ENERJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ENERJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2020 Pazartesi

Ampuller Işıksız kalacak

Ampuller Işıksız kalacak



Agah Oktay GÜNER
agahoktayguner@hotmail.com
07 Şubat 2011 



Siyaset, Türkiye’nin gerçek gündeminden kopmuş, karşılıklı küfürleşmeler içinde ciddi sorunları konuşmak yerine bağırmayı tercih etmiş görünüyor. 

Ülkenin kaderini derinden etkileyecek elektrik ve enerji problemleri ise görülmeyen, görülmek istenmeyen bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor, 
âdeta alarm veriyor. Elektrik sektörümüzün temel problemi birinci derecede ağırlığı bulunan yakıtlarda yüksek oranda dışa bağımlılığımız ve bu 
bağımlılığa bağlı olarak ağır dış ödeme külfetimiz dir. 2007 yılı rakamlarıyla petrol, doğalgaz, elektriğe dayalı ithal kömür, ısınmaya dayalı ithal kömür için toplam net enerji ithalatı karşılığı 32,7 milyar USD ödeme yapılmıştır. 

Bu ödeme Türkiye’nin toplam ithalatının %22’sidir ve fevkalâde önemli bir rakamdır. 

Çünkü Türkiye güvenlik, eğitim, belediye hizmetleri gibi çok önemli dallarda kısıntı yaparak, her türlü fedakârlığa katlanarak bu bedeli karşılamaktadır.  

Enerji üretiminde esas olan, kendi toprağınızdan çıkan kaynakları kullanmanız dır. 

   Ne yazık ki Türkiye’de bu politika çok becerikli siyaset adamlarımızın sayesinde tamamen tersine dönmüştür. 

Doğalgazda âdeta dünya tekeline sahip Rusya’da doğalgazdan elektrik üretme oranı % 38 iken, doğalgaz ihtiyacının bütününü ithal eden Türkiye’de bu oran % 48,2’dir. Bunu akılla izah etmek mümkün değildir. Her yıl ortalama 18 milyar USD doğalgaz ithali için para ödeyen Türkiye, bunun 8 milyar USD’lik kısmını elektrik üretiminde kullanmaktadır.Vatan topraklarımızın altında 9 milyar tonun üzerinde kömür rezervi vardır. Türkiye bu muhteşem kaynağa rağmen nesi var nesi yok satarak 16 milyar USD doğalgaza para ödemektedir.Ülkeyi idare edenler akıl almaz bir biçimde iradelerini AB’ye terk etmişlerdir. 

AB’nin sistemli ve ağır baskısı sonucu Kyoto Protokolünü Türkiye imzalamıştır. 

Hâlbuki Avrupa ülkelerinde kömürün elektrik üretimindeki payı ortalama  %60’ın üzerindedir. 
Polonya’da bu oran %97’dir. 
Kömürün elektrik üretiminde payını yüzde olarak ele alırsak 
Çek Cumhuriyeti % 74, 
Yunanistan 71, 
Danimarka 67, 
Almanya 55’tir.  
Avrupa Birliği dışındaki ülkeleri ele alırsak 
Avusturalya elektriğinin % 85ini, 
Çin % 80ini, 
Amerika %53ünü, 
İngiltere 43’ünü    kömürden sağlamaktadır. 

  ABD Türkiye’nin 29 katı, Çin 15 katı fazla karbondioksit emisyonu yaparken, dünyada atmosfere halen en az karbondioksit salan ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin Kyoto Protokolünün getirdiği yükümlülükleri koşar adım kabulünü izah etmek mümkün değildir. Kyoto Protokolünü imzalamasının sonucu olarak Türkiye, artık kömüre dayalı klasik tipte düşük yatırım maliyetli termik santral inşa edemez. Türkiye bundan sonra kuracağı kömüre dayalı termik santrallerini daha fazla dış ödeme yaparak gelişmiş kömür teknolojilerine “Akışkan Yatak Teknolojisi”ne dayalı olarak kurmak zorundadır.  Bu tür santrallerin yatırım maliyetlerinin klasik tipteki termik santrallerden %50-100 daha fazla olduğu 
bilinmektedir.Türkiye bu iktidar döneminde enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için ne yapmıştır? 2002 yılında elektrik üretiminde doğalgaz oranı %40,57 iken 2008 yılı sonunda %48,2 olmuştur. Mevcut siyasi iktidar döneminde dışa bağımlılık eksilmemiş, artmıştır.

Elektrik tüketiminde yıllık ortalama % 8’lik bir talep artışı vardır.Türkiye’nin elektriksiz kalmaması için 2020 yılına kadar her yıl düzenli olarak 3000 mwatt dolayında kurulu gücü devreye sokmak zorundadır. Bunun üretim yatırımları için ödenecek bedel 4 milyar USD civarındadır. 

Bu dönemde Türkiye 236 milyar kwh üretim yapabilecek yeni üretim yatırımlarını gerçekleştirmek zorundadır.2020 yılında 434 milyar kwh 
ulaşacağı kabul edilen elektrik enerjisi talebini bu iktidar ve bu zihniyet nasıl çözebilir? 

Ülke çapında bütün ampuller kararırken AKP’nin ampulü nasıl ışık verecektir?.. 

Agah Oktay GÜNER 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ampuller-isiksiz-kalacak-16878yy.htm


***

28 Ekim 2018 Pazar

Ampuller Işıksız Kalacak

Ampuller Işıksız Kalacak






Agah Oktay GÜNER
agahoktayguner@hotmail.com
07 Şubat 2011 

    Siyaset, Türkiye’nin gerçek gündeminden kopmuş, karşılıklı küfürleşmeler içinde ciddi sorunları konuşmak yerine bağırmayı tercih etmiş görünüyor. 
Ülkenin kaderini derinden etkileyecek elektrik ve enerji problemleri ise görülmeyen, görülmek istenmeyen bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor, âdeta alarm veriyor. Elektrik sektörümüzün temel problemi birinci derecede ağırlığı bulunan yakıtlarda yüksek oranda dışa bağımlılığımız ve bu bağımlılığa bağlı olarak ağır dış ödeme külfetimiz dir. 2007 yılı rakamlarıyla petrol, doğalgaz, elektriğe dayalı ithal kömür, ısınmaya dayalı ithal kömür için toplam net enerji ithalatı karşılığı 32,7 milyar USD ödeme yapılmıştır. Bu ödeme Türkiye’nin toplam ithalatının %22’sidir ve fevkalâde önemli bir rakamdır. 
Çünkü Türkiye güvenlik, eğitim, belediye hizmetleri gibi çok önemli dallarda kısıntı yaparak, her türlü fedakârlığa katlanarak bu bedeli karşılamaktadır.Enerji üretiminde esas olan, kendi toprağınızdan çıkan kaynakları kullanmanızdır. Ne yazık ki Türkiye’de bu politika çok becerikli siyaset adamlarımızın sayesinde tamamen tersine dönmüştür. Doğalgazda âdeta dünya tekeline sahip Rusya’da doğalgazdan elektrik üretme oranı % 38 iken, doğalgaz ihtiyacının bütününü ithal eden Türkiye’de bu oran % 48,2’dir. Bunu akılla izah etmek mümkün değildir. Her yıl ortalama 18 milyar USD doğalgaz ithali için para ödeyen Türkiye, bunun 8 milyar USD’lik kısmını elektrik üretiminde kullanmakta dır.Vatan topraklarımızın altında 9 milyar tonun üzerinde kömür rezervi vardır. Türkiye bu muhteşem kaynağa rağmen nesi var nesi yok satarak 16 milyar USD , Doğalgaza para ödemektedir.

    Ülkeyi idare edenler akıl almaz bir biçimde iradelerini AB’ye terk etmişlerdir. AB’nin sistemli ve ağır baskısı sonucu Kyoto Protokolünü Türkiye imzalamıştır. Hâlbuki Avrupa ülkelerinde kömürün elektrik üretimindeki payı ortalama  %60’ın üzerindedir. Polonya’da bu oran %97’dir. Kömürün elektrik üretiminde payını yüzde olarak ele alırsak Çek Cumhuriyeti % 74, Yunanistan 71, Danimarka 67, Almanya 55’tir.  Avrupa Birliği dışındaki ülkeleri ele alırsak Avusturalya elektriğinin % 85ini, Çin % 80ini, Amerika %53ünü, İngiltere 43’ünü kömürdensağlamaktadır. ABD Türkiye’nin 29 katı, Çin 15 katı fazla karbondioksit emisyonu yaparken, dünyada atmosfere halen en az karbondioksit salan ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin Kyoto Protokolünün getirdiği yükümlülükleri koşar adım kabulünü izah etmek mümkün değildir. 

   Kyoto Protokolünü imzalamasının sonucu olarak Türkiye, artık kömüre dayalı klasik tipte düşük yatırım maliyetli termik santral inşa edemez. Türkiye bundan sonra kuracağı kömüre dayalı termik santrallerini daha fazla dış ödeme yaparak gelişmiş kömür teknolojilerine “Akışkan Yatak Teknolojisi”ne dayalı olarak kurmak zorundadır.  Bu tür santrallerin yatırım maliyetlerinin klasik tipteki termik santrallerden %50-100 daha fazla olduğu bilinmektedir.Türkiye bu iktidar döneminde enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için ne yapmıştır? 

   2002 yılında elektrik üretiminde doğalgaz oranı %40,57 iken 2008 yılı sonunda %48,2 olmuştur. Mevcut siyasi iktidar döneminde dışa bağımlılık eksilmemiş, artmıştır.Elektrik tüketiminde yıllık ortalama % 8’lik bir talep artışı vardır.Türkiye’nin elektriksiz kalmaması için 2020 yılına kadar her yıl düzenli olarak 3000 mwatt dolayında kurulu gücü devreye sokmak zorundadır. 
Bunun üretim yatırımları için ödenecek bedel 4 milyar USD civarındadır. 

Bu dönemde Türkiye 236 milyar kwh üretim yapabilecek yeni üretim yatırımlarını gerçekleştirmek zorundadır.  

   2020 yılında 434 milyar kwh ulaşacağı kabul edilen elektrik enerjisi talebini bu iktidar ve bu zihniyet nasıl çözebilir? 

Ülke çapında bütün Ampuller Kararırken AKP’nin Ampulü Nasıl ışık verecektir?.. 


Kaynak Yeniçağ: Ampuller ışıksız kalacak 
Agah Oktay GÜNER 

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ampuller-isiksiz-kalacak-16878yy.htm

