ATATÜRK EVİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ATATÜRK EVİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ocak 2019 Salı

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI BÖLÜM 3

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI  BÖLÜM 3 




6/7 Eylül  Olaylari sonrasinda Kibris Türktür Cem!yeti'ni ve Komünistleri neden suçladigini açiklayan Menderes, "Istanbul'a Izmit'ten otomobil ile geldim. Hatta bizim otomobili durdurdular ve Kibris Türktür rozetini koymaga çalistilar. Bir taraftan Kibris Türktür Cemiyeti var, onun yaninda Kibris Türktür diye nümayis yapiliyor. Bu sebeple Kibris Türktür Cemiyeti'nin bu hususta bir dahli oldugu kanaati bizde uyandi. Komünistlerin ifade edilmis olmasi ise bu gibi hadiselerden daima istifade edecekleri melhuz bulundugundan ve bunlardan bazilarinin da hadise mahallerinde bulunduklari tespit edildiginden dolayidir" dedi 61. 

Hükümetin olaylarda telkin ve tertip gibi rolü oldugu iddiasina sert çikan Menderes, "Hükümet ne yapmis? Hangi vasita ile yapmistir? Kiminle 
yapmistir? 4 kisi cemiyet kurmus, nasil yapmistir? Hangi teskilatla yapmistir?" dedi. Menderes israrla, "Bu, bir mi1ligaleyanla Türkiye'nin her tarafindan husul 
bulmus bir harekettir. (...) Kibris'ta insanlar öldürülüyor. Matbuat bununla mesguldür. Istanbul'un zengin Hiristiyan RumIarindan para toplanip bu dava 
için gönderilecegi sayiasi gazetelerde mütemadiyen yer alir, bütün bunlarin karsisinda karsilayici olan kuvvetlerin hiç olmazsa kollarinin takatinin bir nebze kesildigini, azimlerinin bir derece kirildigini kabul etmek lazim gelir" 
demekteydi62. 

Yassiada'da Coşkun Kirca, Dişişleri Bakani F. R. Zorlu'nun 28 Agustosta Londra'dan gönderdigi sifreli telgrafin son kisminda yer alan "Tarafi 
devletlerinden bu husustaki ilgililere verilecek emirlerin pek faideli olacagini saygilarimla arz ederim" cümlesiyle 6/7 Eylülolaylarinin Zorlu'nun talebiyle 
Menderes tarafindan gerçeklestirildigini iddia etti63.Ayni konuda Kibris Türktür Cemiyeti Baskani H. Bil, Menderes'in olaylardan bir gün önce kendisini davet 
ederek Kibris konusunu sordugunu ve Londra'dan gelen sifreli telgraftan da söz ederek, "Londra'dan yeni bir sifre geldi. Fatin'in, zayif durumdayim, Türk 
kamuoyunu zapt edemiyoruz diyebilmeliyim seklinde sikayetleri var. Daha aktif olmanizi istiyoruz" dedigini aniatti64.Menderes söz konusu olan sifre telgrafi 
hatirlamadigini fakat H. Bil'in bazi açiklamalariyla mahkemeyi yanilttigini belirtti65.

Sanik olarak kürsüye çikan F. Köprülü daha evvel gazetede yayinlanan açiklamalarindan farkli bir savunma yapti. Öncelikle Disisleri Bakanligi 
döneminde yapmis oldugu tahkikat neticesinde Selanik'te patlayan bomba ile hükümetin ilgisinin bulunmadigini söyledi. Olaylarin baslama seklinden ve 
olaylar sonrasi yargilama sürecinden herhangi bir netice elde edilemedigi için "Hükümetin bir tertibidir" kanaatine vardigini açikladi66.Menderes'in sahsina 
yönelik daha evvel yapmis oldugu açiklamalari hakkinda herhangi bir bilgi vermedi. 

Sahitler olaylarin hükümetin tertibi oldugunu, "askeri birliklerin, cemselerin, tanklarin, kaza emniyet memurlari gibi hadiseye bigane ve seyirci 
kalmalarini" tertibin bir delili olarak kabul ettiler. Menderes israrla bu konuda daha fazla bilgi ve kanit istedi fakat sorularina yanit alamadi. 
Dönemin Valisi F. K. Gökay'in ve Istanbul Emniyet Müdürü Alaeddin Eris'in i. Ordu Komutani Org. V. Garan'a israrla durumu 16,45'te bildirdikleri 
ve çok evvel Valiligin talebiyle ordunun 28 Agustos'tan beri alarm durumunda bulunmasi gerektigi iddialarini ret eden Garan Pasa, olaylardan geç haberi 
oldugunu ve müdahale emri 23,OO-OO,OO'dakendisine ulastigini söyledi67. Menderes askeri birliklerin geç müdahale etmesine neden olan sebeplerin 
arastirilmasi için verdigi dilekçe ve olaylar hakkinda Ismet Inönü'nün dinlenmesi talepleri mahkeme heyeti tarafindan ret edildi. 

Menderes'in avukatlari; 6 Eylül'de Menderes'le birlikte tren yolculugu yapan Atif Benderlioglu ile Ramiz Eren'in, DP'nin hadise zamanindaki il idare 
kurul baskani ile ikinci baskaninin dinlenmesi, AA. memurlarindan Erdogan Ulus'un Basin Yayin Genel Müdürlügü'ne konuyla ilgili olarak verdigi 
dilekçesinin tahkiki, Ahmet Emin Yalman'in ve Hikmet Bil'in Örfi Idare Mahkemesi durusma tutanaklarina geçen ifadeleririin getirilmesi ve dönemin 
Içisleri Bakani Namik Gedik'in el yazisiyla olaylarla ilgili notlarinin tahkik ve tetkik edilmesi talebinde bulundular. 9 Kasim 1960'ta mahkemenin aldigi ara 
kararla, Menderes' in avukatlari tarafindan yapilan bütün talepler ret edildi68. Olaylar hakkinda Mahkeme heyetine mütalaasini sunan Altay Ömer Egesel, "olaylarin baslangicindan itibaren planli, düzenli ve tertiplenmis bir hareket oldugunu, bu büyüklükte bir olayi Komünistler ve Kibris Türktür Cemiyeti'nin düzenlemediginin daha evvelki mahkemelerce sabit oldugundan, CHP'nin de bu tertiple ilgisinin bulunmadigi anlasilmistir" dedi. Böylece olaylari "DP'nin ika ettigini kabul etmekten baska bir yol kalmadigini" iddia eden Bassavci; emniyet güçleri olaylara müdahale etmedi. 6/7 Eylülolaylari esnasinda görev yaparken görevlerinden alinan memurlar daha sonra eski görevlerine iade edildiler. Menderes radyodan bomba haberinin yayinlanmasina izin verdi. Menderes ile Bayar'in olaylarin baslamasiyla birlikte Istanbul'dan ayrilmalarini kanit olarak ileri sürdü. Bassavci ayrica, Menderes'in 12 Eylül 1955 günü grupta olay hakkinda konusmak istememesini ve daha sonra muhalefetin 26 Aralik 1955'te sahsi hakkinda tahkikat açilmasi talebini siyasi nüfuzunu kullanarak engellemesini de suçluluguna kanit oldugunu iddia etti69. 

Olaylar hakkinda iddialara yanit vermek için söz alan Menderes; 6/7 Eylül Olaylarinin Kibris meselesiyle birlikte düsünülmesi gerektigini, o zamanin sartlari göz önüne alinarak, "Türk milleti için tahammülü güç bir tazyik sekline gelmis bulundugunu kabul etmek lazim gelir" dedi. Kibris Türktür Cemiyeti'ne yardim ettigini ve görüstügünü kabul eden Menderes, "Milli menfaatlerimizi müdafaasi mevzuunda vazife almis bir cemiyet"e ilgisiz kalamayacagini söyledi. 24 Agustos konusmasini savunan Menderes, 

Kibris'taki irkdaslarimizin ve milli menfaatlerimizin korunmasi için gerekli oldugunu ifade etti. Radyodan Atatürk'ün evine bomba atildigi haberinin 
yayinlanmasina izin vermesinin normaloldugunu aksi takdirde "hadiseyi gizlemek adeta bir hürmetsizlik, büyük Atatürk'e karsi bir hürmetsizlik" olacagini söyledi. Polisin müdahale etmemesinin kanit olarak gösterilmesine itiraz eden Menderes'e göre; olaylar Ordu birliklerinin yakininda cereyan ettigi halde, askeri yetkililere en az bir hafta evvelden yapilan bir müracaat olmasina ragmen müdahale etmemeleri dikkat çekicidir. Menderes, ortada bir tertip mevcutsa askeri birliklerin bu tertiple vuku bulacak olaylari kisa sürede rahatlikla engeIleyebilecegini belirtti70. 

5 Ocak 1961'te mahkeme C. Bayar hakkinda takibat yapilamayacagina, Menderes ve Zorlu hakkindaki iddialarin sabit oldugundan Anayasayi ihlal 
Davasiyla birlestirilmesine diger saniklarinda serbest birakilmasina oybirligiyle karar verdi7]. 

Davanin gerekçesinde, "Kibris dava ve ihtilafinin cereyan ettigi ve hadise had bir safhaya girdigi sirada Rum vatandaslara Anayasanin tanidigi kamu haklarini irk mülahazasi ile kismen kaldirmayi hedef tutan bir cemiyet halinde birlestikleri ve Kibris olaylari dolayisi ile hassas bir durumda bulunan Türk vatandaslarini RumIarin maIlarini tahrip için nümayis tertip ve harekete geçirdikleri" için cezalandirildilar72. 

Yassiada'da 6/7 EylülOlaylari Davasi, 19 Ekim 1960- 5 Ocak 1961 tarihleri arasinda 11 kisinin yargilandigi 20 oturumda görüsüldü. Davalarda olaylarla ilgili 98 tanik dinlendi73. Mahkeme yargilama sürecini DP ileri gelenleri üzerinden yürüttü. Olaylarda aktif rol alan Kibris Türktür Cemiyeti, Ögrenci Dernekleri ve Milli Emniyet Hizmetleri'nin faaliyetleri yargilama sürecinin disinda tutuldu 74.
Mahkeme sonrasi Menderes ve Zorlu'nun olaylarin düzenlenmesi ve planlanmasindan sorumlu oldugu genel kanaat olarak kabul edildi.75

Sonuç 

6/7 Eylül olaylari; Kibris meselesinin kamuoyunda yarattigi gerginlige, hükümetin baslangiçta hosgörülü yaklasimiylasiradan bir protesto eylemi 
olarak basladi. Güvenlik kuvvetlerinin sessiz kalmasi, sivil toplum örgütlerinin iyi organize olmasi olaylarin kontrolden çikmasina sebep oldu. Bombanin 
patlamasiyla birlikte protesto amaçli gözüken kalabaliklarin toplanmasi masum; yakma ve yagmalama hareketi ise profesyone1cebir eylemin sonucudur. 
Olaylarin gerçeklesme zamani dikkat çekicidir. Bir yanda Londra'da Kibris Kibris görüsmeleri devam ederken diger tarafta dünya medyasi Istanbul'dadir. Dünyanin ve Cumhurbaskani Bayar, Basvekil Menderes, Içisleri Bakani N. Gedik ile Emniyet Genel Müdürü Ethem Yetkiner'in Istanbul'da bulundugu bir anda olaylar meydana geldi. 

Menderes baslangiçta Kibris için bir dizi protesto eylemleri düzenlenmesine sicak bakmis hatta Kibris Türktür Cemiyeti'ni bu amaçla 
himaye etmistir. Menderes'i Atatürk'ün Selanik'teki evinin bahçesinde patlayan bomba ile baslayan olaylarin Taksim'deki yagmaya kadar geçen silsi1eiçersinde 
görmek mümkün degildir. Hatta Izmit'ten karayoluyla dönerken Pendik'ten Taksime kadarki yol güzergahindaki kalabaliklarin taskinligini önlemek için 
büyük çaba sarf ettigini görmekteyiz. Menderes olaylardan büyük üzüntü duydu.

