ÖNDER SAV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÖNDER SAV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2016 Perşembe

Kılıçdaroğlu: Yerel Yönetim Özerklik Şartını Mutlaka Getireceğiz,



Kılıçdaroğlu: Yerel Yönetim Özerklik Şartını Mutlaka Getireceğiz,


05 Eylül 2014 Cuma 12:42



CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, Çözüm Süreci'nin en önemli konularından biri olan Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı kabul edecekleri ni söyledi.

Kılıçdaroğlu: Yerel Yönetim Özerklik Şartını Mutlaka Getireceğiz Genel Başkanın belirleneceği CHP'nin 18.Olağanüstü Kurultayı Ankara'da devam ediyor. Kürsüye önce Yalova Milletvekili Muharrem İnce çıktı.

İnce'nin ardından mikrofonu Kemal Kılıçdaroğlu devraldı ve partililere önemli açıklamalarda bulundu. Konuşurken zaman zaman sesini yükselten Kılıçdaroğlu, 
" Sen doğuda başka batıda başka konuşuyorsun, dediler. Nereye gittiysem aynı şeyi söyledim. CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz."  dedi.

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

" Öyle uzun uzun konuşmayacağım. Diyorlar ki CHP Atatürk’ü dışladı, CHP elitist parti. Ben de diyorum ki CHP çağdaş, yiğit bir partidir. CHP’nin genlerinde Kuva-yi Milliye vardır. Bir ülkeyi yönetirken ya ülkeyi ileriye taşırsınız ya da geriye götürürsünüz. İçinde yaşadığımız tablo Türkiye’nin çağdaşlıktan kopuşudur.

İnce ‘ İkinci Büyük Devrimi yapacağız ’ dedi. CHP 3 büyük devrimin altında imzası olan partidir.

1- CHP Cumhuriyeti kuran partidir.
2- 1946’da Çok Partili rejimi getiren partidir
3- 1970’lerde sosyal demokrasiyi getiren partidir. CHP şimdi dördüncü devrime hazırlanıyor."

Salondakilerden kendisini iyi dinlemelerini isteyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin 12 Eylül Darbe yasalarına karşı olduğunu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını savunduklarını söyledi.

" ŞİMDİ BİZ SAĞA MI KAYDIK "

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi biz sağa mı kaydık? Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesini ve lider sultasının kaldırılmasını savunan parti CHP'dir. Özel yetkili mahkemeleri benim kadar eleştiren başka bir siyasi parti olmamıştır. 'Bu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sopasıdır' diyen kim, eleştiren kim? Benim. Silivri'den Ankara'ya gelmeden AKP'li savcılar fezlekemi gönderdiler. Fezlekenin karşısında, 'dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsizin' diyen de benim. 'Efendin sen doğuda başka, batıda başka şey söylüyorsun.' Nereye gittiysem, aynı şeyi söyledim. İki tane temel örnek vereceğim. Bir; Hakkari'de 'yerel yönetim özerklik şartını getireceğiz' dedim. CHP Kurultayında yine söylüyorum; 
CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz. Niye söylüyorum? Bakın bizim büyükşehir belediye başkanlarımız var. Ortak hukuku egemen kılmak zorundayız. Sadece CHP'li olduğu için kentsel dönüşüm kararnamesi 2,5 yıl bekledi. Ama yerel yönetim özerklik şartı olsaydı, bunların hiçbirisi olmayacaktı. 

Biz Trabzon için de Elazığ için de Tekirdağ için de Diyarbakır için de aynı hukukun olmasını isteriz. Yerel yönetici Maliye Bakanının kapısında saatlerce beklememelidir. Onun yeterli gelire kavuşması da CHP'lilerin görevidir."

Kendisine "Demokrasiyi ve özgürlüğü yeterince savunamadı" eleştirisinin de getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Batman'a gittim, belediye başkanları, hiçbirisi CHP'li değil. Ellerine kelepçe vurulmuş arkadan. Sıraya diziliyor, fotoğrafları medyaya servis ediliyor. O insanlar bizim insanlarımız, buna tahammül edemedim doğru değil dedim,yine diyorum" diye konuştu.



" HANGİ CHP GENEL BAŞKANI DENİZ GEZMİŞ'İN MEZARINI ZİYARET ETTİ? "


CHP'nin "sağa kaydığı" eleştirisini yineleyen Kılıçdaroğlu, "Ben sormak istiyorum, hangi CHP Genel Başkanı Deniz Gezmiş'in mezarını ziyaret etti. Üç fidana sahip çıktım ben. Onların mezarına gidip karanfil bıraktım ben. Bizim devrimciliğimiz 'kağıttan devrimcilik' değil, bizim devrimciliğimiz yürek ister, yürek" diye konuştu.

Baskıcı devlete her zaman karşı çıktığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetlerinin odağında insan olduğunu söyledi.

" TAKSİM MEYDANI'NI GEZİCİLERE BİZ AÇTIK "

Kurultayda, Gezi eylemlerinden bir video gösterildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Taksim'i gençlere kapatmışlardı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla kapatılmıştı. 
Bizim Kadıköy'de mitingimiz vardı. O mitingini iptal edip, Taksim'e yürüdük. Eğer Taksim Meydanı Gezicilere açıldıysa, bunu yapan CHP'dir. Bizim demokrasi anlayışımızdır" dedi.

Türkiye'nin En Unutulmaz Kongreleri

Fotogaleri: Türkiye'nin En Unutulmaz Kongreleri

" HER İNANCA, KİMLİĞE SAYGI GÖSTERECEĞİZ "

Her kimliğe ve her inanca saygılı olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kimliğe ve inanca saygı göstermek sağa kaymak demek değildir. Her inanca, kimliğe saygı göstereceğiz. Her mitingde söyledim; insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır, inancıyla, kimliğiyle başımızın üstündedir. 'Sen solcuları sevmiyorsun, sağcıları seviyorsun." Açıkça söylüyorum; bütün dünya dinlesin, ben sağcı solcu ayırımı yapmadan bütün insanları seviyorum. Çünkü bizim anlayışımıza göre, iktidar olduktan sonra sadece solculara değil, bütün insanlara hizmet edeceğiz, benim için vatandaşın mutluluğu, Türkiye'nin çıkarları var. Ben bunu savunacağım. Camide, kilisede, havrada, cemevinde nerede ibadet yaparsa yapsın, onun ibadetlerine saygı göstereceğiz. 
Belediye Başkanlarına Talimat verdim ' bütün ibadet yerlerini tertemiz yapacaksın ız' diye."

" BU ÜLKENİN EN TEMEL SORUNU YOKSULLUKTUR "

Ülkenin en temel sorununun yoksulluk olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, yoksullukla ilgili Aile Sigortasını geliştirdiklerini anımsattı.

" Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek " dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, aile sigortasını da bu felsefe üzerine oturttuklarını anlattı.

