (1)335 
      (ATASE, İSH, Kutu No: 85, Gömlek No: 27, Belge No: 27-4). 



EK 5: Anadolu ve Trakya’nın Sevr Antlasması’na göre taksiminin haritası. (Kaynak: Emekli İstihkam Albay Hakan SENKAL’ın özel arşivinden alınmıstır) 


BİBLİYOGRAFYA 

I-ARŞİV BELGELER. 

Genelkurmay Baskanlıgı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Dairesi Baskanlıgı Arsivi, İstiklal Harbi Katologu (ATASE, İSH) 
Kutu No Gömlek No Belge No 

30          14              14-1 
85          27              27-2 
85          27              27-3 
85          27              27-4 

II-YAYINLANMIŞ ARŞİV BELGELERİ 

Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996. MESUT, Ahmet; İngiliz Belgelerinde Kürdistan 1918-1958, Doz Yayınları, İstanbul, 1992. 

Musul-Kerkük İle İlgili Arsiv Belgeleri (1525-1919), Basbakanlık Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü Osmanlı Arsivi Daire Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1993. 
ŞİMŞİR, Bilal; İngiliz Belgelerinde Atatürk (1919-1938), C.:1, Nisan 1919-Mart 1920, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1973. 
ULUBELEN, Erol; İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2005 

III-TETKİK ESERLERİ 

AEGLETON, William; Mahabat Kürt Cumhuriyeti, Koral Yayınları, İstanbul, 1991. 
AKBIYIK, Yasar; Milli Mücadelede Güney Cephesi, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990. 
AKÇORA, Ergünöz; Van ve Çevresinde Ermeni İsyanları (1896-1916), Türk Dünyası Arastırmaları Vakfı Yayını, İstanbul, 1994. 
AKSİN, Sina; İstanbul Hükümetleri Ve Milli Mücadele, Son Mesrutiyet (19191920), II. Cilt, Cem Yayınları, İstanbul, 1992. 
AKYOL, Mustafa; Kürt Sorununu Yeniden Düsünmek Yanlış Giden Neydi? Bundan Sonra Nereye?, Dogan Kitap, İstanbul, 2006. 
Ali Rıza Seyh Attar; Kürtler Bölgesel ve Bölge Dısı Güçler, Anka Yayınları, İstanbul, 2004. 
ARSLAN, Abdurahman; Samsun’dan Lozan’a Mustafa Kemal Ve Kürtler (19191923), Doz Yayınları, İstanbul, 1991. 
ATATÜRK, Kemal; Nutuk, C.:I, 1919-1920, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1993. 
BAYDUR, Mithat; “Gerard Evelyn Leachman”, Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İrfan Yayımcılık, İstanbul, 1995, s.91-103. 
BED RHAN, Celadet Ali; Kürt Sorunu Üzerine, Avesta Yayınları, İstanbul, 1997. 
BRU NESSEN, Martin Van; Aga,Seyh Ve Devlet, Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz. 
CAN, Mehmet; Ortadogu’da Amerikan Politikası, Bayrak Yayınları, İstanbul, 1993. 
CELİL, Celile; Kürt Aydınlanması, Avesta Yayınları, İstanbul, 2001. 
ÇAY, A.Haluk Her Yönüyle Kürt Dosyası, Turan kültür Vakfı, Ankara, 1996. 
ÇETİN, Mahmut; İsyancı Bedirhan Bey’in Yaramaz Çocukları ve Bir Kardeslik Poetikası Kart-Kurt Sesleri, Biyografi.net, İstanbul, 2005. 
Ekrem Cemil Pasa; Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992. 
Fahir ARMAOGLU; 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1999. 
Fahir ARMAOGLU; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1980), I.Cilt, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, 1994. 
FROMK N, David; Barısa Son Veren Barış Modern Ortadogu Nasıl Yaratıldı 1914 1922, Çev.: Mehmet Harmancı, Sabah Kitapları, İstanbul, 1994. 
Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları 3, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1992. 
GÖLDAS, smail; Kürdistan Teali Cemiyeti, Doz Yayınları, İstanbul, 1991. 
GÜNAY, Selçuk; “II. Abdülhamid Devrinin Son Yıllarında Güneydogu Anadolu İle Kuzey Irak’ta Asiret Mücadeleleri ve Milli Asireti Reisi İbrahim Pasa”, 
        Atatürk Üniversitesi Türkiyat Arastırmaları Enstitüsü Dergisi, S.:2, Erzurum, 1995, s.103-132. 
HAYDAROGLU, lknur Polat; Osmanlı mparatorlugu’nda Yabancı Okullar, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990. 
HELMRE CH, Paul C.; Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Masalar, Gizli Anlasmalar ve Türkiye’nin Taksimi, Çev.: Serif Erol, Sabah Kitapları, İstanbul, 1996. 
HOPKIRK, Peter; İstanbul’un Dogusunda Bitmeyen Oyun, Sabah Kitapları, stanbul, 1995. 
KARABEK R, Kazım; stiklal Harbimizin Esasları, Sinan Matbaası, İstanbul, 19331951. 
K ESER, Hans Lukas; Iskalanmış Barış Dogu Vilayetlerinde Misyonerlik Etnik 
Kimlik ve Devlet 1839-1938), letisim Yayınları, stanbul, 2005. 
KOCABAS, Süleyman; Hindistan Yolu ve Petrol Ugruna Yapılanlar Türkiye ve İngiltere, Vatan Yayınları, İstanbul, 1985 
KURUBAS, Erol; Baslangıçtan 1960’a Degin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ümit Yayıncılık, Ankara, 1997. 
KUTLAY, Naci; ttihat ve Terakki ve Kürtler, Beybun Yayınları, Ankara, 1992. 
KÜÇÜK, Cevdet; Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkısı 18781897, Türk Dünyası Arastırmaları Vakfı Yayını, İstanbul, 1986. 
LAZAREV, M.S; Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Çev.: Mehmet Demir Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz. 
Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, Avesta Yayınları, İstanbul, 2004. 
Malmisanij; Kürt Milliyetçiligi ve Dr.Abdullah Cevdet, Jina Nû Yayınları, Uppsala, 1986. 
Malmisanij; Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ve Gazetesi, Avesta Yayınları, İstanbul, 1999. 
MANSFİELD, Peter; Osmanlı Sonrası Türkiye ve Arap Dünyası, Söylem Yayınları, İstanbul, 2000. 
Mehmet Salih Bedirhan; Defter-i A`malım, Yayına Hazırlayanlar: Mehmet Uzun Rewsen Bedirhan, Belge Yayınları, İstanbul, 1998. 
MELEK, Kemal; İngiliz Belgeleriyle Musul Sorunu, Üçdal Nesriyat, İstanbul, 1983. 
METİN, Halil; Türkiye’nin Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1997. 
Mevlanzade Rıfat; Türkiye İnkılabının İçyüzü, Pınar Yayınları, İstanbul, 1993. 
NOEL, Edward William Charles; Kürdistan 1919 Binbası Noel’in Günlügü, Avesta Yayınları, Çev.: Bülent Birer, İstanbul, 1999. 
OLSON, Robert; Kürt Milliyetçiliginin Kaynakları ve Seyh Sait İsyanı, Özge Yayınları, Ankara, 1992. 
ÖKE, Mim Kemal; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ve Binbası E. W. C. Noel’in Faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1988. 
ÖKE, Mim Kemal; Musul-Kürdistan Sorunu 1918-1926, İz Yayıncılık, İstanbul, 1995. 
ÖKE, Mim Kemal-KOLOGLU, Orhan; Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İrfan Yayımcılık, İstanbul, 1995. 
ÖKE, Mim Kemal; “Ajanların Gizli Tarihi”, Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İrfan Yayımcılık, İstanbul, 1995, s.9-32. 
Refik Hilmi; Anılar, Seyh Mahmud Berzenci Hareketi, Nujen Yayınları, İstanbul, 1995. 
RİŞVANOGLU, Mahmut; DoguAsiretleri ve Emperyalizm, Bogaziçi Yayınları, İstanbul, 1992. 
SAGAY, Resat; XIX. ve XX. Yüzyıllarda Büyük Devletlerin Yayılma Siyasetleri ve Milletlerarası Önemli Meseleler, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 1972. 
SARIHAN, Zeki; Kurtuluş Savası Günlügü II (Açıklamalı Kronoloji) Erzurum Kongresi’nden TBMM’ye (23 Temmuz 1919-22 Nisan 1920), 
     Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1994. 
SASUN , Garo; Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy’dan Günümüze Ermeni Kürt İliskileri, Med Yayınları, İstanbul, 1992. 
SEFEROGLU, Sükrü Kaya; Milli Mücadele Yıllarında Kürt “Türk”-Ermeni İliskileri, Türk Dünyası Arastırmaları Vakfı Yayını, İstanbul, 1990. 
SEKBAN, Şükrü Mehmet; Kürt Sorunu, Kamer Yayınları, İstanbul, 1998. 
SONYEL, Salahi R., Türk Kurtuluş Savası Ve Dış Politikası I.Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1995. 
SÜSLÜ, Azmi; Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlügü Yayını, Van, 1990. 
TUNAYA, Tarık Zafer; Türkiye’de Siyasal Partiler, C.:II, Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul, 1986. 
TURAM, Emir; “Gertrude Bell”, Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İrfan Yayımcılık, İstanbul, 1995, s.105-152. 
Türk İstiklal Harbi Mondros Mütarekesi Ve Tatbikatı-I, Genelkurmay Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1992. 
Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1966. 
URAL, Selçuk; “Arsiv Belgelerine Göre Binbası Noel’in Faaliyetleri”; Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, Sayı:11, İstanbul-2004, s.53-72. 
UZER, Tahsin; Makedonya Eskıyalık Tarihi ve Son Osmanlı Yönetimi, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1987. 
VAHAPOGLU, Hidayet; Osmanlı’dan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okullar, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1997. 
YALÇIN, Soner; Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı-Efendi-2, Dogan Kitapçılık, İstanbul, 2006. 
YILDIZ, Hasan; Fransız Belgeleriyle Sevr-Lozan-Musul Üçgeninde Kürdistan, Koral Yayınları, İst., 1991. 
YILDIZ, Hasan; XX. Yüzyıl Baslarında Kürt Siyasası ve Modernizm, Nujen Yayınları, İstanbul, 1996. 
YULARKIRAN, Cevdet R.; Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940. 

IV-SANAL YAYINLAR 

“80 yıllık Kürt politikası-3” http://www.yuruyus.com/www/news.php?h_newsid= 442&dergi_sayi_no=16&. 
ALAKOM, Rohat; “Orta Anadolu Kürtlerinin Kürt Milliyetçiligiyle Tanısması (19181920)”, 
http://www.kusca.com/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=16&newlang=danish. 
BAHTİYAR, Gülcan; “Bitlis Kıyamı (1914)”, http://www.mizgin.net/modules.php?name=News&file=article&sid=597. 
BAHTİYAR, Gülcan; “Dersim Direnisi (1907-1909)”, http://www.mizgin.net/modules.php?name=News&file=article&sid=407. 
BAHTİYAR, Gülcan; “Seyh Ubeydullah Nehri Ayaklanması”, http://www.mizgin.net/ 
modules.php?name=News&file=article&sid=19. 
ÇETİNER, Selahattin; “Kürtlerin Siyasi ve deolojik Kürtçülük Faaliyetleri”, 
http://www.mudafaai-hukuk.com.tr/test/TEROR_DOSYASI/ scetiner_2.htm. 
EKİNCİ , Tarık Ziya; “Kemalist Aydınlanma ve Kürtler-II”, http://www.gelawej.org/modules.php?name=News&file=print&sid=1023. 
“Ekrem Cemil Pasa” http://www.esmerdergisi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=22. 
HIDIRSAH, Yakup; “Mezopotamya'da Hıristiyan Katliamı ve Kürtler-1”, 
http://f1.parsimony.net/forum789/messages/2953.htm. 
Hüseyin Tahiri; “Kerkük -Tarih tartısmaya son vermelidir”, 
http://www.kerkukkurdistan.com/kerkukek.asp?ser=3&cep=9&nnimre=1064. 
KAYA, Yasar; “Abdurrahim Rahmi Zapsu”, http://www.ozgurpolitika.org/ 2002/11/18/allkos.html. 
K ESER, Hans-Lukas; “Kemalist Türk Milliyetçiligine Karsı Alevi Kürtler, Dersim 
Aleviligi ve Mustafa Kemal'e Karsı I. Kürt Ayaklanması’ndaki Rolü (Koçgiri, 1919-1921)”, http://www.dersim.biz/html/arastirmalar2.html. 
“Koçgiri İstiklal Savası”, http://www.zazaki.org/modules.php?name=Content&pa=printpage& pid=12. 
LAÇİNER, Sedat; “Türkiye-İngiltere İliskileri ve İşbirligi İmkanları”, 
http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=68 
“Seyh Ubeydullah Ayaklanması”, http://www.kakalak.8m.net/kurt.html. 
http://www.bilgin.nu/books/barzani/1.php 
http://german.rizgari.com/modules.php?name=News&file=article&sid=177 
http://www.kurdinternet.com/article.php?sid=2317 
http://www.kurtulus-online.com/www/b-yolunda2/sayfa74-93.html. 
http://www.npr.org/templates/story/story.php?storyId=3860950 
http://www.ozturkler.com/forum/viewtopic.php?p=26145&highlight=&sid=455efc3bfa121c50337b8dcbaa8f6c7e. 
www.turksolu.org/44/ayas44.htm -25k. 

***

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 16

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 16


          DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 

          KÜRTÇÜLÜK FAALİYETLERİNE KARŞI MİLLİ REFLEKS, SEVR ANTLAŞMASI VE SONRASI 


I- KÜRTÇÜLÜK FAALİYETLERİNE KARŞI MİLLİ REFLEKS 

      I. Dünya Savası’nı sona erdiren Mondros Mütarekesi’nin ardından, savasın galiplerinin Osmanlı topraklarını isgal etmeye baslamaları karsısında, bu topraklarda yasayan halk ve Osmanlı idarecilerinin bazıları arasında isgallere karsı tepki hareketleri ortaya çıkmaya basladı. Savasın galiplerinden olan İngilizlerin Musul ve çevresini isgal etmeleri sonucunda da bu bölgede yasayan halk arasında isgale karsı çesitli tepkiler ortaya çıktı İngilizlerin bu tepkileri etkisiz hale getirmek için gösterdikleri gayretlere ragmen, 1919 yılının Mart ayından itibaren kendilerine karsı muhalif hareketler gittikçe artmış ve yer yer huzursuzluk olayları meydana gelmeye baslamıstır. 

     Meydana gelen bu huzursuzluk olaylarının ortaya çıkmasındaki faktörlerin basında, adı geçen bölgeyi isgal eden İngilizlerin bölgede kalıcı olmak amacı ile 
giristikleri faaliyetlere karsı olusan hosnutsuzluk gelmektedir454 . 

Musul ve çevresinde ortaya çıkan İngilizler ile ilgili hosnutsuzlugun temel nedenlerinin basında, İngilizler aleyhine bu bölgede yasayan halk arasında Osmanlı-Türk taraftarı propagandanın özel bir yeri vardır. Savasın yenilgiyle sonuçlanmasının sokunu atlatmaya çalısan Osmanlı-Türk kuvvetleri, 1919 yılının baslarından itibaren İngilizler basta olmak üzere (savasın galipleri olup), Osmanlı topraklarının birçok bölgesinde isgallere girisen devletler aleyhine propagandalar yürüterek, savaş sonrasındaki dönemde de var olabilme ve isgallerin gelisimini engelleme yoluna girismislerdir455. Musul ve çevresinde İngilizler aleyhine yürütülen propagandalar da bu engelleme yönteminin bir unsuru olarak görülebilir456 . İngilizlerin Musul ve çevresinde Osmanlı-Türk hakimiyetinin yok edilmesi ve Türklerin bir daha bu bölgede hakimiyet 
kurmaması amacı ile Seyh Mahmut Berzenci ve diger Kürtleri kendi tarafına çekerek Kürtler üzerinden politika yürütmesine karsı, İngilizlerin bu bölgeyi isgallerinin hemen ertesinde Ali hsan Pasa’nın tesebbüsleri ile bölgede İngiliz aleyhtarı faaliyetler ortaya çıkmaya baslamıstır457 . 

Mondros Mütarekesi’nin sonrasındaki dönemde, I. Dünya Savası’nın savasın galiplerinin, savaş sırasında kendileri ile isbirligi yapan Ermeniler ve Arapları 
kullanarak Osmanlı Devleti toprakları üzerinden pay kapma yarısı içine girecegini gören Osmanlı idarecileri, bu kullanma yarısında Kürtlerin de bir piyon olarak 
kullanılabilecegini öngörmüslerdir. Bunun yanında özellikle Dogu Anadolu’nun Ermenilere verilecegi yolundaki iddialar ve bu hususta yürütülen propagandalara karsı durmak amacı ile bu bölgede yasayan Kürtlerin örgütlenmeleri ve Ermeni ve Arap ayrılıkçılıgına karsı Kürtlerin Osmanlı hakimiyeti içerisinde bir denge unsuru olarak ortaya çıkarılması için Tevfik Pasa Hükümeti’nin destegi ile Kürdistan Teali Cemiyeti kurdurulmustur. Ancak bu cemiyet daha sonraki asamada istenilen hedefin tam tersine ayrılıkçı bazı faaliyetler içerisinde girmiş ve isgalci ngilizler ile yakın iliskiler gelistirmistir458 . 

İngilizlerin ve diger isgalci güçlerin savastan maglup çıkan Osmanlı Devleti’nin ve bu devlette hakim unsur olan Türklerin bir daha ayaga kalkamaması amacıyla yürüttükleri isgal faaliyetleri ve parçalama siyasetleri çerçevesinde ortaya çıkan Ermeni meselesi, bu dönemde gerek Türkler, gerekse Kürtler arasında büyük bir endiseye neden olmustur. Bu nedenden ötürü, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu’da yasayan halk arasında Ermeni Devleti’nin kurulacagı söylentileri büyük bir korku ve tepkinin ortaya çıkmasına neden olmustur. Bu korku dolayısıyla, bu bölgelerde yasayan Kürtler kendileri üzerinde yürütülen ayrılıkçı Kürtçü propagandaya ragmen, isgalci güçler karsısında, kendilerini Türklerle beraber hareket etmek zorunlulugunda hissetmislerdir459 . 

Kürtler arasındaki bu zorunluluk hissi temelsiz degildir. Zira, gerek I. Dünya Savası sırasında olsun, gerekse daha önceki dönemlerde olsun Ermeniler tarafından ortaya konulan tavır ve davranıslar ile terör olayları sırasında Türk-Kürt ayrımı yapılmadan yüzbinlerce insanın katledilmesi olayları hafızalardan silinmemistir. Daha önceki olayların yeniden tekrarlanabilecegi düsüncesinde olan bölgenin Kürt halkı, bu nedenden ötürü kendilerine sunulan “hayali Kürt devleti” projelerindense, yüzlerce yıldır birlikte yasadıkları Türkler ile birlikte hareket ederek düsmana karsı mücadele etme yolunu tercih etmislerdir460 . 