Menderes, olaylardan ilk komünistleri sorumlu tuttu. Zamanla komünistlerin suçsuzlugu anlasildi ve hükümet gerçek suçlulari hiçbir zaman tespit ve teshir edemedi. Fakat Kibris Türktür Cemiyeti'ni cezalandirdi. Menderes, 6/7 Eylülolaylari sonrasinda kurulan Sikiyönetim mahkemelerin saglikli çalismasini ve gerçek suçlularin bulunarak cezalandinlmasina da yeterince yardimci olmadi. Ilk günden olaylari kapatarak, kamuoyunun dikkatinden uzak tutmaya çalisti. Gerçek suçlular tespit edilerek kamuoyuna ikna edici cevaplar verilerneyince süpheler Menderes ve Hükümeti üzerinde yogunlasti. 6/7 Eylülolaylarinin baslamasiyla ortaya çikan olaganüstü durum iyi yönetilemedi. Menderes olaylarin açikliga kavusturulmasinda ihmalkarlik gösterdi. Olaylarin gerçek sorumlularinin bulunmasi için gerekli siyasi irade ortaya konulamadi. 

Yassiada'nin kosullari DP ve Menderes'in suçlanmasini kolaylastirmistir. Yassiada'da olaylarin hazirlanisi, sahnelenmesi ve sonuçlari hakkinda detayli 
bir tahkikat yapilmadi. i955-1956 yillarindaki Sikiyönetim mahkemelerinde devam eden 6/7 EylülOlaylari davasinin tutanaklanndan yeterince faydalanilma di. Güvenlik kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin arsiv bilgileri göz ardi edildi. Sahitler olaylara tek tarafli bakan, iktidar muhalifi ve hükümeti suçlayan kisilerden seçildi. Bu sartlar altinda Menderes'i 6/7 Eylülolaylarinin faili olarak görmek ve cezalandirmak kolayoldu.

Menderes gerek iktidari zamaninda, gerekse Yassiada mahkemelerinde israrla hakkindaki iddialari ret etti. Menderes mahkeme sartlarina ve davanin 
isleyis sekline israrla itiraz etti. Menderes'in çabalari; sahitlerin yönlendirmesine, siyasi baski ve basinin etkisini engellemeye yetmeyince Yassiada mahkemesinde Adnan Menderes ve Fatin Rüstü Zorlu hakkinda "suçlu" karari verildi. Böylece 6/7 Eylül Olaylari tamamen kapatildi.

BIBLIYOGRAFYA 

I. RESMi YAYiNLAR 
A. TBMM Tutanagi (Zabit Ceridesi) 
B. Ayin Tarihi Dergisi 
C. DPMG Tutanaklari 

II. GAZETE VE DERGILER" 

Zafer 
Ulus 
Yeni İstanbul 
Yeni Sabah 
İstanbul Ekspres 
Vatan 
Cumhuriyet 

III. KiTAP VE MAKALELER 

AGAOGLU, Samet, Arkadasim Menderes, Istanbul, Alkim Yayinevi, 2004 
AGUN, Hüseyin, Demokrat Parti Iktidarinin Kibris Politikasi 1950-1960, Ankara, Imge Kitapevi, 1997 
AHMAD, Feroz, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), çev. Ahmet Fethi, Istanbul, Hil Yayinevi, 1994 
AKIN, Fatih, Türkiye'de Azinlik Politikalari (6/7 Eylül 1955 Olaylari), Istanbul Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve inkiliip Tarihi Enstitüsü, Atatürk ilkeleri ve 
inkiliip Tarihi Anabilim Dali, (Yayinlaninamis Yüksek Lisans Tezi), Istanbul 1999 
AKSIN, Sina, Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakin Tarihi, II, Istanbul 1997 
ALASYA, H.Fikret, Kibris ve Rum Yunan Emelleri, Lefkose, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti Milli Egitim ve Kültür Bakanligi Yayini, 1992 
ALBAYRAK, Mustafa, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, Phoenix Yayinevi, 2004 
BASARAN, Pakize, Ben Yasarken 27 Mayis 1960 ve Öncesi, Istanbul, Sinmrg Yayincilik, 2008 Parantez içindeki tarihler taranan dönemi göstermektedir. Yaninda parantez olmayan gazetelerin tarihleri dipnotlarda gösterilmistir.
BENLISOY, Foti, "6/7 Eylül Öncesinde Basinda RumIar", Toplumsal Tarih, XlVI 81 (Eylül 2000), s. 28-38 
BiL, Hikmet, Kibris Olayi ve içyüzü, Istanbul, Itimat Kitapevi, 1976 
BIRAND, Mehmet Ali - DÜNDAR, Can - ÇAPLi, Bülent, Demirkirat, Istanbul, Dogan Kitapçilik, 1999 
BURÇAK, Rifki Salim, On Yilin Anilari (1950-1960), Ankara, Nurol Matbacilik, 1998 
DEMIR, Serif, Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes (1930-1960), Marmara Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dali, 
Cumhuriyet Tarihi Bilim Dali (Yayinlanmamis Doktora Tezi), Istanbu12009 
DEMIRER, Mehmet Arif, 6 Eylül 1955 Yassida 6/7 Eylül Davasi, Istanbul, Baglam 
Yayinevi, 1995, Sosyalizm -Anarsi-Terör, Istanbul 1995 
DOSDOGRU, M. Hulusi, 6/7 Eylül Olaylari, Istanbul, Baglam Yayinevi, 1993 
ECEVIT, Bülent, "Basbakan ve Komünizm", Ulus, 14 Mayis 1956- 
ESMER, Ahmet Sükrü, "Basbakanin Kibris Demeci", Ulus, 28 Agustos 1955 
FiRAT, Melek, " Kibris Sorununun Türk Dis Politikasina Etkileri (1955-1997), Çagdas 
Türk Diplomasisi: 200 Yillik Süreç, Yay.haz. Ismail Soysal, Ankara, Türk 
Tarih Kurumu, 1999, s 553-565 , "1945-1960 Yunanistan'la Iliskiler", Türk Dis Politikasi Kurtulus 
Savasindan Bugüne Olaylar, Belgeler, Yorumlar. Edt. Baskin Oran, i, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2001, s. 576-614 
GEVGILiLI, Ali, Yükselis ve Düsüs, Istanbul, Baglam Yayinevi, 1987 
GÖKÇAL, Olgun, 6/7 Eylül Olaylari ve Türk Basini, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve InklHip Tarihi Enstitüsü, (Yaymlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Izmir 2006 
GÜLLAPOGLU, Fatih, Tanksiz, Topsuz Harekat: Psikolojik Harekat, Istanbul 1991 
GÜNVER, Semih, Fatin Rüstü Zorlu'nun Öyküsü, Ankara Bilgi Yayinevi, 1985 
GÜREL, Sükrü S., Kibris Tarihi (1878-1960), c. II, Istanbul, Kaynak Yayinlari, 1985 
GÜRHAN Gürcan, 6 Eylül 1955 Olaylari, Ankara Üniversitesi, Türk Inkdap Tarihi Enstitüsü, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006 
GÜVEN, Dilek, 6-7 Eylül 1955 Olaylari, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2009 , "6-7 Eylül Olaylari ve Failleri", Toplumsal Tarih, S. 141 (Eylül 2005), s. 38-49 
KARAKUS, Emin,.Iste Ankara, Istanbul, Hürriyet Yayinlari 1977 
KOCABASOGLU, Uygur, "6/7 Eylül Olaylarindan Sonra 'Hasar Tespit Çalismalari' Üzerine Birkaç Ayrinti", Toplumsal Tarih, XLVI81 (Eylül 2000), s. 45-49
MERCAN, Faruk, "Bombaci da, Mit Elemam da Degildim", Aksiyon, S. 457, 8 Eylül 2003 
NESIN, Aziz, "Aziz Nesin'in 6/7 Eylül (Hapishane) Anilari", Tarih ve Toplum, VII 34, 1986,s. 48-51 , Salktm Salkim Asilacak Adamlar, Istanbul, Adam Yayinlari,1994 
OKTAY, H. Emre, Yasli Ada, Istanbul, BRT Yayinlari, 2006 "Olaylar", Tarih ve Toplum, VII 33, 1986, s. 11-14 
SOYER, Dündar, Cumhuriyet'te Adim Adim Olaylar, Amlar..., Istanbul, Büke Yayinlari, 2001 
TOKER, Metin, Ismet Pasa'yla 10 Yil, I, Ankara, Akis Yayinlari,1966 
TUNÇKANAT, Haydar, 27 Mayis 1960 Devrimi, Istanbul, Çagdas Yayinlari, 1996 
ÜSKÜL, Zafer, Siyaset ve Asker Cumhuriyet Döneminde Sikiyönetim Uygulamalari, Ankara, Imge Kitapevi, 1997 
YALÇIN, Hüseyin Cahit, "En Tehlikeli Cephe", Ulus, 14 Eylül 1955 
YALMAN, Ahmet Emin, Yalan Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Haz. E.S. Erdinç, II, Istanbul 1997 
Yassiada Zabitlar-II 6/7 Eylül Olaylari Davasi, haz. E. G. Naskali, Istanbul, Kitapevi, 2007 
YILDIZ, Ahmet, Ihtilalin Içinden Amlar Degerlendirmeler, Istanbul, Alan Yayincilik, 2001 
Yüksek Adalet Divam Kararlari, Istanbul, Kabaki Yayinevi, 2007


DİPNOTLAR;

1 "Olaylar" Tarih ve Toplum, VII 33, 1986, s. ii 
2 Hükümet'in açiklamasi; "Yunanli dostlarimizla kardesçe iliskilerimiz her geçen gün gelisiyor. Bu yakinlasmayi sarsacak ve dostlarimizi rahatsiz edecek bir yayindan kaçinmak gerekir". Fatih Akin, Türkiye'de Azinlik Politikalari (6/7 Eylül 1955 Olaylari), Istanbul Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü, Atatürk ilkeleri ve inkilap Tarihi Anabilim Dali, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Istanbul 1999, s. 85-86 
3 H. Emre Oktay, Yasli Ada, Istanbul, BRT Yayinlari, 2006, s. 195; Dilek Güven, 6-7 Eylül 1955 Olaylari, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2009, s. 156 
4 1950 Seçimlerinde DP'den milletvekili olarak; Salamon Adato, Vasil Konos, Ahilya Moshos ve Andre Vahram seçildi. 1954 Seçimlerine DP kadrolarinda; Rum kökenli Aleksander Hatzopulos ile Henri Soryano milletvekili olarak yer aldi. RumIar, 1957 seçimlerinde de tercihlerini DP'den yana kullandilar. Rumiar, DP'nin 1954 yilindan itibaren izledigi azinlik politikasindan rahatsizlik duysa da CHP'nin seçimleri kazanma ve iktidara gelme ihtimalinden duyduklari korkuyla DP'yi sonuna kadar desteklemeye devam ettiler. D. Güven, a.g.e., s. 182
5 Olgun Gökçal, 6/7 E~'lül Olaylari ve Türk Basini, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk ilkeleri ve InklHip Tarihi Enstitüsü, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Izmir 2006, s. 25; Foti Benlisoy, "6/7 Eylül Öncesinde Basinda RumIar", Toplumsal Tarih, XlVi Si (Eylül 2000), s.37 
6 Cumhuriyet, 22 Agustos 1954 
7 Ulus, 15 Aralık 1954
8 Ayin Tarihi, Aralik 1954, S. 253, s 109 
9 Sükrü S. Gürel, Kibns Tarihi (1878-1960), c. II, Istanbul, Kaynak Yayinlari, 1985, s. 107 
10 1955 yilina kadar Türkiye'nin Kibrisli Türklerin hakkini müdafaa adina bir sey yaptigi görülmez. DP nin Disisleri Bakani Köprülü, 20 Haziran 1950'de "Türkiye'nin Kibris diye bir meselesi yoktur" diyordu. Mehmet Arif Demirer, 6 Eylül 1955 Yassida 6/7 Eylül Davasi, Istanbul, Baglam yayinlari, 1995, s 21; Melek Firat" Kibris Sorununun Türk Dis PolitikasinaEtkileri (1955-1997), Çagdas Türk Diplomasisi: 200 Yillik Süreç, Yay. haz. Ismail Soysal, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1999, s 555 
11 Zafer, 25 Agustos 1955; Vatan, 25 Agustos 1955 
12 A. S. Esmer basyazisinda; "Bu beyanat muhalefet partileri tarafindan desteklendigi gibi, Türk Milletinin duygularini da ifade etmektediL" Ahmet Sükrü Esmer, "Basbakanin Kibris Demeci", Ulus, 28 Agustos 1955 
13 Ulus, 26 Agustos 1955 
14 Zorlu'nun gönderdigi sifre telgrafin son bölümünde; "Ifadelerimizle haklarimizda musir davranacagimiza kendilerini teyakkun ettirdigimizi zannediyorsak da bu sahada çok çalisilmasi icap ettigini anlamaktayiz. Bu sebeple gerek biz, gerek gazetecilerimiz bu yolda gayret sarf ediyoruz. Tarafi devletlerinden bu husustaki ilgililere verilecek emirlerin pek faideli olacagini saygilarimla arz ederim" bilgileri geçmektedir. "Yassiada'da Okutturulmayan Sifre Telgraf', Mehmet Arif Demirer, 6 EylUl 1955 Yassida 6/7 EylUl Davasi, Istanbul, Baglam Yayincilik, 1995,s. 401-404.
I5 Londra Konferansinda Türkiye adina konusan Disisleri Bakani F. R. Zorlu; adanin Türkiye için stratejik öneminden söz eder ve Kibris'in statüsünde bir degisiklige lüzum olmadigini savundu. Eger Ingiltere adadan mutlaka ayrilacaksa adanin eski sahibine iade edilmesini aksi takdirde adanin taksim edilmesini talep etti. Serif Demir, Türk Siyasi Tarihinde Adnan Menderes (1930-1960), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Arastirma]ari Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dali, Cumhuriyet Tarihi Bilim Dali, (Yayinlanmamis Doktora Tezi), Istanbul 2009, s.385 
16 Hüseyin Agun, Demokrat Parti iktidarinin Kibris Politikasi 1950-1960, Ankara, Imge Kitapevi, 1997, s 20-21; H. Fikret Alasya, Kibns ve Rum Yunan Emelleri, Lefkosa, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti Milli Egitim ve Kültür Bakanligi Yayini, 1992, s 3 i; Ahmet Yildiz, ihtilalin içinden Anilar Degerlendirmeler, Istanbul, Alan Yayincilik, 200], s. 93; Melek Firat, "1945-1960 Yunanistan'la Iliskiler", Türk Dis Politikasi Kurtulus Savasindan Bugüne Olaylar, Belgeler, Yorumlar, Edt. Baskin Oran, i, Istanbul, Iletisim Yayinlari 2001, s. 600; Londra'dan dönüste uçakta çok düsünceli ve üzüntülü olan F. R. Zorlu, Büyükelçi Mahmut Dikerdem'e "Bir gecede, bütün çabalarimiz zayi oldu, ne yapayim simdi ben?" dedi. 
Mehmet A]i Birand. Can Dündar-Bülent Çapli, Demirkirat, Istanbul, Dogan Kitapçilik, 1999, s. 110 
17 Yunan Mahkemeleri olayin faili olarak Selanik Hukuk Fakültesi 2. Sinif ögrencisi Oktay Engin ve Selanik Konso]oslugumuzda çalisan Hasan Uçar'i suçlu bularak cezalandirdi. O. Engin daha sonra Türkiye'ye sigindi. Egitimini Türkiye'de tamamlayarak Kaymakamlik, Emniyet üst düzey yöneticiligi ve Valilik görevlerinde bulunan Oktay Engin, Yunan mahkemelerinin kasitli olarak yanlis karar verdigini iddia ederek, hakkindaki suçlama]ari ret etmektedir. Engin'e göre; bombanin son derece ilke] ve basit olarak hazirlanarak patlatildigini 
ve olayin gerçek faillerinin Atatürk'ün evi ile Selanik Türk Konsoloslugu etrafina yerlesmis olan Türkiye'den zorunlu gelen Rum göçmenlerin oldugunu söylemektedir. Faruk Mercan, "Bombaci da, mit elemani da degildirn", Aksiyon, S. 457, 8 Eylül 2003; Yasisada mahkemelerinde O. Engin'in MAH mensubu ve bombayi azmettiren oldugu anlasilmistir. Yassiada ZabitIar-II 6/7 EylUl Olaylari Davasi, haz. E. G. Naskali, Istanbul, Kitapevi, 2007, s. 172-73;D. Güven, a.g.e., s. 93
I8 Gürhan Gürcan, 6 Eylül 1955 Olaylari, Ankara Üniversitesi, Türk Inkiliip Tarihi Enstitüsü, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006, s. 74; Radyo'dan okunan metinde, "Selanik'te Aziz Atatürk'ün dogdugu ev ile Türk Konsoloslugu binasi arasinda bahçede saat gece yarisini dört geçe bir bomba patlamis ve bu infilak neticesinde Aziz Atatürk'ün dogdugu evin pencereleriyle Konsoloshanenin camlari hasara ugramistir." Yunanistan Içisleri bakani yapmis oldugu ilk basin toplantisinda; "Bu isi hakiki bir Yunanlinin yaptigini zannetmiyorum" seklinde olmustur. M. A. Demirer, 6 Eylül, s.412 Gazete DP yanlisi Mithat Perin'e aittir. Gazete üst düzey sorumlularindan Göksin Sipahioglu, yillar sonra yapilan röportajinda 6/7 EylülOlaylarinin Milli Emniyet Hizmetleri tarafindan organize edildigini söylerken, M. Perin'inde yillar sonra Milli Emniyet Hizmetlerine çalistigi 
anlasildi. D. Güven, a.g.e., s. 93-94 
19 Istanbul Ekspres, 06 Eylül 1955; Ali Gevgilili, Yükselis ve Düsüs, Istanbul, Baglam Yayinlari, 1987, s 136; M. A. Birand-C. Dündar-B. Çapli, a.g.e., s 109 
20 Uluslararasi Kriminologlar ve Polisler Kongresi, Uluslararasi Karsilastirmali Hukuk Bilimler Kongresi, Bizans Tarihçileri Kongresi, Uluslararasi Üniversite Dernekler Kongresi ve Dünya Bankasi baglantili kongreler düzenlenmisti. M. Hulusi Dosdogru, 6/7 Eylül Olaylari, Istanbul, Baglam Yayinlari, 1993, s. 28 
21 D. Güven, a.g.e., s. 25; Hükümetin Taksim'de miting düzenleneceginden haberi vardir. Fakat mitingin denetimden çikarak bu tarz bir yagmaya dönüsmesini beklememektedir. Dündar Soyer, Cumhuriyet'te Adim Adim Olaylar, Anilar..., Istanbul, Büke Yayinlari, 200 I, s. 41 
22 Emin Karakus, Iste Ankara, Istanbul, Hürriyet Yayinlari, 1977, s. 277
23 M. A. Demirer,6/7 Eylül, s. 78; AhmetEmin Yairnanolayin tamamenplanl'ibir hareket oldugunu söyler ve "Zaten sag ve sol gizli eller ortaligi karistirmak için bahane ariyorlardir. 
Köylerden getirilen eli sopali insanlar Rumiara ait evleri ve dükkaniari yagmalamaya baslariar" der. Ahmet Emin Yalman, Yakin Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Haz. E.S. Erdinç, II, Istanbul 1997,s 1647 
24 Sina Aksin, Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakin Tarihi, II, Istanbul 1997, 127; Metin Toker, Ismet Pasa'yla 10 Yil, i, Ankara 1966, s. 105 
25 G. Gürcan, a.g.t., s. 75-77 
26 D. Güven, a.e., s. 26 
27 D. Güven, a.e., s. 35-37 
28 Birinci Ordu Komutan'i Org. Vedat Garan'a "Pasam neden karsi koymuyoruz?" diyenlere "Ben ikinci bir Mustafa Muglah olmak istemem" diyordu. [Van Özalp'te görev yapan Org. M. Muglah sinirdan kaçak geçenIere karsi silahli müdahalede bulundu. DP döneminde yargilanarak gereksiz yere asiri güç kullanmaktan cezalandirildi] E. Karakus, a.g.e., S. 278; Bu iddiayi Yassiada mahkemelerinde ret eden Org. Garan kesinlikle öyle bir ifade kullanmadigini söyledi. Yassiada Zabitlari, S. 404; 9 Eylülde Sorumlu Generaller görevlerinden alindilar. M. A. Demirer, 6 Eylül, s 78 
29 Rifki Salim Burçak, On Yilin Anilari (1950-1960), Ankara, Nurol Matbacihk, 1998, S.315
30 Mustafa Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, Phoenix Yayinevi, 2004., s. 433; Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye (J945-1980), çev. Ahmet Fethi, Istanbul, Hil Yayincilik, 1994, s 74; 1924 Anayasasinin 86. Maddesine göre, "Harp halinde veya harbi gerektirecek bir durum bas gösterdikte veya ayaklanma oldugunda veya vatan ve Cumhuriyet'e karsi kuvvetli ve eylemli bir kalkisma oldugunu gösterir kesin belirtiler görüldükçe Bakanlar Kurulu, süresi bir ayi asmamak üzere yurdun bir kesiminde veya her yerinde sikiyönetim ilen edebilir". Fakat Bakanlar Kurulu sikiyönetimin süresini belirlememisti. Sikiyönetim ayni gün uygulamaya girerken yasa meclisten 12 Eylül'de geçirildi. Zafer ÜskÜi, Siyaset ve Asker Cumhuriyet Döneminde Sikiyönetim Uygulamalari, Ankara, imge Kitapevi, i997, s. 126.Bu durumda olaylar tamamen bittiginde yasa yeni çikarilmis oluyordu ve 7-12 Eylül arasinda yasal dayanak olmadan sikiyönetim ilan edilmistir. 