***

8 Ekim 2018 Pazartesi

TÜRKİYE’DE YAPILABİLECEK YATIRIMLAR HAKKINDA…

TÜRKİYE’DE YAPILABİLECEK YATIRIMLAR HAKKINDA…

Muzaffer DELİGÖZ
 
AB giriş sürecinin hızlanması, son Küresel krizin diğer ülkelere göre daha az zararla atlatılması ve Ekonomideki düzelme sonucu Uluslar arası Derecelendirme kurumlarının Türkiye’nin notunu BB ye yükseltmeleri Yatırım Bakımından Türkiye’nin uygun hale geldiğini göstermektedir.
Türkiye’de yapılacak yatırımlar konusunda, süresi kısa da olsa yaptığımız bir araştırma sonuçlarını aşağıda sunacağız. Türkiye’de birçok sektör en karlı durumda yatırımcılarını bekliyor.
Geçmiş yarı asrın en zenginleri olarak Çelik krallarını görüyorduk. Şimdilerin en zenginleri ise, bilişim patronları oldu. Yani devir değişti, asır başkalaştı. Biz sektör araştırması yaparken bu gerçeklere dikkat etmek istedik.
Dikkat ettiğimiz bir diğer husus da, 2 yıl içinde Türkiye’de Yatırım kararı alan Yabancı firmaların ilgilendiği sektörleri nazara aldık.
Şu anda Türkiye’de Yatırım yapılabilecek sektörlere geçmeden önce, bizim araştırmalarımız için önemli olan bir hususu belirtmek isterim.
1- “YATIRIM YAPMAK” tan ne kastedildiğinin sarihleştirilmesi gerekir. Zira;
  • Tamamen yeniden bir Yatırım yapılabilir.
  • Mevcut bir tesis, işletme veya fabrika satın alınarak; sermaye ve yönetim konusunda reorganizasyon yapılarak bir yatırım yapılabilir.
  • Muvaffak olmuş, en az 5 yıllık bilançosu sağlam, karlılık ve Pazar payı mükemmel olan bir firmanın yeni atılımları için ihtiyaç duyduğu sermayeyi vererek, firmaya ortak olunabilir..
Bu husustaki bilgiler elimizde olmadığı zaman yanlış seçim yapabileceğimiz gibi, ilişki kurduğumuz kişi ve firmalar nezdinde de itibar kaybımız olacaktır.
BU bakımdan nasıl bir yatırım düşünüldüğünün bildirilmesi gerekmektedir.
2-Arzu edilen Yatırım tek bir yatırım için mi, yoksa birkaç yatırım için mi düşünülüyor. Bu üzerinde çalışılacak konu bakımından önem kazanıyor.
3- Yapılacak yatırımda (ister yeni, ister iştirak olsun) ödenecek paralar; yapılacak yatırım planlamasına ve ödeme planına göre olacağından bahsedilen paranın ne kadar süre içinde  (1-2-3 yıl gibi) ödenmesi düşünülüyor. Bugün Türkiye’de 500 milyon € luk bir ödeme peşin yapıldığında 1,500 milyon € işletme satın alınabilir. Tabii bunun kalan miktarının bir bölümünü yatırım bir bölümünü de sermayedar ödeyebileceği gibi, bir bölümü de kredi olarak bulunabilir. Bu arada AB fonları da düşünülebilir. Peşin ve vadeli ödenecek miktarlarla, ödeme aralıkları belirtilirse daha sağlıklı seçim yapılabilecektir.
4- Yapılacak Yatırım için TC nin Devlet Teşvikleri de mevcuttur. Yatırım sektörüne göre bu teşviklerden de istifade edilebilir.
Bu hususları belirttikten sonra Türkiye’de yatırım yapılabilecek bazı sektörler üzerinde bilgi vermek istiyorum.
1-       İnşaat (Konut-Boru Hattı)
2-     Enerji
3-     Bilişim
4-     İnşaat Malzemesi üretimi
5-     Gıda
Bu konuları ayrı ayrı incelemek istiyorum.
 
1- İNŞAAT:
Türkiye’de İnşaat denilince ilk akla gelen KONUT İnşaatları oluyor. Büyük Konut açığı bu algılamanın yanlış olmadığını gösterirse de; Konut’ta yer alan Devletin TOKİ ve özel sektörün binlerce firması olduğu düşünüldüğünde özel bir durum olmadıkça Konut İnşaatına girilirken çok düşünülmesi gerektiğine inanıyoruz. Zira; TOKİ’nin çok uzun vadeli ve nerede ise maliyetine verdiği Konutlar; diğer firmaların da % 25- 40 olan kar oranlarını düşürdüğü ve peşinatsız uzun vadeli satışların arttığı günlük gazetelerde yer alan ilanlardan anlaşılıyor.

tarafından Esenyurt'ta inşa edilen  konut fiyatları 90 Bin Tl'den başlarken 220 Bin TL'ye kadar yükseliyor.Şirket kendi bünyesinde peşinatsız 60 aya sıfır fazile taksit imkanı sunuyor.Aylık taksitler 1500 TL'den başlıyor. 229 Konuttan oluşacak projede 45 metre karede  90 metrekareye kadar 1+1 daireler yer alıyor. Projenin teslim tarihi Mayıs 2011 olarak öngörülüyor.
 

Akiş 
,     

ve ortaklığıyla  yapılan  yeni bir kampanya başladı. Akkoza’da fiyatları 119 bin 700 liradan başlayan konutlar 
yüzde 1 peşinat ile 80 ay 1590 lira taksitle alınıyor. İş Bankası’ndan konut kredisinin kullanıldığı kampanya kapsamında peşin ödemelere ise yüzde 25’lere varan indirim de uygulanıyor. Projede 50 metrekare ile 566 metrekare arasında 1+1, 2+1, 3+1, 4+1, 5+1 ve penthouse daireler yer alıyor.

Alper İnşaatİstanbul Kartal’da inşa edilen Selective Kartal Evleri’ndeki daireleri sıfır peşinat ya da peşinata yüzde 15 indirim seçenekleriyle satışa çıkardı. Ayrıca 120 ay vadeye yüzde 0.94 faiz uygulanıyor. Fiyatları 137 bin liradan başlayan daireler, sıfır peşinat ve 12’nci ayda 34 bin liralık ara ödeme seçeneğinde 1437 liradan başlayan taksitlerle satılıyor. Selective KartalEvleri’nde 67 ile 146 metrekare arasındaki 178 dairenin fiyatları 133 bin 500 liradan başlıyor, 275 bin liraya kadar çıkıyor.
Türkiye’de inşaat sektörüne girilecekse bizim teklifimiz daha değişik olacaktır. Bu sektörde en karlı kısım “KAZI” dır. Kazı, Petrol Boru Hatları, Su projeleri, Belediyelerin alt yapı projelerinde yapılır. Türkiye’nin toprak yapısı itibariyle en kolay işlerden biri kabul edilir. Ser kayalarla kaplı kazı alanları azdır. Zaten işveren sert zeminler için ayrıca fiyat ödemesi yapar.
Başbakan’ın Türkiye’yi Petrol Boru hatlarının geçiş merkezi haline getirmek için 8 yıldır yaptığı çalışmaların sonuçları alınmış; bu gün Türkiye Rus, Türk Cumhuriyetleri, Irak ve Haliç Petrol ve Doğalgazı’nın Avrupaya nakil hattının merkezi haline gelmiştir. Bu sebepledir ki; Komşu Ülkelerle özellikle Ermenistan, Suriye ve, Yunanistan ile “sıfır sorunlu” ilişkiler hedeflenmiş, terörün bitirilmesi ile ilgili önemli atılımlar yapılmıştır.
Bu gelecek 10 yılda Türkiye’de ve komşularında binlerce Km. lik Doğalgaz ve Petrol Boru hatlarının kurulması demektir. Bunlardan en önemlisi olan “Nabucco” dur.
Nabucco Nedir ?

Nabucco boru hattı, Ankara’da 13 Temmuz 2009 günü hükümetler arasında imzalanan anlaşmayla başlamıştır. Ortak bildiriye Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Avusturya Başbakanı Werner Faymann, Bulgaristan Başbakanı Sergei Stanishev, Macaristan Başbakanı Gordon Bajnai, Romanya Başbakanı Emil Boc imza koydu. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da anlaşmayı imzaladı. İmza töreninde ayrıca Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Saakashvili ile Irak Başbakanı Nuri El-Maliki da katıldı
 

Nabucco boru hattı Türkiye'den ABülkelerinedoğal gaztaşımak amacıyla yapılması düşünülen uzun geçişli birboru hattı taşımacılığıprojesidir. Avrupa'nın en büyük doğal gaz tedarikçisi konumundaki Rusya'dan yapılan sevkiyata alternatif olması amacıyla daha çok ABDveABtarafından desteklenmektedir
Türkiye'den başlayacak olan 3,300 km'lik bir boru hattının inşasına 2010'da başlanıp 2014 de bitirileceği duyurulmuştur. Besleme hatlarıyla birlikte Türkiye’deki kısmın uzunluğu 2000 km,  yani hattın yüzde 60’ı olacak. Bu anlamda bakıldığında Türkiye'ye projenin gövdesidir.
Türkiye'den çıktıktan sonra terminal ülke Avusturya'ya kadar sırasıyla BulgaristanRomanyave Macaristan'dan geçek boru hattı ortakları eşit hisse ile BOTAŞ (Türkiye), Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya), MOL (Macaristan), OMV (Avusturya) ve RWE (Almanya)'dir. 2020yılında 31milyar metreküp doğalgaz taşıyacağı varsayılan hat, aynı zamanda AB'nin Trans-Avrupa Enerji Hattı'nın bir parçası olarak öngörülmektedir.
Hat Erzurum'da Türkiye-İran Doğalgaz Hattıile birleşerek, yine yapımı düşünülenTrans-Kafkas Gaz Hattıile bağlanacaktır. Bu özellikleriyle hat, hem Orta Asya'yı, hem de Orta Doğu'yu gaz hatları olarak bağlayacak ve batı ucunda Avusturya'nın temel doğal gaz taşıyıcısı hattı olan “












Baumgarten an der March” Hattı ile birleşecektir.

 
Diğer Boru Hatları:
 
Rus ve Hazar havzası karbon fosili yakıtlarının Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılabilmesi için çok sayıda boru hattı projelendirildi. Bir kısmının inşaatına başlanan, bir kısmı ise hâlen proje aşamasında olan Rusya, Arap Ülkeleri ve Türk devletleriyle bağlantılı bu hatların bazıları şunlardır:
·         Mavi Akım: Rusya’dan başlıyor, Karadeniz’in altından geçerek Samsun limanına 60 kilometre uzaklıktaki Durusu terminaline uzanıyor. 16 milyar metreküp kapasitesi bulunuyor.
·         Batı Doğalgaz Hattı: Rusya’dan başlayıp ve Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye’nin Trakya Bölgesine ulaşıyor. 8 milyar metreküp doğalgaz taşıyor.
·         İran-Türkiye Hattı: İran’ın kuzeyinden girip, Bakü-Tiflis-Erzurum Hattı ile birleşiyor. yaşadığı problemler yüzünden, Bakü – Ceyhan boru hattının güzergahı Gürcistan üzerinden geçerek uzamış ve toplamda 1760 kilometreyi bulmuştur.
·         Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Hattı: Azerbaycan’ın Hazar kıyılarından Gürcistan üzerinden Akdeniz’deki Ceyhan limanına uzanıyor. Temmuz 2006 tarihinde hizmete girmiştir.
·         Irak-Türkiye Petrol Hattı: Irak’ın Kerkük ve diğer üretim sahalarından Ceyhan Yumurtalık Terminali’ne ulaştırılıyor.
·         Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi: Türkiye üzerinden Avrupa’ya yıllık 31 milyar metreküp doğalgaz taşınması planlanıyor. Azerbaycan ve Türkmenistan kaynaklarıyla doldurulması amaçlanıyor. Uzun vadede de Irak, İran, Mısır ve Rusya’nın da bu sistemi beslemesi isteniyor.
·         Türkiye-Yunanistan-İtalya Hattı (ITGI): Türkiye’den Yunanistan’a kadar yapımı bitti, gaz taşıma başladı. Yunanistan-İtalya arası yapılacak.
·         Mısır-Türkiye Hattı: Mısır gazını Türkiye’ye ulaştıracak, Nabucco’ya bağlanarak Avrupa pazarına ulaşacak.
·         Aktau - Kazakistan petrollerinin Bakü-Ceyhan’a aktarılması Projesi
·         Centgaz - Orta Asya Doğalgaz Boru Hattı Projesi (Türkmenistan-Afganistan-Pakistan)
·         Atasu-Sincan Boru Hattı: Türkmenistan-Çin, Kazakistan-Çin doğalgaz boru hattı projesi,
·         Hazar-Hindistan petrol ve doğalgaz boru hattı projesi.
Görüldüğü üzere gelecek 10-15 yıl içinde Türkiye bir baştan bir başa Petrol ve Doğalgaz hatları ile döşenecek. Hat döşeme işleri yanında ayrıca; Boru tedariki, Depolama tesisleri, Nakliye, Yönetim binaları gibi başka inşaat ve işler de ortaya çıkacaktır.
2- ENERJİ

Bu gün Türkiye’de;
1.       Kömür, Petrol, Doğalgaz gibi Carbon fosili maddelerinden oluşan enerji kaynakları
2.      Su gücünden istifade ile elektrik üreten Hidro Elektrik santralleri
3.      Güneş, Rüzgar, Jeotermal, dalga ve bioenerji,
4.      Nükleer Enerji yoluyla enerji elde edilmekte veya edilmek için projeler hazırlanmaktadır.


1.   ve 2. grup enerji kaynakları bugün Türkiye enerjisinin nerede ise tamamını temin etmektedir. 3. grup enerji % 6 civarında , 4. grup enerji halen mevcut olmayıp, yapımı için projelendirme safhasındadır.
Türkiye’de Devlet şu anda küçük nehir ve ırmaklarda bend ve küçük barajlar kurularak buradan enerji üretmeye önem verdi. Bunun için bütün yurtta bu tarzda bend ve baraj kurulabilecek yerleri tespit ederek, buraları isteyenlere dağıttı. Buralarda üretilen elektrik devlet tarafından satın alınacağından pazarlama sorunu yok. Bu suretle 350 civarında belge dağıtıldı. Bu yetki belgesi alan bazı kişiler bu tesisleri yapacak sermayeleri olmadığı halde bu belli miktarda teminat yatırarak bu belgeleri aldılar. Şimdi bu kişiler hakiki yatırımcılara bu belgeleri satarak menfaat temini yoluna gidiyorlar.
Ayrıca Devlet 50 den fazla orta büyüklükte baraj yaparak elektrik temin etmek için bu ay sona eren bir ihale açtı. Çok sayıda müteahhit firma bu ihaleye iştirak ederek bu barajları yapmayı taahhüt etti.


Türkiye 3. grupta bulunan Güneş, Rüzgar ve bioenerji konusuna da önem veriyor. Yenilenebilir Enerji adı verilen bu grupta enerji maliyetleri biraz yüksek olsa da, geleceğin enerji kaynağı kabul edildiğinden Devlet bu sektörü teşvik etmek istiyor. Nehir Santralleri-Jeotermal enerji kaynakları-Güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi konusunda çok yakında bir kanun çıkarılacağını Enerji Bakanı açıkladı.
Türkiye ve AB, 2020 yılında bu yenilenebilir enerjinin toplam enerjiye göre %20 olmasını hedefleniyor. Japonlar yeni yapılan konutların üzerini tamamen güneş enerji panelleri ile kaplıyorlar. Bütün bunlar bu enerji konusunun gelecekte çok önem kazanacağının göstergesidir.
 
Enerjide bir diğer bölüm Jeotermal Enerjidir.

Yeraltındaki sıcak suların oluşturduğu Jeotermal kaynaklar şu ana kadar sadece Hastalık tedavileri için Kaplıcalarda kullanılıyordu. Yer altı sularının 40*-230* olması bunlardan elde edileceğini gösterince enerji olarak kullanılmaya başlandı.
Özellikle Batı Türkiye’de Seralarda, Balık çiftliklerinde ve konut ısıtılmasında kullanılıyor. Avrupa’nın en büyük Dünyanın 5. serası Aydın’da (Batı Türkiye) kuruldu. Bütün sera Jeotermal su ile ısıtılıyor. Seranın yıllık ihracatı 10 milyon $ ulaştı.
Jeotermal Enerjinin Türkiye’de kullanımı böylece başlamış oldu. Çok miktarda yer altı suyu bulunan Türkiye’nin geleceğinde jeotermalin önemli bir yeri olacağı kesindir.

3- BİLİŞİM:

Yatırım Konularından biri de bilişimdir. Bilişimi en etkin şekilde kullanan Avrupa ülkelerinden biri de Türkiye’dir. Bunun için Dünya Bilişim Devlerinin gözü Türkiye üzerindedir. BU şirketler artık yatırımlarını Türkiye’de yapmaya başlamışlardır.


Bunun yanında gerek Devlet sektörü, gerekse çoğunluğu gençlerden oluşan firmalar bilişimde özgün eserler vermeye başladılar. Bu buluşların patent sayıları her geçen gün artmaktadır.
 Devlet firmalarından TUBİTAK, ASENSAN gibi kurumların çeşitli konularda geliştirdiği projeler bütün dünyada dikkatle izlenmektedir. ASELSAN çok yakın bir geçmişte Askeri Jetlerin elektronik sistemlerinde çok önemli değişiklik ve buluşlara imza atmıştır.
BU konuda küçük bir araştırmamız; bu konuda ortak olunabilecek bazı projelerin bulunduğunu görmüştür. Çok büyük paralar sarf edilmeden teknoloji ve yazılımlar sayesinde büyük karlar alınabilmektedir.

4- İNŞAT MALZEMESİ:

Çok büyük miktarda konut inşaatının yapıldığı Türkiye’de binlerce çeşit inşaat malzemesinin gerekliliği tabiidir. Bunların bazıları da ithal edilmekte, birçoğu da yerli olarak üretilmektedir. 
Yatırım yapılabilecek inşaat malzemesi üretimi bizce; aynı vasıfta eşiti bulunmayan malzeme olmalıdır. Bugün Türkiye’de en fazla kullanılan tuğla-briket-asmolen gibi temel yapı malzemeleri uzun yıllardır gelişme göstermeyen aynı malzemelerdir.
Şu anda bu konuda bir yenilik olarak patenti alınmış ve üretimi yapılarak piyasaya sunulmuş yeni bir malzeme ortaya çıkmıştır. Diğerlerinden daha kullanışlı ve faydalı olması yanında fiyat bakımından farklı olmayan bu malzemenin üreticileri; bunu bütün Türkiye’ye yetecek şekilde üretebilmek için sermayeye ihtiyaçları bulunduğunu söylüyorlar
 
5- GIDA:

Dünya’nın gittikçe Gıda bakımından fakirleşmesine mukabil, bazı ülkelerde kullanılmayan imkânların varlığı bir gerçek. Bu konuda bundan 10 yıl önce haberdar olduğum bir konu halen önemini muhafaza ediyor.
Bu, insanların temel gıda maddesi olan ET konusundadır. Deli Dana hastalığı yanında kuraklık sebebiyle hayvan varlığı gittikçe azalmaktadır. Teknik yollarla Küçük baş- büyük baş ve kümes hayvanlarının çok üretilmesine gayret gösterilmektedir.


BU gayretler devam ederken, Türki Cumhuriyetlerde bulunan yüz binlerce baş hayvan varlığı kimsenin dikkatini çekmemekte veya oradaki şartlar sebebiyle ilgilenilmemekte dir.
Benim 10 yıl önce Kazakistan bölgesinde yaptığım bir çalışmada korkunç miktarda küçükbaş hayvan varlığının bulunduğu, canlı 40-50 Kg.lık koyunların 20-25 $ yani 1 kg taze etin 1-1,5 dolara mal olduğunu gördüm. Bunların Türkiye’ye canlı olarak getirilmesi için yaptığımız çalışma yolun uzak olması, uçak bulunamaması sebebiyle akim kaldı.

O zaman geliştirdiğimiz projeye göre; bu hayvanların oldukları yerde kesilerek, Avrupa ve Türkiye’ye sevkinin daha uygun olacağı anlaşıldı.
Bunu gerçekleştirmek için çok büyük yatırımlara gerek olmadığı, yapılacak bir kesimhane ve buzhane ile nakil için alınacak frigofirik araçların (refrigerator truck) yeterli olacağı anlaşıldı.
Bugün bu projenin fiyatlarında meydana gelen değişikliği öğrenmek için Türkmenistan ve Kazakistan’dan aldığımız bilgilere göre;

Ülke                                  Canlı 40-50 Kg koyun           Et maliyeti Kg.           
Türkmenistan                               70 $                                        2.5 $              
Kazakistan                                    50 $                                        2 $                 

     Şu anda Almanya’da Et 7 $/kg, Türkiye’de ise 16 $/kg . Arjantin, Brezilya, Uruguay’da ise 2$/kg.
Türkmenistan veya Kazakistan’da yapılacak bir kesimhane ile küçük ve büyükbaş hayvan kesimi yapılarak “HELAL” karkas et, parça et yapılabileceği gibi sucuk, sosis, salam vs yapılabilecektir. Ayrıca; deri, sakatat, kelle ve diğer kısımlar da değerlendirilecektir.
Bu yatırımın tutarı yapılacak bir fizibilite ile çıkarılabilir.