11 Şubat 2018 Pazar

SURİYELİ MÜLTECİLERE GENEL BAKIŞ BÖLÜM 3

SURİYELİ MÜLTECİLERE GENEL BAKIŞ BÖLÜM 3



B.LÜBNAN 

 1.Lübnan'da Mültecilerin Genel Durumu 

 Suriye İç Savaşı'nın en çok etkilediği ülke Lübnan olmuştur. Suriye İç Savaşı’nın Lübnan’da yayılması IŞİD’in Lübnan’da yeni bir cephe açmasıyla başlamış ardından Irak ve Suriye’deki IŞİD tehlikesi Lübnan’a da sıçramıştır.23 

 Lübnan, 2011 yılı itibari ile Suriye’de başlayan halk hareketinin devamında ortaya çıkan mülteciler probleminden birçok açıdan ve şiddetle etkilenen ülkeler arasındadır. 

 a.Sayısal Veriler 





 Suriye'de Mart 2011'de başlayan halk ayaklanması ve daha sonra iç savaşa dönüşen şiddet olayları nedeniyle Lübnan’da günümüzde UNHRC’a kayıtlı ve kamplarda yaşayan toplam 1.048.725 Suriyeli mülteci bulunmaktadır. BM, bu mültecilerin yüzde 51'inin de 0-17 yaş arası çocuk olduğunu vurguladı. Bununla beraber Lübnanlı yetkililer ve sivil toplum kuruluşları, Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının UNHCR’ın belirttiğinden daha fazla olduğunu ileri sürmektedir. Bir milyondan fazla mülteci barındıran Lübnan.ın beş milyona yakın nüfusa sahip 
olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ülkede her altı kişiden birinin Suriyeli mülteci olduğunu söylemek mümkündür. 

 Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının tam olarak bilinememesi iki ana nedenden 
kaynaklanmaktadır: Lübnan ile Suriye arasındaki nevi şahsına münhasır ilişki ve Lübnan’ın kendine özgü siyasi yapısı. Bunlardan, Lübnan ile Suriye arasındaki nevi şahsına münhasır ilişkiye değinmek gerekirse, Suriye ile 375 km kara sınırına sahip olan Lübnan, 2005’te Suriye askerlerinin Lübnan’dan çekilmesinden sonra Suriye olan geçişleri resmi olarak dört sınır kapısından yapmaktaydı. Bu geçişler esnasında ise iki ülke arasında herhangi bir vize uygulaması bulunmamakta ve Lübnan’a geçmek isteyen bir Suriye vatandaşının pasaporta dahi ihtiyacı bulunmamaktaydı. Nitekim herhangi bir Suriyeli geçerli bir kimlik belgesiyle Lübnan’a geçerek 6 aya kadar Lübnan’da yaşayabilmek teydi. Bu bağlamda Suriye’de herhangi bir iç karışıklık çıkmadan önce başta tarım alanı olmak üzere iş amaçlı veya turistik amaçlı Lübnan’da bulunan  Suriyelilerin sayısının 300.000 ile 500.000 arasında değişkenlik gösterdiği ifade edilmektedir. 

 Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının tam olarak bilinememesinin ikinci nedeni geçmişteki mülteci tecrübesiyle ilişkilidir. Bu durum, Lübnan’ın kırılgan siyasi yapısıyla birleşince Lübnan’da istikrarlı bir mülteci veya göçmen kabul etme politikası uygulanamamakta ve tam sayı bilinememektedir.24 

 Gelen mülteciler arasında Sünnilerin çoğunluğu oluşturması ve Şam’ın boşaltılması halinde bir milyonu aşmış mülteci sayısının daha da artacağı öngörüsü Lübnan için ciddi bir gerilim kaynağı. 

 b.Yaşadıkları Yerler ve Yaşama Koşulları 

 Lübnan ilk olarak, İsrail’in kuruluşuna müteakip kaydedilen tarihsel gelişmeler, Filistinli mülteciler olgusunu doğurmuş ve neticede Lübnan misafir ettiği Filistinlilerin zamanla ev sahibi pozisyonuna evrildiği bir süreci deneyimlemiştir. Filistinli mülteciler deneyimi, Lübnan tarihsel belleğinde bıraktığı iz bakımından ülkedeki mülteci algısında önemli bir etken olarak değerlendirilmelidir. Filistinli mültecilerin Lübnan’a gelip bir daha dön(e)memesi deneyiminin bir sonucu olarak Lübnan’da Suriyeliler için, ufak çaplı çadır kampları bulunmakla birlikte, resmi bir mülteci kampı yok. Dolayısıyla göçmenlerin yaşadığı en büyük problemlerin başında barınma geliyor. Çalışma imkânı bulanlar ya da yanlarında getirdikleri parayı henüz bitirmemiş olanlar kiraladıkları odalarda yaşıyorlar. Fakat Suriyelilerin gelişi ile birlikte Lübnan’da kiraların 3 – 4 katına çıkmış olması, mülteciler için bu olanağı ciddi ölçüde sınırlandırmaktadır.Beyrut 
Amerikan Üniversitesi öğretim görevlilerinden Rayan al- Amine, kamp yokluğu nedeni ile Suriyeli mültecile-rin şu an ülkenin farklı farklı yerlerinde kendi imkanlarıyla yerleşmelerinin kısa vadede kabul edilebilir olduğunu belirtiyor. Ancak al- Amine; bu durumun uzun vadede, bilhassa herkesin etnik veya dini grubu temelinde kendi alanını korumaya çabaladığı mevcut Lübnan konjonktüründe, Şii – Sünni çatışması üzerinden ciddi güvenlik problemlerine yol açabileceğine de dikkat çekiyor.25 

 Lübnan'daki Sabra ve Şatile kamplarına yeni gelen Filistinli ve Suriyeli mülteciler Birleşmiş Milletler ya da sivil toplum örgütlerinden gelen yardım paralarıyla hayatlarını idame ettiriyor. 

 Sabra ve Şatilla kampları 1948 ve 1967 yılındaki Arap-İsrail çatışmasından kaçan Filistinliler için kurulmuştu. Bu resmi kamplardaki yardım faaliyetleri Birleşmiş Milletler'in Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA ile BM Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR tarafından gerçekleştiriliyor. Buna karşın UNRWA, Suriyeli mültecilere UNHCR adına resmi olmayan yardımlarda bulunuyor. Suriyelilerin bazıları hayati önemdeki ameliyat masraflarının 
yüzde 75'ine kadarlık kısmını BM'den talep edebiliyor.Şanslı olan bazı Suriyeliler de mavi kart adı verilen bir sistemle 130 dolarlık gıda yardımı alabiliyor. Yardım kıstası ailenin büyüklüğüne, yardıma muhtaç birey sayısına ve yardım alanlardan birinin çalışıp çalışmamasına göre değişiyor.Buna rağmen Lübnan'daki bazı Suriyeliler sığınmacı oldukları bilgisinin Şam yönetimi tarafından açığa çıkacağı korkusuyla BM kurumlarında kayıt olup yardım almak istemiyor. 
Genellikle Suriye'deki akrabalarının intikam saldırılarına maruz kalmaktan ya da ülkelerine dönmeleri halinde rejimin hedefi olmaktan korkuyorlar.26 

 c.Temel Sorunlar ve Etkiler 

 Lübnan’daki Suriyelilerin karşılaştığı sorunlar genel olarak barınma, eğitim, sağlık ve diğer sosyal sorunlar olmak üzere dört ana başlıkta ele alınabilir. 
 Lübnan’daki Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı sorunların başında barınma sorunu gelmektedir. Lübnan hükümetinin resmi kamp kurmama politikası, Suriyelileri doğrudan olumsuz etkilemektedir. Lübnan’a yasal veya yasa dışı yollarla gelen Suriyeliler, daha önce Lübnan’a aşinalıkları varsa bildikleri bölgeye; yoksa Lübnan’a kendilerinden önce gelmiş olan akrabalarının veya tanıdıklarının göç ettiği bölgelere yerleşmektedirler.27 

 Elbette mültecilerin yaşadığı sıkıntılar barınma, eğitim ve sağlıkla sınırlı kalmıyor. Bir yandan sivil toplum kuruluşları kendi imkânlarıyla oluşturdukları sınıflarda çocukların eğitim almalarına yardımcı olup, gıda, ısınma ve barınma konusunda ulaşabildikleri kadar insana yardım götürmeye çalışırken bir yandan da çözüme dair umutların tükenmeye başlamasıyla gelen yardımlar azalıyor 
veya krizden fayda sağlamak isteyenlerin elinde söz konusu bağışlar yeni bir kazanç kapısına dönüştürülüyor. Öte yandan bölünmüş ailelerin savaş görmüş çocukları hayatta kalabilmek için kaçtıkları bu ülkede okul saatlerinde inşaatlarda çalışıyor ya da sokaklarda para kazanmanın yollarını arıyor. 

 Bu problemlerin yanında arz – talep dengesinin ani ve şiddetli bozuluşu ile daha da pahalı hale gelen günlük hayatın tetiklediği korku ve tehdidin etki alanı giderek genişleyen varlığı,yerel halk ile mülteciler arasında kökleşen biz ve öteki algısındaki uçurumu büyütüyor. Bu sorunlarının yanında kaçınılmaz olarak başka sosyal sorunlar da yaşamaktadırlar. Bu sorunlar genel olarak çok eşli evlilikler, erken yaşta evlilikler, fuhuş olarak ifade edilebilir. Bunlardan özellikle çok eşli evlilikler ve erken yaşta evlilikler, Lübnan’daki Suriyeliler için bulundukları kötü yaşam koşullarından kurtulmanın bir çaresi olarak görüldüğü ifade edilmiştir.28 

 2. Lübnanın Mültecilere Yönelik Politik ve Genel Tutumu 

 Saha araştırması sırasında yapılan görüşmelerde Lübnanlıların Suriyelilere karşı ilk dönemlerde daha kucaklayıcı ve misafirperver oldukları dile getirilmiştir. Ayrıca bazı Lübnanlılar, Suriyelilerin gelmesiyle kazançlarını artırmıştır. Örneğin bir evi veya deposu bulunan kişiler, normalde boş kalacak veya çok daha düşük ücretle kiraya verebilecekleri mülklerini Suriyelilere piyasa fiyatının çok daha üzerinde kiraya vermeye başlamıştır. Aynı şekilde yanlarında çalıştıracağı Lübnanlı bir işçiye daha fazla maaş ödemek zorunda olan Lübnanlı bir işveren, aynı maaşa iki hatta üç Suriyeli çalıştırabilir hale gelmiştir. Madalyonun öbür tarafında Suriyelilerin gelişinden zarar gördüğünü düşünen bir kesim bulunmaktadır. Bu kesim, sayısal anlamda Suriyelilerin gelmesiyle kazançlı çıkanlardan çok daha fazladır. Zira Suriyelilerin gelmesiyle ev kiraları 
artmış ve istihdam edilmeye başlanmalarıyla da Lübnanlılar işsiz kalmaya başlamıştır29.

 Suriyeli bir mülteci hayatta kalma savaşı verdiğinden en ağır işlere piyasa değerinin çok çok altında talip oluyor. Bu durumda faturalarını ve kirasını da ödemenin yanı sıra ailesini de geçindirmek mecburiyetindeki Lübnanlının rekabet etme şansı kal-madığından başlangıçta Suriyelilere karşı gösterilen “hoş geldiniz”tavrı yerini yavaş yavaş “istenmeyen göç-menler”algısına bırakıyor. 30 

 Beyrut Amerikan Üniversitesi Center for Arab and Middle Eastern Studies’ten Rayan el-Amine, Lübnanlıların Suriyelilere tepki duymasının nedenlerini politik olmaktan çok ekonomik ve sosyal olduğunu belirtmektedir. Nitekim gerçekleştirilen neredeyse tüm görüşmelerde, Suriyelilerin gelmesiyle Lübnan’da işsizliğin arttığı ifade edilmiştir. Görüşmelerde işsizliğin yanı sıra özellikle düşük gelir düzeyine sahip Lübnanlıların, Suriyelilere yapılan sosyal yardımları 
eleştirdikleri tespit edilmiştir. Lübnanlıların tepkileri bazen düşük düzeyde bazen de tehlikeli düzeyde olabilmektedir. 31 

 3. Mültecilerin Hukuksal Statüsü 

 Lübnan, Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Konvansiyonu’nu ve buna bağlı 1967 Protokolü’nü onaylamamıştır. Bu nedenle güvenlik kaygısıyla ülkesine gelen yabancılara mülteci statüsü ve kalıcı oturma izni vermeme hakkına sahiptir. Lübnan’daki Suriyelilere herhangi bir şekilde mülteci veya sığınmacı statüsü resmi olarak tanınmamaktadır. Suriyelilerin tamamının Lübnan’a 
yasal yollarla girmediğini belirtmek gerekir. Bu bağlamda Lübnan’daki Suriyelilerin durumunu beş ana başlıkta ele almak mümkündür 

 Birinci grupta hem Lübnan hem Suriye pasaportu taşıyan çifte vatandaşlar bulunmaktadır. İkinci grupta Lübnan’a yasal bir şekilde girip resmi kalış süresinin sonunda oturma iznini yenileyenler bulunmaktadır. Üçüncü grupta yine yasal bir şekilde Lübnan’a girip özellikle oturma izni yenileme ücreti nedeniyle iznini yenileyemeyen ve dolayısıyla Lübnan’da yasa dışı bir şekilde kalmakta olanlar yer almaktadır. Dördüncü grupta Lübnan’a yasa dışı yollarla giren ancak 
Lübnan makamlarınca istendiği an belgelenebilecek resmi bir kimliği olan Suriyeliler bulunmaktadır. Beşinci grupta yasa dışı bir şekilde Lübnan’a girip herhangi bir kimlik belgesine sahip olmayan Suriyeliler bulunmaktadır . 
Lübnan’da bulunan Suriyelilerden kaçının hangi gruba dahil olduğunu öngörmek ise oldukça zordur. Zira Lübnan hükümeti krizin başından beri yasal veya yasa dışı şekilde ülkeye giren Suriyelilere karşı açık kapı politikası uygulamaktadır. Adli vakalar haricinde sınırdışı etmeme ilkesini benimseyen Lübnan yönetimi, Suriyelileri zorla ülkeden çıkarma yoluna gitmemiştir.32 

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder