Rockefeller Vakfı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rockefeller Vakfı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mart 2020 Pazartesi

SON AŞAMAYA MI GELDİK ?.,

SON AŞAMAYA MI GELDİK ?.,


Bayram Ankaralı 
Çoban Ateşleri., 
23.12.2003 

Rockefeller Vakfı ve Avrupa Birliği tarafından özel olarak görevlendirilen ve beslenen; 

LBS(Logo Business Solutions), Microsoft, Esselte (Leitz), Aygaz, Ray Sigorta, İstanbul.com, 

Türk Tabipleri Birliği ve TUREB gibi şirket ve organizasyonlar tarafından mali destek bulan bir vakıf var: TARİH VAKFI!.... 

Bu vakfın temelleri ve kökü elbette ki dışarıda. İçeriden bazı hazır işbirlikçiler, yoğun para ve proje desteğiyle Türkiye'nin ayakta kalabilen ne kadar değeri varsa (yaralı ve can çekişmekte dahi olsa) yıkmak için çaba harcamakta. Tarih Vakfı yöneticileri arasında üniversitelerden Profesörler, Sivil Toplum Kuruluşu yöneticileri, yazarlar var. 

1990 yılında kurulmuş. Ayşe Semiha Baban, Halim Bulutoğlu (Sayman Üye), Doç. Dr. Esra Danacıoğlu, Prof. Dr. Edhem Eldem (Başkan Yrd.), Sülün Falay (Genel Sekreter), Doç. Dr. Murat Güvenç, Ersin Salman, Orhan Silier (Başkan), Prof. Dr. İlhan Tekeli , Prof. Dr. Mete Tunçay (Başkan Yardımcısı), Bülent Ünal Yönetim Kurulu üyeleri ve yöneticiler. 

Vakfın en önemli projelerinden biri, Rockefeller vakfı ile ortak eski azınlık tapularını araştırarak kayıt altına almak. 

Bir diğeri ise; 

" ELVEDA DOĞDUĞUM TOPRAK "  FOTOĞRAFLARLA ANADOLU'NUN 150 YILLIK GÖÇ TARİHİ SERGİSİ (Rockefeller Vakfı ile). Osmanlıca Seminerleri ise bir başka etkinlikleri. 

Yerel Tarih Grupları Projesi, 2002 yılı başına kadar, Rockefeller Vakfı'nın sivil toplum kuruluşlarını geliştirmek için verdiği fondan mali destek alarak yürütülmüştür. 

SIRA GELDİ MİLLİ EĞİTİMİ KÖKTEN DEĞİŞTİRMEYE 

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA),Tarih Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından Avrupa Komisyonu ile Açık Toplum Enstitüsü'nün mali desteğinde yeni bir proje bitirilmek üzere. "Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi". 

Bu projede farklı branşlardan 190 ders kitabı, 179 öğretmen, 91 öğrenci ve 51 ebeveyn toplam 321 kişi tarafından, insan hakları evrensel bildirgesi ve AB belgelerini dayanarak yaparak belirlenmiş kriterlere göre taranmıştır. 

Kısaca, ders kitaplarımızda bulunan; kendilerince "zararlı" terimleri bulup yok etmek, Avrupa/Dünya Yurttaşlığı ve İnsan Hakları kalıbına oturtmak. 

Ders Kitaplarımızdan ayıklanması gereken ifadelerden bazıları: 

Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Programı (8. Sınıf); "13. Madde: “Bu derste, Atatürk İlke ve İnkılâpları’nın benimsetilmesi açısından önemli eğitim ortamları hazırlanır.” 

Bu tanımlama Prof. Füsun Üstel'e göre: "resmi ideolojinin ders kitaplarını bir 
endoktrinasyon aracına dönüştürmesiyle ilgili daha genel bir sorunun (dolayısıyla da tartışmanın) parçasıdır." 

Prof. Üstel'e göre; III. Üniteyi oluşturan “Milli Güvenlik ve Milli Güç Unsurları” konusunun kesinlikle Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi (8) kitaplarından çıkarılması gerekmektedir. 