Kürtler arasında yapılmaya çalısılan ayrılıkçı propagandalara ragmen, Ermeni tahakkümü tehlikesi daha da baskın çıkmıstır. Sürekli olarak haklarının Ermeni 
çıkarlarına feda edilecegi ve Ermenilerin geçmiste oldugu gibi büyük katliamlara girisecegini düsünen Kürtler arasında, Osmanlı-Türk propagandasının da sunucunda büyük hareketlenmeler ortaya çıkmıstır. Bunun sonucunda özellikle Dogu Anadolu’nun isgal edilmesi veya Ermenilere teslim edilmesine engel olmak amacı ile Erzurum merkezli olmak üzere “Vilayat-ı Sarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti” adı ile bir cemiyet kurulmustur461 . 

İngilizlerin desteginde Yunanlıların zmir’i isgal etmeleri sonrasında Anadolu’nun bütün bölgelerinde ortaya çıkan büyük tepki hareketleri neticesinde Anadolu’da ortak bir ruh ortaya çıkmaya baslamıstır. Bu ortak ruh giderek güçlenmiş ve “Kuva-yı Milliye” adı altında geliserek Milli Mücadele’nin baslangıç nüvesini olusturmustur. İsgallerin gittikçe yaygınlasması ve isgalci güçlerin girdikleri yerlerdeki halka karsı davranıslarının tepkilere neden olması, bu ruhun daha da güçlenmesine ve etkinlik kazanmasına neden olmustur. 
19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Pasa’nın da milli birlik saglanması ve isgallere karsı ortak tavır takınılması hususunda büyük gayretleri 
olmustur. Samsun’a çıkmasının ardında isgallere karsı ortak tavır içine girilmesi hususunda çalısmalara baslatan Mustafa Kemal Pasa, buna paralel olarak İngiliz 
destekli Kürtçülük faaliyetlerine karsı da tedbirler alınması ve bu faaliyetlerin etkisinin yok edilmesine de gayret sarf etmistir. Bu cümleden olmak üzere özellikle Diyarbakır merkezli yürütülmekte olan Kürtçülük faaliyetlerini inceleyen Mustafa Kemal Pasa, 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey ile yaptıgı yazısmaların sonucunda bu bölgedeki Kürtçülük hareketleri ve ngilizlerin isgal faaliyetleri ile ilgili geniş bilgiye sahip olmustur462 . 

Yürütülen Kürtçülük faaliyetleri hakkında bilgiler elde eden Mustafa Kemal Pasa, 29 Mayıs 1919 tarihinde stanbul’daki Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye Riyaseti’ne 
gönderdigi bir telgraf ile bu bölgedeki durum hakkında bilgi vermistir. Adı geçen telgrafta Mustafa Kemal Pasa, “Kürt Klübü” olarak adlandırılan Diyarbakır’daki 
Kürdistan Cemiyeti’nin faaliyetleri sonucunda halk arasında bazı karısıklıklar olustugu, bunun sonucunda hükümet taraftarı olan cemiyetler ile bu klüp arasındaki düsmanlıgın arttıgını belirtmistir463 . Bu telgraftan anlasıldıgına göre, Mustafa Kemal Pasa bölgeyi daha önceden tanıması nedeniyle, buralarda yasayan ileri gelen kisilere telgraflar göndererek, Osmanlı Devleti’ne baglı kalınması ile ilgili olarak neler yapılması gerektigini de belirtmistir464 . 

Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin Kürtçülük faaliyetlerinde öne çıkması ve milli birligi bozucu davranısların odagı haline gelmeye baslaması üzerine, Osmanlı idarecilerinin dikkati bu cemiyetin üzerine çevrilmistir. Bu cemiyetin zararlı faaliyetlerinin gittikçe artması üzerine, Diyarbakır merkezli 13. Kolordu’nun özel gayretleri sonucunda Kürt Klübü olarak adlandırılan bu cemiyet 4 Haziran 1919 tarihinde Diyarbakır Valiligi’nin emri ile kapatılmıstır465 . 

Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin kapatılması sonrasında, bu kapatılma ile ilgili olarak ufak çapta bazı tepki hareketleri ortaya çıkmıstır. Ortaya çıkan bu tepki hareketlerinden haberdar olan ve Diyarbakır ileri gelenlerini yakından tanıyan Mustafa Kemal Pasa bu hususla ilgili bazı yazısmalarda bulunmuş ve bu bölgenin Osmanlı idaresi altında kalması ve ayrılıkçı hareketlerden uzak tutulması için gayret sarf etmistir. Bu cümleden olmak üzere, kapatılan Kürt Klübünün baskanı olan ve daha önceden yakinen tanımış oldugu Cemilpasazade Kasım Bey’e 14 Haziran 1919 tarihinde bir telgraf göndermistir. Mustafa Kemal Pasa bu telgrafında, devletin varlıgı ve bütünlügü için ortak bir sekilde çalısılması gerektigini, Ermenilerin İngilizlerin destegi ile Dogu Anadolu’da devlet kurmak için bir çok tesebbüste bulundugunu belirtmistir. Bunlara ilave olarak, Türkler ve Kürtlerin birbirlerinden ayrılmaz öz iki kardeş oldugunu, bu iki kardesin birbirinden ayrılmaları hususunda yürütülen çalısmalara itibar edilmemesi gerektigini belirten Mustafa Kemal Pasa, Cemilpasazade Kasım Bey’in 
Diyarbakır’daki Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti’nin güçlendirilmesi için gereken çalısmaları yürütüp, mümkünse kendisi ile görüsmek üzere Sivas’a gelmesini talep etmistir466 . 

Müstakil Kürdistan ictihadını takib eden Diyarbekir’deki Kürt Klübü ile hükümet tarafdarı olan diger klüpler arasındaki münaferetin (düsmanlıgın) arttıgını bi’t-tahkik ögrendim. Kürtler ve Kürdistan üzerinde haiz-i tesiri olan ve esna-i harbde hukuk ve münasebetlerini pek ziyade kazandıgım Kürt ümerasından meshur müteaddid zevata kolordu vasıtasıyla re`sen (bizzat) sifreli telgraflar yazarak devletin vaziyet-i siyasiyyesi ve kendilerince ittihazı lazım gelen vaziyyet hakkında icabı gibi beyanat ve vesaya-yı mü`essirede (etkili vasiyetlerde) bulundum. Son günlerde muttali oldugum (haber aldıgım) bazı malumata nazaran Kürdistan için müstakil Kürdistan olmak üzere İngilizlerce tervic (destek) gören hangi mıntıkalarda ve atiyen daha ziyade tevessü‘ünü (genislemesini) yine İngilizlerce tesvik ve insaa edilen mıntıkalar hangileridir. Bu babda daire-i celilerinde mevcud olan malumatın inbasına (haber verilmesine) müsaade buyurulmasını rica ederim Mustafa Kemal” Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.19. 

Gerek Mustafa Kemal Pasa olsun, gerekse diger Osmanlı idarecileri olsun, bu dönemde yürütülmeye çalısılan Kürtçülük faaliyetlerine karsı tedbir olması amacıyla, bu dönemde gündemde olan Ermeni Devleti tehlikesi hususunda halkı aydınlatmaya ve Kürtlerin Türkler ile birlikte hareket etme gerekliligini asılamaya çalısmıslardır. Bu amaçla ayrılıkçı Kürtçü cemiyetler içinde de faaliyetler yürütülmüs, bu cemiyetlerin mensuplarının Milli Mücadele lehine kazanılması yönünde çalısmalarda bulunulmustur. 
Büyük basarıya ulasan bu çalısmaların yanında, zararlı faaliyetlerine engel olunamayan ve milli birligi bozmaya yönelik faaliyet yürüten cemiyetler de Diyarbakır örneginde oldugu gibi kapatılmıstır467 . 

İngilizlerin desteginde ortaya çıkarılmaya çalısılan Kürtçülük faaliyetlerine karsı alınan bu tedbirlere paralel olarak, milli birligin saglanması ve isgallere karsı ortak hareket edilmesi amacı ile kongreler de düzenlenmistir. Bu kongrelerden birisi olan ve 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi’nin sonuç beyannamesinde “Hudud-ı milliye dahilinde bulunan bi’l-cümle aksam-ı vatan bir küldür. Yekdigerinden infikak kabul etmez” denilmek suretiyle ayrılıkçı faaliyetlere ve isgallere karsı tepki ortaya konulmustur468 .

Erzurum Kongresi ile milli birligin saglanması hususunda büyük bir adım atılmasının ardından Mustafa Kemal Pasa, tüm Anadolu ve Rumeli’nin temsilcilerinin katılacakları kongrenin yapılacagı Sivas’a gitmeden önce Dogu ve Güneydogu Anadolu’nun ileri gelen asiret reisleri ve dinî önde gelenlerine mektuplar yollayarak onların desteklerini saglamaya ve faaliyetleri hakkında bilgi vermistir469 . 

Milli birligin saglanması hususunda gösterdigi bu gayretlere paralel olarak, Mustafa Kemal pasa milli birligin bozulması yönünde faaliyet gösteren İngiliz ajanı Yüzbası Noel’in de faaliyetlerini yakından takip etmiş ve bu kisi ile birlikte seyahat edecek kisilerin etkisiz hale getirilerek, yapacakları zararlı faaliyetlere meydan verilmemesi hususunda gerekli mercilere emirler vermistir470 . 

Verilen bu emirlere ragmen, Yüzbası Noel ve yanında bulunanların Malatya’ya kadar gelmesi ve Sivas Kongresi’ni etkisiz hale getirmek isteyen Ali Galip ile 
Malatya’da bulusmaları üzerine, Mustafa Kemal Pasa bu kisilerin amaçlarını ve faaliyetlerini açık bir sekilde yetkili mercilere bildirmiş ve bunların derhal etkisiz hale getirilmeleri hususunda tedbirlere basvurmustur471 . Mustafa Kemal Pasa’nın aldırttıgı tedbirler sonucunda Yüzbası Noel ve yanında bulunanlar kaçmak zorunda kalmıslar ve etkisiz hale getirilmislerdir. Bunun sonucunda Mustafa Kemal Pasa Damat Ferit Pasa Hükümeti’ni sert bir dille elestirmiş ve Ali Galip Olayı’nın tertipçisi Dahiliye Nazırı Adil Bey’e, onu elestiren bir telgraf göndermistir472 . Bunun ardından da bütün 

Anadolu’nun İstanbul Hükümeti ile irtibatının kesilmesi ve ortaya çıkan durumun padisaha arzedilmesi yoluna gidilmistir. Bunun sonucunda Damat Ferit Pasa Hükümeti istifa etmek zorunda kalmıstır473 . 