31 Ölenlerin sayisi kaynaklarda farkli geçmektedir. Basina göre Il can kaybi varken Cumhuriyet, 8 Eylül ]955; Yabanci kaynaklar 15 kisiden söz etmektedir. D. Güven, a.g.e., s. 55; Gece Istanbu]'u dolasan Toker, "Varos]ar, Sehre inmisti" der. M. Toker, a.g.e., s. )05; M.A. Birand-C.Dündar-B.Çapli, a.g.e., s 109; Hüseyin Cahit Yalçin, Olayin siyasi degil, tamamen sosyal ve ekonomik nedenlerden kaynaklandigini söyler. Hüseyin Cahit Yalçin, "En Tehlikeli Cephe", Ulus, 14 Eylü] 1955: M. Firat, "Yunanistan", s 601; F. Akin, a.g.t., s. 122- ] 23; G. Gürcan, a.g.t., s. 89 
32 TBMM, ZC, D. iO,i. 23, c. IX, s. 83
33 M. A. Demirer, 6 Eylül, s. 77; D. Güven, a.g.e., s. 98 
34 F. Akin, a.g.t.,s. 113; D. Güven, a.g.e., s. 44; Komutan mahiyetindekilere emri intikal ettirirken, "Her ne kadar ates ediniz seklinde emir aldimsa da, siz gene dipçikle falan idare ediniz" demistir. Istanbul Valisi de askeri birliklere ates açmasi emrini vermis fakat o emirde infaz edilmemistir. R.S. Burçak, a.g.e., s.317 
35 Adnan Bey'i bir gün sonra Valilikte gören S. Agaoglu o günü söyle anlatmaktadir, "Istanbul'da valinin odasina girdigim zaman Adnan Beyayakta duruyordu. Saçlari karmakarisik, tassizdi. Dudaklarinda hüzünlü bir gülümsemeyle bana bakti." Samet Agaoglu, Arkadasim Menderes, Istanbul 2004, s. 57 
36 Cumhuriyet, 09 Eylül 1955 
37 Ayin Tarihi, Eylül 1955, S. 262, s. 17;R. S. Burçak, a.g.e., s. 314; E. Karakus, a.g.e., s. 279; Istanbul Örfi Idare Kumandani N. Aknoz, Istanbul'daki gazetecileri toplayarak, 6 Eylül olaylariyla ilgili tüm yayinlarda Komünistlerin suçlanacagini aksi bir tez ileri sürüldügünde gazetenin derhal kapatilacagini söyledi. D. Güven, a.g.e., s. 188; Yassiada'da N. Aknoz Pasa'nin Idareyi Örfiye Hakimlerini 15günde bir toplayarak olaylarin komünistler tarafindan 
yapildigina ve komünistlerin mutlaka cezalandirilmasi yolunda telkinler yaptigi anlasildi. Yassiada Zabitlari, s. 114; Olaylar sonrasinda Siyasi polisçe fislenmis 45 asiri sol görüslü evlerinden alinarak olaylardan sorumlu tutuldu. (Yazar da bu kisilerden birisidir) M. H. Dosdogru, a.g.e., s. 24; Tutuklananlar arasinda yer alan A. Nasin; "Faciadan sonra Menderes'in istegi Gedik'in emriyle Emniyet Müdürü 6/7 Eylül'den sorumlu tutulacak ve suçlanmalari kamuoyunda tepki yaratmayacak 50-60 kisilik bir komünist listesi hazirlanarak" tutuklandigini anlatmaktadir. Aziz Nesin, "Aziz Nesin'in 6/7 Eylül (Hapishane) Anilari", 
Tarih ve Toplum, VII 34, 1986, s. 48
38 F. Akin, a.g.t., s. 125; Halkimiz Istanbul'un yaralarini çok güzel bir yardimlasma çabasi içinde basariyla sardi. Pakize Basaran, Ben Yasarken 27 Mayis 1960 ve Öncesi, Istanbul 2008, s. 126 
39 Uygur Kocabasoglu, "6/7 EylülOlaylarindan Sonra 'Hasar Tespit Çalismalari' Üzerine Birkaç Ayrinti", Toplumsal Tarih, XIV/81 (Eylül 2000), s. 45 
40 "Olaylar" Tarih ve Toplum, Vii 33, 1986, s. 13-14 
41 D. Güven, a.g.e., s. 56-57; O. Gökçal, a.g.t., s. 129 
42 Ulus, LOEylü11955; M. Albayrak, a.g.e., s. 434
43 TBMM, DPMG, 0.10, ]2 Eylül 1955
44 TBMM, ZC, D.I O, i. 80, c.vri s. 669 
45 Köprülü bu sözle; "Hükümetin bir hareket ve bir nümayis bekledigini, hatta bu maksatla tertipler de almis oldugunu, 'Hükümetin haberi vardi' sözüyle iste 
bunu kastettigini" fakat alinan önlemlerin neden uygulanamadigini merak ettigini söyledi. R.S.Burçak, a.g.e., s. 323 
46 TBMM, ZC, D.I O, i. 80, c.vri s. 684-85 
47 A.e., s. 689 
48 A.e., I. 15, c.vm, s.270-271
49 A.g.e., s. 299 
50 A.e., I. 23,c. iX,5.64 
51 A.e.,s 68
52 A.e." s. 81-95 
53 A.e.,i. 47,c. X, s. 1079
54  24 Ocak 1957'de istanbul i. Ceza Mahkemesi, Savcinin beraat istegine; "Ne Polis incelemelerinden ne Örfi idare Mahkemesi ve sivil mahkemedeki yargilamalardan ne de saniklarin birbir)eriyle tutarli ifadelerinden, mahkemenin adil bir takdire dayanarak mahkumiyet kararini gerekçelendirebilccegi deliller ortaya çikmamistir. Saniklar suç isleme kastiyla hareket etmemislerdir. Bu nedenle hakimler oybirligiyle, saniklar hakkinda açilan tüm davalardan beraat etmelerine karar vermislerdir." D. Güven, a.g.e., s. 91-92 
55 Bülent Ecevit, "Basbakan ve Komünizm", Ulus, 14 Mayis 1956
56 TBMM, DPMG, D. i O, 31 Aralik 1956 
57 Yeni Sabah, 5 Haziran 1960; Köprülü bir hafta sonra; yabanci basinin daha evvel vermis oldugu beyanati degisik maksatlarla kullandigint ileri sürerek, "6/7 Eylül hadiseleri hakkinda bildiklerimi ve bu mevzuda bilahere akla gelebilecek bazi tahminlerimi ezcümle Selanik'teki bomba hadisesine mütedair tahminlerimi söylemis oldugumu bu hadiselerin yetkili mercilerce tahkik mevziiu yapilinca meselenin tam bir vuzuha kavusacagintn muhakkak oldugunu belirtmek isterim", Ulus, 12 Haziran 1960 
58 Konu ile ilgili üç eser yayinlandi. M. H. Dosdogru'nun, 6/7 Eylül Olaylari eserinin 272 sayfasini dava görüsmelerine ayirmistir fakat kendisi bu bilgileri günlük gazetelerden derledigini belirtmektedir. M. A. Demirer, 6 Eylül 1955 Yassiada 6/7 Eylül Davasi adli eserinde 229 sayfayi TBMM kütüphanesinden temin ettigi bir nüshaya dayanarak yayinlamistir. Fakat TBMM'nde Yassiada mahkeme dokümanlarinin özensizligi süpheye yol açmaktadir. Inceledigimiz kaynaklar içersinde en saglikli ve detaylisi Emine Gürsoy Naskali
tarafindan hazirlanan Yassiada Zabitlan-II 6-7 Eyiai Olaylari Davasi eseridir. çalismamizda kaynak olarak E. G. Naskali'nin çalismasini tercih ettik. 
59 Yüksek Adalet Divani Kararlari, Istanbul, Kabaici Yayinevi, 2007, s. 409-413 
60 Yassiada Zabitlari, s. 12-14
61 A.e., s. 17-21; HükümetnedenKomünistlerisuçladisorusunuKöprülü;Olaylarinertesinde toplanan Bakanlar kurulunda umumiyetle komünistlerin tertibi görüsünün hakim oldugunu, Emniyet yetkililerinin Hükümete olaylarin Komünistler tarafindan yapildigina yönelik telkinleri ve o zaman Istanbul'da bulunan Amerikan Istihbarat Sefi, "tahribat sekillerinin tamamiyla komünist teknigi ve usullerine uygun oldugunu ifade etmistir" dedi. A.e., s. i05; i. Ordu Komutani Org. V. Garan'da ayni günlerde olaylarin "komünist tertibi" oldugunu açikladi. A.e., s. 412-413 
62 Yassiada Zabitlari, s. 34-35
63 F. Köprülü'nün damadi ve olay zamaninda NATO Daimi Delegeligi görevini yürüten Coskun Kirca, "Türk Hükümeti Kibris Meselesinde birden bire siyaset degiştirmiştir. Degiştirdigi bu siyasetin Türk efkari ve milleti tarafindan da desteklendigini dünya efkarina, Ingilizlere ve Yunanlilara göstermek ihtiyacini duymus olabilir. Bu itibarla bazi nümayislerin tertip edilmesini arzu etmis ve tesvik etmis olabilir" dedi. Yassiada Zabitlari, s. 131-132 
64 D. Güven, a.g.e., s. 81-82; M. H. Dosdogru, a.g.e., s. 28; Selanik'te patlayan bomba haberini ikinci baski ile yayinlayan Istanbul Ekspres gazetesinde, 
Kibris Türktür Cemiyetinin Genel Sekreteri Önal'in "Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahali ödetecegiz" demeci çikti. Istanbul Ekspres, 6 Eylül 1955 (ikinci baski) 
65 Yassiada Zabitlari, s. 288-289; H. Bil daha sonra yayinladigi eserinde; Florya'da Menderes, Bayar, Içisleri' Bakani ve Emniyet Genel Müdürünün oldugu toplantida hadiselerin planlandigim fakat olaylarin kontrolden çikarak bu kadar büyük bir tahribata sebep olacagini düsünemediklerini iddia etmektedir. Hikmet Bil, Kibris Olayi ve Içyüzü, Istanbul, Itimat Kitapevi, 1976, s. i i O-I 13 
66 Yassiada Zabitlari, s. 301-302
67  1. Ordu Komutani Org. Vedat Garan'in açiklamalari tutarli olmayip, ordunun müdahale etmekte neden geç kaldigi sorusuna ikna edici bir cevap vermemistir. 
Bkz. Yassiada Zabitlari, S. 398-413 
68 Yassiada Zabitlari, s. 442-443 
69 A.e.,s. 576-589
70 A.e.,s. 614-627 
71 A.e.,s. 680 
72 Adalet Divani, s. 407; Yassiada Zabitlan, s. 681 
73 Yassiada Mahkemeleri olaylara taniklik eden; DP iktidarina ve Menderes'e yakin oldugu bilinen üst düzey diplomatlarimizdan Melih Esenbel, Settar Ikse/, Muharrem Nuri Birgi, Mahmut Dikerdem, .Ramiz Eren gibi sahitler bütün israrlara ragmen özellikle dinlenilmemistir. Mehmet Arif Demirer, Sosyalizm -Anarsi-Terör, Istanbul 1995,s. 21 
74 Dilek Güven, "6-7 EylülOlaylari ve Failleri", Toplumsal Tarih, S. 141(Eylül 2005) , s. 49 
75 Konu üzerinde fikir bildiren araş tirmacilar ve kamu oyu olaylarin tamamen Zorlu'nun ihmali (Zorlu böyle bir iddi ayi hiçbir zaman kabul etmedi. Londra'dan dönerken son derece üzgün 
bir sekilde yaninda bulunan diplomatlara, "Bütün çabalarimiz, Londra'da elde ettigimiz basari, bir gecede heba olup gitti" dr. Semih Günver, Fatin Rüstü Zorlu'nun Öyküsü, Ankara, Bilgi Yayinevi, 1985, s. 70) ile Menderes ve Içisleri Bakani Gedik tarafindan organize edildigini kabul etmektedir. F. Akin, a.g.t., s. 108; E. Karakus, a.g.e., s. 281-283; Olaylarin sorumlulari arasinda gösterilerek tutuklanan yazar Aziz Nesin anilarinda; olaylardan tamamen DP iktidarinin sorumlu oldugunu, Rum azinliga gövde gösterisi yapmak isterken olaylarin kontrolünün kaybedildigini iddia etmistir. Aziz Nesin, Salkim Salkim Asilacak Adamlar, Istanbul, Adam Yayincilik, 1994, s. 31-33; Yassiada da Fatin Rüstü Zorlu ve Adnan Menderes birinci dereceden suçlu bulunularak, 6/7 Eylül olaylarindan hüküm giydiler. 
M. A. Demirer, a.g.e., s. 342; F. Akin, a.g.t., s. 157; G. Gürcan, a.g.t., s. 131; Haydar Tunçkanat, 27 Mayis 1960 Devrimi, Istanbul, Çagdas Yayinlari, 1996, s. 94-95. 
Özal Harp dairesinde üst düzey yöneticilik yapmiş Org. Sabri Yirmibeşoglu yillar sonra; "6/7 Eylül'de, bir Özel harp isiydi. Ve muhtesem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulasti" demistir. Fatih Güllapoglu, Tanksiz, Topsuz Harekat: Psikolojik Harekat, Istanbul 1991, s. 103; Fakat Yirmibesoglu anilarinda olayi kisa ve yorumsuz anlatmayi tercih etmis, Özel Harp dairesinden de söz etmemistir. Sabri Yirmibesoglu, Askeri ve Siyasi Anilarim, c.I, İstanbul 1999, s. 153-154; Bu konuda bir baska iddia da olaylarin Ingilizler tarafindan tertiplenmis oldugudur. O günkü kosullarda Kibris konusunda Yunanlilarla ihtilafli olan ingilizler Türklerle Yunanlilarin isbirliginden rahatsiz olduklari ve her iki toplumu birbirine düsürmek için böyle bir olay planladiktarina dair arsiv belgelerinin bulundugu iddia edilmistir. G. Gürcan, a.g.t., s. 133-i34; D. Güven, a.g.e., s. 198-202;


***

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI BÖLÜM 2


ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI  BÖLÜM 2 






3. Olaylarin Iç Politikaya Etkisi 

9 Eylül'de Cumhurbaskanı Bayar, TBMM'yi 12 Eylül'de acele konuyu görüsmek üzere toplantiya çagirdi42. 11 Eylül aksami Çankaya köskünde toplanan DP kurmaylari, olaylari önce kendi aralarinda müzakere ederek DP Meclis Grubunda ve TBMM'de izlenecek stratejiyi belirlemeye çalistilar. 12 Eylül saat 10.00'da toplanan DP Meclis Grubu, 6/7 EylülOlaylarini görüsmek üzere bir araya geldi. 

Basbakan Menderes uzun bir konusma yaparak DP'li milletvekillerinin sorularini yanitladi. Menderes 6/7 Eylülolaylarinin detaylarini veya olaylara yönelik alinacak tedbirleri konusmaktan ziyade daha evvel Hükümetin almis oldugu örfi idare kararinin, DP grubunca tasdik ve tasvip edilmesini istedi. 
Menderes, "Kibris meselesinden dogan bir milli galeyanin ortaya koydugu birtakim tahribattan ibaret degildir. Katiyetle ifade ediyorum ki, sekilleriyle 
hazirlanmis olan büyük bir komünist darbesinin karsisinda bulunmaktayiz. ( ) Müsait olan zemini fevkalade üstadane maharetle ve sogukkanlilikla istismar 
eden komünistler birer milli felaket diyebilecegimiz fevkalade agir bir vaziyet vucuda getirmislerdir" diyerek, olaylarin müsebbibi olarak israrla 
"Komünistleri" göstermekteydi. Hatta Menderes; "Dünya koministleri faaliyetlerini Türkiye üzerinde tekasüf ettirmistir. Türkiye'yi en cazip bir hedef 
olarak ele almislardir. Çünkü zemini müsait görmektedirler. Takip ettikleri umumi politika bakimindan takip ettikleri usul de Türkiye'yi mutlaka bir 
kargasaliga maruz birakmaktir". Olaylarin tekrarlanmamasi için Menderes'te kendinden emin, "akla gelecek, hatta gelmeyecek bütün tedbirler alinmishr ve 
alinmaktadir" dedi. Menderes milletvekillerinin israrli sorularina karsi, "Ben meselenin burada kapanmasini ve daha ileri gidilmemesini rica edecegim. Milli 
menfaatlere uygun degildir" dedi. Menderes ayrinhlara girmekten özellikle kaçinarak, sikiyönetimin grupça tasdikini istedi. 

DP'li Milletvekillerinin israrli sorularinin devam etmesi karsisinda Menderes, olaylar hakkinda bir takim bilgiler vermeye mecbur kaldi. 
Menderes olaylardan sorumlu gördügü komünistleri suçlamasinin sebeplerini açikladi. 
Ona göre; "Selanik'te bombayi patlatan menhus ve mesum el Istanbul hadisesini ika eden elin ta kendisiydi". Olaylarin baslamasindaki zamanlamaya dikkat çeken Menderes, "Bugün Istanbul' da muhtelif memleketlerin 38 Maliye vekili bulunmaktadir. Bunlarin meyaninda birçok eski Basbakanlar mevcuttur. 
Amerikan Heyeti büyük bir adettedir. O bomba gününde patlatilmiştır. Bizi kendi fikirlerince dünya nazarinda rüsva edecek, bizi garptan koparıp müdafaasız birakacak ve kolayca elde edilebilir bir sikar haline götürecek zalim darbe tam zamanim seçmek suretiyle bize havale edilmis bulunuyor". 

Ayrıca Menderes; 

"Sadece kiliselerin tahribine büyük ehemmiyet ve dikkat atfedilmis olmasi ve hatta ölülerin kemiklerinin muhkem mermerler altinda sökülüp ortaya 
çikarilip hakarete maruz birakilmasi keyfiyeti, damgasi üstünde komünist eseri oldugunu apaçik ifade etmektedir". Olaylari "Milli felaket" olarak tainmlayan 
Menderes, "Böyle bir seni eser Türk milletinin mali olamaz. Bu gibi hareketler milli heyecanin galeyani neticesi olarak kabul edilemez. Bunu Türk gençligine 
dahi atfetmek gayrimümkündür" dedi. Olaylar esnasinda görevini yapmayan memurlar hakkinda amire itaatsizlikten dava açilmasini da elestiren Menderes, 
olaylarin siradan olmadigini ve ortada "bir ayaklanma" bulundugunu iddia etmekteydi43.Hükümetin talep ettigi örfi idarenin onaylanmasi ve uzatilmasi 
istegi grup tarafindan kabul edildi. DP grup toplantisindan istedigi destegi kolay alan Menderes, TBMM Genel Kuruluna rahat girdi. 

12 Eylül 15.00'da toplanan TBMM'nin gündeminde, "İstanbul, İzmir ve Ankara vilayetlerinde Örfi Idare ilanina dair Başvekalet tezkiresi" vardi. Ne 
olup bittiginin farkina varamayan muhalefet, hükümetten meclisi bilgilendirmesini talep etti. Muhalefet adina ilk konusmayi yapan CHP Genel 
baskani İsmet İnönü; "Hadisenin her tarafi karanliktir. Bu kadar tertipli ve teçhizatli bir tecavüz ne vakitten beri, nasil hazirlanmistir?" dedi. İstanbul, Ankara ve Izmir gibi merkezf yerlerde bu kadar büyük olaylarin olmasina anlam veremeyen İnönü "6/7 Eylül faciasinin" bir an önce aydinlatilmasini.talep etti44. 

Muhalefetin istek ve elestirilerine karsi basbakan yardimcisi Fuat Köprülü, "Bu hadiseden Hükümet evvelce haberdardi. Ona göre bazi tertibat da almisti. Fakat 
bu hadisenin günü ve saati muayyen degildi ve bu bütün gayretlere ragmen adeta bir baskin seklinde her tarafta birden tecelli etmistir" dedi45.Olaylarin faili 
olarak, "Komünist unsurlar hadiseyi evvelce tertipledikleri gibi sevki idareyi ele geçirmislerdi. Zemini aylar ve aylarca evvel hazirlamis olmasalardi böyle bir 
hadise vukua gelmezdi" dedi. Köprülü konusmasinin devaminda Türk dis politikasindan, olaylarin olus sekline kadar pek çok detayda komünistlerin 
neden böyle bir hadiseyi gerçeklestirmeye çalistiginin izahini yapti 46. 

Menderes sikiyönetim için Meclis'ten yetki istedi. Menderes, "Hadisenin sebepleri üzerinde fazla durmanin ve tedbirler üzerinde konusmanin, alacagimiz 
tedbirleri ifsa etmek ve hakikatleri tebellür ve tenevvür etmeden hükme baglamak gibi mahsurlari vardir" dedi. Bunun için konunun ileride 
görüsülmesini ve Hükümetin talep ettigi sikiyönetim kanunun kabul edilmesini istedi47.TBMM Hükümetin örfi idarenin tasdikini ve alti ay süreyle Istanbul, 
Ankara ve Izmir'de devam etmesine yönelik istegini kabul ederek onayladi. 

Menderes konunun görüsülmek üzere Meclisten örfi idare talebinde bulunmustu. Fakat üzerinden aylar geçtigi halde gerçek suçlular açiklanamadigi 
gibi, kamuoyunu ikna edecek bilgilendirmeler de yapilamamaktaydi. CHP Genel Baskani i. Inönü, iV. Menderes Hükümetinin güven oylamasi 
görüsmelerinde 6/7 Eylülolaylarini tekrar gündeme getirdi. Inönü, olaylarin üzerinden üç ay geçtigi halde hükümetin kamuoyunu tatmin edecek açiklamalari yapmaniasini elestirerek, Hükümetin daha evvel haberdar oldugunu açikladigi olaylari neden engellemedigini israrla sormaktaydi. Olaylarin hazirlanisi ve baslangicinin hükümetin bilgisi dahilinde oldugunu fakat zamanla hükümetin kontrolü kaybederek, olaylarin bu hale gelmesine neden oldugunu iddia eden Inönü; "6/7 Eylül vukuatindan vahim bir surette mesul olan Bay Adnan Menderes'in Hükümetin basindan ayrilmasi lazimdir" dedi. Inönü'nün bu 
iddialarina tepki gösteren Menderes oturdugu yerden Inönü'ye "Hepsi yalan!" diye bagirdi48.Inönü'nün konusmasini üzülerek dinledigini belirten Menderes 
6/7 EylülOlaylari ve hükümete yönelik elestiriler hakkinda "Tertiplenmis nümayisler devri çoktan geçmistir. Mazide dahi olsa; ben her hangi bir Türk 
Hükümetinin böylesine tedbirlere girisebilecegine ihtimal vermiyorum... Ve hiçbir delile, hiçbir akli ve mantiki esasa istinat etmeyen bu iddialari ve sayialari 
hatta nefretle telakki etmekteyim" dedi. Menderes'i üzen, Inönü gibi Devlet Baskanligi ve Basbakanlik yapmis bir zatin böyle bir elim olayin T.C. 
Basbakaninin yapabilecegine ihtimal vermesiydi49.Menderes, olaylarin failleri hakkinda hiçbir açiklama yapmazken, muhalefetin ima yollu da olsa hükümete 
yönelik elestirilerine sert tepki göstermekteydi. 

26 Aralik 1955'te muhalefet, TBMM'ye Basbakan A. Menderes ile Içisleri Bakani N. Gedik için 6/7 Eylülolaylarinda hakkinda tahkikat açilmasi için önerge verdi. Muhalefet olaylardan hükümeti sorumlu tutmaktaydi. 

Menderes'de muhalefeti ve kamuoyunu, olaylarda Hükümetin dahli olmadigina ikna etmekte güçlük çekmekteydi. Çünkü Komünist oldugu iddiasiyla dava 
açilan kisiler, olaylarla bagi olmadigi anlasildigi için serbest birakildilar. 
13 Ocak 1956'da 6/7 Eylül hadiseleri dolayisiyla Basbakan Menderes ve eski Içisleri Bakani N. Gedik hakkinda verilen tahkikat önergesi TBMM'de 
görüsülmeye baslandi. Menderes tahkikat tezkeresinin hiçbir delil ileri süremedigini, olaylarin oldugu Istanbul'da bulunmasinin görevi geregi ve 
tamamen tesadüf oldugunu ifade ettiso. Mecliste muhalefet milletvekillerinin israrla "Basvekilden süphe ediyoruz" seklindeki satasmalarina sinirlenen 
Menderes, "Huzurunuzda bütün vazifelerini yapmis bir insanin vicdan huzuru ile konusmaktayim. Hiçbir seyden korkum yoktur. Hususiyle Istanbul hadiseleri 
hakkinda söyleyeceklerim, bu gün degil yarin kati konusmalar sirasi geldigi zaman dolayisiyla kimlerin manen bu islerden mesul oldugunu söylemek 
imkanini mutlaka bulacagim"sl dedi. Muhalefetin sert elestirilerinden bunalan Menderes, "Bütün unsur ve meseleleriyle 6-7 Eylül hadiseleri uzun bir hazirlik 
neticesidir, biz bunun bir tertip eseri oldugunu ifade suretiyle belirtmis bulunuyoruz. Simdi deniyor ki: Ekipler ayri ayri saatte, Istanbul'un her 
tarafinda görülüyor, aletleri var ellerinde, harekete geçiyorlar, polis emir almistir, müdahale etmiyor, ordu emir almistir, harekete geçmiyor, hatta o kadar ki, Izmir' de de ayni saatte baslamistir. ( ) Hadise ile irtibat ve alakamizi milyonda bir ihtimalle de olsa tespit etmeye imkan bulurlarsa her türlü cezayi 
kendimize tertibe kendimiz raziyiz. Yalandir arkadaslar. Yalandir, yalandir, yalan söylüyorlar" dedi. Tutuklanan kisilerin ifadelerine bakildiginda 
Hükümetin hiçbir sekilde ilgisinin olmadiginin anlasilacagini söyleyen Menderes askerin neden müdahale etmedigine bir anlam veremeyerek, 
"Basvekil olarak ne. yapacaktim. Gidip bölügün basina mi geçecektim? 

Sonra kim bilir, yüz binler harekete geçecek bizim düsmani karsilayabilecek derecede kuvvetli bir ordumuz Istanbul ve civarinda mevcut iken elbette bir hadisenin zuhur etmesi esasen aklen müstabat idi. Kaldi ki, o ordu harekete geçmek için de kuvvetlerinden bir miktarini tefrik etmek suretiyle haberdar edilmis" oldugunu söyledi. Muhalefet milletvekillerinin sahsi satasmasina iyice sinirlenen Menderes; "Adnan Menderes eger Adnan Menderes olsaydi, Adnan 
Menderes eger Basvekil olmamis bulunsaydi, eger Adnan Menderes Hükümet Reisi olarak Türk Hükümetini temsil etmiyor olsaydi, Adnan Menderes açin 
tahkikati bakayim, nasil haibü basir olacaksiniz derdi ve hissiyatinin icabina göre hareket ederaL. Fakat ben, mücerret Adnan Menderes degilim ve size 
beklediginiz firsati avucunuzu yalayin, katiyen vermeyecegini" belirtti. Mecliste son derece gergin geçen görüsmeler sonucunda muhalefetin talep ettigi tahkikat önergesi ret edildi52. 


28 Subat 1956'de Hükümetin Meclise gönderdigi "6/7 Eylül tarihinde Istanbul ve Izmir' de vuku bulan hadiselerde zarar görenlerin zararlarinin 
ödenmesi" hakkindaki kanun layihasi'nin görüsmelerine baslandi. Muhalefet milletvekilleri hükümetin görevini yerine getiremediginden olaylarin bu kadar 
büyümesinden sorumlu oldugunu iddia ettiler ve Hükümet ile Menderes'in sahsina yönelik elestirilerde bulundular. Her firsatta 6/7 Eylülolaylari sebebiyle 
Hükümetinin elestirilmesine tepki gösteren Menderes hiçbir delilolmadan hükümetinin elestirilmesi karsisinda "memleketin menfaatleriyle kabili telif 
olmaz" dedi. Muhalefetin olaylarla ilgili Hükümete yönelik iddialarina karsin Menderes, "Bu ithamin altinda bulundurmus olduklari insanlarin yüzde 100, 
yüzde 1000 ithamlarla, bu kötü isnatlada zulüm yapmakta olduklarini kendilerine hatirlatmak isterim" dedi. Yargiya intikal etmis bir konunun siyasi 
nedenlerle gündeme getirilerek, hükümetin elestirildigini söyleyen Menderes, "Uzaktan yakindan Hükümete mensup olan herhangi bir sahsin zerre kadar 
ilgisi oldugu hükmünü verdirecek bir tek delil bile mevcut olacak olursa, Hükümet olarak Hükümetten istifa degil, insanliktan istifa etmeye haziriz. 

Ayiptir arkadaslar, yeter artik! ... Biz yalniz Hükümetimiz, yalniz iktidarimiz için degil bundan sonra gelecek Türk Hükümetleri aleyhine en küçük bir iltibas 
basil etmeyecek tarzda vicdani hareket etmeye azmetmis insanlariz, vicdanlarimizin emri sadece bundan ibarettir. Bunlari söyleyenler hiçbir zaman 
davalarini ispat edemeyeceklerdir. Ondan sonra zulüm yapmis olmakla kalacaklardir.. ." dedi53. CHP Genel Baskani i. Inönü'nün Menderes' e cevap 
vermek için kürsüye çikma talebi DP'li Meclis Baskani tarafindan ret edildi. 

Fakat muhalefet milletvekilleri, Menderes ve Hükümete yönelik elestirilerine devam ettiler. Görüsmeler neticesinde Hükümetin talep ettigi 6/7 Eylül 
Olaylarindan magdur olanlara, 60 milyon liralik yardim tahsisat 6684 sayili kanunla kabul edildi. 

Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde, Hükümet 6/7 Eylül olaylarinin failleri hakkinda bir açiklama yapamamist!. 6/7 Eylül Hadiseleri nedeniyle tutuklananlar hakkinda açilan davalar beraatla sonuçlandi54.Istanbul, Ankara ve Izmir gibi sehirlerde bu çapta bir olayin gerçek failleri bulunamadi. 
Hükümetin Komünistleri suçlayan beyanatlari seyreklesti ve zamanla bu iddiadan tamamen vazgeçildiSS.Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde, 
Hükümetin kamuoyunu tatmin edici açiklama yapamamasi, muhalefet ve basinda hükümete yönelik süphelerin artmasina ve elestirilerin yogunlasmasina 
sebep oldu. 

Kamuoyu gibi DP'li milletvekilleri de olaylarin kimler tarafindan düzenlendigini merak etmekteydi. DP Meclis Grup toplantisinda Menderes'e, hadisenin gerçek failinin kim oldugu soruldu. Hükümetin ilk günlerde olaylardan Komünistleri sorumlu tutarken, hala faillerin açiklanmamis olmasindan kaynaklanan süphenin Menderes tarafindan giderilmesi istendi. 

Menderes oldukça zor durumda kalmisti kamuoyu baskisinin üzerine kendi partisi de bir açiklama beklemekteydi. Basbakan, "Istihbarat vasitalarimizIa 
vasil bulundugumuz neticeleri kisaca arz etmek isterim. Bir defa memleketimiz de bu çapta genis bir hareketin degil küçük bir hareket dahi komünist tertibi olarak çikarilmasi gayri mümkündür. Komünistlerin bizim memleketimizde ciddi bir takibe maruz bulunduguna Yüksek Grubunuzun itimat buyunnasini temenni ederim" dedi. Böyle büyük olaylarin Komünistlerin tarafindan neden çikarilamayacagini gerekçesini Menderes, DP iktidarinin 1950 
yilindan itibaren Komünist düsünce ve mensuplariyla yapmis olduklari basarili mücadele sayesinde oldugunu iddia etti. Menderes'e göre olaylar; "Bir senelik 
mütemadi nesriyat, ondan sonra karsi tarafin namütenahi tahrikleri mazinin hatiralari, bir sene daha uzun zaman devam eden bu tahrikatin milli heyecan ve 
hisleri tamamen galeyan haline getirmis oldugunu kimse redde inkar edemez". 

Olaylarin "Milli Heyecan" sonucu çiktigini düsünen Menderes Komünistleri de itham ederek, "bundan istifade etmeyi düsünen komünistler olmamis midir? 

Olmustur"56. Böylece Menderes baslangiçta ortaya koydugu faillerle ulasilan noktayi birlestirerek konuyu kapatmaya çalisti. Menderes sonuçta olaylarin 
gerçek failini ortaya koyamadi ve o günün sartlarinda, olayi Kibris meselesinin ülkemizde yarattigi tahriklere karsi, milli hissiyat içerisinde meydana gelen 
galeyan olarak tarif etti. Fakat o kadar büyük kalabaliklarin bu derece organize hareket etmesi gerçegi nedeniyle, açiklanan gerekçe DP'li milletvekillerini de 
ikna edemedi. 

4. Yassida'da 6/7 Eylül Olaylari Davasi 

27 Mayis ihtilali sonrasinda basinda Menderes ve DP liderleri hakkinda öne sürülen çesitli itham ve iddialar günlerce yayinlandi. Bu iddialarin en 
ciddisini F. Köprülü sarf etmistir. Köprülü 6/7 Eylül Olaylari hakkinda basina vermis oldugu beyanatta "Hadiseler Fatin Rüstü Zorlu'nun ilhami ile Menderes 
ve Gedik tarafindan tertiplenmistir. Ata'mn Selanik'teki evini Menderes bombalatmistir. Meselenin tahkik edilmesini, mesullerini bir an evvel meydana 
çikartilmasini istedikçe Menderes'in isi kapatmaya çalistigini gördüm" dedi 57. 



Olaylarin oldugu zaman dilimi içersinde Basbakan yardimcisi olan F. Köprülü'nün açiklamalari kamuoyunda saskinlik ve hayret yaratti. 
F. Köprülü'nün basin açiklamasi üzerine Atina, DP ileri gelenlerini yargilamak için Ankara'dan talepte bulundu. Milli Birlik Komitesi Yüksek Sorusturma Kurulu Atina'nin talebi ve basinda yayinlanan açiklamalari da dikkate alarak Yassiada'da A. Menderes. C. Bayar, F. R. Zorlu hakkinda "6/7 Eylül Olaylari Davasi'nin" açilmasini, olaylarin gerçeklesmesinde, tahrik, tesvik ve aktif rol aldigi iddiasiyla sekiz kisinin (Fuat Köprülü, Fahrettin Kerim Gökay, Alaettin Eris, Kemal Hadimli, Mehmet Ali Balin, Mehmet Ali Tekinalp, Hasan Uçar, Oktay Engin) daha yargilanmasini istedi58. 

Yassiada 6-7 Eylül Olaylari Davasi, 19 Ekim 1960'da Salim Basol Baskanliginda ilk oturumuyla basladi. Adnan Menderes'in savunmasini Av. Burhan Apaydin ile Av. Talat Asal üstlendi. Yassiada Mahkemesi Bassavci A. Ö. Egesel, Menderes'e yönelik olarak; 

1. 24 Agustos 1955 Liman lokantasinda Kibris meselesiyle alakali olarak basina vermis oldugu sert beyanat ile halki tahrik etmek 
2. Kibris Türktür Cemiyetini himaye ile olaylari tesvik etmek 
3. F. R. Zorlu'nun 28 Agustos 1955'te Londra'dan gönderdigi sifTeli telgraf ile olaylarin baslamasini tertip etmek 
4. Köprülü'nün 5 Haziran 1960 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki iddialari 
5. DP iktidarinin, olaylardan gerçek sorumlu oldugu iddiasiyla suçlamalarda bulundu59. 

Mahkeme heyeti, ilk oturumda Menderes'i sorgulayarak, yukaridaki iddialara cevap vermesini istedi. Menderes 24 Agustos Kibris hakkindaki nutku için, o günün sartlari içinde degerlendirilmesi gerektigini, 28 Agustosta Kibris Türklerinin katliama ugrayacagina yönelik bilgi geldigini, bu amaçla 
Yunanistan ve Kibris RumIarini böyle bir katliamdan alikoymak için o sözleri söyledigini belirtti. Ayrica Londra'ya giden Disisleri Bakani F. R. Zorlu'nun 
Londra müzakerelerinde "manen takviye etmek ve Kibris davamizi takviye etmek içindir" sözleri dolayisiyla Menderes, nutkun o zamanin matbuati ve 
muhalefeti tarafindan tasvip gördügünü hatirlatarak, nutkun hakli gerekçelerinin kamuoyunca kabul edildigini ifade etti. 

Kibris Türktür Cemiyeti'nin, 1955-1956 yillarindaki mahkeme sürecinde suçsuz oldugunun anlasildigini hatirlatan Menderes, sahsinin hala Kibris Türktür Cemiyeti'ni himayeden dolayi suçlanmasinin anlamsiz oldugunu belirtti60. 

Selanik'te patlayan bomba hakkinda "evvel ve ahir hiçbir haberim yok" diyen Menderes, bu yollu ithamlari ciddiye almadigini, yalniz iddia makaminin 
suçlamalarinin "Yunan hükümetinin ve mahkemesinin verdigi karara istinat ettirildigini" iddia etti. 

Menderes, Kibris'taki olaylar ve Selanik'te patlayan bomba nedeniyle, "Efkari umumiyenin büyük hassasiyet içinde bulunmasi neticesinde bir tezahüre 
vesile tertip, usul dairesinde bir nümayis, tertip talebi karsisinda bulunacagimizi" bekliyorduk dedi. Olay günü Istanbul'dan ayrilirken hiçbir endise duymadan gönül rahatligiyla tren istasyonuna gittigini belirten Menderes, Istanbul'da yeterli güvenlik kuvvetlerinin bulundugunu ve Istanbul Valisinin gerekli tedbirleri aldigini söyledi. Olaylarin gelismesi hakkinda Menderes, "baslangiçta tamamen nezih bir talebe ve gençlik toplulugu seklinde cereyan etti. (...) Fakat hadise bir anda öylesine inbisat etti ve yaratilmis psikoz o derece müessir bir sekilde bütün zabita kuvvetlerini, ilk anda hareketsiz birakti ki, Milletçe milli bir felakete maruz kalindigina, hakikaten baskina ugranildigini kabul etmek lazim gelir" dedi. 


3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI BÖLÜM 1

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI, BÖLÜM 1  




Şerif DEMIR*
*Yrd. Doç. Dr. Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.

ÖZET 

6/7 Eylül olaylari. Cumhuriyet tarihinde önemli bir yer oluşturmaktadir. 

   Olayların faillerinin kim oldugu hakkında tartışmalar günümüze kadar devam etmiştir. Olaylarin sebepleri, iç ve diş bağlantılari siyasete etkileri uzun zamandır  tartişiliyor ve daha da tartişilacaga beiiziyor. 
   Dönemin iktidari DP ile Adnan Menderes. 6/7 Eylül olaylarının Neresindedir? Olaylara bakışı ve tavrı nasil olmuştur? 
   Olaylar. 
Yunanistan Selanik 'teki Alatürk 'ün evine bomba konulmasıyla başlamistir. Türk halki Atatürk 'ün evine konulan bomba üzerine sokaklara dökülmüş ve protesto 
yürüyüşleri kontrolden çıktı. Protesto kısa sürede Rumlara karşi yagma ve yakma eylemine dönüştü. 
   Olaylar  hakkında 1955-1957 yıllarında görülen  Mahkemelerde  tutuklanan bütün zanlılar berat etti. 27 Mayıs  1960 sonrası Yassı ada mahkemelerinde 6/7 Eylül olayları davası tekrar açıldı.,
   Bir dönemin yargılandıgı Yassiada 6/7 Eylül davasında, DP ve Adnan Menderes suçlu bulundu.. 


GİRİŞ 

Temelleri Atatürk ve Venizelos tarafinda atilan Türk-Yunan dostlugu, 1930'larda hizla geliserek bir ittifaka dönüstü. Her iki ülke arasindaki iyi niyete 
dayali komsuluk iliskileri II. Dünya Savasi sonrasinda da devam etti. 1952 yilinda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani C. Bayar ile Yunanistan Kral'i 
Pavlos birbirlerinin ülkelerini ziyaret ettiler. 1953'te Yugoslavya ile birlikte Balkan Pakti'ni kurdular. Komsuluk ve dostluk iliskilerinin gelismesi, Bati 
Trakya'daki Türklerle, Istanbul'daki Rum azinligin yasamina olumlu etki yaptı.

DP, azinliklara karsi dostça, ilimli ve son derece hosgörülü yaklasti. Azinliklar içersinde özellikle RumIara karsi, Yunanistan ile iliskilerin daha da gelistirilmesi için daha fazla ilgi gösterildi. Rumlan mutlu etme adina; Heybeliada Ruhban Okulu açildi, okula Yunanistan'dan ve diger Hiristiyan ülkelerden ögrenci kabul edilmeye baslandi, belirli sayidaki ögretinenin Yunanistan'dan gelerek, Istanbul'daki Rum ögrencilere ders vermesine izin verildi. Hükümet, RumIari ve Yunanlilara karsi o kadar dikkatliydi ki; Istanbul fethinin 500. yili kutlamalarinin iptal edilmesi ve basin organlari ikaz edilerek RumIari incitici haberler yapilmamasi talep edildi2. 

Fener Patrigi, 27 Temmuz 1950'de C. Bayar ve A. Menderes'i, 1952'de Menderes' i tekrar ziyaret etti. Menderes 1953'de Patrigi, Atatürk'ün 
Anitkabir'e nakledilmesi törenine davet etti ve 1954'te Basbakan A. Menderes Cumhuriyet tarihinde ilk defa Fener Patrikhanesi'ne giderek Iade-i ziyarette 
bulundu3. Türklerle Rumlar arasinda güvene dayali iliskiler gelismeye basladi. DP Hükümetlerinin azinliklara karsi bu politikalarina, azinliklar da ayni sekilde 
olumlu yaklasarak DP iktidarini sonuna kadar desteklediler. TBMM'ye DP saflarindan pek çok milletvekili gönderdiler4. 

ADNAN MENDERES VE 6/7 EYLÜL OLAYLARI 

DP ile Rum azinlik arasinda ki sicak iliskiler, Kibris mes~lesinin sorun olarak ortaya çikisiyla sogumaya basladi. Hükümet göstermis oldugu iyi niyet 
ve jestlerini sonlandirdi ve Rumlar'a belirgin bir mesafe koyarak, degisen politikasini iyice hissettirdi. Hükümetin degisen azinlik politikasina paralel 
olarak kamuoyunda, Rumlar'a yönelik bir tepki olusmaya basladi. Özellikle basinda Kibris üzerinden Rum azinliga yönelik sadakatsizlikle baslayan 
suçlamalar, Patrik Athenagoras'in Megali Idea taraftarligindan, Kibris'taki terörün Istanbul'daki Rumlar tarafindan finanse edildigine kadar pek çok agir itham yer almaktaydi. Basinda yayinlanan hakaretler Türk halkinin Rumlar'a öfke ve tepki duymasina sebep olurken5,Kibris sorunu Türk-Yunan iliskilerinde ve ülkemizdeki Rum azinliklara karsi izlenecek politikalarda yeni bir dönem açti. 

1. Türk - Yunan İlişkileri ve Kibris 

Yunanistan, 1951'de Ingiltere' den adanin gelecegine ada halkinin karar vermesini talep etti. Istekleri karsilanmayan Yunanistan, BM nezdinde 
diplomatik girisimlerde bulundu. Özellikle 1954'ten itibaren, Yunanistan Kibris'i uluslararasi gündeme tasiyarak, Kibris'a sahip olmanin yollarini aramaya basladi. Ayni yillar Türkiye"nin, Balkanlarda Yunanistan ve Yugoslavya ile bölgesel bir ittifak kurma çabalarina tesadüf ettiginden, Türkiye Yunanistan'la iliskilerini bozmadan sorunun barisçi yollarla çözümlenmesine, yani mevcut statünün aynen korunmasina taraftardi. Fakat Yunan girisimleri de kaygi ile izlenmekteydi. Yunanistan'in Kibris politikasindan duyulan rahatsizligi Menderes, Yunan tarafini uyararak, bu durumun iliskilere yansimamasi için, "Sükunet ve itidalin bugün her zamandan daha zaruri oldugunu dost ve müttefik Yunan millet ve hükümeti tarafindan takdir" edilmesini istemekteydi6. 

Yunanistan'in BM'deki girisimleri 14 Aralik 1954'te Genel Kurul'da görüsüldü. BM'de Yunanistan'in Kibris halkina self-determinasyon hakkinin verilmesi teklifinin, adadaki huzur ve bölgedeki barisi tehlikeye düsüreceginden, gündem disi birakilmasi kararlastirildi7. Türk tarafi konunun tamamen kapandigini düsünerek, BM'nin aldigi karardan son derece memnundu. Basbakan Menderes, "Yunan resmi makamlarinin bu mesele dolayisiyla ortaya çikan hadiselerden aramizdaki dostlugun haleldar olmamasi için gayret sarf ettiklerini ve tedbirler aldiklarini belirten ifadelerini memnuniyetle kaydetmekteyiz. Bu mesele tamamiyle kapandigi için artik müttefikirniz Yunanistan ile aramizdaki dostlugun hatta gölgelenmemesine dikkat ve itina göstermek zamani gelmis bulunuyoruz. Esasen ilk günden beri itidalini muhafaza etmis ve dostluk hisleriyle ittifakimizin manevi vecibelerine riayette asla kusur etmemis bulunan Türk hükümeti, bu görüs ve inançla iki memleket münasebetlerinin yeni yeni inkisaflarina mazhar olmasi yolundaki gayretlerine samirniyet ve azimle devam eyleyecektir" dedi8. Türkiye, israrla Türk-Yunan dostlugunun zarar görecegini ileri sürerek konunun açilmamak üzere kapatilmasini istedi. 

BM'de alinan karar, adadaki RumIari ve Yunanli gençleri hiç memnun etmedi. Atina'da Ingiltere, ABD ve Türkiye konsolosluklarina saldirilar 
düzenlenerek, BM kararini protesto eden mitingler yapildi. BM' e karari sonrasinda Rumlar Kibris'taki Ingiliz yönetimine ve Türk azinliga karsi terör 
hareketi baslatarak, adaya tek basina hakim olma mücadelesini hukuk disi yollardan sürdürdü1er. Bu durum dogalolarak Türk Hükümetinin ve Türk 
milletinin tepkisini çekti. 

Kibris 'ta akan kana ve her gün tirmanan teröre çözüm bulamayan Ingiltere, Kibris'taki RumIardan iyice bunaldi. Ingiltere, Türkiye'nin de 
katilacagi bir konferansta, Yunanistan ile birlikte sorunu diplomatik yollarla çözmek için harekete geçti. Ingiltere böylece sorunun; Ingiliz yönetimiyle 
Kibrisli Rumlar arasinda olmaktan çok, aslinda Türkiye ile Yunanistan'in iki uzlasmaz taraf oldugu uluslararasi bir sorun oldugunu "kanitlamayi" bu ana 
kadar Kibris ile ilgili uluslararasi görüsmelerde konunun disinda kalan Türkiye'yi konferansa davet ederek, kendi tezlerinin konferansta kabul ettirmeyi 
amaçlamaktaydi9. 

Konferansa katilacak Türk Heyeti Londra'ya hareket etmeden önce Basbakan Menderes; Yunan dostluguna verdigi önemi özellikle vurgulayarak, 
Türkiye'nin 1955'e kadar izledigi "sogukkanli ve ihtiyatli" Kibris politikasinin özünde ve bundan sonra takip edilecek politikalarin temelinde "Türk-Yunan 
dostluguna ve ittifakina ayni kiymet ve ehemmiyeti vermek" bulundugunu belirttilo. Kibris'ta çikmis ve muhtemelen çikacak olaylar karsisinda Ingiltere'yi 
ikaz eden Menderes, Kibrisli Türklere sahip çikarak, "Silahlandirilip.is bir ekseriyet karsisinda masum, hareketsiz ve silahsiz bulunabilir. Onlarin bir an 
için dahi müdafaasiz kalacaklari manasini tazammun etmez. Bu bakimdan büyük bir endise ve heyecan içinde bulunan Kibrisli irkdaslarimizi tatmin ve 
müsterih kilmak isteriz". Londra'da adanin kaderi self-determination yapilarak belirlenmeye çalisilmasi ihtimaline de deginen Menderes, Kurtulus Savasi ve 
Bati Trakya'nin kaderinin belirlenme seklini örnek göstererek Yunan iddialarina sert çikti. Kibris'in cografi ve jeopolitik açidan Türkiye için öneminden söz 
eden Menderes, Londra'ya gidecek Türk heyetinin, "Statükonun muhafazasini asgari sart olarak müdafaa edecegini" açikladi12. 

Menderes'in konusmasi; kamuoyunda yerinde ve zamaninda bulunarak basinda olumlu ifadelerle takdir gördül2. Ana Muhalefet lideri ve CHP Genel 
Baskani i. Inönü 25 Agustos'ta; "Kibris'taki kardeslerimizin can ve mallarini tehlikeden korumak için hükümetin alacagi bütün tedbirlerde beraberiz. 
Konferansta haklarimizi korumak ve kurtarmak yolunda hükümeti bütün gayretlerimizle destekleriz" dedi13.Ülkede iktidar ve muhalefet her türlü iç 
kavgayi bir tarafa birakarak Kibris konusunda ortak hareket etmekteydi. Londra'ya ulasan Türk Heyeti önce Ingiltere Disisleri Bakaniyla bir ön 
görüsmede bulundu ve Türk Heyeti, Yunanlilara verilebilecek olasi hiçbir tavize onay vermeyeceklerini kararlilikla vurguladi. F. R. Zorlu bu görüsme ve 
Londra' daki hava hakkinda Menderes'e durumu detayli olarak sifre telgrafla bildirdi14. 

29 Agustos'ta Londra Konferansi basladi. Önce Türkiye ardindan Yunanistan bilinen görüslerini tekrarladi. Disisleri Bakani F. R. Zorlu, Ingiltere'nin Kibris'taki 
egemenliginin devamina taraftar olundugunu belirtirken 15, Yunanlilar, Kibris'ta yasayanlarin yani Rumlar'in adanin kaderini tayin etmesini talep ettiler. Her iki tarafin iddialarini dinleyen Ingiltere, adaya kontrolü altinda özerklik verilmesini teklif ettiyse de Türkiye ve Yunanistan Ingiltere'nin önerisini ret ettiler. 6 Eylül aksami Disisleri Bakani F. R. Zorlu ile tren garindan telefonla görüsen Menderes, Zorlu'nun bes yillik moratoryum yapalim teklifine kizarak, "Fatin Bey, ne söylüyorsunuz. Bu artik milletin sorunu olmustur. Istanbul yaniyor, ben ne moratoryum kabul ederim, ne baska bir sey kabul ederim. Terk edin gelin konferansi" dedi. Istanbul, Izmir ve Ankara'daki olaylar Konferansin dagitilmasina, görüsmelere son verilmesine sebep oldu16. 

2. Olaylarinin Çikişi ve Menderes 

5 Eylül 1955 gecesi Atatürk'ün evinin bulundugu bahçenin yakininda bomba patladi17. Radyo'dan saat 13.00 bülteninde Atatürk'ün Selanik'teki Dogdugu ev*  ile Türk Konsoloslugu arasinda bir bomba patladigini açiklandi 18. İstanbul Ekspres. gazetesinin* 16.00'da ikinci baskiya giderek haberi büyük puntolarla ve detaylandirarak "Atamizin Evi Bomba ile Hasara ugradi" mansetini atmasi, siyaset tarihimize " 6-7 Eylülolaylari" olarak geçen kitle hareketinin kivilcimi oldu19. 
< *Atatürk'ün Selanik'te dogdugu ev, Selanik Belediyesince Atatürk'e hediye edilmistir. C. Bayar'in istegiyle 1950'dc onarimdan geçerek, LO Kasim 1953'te  Atatürk Müzesi olarak törenle hizmete açildi. Yassiada Zabitlari, s. VIII >

Olaylarin oldugu gün dis politika ve iç politika bakimindan ilginç bir zamana denk geldi. Hükümet ekonomik sorunlarla ve parti içi muhalefetle zor günler yasarken, Kibris sorunu nedeniyle de dis politika oldukça sikintiliydi. Ayrica ayni gün de Istanbul pek çok uluslararasi kongreye ev sahipligi yapmaktaydi. Yüzlerce yerli ve yabanci gazetecinin gözleri önünde olaylar meydana geldi20. . 

Istanbul'daki ögrenci dernekleri, Kibris Türk Cemiyeti çatisi altinda, Taksim Meydaninda Yunanlilarin Selanik'teki Atatürk'ün evinin bombalamasini protesto için toplandilari. Insanlar, ellerinde bayraklar ve Atatürk posterleriyle "Kibris Tüktür Türk kalacaktir" temposu tutmaya basladilar. Taksim Meydani Cumhuriyet aniti önünde duran kalabalik, Istiklal Marsini okuyarak göndere Türk Bayragini çekti22.Sanki gizli bir el, bir anda kitleleri sokaga dökmüstü. Saat 20.30 siralarinda RumIara ait dükkanları ve evleri yikip yagmalama olaylari basladl23. Eylemde, kalabaliklar Istanbul'un farkli semtlerinde ama gayrimüslimlerin ikamet ve is çevresi olarak bilinen Sisli, Nisantasi, Beyoglu, Karaköy, Beyazit, Kumkapi ve Yedikule civarinda azinliklara ait ev, dükkfinve kiliselere dogru yöneldiler24. 

Olaylarin hazirliklari birkaç gün evvelden basladi. Insanlar, Eskisehir' den trenlerle, Istanbul'un disindan kamyonlarla Istanbul'a tasindi. Yagmacilarin 
ellerindeki sopalar bile ayni boyut ve sekildeydi. Hepsi ayni tomadan ÇikmiS gibi bir görünüme sahipti.  
RumIarin adresleri önceden tespit edildi ve olay başlamadan evvel her sokagin basinda Kibris Türktür Cemiyetinin bir görevlisi beklemekteydi. Olaylar yirmi ile otuz kisiden olusan organize olmus öncü birliklerin yönlendirmesi ile gerçeklestirildi. Bunlar aralarinda "kiskirticilar, önderler, tahripçiler" olarak siniflandinlmisti. Görevliler isaret beklemekteydi. 
İsaret gazetenin ikinci baskisini yaparak Selanik'teki asilsiz olayi duyurmakti25. Kiskirticilar Türk bayraklari yaninda Atatürk ve Bayar resimleri tasiyarak, halki 
Kibris sorununu kullanarak tahrik ediyor ve gayrimüslim antipatisini körüklüyorlardi26. 

Gayrimüslimlere yönelik, yagma ve yakma olaylari basladiginda polis güçleri olaylara duyarsiz kaldilar. Polisin bu pasif tavri; "emir biçiminde 
verilmeyen, ancak hadiselere göz yumulmasini bir prensip olarak öngören talimatin" varligina dayandinlmaktaydi. Polis gibi itfaiye teskilati da yanginlara 
müdahalede son derece agir davranmaktaydi 27. Asker 28, Polis ve Zabita kuvvetlerinin hadiseye müdahale etmemesi kalabaligi daha da cüretkar yapti29. 
Oysa Istanbul' da böyle bir olayin olmasi yetkililer tarafindan beklenmekteydi ve bir takim önlemler de daha evvelden alinmisti. 

   Kıbrıs'ta yasanabilecek olasi bir tatsiz hadiseye karsi. ülkemizde meydana gelebilecek taşkinliklara mani olmak için 28 Agustos'tan itibaren güvenlik kuvvetleri alarm durumundaydi. Istanbul'daki Emniyet güçlerine 3 Eylül'den itibaren çevre vilayetlerden takviye polisler getirildi. Hilton Oteli, Fener Patrikhanesi ve Yunanistan Konsoloslugu gibi uluslararasi prestije sahip yerler de polis tarafindan kordon altina alinarak üst düzey güvenlik saglandi. Fakat bütün bu tedbirler olay gününde yeterince basarili olamadilar. 
İstanbul'daki büyük yagma, 22.00'de askeri birliklerin harekete geçerek, Beyoglu'na girmesi ve bütün ulasim yollarim kontrol altina almasiyla yavasladi. 
Gece OO.OO'da Sikiyönetim ilan edildi. Gece 00.00-05.00 arasi sokaga çikma yasagi ilan edildi. Askeri birlikler 02.30'da Istanbul'a tamamen hakim oldular. 
6/7 Eylül olaylari sonucunda birkaç Rum öldü, 35 kisi yaralandi, 5622 bina tahrip edildi. Sadece Istanbul'da 5104 kisi tutuklandi. Beyoglu taninmaz hale 
geldi. Yagmalanmadik yer kalmadi31, 

Menderes, İstanbul'da olagan disi gelismelerin yasandigini Istanbul valisinin 16.30-17.00 arasinda kendisini aramasi sonucunda ögrendi. Menderes; 
Istanbul valisine, "Hacet hininde askeri kuvvetlere müracaat etme lüzumu sizce malUldür, tahmin ve tasavvurlarimza göre arzu ettiginiz miktarda bes kisinin 
dahi bir arada toplanmamasina sureti katiyede mümanaat edeceksiniz" diye emir verdi 32. 

Bayar ve Menderes 19.00 dolaylarinda Taksim'den geçerken toplanmakta olan kalabaligi görmüsler fakat süpheli herhangi bir durumu fark 
etmemislerde3. Bayar ve Menderes olaylarin basladigindan habersiz, Ankara'ya dönmek için Haydarpasa'dan 20.20 treni ile hareket ettiler. Menderes'e 
olaylarin tehlikeli bir boyuta ulastigi haberi, Izmit Valisi kanaliyla Izmit'te ulastirildi. Menderes askeri birliklerin basindaki komutani arayarak asayisin 
saglanmasi için gerekirse ates edilmesi emrini verde4. Menderes Sapanca'dan yaptigi telefon görüsmesiyle olaylarin kontrol altina alinamadigini ögrenince, 
derhal Istanbul'a geri döndü ve Oi.OO'da bizzat nümayisçilerin arasina katilarak olaylari engellemeye çalişti35. 

Bu olaylar gerçekleşirken Istanbul'da bulunan Içisleri Bakani N. Gedik ve Emniyet Gn. Müd. Ethem Yetkiner olaylari engelleyememis yagmacilari 
dagitamamislardi. Içisleri Bakani N. Gedik istifa ederken, İzmir Valisi, İstanbul Emniyet Genel Müdürü ve üç general görevinden alindi. Bunun yaninda pek 
çok memurun, olaylar esnasinda görevlerini ihmal ettikleri için, görev yerleri degistirildi. Kibris Türktür Cemiyeti kapatildi36.Hükümet yapmis oldugu ilk 
açiklamada, "Istanbul ve memleket esas itibariyle bir komünist tertip ve tahrikine ve agir bir darbeye maruz kalmistir"37.Hükümet ve askeri yetkililer 
olaylarin sorumlulugunu tamamen Komünistlere yüklediler. 
Mallari yagmalanan ve olaylardan zarar gören RumIara tazminatlar ödendi. 
Ayrica vergi muafiyeti, ucuz insaat malzemesi tedariki ve banka borcu olanlara kolayliklar saglandi. Menderes yardim faaliyetlerinin basarili olmasi ve 
ihtiyaç sahiplerine ulasmasi için büyük çaba gösterdi. 6/7 Eylül olayi magdurlari için Menderes, "Bütün vatandaslar bir araya gelerek çalisacagiz. 
Tahribattan iz birakmayacagiz. Manevi zararlarin telafisi için milli bir tesanüt göstermeli, sefkat elimizi uzatmali onlara kardesçe yasamak istedigimizi 
anlatmaliyiz. Mabetleri ve mektepleri süratle tamir edecegiz. Bütün magazalari kisa zaman da açacagiz"38 demistir. Cumhurbaskanin himayesinde Basvekil 
Menderes'in fahri baskanliginda önde gelen sanayicilerden olusan bir komite araciligiyla yardim kampanyasi baslatildi39.Yardim kampanyasina büyük destek 
veren Menderes, Basbakanlik adina 50.000 TL, sahsi adina da 5.000 TL yardimda bulundu40.Yardim kampanyasi sonucu 31 Aralik 1957'ye kadar 8,7 
milyon TL bagış toplandi41. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***