1 Ocak 2019 Salı

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI BÖLÜM 1

ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI, BÖLÜM 1  




Şerif DEMIR*
*Yrd. Doç. Dr. Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.

ÖZET 

6/7 Eylül olaylari. Cumhuriyet tarihinde önemli bir yer oluşturmaktadir. 

   Olayların faillerinin kim oldugu hakkında tartışmalar günümüze kadar devam etmiştir. Olaylarin sebepleri, iç ve diş bağlantılari siyasete etkileri uzun zamandır  tartişiliyor ve daha da tartişilacaga beiiziyor. 
   Dönemin iktidari DP ile Adnan Menderes. 6/7 Eylül olaylarının Neresindedir? Olaylara bakışı ve tavrı nasil olmuştur? 
   Olaylar. 
Yunanistan Selanik 'teki Alatürk 'ün evine bomba konulmasıyla başlamistir. Türk halki Atatürk 'ün evine konulan bomba üzerine sokaklara dökülmüş ve protesto 
yürüyüşleri kontrolden çıktı. Protesto kısa sürede Rumlara karşi yagma ve yakma eylemine dönüştü. 
   Olaylar  hakkında 1955-1957 yıllarında görülen  Mahkemelerde  tutuklanan bütün zanlılar berat etti. 27 Mayıs  1960 sonrası Yassı ada mahkemelerinde 6/7 Eylül olayları davası tekrar açıldı.,
   Bir dönemin yargılandıgı Yassiada 6/7 Eylül davasında, DP ve Adnan Menderes suçlu bulundu.. 


GİRİŞ 

Temelleri Atatürk ve Venizelos tarafinda atilan Türk-Yunan dostlugu, 1930'larda hizla geliserek bir ittifaka dönüstü. Her iki ülke arasindaki iyi niyete 
dayali komsuluk iliskileri II. Dünya Savasi sonrasinda da devam etti. 1952 yilinda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani C. Bayar ile Yunanistan Kral'i 
Pavlos birbirlerinin ülkelerini ziyaret ettiler. 1953'te Yugoslavya ile birlikte Balkan Pakti'ni kurdular. Komsuluk ve dostluk iliskilerinin gelismesi, Bati 
Trakya'daki Türklerle, Istanbul'daki Rum azinligin yasamina olumlu etki yaptı.

DP, azinliklara karsi dostça, ilimli ve son derece hosgörülü yaklasti. Azinliklar içersinde özellikle RumIara karsi, Yunanistan ile iliskilerin daha da gelistirilmesi için daha fazla ilgi gösterildi. Rumlan mutlu etme adina; Heybeliada Ruhban Okulu açildi, okula Yunanistan'dan ve diger Hiristiyan ülkelerden ögrenci kabul edilmeye baslandi, belirli sayidaki ögretinenin Yunanistan'dan gelerek, Istanbul'daki Rum ögrencilere ders vermesine izin verildi. Hükümet, RumIari ve Yunanlilara karsi o kadar dikkatliydi ki; Istanbul fethinin 500. yili kutlamalarinin iptal edilmesi ve basin organlari ikaz edilerek RumIari incitici haberler yapilmamasi talep edildi2. 

Fener Patrigi, 27 Temmuz 1950'de C. Bayar ve A. Menderes'i, 1952'de Menderes' i tekrar ziyaret etti. Menderes 1953'de Patrigi, Atatürk'ün 
Anitkabir'e nakledilmesi törenine davet etti ve 1954'te Basbakan A. Menderes Cumhuriyet tarihinde ilk defa Fener Patrikhanesi'ne giderek Iade-i ziyarette 
bulundu3. Türklerle Rumlar arasinda güvene dayali iliskiler gelismeye basladi. DP Hükümetlerinin azinliklara karsi bu politikalarina, azinliklar da ayni sekilde 
olumlu yaklasarak DP iktidarini sonuna kadar desteklediler. TBMM'ye DP saflarindan pek çok milletvekili gönderdiler4. 

ADNAN MENDERES VE 6/7 EYLÜL OLAYLARI 

DP ile Rum azinlik arasinda ki sicak iliskiler, Kibris mes~lesinin sorun olarak ortaya çikisiyla sogumaya basladi. Hükümet göstermis oldugu iyi niyet 
ve jestlerini sonlandirdi ve Rumlar'a belirgin bir mesafe koyarak, degisen politikasini iyice hissettirdi. Hükümetin degisen azinlik politikasina paralel 
olarak kamuoyunda, Rumlar'a yönelik bir tepki olusmaya basladi. Özellikle basinda Kibris üzerinden Rum azinliga yönelik sadakatsizlikle baslayan 
suçlamalar, Patrik Athenagoras'in Megali Idea taraftarligindan, Kibris'taki terörün Istanbul'daki Rumlar tarafindan finanse edildigine kadar pek çok agir itham yer almaktaydi. Basinda yayinlanan hakaretler Türk halkinin Rumlar'a öfke ve tepki duymasina sebep olurken5,Kibris sorunu Türk-Yunan iliskilerinde ve ülkemizdeki Rum azinliklara karsi izlenecek politikalarda yeni bir dönem açti. 

1. Türk - Yunan İlişkileri ve Kibris 

Yunanistan, 1951'de Ingiltere' den adanin gelecegine ada halkinin karar vermesini talep etti. Istekleri karsilanmayan Yunanistan, BM nezdinde 
diplomatik girisimlerde bulundu. Özellikle 1954'ten itibaren, Yunanistan Kibris'i uluslararasi gündeme tasiyarak, Kibris'a sahip olmanin yollarini aramaya basladi. Ayni yillar Türkiye"nin, Balkanlarda Yunanistan ve Yugoslavya ile bölgesel bir ittifak kurma çabalarina tesadüf ettiginden, Türkiye Yunanistan'la iliskilerini bozmadan sorunun barisçi yollarla çözümlenmesine, yani mevcut statünün aynen korunmasina taraftardi. Fakat Yunan girisimleri de kaygi ile izlenmekteydi. Yunanistan'in Kibris politikasindan duyulan rahatsizligi Menderes, Yunan tarafini uyararak, bu durumun iliskilere yansimamasi için, "Sükunet ve itidalin bugün her zamandan daha zaruri oldugunu dost ve müttefik Yunan millet ve hükümeti tarafindan takdir" edilmesini istemekteydi6. 

Yunanistan'in BM'deki girisimleri 14 Aralik 1954'te Genel Kurul'da görüsüldü. BM'de Yunanistan'in Kibris halkina self-determinasyon hakkinin verilmesi teklifinin, adadaki huzur ve bölgedeki barisi tehlikeye düsüreceginden, gündem disi birakilmasi kararlastirildi7. Türk tarafi konunun tamamen kapandigini düsünerek, BM'nin aldigi karardan son derece memnundu. Basbakan Menderes, "Yunan resmi makamlarinin bu mesele dolayisiyla ortaya çikan hadiselerden aramizdaki dostlugun haleldar olmamasi için gayret sarf ettiklerini ve tedbirler aldiklarini belirten ifadelerini memnuniyetle kaydetmekteyiz. Bu mesele tamamiyle kapandigi için artik müttefikirniz Yunanistan ile aramizdaki dostlugun hatta gölgelenmemesine dikkat ve itina göstermek zamani gelmis bulunuyoruz. Esasen ilk günden beri itidalini muhafaza etmis ve dostluk hisleriyle ittifakimizin manevi vecibelerine riayette asla kusur etmemis bulunan Türk hükümeti, bu görüs ve inançla iki memleket münasebetlerinin yeni yeni inkisaflarina mazhar olmasi yolundaki gayretlerine samirniyet ve azimle devam eyleyecektir" dedi8. Türkiye, israrla Türk-Yunan dostlugunun zarar görecegini ileri sürerek konunun açilmamak üzere kapatilmasini istedi. 

BM'de alinan karar, adadaki RumIari ve Yunanli gençleri hiç memnun etmedi. Atina'da Ingiltere, ABD ve Türkiye konsolosluklarina saldirilar 
düzenlenerek, BM kararini protesto eden mitingler yapildi. BM' e karari sonrasinda Rumlar Kibris'taki Ingiliz yönetimine ve Türk azinliga karsi terör 
hareketi baslatarak, adaya tek basina hakim olma mücadelesini hukuk disi yollardan sürdürdü1er. Bu durum dogalolarak Türk Hükümetinin ve Türk 
milletinin tepkisini çekti. 

Kibris 'ta akan kana ve her gün tirmanan teröre çözüm bulamayan Ingiltere, Kibris'taki RumIardan iyice bunaldi. Ingiltere, Türkiye'nin de 
katilacagi bir konferansta, Yunanistan ile birlikte sorunu diplomatik yollarla çözmek için harekete geçti. Ingiltere böylece sorunun; Ingiliz yönetimiyle 
Kibrisli Rumlar arasinda olmaktan çok, aslinda Türkiye ile Yunanistan'in iki uzlasmaz taraf oldugu uluslararasi bir sorun oldugunu "kanitlamayi" bu ana 
kadar Kibris ile ilgili uluslararasi görüsmelerde konunun disinda kalan Türkiye'yi konferansa davet ederek, kendi tezlerinin konferansta kabul ettirmeyi 
amaçlamaktaydi9. 

Konferansa katilacak Türk Heyeti Londra'ya hareket etmeden önce Basbakan Menderes; Yunan dostluguna verdigi önemi özellikle vurgulayarak, 
Türkiye'nin 1955'e kadar izledigi "sogukkanli ve ihtiyatli" Kibris politikasinin özünde ve bundan sonra takip edilecek politikalarin temelinde "Türk-Yunan 
dostluguna ve ittifakina ayni kiymet ve ehemmiyeti vermek" bulundugunu belirttilo. Kibris'ta çikmis ve muhtemelen çikacak olaylar karsisinda Ingiltere'yi 
ikaz eden Menderes, Kibrisli Türklere sahip çikarak, "Silahlandirilip.is bir ekseriyet karsisinda masum, hareketsiz ve silahsiz bulunabilir. Onlarin bir an 
için dahi müdafaasiz kalacaklari manasini tazammun etmez. Bu bakimdan büyük bir endise ve heyecan içinde bulunan Kibrisli irkdaslarimizi tatmin ve 
müsterih kilmak isteriz". Londra'da adanin kaderi self-determination yapilarak belirlenmeye çalisilmasi ihtimaline de deginen Menderes, Kurtulus Savasi ve 
Bati Trakya'nin kaderinin belirlenme seklini örnek göstererek Yunan iddialarina sert çikti. Kibris'in cografi ve jeopolitik açidan Türkiye için öneminden söz 
eden Menderes, Londra'ya gidecek Türk heyetinin, "Statükonun muhafazasini asgari sart olarak müdafaa edecegini" açikladi12. 

Menderes'in konusmasi; kamuoyunda yerinde ve zamaninda bulunarak basinda olumlu ifadelerle takdir gördül2. Ana Muhalefet lideri ve CHP Genel 
Baskani i. Inönü 25 Agustos'ta; "Kibris'taki kardeslerimizin can ve mallarini tehlikeden korumak için hükümetin alacagi bütün tedbirlerde beraberiz. 
Konferansta haklarimizi korumak ve kurtarmak yolunda hükümeti bütün gayretlerimizle destekleriz" dedi13.Ülkede iktidar ve muhalefet her türlü iç 
kavgayi bir tarafa birakarak Kibris konusunda ortak hareket etmekteydi. Londra'ya ulasan Türk Heyeti önce Ingiltere Disisleri Bakaniyla bir ön 
görüsmede bulundu ve Türk Heyeti, Yunanlilara verilebilecek olasi hiçbir tavize onay vermeyeceklerini kararlilikla vurguladi. F. R. Zorlu bu görüsme ve 
Londra' daki hava hakkinda Menderes'e durumu detayli olarak sifre telgrafla bildirdi14. 

29 Agustos'ta Londra Konferansi basladi. Önce Türkiye ardindan Yunanistan bilinen görüslerini tekrarladi. Disisleri Bakani F. R. Zorlu, Ingiltere'nin Kibris'taki 
egemenliginin devamina taraftar olundugunu belirtirken 15, Yunanlilar, Kibris'ta yasayanlarin yani Rumlar'in adanin kaderini tayin etmesini talep ettiler. Her iki tarafin iddialarini dinleyen Ingiltere, adaya kontrolü altinda özerklik verilmesini teklif ettiyse de Türkiye ve Yunanistan Ingiltere'nin önerisini ret ettiler. 6 Eylül aksami Disisleri Bakani F. R. Zorlu ile tren garindan telefonla görüsen Menderes, Zorlu'nun bes yillik moratoryum yapalim teklifine kizarak, "Fatin Bey, ne söylüyorsunuz. Bu artik milletin sorunu olmustur. Istanbul yaniyor, ben ne moratoryum kabul ederim, ne baska bir sey kabul ederim. Terk edin gelin konferansi" dedi. Istanbul, Izmir ve Ankara'daki olaylar Konferansin dagitilmasina, görüsmelere son verilmesine sebep oldu16. 

2. Olaylarinin Çikişi ve Menderes 

5 Eylül 1955 gecesi Atatürk'ün evinin bulundugu bahçenin yakininda bomba patladi17. Radyo'dan saat 13.00 bülteninde Atatürk'ün Selanik'teki Dogdugu ev*  ile Türk Konsoloslugu arasinda bir bomba patladigini açiklandi 18. İstanbul Ekspres. gazetesinin* 16.00'da ikinci baskiya giderek haberi büyük puntolarla ve detaylandirarak "Atamizin Evi Bomba ile Hasara ugradi" mansetini atmasi, siyaset tarihimize " 6-7 Eylülolaylari" olarak geçen kitle hareketinin kivilcimi oldu19. 
< *Atatürk'ün Selanik'te dogdugu ev, Selanik Belediyesince Atatürk'e hediye edilmistir. C. Bayar'in istegiyle 1950'dc onarimdan geçerek, LO Kasim 1953'te  Atatürk Müzesi olarak törenle hizmete açildi. Yassiada Zabitlari, s. VIII >

Olaylarin oldugu gün dis politika ve iç politika bakimindan ilginç bir zamana denk geldi. Hükümet ekonomik sorunlarla ve parti içi muhalefetle zor günler yasarken, Kibris sorunu nedeniyle de dis politika oldukça sikintiliydi. Ayrica ayni gün de Istanbul pek çok uluslararasi kongreye ev sahipligi yapmaktaydi. Yüzlerce yerli ve yabanci gazetecinin gözleri önünde olaylar meydana geldi20. . 

Istanbul'daki ögrenci dernekleri, Kibris Türk Cemiyeti çatisi altinda, Taksim Meydaninda Yunanlilarin Selanik'teki Atatürk'ün evinin bombalamasini protesto için toplandilari. Insanlar, ellerinde bayraklar ve Atatürk posterleriyle "Kibris Tüktür Türk kalacaktir" temposu tutmaya basladilar. Taksim Meydani Cumhuriyet aniti önünde duran kalabalik, Istiklal Marsini okuyarak göndere Türk Bayragini çekti22.Sanki gizli bir el, bir anda kitleleri sokaga dökmüstü. Saat 20.30 siralarinda RumIara ait dükkanları ve evleri yikip yagmalama olaylari basladl23. Eylemde, kalabaliklar Istanbul'un farkli semtlerinde ama gayrimüslimlerin ikamet ve is çevresi olarak bilinen Sisli, Nisantasi, Beyoglu, Karaköy, Beyazit, Kumkapi ve Yedikule civarinda azinliklara ait ev, dükkfinve kiliselere dogru yöneldiler24. 

Olaylarin hazirliklari birkaç gün evvelden basladi. Insanlar, Eskisehir' den trenlerle, Istanbul'un disindan kamyonlarla Istanbul'a tasindi. Yagmacilarin 
ellerindeki sopalar bile ayni boyut ve sekildeydi. Hepsi ayni tomadan ÇikmiS gibi bir görünüme sahipti.  
RumIarin adresleri önceden tespit edildi ve olay başlamadan evvel her sokagin basinda Kibris Türktür Cemiyetinin bir görevlisi beklemekteydi. Olaylar yirmi ile otuz kisiden olusan organize olmus öncü birliklerin yönlendirmesi ile gerçeklestirildi. Bunlar aralarinda "kiskirticilar, önderler, tahripçiler" olarak siniflandinlmisti. Görevliler isaret beklemekteydi. 
İsaret gazetenin ikinci baskisini yaparak Selanik'teki asilsiz olayi duyurmakti25. Kiskirticilar Türk bayraklari yaninda Atatürk ve Bayar resimleri tasiyarak, halki 
Kibris sorununu kullanarak tahrik ediyor ve gayrimüslim antipatisini körüklüyorlardi26. 

Gayrimüslimlere yönelik, yagma ve yakma olaylari basladiginda polis güçleri olaylara duyarsiz kaldilar. Polisin bu pasif tavri; "emir biçiminde 
verilmeyen, ancak hadiselere göz yumulmasini bir prensip olarak öngören talimatin" varligina dayandinlmaktaydi. Polis gibi itfaiye teskilati da yanginlara 
müdahalede son derece agir davranmaktaydi 27. Asker 28, Polis ve Zabita kuvvetlerinin hadiseye müdahale etmemesi kalabaligi daha da cüretkar yapti29. 
Oysa Istanbul' da böyle bir olayin olmasi yetkililer tarafindan beklenmekteydi ve bir takim önlemler de daha evvelden alinmisti. 

   Kıbrıs'ta yasanabilecek olasi bir tatsiz hadiseye karsi. ülkemizde meydana gelebilecek taşkinliklara mani olmak için 28 Agustos'tan itibaren güvenlik kuvvetleri alarm durumundaydi. Istanbul'daki Emniyet güçlerine 3 Eylül'den itibaren çevre vilayetlerden takviye polisler getirildi. Hilton Oteli, Fener Patrikhanesi ve Yunanistan Konsoloslugu gibi uluslararasi prestije sahip yerler de polis tarafindan kordon altina alinarak üst düzey güvenlik saglandi. Fakat bütün bu tedbirler olay gününde yeterince basarili olamadilar. 
İstanbul'daki büyük yagma, 22.00'de askeri birliklerin harekete geçerek, Beyoglu'na girmesi ve bütün ulasim yollarim kontrol altina almasiyla yavasladi. 
Gece OO.OO'da Sikiyönetim ilan edildi. Gece 00.00-05.00 arasi sokaga çikma yasagi ilan edildi. Askeri birlikler 02.30'da Istanbul'a tamamen hakim oldular. 
6/7 Eylül olaylari sonucunda birkaç Rum öldü, 35 kisi yaralandi, 5622 bina tahrip edildi. Sadece Istanbul'da 5104 kisi tutuklandi. Beyoglu taninmaz hale 
geldi. Yagmalanmadik yer kalmadi31, 

Menderes, İstanbul'da olagan disi gelismelerin yasandigini Istanbul valisinin 16.30-17.00 arasinda kendisini aramasi sonucunda ögrendi. Menderes; 
Istanbul valisine, "Hacet hininde askeri kuvvetlere müracaat etme lüzumu sizce malUldür, tahmin ve tasavvurlarimza göre arzu ettiginiz miktarda bes kisinin 
dahi bir arada toplanmamasina sureti katiyede mümanaat edeceksiniz" diye emir verdi 32. 

Bayar ve Menderes 19.00 dolaylarinda Taksim'den geçerken toplanmakta olan kalabaligi görmüsler fakat süpheli herhangi bir durumu fark 
etmemislerde3. Bayar ve Menderes olaylarin basladigindan habersiz, Ankara'ya dönmek için Haydarpasa'dan 20.20 treni ile hareket ettiler. Menderes'e 
olaylarin tehlikeli bir boyuta ulastigi haberi, Izmit Valisi kanaliyla Izmit'te ulastirildi. Menderes askeri birliklerin basindaki komutani arayarak asayisin 
saglanmasi için gerekirse ates edilmesi emrini verde4. Menderes Sapanca'dan yaptigi telefon görüsmesiyle olaylarin kontrol altina alinamadigini ögrenince, 
derhal Istanbul'a geri döndü ve Oi.OO'da bizzat nümayisçilerin arasina katilarak olaylari engellemeye çalişti35. 

Bu olaylar gerçekleşirken Istanbul'da bulunan Içisleri Bakani N. Gedik ve Emniyet Gn. Müd. Ethem Yetkiner olaylari engelleyememis yagmacilari 
dagitamamislardi. Içisleri Bakani N. Gedik istifa ederken, İzmir Valisi, İstanbul Emniyet Genel Müdürü ve üç general görevinden alindi. Bunun yaninda pek 
çok memurun, olaylar esnasinda görevlerini ihmal ettikleri için, görev yerleri degistirildi. Kibris Türktür Cemiyeti kapatildi36.Hükümet yapmis oldugu ilk 
açiklamada, "Istanbul ve memleket esas itibariyle bir komünist tertip ve tahrikine ve agir bir darbeye maruz kalmistir"37.Hükümet ve askeri yetkililer 
olaylarin sorumlulugunu tamamen Komünistlere yüklediler. 
Mallari yagmalanan ve olaylardan zarar gören RumIara tazminatlar ödendi. 
Ayrica vergi muafiyeti, ucuz insaat malzemesi tedariki ve banka borcu olanlara kolayliklar saglandi. Menderes yardim faaliyetlerinin basarili olmasi ve 
ihtiyaç sahiplerine ulasmasi için büyük çaba gösterdi. 6/7 Eylül olayi magdurlari için Menderes, "Bütün vatandaslar bir araya gelerek çalisacagiz. 
Tahribattan iz birakmayacagiz. Manevi zararlarin telafisi için milli bir tesanüt göstermeli, sefkat elimizi uzatmali onlara kardesçe yasamak istedigimizi 
anlatmaliyiz. Mabetleri ve mektepleri süratle tamir edecegiz. Bütün magazalari kisa zaman da açacagiz"38 demistir. Cumhurbaskanin himayesinde Basvekil 
Menderes'in fahri baskanliginda önde gelen sanayicilerden olusan bir komite araciligiyla yardim kampanyasi baslatildi39.Yardim kampanyasina büyük destek 
veren Menderes, Basbakanlik adina 50.000 TL, sahsi adina da 5.000 TL yardimda bulundu40.Yardim kampanyasi sonucu 31 Aralik 1957'ye kadar 8,7 
milyon TL bagış toplandi41. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder