28 Eylül 2018 Cuma

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 16

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 16


          DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 

          KÜRTÇÜLÜK FAALİYETLERİNE KARŞI MİLLİ REFLEKS, SEVR ANTLAŞMASI VE SONRASI 


I- KÜRTÇÜLÜK FAALİYETLERİNE KARŞI MİLLİ REFLEKS 

      I. Dünya Savası’nı sona erdiren Mondros Mütarekesi’nin ardından, savasın galiplerinin Osmanlı topraklarını isgal etmeye baslamaları karsısında, bu topraklarda yasayan halk ve Osmanlı idarecilerinin bazıları arasında isgallere karsı tepki hareketleri ortaya çıkmaya basladı. Savasın galiplerinden olan İngilizlerin Musul ve çevresini isgal etmeleri sonucunda da bu bölgede yasayan halk arasında isgale karsı çesitli tepkiler ortaya çıktı İngilizlerin bu tepkileri etkisiz hale getirmek için gösterdikleri gayretlere ragmen, 1919 yılının Mart ayından itibaren kendilerine karsı muhalif hareketler gittikçe artmış ve yer yer huzursuzluk olayları meydana gelmeye baslamıstır. 

     Meydana gelen bu huzursuzluk olaylarının ortaya çıkmasındaki faktörlerin basında, adı geçen bölgeyi isgal eden İngilizlerin bölgede kalıcı olmak amacı ile 
giristikleri faaliyetlere karsı olusan hosnutsuzluk gelmektedir454 . 

Musul ve çevresinde ortaya çıkan İngilizler ile ilgili hosnutsuzlugun temel nedenlerinin basında, İngilizler aleyhine bu bölgede yasayan halk arasında Osmanlı-Türk taraftarı propagandanın özel bir yeri vardır. Savasın yenilgiyle sonuçlanmasının sokunu atlatmaya çalısan Osmanlı-Türk kuvvetleri, 1919 yılının baslarından itibaren İngilizler basta olmak üzere (savasın galipleri olup), Osmanlı topraklarının birçok bölgesinde isgallere girisen devletler aleyhine propagandalar yürüterek, savaş sonrasındaki dönemde de var olabilme ve isgallerin gelisimini engelleme yoluna girismislerdir455. Musul ve çevresinde İngilizler aleyhine yürütülen propagandalar da bu engelleme yönteminin bir unsuru olarak görülebilir456 . İngilizlerin Musul ve çevresinde Osmanlı-Türk hakimiyetinin yok edilmesi ve Türklerin bir daha bu bölgede hakimiyet 
kurmaması amacı ile Seyh Mahmut Berzenci ve diger Kürtleri kendi tarafına çekerek Kürtler üzerinden politika yürütmesine karsı, İngilizlerin bu bölgeyi isgallerinin hemen ertesinde Ali hsan Pasa’nın tesebbüsleri ile bölgede İngiliz aleyhtarı faaliyetler ortaya çıkmaya baslamıstır457 . 

Mondros Mütarekesi’nin sonrasındaki dönemde, I. Dünya Savası’nın savasın galiplerinin, savaş sırasında kendileri ile isbirligi yapan Ermeniler ve Arapları 
kullanarak Osmanlı Devleti toprakları üzerinden pay kapma yarısı içine girecegini gören Osmanlı idarecileri, bu kullanma yarısında Kürtlerin de bir piyon olarak 
kullanılabilecegini öngörmüslerdir. Bunun yanında özellikle Dogu Anadolu’nun Ermenilere verilecegi yolundaki iddialar ve bu hususta yürütülen propagandalara karsı durmak amacı ile bu bölgede yasayan Kürtlerin örgütlenmeleri ve Ermeni ve Arap ayrılıkçılıgına karsı Kürtlerin Osmanlı hakimiyeti içerisinde bir denge unsuru olarak ortaya çıkarılması için Tevfik Pasa Hükümeti’nin destegi ile Kürdistan Teali Cemiyeti kurdurulmustur. Ancak bu cemiyet daha sonraki asamada istenilen hedefin tam tersine ayrılıkçı bazı faaliyetler içerisinde girmiş ve isgalci ngilizler ile yakın iliskiler gelistirmistir458 . 

İngilizlerin ve diger isgalci güçlerin savastan maglup çıkan Osmanlı Devleti’nin ve bu devlette hakim unsur olan Türklerin bir daha ayaga kalkamaması amacıyla yürüttükleri isgal faaliyetleri ve parçalama siyasetleri çerçevesinde ortaya çıkan Ermeni meselesi, bu dönemde gerek Türkler, gerekse Kürtler arasında büyük bir endiseye neden olmustur. Bu nedenden ötürü, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu’da yasayan halk arasında Ermeni Devleti’nin kurulacagı söylentileri büyük bir korku ve tepkinin ortaya çıkmasına neden olmustur. Bu korku dolayısıyla, bu bölgelerde yasayan Kürtler kendileri üzerinde yürütülen ayrılıkçı Kürtçü propagandaya ragmen, isgalci güçler karsısında, kendilerini Türklerle beraber hareket etmek zorunlulugunda hissetmislerdir459 . 

Kürtler arasındaki bu zorunluluk hissi temelsiz degildir. Zira, gerek I. Dünya Savası sırasında olsun, gerekse daha önceki dönemlerde olsun Ermeniler tarafından ortaya konulan tavır ve davranıslar ile terör olayları sırasında Türk-Kürt ayrımı yapılmadan yüzbinlerce insanın katledilmesi olayları hafızalardan silinmemistir. Daha önceki olayların yeniden tekrarlanabilecegi düsüncesinde olan bölgenin Kürt halkı, bu nedenden ötürü kendilerine sunulan “hayali Kürt devleti” projelerindense, yüzlerce yıldır birlikte yasadıkları Türkler ile birlikte hareket ederek düsmana karsı mücadele etme yolunu tercih etmislerdir460 . 

Kürtler arasında yapılmaya çalısılan ayrılıkçı propagandalara ragmen, Ermeni tahakkümü tehlikesi daha da baskın çıkmıstır. Sürekli olarak haklarının Ermeni 
çıkarlarına feda edilecegi ve Ermenilerin geçmiste oldugu gibi büyük katliamlara girisecegini düsünen Kürtler arasında, Osmanlı-Türk propagandasının da sunucunda büyük hareketlenmeler ortaya çıkmıstır. Bunun sonucunda özellikle Dogu Anadolu’nun isgal edilmesi veya Ermenilere teslim edilmesine engel olmak amacı ile Erzurum merkezli olmak üzere “Vilayat-ı Sarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti” adı ile bir cemiyet kurulmustur461 . 

İngilizlerin desteginde Yunanlıların zmir’i isgal etmeleri sonrasında Anadolu’nun bütün bölgelerinde ortaya çıkan büyük tepki hareketleri neticesinde Anadolu’da ortak bir ruh ortaya çıkmaya baslamıstır. Bu ortak ruh giderek güçlenmiş ve “Kuva-yı Milliye” adı altında geliserek Milli Mücadele’nin baslangıç nüvesini olusturmustur. İsgallerin gittikçe yaygınlasması ve isgalci güçlerin girdikleri yerlerdeki halka karsı davranıslarının tepkilere neden olması, bu ruhun daha da güçlenmesine ve etkinlik kazanmasına neden olmustur. 
19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Pasa’nın da milli birlik saglanması ve isgallere karsı ortak tavır takınılması hususunda büyük gayretleri 
olmustur. Samsun’a çıkmasının ardında isgallere karsı ortak tavır içine girilmesi hususunda çalısmalara baslatan Mustafa Kemal Pasa, buna paralel olarak İngiliz 
destekli Kürtçülük faaliyetlerine karsı da tedbirler alınması ve bu faaliyetlerin etkisinin yok edilmesine de gayret sarf etmistir. Bu cümleden olmak üzere özellikle Diyarbakır merkezli yürütülmekte olan Kürtçülük faaliyetlerini inceleyen Mustafa Kemal Pasa, 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey ile yaptıgı yazısmaların sonucunda bu bölgedeki Kürtçülük hareketleri ve ngilizlerin isgal faaliyetleri ile ilgili geniş bilgiye sahip olmustur462 . 

Yürütülen Kürtçülük faaliyetleri hakkında bilgiler elde eden Mustafa Kemal Pasa, 29 Mayıs 1919 tarihinde stanbul’daki Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye Riyaseti’ne 
gönderdigi bir telgraf ile bu bölgedeki durum hakkında bilgi vermistir. Adı geçen telgrafta Mustafa Kemal Pasa, “Kürt Klübü” olarak adlandırılan Diyarbakır’daki 
Kürdistan Cemiyeti’nin faaliyetleri sonucunda halk arasında bazı karısıklıklar olustugu, bunun sonucunda hükümet taraftarı olan cemiyetler ile bu klüp arasındaki düsmanlıgın arttıgını belirtmistir463 . Bu telgraftan anlasıldıgına göre, Mustafa Kemal Pasa bölgeyi daha önceden tanıması nedeniyle, buralarda yasayan ileri gelen kisilere telgraflar göndererek, Osmanlı Devleti’ne baglı kalınması ile ilgili olarak neler yapılması gerektigini de belirtmistir464 . 

Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin Kürtçülük faaliyetlerinde öne çıkması ve milli birligi bozucu davranısların odagı haline gelmeye baslaması üzerine, Osmanlı idarecilerinin dikkati bu cemiyetin üzerine çevrilmistir. Bu cemiyetin zararlı faaliyetlerinin gittikçe artması üzerine, Diyarbakır merkezli 13. Kolordu’nun özel gayretleri sonucunda Kürt Klübü olarak adlandırılan bu cemiyet 4 Haziran 1919 tarihinde Diyarbakır Valiligi’nin emri ile kapatılmıstır465 . 

Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin kapatılması sonrasında, bu kapatılma ile ilgili olarak ufak çapta bazı tepki hareketleri ortaya çıkmıstır. Ortaya çıkan bu tepki hareketlerinden haberdar olan ve Diyarbakır ileri gelenlerini yakından tanıyan Mustafa Kemal Pasa bu hususla ilgili bazı yazısmalarda bulunmuş ve bu bölgenin Osmanlı idaresi altında kalması ve ayrılıkçı hareketlerden uzak tutulması için gayret sarf etmistir. Bu cümleden olmak üzere, kapatılan Kürt Klübünün baskanı olan ve daha önceden yakinen tanımış oldugu Cemilpasazade Kasım Bey’e 14 Haziran 1919 tarihinde bir telgraf göndermistir. Mustafa Kemal Pasa bu telgrafında, devletin varlıgı ve bütünlügü için ortak bir sekilde çalısılması gerektigini, Ermenilerin İngilizlerin destegi ile Dogu Anadolu’da devlet kurmak için bir çok tesebbüste bulundugunu belirtmistir. Bunlara ilave olarak, Türkler ve Kürtlerin birbirlerinden ayrılmaz öz iki kardeş oldugunu, bu iki kardesin birbirinden ayrılmaları hususunda yürütülen çalısmalara itibar edilmemesi gerektigini belirten Mustafa Kemal Pasa, Cemilpasazade Kasım Bey’in 
Diyarbakır’daki Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti’nin güçlendirilmesi için gereken çalısmaları yürütüp, mümkünse kendisi ile görüsmek üzere Sivas’a gelmesini talep etmistir466 . 

Müstakil Kürdistan ictihadını takib eden Diyarbekir’deki Kürt Klübü ile hükümet tarafdarı olan diger klüpler arasındaki münaferetin (düsmanlıgın) arttıgını bi’t-tahkik ögrendim. Kürtler ve Kürdistan üzerinde haiz-i tesiri olan ve esna-i harbde hukuk ve münasebetlerini pek ziyade kazandıgım Kürt ümerasından meshur müteaddid zevata kolordu vasıtasıyla re`sen (bizzat) sifreli telgraflar yazarak devletin vaziyet-i siyasiyyesi ve kendilerince ittihazı lazım gelen vaziyyet hakkında icabı gibi beyanat ve vesaya-yı mü`essirede (etkili vasiyetlerde) bulundum. Son günlerde muttali oldugum (haber aldıgım) bazı malumata nazaran Kürdistan için müstakil Kürdistan olmak üzere İngilizlerce tervic (destek) gören hangi mıntıkalarda ve atiyen daha ziyade tevessü‘ünü (genislemesini) yine İngilizlerce tesvik ve insaa edilen mıntıkalar hangileridir. Bu babda daire-i celilerinde mevcud olan malumatın inbasına (haber verilmesine) müsaade buyurulmasını rica ederim Mustafa Kemal” Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.19. 

