ADNAN MENDERES VE 6 - 7 EYLÜL OLAYLARI BÖLÜM 2
3. Olaylarin Iç Politikaya Etkisi
9 Eylül'de Cumhurbaskanı Bayar, TBMM'yi 12 Eylül'de acele konuyu görüsmek üzere toplantiya çagirdi42. 11 Eylül aksami Çankaya köskünde toplanan DP kurmaylari, olaylari önce kendi aralarinda müzakere ederek DP Meclis Grubunda ve TBMM'de izlenecek stratejiyi belirlemeye çalistilar. 12 Eylül saat 10.00'da toplanan DP Meclis Grubu, 6/7 EylülOlaylarini görüsmek üzere bir araya geldi.
Basbakan Menderes uzun bir konusma yaparak DP'li milletvekillerinin sorularini yanitladi. Menderes 6/7 Eylülolaylarinin detaylarini veya olaylara yönelik alinacak tedbirleri konusmaktan ziyade daha evvel Hükümetin almis oldugu örfi idare kararinin, DP grubunca tasdik ve tasvip edilmesini istedi.
Menderes, "Kibris meselesinden dogan bir milli galeyanin ortaya koydugu birtakim tahribattan ibaret degildir. Katiyetle ifade ediyorum ki, sekilleriyle
hazirlanmis olan büyük bir komünist darbesinin karsisinda bulunmaktayiz. ( ) Müsait olan zemini fevkalade üstadane maharetle ve sogukkanlilikla istismar
eden komünistler birer milli felaket diyebilecegimiz fevkalade agir bir vaziyet vucuda getirmislerdir" diyerek, olaylarin müsebbibi olarak israrla
"Komünistleri" göstermekteydi. Hatta Menderes; "Dünya koministleri faaliyetlerini Türkiye üzerinde tekasüf ettirmistir. Türkiye'yi en cazip bir hedef
olarak ele almislardir. Çünkü zemini müsait görmektedirler. Takip ettikleri umumi politika bakimindan takip ettikleri usul de Türkiye'yi mutlaka bir
kargasaliga maruz birakmaktir". Olaylarin tekrarlanmamasi için Menderes'te kendinden emin, "akla gelecek, hatta gelmeyecek bütün tedbirler alinmishr ve
alinmaktadir" dedi. Menderes milletvekillerinin israrli sorularina karsi, "Ben meselenin burada kapanmasini ve daha ileri gidilmemesini rica edecegim. Milli
menfaatlere uygun degildir" dedi. Menderes ayrinhlara girmekten özellikle kaçinarak, sikiyönetimin grupça tasdikini istedi.
DP'li Milletvekillerinin israrli sorularinin devam etmesi karsisinda Menderes, olaylar hakkinda bir takim bilgiler vermeye mecbur kaldi.
Menderes olaylardan sorumlu gördügü komünistleri suçlamasinin sebeplerini açikladi.
Ona göre; "Selanik'te bombayi patlatan menhus ve mesum el Istanbul hadisesini ika eden elin ta kendisiydi". Olaylarin baslamasindaki zamanlamaya dikkat çeken Menderes, "Bugün Istanbul' da muhtelif memleketlerin 38 Maliye vekili bulunmaktadir. Bunlarin meyaninda birçok eski Basbakanlar mevcuttur.
Amerikan Heyeti büyük bir adettedir. O bomba gününde patlatilmiştır. Bizi kendi fikirlerince dünya nazarinda rüsva edecek, bizi garptan koparıp müdafaasız birakacak ve kolayca elde edilebilir bir sikar haline götürecek zalim darbe tam zamanim seçmek suretiyle bize havale edilmis bulunuyor".
