Ermeni soykırımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ermeni soykırımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Aralık 2020 Cuma

NOKTA'DAN ERTUĞRUL'A BEKLEDİĞİ PAS GELDİ


NOKTA'DAN ERTUĞRUL'A BEKLEDİĞİ PAS GELDİ 


Kıvanç Değirmenli
OYUN BOZAN
26 EKİM 2004
"Düşman bir Kaos içindeyse, Kendi kendini yener"
Sun Tzu Savaş Sanatı


Biliyor muydunuz?

Bir kaç bin satan "Agos" isimli gazetesinde "Hoş Gidişler Ola" manşeti ile AB raporunu Ermeni Milliyetçiliği adına kutsarken Mustafa Kemal ile dalga 
geçme hatasını işleyen Hrant Dink ismli şahsın; 21 Mart 2003 yılında Los Angeles merkezli "İstanbul Ermenileri Organizasyonu" isimli kuruluş tarafından 
ödüllendirildiğini ve Cengiz Çandar ile birlikte ABD'de " Ermeni Soykırımı " konferanslarına katıldığını

Kaynak: Serdar Kuru / Türkiye Dönüştürülürken,
 
Hürriyet gazetesinin iki baş yazarı; Türkiye'de devletin bölünmüşlüğünün de sembolü gibi duruyor karşımızda.

Biri Oktay Ekşi...İfadesi ve duruşu ile; Cumhuriyet'in ve bu ülkenin temellerini "moda" hezeyanlar uğruna tartışmak gibi bir gaflete düşmeyecek kadar bilinçli; hataları ve sevapları ile köklü bir yazar...

Diğeri Ertuğrul Özkök.. Komili'nin Zeytinyağı'ndan, İzmir'deki bilinçaltı anılarına kadar kendi "trendlerini" topluma yamayacak kadar narsist ve "değişim" adına gittiği yöne değil, pahalı şaraplarını yudumlayabildiği sürece bindiği kayığın konforuna bakan bir isim...

Biri AB raporunu; Türkiye adına masaya yatırıp; rapordaki tuzakları Hürriyet'in ana sayfasından deşifre edecek kadar gazetesinin çizgisine muhalif...
Diğeri; Kandil dağına muhabir yollayıp, PKK'lı terröristleri milletin gözüne "gitar çalan sevimli kızlar" portresi ile sokacak kadar kıblesini kaybetmiş bir "kalem"...
İşte bu Ertuğrul Özkök'ün ara sıra "tabu yıkan" yazılarına tanık olursunuz. 
Geçen aylardan bir tanesinde yine bu tarz bir yazı kaleme almış ve " MİT Başkanı ile hiç tanışmadığından" tutun da, " Hürriyet'in devletin gazetesi olduğu "na kadar bir çok inci ile süslediği satırların arasına; Hürriyet'in " Türkiye Türklerindir " motosunu da konu etmiş ve bunun değişmesinden kaleminin ucu ile söz edivermişti.

Ertuğrul o sırada bu konudan kaleminin ucu ile bahsedince not almayı ihmal etmedim. 

Ne de olsa Ertuğrul; özel mahzenini şişesi 400 dolar olan şaraplar ile o ince kalem darbeleri sayesinde dolduran bir "üstad" olduğu için; elbet bu kalem darbesinin de birileri için bir anlamı olmalıydı.

Ve beklenen an geldi...

Bu hafta çıkan Nokta'nın kapağına bir bakın...
Nedense artık AB'nin yıldızları olmadan resmedilmeyen bayrağımızın fon rengine; Hürriyet'in Atatürk'lü logosu bayrak rengi siyaha dönüştürülerek yerleştirilmiş ve altına bakın neler yazılmış...
"Türkiye Türklerindir; Kürtlerindir, Sünnilerindir, Alevilerindir, Çerkezlerindir, Lazlarındır, Boşnaklarındır, Rumlarındır, Ermenilerindir, Yahudilerindir, Süryanilerindir, Pomaklarındır, Gürcülerindir, Tatarlarındır"
Bu tür fütursuzluklar zamanında devletin derinlerinden duyduğum bir cümleyi hatırlatıyor : "Bırakın bölsünler, zamanı gelince hepsini toplarız". 
Türkiye'yi önüne gelene paylaştırmak konusunda bu kadar bonkör davranan Nokta'da; "GAP ve İsrail" kapağından sonra gerçekleşen ekip değişiminin aynı anda hem İsrail'in siyonist emellerine, hem de AB'nin bölücü emellerine bu kadar hizmet ediyor olduğunu görmek gözümüzü yaşartmıyor değil.
Fakat bu kapağın bir diğer özelliği var...
Nokta Dergisi; Ertuğrul Özkök'e uzun zamandır beklediği pası atıyor...hani şu ufak kalem darbesi ile " Hürriyet'in motosunu tartışmaya açmak için pas bekliyorum" diyen Ertuğrul...

Şimdi açılacak perdeyi izleyin sevgili okuyucular...

Yakın bir gelecekte Ertuğrul Özkök; Nokta'nın kapağına gönderme yaparak ve dolayısı ile böyle bir tartışmayı tek başına açma yükünden kurtularak; Hürriyet'in "Türkiye Türklerindir" motosunu tartışmaya açacak...
Gerisini siz düşünün...
Hürriyet'teki iki başyazarın Türkiye'de devletin bölünmüşlüğünün de göstergesi olduğunu söz ederek başlamıştık yazıya...
Devlet; küresel güçlere senkron kadrolarla, küresel güçlerle asenkron kadrolar arasında ayrışırken; 
Ertuğrul'un yazıları ile Oktay Ekşi'nin yazılarını yanyana okumaya devam edin.
Çok şey öğreneceksiniz. 

K.D

***

19 Ocak 2020 Pazar

1915 OLAYLARI SEVR’DE BİLE YOK

1915 OLAYLARI SEVR’DE BİLE YOK




1915 olayları Sevr’de bile yok

Oraj POYRAZ
23 12 2019

Akçay Sevr Antlaşması’nın hazırlık aşamasındaki görüşmeleri araştırdı çarpıcı ayrıntıları makalesinde kaleme aldı. Sevr görüşmeleri sırasında 1915 olaylarına başka başlıklar altında kısa olarak değinildiğini belirten Akçay Ermeni temsilcilerin de önemli bir anlatımının olmadığına dikkat çekti

OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

Av. Dr. Deniz Akçay’ın Türkiye Barolar Birliği Yayınları tarafından yayınlanan ‘Sevr Antlaşması Hazırlık Görüşmelerinde 1915 Olayları Konusu ve Bugünkü Uluslararası Yargı Kararlarına Göre Değerlendirilmesi’ başlıklı yazısında dikkat çekici noktalar yer aldı. Sevr Antlaşması’nın hazırlık görüşmelerinde bile 1915 olaylarının ayrı başlık altında incelenmediği belirtilen yazıda “Ermeni temsilcileri de olaylar hakkında ayrıntılı bir anlatımda bulunmadılar. Hele hele ‘soykırım’ olarak algılanabilecek herhangi bir ifade kimse tarafından kullanılmadı” denildi.

Sözde ‘Ermeni Soykırımı’ yalanına ilişkin önemli saptamalarda bulunan Dr. Deniz Akçay’ın yazısından bazı paragraflar sunuyoruz:

AYRI BAŞLIK ALTINDA İNCELENMEDİ

Görüşmelere ilişkin tutanakların incelenmesinden Müttefik Devletlerin 1915 olaylarını ayrı bir başlık altında incelemeye gerek görmedikleri anlaşılmaktadır. Bu olaylara yapılan genel nitelikli kısa göndermeler çok az olduğu gibi olayların anlatılması belirli sayıların ortaya konulması sorumlulukların tahlil edilmesi gibi bir çabanın sarf edilmesine de gerek görülmediği söylenebilir. 1915 olayları toplantılarda arada bir ek haklılık argümanı olarak kullanılmış olmakla birlikte bu konuda hiçbir zaman olayların cereyan şeklini ve boyutlarını belirleme ve derinleştirme ya da araştırılması konuları gündeme gelmemiştir.

ERMENİ TEMSİLCİLER OLAY ANLATMADILAR

Konferans toplantılarına katılmış olan Ermeni temsilcileri Avetis Aharonyan ve Boğos Nubar Paşa’nın da 1915 olayları hakkında ayrıntılı bir anlatımda bulunmamaları bu konuda belirli ve daha önemlisi günümüzde ileri sürülen sayıları andıracak herhangi bir mağdur sayısı iddiasında bulunmamaları da en azından ilginç olgulardır. Üzerinde önemle durulması gereken husus görüşmelere aktif ve iddialı biçimde katılmış olan Ermeni temsilcilerin başka konularda doğruluğu kesin olmamakla birlikte çeşitli sayılar ileri sürmüş oldukları halde 1915 olayları ile ilgili olarak günümüzde ileri sürülen sayılara uzaktan yakından yaklaşacak bir sayıdan söz etmedikleridir.

ANLAŞMADA DA YOK

Sevr Antlaşması’nın gerek giriş bölümünde gerek Ermenistan sınırı ile ilgili maddelerinde 1915 olaylarına herhangi bir atıfta bulunulmamıştır. Sevr Antlaşması sürecinde 1915 olaylarının gerek Antlaşma metnindeki hükümler düzeyinde gerek Müttefik Devletlerin görüşmeler sürecindeki ifadelerinin yansıttığı sübjektif algıları açısından soykırım olarak değerlendirildiğini ortaya koyacak unsurlardan yoksun olduğu açıktır.

SOYKIRIMIN ‘S’ Sİ YOK

Türkiye temsilcisinin davet edilmediği hazırlık konferanslarında ve sonuçta ortaya çıkan antlaşma metninde soykırım suçunu diğer savaş suçlarından ve insanlık aleyhindeki suçlardan ayıran özelliği olan ‘Ulusal etnik ırksal veya dinsel’ olarak tanımlanabilecek bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi kastına ilişkin herhangi bir somut maddi hatta teorik bir ipucuna rastlanmamaktadır. Kaldı ki Sevr Antlaşması’ndan üç yıl sonra Türkiye ile Müttefik Devletler arasında aktolunan Lozan Antlaşması’nda 1915 olaylarıyla bağlantılı olabilecek herhangi bir hükme rastlanmadığı gibi daha geniş anlamında da yaptırım başlıklı herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.

‘SOYKIRIM’ ALGILAMASINI İMKÂNSIZLAŞTIRIYOR

Başlıca Müttefik Devletler tarafından bile onaylanmamış olan Sevr Antlaşması’nın hazırlık görüşmelerinin devletler hukuku bakımından herhangi bir bağlayıcılığı ve hatta hukuki değeri bulunmadığı açıktır. Ancak Müttefik Devletlerin başkan başbakan ya da bakan düzeyinde temsil edilmiş oldukları bir toplantı dizisinde yapılan açıklamaların kullanılan argümanların hatta sıradan ifadelerin tarihsel önemi azımsanamaz. Görüşmeler sırasında Müttefik Devletlerin başka başlıklar altında 1915 olaylarına yaptıkları genel çok kısa ve ‘arızi’ olarak nitelendirilebilecek atıflarla yetinildiği ve ayrıca bu olayların hazırlanmakta olan Sevr Antlaşması’na da yansıtılmamış olduğu da dikkate alınarak söz konusu olayların bugünkü anlamıyla ‘Soykırım’ olarak algılanmasını imkânsızlaştırmakta dır. 1915 olayları 1920’de Müttefik Devletlerin Türkiye’nin doğusunu yeniden şekillendirmek projeleri çerçevesinde bir hukuksal argüman yoğunluğunu taşımayan oportünist bir ‘Atıf’ olarak kullanılmıştır.

https://www.aydinlik.com.tr/1915-olaylari-sevr-de-bile-yok-turkiye-aralik-2019

- - - - - - - - - - - - -

Beni görmek demek mutlaka yuzumu gormek demek degildir.
Benim fikirlerimi benim duygularimi anliyorsaniz ve hissediyorsaniz bu yeterlidir.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK


***

30 Aralık 2014 Salı

Mahçupyan’dan kritik ‘Ermeni soykırımı’ açıklaması.,



Mahçupyan’dan kritik ‘Ermeni soykırımı’ açıklaması.,




Մահչուփյան

2014/12/29

ՄահչուփյանBaşbakan Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı Etyen Mahçupyan, 1915 olaylarının (Ermeni Soykırımı’nın-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri) 100′üncü yıldönümünün yaklaşmasıyla birlikte kritik açıklamalarda bulundu.

“2015 zorlu bir yıl olacak”

Mahçupyan, 2015’te 1915 olaylarının 100′üncü yıldönümü nedeniyle ‘zorlu’ bir yıl olacağını ve Ermenistan-türkiye ilişkilerini radikal ölçüde değiştirecek önemli gelişmeler için daha ileri tarihlerin beklenmesi gerektiğini savundu.

1915 olaylarının 100’üncü yılında, özellikle kendisinden birtakım adımlar atması beklenen Mahçupyan, Ermenistan ve Türkiye’nin bu konuya dair anlaşmazlığın çok çabuk çözülmesini beklememeleri gerektiğini söyledi.

“Acele etmemize gerek yok”

Mahçupyan, ”100 yıl sonra acele etmemize gerek yok. Artık yaşananlar daha sağlıklı bir yolla ilerlemeli” diye konuştu.

Mahçupyan’a göre Türkiye’nin önceliği ‘Ermenistan ve diasporayla ilişki kurmak’ olmalı…

“Simgesel adımlar atılabilir ama siyasi ve tarihi meseleler….”

AFP’ye konuşan Mahçupyan, ”Bu yıl simgesel adımların atılabileceğini ve daha duygusal bir ilişki kurulabileceğini düşünüyorum. Fakat daha siyasi ve tarihsel meselelerin önümüzdeki yıllara bırakılacağına inanıyorum. O zaman işler daha kolay olabilir” dedi.

Mahçupyan, Rusya’nın da Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde normalleşme için yardımcı olabileceğini kaydetti.

http://www.kanalahaber.com/haber/gundem/mahcupyandan-kritik-ermeni-soykirimi-aciklamasi-209753/