Gerek Mustafa Kemal Pasa olsun, gerekse diger Osmanlı idarecileri olsun, bu dönemde yürütülmeye çalısılan Kürtçülük faaliyetlerine karsı tedbir olması amacıyla, bu dönemde gündemde olan Ermeni Devleti tehlikesi hususunda halkı aydınlatmaya ve Kürtlerin Türkler ile birlikte hareket etme gerekliligini asılamaya çalısmıslardır. Bu amaçla ayrılıkçı Kürtçü cemiyetler içinde de faaliyetler yürütülmüs, bu cemiyetlerin mensuplarının Milli Mücadele lehine kazanılması yönünde çalısmalarda bulunulmustur. 
Büyük basarıya ulasan bu çalısmaların yanında, zararlı faaliyetlerine engel olunamayan ve milli birligi bozmaya yönelik faaliyet yürüten cemiyetler de Diyarbakır örneginde oldugu gibi kapatılmıstır467 . 

İngilizlerin desteginde ortaya çıkarılmaya çalısılan Kürtçülük faaliyetlerine karsı alınan bu tedbirlere paralel olarak, milli birligin saglanması ve isgallere karsı ortak hareket edilmesi amacı ile kongreler de düzenlenmistir. Bu kongrelerden birisi olan ve 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi’nin sonuç beyannamesinde “Hudud-ı milliye dahilinde bulunan bi’l-cümle aksam-ı vatan bir küldür. Yekdigerinden infikak kabul etmez” denilmek suretiyle ayrılıkçı faaliyetlere ve isgallere karsı tepki ortaya konulmustur468 .

Erzurum Kongresi ile milli birligin saglanması hususunda büyük bir adım atılmasının ardından Mustafa Kemal Pasa, tüm Anadolu ve Rumeli’nin temsilcilerinin katılacakları kongrenin yapılacagı Sivas’a gitmeden önce Dogu ve Güneydogu Anadolu’nun ileri gelen asiret reisleri ve dinî önde gelenlerine mektuplar yollayarak onların desteklerini saglamaya ve faaliyetleri hakkında bilgi vermistir469 . 

Milli birligin saglanması hususunda gösterdigi bu gayretlere paralel olarak, Mustafa Kemal pasa milli birligin bozulması yönünde faaliyet gösteren İngiliz ajanı Yüzbası Noel’in de faaliyetlerini yakından takip etmiş ve bu kisi ile birlikte seyahat edecek kisilerin etkisiz hale getirilerek, yapacakları zararlı faaliyetlere meydan verilmemesi hususunda gerekli mercilere emirler vermistir470 . 

Verilen bu emirlere ragmen, Yüzbası Noel ve yanında bulunanların Malatya’ya kadar gelmesi ve Sivas Kongresi’ni etkisiz hale getirmek isteyen Ali Galip ile 
Malatya’da bulusmaları üzerine, Mustafa Kemal Pasa bu kisilerin amaçlarını ve faaliyetlerini açık bir sekilde yetkili mercilere bildirmiş ve bunların derhal etkisiz hale getirilmeleri hususunda tedbirlere basvurmustur471 . Mustafa Kemal Pasa’nın aldırttıgı tedbirler sonucunda Yüzbası Noel ve yanında bulunanlar kaçmak zorunda kalmıslar ve etkisiz hale getirilmislerdir. Bunun sonucunda Mustafa Kemal Pasa Damat Ferit Pasa Hükümeti’ni sert bir dille elestirmiş ve Ali Galip Olayı’nın tertipçisi Dahiliye Nazırı Adil Bey’e, onu elestiren bir telgraf göndermistir472 . Bunun ardından da bütün 

Anadolu’nun İstanbul Hükümeti ile irtibatının kesilmesi ve ortaya çıkan durumun padisaha arzedilmesi yoluna gidilmistir. Bunun sonucunda Damat Ferit Pasa Hükümeti istifa etmek zorunda kalmıstır473 . 