Meydana gelen olaylar sonucunda, Mustafa Kemal Pasa Ali Galip ile Yüzbası Noel’in tavır ve davranısları ile Kürtler arasında yürütülen Kürtçülük faaliyetlerini ortaya koymak sureti ile isgalci İngilizler ile Anadolu’nun ayrılmaz bir parçası olan Kürtler arasındaki iliskilerin azalması ve milli birligin saglanması hususunda önemli bir koz elde etmistir474 . 

Kürtler arasında ortaya çıkan İngiliz destekli ayrılıkçı hareketlere karsı, sadece Türklerden tepki gelmemis, aynı zamanda Kürtler arasında da tepkiler ortaya çıkmıstır. Kürt kökenli Dersim Milletvekili Lütfi Fikri Bey, 17 Kasım 1919 tarihinde Sabah Gazetesi’nde yazdıgı“Türk-Kürt Meselesi” baslıklı baş makalede, “barıstan sonra istedigimiz gibi didiselim, birbirimizi memnun ederiz. Kürt Cemiyetleri, simdi ayrılmayı reddetmelidir” demek suretiyle bu hareketlere tepkisini ortaya koymustur. Bu fikirlerini 24 Kasım 1919’da yine Sabah Gazetesi’nde, baska bir baş makalede tekrarlayan Lütfi Fikri Bey “Osmanlılık Karsısında Kürtler” baslıgı altında su ifadeleri kullanmıstır: “Türklerle Kürtler arasında uçurum derin degildir. Kürtler Osmanlı Devleti’nden ayrılmamalıdır”475 . 

Lütfi Fikri Bey’in bu yazısı üzerine, dönemin yazarlarından olup Kürdistan Teali Cemiyeti üyesi de olan Abdullah Cevdet, bu cemiyetin yayın organı olan Jin 
Gazetesi’nde elestirel bir yazı yazarak, Anadolu’da baslayan Mustafa Kemal hareketini bir İttihatçı eylemi olarak degerlendirip karsı çıkmıstır. Abdullah Cevdet’in bu fikirleri Mustafa Kemal Pasa’nın da dikkatini çekmiş ve İstanbul’daki Sıhhiye Genel Müdürlügü görevinin sona erdirilmesi için dönemin Harbiye Nazırı Cemal Pasa’ya ricada bulunmuştur 476 . 

Kürtçülük yönündeki çalısmalara karsı alınan önlemlere paralel olarak, Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal Pasa 6 Kasım 1919 tarihinde Kolordulara ve 
Valiliklere gönderdigi bir yazı ile, İngiliz destekli olarak ortaya çıkarılmaya çalısılan Kürtçülük faaliyetlerinin telin edilmesi için Kürt aga ve esrafının hükümete ve elçiliklere protesto telgrafı çekmelerini istemistir477 . 

Ortaya çıkarılmak istenen ayrılıkçı Kürtçülük faaliyetlerine ragmen Milli Mücadele Anadolu halkı içerisinde büyük bir destek kazanmıstır. Gittikçe büyüyen bu 
destek sonrasında, isgalci güçlere karsı tepki daha da artmıstır. Bunun sonucunda 28 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Mebusan Meclisi’nde kabul edilen Misak-ı Milli ile isgallere ragmen Anadolu ve Rumeli’nin bir ve bütün oldugu herkese ilan edilerek bu husus tescil edilmistir478 . 

Misak-ı Milli’nin kabul edilmesinin ardından İngilizlerin İstanbul’u isgal etmesi, Anadolu’daki Milli Mücadele’yi daha da güçlendirmistir. Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi’nde bir araya gelen milletvekilleri içerisinde Kürt kökenli milletvekilleri de yer almış ve isgalci güçlerin faaliyetlerine karsı tüm Anadolu halkı gibi omuz omuza mücadele etmislerdir. Dogu Cephesi’ndeki Ermeni hareketlerine karsı, isgalci güçler tarafından Ermenler ile birlikte hareket etmeleri istenen Kürtler, Türkler ile birlikte hareket ederek, Ermenilerin yenilgiye ugratılmasında büyük gayretler göstermislerdir479 . 

Milli Mücadele’nin devam ettigi günlerde ngilizler Kürtleri Anadolu içinde yeniden isyan ettirmeye ve kendi emelleri dogrultusunda kullanmaya çalısmıslarsa da 
ortaya çıkan ufak çaplı Milli, Koçgiri ve daha küçük çaplı isyanlar dısında Kürtler ile Türkler birlikte hareket etmislerdir. Ortak hareket eden Türk ve Kürtlerin faaliyetleri sonucunda Milli Mücadele kazanılarak isgalci güçler Anadolu’dan uzaklastırılmıstır. 1922 yılında Lozan’a giden smet Pasa’ya, Dersim Mebusu Diyap Aga “...hepimiz biriz, hepimiz biliyor ve söylüyoruz ki dinimiz diyanetimiz, aslımız birdir. Bizim içimizde ayrılık yoktur…” demek sureti ile Türk ve Kürt’ün bir ve bütün oldugunu bir daha ifade etmistir480 . 

DİPNOTLAR;

454 M.S Lazarev; Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Çev.: Mehmet Demir, Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz, s.73. 
455 Ahmet Mesut; İngiliz Belgelerinde Kürdistan 1918-1958, Doz Yayınları İstanbul, 1992, s.25, 29, 37. 
456 İngiliz isgalinin ilerlemesinin engellenmesi amacı ile yürütülen İngiliz aleyhtarı faaliyetlere ragmen, İngilizler 6 Aralık 1918'de Kilis'i, 17 Aralık 1918'de Antep’i, 22 Subat 1919'da Maras’ı ve 24 Mart 1919'da Urfa’yı isgal etmislerdir. Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, 
Ankara, 1966, s.13. 
457 M.S Lazarev; Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Çev.: Mehmet Demir, Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz, s.68. Ali Rıza Seyh Attar’ın ifadesine göre, Musul ve çevresinde Türkler tarafından yapılan İngiliz aleyhtarı propagandalarda, gelecek dönemlerde bölgenin İngilizler tarafından Arapların hakimiyetine bırakılacagı,  bunun ise Kürtlerin aleyhine olacagı sürekli tekrarlanmıstır. Bu propagandalar sırasında Türkler tarafından su hususlar da ifade edilmistir: Kürtler Türkler ile birlikte hareket ederse, gelecekte bu bölgeye özerklik verilecektir. Ali Rıza Seyh Attar; Kürtler Bölgesel ve Bölge Dısı Güçler, Anka Yayınları, İstanbul, 2004, s.90. 
458 Tarık Zafer Tunaya; Türkiye’de Siyasal Partiler, C.:II, İstanbul, 1986, s.188-189. 
459 Erol Kurubas; Baslangıçtan 1960’a Degin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ankara, 1997, s.115. 
460 Robert Olson; Kürt Milliyetçiliginin Kaynakları ve Seyh Sait İsyanı, Özge Yayınları, Ankara, 1992, s.47-48. Dogu ve Güneydogu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması ile ilgili söylentiler üzerine, 18 Nisan 1919’da Erzurumlular, 2 Nisan’da da Diyarbakırlılar Sadrazam’a çektikleri telgraflarda Ermeni tehlikesine temas ederek, Dogu ve Güneydogu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’nin ayrılmaz parçaları oldugunu belirtmislerdir. Mim Kemal Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ve Binbası E. W. C. Noel’in Faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1988, s.46. 
461 Bu cemiyetin kurulması öncesinde İngilizlerin ve Fransızların Adana, Maras, Antep ve Urfa’yı isgal etmeleri, bölge halkı arasında I. Dünya Savası’nın galiplerinin  Osmanlı Devleti’ni sona erdirmek amacında oldukları intibasını olusturmustur. Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi,  Ankara, 1966, s.13. Bu cemiyetin kurulmasında eski İttihatçıların büyük bir rol oynadıgını ortaya sürenler de bulunmaktadır. Naci Kutlay; İttihat ve Terakki ve Kürtler, Ankara, 1992, s.328-329. 
462 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.58. 
463 Ekrem Cemilpasazade’nin ifadesine göre, bu dönemde Diyarbakır’da Mustafa Kemal Pasa’nın büyük bir etkisi bulunmaktadır. Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin baskanı Cemilpasazade Kasım Bey’in agabeyi Mustafa Bey’in etrafında toplanmış olup, Milli Mücadele taraftarı olan ve çogunlugunu din adamlarını olusturan kisiler, camilerde “...Mustafa Kemali din hamisi diye tavsif ediyorlardı ve Mustafa Kemal’in muvafakkiyetine dua ediyorlardı”. Ekrem Cemil Pasa; Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992, s.40. 
464 Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye Riyaseti’ne “29.5.335 (29.5.1919) 
465 Mim Kemal Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ve Binbası E. W. C. Noel’in Faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1988, s37; Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, Avesta Yayınları, İstanbul, 2004, s.119. 
466 Cemil Pasazade Kasım Bey’e 