Uygulama ile ihtiyaç sahibi ailede kadının banka hesabına belli bir miktar para yatıracağını belirten Kılıçdaroğlu, "Yoksulluğu yenmek ne zamandır hedeflerimizin dışına çıktı. Bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğiz. 'Türkiye'de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek' dedim. Ben şimdi sağcı mı oldum, CHP sağa mı kaydı? Yok böyle bir şey" değerlendirmesini yaptı.

Merdiven altlarında sigortasız çalışan başı örtülü binlerce kadın olduğunu ve bunların sorunlarını oy versin vermesin her zaman dile getirdiğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, "CHP'ye oy versin, vermesin onları sigortalı yapmak, onların geleceğini hazırlamak benim boynumun borcudur" diye konuştu.

" SANAYİCİNİN ÖNÜNDEKİ BÜTÜN ENGELLERİ KALDIRACAĞIZ "

Kılıçdaroğlu, sanayicinin ekonominin kamu görevlisi olduğunu, CHP olarak sanayicinin önündeki bütün engelleri kaldıracaklarını söyledi.

Dünya üretiminde bir numara olan Türkiye'de, fındık fiyatının başka ülkeler tarafından belirlendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Karadeniz'de fındık borsası kuracaklarını ifade etti.

Tonlarca kaçak çayın, Türkiye'ye geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kimin alın terini sömürüyor? Rizeli çay üreticisinin. Onun hakkını Rizeli olan o kişi koruyamadı, hakkını ben koruyacağım. Bütün kaçak çayları imha edeceğim ve onun alın terine değer vereceğim, bu mu sağcılık?" diye konuştu.

12 yıllık iktidarın, işsizlik sorununu çözemediğini, kendilerinin bu sorunu çözeceğini söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün, " Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça Türkiye bağımsızlığını Kazanamaz " sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bağımsızlığını korumasının yolunun katma değeri yüksek ürün üretmekten geçtiğini kaydetti.

İş kazalarında her ay en az 100 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, hedeflerinin güzel, huzurlu ve iş güvencesi bulunan bir Türkiye olduğunu ifade etti.


"Birileri yıl başını keyifle, arkadaşlarıyla beraber kutlarken, bu kardeşiniz, CHP Genel Başkanı olarak, Soma'da yerin yüzlerce metre altında kömür işçileriyle kutladı" diyen Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında taşeronun ortadan kalkacağını söyledi.

" ÇÖZÜMLERİ YETERİ KADAR ANLATAMIYORUZ "

İflas eden ya da işini kapatan esnafa, işsizlik sigortasından gelir desteği sağlayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Düne kadar, 'CHP proje üretmez' deniyordu. Şimdi bunu kimse söyleyemiyor. Yoksulluktan milli eğitime, sanayiye, esnafa hayatın her alanı ile ilgili çözümlerimiz var. Sorun, bu çözümleri yeteri kadar anlatamıyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Seçimlerden önce çiftçiye söz verdim mazot 1,5 olacak diye. Şimdi yeni bir çalışma yapıyoruz. Ne kadar olacak mazot göreceğiz? Aile sigortası için söz vermiştim, geliri olmayan veya asgari ücretin altında geliri olan ailelere 600 lira sözü vermiştik. Şimdi onun da çalışmasını yapıyoruz. Yeni rakamı çıkaracağız, kimseyi mağdur etmeden, devleti zarara uğratmadan. Ama onurlu yaşamı savunan projelerle tekrar bu milletin önüne çıkacağız.

" BANA ÇALIŞAN ADAM LAZIM, RAKI SOFRALARINDA KONUŞAN DEĞİL; PARTİYİ BUNLARDAN TEMİZLEYECEĞİM "

CHP, 'elitist bir parti' diyorlar. Elit olmak ayrı, elitist olmak ayrı. Elitlere, yani seçkinlere saygım var, aydındır bunlar, oturur konuşurlar, düşüncelerini topluma aktarırlar ve toplumu aydınlatırlar. Ama bir de elitistler var; rakı sofralarında Türkiye'yi kurtarırlar, bunlardan partiyi temizleyeceğim herkes çok iyi bilsin. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil. Bütün bu projeleri ürettik, çıkıp yeteri kadar anlattılar mı? Her şey genel başkandan beklenmez. Proje üretip, adam gibi çalışacağız. 
Elitizmi reddediyorum. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, Dersimli Kemalim ben, devrimci Kemalim ben. İnsanıma aşığım ben, siyasetten bir şey bekliyorum, bu millete hizmet etmek."

" YA BAĞLANIRSINIZ, YA AYRILIRSINIZ "

Dersim'in küçük bir köyünde doğduğunu, 7 kardeş olduklarını, en büyük ablasının ve annesinin okuma yazma bilmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, " 
İçlerinde okuyup Üniversiteye giden tek kişi benim yedi kardeşten. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, haram lokma yemedim. Hep helalin peşinde oldum. Halkıma hizmet etmeyi namuslu bir görev bildim. Benim kitabımda hırsızlık, kul hakkı yemek yoktur" dedi.



" KİMSE BANA DEMOKRAT DERSİ VERMESİN "

Atatürk'ün, "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir " sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

" İşte onlardan birisi de benim. Diyorlar ki, ' Kılıçdaroğlu seçildi, çok demokrattı, şimdi demokrat değil, baskıcı olmaya başladı.' Kimse bana demokrat dersi vermesin, kimse de kusura bakmasın. Demokrasinin de ne olduğunu bilirim, disiplinin de ne olduğunu bilirim."

" DÜNE KADAR SUSTUM AMA..."

"Düne kadar sustum, doğru. Ama sabah mikrofonu gören koşa koşa gidip CHP'yi eleştirirse, kimse kusura bakmasın buna izin vermeyeceğim. Eğer benim genel 
başkanlığım döneminde, o tüzük değişikliği olmasaydı yeni bir genel başkan adayı çıkamazdı bile. Ben genel başkan adayları çıksın diye çaba harcıyorum. 
Bir kişiye partiyi mahkum etmemeliyiz. Yeni, dirayetli, genç, dinamik genel başkan adayları çıkmalı ama demokratik şekilde yarışmalı. Ben bu yarışın bütün koşullarını hazırladım. Bakın yan yana oturuyoruz, telefon ettim ne kadar istiyorsa davetiye de gönderelim. Biz demokrasiden yanayız ama demokrasi kaos demek değildir. Bir siyasi partiye üye olduktan sonra o siyasi partinin kurallarına uyarsınız, ya bağlanırsınız, ya ayrılırsınız arada başka seçenek yok."

- CHP'DE KURULTAY GÜNÜ -

4 yıllık genel başkanlığında bugün 4. seçimli kurultayına girecek olan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ilk kez bir rakiple, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile genel başkanlık için yarışıyor.
Kılıçdaroğlu 944, Muharrem İnce ise 177 imzayla genel başkanlığa aday gösterildi.

YAN YANA OTURUYORLAR

Genel Başkanın belirleneceği CHP 'nin 18. Olağanüstü Kurultayı Ankara'da başladı. Salonda Genel Başkanlık için yarışan Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce yan yana koltuklarda oturuyor. İki aday salona girdiğinde tokalaştı, sarıldı. Gazetecilerin bir kez daha görüntü almak istemeleri üzerine iki isim tekrar ayağa kalktı ve bir kez daha tokalaştı.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ise kendisine ayrılan yere oturmadı.

KÜRSÜYE İLK MUHARREM İNCE ÇIKTI

Kurultayda ilk olarak konuşmayı Genel Başkan adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce yaptı. İnce konuşmasında "İktidar olmak için devrimciliğimizi solculuğumuzu hatırlayacağız" dedi.

CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce, konuşmasına Hasan Hüseyin Korkmazgül'ün "Acılı bal eyledik" şiiriyle başladı.



Muharrem İnce'nin okuduğu şiir şöyle:

ACIYI BAL EYLEDİK

Bak şu insanların güzelliğine / kaşı destan / gözü destan / elleri kan içinde
Kör olasın demiyorum / kör olma da / gör beni
Damda birlikte yatmışız / öküzü hoşça tutmuşuz / 
koyun değil şu dağlarda / san kendimizi gütmüşüz / 
hor baktık mı karıncaya / kırdık mı kanadını serçenin / 
vurduk mu karacanın yavrulusunu / ya nasıl kıyarız insana
Sen olmasan öldürmek ne / çürümek ne zindanlarda / 
özlem ne ayrılık ne / yokluk ne yoksulluk ne / 
ilenmek ne dilenmek ne / işsiz güçsüz dolanmak ne / 
gün gün ile barışmalı / kardeş kardeş duruşmalı / 
koklaşmalı söyleşmeli / korka korka yaşamak ne
Kahrolasın demiyorum / kahrolma da / gör beni
Kanadık toprak olduk / çekildik bayrak olduk / 
döküldük yaprak olduk / geldik bugüne

"UMUT BİR İDDİADIR"

İnce, konuşmasında 'umut' vurgusu yaptı.
"Yaşama biçim vermektir umut" diyen İnce, "Umut varsa, zorluk, bahane yoktur. Umut varsa aşılması gereken engeller, yapılması gereken işler vardır" dedi.
"Umut bir başlangıçtır. Umut bir inandırmaktır. Umut yaşama biçim vermektir. Umut varsa zorluk yoktur. Umut varsa yapılması gereken işler vardır
Bizim içim bahane yoktur. Bizim için imkansızlıktır yoktur. Zorluk yoktur, engel yokturYürüyeceğiz hep beraber. Umuda koşanlarla yürüyeceğiz. Ülkemiz insanına en güzelini vermek için varız. Düğümleri çözmek için varız. 

'' Karanlığı,esareti bitirmek için buradayız"

CHP Olağanüstü Kurultayı Toplandı
Fotogaleri: CHP Olağanüstü Kurultayı Toplandı

"CHP GENEL MERKEZİ'NİN IŞIKLARI SABAHLARA KADAR YANACAK"

"Benim iddiam: Ben genel başkan olduğumda CHP’nin genel merkezinin ışıkları sabah kadar yanacak onun için buradayım. Seçim akşamları genel merkezlerin önünü cenaze evine değil, bayram yerine döndürmek için buradayım. Berkin’in anasını yuhalatan adamı oradan indirmek için oradayım. Çocuklarımızın istemedikleri okullara kaydedilmemesi için buradayım. Özgürlük diyenleri gazlatmamak için buradayım. Evlatlarımızın sokaklarda dövülerek öldürülmemesi için buradayım. Aile boyu imar, rant, arsa, villa, dolar sevdasına düşmüş, Atatürk’e İsmet İnönü’ye iki ayyaş dedirtmemek için buradayım. Madencinin ölümü kaderdir dedirtmemek için buradayım. Uludere’de 13 yaşındaki çocuklarımızın bombalatmamak için buradayım. Kafa kesen terör örgütlerini komşumuz yaptırmamak için buradayım. Evindeki paraları sıfırlayan, 
haram paraları makinelerle sayan, cumhurbaşkanını Yüce Divan’a göndermek için buradayım. Bu cennet ülkenin topraklarından bereket fışkırtmak için, umut demek için emek demek için buradayım. Kapısını çaldığımız büyük hasret için buradayım."



"BANA DAVAYA İNANAN İSİMLER LAZIM"

"Karabulutların arasında kaybolmamak için, iktidar olmak için önce kendimiz olacağız, önce devrimciliğimizi, solculuğumuzu hatırlayacağız. Ben yola çıkarken büyük isimlerle çıkamadım, büyük isimlerle ilgilenmiyorum. Bana büyük isimler değil büyük davaya inanmış isimler lazım. Üyelerimize, örgütümüze güveneceğiz. Adaylıkları üyelerle, ön seçimle yapacağız. Kişilerin partisi değil ilkelerin tutarlılıkların partisi olacağız. Artık CHP’de umutsuzluk yerini Atatürk’ün sözlerine terk edeceğiz."

"GENEL BAŞKANIN NE ZAMAN ÇEKİLECEĞİ TÜZÜKTE YAZACAK"

"Bu partide genel başkanın ne zaman çekileceği tartışılmayacak. Tüzükte yazacak. Tüzük diyecek ki ‘partiyi birinci parti yapamazsan gidersin’. Bu Sayın Kılıçdaroğlu için de benim için geçerli olacak. Artık millet CHP’nin genel başkanı ne zaman gidecek diye beklemeyecek. Biz ise ülkenin sorunlarını konuşacağız. Hiçbir genel başkan şimdiden sonra tüzük karşısında anlamlı oy kaybından bahsedemeyecek. Artık CHP rakiplerinin karışma ihtimalinden, Arınç’la Erdoğan’un kavgasından medet uman bir parti olmayacak. CHP’de artık sağa ve sola açılmayı tartışmalıyız."

"YAZIKLAR OLSUN"

"Seçmene diyoruz ki ben sağcı değim ama seni kandırmak için bu sağcıyı öne sürdüm gel oltaya diyoruz. Bu mantığı doğru bulmuyorum. 90 yıllık parti Cumhuriyeti kuran parti kendi kadrolarından aday bulamıyorsa yazıklar olsun. Sağdan oy istemeye itirazım yok, partiye yeni isimler kazandırmaya evet. Ama kendi ilkelerimizden vazgeçmeye, değerlerimizden uzaklaştırmaya kesinlikle hayır. Biz nasıl oy alacağız? Bireyi önemseyerek, farklılıklara saygı duyarak, bireyin çıkarlarının korunmasına saygı duyarak sorunlarının çözümüne katkı sağlayarak sağcının solcunun hatta sandık başına gitmeyenin oyunu alabiliriz. Ecevit yüzde 42’yi nasıl aldıysa bizde alabiliriz."

"HADDİNİ BİLECEK"

"CHP bir büyük ırmağa benzer. CHP’nin doğuş kaynağı Kuvayi Milliyedir. Bu sonradan katılan dere benim kaynağımızı sorgulayamaz. Haddi değildir. Haddini bilecek. Öyle dereceler gelecek ve büyüyeceğiz. Son yıllardan merkez sahadan gelen arkadaşlarıma sesleniyorum. Cumhuriyet ilkeleri konusunda, laiklik, Atatürk, yaşam biçimi konusunda farkımız olmayan arkadaşlara sesleniyorum. Siz sonradan katılan dere değilsiniz. Bizler bu yolculukta sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine uyan toplumu yaratmak istiyoruz. Bizim sorunumuz bu değerleri benimsememiş, kendi siyasi kulvarında başarısız olmuş, kendi partisini batırmış, kendi partisini başarıya ulaştıramamış insanların CHP’yi kurtarıcı olarak görmesindedir. Bu zihniyet CHP’yi başarıya götüremez. Sağdan soldan her kesimden oy alabiliriz. Şımarıklık yapıyor değilim. Yalova’da seçimler iptal olduğunda devlet oradaydı. Sağcılaşmadan sağdan oy aldık. Dik durarak aldık. Bir butik kentte bunu başardık Türkiye’de de bunu başarabiliriz."

"TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZI"

"Son cumhurbaşkanlığı seçiminde içime yara olan, dert olan olayı anlatayım. Televizyon öğrendim cumhurbaşkanı adayımızı. 91 il başkanı, 60 parti üyesi, 
130 parti üyesi biliyor sadece Genel Başkan biliyor. İmza veren kardeşlerime sesleniyorum. Anket yapıldı 120’nuzdan biriniz Ekmeleddin İhsanoğlu yazdınız mı? 
O zaman o ankete neden yaptınız? 60 meclis üyesi sizin vicdanınıza sesleniyorum. Milletvekilliğinde listede olmak mı dik durmak mı önemli. Bence dik durmak önemli. 
Ayrıca dik durmasanız da listede olacağınız tartışmalı."

"BU ÖNGÖRÜSÜZLÜKTÜR, SİYASETİ BİLMEMEKTİR"

"Sayın Kılıçdaroğlu ‘risk aldım’ dedi. Yarıştığım yer şurası. Risk almakta kazanmak ya da kaybetmek vardır. Ben Ekmeleddin İhsanoğlu adını duyduğumda risk görmedin başarısızlık gördüm. Tayyip Erdoğan gibi birinin karşısında meydanlarda çıkamayan birinin seçim kazanma ihtimalini nasıl görüyorsunuz.? Bu öngörüsüzlük, siyaseti bilmemektir. Baktım olan oldu aday yapıldı şimdi dedim yine kurtarabiliriz diyerek yöntem değişikliği önerdim. MHP ile çatı kurmayalım. Birden fazla aday çıkartalım. Ben matematik önerdim."

"HAZMEDEMİYORUM BU SEÇİMİ"

"Bir cumhuriyet düşmanının, kendini aklayamamış adamın, Atatürk düşmanı adamın Çankaya’yı terk edip oranın bile geleneklerini yıkıyor. Hazmedemiyorum bu seçimi. Bu kararı. Ben sayın Kılıçdaroğlu’nu kişi olarak çok severim. Kendisi ile kişisel sorunum yok, onun namuslu adam olduğundan şüphem yok. Ama uyguladığı yanlış politikalarla Erdoğan’a cumhrubaşkanlığını hediye etmiştir. Buna isyan ediyorum. Bunu hazmetmeyeceğim."



"DİSİPLİNSİZ DAVRANAN KILIÇDAROĞLU'NUN TA KENDİSİ"

"Disiplinsiz davranan Kılıçdaroğlu’nun kendisi. Tek başına kadar verdi. Bir disiplinsizlik varsa disiplinsiz kendisidir. Dün gazetede masaya vuracağım diyor siparişle masaya yumruk vurursanız eliniz acır kimse korkmaz."

"Salonlar doluymuş. Düğün yapacağım diye aradım. Salonlar boş. Bu partiye düğün salonlarda kurultay yaptırmamak için aday oldum."

(Muharrem İnce konuşurken salonda protesto alkışları ve laf atmalar yaşandı. 'Başbakan Kemal' sesleri yükseldi.)

Konuşmanın devamı için tıklayın


ÖNDER SAV: MUHARREM İNCE'Yİ DESTEKLEYECEĞİM

CHP'nin eski Genel sekreteri Önder Sav, kurultayda Muharrem İnce'yi destekleyeceğini açıkladı.

MUHARREM İNCE'DEN MESAJ

Kemal Kılıçdaroğlu ile başkanlık için yarışacak olan Muharrem İnce, kurultay öncesi Habertürk'e konuştu. İnce, 'CHP'nin üzerindeki külleri kaldıracağız. 
Sokakta benim olduğumu görüyorum. Sandıktan yenilik çıkacak. 700 oydan fazla bir oyla kazanacağım. Eğer kazanırsam hemen 10 gün içinde yıllarca konuşulacak bir miting yapacağım.' dedi.

2 GÜN SÜRECEK

CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayına katılacak partililer, sabah saatlerinden itibaren kurultayın yapılacağı salona alınmaya başladı. Bugün ve yarın yapılacak olağanüstü kurultay için ATO Congresium Merkezi'nin dışı ve içi de afiş ve pankartlarla donatıldı. Merkezin girişine ve kurultayın yapılacağı salona, " Güçlü CHP, güçlü demokrasi, güçlü Türkiye " Pankartları yerleştirildi.


10 BİN KİŞİ İZLİYOR

Kurultayın yapılacağı ana salonda 3 bin 250 koltuk bulunuyor. Siyasi parti temsilcileri ve meslek odalarının da davet edildiği kurultayda, bin 218 delege isimlerine ayrılmış koltuklara oturuyor. Ana salona, yaklaşık bin 250 izleyici alındı. Fuaye, ana ve yan salonlarla kurultayı, yaklaşık 10 bin kişinin izliyor. Milletvekilleri PM üyeleri ve delegelerin yanı sıra kurultayda onur konukları da yerlerini alıyor. Uludere'de hayatını kaybedenlerin yakınları da kurultaya geldi.

" YOLDAŞLARIM "

Kongre'nin açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, salonda bulunan partililere '' Yoldaşlarım '' diye hitap etti.

DİVAN BAŞKANI ENGİN ALTAY

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultayın açılışını yaptı. Grup Başkanvekili Engin Altay Divan Başkanlığına oy birliği ile seçildi.

ÖNCE MUHARREM İNCE GELDİ

CHP Kurultayı'nda salona ilk giren isim Muharrem İnce oldu. Saat 09.30 sıralarında salona gelen İnce, partililerden yoğun ilgi gördü. Kemal Kılıçdaroğlu ile başkanlık için yarışacak olan Muharrem İnce, kurultay öncesi ' 'CHP'nin üzerindeki külleri kaldıracağız. Sokakta benim olduğumu görüyorum. Sandıktan yenilik çıkacak. 700 oydan fazla bir oyla kazanacağım. Eğer kazanırsam hemen 10 gün içinde yıllarca konuşulacak bir miting yapacağım'' dedi. CHP'nin eski Genel sekreteri Önder Sav, kurultayda Muharrem İnce'yi destekleyeceğini açıkladı.

SARIGÜL ALKIŞLARLA GİRDİ

Mustafa Sarıgül'ün salona girişi alkış ve sloganlarla oldu Salon, "el ele, kolkola, omuz omuza" sloganlarıyla karşıladı.



KILIÇDAROĞLU, TORUNU VE EŞİ İLE ELELE ÇIKTI SALONA ÇAV BELLA İLE GİRDİ

Kılıçdaroğlu, saat 09.50'da evinden yanında torunu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile elele çıktı. Kısa bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, ''Güzel bir kurultay olacak. Hep beraber bunun tanığı olacağız'' dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, saat 10:00 sıralarında Bakırköy Belediyesi oda orkestrasının konseri sırasında Çav bella çalınırken girdi, alkışlar ve sloganlarla girdi.

KURULTAY, BAKIRKÖY ODA ORKESTRASI İLE BAŞLADI

CHP kurultayı, Bakırköy belediyesi oda orkestrasının mini kongresi ile açıldı.

ADAYLAR YANYANA OTURUYOR

CHP'de iki genel başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce ile, eşleri için özel yer ayrıldı. İki aday ve eşleri, salonda yan yana oturuyor.

ULUDERELİ AİLELER KURULTAY SALONUNA GELDİ

Uludere'de ölenlerin aileleri de CHP kurultayına davetliydi. Aileler, salona "Katil devlet hesap verecek" sloganları ile girdiler ve kendilerine ayrılmış yere oturdular.

ADAYLAR EZİLME TEHLİKESİ GEÇİRDİ

Kılıçdaroğlu, İnce ve CHP'nin eski genel başkanlarının bulunduğu protokolün en ön sırası, bir ara ezilme tehlikesi geçirdi.

Görüntü almak isteyen gazeteciler ile partililer protokolün önü ve sahnede birikince ön bölümde kaos oluştu. Korumalar, Kılıçdaroğlu ve İnce'nin önünde durarak, ezilme tehlikesini bertaraf etti.

FEYZİOĞLU SALONDA

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da CHP kurultayına katıldı.

GEZİ GÖRÜNTÜLERİ ALKIŞLARLA: " HER YER TAKSİM, HER YER DİRENİŞ "

Kurultay açılışından sonra dev ekranlardan Gezi olaylarına ilişkin bir film izlettirildi. Film, kurultay salonunun alkışları ile izlendi.
Filmde yer alan "Heryer Taksim, her yer direniş" sloganları, kurultay salonu tarafından da atıldı.

BERKİN ELVAN, ALİ İSMAİL KORKMAZ, ETHEM SARISÜLÜK UNUTULMADI

Kısa filmde, Gezi'de hayatını kaybedenler, Berkin Elvan, Ali İsmali Korkmaz ve Ethem Sarısülük'ün cenaze törenlerinin görüntülerine de yer verildi.

GEZİ VE ROBOSKİ AİLELERİNİ AYAKTA ANONS ETTİ

Divan Başkanı Engin Altay, "Konuklarımız var. Hepsi değerli. Ancak bazılarını özellikle anons etmek, ayakta anons etmek istiyorum" diyerek, ayağa kalktı ve gelen konukları anons etti.

Altay'ın anons ettiği, CHP'nin olağanüstü kurultayına katılan konuklar şöyle:

* Berkin Elvan'ın anne ve babası Gülsüm ve Sami Elvan
* Ethem Sarısülük'ün ağabeyi Mustafa Sarısülük
* Abdullah Cömert'in annesi Hatice Cömert
* Ahmet Atakan'ın annesi Emsal Atakan
* Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar
* Burak Özenalp eşi Sema Özenalp
* Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş
* Roboski'de ölenlerin ailelerinden, Mehmet, Veli, Semire ve Heybet Encü

VEFAT EDEN ASLANOĞLU DA ANILDI

Vefat eden CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu da Kurultay'da ayrıca anıldı.

ATATÜRK VE İNÖNÜ'YE ZİYARET

CHP Kurultayı'nda her ilden bir delege de CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray'ın liderliğinde, Anıtkabir'e giderek, Atatürk ve İsmet İnönü'nün kabirlerini ziyaret ettiler.

TÜZÜK KOMİSYONU OLUŞTURULDU

CHP, olağanüstü kurultayında tüzükte de değişiklik yapacak. Bu değişikliklerin belirlenmesi için bir tüzük komisyonu oluşturuldu.

TÜM SİYASİ PARTİLER VAR, HDP YOK

Divan, CHP kurultayına gelen diğer siyasi partilerden konukları da anons etti.
AK Parti'den Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık,MHP'den Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel,DSP'den Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uğurtürk,SP'den Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez de konuklar arasındaydı.

İNCE 177 İMZA, KILIÇDAROĞLU 944 İMZA İLE ADAY

CHP Kurultayı'nın iki genel başkan adayı da kesinleşti.Buna göre, 177 üyenin önerisi ile Yalova Milletvekili Muharrem İnce,944 üyenin imzasıyla da İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan adayı oldular.

24 SANDIKTA OY KULLANILACAK

Alt kattaki fuaye alanında bulunan 40 metrekarelik ekrandan, yaklaşık 6 bin kişi kurultayı takip edebilecek. Salonun değişik yerlerine de ekranlar yerleştirildi.
Kurultayın teması, "Birlik ve kardeşlik", "CHP'de demokrasi, Türkiye'de demokrasi", "Ülkede özgürlük, ülkede hukuk devletinin egemen olması" olarak belirlendi.Basın mensupları, kendilerine ayrılan odalarda kurultayı takip ediyor. Öte yandan genel başkan adaylarının konuşmalarının ardından daha önce hazırlanan yan salonda oy kullanma işlemi gerçekleştirilecek. Delegeler 24 sandıkta oyunu kullanacak.

OY VERME İŞLEMİ BAŞLADI

CHP 18'inci Olağanüstü Kurultay'da genel başkanların konuşmasının ardından başkanlık için oy kullanma işlemi başladı. Bin 218 delege, konuşmaların yapıldığı salonun yanında oluşturulan sandıklarda 14:30 itibariyle oy kullanmaya başladı.

Oyunu önce CHP'li Muharrem İnce kullandı. CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce oyunu kullandıktan sonra kısa bir açıklama yaptı. İnce, ''Oyumun rengini 
açıklayamam ama oyumu umuda verdim. Oyumu özgüvene verdim, Başbakan adayına verdim. Oyumu AKP'yi yenecek, önce Davutoğlu'nu, sonra Erdoğan'ı oradan indirecek olan bir iddiaya verdim. Hayırlı uğurlu olsun'' dedi.

İnce'den yarım saat sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu oyunu kullandı.

Kılıçdaroğlu, gazetecilerin ısrarlı sorularına ''Düzeyli geçti. Adaylar düşüncelerini açıkladı. Takdir kurultayın'' yanıtını verdi.

KURULTAY'IN GALİBİ KILIÇDAROĞLU

Genel başkanlık yarışında Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile karşı karşıya gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 740 oyla yeniden partisinin genel başkanı oldu. 
Muharrem İnce ise 415 oy aldı. Muharrem İnce'yi 177 delege aday göstermişti. İnce, aldığı oy oranıyla sürpriz yapmış oldu.

http://www.haberler.com/kilicdaroglu-partisinin-18-olaganustu-kurultayi-6451923-haberi/


..

29 Aralık 2015 Salı

CHP'de Kürtçü Darbe Tezgahı, Konusunda CHP'yi bir yıl önce Uyarmıştık





Kılıçdaroğlu ve Kürtçü darbe konusunda 
CHP'yi bir yıl önce Uyarmıştık



CHP'de Kürtçü Darbe Hazırlığı



















Gökçe Fırat
CHP'de Kürtçü Darbe Tezgahı

Tam da o dönemde CHP içinde önemli bazı örgütsel değişiklikler oldu. CHP İstanbul örgütü tümüyle feshedildi, örgüt tepeden tırnağa değiştirildi. CHP vitrinine ise Önder Sav’ın yerine Kılıçdaroğlu çıkarıldı.

Bu ikilinin oralara özellikle getirildiği ise ancak şimdi anlaşılıyor. Büyük medya önce Kılıçdaroğlu’ndan bir kahraman yaratmaya girişti daha sonra da onu CHP’nin İstanbul adayı yaptı.

Tüm bu süreç içinde Deniz Baykal büyük medyanın CHP’ye olan büyük desteğini sevinerek karşıladı. Türkiye’de hiçbir seçimde görülmeyen bir destek Kılıçdaroğlu ’na verildi. O kadar ki neredeyse tüm gazete ve televizyonlar açıkça halka Kılıçdaroğlu’na oy verme çağrısı yaptılar.

Ancak seçimin hemen ertesinde bu desteğin amacı daha net ortaya çıkmaya başladı. CHP’ye destek veren medya bu defa Baykal’ın yerine Kılıçdaroğlu’nun geçmesi için kampanya başlattı.

Seçimlerde CHP’nin büyük başarı kazandığı propagandasına dayanan bu kampanya kısa vadede Baykal’ın koltuğunu sarsmayabilir. Ama artık Baykal’a karşı yeni bir darbe tezgahlandığı ortadadır.

Deniz Baykal hatırlarsa İnönü’ye karşı Ecevit de aynı şekilde öne sürülmüş ve İnönü hiç beklemediği bir kurultay yenilgisi almıştı. Baykal o dönemde Ecevit ekibinde olduğu için o darbeyi gayet iyi hatırlayacaktır.

Şimdi aynı tezgah işlemektedir. Ecevit’in nasıl da gizli bir Fethullahçı olduğu, halkçı denilen liderin nasıl da özelleştirmeci olduğu, hele hele Clinton’un karşısında nasıl iki büklüm olduğu, Amerikanın kucağına nasıl oturduğu çok çok sonra çıkacaktı ortaya, ama o dönemlerde Türkiye dağa taşa Karaoğlan yazıyordu.

Baykal’a değil Atatürkçü tabana darbe

Bu defa estirilen Kılıçdaroğlu fırtınası da benzer bir dinamik izliyor. Ama bu defa hiçbir şey gizli değil. Kılıçdaroğlu ve ekibi açıkça dincilerle kol kola, açıkça laikliğe karşı, açıkça Kürtçü.

Bir yanda İstanbul’da CHP’yi bir Kürtçü aşiret yapısına dönüştüren Gürsel Tekin, diğer tarafta PKK ile açıkça işbirliği yapan bir Murat Karayalçın.

Ama bu darbe Baykal’a yapılıyor sanmayın. Asıl darbe CHP tabanına yapılıyor. Bugüne kadar laiklikten taviz vermeyen, Atatürk milliyetçiliğine bağlı CHP’li yığınlar bu şekilde Kürtçülüğe ve dinciliğe alıştırılıyor. Bu süreç üç beş yıl sonra artık CHP tabanının da Kürtçü ve İslamcı olmasıyla sonuçlanacaktır.

CHP tabanına virüs verilmiştir. Bu virüs hızlı ilerlemez ama yavaş yavaş tüm tabana yayılacaktır. Bir süre sonra Amerika’nın ve büyük medyanın ve elbette Fethullahçıların istediği CHP ortaya çıkacaktır.

Bu, Amerika’nın Kuvayı Milliye’yi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini, Kurtuluş Savaşı ordusunu, Büyük Millet Meclisi’ni yok etme yolundaki son adımıdır.
Bugüne kadar tüm sağı teslim alan, Kürtçüleri avucunda tutan Amerika artık CHP’de de tüm dizginleri ele alacaktır.

Sevr haritasına karşı çıkmayacak, Sevr’de Kürdistan olarak gösterilen Güneydoğu’ya “bölge” diyecek, oraya özerklik isteyecek, hatta kendi kaderini tayin hakkına saygı duyacak, azınlıkların dinsel haklarını teslim edecek ama aynı zamanda tüm cemaat ve tarikatlara da aynı serbestiyi tanıyacak, ülkeyi Anzavurların avcuna bırakacak bir CHP yönetimi yoldadır ve CHP tabanı da bu duruma razı olacaktır.

Kısacası Türkiye’nin Atatürkçü damarı kesilmektedir ve CHP’nin artık bunu hissedecek bir durumu da yoktur.

(TÜRKSOLU, sayı 232, 13/04/2009)


Serap Yeşiltuna

CHP'de Kürtçü darbe hazırlığı

Doğan grubunun desteğiyle CHP içinde yeni bir darbe tezgahlanıyor: Kürt Darbesi.
Bu öyle bir darbe ki, sadece Kılıçdaroğlu’nun seçimlerde yakaladığı ivmeyle açıklanacak ve ona bağlanacak türden değil.
Daha seçimlerden çok önce başladı CHP’yi de bu Kürtçülük rüzgarına kaptırma sevdası.
Baykal, Tayyip’in Güneydoğu çıkarmasının hemen ardından, boynunda puşisiyle “etnik kimlik şerefimizdir” siyasetine başlamıştı ve bugün “Kürt sorunu” merkezine çekilmiş durumda.

İstanbul İl Başkanlığı merkezinde başlayan Kürtçülük

Kimler eliyle yapılıyor peki bu diye soracak olursak galiba burada bu kez Baykal mağdur. Ya da kendi kazdığı kuyuya kendi düşüyor diyebiliriz. Çünkü Kürtçülük açılımının mimarı Baykal’ın bizzat kendisi tarafından parlatılan isimlerden biri olan İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin.
Çarşaf açılımının da mimarı olan Gürsel Tekin, Karslı bir Kürt ve Kürtçülüğüyle “solculuğu” iç içe geçmiş isimlerden.
Seçim döneminde de Kılıçdaroğlu’nun yanında en çok sivrilen kişi. Aslında Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki gizli el de denebilir. Ve en çok görünen, en çok konuşan isim. Hatta seçim gecesi Baykal evinde oturmuş TV’den seçim sonuçlarını izliyorken, basına açıklamalarını yapan isim. Yani bu seçimleri konuşurken CHP’yi değil de, CHP İstanbul İl Örgütü’nü ve Gürsel Tekin’i konuşmak gerekiyor.
Gürsel Tekin ve Kılıçdaroğlu’nu överek Baykal’ı indirme propagandası iki koldan yürütülüyor. Bir yanda Doğan Medya, diğer yanda da Zaman gazetesi aracılığı ile Fethullahçılar tarafından.
“Baykal gitsin ve Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekin gelsin. Bakın o zaman CHP oylarını nasıl artıracak.”
“İyi de bundan size ne” demek geliyor insanın içinden çünkü “ne Atatürkçüsünüz ne de CHP’li.”
Ancak ABD bir kez düğmeye bastı ve tüm piyonlarına farklı koldan aynı propagandayı yaptırıyor.

Varoşlardan yükselen etnikçilik

Kurdukları denklem basittir: CHP kötü, Kılıçdaroğlu ve Tekin iyi. Ancak bu kötülüğün ve iyiliğin kıstasları hiç de bizim tartıştığımız eksende yürümüyor.
Yıllardır Atatürkçüler olarak CHP’yi eleştiriyoruz. Ama sadece iktidar olamadığı için değil, Altı Ok’u reddettiği ve ideolojik olarak oradan oraya yalpaladığı, kimliksiz, duruşsuz bir parti olduğu için.
Türkiye’nin sahil şeridine kilitlendiği, kırsaldan, varoştan halktan tamamen koptuğu için eleştiriyoruz.
Milliyetçiliği bıraktığı, devletçiliği, halkçılığı elinin tersiyle reddedip liberal bir parti olduğu, özelleştirmelere, IMF’ye karşı koyamadığı için eleştiriyoruz. Elbette Baykal’ı da bunun için eleştiriyoruz.
Ancak şimdi Baykal gitsin, Kılıçdaroğlu ve Tekin gelsin diyenlerin derdi bu değil. Tam tersine artık daha da batağa çekilmiş bir CHP yaratmaya çalışıyorlar.
Bunu yaparken de CHP’nin çevre ve varoşlardan oy aldığını artık halka yöneldiğini bunun da birebir Gürsel Tekin’in başarısı olduğunu yutturmaya çalışıyorlar.
Taraf’tan Rasim Ozan Kütahyalı: “Yurttaşla birebir temas halinde, ilçe ilçe kasaba kasaba kasaba, mahalle mahalle gezerek emekten ve yoksuldan yana bir siyaset”ten bahsediyor.
Gürsel Tekin’in “ağır abi” tavırlarıyla, halkın içindenmiş görüntüsü yaratmaya çalışması, bürokrat tipli siyasetçi anlayışının dışında “tüccar” tavrı birilerine hoş görünüyor olabilir ancak bu halkla temasın değil halk dalkavukluğunun yeni bir biçimi. AKP o zaman en halkçı parti! Öyle ya AKP’li vekiller çok daha halktan görünüyor. Tayyip değil mi vatandaşın sofrasına oturup zaman zaman onun ekmeğini bölüşen.
Hatta bu ikilinin çok daha “sol” bir görüntü çizdiği iddiaları da Doğan’ın solcu gazetesi Radikal’den geliyor. Müthiş ikili, hem halkçı, hem de solcu.
Basının dediğine göre CHP ile halk arasında, varoşlar arasında bir köprü kurulmuş da bizim haberimiz yok!

Tekin ve Kılıçdaroğlu’nu kahraman yapan etnik kökenleri

Gürsel Tekin’i CHP’nin Tayyip Erdoğan’ı yapanlar, Kılıçdaroğlu için Türkiye’nin Karaoğlan’ı diyenler CHP dışından CHP içine doğru coşkulu bir “dönüşüm” havası başlattılar.
Bu öyle bir dönüşüm ki belki CHP’yi iktidara taşıyacak, CHP’den yeni bir AKP yaratabilecek bir dönüşüm. Biz bunu destekleyemiyoruz çünkü bu bizim anladığımız anlamda bir dönüşüm değil.
Yeni ekip CHP’yi Altı Oktan daha da uzaklaştıracak, onu daha da liberalleştirip Kürtçüleştirecek bir dönüşüme sokuyor.

Parlayan isimler:

Gürsel Tekin, Karslı bir Kürt.
Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncelili bir Kürt.
Murat Karayalçın, Kürtçülüğün bayraktarı!

Etnik kökenleri bizi hiç de ilgilendirmiyor ancak bu isimlerin parlama nedeni maalesef etnik kökenleri ve Kürtçülüğe yaktıkları yeşil ışık.

TV ekranlarından konuşan Kılıçdaroğlu “Kürt açılımı yapacak mısınız?” sorusuna “Kürtler konuşsunlar ne açılım istiyorlarsa söylesinler yapalım” diye cevap veriyor. Diyarbakır’a gidip açılım yapmaktan bile bahsediyor.

Obama’nın gelişinin ardından da hemen Baykal’la görüşerek Kurultay talebinde bulunarak “liderlik talebim yok, arkanızdayım ama yeni yönetim kurulsun” diyor.
Ve CHP, 11 Nisan’da parti meclisi toplantısında Kurultay’a gitme kararı alıyor.
Yeni yönetim kurulacak. Konuşulan Kılıçdaroğlu’nun MYK’ya alınması, Karayalçın’ın CHP içinde aktif göreve getirilmesi hatta başdanışman olması.
Ancak Doğan Medya’nın da Fethullahçıların da hedefi çok daha büyük.
Reha Muhtar “Tayyip Bey yanlısı yandaş basın bile Kılıçdaroğlu gelsin, ortalık renklensin diye davul çalıyor, CHP’den hala ses seda yok. CHP bu seçimde kaybetti ama Kılıçdaroğlu gelirse iş değişir.” diyerek süreci hızlandırmaya çalışıyor.

İlk Kurultay için hedeflenen Baykal’ın düşürülüp, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa, Gürsel Tekin’in de yardımcılığa getirilip, Karayalçın’ın başdanışman yapılması ve parti içinde yeni bir ayıklamayla Kürtlerin aktif hale getirilmesidir.
Bu seçimlerde bazı yerlerde PKK’ya yakın isimlerin CHP’den aday yapıldığı düşünülürse değişim çok yakında ve bunun adı tam bir Kürt darbesi.
Öyle ki özellikle Taraf gazetesi başta olmak üzere yeni ikiliyi tutanların en önemli tezi de bunların Baykal gibi Ergenekon’un avukatlığını yapmıyor oluşu. “Gürsel Tekin, Kürttür ve Kürt meselesine de duyarlıdır” diyen Sabah yazarı Mahmut Övür, Taraf’a verdiği röportajda “Şimdi çok açıktan söyleyemiyorlar ama Tekin çetelere karşıdır, Baykal’ın tepkisini çekmek istemiyor ama Ergenekon’a onun gibi bakmıyor.” demeye getiriyor.
Yani yeni ekip aynı zamanda AKP’nin tezgahının da destekleyicisi ve belki de PKK’yla mücadele etmiş paşaların yargılanmasını isteyecek kadar da Ordu düşmanı. Bunu zaman gösterecek.

Baykal “ Etnik kimlik ” Havuzunda boğulacak

Kısacası “vah Baykal” demekten kendimizi alamıyoruz. Kendi açtığı Kürtçülük çukurunun içine kendi düştü.
Baykal seçimlerin ardından “AKP, DTP ile benzeşerek, DTP ile kaynaşarak, devletin hizmet ve yatırım olanaklarını kullanarak DTP’yi etkisizleştirmeye çalıştı ama insanlar bu aldatmacayı itti” diyerek AKP’yi eleştiriyordu. Ancak bu Kürtçülük yarışının içinde CHP de vardı. Parti programını bile “etnik kimlik şerefimizdir” söylemi üzerinden değiştiren Baykal “etnik kimlik” havuzunda boğulmak üzere. Baykal’a acıyacak değiliz ancak görünen o ki bu havuzda asıl boğulmak istenen Türk milleti.

“Baykal gitsin, Baykal gitsin” diye çırpınan Atatürkçüleri artık çok daha tehlikeli bir dönem bekliyor. “Baykal nasıl olsa koltuğunu kimseye terk etmez” diye de düşünmesinler Amerika düğmeye bastığı an Baykal o koltuğu bu Kürtçü ekibe devretmek zorundadır.

CHP bu işten başarıyla çıkabilir mi peki?

Elbette çıkabilir. Çünkü bundan sonra bir yedek olarak tutulacaktır.
İktidar olamaz mı? Elbette olabilir, elbette varoşlardan da oy alabilir.
AKP nasıl alabildiyse, nasıl bir dilenci ekonomisi sistemi kurduysa, nasıl popülist bir söylem geliştirdiyse CHP’de yapabilir.
Ancak bunun adı ne halkçılık ne de Atatürkçülük olur. Gürsel Tekin çizmeleri giyip varoşlara gider gitmesine-söylendiğine göre 38 bin 600 km yol katetmişler Kılıçdaroğlu’yla - ancak “yeni halkçı” CHP, ne özelleştirmelere karşı çıkar, ne IMF’ye ne de Amerika’ya. Varoşlardaki çaresiz vatandaş da bu kez CHP’ye oy vermiş olur belki ama kaderi baki kalır.
Kürtçülüğün önünü açacak tüm söylemlerle DTP’ye yeni bir düşman kardeş gelmiş olur o kadar. Bugün AKP nasıl DTP ile rekabet ederek bir yandan Kürtçe kanalla, Barzani, Talabani dalkavukluğuyla Kürtçülüğü geliştiriyorsa bunun destekçilerinden biri de CHP olur.
Atatürk’ün kemiklerini sızlatan çizgi yani.
Ömrü Kürt isyanlarıyla mücadele etmekle geçmiş, laikliği kabul ettirebilmek için her türlü tehlikeyi göze almış, kadını esaretten kurtarmış Atatürk’ün kurmuş olduğu parti Kürtçülüğün ve çarşafın esareti altında.
Doğan Medya’nın, Fethullahçıların “açılım! açılım! açılım!” çığlıkları etrafında Kürtçüler tarafından kuşatılmış olarak!
Gerçekten vah Baykal diyoruz, yazık olacak.

(TÜRKSOLU, Sayı 232, 13/04/2009)





Özgür Billur

Kılıçdaroğlu'nun Kürt açılımı

Kimi saf Atatürkçülerimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’yi düzlüğe çıkaracak kişi olarak görmek istiyor. Ancak Kılıçdaroğlu, CHP’yi tamamen Kürtçü bir rotaya oturtmak isteyenlerin “sevimli yüzüdür”. Dürüst, çalışkan imajıyla parlatılan Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki isimlere bakınca ne demek istediğimiz anlaşılacaktır.
Örneğin Belediye seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu elinden tutup meydan meydan gezdiren Gürsel Tekin. Bu kişi Kürt açılımı konusunda kendi partisini AKP kadar cesur olmamakla eleştirmedi mi?
Gürsel Tekin’in haklı olduğunu itiraf edelim. Çünkü CHP, özü itibariyle AKP’nin Kürt açılımı politikasına karşı değil. Anadilde eğitim, etnik kimliğin tanınması, Kürtçe televizyon ve radyo, Kürdoloji Enstitüsü gibi öneriler SHP genel sekreterliği döneminde Deniz Baykal’ın hazırlattığı ve bugün de savunduğu raporda var. Ama CHP, Tekin’in de dediği gibi bunları cesurca savunmayıp, AKP’ye karşıymış gibi yapıyor.
Sen hem ayrı bir etnik kimliği tanı, hatta bunun bir şeref olduğunu programına yaz, hem de üniter devleti savun! Kimse yemez bunu, diyemiyoruz. Çünkü kimi Atatürkçüler Kılıçdaroğlu gibi Truva atlarına inanıp CHP’nin Kürt açılımına karşı olduğuna inanabiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun ne amaçlarla öne çıkarıldığını hâlâ anlamayanlara onun Kürt meselesi ile ilgili açıklamalarını dikkatlice okumalarını tavsiye ederiz. Mesela Adıyaman ziyaretinde yaptığı şu konuşma: “Adına ne dersek diyelim, ister Kürt, ister doğu sorunu, Türkiye’nin 30 yıldır yaşadığı bir sorun var. Eğer terör sonlanacaksa, bu konuda sağlıklı bir adım atılacaksa CHP bu soruna ilgisiz kalmaz. Öteden beri zaten ilgisiz kalmıyordu. İçimizde Kürt kökenli, Türk kökenli, Çerkez kökenli, Laz kökenli kardeşlerimiz var. Bu coğrafyada kardeşçe yaşamak zorundayız.” Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda ortak bir çözüm olursa CHP’nin de destek vermeye hazır olduğunu kaydetti.
Türkiye’yi bir etnik kimlikler ülkesi haline getiren ve Türklüğü bu etnik kimliklerden biri olarak gören anlayışın PKK veya AKP’den ne farkı var?
CHP’yi Atatürk’ün partisi, Kılıçdaroğlu’nu da ideal genel başkan olarak görenlere Atatürk’ün şu sözünü hatırlatıyoruz: “Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdad devirleri mahsulü olan bu yanlış tevsimler, birkaç düşman aleti, mürteci beyinsizden maada hiçbir millet ferdi üzerinde tesellümden başka bir tesir hasıl edememiştir.”
Türklüğün, düşmanlarımız tarafından kullanılan etnik kimlikler tarafından yok edilmemesi için Türk milleti mücadele etmelidir. İçimizde faaliyet yürüten gizli Kürtçülere karşı uyanık olmak da bu mücadelenin bir parçasıdır.

(TÜRKSOLU, sayı 252, 07/09/2009)





..