Meydana gelen olaylar sonucunda, Mustafa Kemal Pasa Ali Galip ile Yüzbası Noel’in tavır ve davranısları ile Kürtler arasında yürütülen Kürtçülük faaliyetlerini ortaya koymak sureti ile isgalci İngilizler ile Anadolu’nun ayrılmaz bir parçası olan Kürtler arasındaki iliskilerin azalması ve milli birligin saglanması hususunda önemli bir koz elde etmistir474 . 

Kürtler arasında ortaya çıkan İngiliz destekli ayrılıkçı hareketlere karsı, sadece Türklerden tepki gelmemis, aynı zamanda Kürtler arasında da tepkiler ortaya çıkmıstır. Kürt kökenli Dersim Milletvekili Lütfi Fikri Bey, 17 Kasım 1919 tarihinde Sabah Gazetesi’nde yazdıgı“Türk-Kürt Meselesi” baslıklı baş makalede, “barıstan sonra istedigimiz gibi didiselim, birbirimizi memnun ederiz. Kürt Cemiyetleri, simdi ayrılmayı reddetmelidir” demek suretiyle bu hareketlere tepkisini ortaya koymustur. Bu fikirlerini 24 Kasım 1919’da yine Sabah Gazetesi’nde, baska bir baş makalede tekrarlayan Lütfi Fikri Bey “Osmanlılık Karsısında Kürtler” baslıgı altında su ifadeleri kullanmıstır: “Türklerle Kürtler arasında uçurum derin degildir. Kürtler Osmanlı Devleti’nden ayrılmamalıdır”475 . 

Lütfi Fikri Bey’in bu yazısı üzerine, dönemin yazarlarından olup Kürdistan Teali Cemiyeti üyesi de olan Abdullah Cevdet, bu cemiyetin yayın organı olan Jin 
Gazetesi’nde elestirel bir yazı yazarak, Anadolu’da baslayan Mustafa Kemal hareketini bir İttihatçı eylemi olarak degerlendirip karsı çıkmıstır. Abdullah Cevdet’in bu fikirleri Mustafa Kemal Pasa’nın da dikkatini çekmiş ve İstanbul’daki Sıhhiye Genel Müdürlügü görevinin sona erdirilmesi için dönemin Harbiye Nazırı Cemal Pasa’ya ricada bulunmuştur 476 . 

Kürtçülük yönündeki çalısmalara karsı alınan önlemlere paralel olarak, Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal Pasa 6 Kasım 1919 tarihinde Kolordulara ve 
Valiliklere gönderdigi bir yazı ile, İngiliz destekli olarak ortaya çıkarılmaya çalısılan Kürtçülük faaliyetlerinin telin edilmesi için Kürt aga ve esrafının hükümete ve elçiliklere protesto telgrafı çekmelerini istemistir477 . 

Ortaya çıkarılmak istenen ayrılıkçı Kürtçülük faaliyetlerine ragmen Milli Mücadele Anadolu halkı içerisinde büyük bir destek kazanmıstır. Gittikçe büyüyen bu 
destek sonrasında, isgalci güçlere karsı tepki daha da artmıstır. Bunun sonucunda 28 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Mebusan Meclisi’nde kabul edilen Misak-ı Milli ile isgallere ragmen Anadolu ve Rumeli’nin bir ve bütün oldugu herkese ilan edilerek bu husus tescil edilmistir478 . 

Misak-ı Milli’nin kabul edilmesinin ardından İngilizlerin İstanbul’u isgal etmesi, Anadolu’daki Milli Mücadele’yi daha da güçlendirmistir. Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi’nde bir araya gelen milletvekilleri içerisinde Kürt kökenli milletvekilleri de yer almış ve isgalci güçlerin faaliyetlerine karsı tüm Anadolu halkı gibi omuz omuza mücadele etmislerdir. Dogu Cephesi’ndeki Ermeni hareketlerine karsı, isgalci güçler tarafından Ermenler ile birlikte hareket etmeleri istenen Kürtler, Türkler ile birlikte hareket ederek, Ermenilerin yenilgiye ugratılmasında büyük gayretler göstermislerdir479 . 

Milli Mücadele’nin devam ettigi günlerde ngilizler Kürtleri Anadolu içinde yeniden isyan ettirmeye ve kendi emelleri dogrultusunda kullanmaya çalısmıslarsa da 
ortaya çıkan ufak çaplı Milli, Koçgiri ve daha küçük çaplı isyanlar dısında Kürtler ile Türkler birlikte hareket etmislerdir. Ortak hareket eden Türk ve Kürtlerin faaliyetleri sonucunda Milli Mücadele kazanılarak isgalci güçler Anadolu’dan uzaklastırılmıstır. 1922 yılında Lozan’a giden smet Pasa’ya, Dersim Mebusu Diyap Aga “...hepimiz biriz, hepimiz biliyor ve söylüyoruz ki dinimiz diyanetimiz, aslımız birdir. Bizim içimizde ayrılık yoktur…” demek sureti ile Türk ve Kürt’ün bir ve bütün oldugunu bir daha ifade etmistir480 . 

DİPNOTLAR;

454 M.S Lazarev; Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Çev.: Mehmet Demir, Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz, s.73. 
455 Ahmet Mesut; İngiliz Belgelerinde Kürdistan 1918-1958, Doz Yayınları İstanbul, 1992, s.25, 29, 37. 
456 İngiliz isgalinin ilerlemesinin engellenmesi amacı ile yürütülen İngiliz aleyhtarı faaliyetlere ragmen, İngilizler 6 Aralık 1918'de Kilis'i, 17 Aralık 1918'de Antep’i, 22 Subat 1919'da Maras’ı ve 24 Mart 1919'da Urfa’yı isgal etmislerdir. Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, 
Ankara, 1966, s.13. 
457 M.S Lazarev; Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Çev.: Mehmet Demir, Özge Yayınları, Ankara, Tarihsiz, s.68. Ali Rıza Seyh Attar’ın ifadesine göre, Musul ve çevresinde Türkler tarafından yapılan İngiliz aleyhtarı propagandalarda, gelecek dönemlerde bölgenin İngilizler tarafından Arapların hakimiyetine bırakılacagı,  bunun ise Kürtlerin aleyhine olacagı sürekli tekrarlanmıstır. Bu propagandalar sırasında Türkler tarafından su hususlar da ifade edilmistir: Kürtler Türkler ile birlikte hareket ederse, gelecekte bu bölgeye özerklik verilecektir. Ali Rıza Seyh Attar; Kürtler Bölgesel ve Bölge Dısı Güçler, Anka Yayınları, İstanbul, 2004, s.90. 
458 Tarık Zafer Tunaya; Türkiye’de Siyasal Partiler, C.:II, İstanbul, 1986, s.188-189. 
459 Erol Kurubas; Baslangıçtan 1960’a Degin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ankara, 1997, s.115. 
460 Robert Olson; Kürt Milliyetçiliginin Kaynakları ve Seyh Sait İsyanı, Özge Yayınları, Ankara, 1992, s.47-48. Dogu ve Güneydogu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması ile ilgili söylentiler üzerine, 18 Nisan 1919’da Erzurumlular, 2 Nisan’da da Diyarbakırlılar Sadrazam’a çektikleri telgraflarda Ermeni tehlikesine temas ederek, Dogu ve Güneydogu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’nin ayrılmaz parçaları oldugunu belirtmislerdir. Mim Kemal Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ve Binbası E. W. C. Noel’in Faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1988, s.46. 
461 Bu cemiyetin kurulması öncesinde İngilizlerin ve Fransızların Adana, Maras, Antep ve Urfa’yı isgal etmeleri, bölge halkı arasında I. Dünya Savası’nın galiplerinin  Osmanlı Devleti’ni sona erdirmek amacında oldukları intibasını olusturmustur. Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi,  Ankara, 1966, s.13. Bu cemiyetin kurulmasında eski İttihatçıların büyük bir rol oynadıgını ortaya sürenler de bulunmaktadır. Naci Kutlay; İttihat ve Terakki ve Kürtler, Ankara, 1992, s.328-329. 
462 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.58. 
463 Ekrem Cemilpasazade’nin ifadesine göre, bu dönemde Diyarbakır’da Mustafa Kemal Pasa’nın büyük bir etkisi bulunmaktadır. Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin baskanı Cemilpasazade Kasım Bey’in agabeyi Mustafa Bey’in etrafında toplanmış olup, Milli Mücadele taraftarı olan ve çogunlugunu din adamlarını olusturan kisiler, camilerde “...Mustafa Kemali din hamisi diye tavsif ediyorlardı ve Mustafa Kemal’in muvafakkiyetine dua ediyorlardı”. Ekrem Cemil Pasa; Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992, s.40. 
464 Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye Riyaseti’ne “29.5.335 (29.5.1919) 
465 Mim Kemal Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ve Binbası E. W. C. Noel’in Faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1988, s37; Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, Avesta Yayınları, İstanbul, 2004, s.119. 
466 Cemil Pasazade Kasım Bey’e 