     “14.6.335 (14.6.1919) 
      Devletin tamami-i istiklaliyetle bekası ve saltanat ve hilafetin indirasdan masuniyyeti (yok olmadan korunması) ugrunda ihtiyarına müheyya (katlanmaya hazır) oldugunuz fedakarlık derecesine ve bana karsı olan muhabbet ve itimadınıza emniyetim ber-kemaldir. 
      Kürtlerin devletten ayrılarak ngilizlerin himayesinde müstakil Kürdistan teskil eylemeleri nazariyyesini tasvib etmem. Çünkü bu nazariyye muhakkak Ermenistan lehine İngilizler tarafından müretteb bir plandır. Bayazıt livasına resmen gelen ve refakatinde bir Ermeni zabiti bulunan İngiliz mümessili o havalinin Ermenistan oldugunu ve kariben bu keyfiyetin tebligi mukarrer oldugundan Ermeni asakiri himayesinde Ermeni muhacirlerinin avdete baslayacagını resmen bildirdi. 
Bi’t-tabi bunu reddettim ve edecegim. Kürtlerle Türkler birbirinin infikak (ayrılık) kabul etmez öz kardesler bu gün için farîza-i vucûdânemiz Kürtler, 
Türkler bütün anasır-ı slamiyye yek-vücut ve yekdil olarak istiklaliyetimizi müdafaa ve vatanın inkisamına mümanaat etmektir (bölünmesini engellemektir). Türk ve Kürt milletinin bu maksat-ı mübeccelin istiklaline azm eylemeleri sayesinde neticeden tamamen emin olabiliriz. Ben de bu kanaat la-tezezzüldür (sarsılmazdır). Kanaatlerimin istihsalindeki (edinilmesindeki) azmimin hiçbir kuvvetin karsısında tebeddül etmeyecegini zat-ı aliniz en iyi bilirsiniz. Kürt kardeslerimizin merbutiyeti ve esbab-ı refah ve terakkisini temin için haiz olmaları lazım gelen her türlü hukuk ve ....... etmek itasına tamamen taraftarım. Fakat Devlet-i Osmaniyye’yi inkısama ugratmamak sartıyla nokta-i nazarıma (görüsüme) istirak edeceginize süphe etmem. Ekrem, Fuat, Cevdet, Kerim, Fikri, Necdet ve Edip Beylere selamımı ve nokta-i nazarımı iblağ buyurunuz (iletiniz). Sizlerden ciddi ve samimi olarak intizar eyledigim 
husus tamamen benimle hemfikir olarak biraz feda-karî eylemenizdir. 
Diyarbekir Vilayeti Mudafa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i lhak Cemiyetini takviye ediniz, mümkünse bizzat benimle görüsmek üzere Sivas’a geliniz ve hareketinizi 
Kolordu veya vilayet vasıtasıyla bildiriniz. Kamil Bey’e ve diger rüfekaya ve umum Diyarbekir ahalisine selam ve hürmetlerimi irsal eder ve sizin gözlerinizden öperim. Mustafa Kemal” Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.33-34. 
467 Erol Kurubas; Baslangıçtan 1960’a Degin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ankara, 1997, s.111; Robert Olson; Kürt Milliyetçiliginin Kaynakları ve 
 Seyh Sait İsyanı, Özge Yayınları, Ankara, 1992, s.48. Lazarev, İttihatçı kökenli kisilerin Kürt klüplerini İngiliz ve Ermeni aleyhtarı faaliyetlerin merkezi haline 
getirdiklerini belirtmektedir. M.S Lazarev; a.g.e., s.105, 121. 
468 Kemal Atatürk; Nutuk, C.:I, 1919-1920, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1993, s.65. 
469 Mustafa Kemal Pasa; Mutkili Hacı Musa Bey, Bitlisli Kufrevizade Seyh Abdülbaki Efendi, Sırnaklı Abdurrahman Aga, Dersevli Ömer Aga, Musarlı Resul Aga, eski mebuslardan Sadullah Efendi, Seyh Mahmud, Nursinli Seyh Ziyaeddin ve Garzan'dan Cemil Çeto'ya bu mealde mektuplar göndermistir. 
 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.86-87. 
470 Kemal Atatürk; Nutuk, C.:I, 1919-1920, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1993, s.117. 
471 Mustafa Kemal Pasa 10 Eylül 1919’da Malatya’daki 15. Alay Kumandanı İlyas Bey’e yolladıgı telgraf ile o bölgelerde “... Kürtlük cereyanına asla müsait zemin  bırakılmaması ...” hususunda emir vermistir. K.Atatürk; a.g.e., s.125. 
472 “Dahiliye Nazırı Adil Beye; Milleti padisahlarına maruzatta bulunmaktan menediyorsunuz, alçaklar, caniler! Düsmanlarla millet aleyhinde tertibat-ı hainanede  bulunuyorsunuz. Milletin kudret ve iradesini takdirden aciz oldugunuza süphe etmiyordum. Fakat vatan ve millete karsı hainine ve mezbuhane harekette:  bulunacagınıza inanmak istemiyordum. Aklınızı basınıza toplayın. Galip Bey ve hempaları gibi bülehanın ahmakça vaatlerine kapılarak ve milletimiz, vatanımız için  muzır olan ecnebilere vicdanımızı satarak irtikap ettiginiz denaatlerin milletçe tatbik olunacak mesuliyetini nazar-ı dikkatte tutunuz. 
 Güvendiginiz eshas ve kuvvetin akıbetini ögrendiginiz zaman kendi akıbetinizle mukayeseyi unutmayınız. Mustafa Kemal” Cevdet R. Yularkıran; 
 Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.146-147. 
473 Salahi R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savası Ve Dış Politikası I.Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayını,. Ankara, 1995, s.137-138, 146-147; Cevdet R. Yularkıran; 
Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.147. 
474 E.Kurubas, a.g.e., s.110; M.S Lazarev; a.g.e., s.112. 
475 Naci Kutlay; İttihat ve Terakki ve Kürtler, Ankara, 1992, s.338-339. 
476 N.Kutlay; a.g.e., s.72, 299. Mürtçülük üzerine çalısmaları bulunan Malmisanij tarafından “... 20. yüzyıl baslarında canlanan Kürt milliyetçiligine büyük katkıları olan ...” bir kisi olarak tanımlanan Abdullah 
Cevdet’in Kürtçü faaliyetleri için su esere bakılabilir. Malmisanij; Kürt Milliyetçiligi ve Dr.Abdullah Cevdet, Jina Nû Yayınları, Uppsala, 1986. 
477 Yasar Akbıyık; Milli Mücadelede Güney Cephesi, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990, s.33. 
478 Salahi R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savası Ve Dış Politikası I.Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayını,. Ankara, 1995, s.137. 
479 Garo Sasuni; Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy’dan Günümüze Ermeni Kürt İliskileri, Med Yayınları, İstanbul, 1992, s.256-257. 
480 Yasar Akbıyık; Milli Mücadelede Güney Cephesi, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990, s.34. 

BU YAZI DİZİSİ
17 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

****

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 15

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 15


 

3- Yüzbası Noel’in Anadolu’ya İkinci Gelişi ve Faaliyetleri 


    Bagdat’taki amirleri ile görüsen Yüzbası Noel, yapacagı gezi sırasında kendisine eslik edecek heyetin üyelerinden olup, Emin Ali Bedirhan’ın ogulları olan Celadet ve Kamuran Ali Bedirhan’ın İstanbul’dan geliş tarihleri olan 19 Agustos’ta Halep’e geri dönmüstür422 .
    İstanbul’daki görüsmeler sırasında, Noel’in seyahatinde ona eslik etmesi kararlastırılan Seyit Moin ile Seyit İbrahim’in bu seyahate katılmaktan vazgeçmeleri nedeniyle heyetin yeterli olmadıgını düsünen Yüzbası Noel, bu sırada İstanbul’dan Halep’e gelmiş olan ve Diyarbakır’da yakinen tanısmış oldugu Ekrem Cemilpasazade’yi de bu heyete dahil etmistir423 . 
Halep’teki islerini tamamlayan ve hazırlıklarını sona erdiren Yüzbası Noel, 21 Agustos tarihinde yanında bulunan kisiler ile birlikte trene binerek Antep’e dogru yola çıkmıstır424. Yüzbası Noel ile birlikte bu seyahate çıkan kisiler arasında iki İngiliz daha bulunmaktadır. Bunun yanında Celadet ve Kamuran Bedirhan, 
Ekrem Cemilpasazade, Hakkarili Abdürrahim Efendi425 basta olmak üzere, bazı hizmetliler ve muhafızlar da bulunmaktadır426 . Yolculugu sırasında Antep’e ugraya Yüzbası Noel ve yanındaki heyet, burada bazı incelemelerde bulunduktan sonra tekrar yola devam etmislerdir. Geçtikleri yerlerdeki halkın durumunu inceleyen Noel, bölgedeki halk arasındaki okur yazar oranının arttırılması için Latin harflerinin Kürtler arasında kullanılmasını da yanındakilere ve görüstügü kisilere tavsiye etmistir427 . 

Maraş ve Pazarcık tarafındaki özellikle Alevi olan Kürt asiretleri arasında incelemelerde bulunan heyet üyeleri, Sinemilli ve Atmılı asiretlerinin yasadıkları yerlere ugramış ve bu asiretlerin ileri gelenleri ile görüsmelerde bulunmuslardır. Bu görüsmeler sonrasında Yüzbası Noel günlügüne, “...bizim hedefimiz, yerel asiret liderlerini ve toprak sahiplerini güçlendirmek olmalıdır. Bu hedefe, bölgeye gelecek olan İngiliz yöneticilere verilen görevi kabul etmeleri için en yüksek parayı teklif ederek ulasılabilecegini düsünüyorum ...” seklinde bir kayıt düserek, bölgede hakim olmak için asiret liderlerini ve ileri gelenleri elde etmek gerektigini belirtmistir428 . 

Yolculuguna devam eden heyet 31 Agustos aksamı, misafir oldukları Atmılı Asireti reisi Yakub Pasa’nın yanından ayrılarak Malatya’ya dogru yola çıkmıslardır. Yolculuk sırasında Kürecik (Gürecik) Asireti’nin yasadıkları yerleri de inceleyen heyet, 3 Eylül tarihinde Malatya’ya ulasmıstır429 . 

3.1-Yüzbaşı Noel’in Malatya’daki Faaliyetleri ve Ali Galip Olayı 

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Pasa, ilk andan itibaren Anadolu’daki milli hareketleri organize etmeye ve isgallere karsı ortaya çıkan tepki faaliyetlerini düzenleme çabası içine girmistir. Bu amaçla gerekli kurum ve kisilerle yazısmalarda bulunan Mustafa Kemal Pasa, Dogu Anadolu Bölgesi’nin temsilcilerinin katıldıgı Erzurum Kongresi’nin yapılmasının ardından, tüm Anadolu temsilcilerinin katılacakları Sivas Kongresi’nin yapılması için gerekli hazırlıklara devam etmistir. Mustafa Kemal Pasa’nın Anadolu’daki faaliyetlerinden rahatsızlık duyan basta İngilizler olmak üzere isgalci güçler ve İstanbul Hükümeti yetkilileri onun geri dönmesi ve faaliyetlerini sona erdirmesi hususunda birçok tesebbüste bulunmuslarsa da basarılı olamamıslardır. 

Mustafa Kemal Pasa ve yanında bulunanların Sivas’ta tüm Anadolu’yu kapsayacak bir kongreyi toplamalarını kendileri açısından tehlikeli olarak gören 
İstanbul’daki Damat Ferit Pasa Hükümeti, bu kongrenin toplanmaması hususunda tesebbüslere girismistir. Bu amaçla Damat Ferit Pasa Hükümeti, 29 Temmuz’da Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’nın yakalanarak İstanbul’a getirilmesi hususunda bir karar alarak, bu hususu Erzurum ve Sivas Valilerini bildirmistir. Bu kararın alındıgı gün Damat Ferit Pasa, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserligi memurlarından Hohler’i ziyaret ederek, Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’yı sikayet etmistir. Mustafa Kemal ve Rauf Pasa hakkında alınan kararın ertesi günü olan 30 Temmuz tarihinde, Harbiye Nazırı Nazım Pasa, yakalanmasını istedigi iki kisi ile ilgili talimatların uygulanması hususunda 15. Kolordu’nun yardımda bulunması hususu ile ilgili olarak Kazım Karabekir Pasa’dan ricada bulunmustur. Bunun yanında, dönemin Dahiliye Nazırı Adil Bey’de; Van, Elazıg, Erzurum, Sivas, Ankara, Bitlis, Trabzon Valilikleriyle, Erzincan Mutasarrıflıgı’na telgraflar göndererek. Tutuklanmaları için karar alınan bu iki kisinin idareleri dahilinde bulunan yerlerde bulundukları takdirde yakalanarak stanbul’a gönderilmelerini talep etmistir. Kazım Karabekir Pasa  1 Agustos tarihinde, Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’nın tutuklanmaları için bir sebep olmadıgını belirterek, kendisine yapılan ricayı yerine getiremeyecegini bir telgrafla Harbiye Nazırı’na bildirmistir430 . 

Damat Ferit Pasa Hükümeti’nin telgraf ve emirlere ragmen Mustafa Kemal Pasa ve yanındakilerin faaliyetlerine engel olunamaması sonrasında, bu kisiler Sivas’ta yapılacak olan kongrenin hazırlıklarına devam etmislerdir. Durumun bu hale gelmesi üzerine Dahiliye Nazırı Adil Bey, 19 Agustos tarihinde, Sivas Valisi olan Resif Pasa’ya bir telgraf göndererek, Sivas Kongresi’nin toplanmasına engel olmasını ve kongre için gelenlerin memleketlerine gönderilmesini emretmistir. 
Bu arada, Sivas’ta bulunan Fransız Binbasısı Burunot da, Sivas’ta kongrenin toplanması halinde Sivas’ı isgal edeceklerini Resit Pasa’ya bildirmistir431 . 

Mustafa Kemal Pasa’nın faaliyetlerine engel olamayan Damat Ferit Pasa Hükümeti yeni bir planı uygulamaya koymuslardır. Bu planın uygulanmasında dönemin Dahiliye Nazırı olan Adil Bey etkin olarak yer almıstır. Sivas Kongresi tesebbüsünü her ne sekilde olursa olsun basarısız kılmak düsüncesini tasıyan Adil Bey, bu hususla ilgili olarak dönemin Mamuratülaziz Valisi olan Ali Galip’i432 kullanma yoluna gitmistir. Bu düsünceyi tasıyan Adil Bey, Mustafa Kemal Pasa ve yanındakilerin Sivas Kongresi’ne katılmak üzere Erzurum’dan ayrıldıkları tarih olan 29 Agustos’ta, bu sırada eskıya takibi adı altında Dersim’de bulunan Ali Galip’i telgraf basına çagırarak, söhret yapmasına ve böylece tanınmasına sebep olacak bir görevi kabul edip etmeyecegini sormustur. Ali Galip’in, rütbesinin ilk etapta albaylıga, bir süre sonra da pasalıga yükseltilmesi halinde verilecek görevden kaçmayacagını bildirmesi üzerine, 30 Agustos tarihinde Ali Galip Sivas Valiligi ile birlikte 3. Ordu Komutanlıgı’na atanmıstır433 . 

    Adil Bey ile Ali Galip arasında yapılan bir dizi telgraf yazısmasının ardından Ali Galip’in çevreden toplayacagıasiret mensubu silahlı kisiler ile birlikte Sivas’a dogru hareket etmesi ve Sivas Kongresi’ni dagıtarak katılımcıların tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesine karar verilmistir434 . 3 Eylül tarihinde bu hususları içeren telgrafı alan Ali Galip hazırlıklara girismiş ve 3 Eylül tarihinde bu husus için çalısmalara baslamıstır435 . Ancak, stanbul ile Mamuratülaziz arasındaki telgraf hattının Sivas üzerinden geçmesi ve kullanılan sifrenin tüm valiler tarafından bilinmesi nedeniyle, Adil Bey ile Ali Galip arasındaki yazısmalar sürekli olarak Mustafa Kemal Pasa’nın bilgisi dahilinde olmuş ve gereken tedbirlerin alınması yoluna gidilmistir436 . Bu yazısmaların oldugu sırada, 3 Eylül tarihinde Malatya’ya gelen Yüzbası Noel ve yanındaki heyetin üyeleri, bu dönemde Malatya Mutasarrıfı olan Halil Rami Bedirhan ve diger idari yetkililer tarafından karsılanmıstır437 . İstanbul’da bulundugu sırada Dahiliye Nazırlıgı’ndan sifreli telgraf gönderme ve alma yetkisini almış bulunan Noel, Malatya’ya ulastıgı sırada kendisine gönderilmiş olan dokuz tane sifreli telgrafı alarak bunları okumaya çalısmıs, ancak kendi ifadesine göre, bu telgraflara birilerinin kasten zarar vermesi nedeniyle okuyamamıstır. Bunun üzerine telgraf müdürünü arayan Noel, Urfa ile baglantı kurarak, bazı telgrafların yeniden kendisine gönderilmesini temin etmistir438 . Yüzbası Noel’in Malatya’ya gelmesinin ardından, kendisi ile yanında bulunan kisilerin tutuklanması için on gün önce 13. Kolordu tarafından bir telgraf gönderildigini Malatya Mutasarrıfı Halil Rami Bey’den ögrenmistir439 . Bu durum üzerine Yüzbası Noel, güvenlik önlemi olması amacı ile İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiligi’ne 5 Eylül tarihinde bir telgraf göndererek, kendisi ve yanında bulunanların tutuklanmaları hususunda yazılmış olan telgrafın hükmünün ortadan kaldırılması ve rahatça hareket edebilmeleri hususunda bölge idarecilerine emir verilmesini istemistir440 . 

Noel’in göndermiş oldugu bu telgrafın ardından İstanbul’daki idareciler tarafından Yüzbası Noel ile yanında bulunanlara dokunulmaması ve gereken korumanın saglanması hususunda bölge idarecilerine telgraflar gönderilmistir. Ancak, İstanbul Hükümeti’nin hükmünün bu bölgede yeteri kadar geçerli olmaması nedeniyle, bu husustaki telgraflara ne kadar uyulabilecegi tam olarak İstanbul Hükümeti’nce takdir edilememistir441 . 

Yüzbası Noel’in Malatya’da bulundugu sırada, Mısır Kesif Kuvvetleri Siyasi Büro Sef Yardımcısı Albay Bell, 4 Eylül tarihinde Kürt bölgelerinde bir gezi yapmak 
amacıyla Halep’e dogru hareket etmistir. Albay Bell’in hareketin haber alan Bagdat Sivil Komiseri ise, belirli bir saskınlıgaugrayarak, bu bölgenin sorumlulugunun kendilerine ait oldugunu ve Mısır’ın idaresi dahilinde bulunmadıgını yetkililere bildirmistir. Ancak Albay Bell, birkaç gün sonra Noel ile bulusmak amacıyla planladıgı yolculuguna devam etmistir442 . 

Yüzbası Noel ile yanında bulunan heyetin üyeleri Malatya’da Kürtçü çevreler ile yakın bir diyalog kurmaları ve Kürtçülük yönünde yaptıkları çalısmalardan haberdar olan Mustafa Kemal Pasa, Malatya Mutasarrıfı Halil Rami’nin Kürt reisleri ile sifreli haberlesmelerde bulundugu ve Sivas’a dogru harekete geçmek üzere bunları silahlı olarak Malatya’ya davet ettigini Diyarbakır merkezli 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey’den ögrenmistir443 . Bu olayların oldugu sırada Ali Galip de Malatya’ya gelmiş ve Yüzbası Noel ile görüsmelerde bulunmustur444 . İslerin gittikçe karısmaya baslaması ve Malatya’da bulunanların durumu daha da kötü bir hale getirmek yönündeki çabaları karsısında, Mustafa Kemal Pasa ile bölgedeki askeri yetkililer arasında yapılan görüsmeler sonucunda, Ali Galip, Halil Rami, Yüzbası Noel ve yanında bulunanların tutuklanarak Sivas’a gönderilmeleri hususunda karar verilmistir445 . 
Verilen bu kararın sonucunda, 9 Eylül tarihinde 15. Alay Kumandanı İlyas Bey’in komutasındaki bir müfrezenin Elazıg’dan hareket ederek Malatya’ya dogru harekete geçmistir446 . İlyas Bey’in kumandasında bir müfrezenin Malatya’ya dogru yola çıkmasının ardından, Malatya’da bulunan Yüzbası Noel ve yanındakiler, daha önceden tanıstıkları Malatya telgraf memurlarından birinin447 sabaha dogru kendilerini ziyaret ederek, Yüzbası Noel ve yanındakilerin tutuklaması ile ilgili Elazıg’dan askerî birligin gelmekte oldugu hususunda bilgi vermesi üzerine, bu kisiler hemen hazırlanarak sabah saat yedide Malatya’yı terk ederek güneydeki daglık bölgeye dogru kaçmıslardır448 . 

Yüzbası Noel ve yanındakilerin Malatya’yı terk etmesinin ardından lyas Bey komutasındaki askeri birlik Malatya’ya ulasmıssa da, yakalanması istenen kisilerin kaçmış oldugunun anlasılması üzerine bu kisilerin takibine girismistir. Yüzbası Noel ve yanında bulunan kisiler, kendilerini takip eden kisilerden kaçmak için yogun bir çaba harcarlarken, takip eden askeri birlik ile aralarındaki mesafe gittikçe azalmıstır. Takibatta bulunan yaklasık 150 kisilik birlik ile Noel ve yanındakilerin arasındaki mesafenin 400 metreye kadar azalması sonucunda, heyette bulunan kisiler sarp ve kayalık daglara dogru tırmanarak mevzilenmiş ve askerlerin hareket etmelerine engel olmuslardır. Durumun bu hale gelmesi sonucunda askeri birlik geri çekilerek Malatya’ya dogru geri dönmüslerdir. Yüzbası Noel ve yanında bulunan kisiler de saat 2 civarında Kahta yakınlarındaki Risvan Asireti’nin yaylası olan Refa köyüne giderek, Noel’in Malatya’da görüsmelerde bulundugu ve elde etmek için büyük çabalar harcadıgı Risvan Asireti reisi Hacı Bedir Aga’nın çadırına misafir olmuslardır449 . 

Yüzbası Noel ile yanındakilerin Kahta yakınlarındaki Refa köyüne gelmelerinin ardından, bu kisilerden ayrı olarak Malatya’dan kaçan Ali Galip, Halil Rami, Arpacı Mehmed Efendi ve yanındaki bazı kisiler ile Risvan Asireti Reisi Hacı Bedir Aga buraya gelmislerdir. Çevrede bulunan bazı Kürt asiretlerinin ileri gelenlerinin de Kahta yakılarındaki Refa köyüne gelmesi sonucunda, bu kisiler ile birlikte Yüzbası Noel ve yanındakiler görüş alısverisinde bulunmuslardır. Yapılan konusmalar sırasında Hacı Bedir Aga, Kürtçülük tavırlarına karsı bir tutum sergilemiş ve Kamuran Bedirhan’ın daha sonraki yıllarda anlattıgına göre, Hacı Bedir Aga bu kisilere, Kürtler arasında birlik olmadıgını, her asiretin kendi basına buyruk davrandıgını, bu yüzden bir arada hareket etmelerinin mümkününün olamayacagını belirterek, bu sevdadan vazgeçmelerini tavsiye etmistir450 . 

Yüzbası Noel ve yanındakilerin Kahta’da Bedir Aga’nın misafir oldugu sırada, 4 Eylül tarihinde Halep’e dogru yola çıkan ve Halep üzerinden Malatya’ya dogru 
ilerleyen Mısır Kesif Kuvvetleri Siyasi Büro Sef Yardımcısı Albay Bell451, Malatya’ya gelmiş ve ortaya çıkan durumu yakinen görmüstür. 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey ile görüsen Albay Bell, 12 Eylül tarihinde Yüzbası Noel’e bir mektup göndererek Malatya’ya gelmesini ve kendisi ile görüsmesini istemistir. Bu mektup üzerine Yüzbası Noel, Malatya’daki durumun kendisi için güvenli olmadıgını belirterek, sehrin dısında bir yerde bulusmayı önermiş ve oraya dogru hareket etmistir. Eylül tarihinde Malatya sehrinin dısına kadar gelen Noel, Albay Bell’in bulusma yerine gelmeyerek, sehre gelmesi hususunda haber bıraktıgını ögrenmistir. Bunun üzerine büyük bir çekince ile Malatya’ya giden Noel, Albay Bell ile yaptıgı görüsme sonrasında seyahatinin sona erdirilmesi hususunda bu kisinin yaptıgı ikaz sonucunda Halep’e 
dönmeye karar vermiştir452 . 

     Verilen bu kararın sonucunda, Yüzbası Noel 14 Eylül tarihinde Türk jandarmasının koruması altında Malatya’dan ayrılmış ve Kahta’ya dogru yola çıkmıstır. Kahta’ya ulasmasının ardından buradaki heyet üyeleri ile birlikte Halep’e dogru yola çıkmıslar ve 19 Eylül’de Urfa’ya ulasmıslardır. Buradan Halep’e dogru yola çıkan Yüzbası Noel ve yanında bulunanlardan bazıları, 21 Eylül tarihinde Halep’e ulasmıslardır453 . 


DİPNOTLAR;


422 E.W.C. Noel; a.g.e., s.9; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39. 
423 Ekrem Cemilpasazade’nin o tarihlerde Halep’te bulunması büyük bir ihtimalle daha önceden planlanmış bir durum olmalıdır. Yüzbası Noel, bu heyete dahil ettigi Ekrem Cemilpasazade ile ilgili olarak, bu kisinin halkla iyi iletisim kurabilme ve onlara kendini kabul ettirme yetenegine sahip oldugunu belirtmektedir.  E.W.C. Noel; a.g.e., s.9. 
424 E.W.C. Noel; a.g.e., s.9; M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39. 
425 Ekrem Cemilpasazade’nin ifadesine göre bu kisi, stanbul’dan Yüzbası Noel ile birlikte gelmiş olup, Noel’e Kürtçe dersi vermektedir. Ekrem Cemil Pasa; 
Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992, s.45. Kürdistan Teali Cemiyeti üyelerinden olan Hakkarili Abdürrahim Efendi, sair bir kisilige de sahiptir. Kürtçe tiyatro eserleri de yazmış olan bu kisi, meshur Kürtçü Musa Anter’in kayınpederidir. Bedirhan ailesinin damadı olan Hakkarili Abdürrahim Efendi, Soyadı Kanunu’ndan sonra, Zapsu soyadını almış olup, günümüz isadamlarından Cüneyt Zapsu’nun da dedesidir. Yasar Kaya; “Abdurrahim Rahmi Zapsu”, 
      http://www.ozgurpolitika.org/2002/11/18/allkos.html; 
      www.turksolu.org/44/ ayas44.htm -25k.
Ayrıca bakınız, Soner Yalçın; Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı-Efendi-2, Dogan Kitapçılık, İstanbul, 2006, s.83-85; 
      http://www.ozturkler.com/forum/viewtopic.php?p= 26145&highlight=&sid=455efc3bfa121c50337b8dcbaa8f6c7e. 
426 Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.45. 
427 E.W.C. Noel; a.g.e., s.23. Bunun yanında Yüzbası Noel, gittikleri her yerde mümkün mertebe fotograf çekmeye ve her seyi kaydetmeye gayret sarf etmektedir.  Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
428 E.W.C. Noel; a.g.e., s.27. 
429 Yüzbası Noel ve yanındaki heyetin Halep’ten Malatya’ya kadar olan seyahatleri ve ugradıkları yerler ile ilgili olarak, Noel günlügünde ayrıntılı olarak bilgi vermektedir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.9-35. Ayrıca bakınız M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39-41; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.41-42. 
430 Zeki Sarıhan; Kurtuluş Savası Günlügü II (Açıklamalı Kronoloji) Erzurum Kongresi’nden TBMM’ye (23 Temmuz 1919-22 Nisan 1920), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994, s.1112, 17. 
431 Zeki Sarıhan; Kurtuluş Savası Günlügü II (Açıklamalı Kronoloji) Erzurum Kongresi’nden TBMM’ye (23 Temmuz 1919-22 Nisan 1920), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994, s.54 55. 
432 Kayseri’nin Feyziogulları ailesinden olan Ali Galip 1871 yılında dogmustur. 1911 yılında Kurmay Yarbay iken İttihatçı düsmanlıgı nedeniyle ordudan ayrılmak zorunda kalmıstır. 1912 yılında Kayseri’den bagımsız milletvekili olarak Osmanlı Mebusan Meclisi’ne giren Ali Galip’in milletvekilligi bir süre sonra sona ermistir. Mondros Mütarekesi’nden sonraki dönemde hükümete gelen Damat Ferit Pasa’nın İttihatçı oldugunu düsündügü Valileri azletmesi uygulaması dahilinde  görevden alınan Ali Seydi Bey’in yerine 3 Mayıs 1919 tarihinde Mamuratülaziz Valisi olarak atanmıstır. Kemal Arıburnu; Sivas Kongresi Samsun’dan Ankara’ya Kadar Olaylar ve Anılarla, Atatürk Arastırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1997, s.131-133; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.88. 
433 "Mamuretülaziz Valisi Ali Galip Beyefendiye Sifre (Gayet Mahremdir, bizzat hallonulacaktır) Üçüncü Kolordu Kumandanlıgı inzimamıyla Sivas Valiligi’ne tayininiz heyeti vükelaca tensip olundugundan cevabî muvafakatınıza makine basında muntazırım. Dahiliye Nazırı: Adil” Cevdet R. Yularkıran; Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.132. Ayrıca bakınız, Z. Sarıhan; a.g.e., s.77. 
434 “Oralardaki Kürtlerden itimat edilen yüz-yüzelli kadar süvariyi yanınıza alarak ve ne için oradan hareket edildigi kimseye sezdirilmeden, Sivas’a yine hiç kimsenin ummadıgı bir zamanda varıp, vali ve kumandanlıgı hemen ele alacak oradaki asker ve jandarma sayısının az olmasından dolayı idare edecek olursanız, karsınızda  baska kuvvet bulunmayacagından otoriteyi temin ederek toplantıya fırsat vermemiş olacak ve orada bulunanlar varsa hemen yakalatıp muhafaza altında İstanbul’a göndermeniz emrolunur”. Mevlanzade Rıfat; Türkiye İnkılabının İçyüzü, Pınar Yayınları, İstanbul, 1993, s.277. 
435 Mevlanzade Rıfat; Türkiye İnkılabının İç yüzü, Pınar Yayınları, İstanbul, 1993, s.274; Z. Sarıhan; a.g.e., s.83. Adil Bey ile Ali Galip arasındaki yazısmalar için su esere bakılabilir. Cevdet R. Yularkıran; Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.134-139. 
436 C.R. Yularkıran; a.g.e., s.140-141; Z. Sarıhan; a.g.e., s.83. Adil Bey ile Ali Galip arasında bu yazısmaların oldugu sırada, dönemin Osmanlı Posta Telgraf Müdürü olan Refik Halid (Karay), telgraf haberlesmesinin Sivas merkezinden geçecegi ve bundan Mustafa Kemal Pasa’nın haberdar olabilecegini Adil Bey’e hatırlatmıssa da, Adil Bey buna önem vermeyerek yazısmalarına devam etmistir. Mevlanzade Rıfat; a.g.e., s.275. 
437 Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk stiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, s.14. Noel’in ifadesine göre ngilizler ile iyi iliskiler gelistirmiş olan ve Kürtçü düsüncelere sahip bir kisilige sahip Halil Rami Bey, Türklere karsı besledigi antipatiden dolayı Malatya’daki Türkler ile arası iyi degildir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.36.  Malatya Mutasarrıfı olan Halil Rami Bey Kürtçü düsüncelere sahip oldugu gibi, bu dönemde Malatya Belediye Reisi olan Arpacı Mehmet Efendi de Kürtçü düsüncelere sahip bir kisilik olup, Yüzbası Noel ve heyetin diger üyeleri ile yakından ilgilenmistir. Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
438 Yüzbası Noel, bu telgrafların alınması sırasında, bölgedeki Kürt asiret liderleri ile görüsmesinin engellenmesi için Malatya’nın güneyinde bulunan Kahta Kazası’nın  Kaymakamı’na emir verildigini de ögrenmistir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.37. Yüzbası Noel bu faaliyetler ile ugrasırken, heyetin diger üyeleri de Malatya Belediye  Reisi’nin aracılıgı ile bu sehirde bulunan Kürtçüler ile görüserek, çevrede taraftar toplamaya çalısmıslardır. Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
439 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.89-90. Cemilpasazadeler ile ilgili çalısması bulunan Malmisanij, Haziran ayında Diyarbakır’daki   konusmaları nedeniyle hakkında sorgu müzekkeresi çıkarılan Ekrem Cemilpasazade’nin tutuklanması amacıyla, Noel ile yanındaki heyet Malatya’ya geldigi zaman  bu sorgu müzekkeresinin Diyarbakır Savcılıgı tarafından Elazığ Savcılıgı’na bildirildigini yazmaktadır. Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.137. 
440 “İstanbul’dan ayrıldıgımda çesitli vilayetlerin yöneticilerinin, hükümetleri tarafından belirli bir amaca yönelik görevim ve onun hedefleri konusunda uyarılacaklarına dair bir izlenimin mevcuttu. Malatya’ya vardıgımda hiçbir yerel yöneticinin herhangi bir uyarı almamış oldugunu saskınlıkla karsıladım. Diyarbakır’da bulunan 13. 
 Kolordu’nun, Malatya’daki ordu birliklerine, bana eslik eden ve görevimin hedefine ulasabilmesi için yardımları kesinlikle sart olan Kürtleri yakalamalarını 
 bildiren bir telgraf çekmiş oldugunu ögrendim. Büyükelçilikten ricam; Türk Hükümeti’nin çesitli vilayetlerdeki asker ve sivil yöneticilere bana ve bana eslik eden, yardımları sart olan Kürtlere izin vermeleri için derhal bir telgraf çekmesi ve Türk Hükümeti’nin bana ve yanımdakilere herhangi bir müdahale girisimlerinin kendileri 
       için ciddi sonuçlar doguracagı konusunda uyarmasıdır. Heyette yer alan Kürtlerin isimleri: Celadet Ali Bedirhan Bey, Kamuran Bedirhan Bey, Cemil Pasazade Ekrem Bey ve Abdurrahim Efendi. Bütün bunların ısıgında, alacagınız önlemlerin sonuçları hakkında bilgi vermenizi rica ederim.” E.W.C. Noel; a.g.e., s.39. 
441 M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.90. 
442 A.Mesut; a.g.e., s.89. 
443 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.79. 
444 Z. Sarıhan; a.g.e., s.91-92. 
445 Kazım Karabekir; stiklal Harbimizin Esasları, Sinan Matbaası, 1933-1951, s.113; Z. Sarıhan; a.g.e., s.91; 
446 S. Ural; a.g.m., s.64. 
447 3. Kolordu Emir Zabiti Mülazımevvel Recep Zühtü’ye göre, bu haberi veren kisi Malatya Posta Müdürü’dür. Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.91. 
448 E.W.C. Noel; a.g.e., s.46; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.43. 
449 Hacı Bedir Aga, Elazıg’dan askeri birlikler gönderildigi sırada Malatya’da bulunmaktaydı. Bu kisi, ortaya çıkan bu durum üzerine Yüzbası Noel ve yanındakilerden ayrı olarak Malatya’dan ayrılmış ve asiretinin bulundugu bölgeye dönmüstür. E.W.C. Noel; a.g.e., s.46-47; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.44-45. 
450 “Hacı Bedir Aga babamın çok yakın dostuydu, kendisine amca diye hitap ederdik. Ona konuyu anlattıktan sonra, umudumuzun kendisinde oldugunu, diger Kürt liderlerini ikna etmek için bize yardımcı olmasını istedik. Kürt asiretlerinin olurunu aldıgımız taktirde galip İtilaf devletlerinin (bagdasık devletler) de bizi  destekleyeceklerini belirttik. Hacı Bedir Aga bizi dinledikten sonra su yanıtı verdi: “çocuklar, sizler iyi egitim görmüş gençlersiniz, ancak bölgeyi ve bölgedeki  yasam biçimini bilmediginiz için yanlış bir yola girmissiniz. Asiretler ve agalar arasındaki karsıtlıkları ve ihtilafları bilmiyorsunuz. Burada her agayada asiret lideri kendi basına buyruktur. Biri digerinin talanını götürür, malını ve adamını kaçırır, aralarında devam ede gelen düsmanlıklar vardır. 
 Örnegin Milli asiret reisi Kürt İbrahim Pasa(Hamidiye Pasasi) beni çekemez, bana karsıdır; ben de ona karsıyım. Keza Motkili Hacı Musa Bey, Kör Hüseyin Pasa ile  ihtilaf halindedir. Diger asiretler arasındaki iliskiler de benzer niteliktedir. Ben Kahta asiretinin lideriyim, asiretimin çıkarlarını korumakla yükümlüyüm. Digerleri de benim gibidir. Haydi, öngördügünüz devleti kurduk diyelim, bunun basına kim geçecek? Hiçbirimiz digerinin otoritesine boyun egmez ve buyrugunu kabul etmeyiz. Sonuç olarak; Kürt asiret, aga ve beylerinin bir araya gelmesinin mümkün olmadıgını bilmenizi ve bu sevdadan vazgeçmenizi tavsiye ederim” dedi. Yaptıgımız diger temaslar da sonuçsuz kalınca hayal kırıklıgı içinde stanbul’a geri döndük.” Tarık Ziya Ekinci; “Kemalist Aydınlanma ve Kürtler-II”, 
 http://www.gelawej.org/modules.php?name=News&file=print&sid=1023. 
451 Mim Kemal Öke, Malatya’ya gelen Albay Bell’in meshur İngiliz kadın ajanı Gertrude Lowthian Bell oldugunu belirtmektedir. M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu  Anadolu Siyaseti ..., s.98. Ancak Gertrude Bell, Mısır’daki İngiliz kuvvetlerinde degil, Arnold Wilson’un baskanlıgındaki Bagdat Siyasi Bürosu’nda görevli olup onun yardımcılıgı görevini yürütmektedir. D.Fromkin; a.g.e., s.447. Ayrıca bakınız Emir Turam; “Gertrude Bell”, Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İstanbul, 1995, s.141-143. Bunun yanında Yüzbası Noel’in hatıratından anlasıldıgı kadarıyla, Albay Bell kadın degil erkektir. “...Albay Bell’in karısı bayan Bell, Atmi ve Sinemilli asiretlerini ziyaret ettigi Elbistan’dan yeni döndü”. E.W.C. Noel; a.g.e., s.54. 
452 E.W.C. Noel; a.g.e., s.48-49; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.98-99. 
453 E.W.C. Noel; a.g.e., s.49-5; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.99-100; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.46. 


BU YAZI DİZİSİ
16 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

****