Ayrıca Menderes;
"Sadece kiliselerin tahribine büyük ehemmiyet ve dikkat atfedilmis olmasi ve hatta ölülerin kemiklerinin muhkem mermerler altinda sökülüp ortaya
çikarilip hakarete maruz birakilmasi keyfiyeti, damgasi üstünde komünist eseri oldugunu apaçik ifade etmektedir". Olaylari "Milli felaket" olarak tainmlayan
Menderes, "Böyle bir seni eser Türk milletinin mali olamaz. Bu gibi hareketler milli heyecanin galeyani neticesi olarak kabul edilemez. Bunu Türk gençligine
dahi atfetmek gayrimümkündür" dedi. Olaylar esnasinda görevini yapmayan memurlar hakkinda amire itaatsizlikten dava açilmasini da elestiren Menderes,
olaylarin siradan olmadigini ve ortada "bir ayaklanma" bulundugunu iddia etmekteydi43.Hükümetin talep ettigi örfi idarenin onaylanmasi ve uzatilmasi
istegi grup tarafindan kabul edildi. DP grup toplantisindan istedigi destegi kolay alan Menderes, TBMM Genel Kuruluna rahat girdi.
12 Eylül 15.00'da toplanan TBMM'nin gündeminde, "İstanbul, İzmir ve Ankara vilayetlerinde Örfi Idare ilanina dair Başvekalet tezkiresi" vardi. Ne
olup bittiginin farkina varamayan muhalefet, hükümetten meclisi bilgilendirmesini talep etti. Muhalefet adina ilk konusmayi yapan CHP Genel
baskani İsmet İnönü; "Hadisenin her tarafi karanliktir. Bu kadar tertipli ve teçhizatli bir tecavüz ne vakitten beri, nasil hazirlanmistir?" dedi. İstanbul, Ankara ve Izmir gibi merkezf yerlerde bu kadar büyük olaylarin olmasina anlam veremeyen İnönü "6/7 Eylül faciasinin" bir an önce aydinlatilmasini.talep etti44.
Muhalefetin istek ve elestirilerine karsi basbakan yardimcisi Fuat Köprülü, "Bu hadiseden Hükümet evvelce haberdardi. Ona göre bazi tertibat da almisti. Fakat
bu hadisenin günü ve saati muayyen degildi ve bu bütün gayretlere ragmen adeta bir baskin seklinde her tarafta birden tecelli etmistir" dedi45.Olaylarin faili
olarak, "Komünist unsurlar hadiseyi evvelce tertipledikleri gibi sevki idareyi ele geçirmislerdi. Zemini aylar ve aylarca evvel hazirlamis olmasalardi böyle bir
hadise vukua gelmezdi" dedi. Köprülü konusmasinin devaminda Türk dis politikasindan, olaylarin olus sekline kadar pek çok detayda komünistlerin
neden böyle bir hadiseyi gerçeklestirmeye çalistiginin izahini yapti 46.
Menderes sikiyönetim için Meclis'ten yetki istedi. Menderes, "Hadisenin sebepleri üzerinde fazla durmanin ve tedbirler üzerinde konusmanin, alacagimiz
tedbirleri ifsa etmek ve hakikatleri tebellür ve tenevvür etmeden hükme baglamak gibi mahsurlari vardir" dedi. Bunun için konunun ileride
görüsülmesini ve Hükümetin talep ettigi sikiyönetim kanunun kabul edilmesini istedi47.TBMM Hükümetin örfi idarenin tasdikini ve alti ay süreyle Istanbul,
Ankara ve Izmir'de devam etmesine yönelik istegini kabul ederek onayladi.
Menderes konunun görüsülmek üzere Meclisten örfi idare talebinde bulunmustu. Fakat üzerinden aylar geçtigi halde gerçek suçlular açiklanamadigi
gibi, kamuoyunu ikna edecek bilgilendirmeler de yapilamamaktaydi. CHP Genel Baskani i. Inönü, iV. Menderes Hükümetinin güven oylamasi
görüsmelerinde 6/7 Eylülolaylarini tekrar gündeme getirdi. Inönü, olaylarin üzerinden üç ay geçtigi halde hükümetin kamuoyunu tatmin edecek açiklamalari yapmaniasini elestirerek, Hükümetin daha evvel haberdar oldugunu açikladigi olaylari neden engellemedigini israrla sormaktaydi. Olaylarin hazirlanisi ve baslangicinin hükümetin bilgisi dahilinde oldugunu fakat zamanla hükümetin kontrolü kaybederek, olaylarin bu hale gelmesine neden oldugunu iddia eden Inönü; "6/7 Eylül vukuatindan vahim bir surette mesul olan Bay Adnan Menderes'in Hükümetin basindan ayrilmasi lazimdir" dedi. Inönü'nün bu
iddialarina tepki gösteren Menderes oturdugu yerden Inönü'ye "Hepsi yalan!" diye bagirdi48.Inönü'nün konusmasini üzülerek dinledigini belirten Menderes
6/7 EylülOlaylari ve hükümete yönelik elestiriler hakkinda "Tertiplenmis nümayisler devri çoktan geçmistir. Mazide dahi olsa; ben her hangi bir Türk
Hükümetinin böylesine tedbirlere girisebilecegine ihtimal vermiyorum... Ve hiçbir delile, hiçbir akli ve mantiki esasa istinat etmeyen bu iddialari ve sayialari
hatta nefretle telakki etmekteyim" dedi. Menderes'i üzen, Inönü gibi Devlet Baskanligi ve Basbakanlik yapmis bir zatin böyle bir elim olayin T.C.
Basbakaninin yapabilecegine ihtimal vermesiydi49.Menderes, olaylarin failleri hakkinda hiçbir açiklama yapmazken, muhalefetin ima yollu da olsa hükümete
yönelik elestirilerine sert tepki göstermekteydi.
26 Aralik 1955'te muhalefet, TBMM'ye Basbakan A. Menderes ile Içisleri Bakani N. Gedik için 6/7 Eylülolaylarinda hakkinda tahkikat açilmasi için önerge verdi. Muhalefet olaylardan hükümeti sorumlu tutmaktaydi.
Menderes'de muhalefeti ve kamuoyunu, olaylarda Hükümetin dahli olmadigina ikna etmekte güçlük çekmekteydi. Çünkü Komünist oldugu iddiasiyla dava
açilan kisiler, olaylarla bagi olmadigi anlasildigi için serbest birakildilar.
13 Ocak 1956'da 6/7 Eylül hadiseleri dolayisiyla Basbakan Menderes ve eski Içisleri Bakani N. Gedik hakkinda verilen tahkikat önergesi TBMM'de
görüsülmeye baslandi. Menderes tahkikat tezkeresinin hiçbir delil ileri süremedigini, olaylarin oldugu Istanbul'da bulunmasinin görevi geregi ve
tamamen tesadüf oldugunu ifade ettiso. Mecliste muhalefet milletvekillerinin israrla "Basvekilden süphe ediyoruz" seklindeki satasmalarina sinirlenen
Menderes, "Huzurunuzda bütün vazifelerini yapmis bir insanin vicdan huzuru ile konusmaktayim. Hiçbir seyden korkum yoktur. Hususiyle Istanbul hadiseleri
hakkinda söyleyeceklerim, bu gün degil yarin kati konusmalar sirasi geldigi zaman dolayisiyla kimlerin manen bu islerden mesul oldugunu söylemek
imkanini mutlaka bulacagim"sl dedi. Muhalefetin sert elestirilerinden bunalan Menderes, "Bütün unsur ve meseleleriyle 6-7 Eylül hadiseleri uzun bir hazirlik
neticesidir, biz bunun bir tertip eseri oldugunu ifade suretiyle belirtmis bulunuyoruz. Simdi deniyor ki: Ekipler ayri ayri saatte, Istanbul'un her
tarafinda görülüyor, aletleri var ellerinde, harekete geçiyorlar, polis emir almistir, müdahale etmiyor, ordu emir almistir, harekete geçmiyor, hatta o kadar ki, Izmir' de de ayni saatte baslamistir. ( ) Hadise ile irtibat ve alakamizi milyonda bir ihtimalle de olsa tespit etmeye imkan bulurlarsa her türlü cezayi
kendimize tertibe kendimiz raziyiz. Yalandir arkadaslar. Yalandir, yalandir, yalan söylüyorlar" dedi. Tutuklanan kisilerin ifadelerine bakildiginda
Hükümetin hiçbir sekilde ilgisinin olmadiginin anlasilacagini söyleyen Menderes askerin neden müdahale etmedigine bir anlam veremeyerek,
"Basvekil olarak ne. yapacaktim. Gidip bölügün basina mi geçecektim?