     “14.6.335 (14.6.1919) 
      Devletin tamami-i istiklaliyetle bekası ve saltanat ve hilafetin indirasdan masuniyyeti (yok olmadan korunması) ugrunda ihtiyarına müheyya (katlanmaya hazır) oldugunuz fedakarlık derecesine ve bana karsı olan muhabbet ve itimadınıza emniyetim ber-kemaldir. 
      Kürtlerin devletten ayrılarak ngilizlerin himayesinde müstakil Kürdistan teskil eylemeleri nazariyyesini tasvib etmem. Çünkü bu nazariyye muhakkak Ermenistan lehine İngilizler tarafından müretteb bir plandır. Bayazıt livasına resmen gelen ve refakatinde bir Ermeni zabiti bulunan İngiliz mümessili o havalinin Ermenistan oldugunu ve kariben bu keyfiyetin tebligi mukarrer oldugundan Ermeni asakiri himayesinde Ermeni muhacirlerinin avdete baslayacagını resmen bildirdi. 
Bi’t-tabi bunu reddettim ve edecegim. Kürtlerle Türkler birbirinin infikak (ayrılık) kabul etmez öz kardesler bu gün için farîza-i vucûdânemiz Kürtler, 
Türkler bütün anasır-ı slamiyye yek-vücut ve yekdil olarak istiklaliyetimizi müdafaa ve vatanın inkisamına mümanaat etmektir (bölünmesini engellemektir). Türk ve Kürt milletinin bu maksat-ı mübeccelin istiklaline azm eylemeleri sayesinde neticeden tamamen emin olabiliriz. Ben de bu kanaat la-tezezzüldür (sarsılmazdır). Kanaatlerimin istihsalindeki (edinilmesindeki) azmimin hiçbir kuvvetin karsısında tebeddül etmeyecegini zat-ı aliniz en iyi bilirsiniz. Kürt kardeslerimizin merbutiyeti ve esbab-ı refah ve terakkisini temin için haiz olmaları lazım gelen her türlü hukuk ve ....... etmek itasına tamamen taraftarım. Fakat Devlet-i Osmaniyye’yi inkısama ugratmamak sartıyla nokta-i nazarıma (görüsüme) istirak edeceginize süphe etmem. Ekrem, Fuat, Cevdet, Kerim, Fikri, Necdet ve Edip Beylere selamımı ve nokta-i nazarımı iblağ buyurunuz (iletiniz). Sizlerden ciddi ve samimi olarak intizar eyledigim 
husus tamamen benimle hemfikir olarak biraz feda-karî eylemenizdir. 
Diyarbekir Vilayeti Mudafa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i lhak Cemiyetini takviye ediniz, mümkünse bizzat benimle görüsmek üzere Sivas’a geliniz ve hareketinizi 
Kolordu veya vilayet vasıtasıyla bildiriniz. Kamil Bey’e ve diger rüfekaya ve umum Diyarbekir ahalisine selam ve hürmetlerimi irsal eder ve sizin gözlerinizden öperim. Mustafa Kemal” Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.33-34. 
467 Erol Kurubas; Baslangıçtan 1960’a Degin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ankara, 1997, s.111; Robert Olson; Kürt Milliyetçiliginin Kaynakları ve 
 Seyh Sait İsyanı, Özge Yayınları, Ankara, 1992, s.48. Lazarev, İttihatçı kökenli kisilerin Kürt klüplerini İngiliz ve Ermeni aleyhtarı faaliyetlerin merkezi haline 
getirdiklerini belirtmektedir. M.S Lazarev; a.g.e., s.105, 121. 
468 Kemal Atatürk; Nutuk, C.:I, 1919-1920, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1993, s.65. 