Aynı kitabın s. 60 “Giriş: Bu ünitede, milli güvenliğimizi daha iyi tanımanın yollarını, güvenliğin önemini, ülkemize yönelen iç ve dış tehdit konularını öğreneceksiniz. Ayrıca terörün milletlere verdikleri zararları, insanlara verdiği mutsuzluğu, dünyaya getirdiği korkunçluğu daha iyi kavrayacaksınız. Günümüzde savaşların yerine niçin terörün tercih edildiğini, devletlerin birbirlerine karşı devamlı dost kalmalarının mümkün olup olamayacağını yorumlayacaksınız. Terörle mücadelede bizlere düşen görevlerin neler 
olduğuna karar verebileceksiniz. Ülkemizin jeopolitik öneminden dolayı, her zaman dünya gündeminde adından söz ettireceğini düşmanların ülkemiz üzerindeki emellerine bölücülük ve yıkıcılıkla ulaşmak istediklerini daha iyi anlayacaksınız. Bu yüzden, her türlü kaçakçılık olaylarına göz yumarak ülkemizi yaşanmaz bir ülke, kötü ve çirkin amaçları çok bir millet gibi göstermek istediklerini göreceksiniz. Bizim insanımızın bilmediği kötü ve çirkin davranışları 
insanlarımıza normal davranış gibi öğretmeye çalıştıklarını öğrenecek, bu üniteyi okuyunca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sevecek ve onun kurucusu Atatürk’ü daha iyi anlayacaksınız.” 

S. 62 “..Türklere ‘Ordu Millet’ denilmiştir. Ordumuz, ulusumuzun, huzur, güven ve gurur kaynağıdır. Ordumuz, demokratik bir yönetim biçimi olan cumhuriyetimizin de bekçisidir.”  s. 70. “Terörle Mücadelede Kişilere Düşen Görevler: (Diğerlerinin yanısıra) Türk milli değer ve kültürüne bağlı olmak (....); 

Türk olmakla gurur duymak.” 

s. 77. “Yıkıcı, bölücü ve irticai örgütlerin ortak oldukları nokta, Atatürk İlkelerine karşı olmalarıdır. Bu yüzden, “resmi ideolojiye karşıyız” ifadeleri, Atatürk’ün kurduğu Türk Devleti’nin temel niteliklerine karşı olmalarının bir göstergesidir.” 
bölümleri de "sakıncalı" olarak değerlendirilmektedir. 

Kitapta çok sıklıkla vurgulandığı ifade edilen "Türkler", "Millet" gibi kavramlardan rahatsız olan Prof. Üstel bu kavramların "yurttaş" kavramına baskın geldiğini söylüyor. Yine "Türk" kavramının "zaman zaman özcü bir nitelik kazandığı"nı belirtiyor. 

Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Programı (7. Sınıf) kitabını "tarayan" Gökçen Alpkaya da kitaptaki "Temel haklar, bazen yanlış anlaşılarak milli dayanışmayı zedeleyecek ya da sarsacak biçimde kullanılabilir. Örneğin, siyasi faaliyette bulunma hakkından yararlanarak kurulan bir siyasi parti, ülkeye dine dayalı bir düzen getirmek için çeşitli etkinliklerde bulunabilir. Bu durumda siyasi faaliyette bulunma hakkı, milli dayanışmayı ve bütünlüğü sarsacak şekilde kullanılmaktadır. Oysa, bu hakkın özünde insanın değerinin korunması ilkesi vardır. Yapılan uygulamada bu ilke gözden kaçırılmaktadır. Türk halkı, milli 
birlik ve bütünlüğü sayesinde yepyeni bir devlet kurabilmiştir. Bu nedenle, milli bütünlüğünün bozulmasına izin vermez. Atatürk milli bütünlüğümüzün korunması görevini öncelikle gençliğe vermiştir. Her Türk bilir ki, milli bütünlük bozulursa insan haklarının korunması mümkün olmaz." (s. 100), 

"Bu amaçlar gerçekleştirildiğinde; insan olma bilincine ve demokrasi kültürüne sahip bireylerin yetiştirilmesi sağlanacaktır. Ancak o zaman, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğu artacak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak mümkün olacaktır. Türk milleti de çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı durumuna gelecektir." (s. 120) bölümlerini sakıncalı bulmuş. 

Alpkaya'yı ayrıca Türk bayrağı ve Mehmetçik resmi de rahatsız etmiş!.. Bakın ne diyor: "Kapak çiziminde yer alanlar şunlar: Silahlı bir “Mehmetçik”; bir Türk bayrağı; başında dört erkek ve bir kadının bulunduğu bir seçim sandığı; iki tarafında iki kadının bulunduğu bir “Vezne”: Toplumsal yaşamın “mükemmel” bir tasviri!" 

Milli Eğitim Bakanı ve birçok milletvekilinin katılımıyla TBMM konferans salonunda proje tanıtımı yapılmış ve yakında uygulamaya konulması beklenebilir. 

Bu kendini hangi milli şuura sığdırdığını bilemediğimiz sözde bilim adam/kadınlarının ders kitaplarında yer alan ve gocundukları ifadeler ne kadar insan haklarını ihlale yönelik ifadeler değil mi?!.... 

Milli Tarih, Milli Coğrafya ve Milli Kültür kavramları bunlarca sakıncalı.... 
Yurtseverliğin ve "Vatan için ölmek" kavramlarının aşırı milliyetçi bulunması ve rahatsızlık duyulması da projenin kime hizmet ettiğini çok net anlatmaya yetiyor. 

ŞİMDİ BEN BU VAKIF VE DİĞER İNSAN HAKLARI DERNEKLERİ İLE AB KURUMLARINA SORUYORUM: 

AŞAĞIDA AKTARACAĞIM PASAJLAR YUNANİSTAN OKULLARINDA LİSE EDEBİYAT KİTAPLARINDA OKUTULDU, BELKİ DE HALA OKUTULMAYA DEVAM EDİLİYOR. AB ÜYESİ BİR ÜLKE OLARAK YUNANİSTAN EĞİTİM KİTAPLARINI DA TARAMADAN GEÇİRECEK MİSİNİZ? YILLARDIR TÜRK MİLLETİNE YAPILAN VE HALA BİRÇOK AB ÜLKESİNDE RESMİ YA DA GAYRİ-RESMİ SÜRMEKTE OLAN TÜRK DÜŞMANLIĞINA KARŞI NE YAPACAKSINIZ? 

KAYNAK: BİLGE DERGİSİ YAZ/1995 SAYISI, Şuayb Karabaş'ın "Yunanisan'da Oktulan Edebiyat Kitaplari Üzerine bir İnceleme” 

LİSE 1. SINIF EDEBİYAT KİTABI, 1988 ATİNA BASKISI: 

Kitabin 85-88. Sayfalarinda: 

Küçük Şükrü adlı parçada Şükrü, kara derili ve çirkin dudaklı bir Türk çocuğu olarak tasvir edilmektedir. 

"Yalvarıyorum, Dede Tanrı, eğer sarayının çevresinde kara derili bir Türk çocuğunu dolaşıyor görürsen, o arkadaşım Şükrü'dür. Onu içeri al! Dudakları biraz çirkinse de, onu affetmeni rica ediyorum, bunun için onu kötü görme." 

153-156. sayfalarında, Dimitrios Kamburoglu'nun Biron (Byron) Esir Atina'da adlı okuma parçasında Türkler'in ölü eti yedikleri, vampir oldukları ifade edilmektedir: 

"Bunun için karamsar olmayın, dedi alay ederek bir başkası onu (ölen bir Atinalıyı) Lamia (kadın vampir) yemiş olmalıdir." dedi. 

157. sayfada, Leno Boçari'nin Türküsünde, beş Türk askeri tarafindan takip edilen Leno Boçari onlara dönerek şöyle seslenir: 

"-Siz pis Türkler, siz kart zagarlar, nereye gidiyorsunuz ?" 

187-194. sayfalarda, 1922 yılında Türk ordusunun İzmir'e girmesinden birkaç gün sonra Yunanistan'a kaçan Kosmas Politis'in "Kaybolmuş Bir Memleketin Kırk Yılı" adlı romanından bir bölüm yer almaktadır. Kır gezisi başlığını taşıyan parçada yazar, İzmir çevresindeki yerleşim merkezlerini isim isim sayarak, oraların daha önce Elenler'e ait olduğunu ve gelecekte de yine Elenler'in olacağını ağlamaklı bir sesle anlatmaktadır. 

"-Bütün bunlar Elenler'in idi. Bütün bunlar, (sesi titrekti, gözleri akan yaşlardan dolayı parlaktı ki gizlemeye çalışıyordu) Elen idi, Elen'diler ve Elen olacaklardır..." 

LİSE II Ders kitabı 278-283 sayfaları: 

" Ve eğer bugün bunları Türk ayağı çiğniyorsa, yarın yine Rum'un olacaklardır. 

"Hesaplaşma Günü" gelecektir. Uzak değildir!" 
"Silah seslerinden yar ve yamaçlar yankılandı. Türk'ün kafasina ateş, Paşanın sakalına ateş!" 

"Kestiğimiz reayayı kestik, çünkü onlar bizi Türk'e sattılar. (...) Bir Grek kafasına karşılık olarak biz elli Türk kafası hesapladik." diyor. 

23.12.2003 



***** 

8 Şubat 2015 Pazar

'' ORTANIN SOLU '' KAVRAMI VE BAŞIMIZA GELENLER..



''  ORTANIN  SOLU ''  KAVRAMI  VE BAŞIMIZA GELENLER..



Türkiye'deki seçilmişler kim? / Derin Vakıflar ve Bilderberg

Selam Gadasını Aldıklarım.

Bu yazıda küresel güçlerin ve vakıflarının ülkemize nasıl "adam yetiştirdiklerine" yer vereceğim. Alınmak gücenmek yok, gerçeklerle yüzleşelim. Yazının bazı kısımlarında ismi geçen kişilerle ilgili biyografik alıntılar yapacağım.

2009'da gazeteci Arslan Bulut'un ortaya çıkardığı bir gerçek vardı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültürel İşler Bürosu'nun (The Bureau of Educational and Cultural Affairs) Resmi sitesinde Abdullah Gül'ün adı, International Visitor Leadership Program (Uluslararası Ziyaretçi Liderlik Programı) ile "yetiştirilen" dünya liderleri arasında gösteriliyordu. Yetiştirilen isimler, ECA ve Fulbright bursları altında listeleniyordu. Daha sonra ilgili içerik siteden kaldırılmış. Fakat snapshot var panpa.

Resmi büyütmek için tıklayın

Arslan Bulut bu durumu fark edene kadar Abdullah Gül'ün 1995'te 'Milli Kültür Vakfı' bursu ile ABD'ye gittiğini sanıyorduk. Bugün ortaya çıkıyor ki Gül ile birlikte Fehmi Koru da ABD burslarına tabi tutulmuş...

CIA bağlantılı "Düşünce Kuruluşu" olan Rand Corporation'un yayın organı Ocak 1996'da Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Abdullah Gül'ün ise Dışişleri Bakanı yapılacağını açıkça yazdı. 1996'da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz'le Erdoğan arasında bir yakınlaşma başlıyor. Erdoğan'ın yıldızı o dönemden sonra parlatılmaya başlıyor. Durumu fark eden Aydınlık, 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip'i Erbakan'ın yerine hazırlıyor" manşeti ile çıkıyor...

Resmi büyütmek için tıklayın

İlerleyen süreçte Erdoğan ve Gül'ün ABD'li yetkililer ve çeşitli yahudi lobileriyle olan yakınlaşmalarını izliyoruz...

ABD'nin ECA ve Fulbright'la yetiştirdiği dünya liderlerinden bazıları:

  • Heinz Fischer (Avusturya Cumhurbaşkanı)
  • Yves Leterme (Belçika 48. Başbakanı)
  • Željko Komšić (Bosna-Hersek eski Cumhurbaşkanı)
  • Lars Løkke Rasmussen (Danimarka eski Başbakanı, Liberal Parti Venstre lideri)
  • Tarja Halonen (Finlandiya eski Cumhurbaşkanı)
  • Matti Taneli Vanhanen (Finlandiya eski Başbakanı)
  • Nicolas Sarkozy (Fransa eski Cumhurbaşkanı)
  • François Fillon (Fransa eski Başbakanı)
  • Mikheil Saakashvili (Gürcistan Cumhurbaşkanı)
  • Fatmir Sejdiu (Kosava eski Devlet Başkanı)
  • Dalia Grybauskaite (Litvanya Cumhurbaşkanı)
  • Andrius Kubilius (Litvanya eski Başbakanı)
  • Nikola Gruevski (Makedonya Başbakanı)
  • Lawrence Gonzi (Malta Başbakanı)
  • Jan Peter Balkenende (Hollanda Eski Başbakanı)
  • Jens Stoltenberg (Norveç Başbakanı, İşçi Partisi Genel Başkanı)
  • Donald Tusk (Polonya Başbakanı)
  • Anibal Cavaco Silva (Portekiz Cumhurbaşkanı)
  • Robert Fico (Slovakya Başbakanı)
  • Fredrik Reinfeldt (İsveç Başbakanı)
  • Gordon Brown (Birleşik Krallık eski Başbakanı)

Her neyse, devam edelim...

Bugün Türkiye'de kimsenin sevmediği adam Süleyman Demirel, Eski ABD Başkanı Dwight Eisenhower adına 1954'de kurulan Eisenhower Vakfı'nın bursuyla gerekli "eğitim" ve "beyin yıkama" operasyonundan geçirildikten sonra Türk siyasetinde uzun soluklu bir dönem geçirmiştir.

Bilderberg katılımcılarından Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu, Eisenhower'ı şu sözlerle övüyor:
"...Bu tanış durumu ileriki dönem hayatlarında müthiş kolaylıklar sağlıyor. Gittikleri ülkelerde kapılar hemen açılıyor..."

Rahmi Koç, Eisenhower Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi'dir. Vakfın Türkiye sorumlusu ise bir dönem yine vakıf tarafından burs verilen Radikal gazetesinden Murat Yetkin.

Eisenhower Vakfı'nın bursiyerlerinden bazıları:

  • Süleyman Demirel (Eski Cumhurbaşkanı) 
  • Yılmaz Argüden (Rothschild Bankası Türkiye Temsilcisi, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı)
  • İsmail Üstel (Kişisel Gelişim Uzmanı, Adalet Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başbakanlık, MEB, MSB, Türk Telekom gibi bir çok kamu/özel sektöre eğitim ve danışmanlık hizmetleri)
  • Duran Taraklı (ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü. Emekli Öğretim Üyesi)
  • Okan Karagözoğlu (Eski Bürokrat, Meka Beton Santralleri Satış ve Pazarlama Dep. Gen. Md. Yrd.)
  • Akın İzmirlioğlu (Eski Enerji Bakanlığı Müsteşarı) 
  • Erdal Kabatepe (İşadamı, TURKAB Genel Başkanı) 
  • Yurdakul Yiğitgüden (Maden Yüksek Mühendisi, Uluslararası Enerji Danışmanı) Bkz 1 / Bkz 2 
  • Aydın Ayan (Ressam) 
  • Nilüfer Narlı (Sosyolog)
  • Tuğraberk Usul (13 yaşında Eisenhower bursu kazanan genç, şu an 18 yaşında) Bkz
  • Serbülent Bingöl (80 darbesi sonrası Bülend Ulusu hükümetinin TBMM dışından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı)
  • İpek Cem Taha (İstanbul'daki Columbia Küresel Merkezi'nin Direktörü, İsmail Cem'in kızı)
  • Murat Yetkin (Köşe yazarı/Radikal)
  • Şaban Karataş (TRT Eski Genel Müdürü)

Uzun yıllar CHP'de Genel Başkanlık koltuğuna oturan ve giderken "okyanus ötesine" selam gönderen Deniz Baykal, 1963-1965 yıllarında Rockefeller Foundation bursu ile ABD'de kaldı...

Rockefeller Foundation'ın misyonuna bakalım:

"Bu kuruluş tüm ülke öğrenci ve akademisyenlerine, Geri kalmış ülkelerin iktisadlarınıi geliştirecek projelerin hazırlanması ve uygulanması programlarında çalışmak üzere eğitim, staj ve istihdam olanakları vermektedir."

HE CANIM HE. Neyse...

Solun unutulmaz lideri Bülent Ecevit 1957'de Rockefeller Vakfı'nın bursu ile ABD'ye gidiyor, Harvard Üniversitesi'nde Ortadoğu ile ilgili incelemeler yapıyor... O sırada, Henry Kissinger da Harvard'da rektör... Ayrıca Ecevit'in hocalarından biri...

Peki Henry Kissinger kim? Nobel Barış Ödülü almış bir katil. Bilderberg'in Türkiye sorumlusu...

Bilderberg ne ola ki? diyen varsa, özet geçeyim:

Bilderberg, gelişmemiş, gelişmekte olan ve bazı gelişmiş ülkelerin bile geleceğine karar veren oluşumun üçüncü ayağıdır.. Bu üç ayağın tepedeki karar mekanizması CFR (Dış İlişkiler Konseyi)'dir. Bir altında Trilateral Commission (Üçlü Komisyon) ve en altta Bilderberg vardır.

Erol Bilbilik'ten de alıntı yapayım: "Bilderberg Amerikan sermayesinin ve CIA'in Avrupa ayağıdır."

Türkiye'den Bilderberg'e katılan isimler arasında geçmişte Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Cem Boyner, İsmail Cem, Gazi Erçel, Emre Gönensay gibi isimler vardı.

1995'te Bilderberg toplantısına katılan Cem Boyner, toplantıdan sonra parti kurar. İsmi bugünlerdeki bir hareketi anımsatıyor; Yeni Demokrasi Hareketi. Partinin katılımcıları arasında Kemal Derviş, Cengiz Çandar, Etyen Mahçupyan, Kemal Anadol, Mehmet Altan gibi "ilginç" isimler vardı. Seçimler hezimet oldu.

Son yıllarda Türkiye'den Bilderberg'e katılan isimler şunlar: 
  • Ali Babacan (Başbakan Yardımcısı), 
  • Mustafa Koç (Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı), 
  • Faik Öztrak (CHP milletvekili), 
  • Fehmi Koru (Gazeteci),
  • Ferit Şahenk (Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Garanti Bankası Yönetim Kurulu Başkanı)
  • Enis Berberoğlu (Gazeteci), 
  • Hikmet Çetin (CHP eski Genel Başkanı, TDH üyelerinden), 
  • Kemal Derviş (Eski Bakan ve Milletvekili), 
  • Arzuhan Doğan Yalçındağ (Doğan TV Holding A.Ş. Yön. Kur. Bşk., TÜSİAD eski Başkanı), 
  • Muhtar Kent (Coca Cola Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı)
  • Ümit Boyner (TÜSİAD Başkanı), 
  • Cem Duna (Bürokrat, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Bşk. Yrd.), 
  • Emre Gönensay (Işık Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi, Eski Dışişleri Bakanı), 
  • Cengiz Çandar (Gazeteci), 
  • Mehmet Ali Birand (Gazeteci),
  • Sami Kohen (Gazeteci), 
  • Suzan Sabancı Dinçer (Akbank Yönetim Kurulu Başkanı), 
  • Agah Uğur (Borusan Holding CEO'su),
  • Serpil Timuray (Vodafone Türkiye CEO'su), 
  • Zeynep Damla Gürel (Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, CHP eski Milletvekili), 
  • Ruşen Çakır (Gazeteci), 
  • Fuat Keyman (Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi), 
  • Süreyya Ciliv (Turkcell CEO'su), 
  • Tayyibe Gülek (Eski Devlet Bakanı ve eski Milletvekili), 
  • Şefika Pekin (Avukat), 
  • Zeynep Göğüş (Gazeteci)
Bu isimlerle ilgili Wikipedia'dan ve başka kaynaklardan "biyografik" alıntılar yapacağım.

Ali Babacan (Başbakan Yardımcısı):
1990 yılında Fulbright bursu kazanarak, ABD'ye gitti.
1990-1992 yılları arasında ABD Chicago'da bulunan Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'da İşletme dalında yüksek lisans (MBA) yaptı.

Şu meşhur Fulbright bursları... Ülkelere ajan yerleştirmek için kullanılan Fulbright'lar... Ülkemizdeki üniversitelere "ajan" öğretim görevlileri gönderen Fulbright'lar... Amacı misyonundan belli:
"Komisyonumuz 60 yıldır Türk ve Amerikalı öğrenci, akademisyen, öğretmen ve profesyonellerekültürel değişime katkıda bulunmak amacıyla burslar sağlamaktadır. Ayrıca EducationUSA danışmanlarımız Amerika'daki eğitim olanakları hakkında öğrenci ve araştırmacılara bilgi vermekte, yol göstermektedir."

Mustafa Koç (Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı):
İsviçre'de Lyceum Alpinum Zuoz (1980) ve ABD'de George Washington University (1984) mezunu.


Suzan Sabancı Dinçer (Akbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı):
Lisans öğrenimini İngiltere'deki Richmond College'da Finans ve Uluslararası Pazarlama üzerine yaptı. Sabancı Dinçer, ayrıca ABD’de Boston Üniversitesi'nden işletme dalında lisans üstü (MBA) dereceye sahiptir.
National Bank of Kuwait Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi,
Blackstone Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi,
Chatham House Mütevelli Heyeti Üyesi,
Institute of International Finance'in Yönetim Kurulu Üyesi,
Gelişmekte Olan Ülkeler Danışma Kurulu Üyesi,
Global İlişkiler Forumu Yönetim Kurulu Üyesi,
Forum İstanbul Onursal Danışma Kurulu Üyesi,
TÜSİAD Üyesi.


Hikmet Çetin (CHP Eski Genel Başkanı):
ABD'de Williams College'de kalkınma ekonomisi üzerine master yaptı. 1968 yılında ABD'de Kaliforniya eyaletinde Stanford Üniversitesi'nde planlama modelleri üzerine araştırma çalışması yaptı.
2004 Ocak ayında NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Sivil Temsilcisi görevini üstlendi. Bu görevini 2006 Ağustos ayında tamamladı. CHP içinde Deniz Baykal'a karşı muhalefette yer alan Çetin, bir süre Mustafa Sarıgül'ün liderliğindeki Türkiye Değişim Hareketi (TDH) içinde yer aldı.


Kemal Derviş (İktisatçı, Siyasetçi):
İngiltere'de Londra Ekonomi Okulu'ndan ekonomi alanında lisans ve lisansüstü derecelerini aldıktan sonra ABD'nin Princeton Üniversitesi'nde doktorasını yaptı. 1973-77 yılları arasında ODTÜ ve Princeton Üniversitesi'nde ekonomi alanında ders verdikten sonra, 1977'de Dünya Bankası'na girdi. Bu kurumda 1996 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan sorumlu başkan yardımcılığına yükseldi.
3 Kasım 2002 Seçimlerinde CHP'den İstanbul milletvekili seçildi. 9 Mayıs 2005’de milletvekilliğinden istifa ederek Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevine atandı.


Serpil Timuray (Vodafone Türkiye CEO'su):
Üsküdar Amerikan Lisesi’ni bitirdi. ABD'de North Caroline Aswille High School’dan mezun oldu. İstanbul'a dönerek Boğaziçi Üniversitesi'nde işletme okudu.
YASED ve TUSİAD üyesi.


Süreyya Ciliv (Turkcell CEO'su):
Ankara Fen Lisesi'nden 1976'da mezun olduktan sonra 1977'de eğitimini sürdürmek için ODTÜ'yü terk ederek ABD'ye gitti. University Of Michigan'da, endüstri mühendisliği ile birlikte bilgisayar mühendisliği eğitimi aldı. 3.5 yılda, University of Michigan'dan iki diploma ile mezun oldu. 1981 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra, Harvard Business School'da iki yıl iş idaresi yüksek lisansı aldı. 4.5 sene Metagraphics'de çalıştı. Buradan ayrıldıktan 8 ay sonra, Metagraphics'in en büyük ortağı oldu. 1987 yılında ABD'li bir arkadaşı ile Novasoft'u kurdu. Daha sonra IBM'in de ortak olduğu firma, Gartner Group tarafından en vizyonel şirket seçildi. 1997 yılında Türkiye'ye dönerek Microsoft Türkiye'nin genel müdürlüğünü üstlendi. Bu görevi 3 yıl yürüttükten sonra şirketin ABD'deki merkezine transfer oldu. 2000 yılından sonra ABD'de Microsoft Global Satış, Pazarlama ve Hizmet Grubu'nda çeşitli yöneticilik pozisyonlarında bulundu. En son Microsoft Global Saha Hazırlık Stratejileri ve Sistemleri'nde Genel Müdür olarak görev yaptı. 9 Ocak 2007 tarihinden itibaren Turkcell'in Genel Müdürü oldu.


Faik Öztrak (CHP milletvekili, Kemal Derviş politikalarının destekçisi):
1973 yılında İstanbul Saint Joseph Lisesi'ni ve 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Ekonomi Bölümü'nü bitirmiştir. İngiltere'de Birmingham Üniversitesi'nden kalkınma finansmanı konusunda master derecesi almıştır.


Sami Kohen(Gazeteci):
Sami Kohen 1928 yılında İstanbul'da doğdu. Yahudi bir aileden gelir. Gazeteci Albert Kohen'in oğludur.
Milliyet gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra ABD'de yayınlanan "Christian Science Monitor" ve New York Times gazetelerinde de makaleler yazmaktadır.1954 yılından bu yana aralıksız olarak Milliyet gazetesinde yazarlık yapmaktadır.


Agah Uğur(Borusan Holding Genel Müdürlüğü):
İngiliz Erkek Lisesi ve İngiltere'de Birmingham Üniversitesi üretim mühendisliğinden mezun olmuştur. 1987-1989 yılları arasında Emlak Bankası Mali İşler Grup Müdürü olarak çalışmıştır.
TÜSİAD, KALDER, GYİAD üyesi...


Fehmi Koru(Gazeteci):
Gazeteciliğe Zaman gazetesinde başladı. Zaman'dan ayrıldıktan sonra bir müddet Turkish Daily News gazetesinde yazdı. ABD'nin önde gelen üniversitelerinden Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimi almıştır.

Harvard... Tıpkı Ecevit gibi... Güzelmiş.

Nedir lan bu Harvard? Her mezun olan bi' yerlere geliyor. Özenti piçler atlamasın şimdi "ismi yetiyor, prestij, bıdıbıdı" diye. Harvard, tıpkı Yale Üniversitesi gibi ABD'nin kendi çıkarlarına yönelik "lider" yetiştirme üniversitesidir. David Rockefeller, 2008 yılında bu yüzden Harvard Üniversitesi'ne 100 milyon dolar bağışta bulunmuştur. (Bkz)

Harvard mezunu isimlerden bazıları:
  • George W. Bush (ABD Eski Başkanı)
  • John F. Kennedy (ABD Eski Başkanı)
  • Theodore Roosevelt (ABD Eski Başkanı)
  • David Rockefeller (İş adamı, petrol zengini, Yeni Dünya Düzeni ve Dünya İmparatorluğu ütopyasının mimarlarından)
  • Ban Ki-mun (BM Genel Sekreteri)
  • Morton I. Abramowitz (ABD'nin eski Türkiye Ankara Büyükelçisi, CFR üyesi) - (AKP'yi doğuran isim)
  • Henry Kissinger (Bilderberg'in Türkiye sorumlusu)
  • Dean Acheson (ABD eski Dışişleri Bakanı, 4 Başkan'ın danışmanlığını yapmış isim, Truman Doktrini ve Marshall planının mimarı)
  • Abdiveli Muhammed Ali (Somali Eski Başbakanı)
  • Kerim Ağa Han (Nizari İsmaili Tarikatının 49. İmamı)
  • Tayyibe Gülek (Eski milletvekili, bakan, 2008'de Davos tarafından Geleceğin Genç Liderleri arasında gösterildi, 2011'de Bilderberg'e katıldı)

Dikkat edin, bu işin solu sağı yok. "Gerçek sol"u kontrol altında tutmak için zamanında eğittiklerini "ortanın solu" düsturuyla önümüze sunanlar da, ülkeyi faşizan dinciliğe temsil edenler de aynı odak. Şucu bucuyu bir kenara koyup, "önce vatan" dememizin vakti çoktan geldi de geçiyor bile...

Bu yazı ileride güncellenebilir. Yorulduğum için yayına alıyorum, iyi bir arşiv halini alacak diye düşünüyorum.

http://ikinciturkdevrimi.blogspot.com.tr/2012/12/turkiyedeki-secilmisler-kim-derin.html