F-35 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
F-35 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Temmuz 2019 Perşembe

F-35 ler., Milli Menfaatleri Doğrultusunda Uçabilecekler mi?

F-35 ler., Milli Menfaatleri Doğrultusunda Uçabilecekler mi?



Yazan   


F-35 Sahibi Ülkeler Uçaklarını Milli Menfaatleri Doğrultusunda Uçurabilecekler Mi?



Son bir kaç gündür, ABD’nin Türkiye’ye, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi alımından vazgeçerek ABD yapımı Patriot sistemlerinin alımı yönünde karar vermesi için iki haftalık süre verdiği ve Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi satın alma planını sürdürmesi durumunda F-35 programındaki 
ortaklığı sonlandırılacak haberleri ile meşgul iken F-35 uçağına şöyle derinlemesine bir bakış yapalım.

F-35 Sahibi Ülkeler Uçaklarını Askeri Operasyonlarda Milli Menfaatleri doğrultusunda uçurabilecekler mi? 

Hassas Bilgi sızması olur mu?

Bu iki soru dost meclislerinde ve medya da sıkça gündeme getirilmekte ve tartışılmaktadır. Bu sorulara tatmin edici cevap bulunabilir mi? 

Konuyla ilgili olarak F-35 uçak üreticisi olan Lockheed Martin Firmasının elektronik ortamdaki bilgileri ile mesleki tecrübelerimi birleştirmeye çalıştım.

Kısa Bilgiler

Bugüne kadar 390 adet F-35 uçağı üretildi, Dünya çapında açılan 17 Üs de 195.000 saat uçuş gerçekleştirildi, toplam 790 pilot ve 7400 bakım personeli eğitildi. 
Ortak ve müşteri durumunda olan ülkeler ve satın alacakları uçak sayıları; ABD (2456), İngiltere (138), İtalya (90), Hollanda (37),Türkiye (100), Avustralya 
(100), Norveç (52), Danimarka (27) ve Kanada(88). Ortak olmayıp Yabancı Askeri Satışlar (FMS)  kapsamındaki müşteriler; İsrail (50), Japonya (147), 
G.Kore(40) ve Belçika (34). Halen F-35 uçağı teslim alan ülkeler; ABD, İngiltere, İtalya,İsrail ve Japonya.

Ekonomik etkisi açısından bakıldığında; Program kapsamında 1400'ü ABD'li olmak üzere dünya çapında 1500 den fazla tedarikçi firmanın bulunduğu, 
ABD 'de 220.000 kişiye direk ve dolaylı olarak iş imkanı sağlandığı ifade edilmektedir. Bir adet F-35 uçak fiyatı 89.2 Milyon ABD dolarıdır.

Türk firmalarının F-35 Programı ortaklığı kapsamında iş payının toplamda  12 Milyar ABD Dolarına ulaşacağı, Lockheed Martin ve Roketsan arasında yeni 
nesil havadan yere atılabilen Standoffcruise füze geliştirilmesi için işbirliği yapıldığı, SOM-J füzesinin F-35 Dahili Silah bölümüne entegre edilmesi üzerine 
bilgiler bulunmaktadır.

F-35 Stealth modunda 5.700 pound dahili mühimmat taşıyabilirken, harekat bölgesinde üstünlük sağladıktan sonra F-35 Beast moduna (dahili mühimmata 
ilave harici mühimmat taşıma) geçebilmekte ve toplamda 22.000 pounda kadar mühimmat taşıyabilmektedir.

Üretici Firma tarafından marketing kapsamında F-35'in aşağıda özetle belirteceğim harekat kabiliyetlerinin olduğu ifade edilmektedir.