469 Mustafa Kemal Pasa; Mutkili Hacı Musa Bey, Bitlisli Kufrevizade Seyh Abdülbaki Efendi, Sırnaklı Abdurrahman Aga, Dersevli Ömer Aga, Musarlı Resul Aga, eski mebuslardan Sadullah Efendi, Seyh Mahmud, Nursinli Seyh Ziyaeddin ve Garzan'dan Cemil Çeto'ya bu mealde mektuplar göndermistir. 
 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.86-87. 
470 Kemal Atatürk; Nutuk, C.:I, 1919-1920, Milli Egitim Bakanlıgı Yayınları, İstanbul, 1993, s.117. 
471 Mustafa Kemal Pasa 10 Eylül 1919’da Malatya’daki 15. Alay Kumandanı İlyas Bey’e yolladıgı telgraf ile o bölgelerde “... Kürtlük cereyanına asla müsait zemin  bırakılmaması ...” hususunda emir vermistir. K.Atatürk; a.g.e., s.125. 
472 “Dahiliye Nazırı Adil Beye; Milleti padisahlarına maruzatta bulunmaktan menediyorsunuz, alçaklar, caniler! Düsmanlarla millet aleyhinde tertibat-ı hainanede  bulunuyorsunuz. Milletin kudret ve iradesini takdirden aciz oldugunuza süphe etmiyordum. Fakat vatan ve millete karsı hainine ve mezbuhane harekette:  bulunacagınıza inanmak istemiyordum. Aklınızı basınıza toplayın. Galip Bey ve hempaları gibi bülehanın ahmakça vaatlerine kapılarak ve milletimiz, vatanımız için  muzır olan ecnebilere vicdanımızı satarak irtikap ettiginiz denaatlerin milletçe tatbik olunacak mesuliyetini nazar-ı dikkatte tutunuz. 
 Güvendiginiz eshas ve kuvvetin akıbetini ögrendiginiz zaman kendi akıbetinizle mukayeseyi unutmayınız. Mustafa Kemal” Cevdet R. Yularkıran; 
 Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.146-147. 
473 Salahi R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savası Ve Dış Politikası I.Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayını,. Ankara, 1995, s.137-138, 146-147; Cevdet R. Yularkıran; 
Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.147. 
474 E.Kurubas, a.g.e., s.110; M.S Lazarev; a.g.e., s.112. 
475 Naci Kutlay; İttihat ve Terakki ve Kürtler, Ankara, 1992, s.338-339. 
476 N.Kutlay; a.g.e., s.72, 299. Mürtçülük üzerine çalısmaları bulunan Malmisanij tarafından “... 20. yüzyıl baslarında canlanan Kürt milliyetçiligine büyük katkıları olan ...” bir kisi olarak tanımlanan Abdullah 
Cevdet’in Kürtçü faaliyetleri için su esere bakılabilir. Malmisanij; Kürt Milliyetçiligi ve Dr.Abdullah Cevdet, Jina Nû Yayınları, Uppsala, 1986. 
477 Yasar Akbıyık; Milli Mücadelede Güney Cephesi, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990, s.33. 
478 Salahi R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savası Ve Dış Politikası I.Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayını,. Ankara, 1995, s.137. 
479 Garo Sasuni; Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy’dan Günümüze Ermeni Kürt İliskileri, Med Yayınları, İstanbul, 1992, s.256-257. 
480 Yasar Akbıyık; Milli Mücadelede Güney Cephesi, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Ankara, 1990, s.34. 

BU YAZI DİZİSİ
17 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder