OYUN BOZAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OYUN BOZAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Aralık 2020 Pazartesi

Önümüz Tufanmış ne gam Nuhun Gemisidir Vatan!

Önümüz Tufanmış ne gam Nuhun Gemisidir Vatan!



Önümüz Tufanmış ne gam;   Nuh'un Gemisidir Vatan
Behiç Gürcihan
www.acikistihbarat.com
22 Şubat 2005 Salı



 
Çapulcu'yu Tanımaktır esas...

Talan'ın sinsileştiği çağımızda.
Kimi zaman takım elbise ile çıkar karşınıza
Hele bir de bir devletin başkanı sıfatı ile...
Kimi zaman üniformalıdır
Yüzünde "dostça" bir gülümseme; koskoca orduların düğmesi elinin altında; dilinde hoş bir "müttefiklik" masalı...
....
Düştüğünüz yerden "dostça" uzatır elini;
Dost zannedip kavradığınızda; ahtapotun kolları karşılar sizi.
.....
Cahilliği perdeler köşeler;
Hainlik mezedir lüks balık lokantalarında...
Kendi piçliklerinden olsa gerek
Tecavüzün teorisi dolanır dillere
Tecavüzden doğan çocuklara ebelik yakışır hainlere.
..............
Coğrafyaya harita düzeyinde bakanların hayalidir; İŞGAL
Kimi zaman çapulcu bir Pentagon generalinin odasındadaki Ortadoğu'dur
Kimi zaman "stratejist" geçinenlerin önünde bir Kafkasya
İpek perde misali sunulur hayaller
İpeğin doğuşu için unutulur feda edilen kelebekler.
..........
"Kitap taşıyan eşeklerden" sözetmiş şair
Yanılmış...
Sadece kitap taşımıyor artık o eşekler
Cephedeki çapulcunun silahı da...
Rampadaki füzenin yüküde artık sırtlarında...
Taşımak da yetmiyor artık;
Aç milletlerin kursağından geçirmek de lazım
Yoksa kızar harita önünde ahkam kesen generaller.
.............
Tarihin son perdesinde;
Haritalar değil topraklar üzerinde yaşanır SAVAŞ...
Toprağın değerini bilenlerin kabarıktır listesi...
Ekmek için emeğini tohum yapan çiftçi de...
Savunmak için şehit olan asker de...
Sevgili için; Kızkulesini gösteren aşık da...
İman'ı için secde eden de..
Ordu'dur; tarihin emrinde.
.............
Harita;
Toprağın piçleştirilmiş halidir
Ruhunda piçlik olanların;
Çapulcu generalleri adam sayanların;
Üzerinde ahkam kestiği bir kağıt parçası.
Vatan ise;
Toprağın gelinlik halidir.
Tarihini çeyiz;
Milletini damat yapmış bir gelin.
...........
Varsın önümüz tufan olsun;
Varsın;
Köşe bucak hain dolsun.
Takmayın kafayı...
Bir hainin deyimi ile...Karartmayın enseyi.
.........
Pentagon'un haritasında "entegre edilmemiş boşluk" diye gösterilmiş Vatan'ımız...
Bakmayın siz Pentagon'un Piçlerine..
Harita üzerinden tarih yazabileceğini zanneden eblehlere...
Haritada kendi yarattıkları "Boşluklar" yerine;
Beyinlerindeki boşluğu görmek isteyenlere
Hodri Meydan çağrısıdır Anadolu.
Hodri Meydan çağrısıdır bu Vatan...
Pentagon'un haritası değil;
Vatan'ın gelinliğidir Toprak;
Damadıdır Millet;
Çeyizidir Tarih!
.....

Önümüz Tufan'mış ne gam Nuh'un Gemisidir Vatan!

***
(Okuyucularımıza Not : Bir taşma anında yazılmış bu yazıdan sonra bir önceki yazıdaki konuya devam edeceğiz. )

***

11 Aralık 2020 Cuma

NOKTA'DAN ERTUĞRUL'A BEKLEDİĞİ PAS GELDİ


NOKTA'DAN ERTUĞRUL'A BEKLEDİĞİ PAS GELDİ 


Kıvanç Değirmenli
OYUN BOZAN
26 EKİM 2004
"Düşman bir Kaos içindeyse, Kendi kendini yener"
Sun Tzu Savaş Sanatı


Biliyor muydunuz?

Bir kaç bin satan "Agos" isimli gazetesinde "Hoş Gidişler Ola" manşeti ile AB raporunu Ermeni Milliyetçiliği adına kutsarken Mustafa Kemal ile dalga 
geçme hatasını işleyen Hrant Dink ismli şahsın; 21 Mart 2003 yılında Los Angeles merkezli "İstanbul Ermenileri Organizasyonu" isimli kuruluş tarafından 
ödüllendirildiğini ve Cengiz Çandar ile birlikte ABD'de " Ermeni Soykırımı " konferanslarına katıldığını

Kaynak: Serdar Kuru / Türkiye Dönüştürülürken,
 
Hürriyet gazetesinin iki baş yazarı; Türkiye'de devletin bölünmüşlüğünün de sembolü gibi duruyor karşımızda.

Biri Oktay Ekşi...İfadesi ve duruşu ile; Cumhuriyet'in ve bu ülkenin temellerini "moda" hezeyanlar uğruna tartışmak gibi bir gaflete düşmeyecek kadar bilinçli; hataları ve sevapları ile köklü bir yazar...

Diğeri Ertuğrul Özkök.. Komili'nin Zeytinyağı'ndan, İzmir'deki bilinçaltı anılarına kadar kendi "trendlerini" topluma yamayacak kadar narsist ve "değişim" adına gittiği yöne değil, pahalı şaraplarını yudumlayabildiği sürece bindiği kayığın konforuna bakan bir isim...

Biri AB raporunu; Türkiye adına masaya yatırıp; rapordaki tuzakları Hürriyet'in ana sayfasından deşifre edecek kadar gazetesinin çizgisine muhalif...
Diğeri; Kandil dağına muhabir yollayıp, PKK'lı terröristleri milletin gözüne "gitar çalan sevimli kızlar" portresi ile sokacak kadar kıblesini kaybetmiş bir "kalem"...
İşte bu Ertuğrul Özkök'ün ara sıra "tabu yıkan" yazılarına tanık olursunuz. 
Geçen aylardan bir tanesinde yine bu tarz bir yazı kaleme almış ve " MİT Başkanı ile hiç tanışmadığından" tutun da, " Hürriyet'in devletin gazetesi olduğu "na kadar bir çok inci ile süslediği satırların arasına; Hürriyet'in " Türkiye Türklerindir " motosunu da konu etmiş ve bunun değişmesinden kaleminin ucu ile söz edivermişti.

Ertuğrul o sırada bu konudan kaleminin ucu ile bahsedince not almayı ihmal etmedim. 

Ne de olsa Ertuğrul; özel mahzenini şişesi 400 dolar olan şaraplar ile o ince kalem darbeleri sayesinde dolduran bir "üstad" olduğu için; elbet bu kalem darbesinin de birileri için bir anlamı olmalıydı.

Ve beklenen an geldi...

Bu hafta çıkan Nokta'nın kapağına bir bakın...
Nedense artık AB'nin yıldızları olmadan resmedilmeyen bayrağımızın fon rengine; Hürriyet'in Atatürk'lü logosu bayrak rengi siyaha dönüştürülerek yerleştirilmiş ve altına bakın neler yazılmış...
"Türkiye Türklerindir; Kürtlerindir, Sünnilerindir, Alevilerindir, Çerkezlerindir, Lazlarındır, Boşnaklarındır, Rumlarındır, Ermenilerindir, Yahudilerindir, Süryanilerindir, Pomaklarındır, Gürcülerindir, Tatarlarındır"
Bu tür fütursuzluklar zamanında devletin derinlerinden duyduğum bir cümleyi hatırlatıyor : "Bırakın bölsünler, zamanı gelince hepsini toplarız". 
Türkiye'yi önüne gelene paylaştırmak konusunda bu kadar bonkör davranan Nokta'da; "GAP ve İsrail" kapağından sonra gerçekleşen ekip değişiminin aynı anda hem İsrail'in siyonist emellerine, hem de AB'nin bölücü emellerine bu kadar hizmet ediyor olduğunu görmek gözümüzü yaşartmıyor değil.
Fakat bu kapağın bir diğer özelliği var...
Nokta Dergisi; Ertuğrul Özkök'e uzun zamandır beklediği pası atıyor...hani şu ufak kalem darbesi ile " Hürriyet'in motosunu tartışmaya açmak için pas bekliyorum" diyen Ertuğrul...

Şimdi açılacak perdeyi izleyin sevgili okuyucular...

Yakın bir gelecekte Ertuğrul Özkök; Nokta'nın kapağına gönderme yaparak ve dolayısı ile böyle bir tartışmayı tek başına açma yükünden kurtularak; Hürriyet'in "Türkiye Türklerindir" motosunu tartışmaya açacak...
Gerisini siz düşünün...
Hürriyet'teki iki başyazarın Türkiye'de devletin bölünmüşlüğünün de göstergesi olduğunu söz ederek başlamıştık yazıya...
Devlet; küresel güçlere senkron kadrolarla, küresel güçlerle asenkron kadrolar arasında ayrışırken; 
Ertuğrul'un yazıları ile Oktay Ekşi'nin yazılarını yanyana okumaya devam edin.
Çok şey öğreneceksiniz. 

K.D

***

ASKERLEŞEN ENTELLEKTÜELLER., ENTELLEKTÜELLEŞEN ASKERLER., SALAK YERİNE KONAN MİLLET.

ASKERLEŞEN ENTELLEKTÜELLER.,  ENTELLEKTÜELLEŞEN ASKERLER.,  SALAK YERİNE KONAN MİLLET.


Kıvanç Değirmenli
OYUN BOZAN

28 Ekim 2004 Perşembe

"Oh, Şimdi rahatladım. Uyuyan dev artık uyanacak" Pearl Harbour sonrasında Churchill

Biliyor muydunuz?

İspanya'da " Ya vaftiz Ya ölüm " sloganı ile Hristiyanlığa zorlanan Yahudilerin (Konverso) zamanla çoğalması sonucu İspanya'da yahudi kanı taşınmayan asil aile kalmadığını ve "Yeni Hristiyanların" devlet içinde bu kadar yükselmesinin, halkta infial uyandırması üzerine, Papa V. Nicholas'ın konversoların devlet memuru olamayacaklarını ilan ettiğini

Kaynak: İsrail Ulusu'nun Tarihi / Moshe Sevilla - Sharon / Yeruşalayim 1981
 
NATO'nun güvenlik konsepti; entellektüeli " Terör " Paranoyasına alet olma yolunda askerleştirirken; askeri, " Terörle mücadele"de küresel güçlere hizmet etme yolunda entellektüelleştirir ve Milli reflekslerinden sıyırır

Askerin Silahına davranmadığı olayların listesini hiç yaptınız mı?

Harp Akademileri'nde Emperyalizm başlığı altında ABD niye es geçilir?

İki gün önce medyada sadece Yeni Şafak'ın; o da köşede iki üç satır gördüğü bir haber gözlerden kaçtı...

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR)'ın Genel Başkanı Abdülmelik Fırat; dünyanın en imtiyazlı teröristi Öcalan'ın talimatı ile kurulduğu belirtilen Demokratik Toplum Hareketi'nin başarılı olması için "Öcalan Konsepti"nden kurtulması gerektiğini söyledi.

Fırat'ın esas çarpıcı cümlesi sonda saklıydı : 

"Öcalan konsepti ile devam ederse DEP ve DEHAP gibi olur. Öcalan derin devletle çalışır. Öcalan, Özel Harp Dairesi ve Gladyo ile ilişkili biridir"

Normal şartlarda, küresel güçlerin Pravda'sı şeklinde bir medyaya sahip olmayan bir ülkede bu cümle gündemin merkezine otururdu.

Bu demeçle eş zamanlı olarak, sürekli "derin devletle" bağlantılı olarak anılan DYP Lideri Ağar'ın verdiği bir röportajda; PKK ve Öcalan'ı yoketmek için İsrail'den alınan silahlara 50 milyon dolar ödendiği bilgisi tazelendi.

Bu iki demecin verildiği ülkede;

a) Leyla Zana isimli terörist beslemesi Yeşil pasaportu ile ülkenin VIP salonlarını; yine yeşil pasaport ile yurtdışında genellikle NATO toplantılarına giden askerler ile paylaşıyordu. 
b) Dünyanın en imtiyazlı teröristi Öcalan'ın avukatlarına, adaya daha rahat gidip gelsinler diye gemi tahsis edilmişti
c) Başbakan; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda; Avrupa Anayasası'nı imzalamak bahanesi ile Ankara'da değildi.
d) Prens Charles; iki cümlesinden birini sürekli "Birleşik Krallık" ifadesi ile süslediği ve "dinlerarası diyalog"dan sözettiği demeçler vere vere Mardin'i dolaşmakta idi
e) Ve tabi "diyalog" ile "diabolik" güçlere hizmet edenler; ülkeye geri dönüşünün zeminini hazırlamak için iftar yemeği taarruzuna geçmişti. 
Ülkemizin güzelliği; "akıllara ziyan" listesini her gün farklı maddelerle yenileme ve hiç bir zaman kendinizi tekrar etmeme lüksüne sahip olmanız. 
Normalde; bu ülkenin, vatanını seven, hatası ve sevabı ile ülke kaygısı ile çalışan kadrolar tarafından millet adına yönetildiğini inanıyorsanız; yukarıdaki tarzda tablolar size her gün saç baş yoldurabilir. Akıl sağlığınız açısından bu tür varsayımlardan bir an önce sıyrılmanızı tavsiye ederiz. 
Neticede size ait olması gereken bu ülkenin ; 
Entellektüelleşmiş askerlerin silahı, askerleşmiş entellektüellerin kalemi tuttuğu ve bu ikisinin de küresel planlar doğrultusunda yönlendirildiği bir NATO konsepti ülkesi olduğunun idrakine varırsanız; hem Akıl sağlığınızı korur; hem de bu Devleti ve ülkeyi tekrar sizin yapmanın dinamiklerini daha iyi kurgularsınız. 

Bu noktada; 
Bu ülkede onbinlerce şehidimize ve canımıza malolan PKK senaryosunun ve bunun çözülmesi ile birlikte geliştirilen kürtçülük akımının arka planını çok iyi okumanız gerekiyor...
Bunun için önünüze kağıt kalem alın ve bu ülkede askerin silahını çekmediği olayların bir listesini yapım : 

a) Öcalan'ın getirilişi sonrasında; birden "biz bu konuda duygusalız" diyerek "demokrasi" adına Öcalan'ın asılması için tavır koymayan...
b) Süleymani'ye de; kendisini doktrine eden müttefiki başına çuval geçirirken ve geçirdikten sonra en ufak bir karşı hamle bile yapmadığı gibi hala "müttefiklik" ilişkisini sürdüren...
c) Limanları ve havaalanları hem Irak işgali öncesinde, hem de şimdi, ABD'nin lojistik üssüne dönüşürken; ABD askerinin üstünü arayan binbaşısının görev yerini değiştirecek kadar omurgası zedelenmiş ve "ne yapalım İskenderun limanı valiliğin kontrolünde" demeci verecek kadar halkını salak yerine koyan...
d) Yıllarca milletin başını "irtica" diye ütüleyip, ondan sonra "irtica" yaygarası ile iktidara taşınan AKP kadroları, ABD-AB-İsrail üçgeninde ülkeyi federal bir kaosa sürüklerken şiirsel bir suskunluğa bürünen..
e) Kuzey Irak'a tek bir helikopter bile sokamadığı halde milyarlarca dolarlık tank ve AWACS ihalelerini masaya yatıran; Telafer'de onlarca sivil ABD tarafından katledilirken gıkı bile çıkamayan ve buna rağmen hala medyaya, "NATO tatbikatında birinci olan Özel Kuvvetler" haberleri servis edecek kadar düştüğü durumun farkına varmayan "sizin" askeriniz.
Bu noktada; bu anlayıştan kurtulunmadığı sürece, babanız olsa tanımamak, her vatanseverin görevidir. Bu yazıyı görevi gereği okuyanlar kusura bakmasınlar ama dost acı söyler. 
Bizim kusurumuza bakacaklarına; açıp Harp Akademileri'nde okutulan kitaplarda emperyalizmle ilgili bölümlere bir göz atsınlar.
Bu ülkenin subaylarına emperyalizm başlığı altında İngiltere dahil bir çok ülkenin politikalarının anlatıldığını görecekler. 
Neyi göremeyecekler dersiniz : tabiki ABD'yi.
Emperyalizmi okuturken; ABD'yi es geçen bir anlayışın bu ülkenin güvenlik politikasını üretmesi mümkün değildir.
Bu milletin tarihsel misyonuna ve bağımsızlık özlemine cevap verebilecek anlayışa ve güce sahip olması da...
Bu arada; çağdaşlaşmayı, astsubayın altındaki arabanın modeli ile ölçmediğimizi ve Atatürk'ün muasırlaşma derken de, Avrupa'nın Opel, ABD'nin Ford fabrikalarını işaret etmediğini belirtmeyi zul sayarız ; 

Askerleşen entellektüellerimize de, entellektüelleşen askerimize de...

K.D.