F-35'in Klasik, Dikey ve Uçak gemisine iniş/kalkış yapabilen üç versiyonu bulunmaktadır, bunlar sırasıyla F-35 A, F-35 B ve F-35 C'dir. F-35 beşinci nesil 
uçak özelliklerine sahip olarak geliştirilmiştir. F-35;  muharip uçak sürat ve kıvraklığı, tam birleştirilmiş sensör bilgisi, ağ merkezli harekat ve gelişmiş 
lojistik ve ikmal özellikleri ile birlikte  Geliştirilmiş Stealth kabiliyetine sahip görünmektedir.

F-35 Görev sistemleri kapsamında;Multifunction Advanced Data Link(MADL), Active Electronically ScannedArray (EASA) radar, Electro-Optical Targeting System (EOTS)  hedefleme sistemi, Distributed Aperture System (DAS), Helmet Mounted Display (HMD) ve  Communications, Navigationand Identification (CNI) Avionics sistemleri yer almaktadır.

Stealth özelliği nedeniyle, F-35'in harekat sahasına emniyetli bir şekilde nüfuz ederek, hiç bir radara yakalanmadan, Elektronik Harp (Electronic Warfare) 
kabiliyeti ile düşman konuş kuruluşunu tespit edip elektronik taarruz (karıştırma) yapabilmekte ve  düşmana ait topladığı elektronik bilgileri taktik veri ağı üzerinden dost birliklere anlık olarak aktarabilmektedir. 

Düşük görünürlük özelliği ve EASA radar kabiliyeti ile uzak mesafeden yer ve hava hedeflerine hassas güdümlü bombaları ve hava-hava radar güdümlü 
füzeleri ile başarılı şekilde angaje olabilmektedir.

İstihbarat Gözetleme ve Keşif (ISR) kabiliyeti ile topladığı elektronik bilgileri işleyip sınıflandırarak dost birliklere gerçek zamanlı olarak aktarabilmektedir.

Otonom Lojistik Bilgi Sitemi (ALIS-Autonomic Logistics Information System) ile bakım operatörüne önceden planlama, bakım ve kullanım süresi boyunca 
F-35 uçak sistemlerinin idamesine olanak sağlamaktadır. ALIS Internet üzerinde çalışan yüksek süratli band genişliği ile yüksek performanslı server'lar 
kullanan bir veri alma/gönderme sistemidir.

ALIS;operasyon, bakım, prognostik, tedarik zinciri, müşteri hizmet servisi, eğitim ve teknik verileri içeren bir dizi geniş kabiliyetleri entegre etmektedir.

Pilot ve uçuş destek personeli tarafından,ALIS sistemi görev planlama/debrifing yapmak, uçuş çizelgesi hazırlamak, pilot kalifikasyonu ve harbe hazırlık 
durumunu kayıt altına almak amacıyla da kullanılmaktadır.

ALIS, F-35 uçağı gövdesinde entegre edilmiş bir sistem değildir. Harici bir sistem olan ALIS uçak görevini müteakip indiğinde bakım personeli tarafından 
uçağa bağlanarak uçak üzerindeki sitemlere ait arıza bilgisi toplayan bir sistemdir.Toplanan bilgiler daha sonra otomatik olarak Lockheed Martin bünyesinde bulunan server'a aktarılmaktadır.

Önceki eski nesil lojistik sistemlerle karşılaştırıldığında, ALIS sistemi ile; F-35 Uçak Filolarının faaliyetleri hakkında gerçek zamanlı en doğru bilgiyi sağlayarak işletme ve bakım giderlerinin azaltılacağı ve uçak faaliyet oranlarının arttırılacağı iddia edilmektedir.

Egemenlik İhlali ve hassas bilgilerin sızması!

Yukarıdaki kabiliyetlere bakıldığında neredeyse daha önce 3 ve 4. nesil  farklı roldeki uçaklar tarafından yerine getirilen görevler F-35 Uçağı üzerinde 
birleştirilmiş durumdadır. Uçak üzerine yerleştirilen Görev sistemlerinin sayısı ve bunların antenlerinin böyle nispeten küçük bir gövdeye Stealth özelliği 
etkilenmeden yerleştirilmesi herhangi bir olumsuz etkileşim (enterferans) olmadan çalıştırılması önemli bir tasarım yapıldığına işaret etmektedir. 

Bu nedenle de bu uçak özellileri nedeniyle çok iyi yetişmiş pilotlara emanet edilmelidir. 

F-35 son derece güçlü özelliklere sahipken, ortak ve müşteri konumundaki kullanıcıların ALIS hakkında mahremiyet ve egemenlik haklarının ihlal ediyor 
gerekçesi ile şikayetleri bulunmaktadır. Zira,mevcut durumda ALIS  veri akışı içerisinde; uçak "healthmonitoring system" verileri, faal uçak durumu, eğitim 
ve pilotlara ait log'lar da dahil olmak üzere önemli ölçüde harekat detaylarının, Forth Worth/Texas'da konuşlu Lockheed Martin şirketindeki hub'a aktarıldığı 
iddia edilmektedir.

Aslında ALIS'in ana görevi parça siparişi vermek, ihtiyaç kadar eğitim planlamak ve İkmalci'nin üzerindeki yedek malzeme yönetim yükünü azaltmak olmalıdır.

F-35'e ortak ülkelerin yukarıda belirtilen endişeleri, mevcut ALIS uygulaması ile ülkelere ait Operasyonel hassas bilgilerin Lockheed Martin Firmasına aktarıldığı nın bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu durum benim görüşüme göre de kabul edilemez olup egemenlik hakkının ihlali olarak görülmelidir.

Bu arada konu hakkında bir gelişme olduğunu belirtmeden geçmeyelim. F-35 ortağı ülkelerin yukarıda belirtilen şikayetleri üzerine, Lockheed Martin 
firması konuya yönelik bir filtreleme yazılımı üzerinde çalıştığını açıkladı. Bu çalışma ile mevcut ALIS sistemine "Sovereign Data Gateway" eklenecek, 
böylece bu yazılım her bir F-35 ortağına veri akışını inceleme ve doğrulama seçeneği verirken aynı zamanda hassas verileri bloke etme, güncelleme ve 
erteleme imkanı sağlayacaktır.

Bu güncelleme gerçekleştiğinde bilgi sızması tehlikesinin ortadan kalkabileceğini düşünmekteyim.

F-35 uçağı görev uçuşunda iken uçak üzerinde bulunan sensörlerden bilgi sızdırılması söz konusu olabilir mi? F-35 uçağında görev esnasında işlenen sensör tespitleri, Multifunction Advanced Data Link (MADL) ile oluşturulan taktik veri ağı üzerinden diğer uçaklara, platformlara ve yer istasyonlarına aktarılmaktadır. 

Bu taktik veri ağı Milli merkezler tarafından planlanır ve uygulanır. Sızma ancak bu veri ağına siber taarruzlarla gerçekleştirilebilir. Ancak bu riskin dünya 
üzerinde mevcut tüm sivil ve askeri veri ağları için geçerli olduğu unutulmamalıdır.

Diğer bir komplo teorisi, Uydu üzerinden gönderilecek bir sinyal ile F-35'ler daha yerde iken motorların durdurulabileceği, kalkışa müsaade edilemeyebileceği 
ve hatta uçak havada iken görev sistemlerinin görev yapamaz duruma getirilebileceği şeklindedir. Gelişmiş bir teknoloji ile üretilen F-35 uçağı geniş oranda yazılım ile desteklenmiştir. Yazılım kapsamında bu tip müdahalelerin mümkün olduğunu ancak uygulanabilir olmadığını düşünüyorum. 

Çünkü bunun ortaya çıkması durumunda geleceğe yönelik olarak üretici firma ve üretici ülkenin büyük bir ticari ve güvenilirlik kaybı olacağından böyle bir 
uygulamaya teşebbüs edilmeyeceğini değerlendiriyorum.

F-35'ler Milli Menfaatler doğrultusunda kullanılabilecek mi?

Bunun cevabı her koşulda evet olmalıdır. Hiç bir ülke, sınırlı koşullarda kullanabilirsin ön şartı ile, başka bir ülkeden Silah Sitemlerini satın almaz. 
F-35 ortaklık ve müşteri şartnamesinde de böyle bir sınırlama olduğunu da düşünmüyorum.

ABD, F-35 kullanan ülkelerin yapacakları milli operasyonlar konusunda baskı yapabilir mi, engelleyebilir mi? 
Bu milli operasyon, ABD milli çıkarları ile çakışıyorsa elbette ki baskı ve engelleme beklenmelidir. 
Bu tavır açıktan olmazsa bile farklı şekillerde tezahür edebilir, yani F-35 yedek parçası tedarik zincirinde yavaşlama veya ambargo şeklinde karşımıza çıkabilir.

Bir ortaklık olmasına rağmen,ABD öncülüğünde yürütülen F-35 programında ABD tek yetkili ülke gibi davranmakta,  ortak ve müşteri konumundaki ülkelere  F-35 teslimatını CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımları kapsamına sokabilmektedir.

Bu nedenle; en iyi silah sistemi yerli üretim ile geliştirilen ve dışa bağımlılığı olmayandır. Ancak ihtiyaç hasıl olup da dışarıdan alınmak zorunda kalınırsa da, 
dışarıdan gelecek tüm baskı ve dayatmalara eldeki mevcut kozlar ile en kısa sürede reaksiyon gösterilmeli,satın alınan silah sistemi tüm performansı ile 
milli menfaatleri koruyacak şekilde kullanılmalıdır.


KAYNAK;

https://www.f35.com/

https://www.lockheedmartin.com/en-us/products/autonomic-logistics-information-system-alis.html

https://www.flightglobal.com/news/articles/new-f-35-software-could-quell-alis-sovereignty-conce-430823/


https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/f-35-sahibi-ulkeler-ucaklarini-milli-menfaatleri-dogrultusunda-ucurabilecekler-mi


***

11 Mart 2019 Pazartesi

Türkiye, ABD'yle Rusya arasında denge arıyor.,

Türkiye, ABD'yle Rusya arasında denge arıyor.,



Armağan KULOĞLU
oakuloglu@gmail.com 

21 Temmuz 2018


Suriye'nin kuzeyinden kaynaklanan tehdidin, ABD'nin tutumundan dolayı bundan sonra da devam edeceği anlaşılıyor.Diğer taraftan da Türkiye, ABD'yle Rusya arasında sıkıştığından, denge sağlamaya çalışıyor.Fırat'ın doğusunda birleşik yönetim kurma çalışmalarıABD'nin desteğiyle Suriye kuzeyinde bir bütün halinde yönetim kurmaya çalışan PYD/YPG/PKK'nın çabaları, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla akamete uğratılmış, İdlip'te sağlanan durumla da Akdeniz'e ulaşma ümitleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Menbiç'te sağlanan mutabakat çerçevesinde, tehdidin bu bölgeden de uzaklaştırılması süreci devam etmektedir.Ancak bu bölgelerden kaçan ve intikal eden PYD/PKK mensupları Fırat'ın doğusuna geçmiş, buradaki güçlere katılarak bölgedeki varlığını artırmıştır.Bu güç, esasını PKK'nın Suriye uzantısı olan YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olup, ABD tarafından sağlanan teşkilat, eğitim, silah, mühimmat ve malzeme desteğiyle gittikçe kalıcı bir hale gelmiş ve 60.000 kişilik bir güce ulaşmıştır.İdari olarak da bölgede ABD öncülüğünde yerel konseyler kurulmuştur. SDG şimdi de ABD ve koalisyonun desteğiyle IŞİD'den aldığı bölgelerde yeni yönetimler kurma çabasındadır. Hedef, Fırat'ın doğusundaki yerel konseylere, Rakka, Deyr ez-zor ve Cezire bölgesinin doğusundakilerin de katılımıyla bölgeler arasında koordinasyonu sağlayacak bir yönetim oluşturulması dır.Suriye'nin kuzeyindeki tehdit kalıcı hale geliyorSDG, ABD'nin desteğiyle Suriye'nin %25'ini kontrol altında tutmaktadır. Trump son NATO toplantısında, YPG'yi desteklemeye devam edeceklerini bir kere daha ifade etmiştir.Diğer taraftan ABD'yle Rusya'nın, Suriye'de etkinlik paylaşımına ilişkin anlaşma yaptıkları söylenmektedir. Ayrıca İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Moskova'da Putin'le görüştüğü, İran'ın Suriye'deki etkinliğinin sonlandırılması karşılığında Esat yönetimini tanıyacaklarını beyan ettiği de ifade edilmektedir.Esat'ın geçen ay yaptığı "SDG'yle müzakereler için Şam'ın kapısı açık" açıklamasından, Suriye yönetiminin de artık bu fiili durumu kabullendiği anlaşılmaktadır.Türkiye-ABD arasında Menbiç'te sağlanan mutabakata göre takip edilen uygulamalar tamamlandığında, arzu edilen sonuca ulaşılıp ulaşılamayacağı henüz belli değildir. Tatmin edici sonuca ulaşılsa dahi, bunun Fırat'ın doğusunda uygulanma ihtimali oldukça zayıf, hatta imkânsız görülmektedir.Bütün bu gelişmeler, Fırat'ın doğusunda PKK uzantısı bir yönetimin gittikçe kalıcı hale geldiğini göstermektedir. Türkiye'nin bunu önlemeye yönelik bir yaptırım uygulayabileceğini söylemek oldukça zordur. 
Bu nedenle ABD ve Rusya'nın etkilerini dengelenmeye çalıştığı değerlendirilmekte dir. S-400, F-35, Patriot sarmalı Denge politikasının savunma sanayii alanında da sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere Türkiye, ihtiyaç duyduğu orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemini temin etmek üzere 20 yılı aşkın bir süredir arayış içindedir. Bugüne kadar bu eksiklik Hava Kuvvetlerinin uçakları vasıtasıyla kapatılmaya çalışılmıştır. Ancak bu kapsamdaki füze sistemine olan ihtiyaç sürekli gündemde olmuştur. Bu ihtiyacı karşılamak için ABD, Fransa-İtalya ortaklığı, Rusya ve Çin ile müzakereler yapılmıştır. 

ABD, Patriot sistemini satmaya yanaşmamış, diğer adaylardan da en uygun teklif Rusya'dan geldiği için S-400'lerin alınmasına karar verilmiştir.  
Ancak S-400 alımı ABD'yi rahatsız etmiş, bu nedenle ortağı olduğumuz ve bazı parçaları da TAİ'de üretilen, parasının başlangıç kısmı ödenen, 
hatta 2 adedi de eğitim yapılmak üzere ABD'de teslim edilen F-35'leri verme konusunda sıkıntı yaratmıştır.Bu sıkıntı şimdilik atlatılmış gibi görünmektedir. 
Ancak bu sefer ABD, Patriot füze sistemini satabileceğini belirtmiş, bunu üzerine ilgili firmayla görüşmeler başlamıştır. S-400 alımı da ilerlediğinden bundan 
vazgeçmek Rusya'yla sorun yaratabilecektir. Bu nedenle hem S-400, hem de Patriotların alımıyla denge sağlanmaya çalışılacağı kıymetlendirilmektedir.

Not: Gazetenin Gördüğü Lüzum üzerine yazılarımı sonlandırıyor, okuyucularıma veda ediyorum. 

Saygılarımla. 

Kaynak Yeniçağ: 
Armağan KULOĞLU 

***