Doğru haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğru haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mart 2017 Salı

SELEHATTİN DEMİRTAŞ JİTEM ELEMANIMI?


SELEHATTİN DEMİRTAŞ  JİTEM  ELEMANIMI?


24 Ocak 2011

JİTEM Kadrosundan, BDP’ye Atanan Eşbaşkan: Selahattin DEMİRTAŞ

 Cevap verin Demirtas kardesler,kimse yokmu??? 

   Düne kadar komünist felsefeyle Kürt gençlerini zehirleyenlerden biri olan Selahattin Demirtaş, bugün Kürt kılığına bürünerek BDP Eşbaşkanlığı yapıyor 
BDP’de bilindiği gibi “Eşbaşkanlık” sistemi uygulanıyor. Eşbaşkanlardan biri İmralı Kontenjanından ataması yapılırken diğeri ise JİTEM ve benzeri derin devlet uzantılarının kadrolu elemanı olarak görev yapıyor. 

Şu anda nitelik olarak birbirlerinden farkları olmasa da Kışanak’ın İmralı kadrosunu temsil ettiği görülürken Selahattin Demirtaş da derin devlet yapılanmasının PKK içerisindeki ayağını temsil ediyor. Elbette ki Demirtaş’ın JİTEM onaylı olması, masa başında uydurulmuş bir senaryo değildir. Nitekim geçen yaz mevsiminde basın organlarına yansıyan JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın Demirtaş ile ilgili sözleri, Selahattin Demirtaş’ın kirli-gizli bağlantılarının hiç de yabana atılacak cinsten olmadığını ortaya koyuyordu.

PKK’de insiyatifi ele geçiren JİTEM bağlantılı ekip ile girilen kirli bağlantıları ifşa eden Aygan, Kürt illerinde yaşanan çatışma ortamından faydalanarak servet sahibi olanların bulunduğuna dikkat çekiyor ve şu flaş ifşaatta bulunuyordu:

“ Şu an BDP başkanı olan şahsın, evlilik safhasında kardeşi vasıtasıyla JİTEM’ci Abdulhekim Güven’den yüklü miktarda para yardımı aldığı bilgim dâhilindedir. Bu olayı bizzat kendisinin (A.H Güven adlı JİTEMciyi kastediyor) ağzından duydum. Diyarbakır Orduevi bitişiğindeki sinemanın teras katındaki içkili restoranda bana anlattı. Yanımızda Selahattin Demirtaş’ın kardeşi olarak tanıttığı bir şahıs da vardı. Şahıs lavaboya gidince Abdulhekim bunları bana anlattı. Hepsi yaşıyor, yalan ise çıkıp söylesinler.”

Evet, yalansa çıkıp söylemeleri gerekiyordu ama bugüne kadar Demirtaş ailesinden kimse çıkıp buna itiraz etmedi. Daha doğrusu itiraz etme gereği bile duyulmadı. Çünkü bu, iki oluşumun zımnen vardığı bir anlaşım-paylaşım neticesinin sonucuydu. JİTEM’in BDP’ye sızdırdığı Demirtaş gibi bir elemanı sorgulamak, hakkındaki iddiaların hesabını sormak da bu vesileyle işleyen organize işler sayesinde mümkün değildi. BDP tabanının da tavana karşı sorgulayıcı bir pozisyonda olma şansının olmadığı da zaten ortadadır.
Dikkatinizi çekti mi bilinmez ama, Hizbullah tahliyeleri sonrası BDP ve PKK içerisindeki Jitemci derin yapılanmanın otuz yıldır süren çatışmalı ortamda ölen kırk binden fazla kişinin hesabını soracağı adresi nasıl gizleme taktikleri uyguladığı ortadadır. Devletin ve devlete çöreklenmiş karanlık yapıların işledikleri cinayetlerin faillerin özenle kamuoyunun dikkatinden kaçırma çabaları Demirtaş ve derin ekibin en fazla yoğunlaştığı mesele olmuştur. Gittikleri her yerde Hizbullah tahliyelerini bahane ederek derin yapılanmaların öldürdüğü kişilerin hepsinin failleri olarak lanse etme çabasına girmiştir. Bu çaba en son Van’da yaptığı bir konuşmada yine Demirtaş’ın sözlerine yansımıştır.
Demirtaş’a göre Hizbullah diye bir şey yoktur, olanlar da derin devletin elemanlarıdır. Devletin gücü olmasaymış bunlar değil adam öldürme, traş bile olamazlarmış!

Oysa bu memlekette Aziz olan insanların, Derin Devlet adına taşeronluk yapanları nasıl zelil kıldığını en iyi bilenlerdendir kendisi. Dün, “ Sakallarını kesmek için sıraya girecekler ” diyen derin devlet unsurlarına dünyanın nasıl dar geldiğini en iyi bilenlerdendir kendisi.

Babası Arif Doğan, nasıl ki her türlü rezilliğe bulaşan tetikçilerinin derin acısını yüreğinde hissetme refleksiyle dezenformasyona baş vuruyorsa, Arif Doğan’ın manevi oğlu olarak Selahattin Demirtaş da aynı refleksle, aynı kuyruk acısıyla cinayet ve sabotajlara bulaşan derin tetikçilerin derin acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmektedir. Uzun zamandır Demirtaş ve ekibinin işlenen cinayetlerle ilgili Jitem ve benzeri karanlık yapılanmaları dillerine doladıklarını gördünüz mü hiç? Bırakın dillerine dolamayı, Jitem’i gizlemek ve tüm suçların faili olarak Hizbullah’ı göstermek artık bir Derin PKK/BDP ile JİTEM/ERGENEKON operasyonuna dönüşmüştür.

Eğer tüm bunlara hâlâ inanmıyorsanız, bugün kendilerine bağlı belediyelerin uygulamaları, ihale dağılımları ve komisyoncu ekiplerinin icraatları tüm bunların delilidir. Kendilerinin mağdur ettikleri insanları, “şehit yakını” diyerek asgari ücretle, taşeronların elinde kölelik icra ettirilirken, zavallı halka inşa edeceği bir evin ruhsatını dahi alabilmek için esrarengiz adreslere yönlendirilmekte, “hücre evlerini” andıran statüsü meçhul “büro”larda inşaat fiyatlarının yarısı kadar bir meblağ ödettirilmektedir. Kürt halkı giderek fakirleşirken rüşvet, komisyon, harç, haraç, vergi toplamakla meşgul esrarengiz siyasetçiler habire zenginleşmekte, servetlerine servet katmaktadırlar.

Üstelik bu uygulama, “ Kürt Özgürlük Mücadelesine katkı ” adı altında o kadar aleni yürütülüyor ki bu organizeli işleri yapan zevatın adı, sanı, hatta adresleri bile herkesin malumu olmasına karşın nedense bu kanunsuz uygulamaların hiç birisi takibata uğramamakta, ortam dinlemelerinden sıyrılmakta, KCK operasyonlarında asla etkilenmemektedir. Bu durum sizce de garip değil mi?
Birileri çile çekerken, birileri tahrik edilerek çocuğu dağlara sürülürken birilerinin de bir gün cebi, öbür gün göbeği şişmektedir. Dolayısıyla BDP ve PKK tabanı JİTEMCİ arıyorlarsa ilk önce kendi içlerinde tahrik kampanyaları yürüten, yürüttükçe servetlerine servet katan sözde siyasi aktörlerine baksın; Hasseten de JİTEMCİ Demirtaş’a!

Zaten her JİTEMCİ kuyruklu olacak ya da öküzleri andıran boynuzu ile arz-ı endam edecek diye bir kural yok ya! Öyle olsaydı, BDP Meclis grubunda boynuzlar birbirine dolanır, kuyruklar havada uçuşurdu.

Hüseyin Sağlam / Doğruhaber

http://jitemciler.blogspot.com.tr/2011/01/jitem-kadrosundan-bdpye-atanan-esbaskan.html

**