Sonra kim bilir, yüz binler harekete geçecek bizim düsmani karsilayabilecek derecede kuvvetli bir ordumuz Istanbul ve civarinda mevcut iken elbette bir hadisenin zuhur etmesi esasen aklen müstabat idi. Kaldi ki, o ordu harekete geçmek için de kuvvetlerinden bir miktarini tefrik etmek suretiyle haberdar edilmis" oldugunu söyledi. Muhalefet milletvekillerinin sahsi satasmasina iyice sinirlenen Menderes; "Adnan Menderes eger Adnan Menderes olsaydi, Adnan
Menderes eger Basvekil olmamis bulunsaydi, eger Adnan Menderes Hükümet Reisi olarak Türk Hükümetini temsil etmiyor olsaydi, Adnan Menderes açin
tahkikati bakayim, nasil haibü basir olacaksiniz derdi ve hissiyatinin icabina göre hareket ederaL. Fakat ben, mücerret Adnan Menderes degilim ve size
beklediginiz firsati avucunuzu yalayin, katiyen vermeyecegini" belirtti. Mecliste son derece gergin geçen görüsmeler sonucunda muhalefetin talep ettigi tahkikat önergesi ret edildi52.
28 Subat 1956'de Hükümetin Meclise gönderdigi "6/7 Eylül tarihinde Istanbul ve Izmir' de vuku bulan hadiselerde zarar görenlerin zararlarinin
ödenmesi" hakkindaki kanun layihasi'nin görüsmelerine baslandi. Muhalefet milletvekilleri hükümetin görevini yerine getiremediginden olaylarin bu kadar
büyümesinden sorumlu oldugunu iddia ettiler ve Hükümet ile Menderes'in sahsina yönelik elestirilerde bulundular. Her firsatta 6/7 Eylülolaylari sebebiyle
Hükümetinin elestirilmesine tepki gösteren Menderes hiçbir delilolmadan hükümetinin elestirilmesi karsisinda "memleketin menfaatleriyle kabili telif
olmaz" dedi. Muhalefetin olaylarla ilgili Hükümete yönelik iddialarina karsin Menderes, "Bu ithamin altinda bulundurmus olduklari insanlarin yüzde 100,
yüzde 1000 ithamlarla, bu kötü isnatlada zulüm yapmakta olduklarini kendilerine hatirlatmak isterim" dedi. Yargiya intikal etmis bir konunun siyasi
nedenlerle gündeme getirilerek, hükümetin elestirildigini söyleyen Menderes, "Uzaktan yakindan Hükümete mensup olan herhangi bir sahsin zerre kadar
ilgisi oldugu hükmünü verdirecek bir tek delil bile mevcut olacak olursa, Hükümet olarak Hükümetten istifa degil, insanliktan istifa etmeye haziriz.
Ayiptir arkadaslar, yeter artik! ... Biz yalniz Hükümetimiz, yalniz iktidarimiz için degil bundan sonra gelecek Türk Hükümetleri aleyhine en küçük bir iltibas
basil etmeyecek tarzda vicdani hareket etmeye azmetmis insanlariz, vicdanlarimizin emri sadece bundan ibarettir. Bunlari söyleyenler hiçbir zaman
davalarini ispat edemeyeceklerdir. Ondan sonra zulüm yapmis olmakla kalacaklardir.. ." dedi53. CHP Genel Baskani i. Inönü'nün Menderes' e cevap
vermek için kürsüye çikma talebi DP'li Meclis Baskani tarafindan ret edildi.
Fakat muhalefet milletvekilleri, Menderes ve Hükümete yönelik elestirilerine devam ettiler. Görüsmeler neticesinde Hükümetin talep ettigi 6/7 Eylül
Olaylarindan magdur olanlara, 60 milyon liralik yardim tahsisat 6684 sayili kanunla kabul edildi.
Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde, Hükümet 6/7 Eylül olaylarinin failleri hakkinda bir açiklama yapamamist!. 6/7 Eylül Hadiseleri nedeniyle tutuklananlar hakkinda açilan davalar beraatla sonuçlandi54.Istanbul, Ankara ve Izmir gibi sehirlerde bu çapta bir olayin gerçek failleri bulunamadi.
Hükümetin Komünistleri suçlayan beyanatlari seyreklesti ve zamanla bu iddiadan tamamen vazgeçildiSS.Üzerinden bir yildan fazla süre geçtigi halde,
Hükümetin kamuoyunu tatmin edici açiklama yapamamasi, muhalefet ve basinda hükümete yönelik süphelerin artmasina ve elestirilerin yogunlasmasina
sebep oldu.
Kamuoyu gibi DP'li milletvekilleri de olaylarin kimler tarafindan düzenlendigini merak etmekteydi. DP Meclis Grup toplantisinda Menderes'e, hadisenin gerçek failinin kim oldugu soruldu. Hükümetin ilk günlerde olaylardan Komünistleri sorumlu tutarken, hala faillerin açiklanmamis olmasindan kaynaklanan süphenin Menderes tarafindan giderilmesi istendi.
Menderes oldukça zor durumda kalmisti kamuoyu baskisinin üzerine kendi partisi de bir açiklama beklemekteydi. Basbakan, "Istihbarat vasitalarimizIa
vasil bulundugumuz neticeleri kisaca arz etmek isterim. Bir defa memleketimiz de bu çapta genis bir hareketin degil küçük bir hareket dahi komünist tertibi olarak çikarilmasi gayri mümkündür. Komünistlerin bizim memleketimizde ciddi bir takibe maruz bulunduguna Yüksek Grubunuzun itimat buyunnasini temenni ederim" dedi. Böyle büyük olaylarin Komünistlerin tarafindan neden çikarilamayacagini gerekçesini Menderes, DP iktidarinin 1950
yilindan itibaren Komünist düsünce ve mensuplariyla yapmis olduklari basarili mücadele sayesinde oldugunu iddia etti. Menderes'e göre olaylar; "Bir senelik
mütemadi nesriyat, ondan sonra karsi tarafin namütenahi tahrikleri mazinin hatiralari, bir sene daha uzun zaman devam eden bu tahrikatin milli heyecan ve
hisleri tamamen galeyan haline getirmis oldugunu kimse redde inkar edemez".
Olaylarin "Milli Heyecan" sonucu çiktigini düsünen Menderes Komünistleri de itham ederek, "bundan istifade etmeyi düsünen komünistler olmamis midir?
Olmustur"56. Böylece Menderes baslangiçta ortaya koydugu faillerle ulasilan noktayi birlestirerek konuyu kapatmaya çalisti. Menderes sonuçta olaylarin
gerçek failini ortaya koyamadi ve o günün sartlarinda, olayi Kibris meselesinin ülkemizde yarattigi tahriklere karsi, milli hissiyat içerisinde meydana gelen
galeyan olarak tarif etti. Fakat o kadar büyük kalabaliklarin bu derece organize hareket etmesi gerçegi nedeniyle, açiklanan gerekçe DP'li milletvekillerini de
ikna edemedi.
4. Yassida'da 6/7 Eylül Olaylari Davasi
27 Mayis ihtilali sonrasinda basinda Menderes ve DP liderleri hakkinda öne sürülen çesitli itham ve iddialar günlerce yayinlandi. Bu iddialarin en
ciddisini F. Köprülü sarf etmistir. Köprülü 6/7 Eylül Olaylari hakkinda basina vermis oldugu beyanatta "Hadiseler Fatin Rüstü Zorlu'nun ilhami ile Menderes
ve Gedik tarafindan tertiplenmistir. Ata'mn Selanik'teki evini Menderes bombalatmistir. Meselenin tahkik edilmesini, mesullerini bir an evvel meydana
çikartilmasini istedikçe Menderes'in isi kapatmaya çalistigini gördüm" dedi 57.
Olaylarin oldugu zaman dilimi içersinde Basbakan yardimcisi olan F. Köprülü'nün açiklamalari kamuoyunda saskinlik ve hayret yaratti.
F. Köprülü'nün basin açiklamasi üzerine Atina, DP ileri gelenlerini yargilamak için Ankara'dan talepte bulundu. Milli Birlik Komitesi Yüksek Sorusturma Kurulu Atina'nin talebi ve basinda yayinlanan açiklamalari da dikkate alarak Yassiada'da A. Menderes. C. Bayar, F. R. Zorlu hakkinda "6/7 Eylül Olaylari Davasi'nin" açilmasini, olaylarin gerçeklesmesinde, tahrik, tesvik ve aktif rol aldigi iddiasiyla sekiz kisinin (Fuat Köprülü, Fahrettin Kerim Gökay, Alaettin Eris, Kemal Hadimli, Mehmet Ali Balin, Mehmet Ali Tekinalp, Hasan Uçar, Oktay Engin) daha yargilanmasini istedi58.
Yassiada 6-7 Eylül Olaylari Davasi, 19 Ekim 1960'da Salim Basol Baskanliginda ilk oturumuyla basladi. Adnan Menderes'in savunmasini Av. Burhan Apaydin ile Av. Talat Asal üstlendi. Yassiada Mahkemesi Bassavci A. Ö. Egesel, Menderes'e yönelik olarak;
1. 24 Agustos 1955 Liman lokantasinda Kibris meselesiyle alakali olarak basina vermis oldugu sert beyanat ile halki tahrik etmek
2. Kibris Türktür Cemiyetini himaye ile olaylari tesvik etmek
3. F. R. Zorlu'nun 28 Agustos 1955'te Londra'dan gönderdigi sifTeli telgraf ile olaylarin baslamasini tertip etmek
4. Köprülü'nün 5 Haziran 1960 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki iddialari
5. DP iktidarinin, olaylardan gerçek sorumlu oldugu iddiasiyla suçlamalarda bulundu59.
Mahkeme heyeti, ilk oturumda Menderes'i sorgulayarak, yukaridaki iddialara cevap vermesini istedi. Menderes 24 Agustos Kibris hakkindaki nutku için, o günün sartlari içinde degerlendirilmesi gerektigini, 28 Agustosta Kibris Türklerinin katliama ugrayacagina yönelik bilgi geldigini, bu amaçla
Yunanistan ve Kibris RumIarini böyle bir katliamdan alikoymak için o sözleri söyledigini belirtti. Ayrica Londra'ya giden Disisleri Bakani F. R. Zorlu'nun
Londra müzakerelerinde "manen takviye etmek ve Kibris davamizi takviye etmek içindir" sözleri dolayisiyla Menderes, nutkun o zamanin matbuati ve
muhalefeti tarafindan tasvip gördügünü hatirlatarak, nutkun hakli gerekçelerinin kamuoyunca kabul edildigini ifade etti.
Kibris Türktür Cemiyeti'nin, 1955-1956 yillarindaki mahkeme sürecinde suçsuz oldugunun anlasildigini hatirlatan Menderes, sahsinin hala Kibris Türktür Cemiyeti'ni himayeden dolayi suçlanmasinin anlamsiz oldugunu belirtti60.
Selanik'te patlayan bomba hakkinda "evvel ve ahir hiçbir haberim yok" diyen Menderes, bu yollu ithamlari ciddiye almadigini, yalniz iddia makaminin
suçlamalarinin "Yunan hükümetinin ve mahkemesinin verdigi karara istinat ettirildigini" iddia etti.
Menderes, Kibris'taki olaylar ve Selanik'te patlayan bomba nedeniyle, "Efkari umumiyenin büyük hassasiyet içinde bulunmasi neticesinde bir tezahüre
vesile tertip, usul dairesinde bir nümayis, tertip talebi karsisinda bulunacagimizi" bekliyorduk dedi. Olay günü Istanbul'dan ayrilirken hiçbir endise duymadan gönül rahatligiyla tren istasyonuna gittigini belirten Menderes, Istanbul'da yeterli güvenlik kuvvetlerinin bulundugunu ve Istanbul Valisinin gerekli tedbirleri aldigini söyledi. Olaylarin gelismesi hakkinda Menderes, "baslangiçta tamamen nezih bir talebe ve gençlik toplulugu seklinde cereyan etti. (...) Fakat hadise bir anda öylesine inbisat etti ve yaratilmis psikoz o derece müessir bir sekilde bütün zabita kuvvetlerini, ilk anda hareketsiz birakti ki, Milletçe milli bir felakete maruz kalindigina, hakikaten baskina ugranildigini kabul etmek lazim gelir" dedi.
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder