Öcalan İle Gerçekten Bir Protokol İmzalandı Mı?
Yazar:
Ümit ÖZDAĞ
19 Kasım 2010 tarihli Habertürk gazetesinde Fatih Altaylı Öcalan ile bir protokol imzalandığına dair haberleri araştırdıklarını ve Öcalan'ın avukatlarından birisinin kendilerine "evet" dediğini ve "adını protokol olarak koymak doğru mu ya da yazılı bir protokolden söz edebilir miyiz emin değilim" diye eklediğini kaydetmektedir.Altaylı'nın ifadeleri ile yazılı veya yazısız protokolün maddeleri aşağıdaki gibi:
"1. Asker operasyon yapmayacak. PKK çatışma şartları oluşturmayacak, çatışmaya girmeyecek.
2. Yeni Anayasa'da Kürtlerin vatandaşlık hakları yeniden kapsayıcı bir dille tanımlanacak. Dil ve kültürel haklar anayasal güvence altına alınacak.
3. Kürt sorununun çözümü için PKK-KCK ile dolaylı da olsa görüşmeler yapılacak. Silahların tasfiyesi için ortak bir görüş oluşturulacak.
4. PKK'nın yaptığı infazlar ile son 25 yılda Güneydoğu'da resmi görevlilerin terörle mücadele adı altında yaptıkları hukuksuz eylemleri araştıracak bir "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulacak. PKK bu komisyonun istediği bilgileri verecek, arşivlerini açacak. İlgili devlet görevlileri de ifade verecek.
5. Öcalan'ın cezaevi koşulları seçim sürecine kadar iyileştirilecek. (Gazete, dergi, televizyon gibi mahkûm haklarından yararlanmak ve diyalog sürecinde örgüte hâkim olabilmek için PKK ve DTP'den çözüm sürecinde yer alacak isimlerle denetimli olarak iletişim kurmasına izin verilmesi.) Seçimin ardından silahsızlanma aşamasına geçildiğinde Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılarak ev hapsine alınmasına imkân sağlamak için kamuoyu oluşturulacak.
6. KCK operasyonlarında tutuklanan belediye başkanları ve BDP'liler, mahkeme tarafından duruşmalar sırasında tahliye edilecek. Genel af, seçim sonrasında değerlendirilecek. Seçim barajı düşürülerek özellikle Güneydoğu'da oyların Meclis'e daha fazla yansımasının önü açılacak."[1]
Şimdi yukarıdaki iddiaları teker teker sorgulayalım.
1) Jandarma Genel Komutanlığı bir süre önce Güneydoğu Anadolu'daki bütün birliklerinin arama-tarama faaliyetlerini durdurarak "sadece nokta operasyonu yapın" emri verdi mi?
2) 22 Aralık 2010'da Talabani Çırağan Sarayında Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık'a "Türk Hükümeti beş sene içinde Kürtçe eğitime başlayacak, öğretmenleri biz Kuzey Irak'ta eğitiyoruz. Ancak daha önce Kürtçe seçmeli ders olacak" dedi.[2] Bunu A. Gül'ün 30-31 Aralık 2010'da Diyarbakır ziyareti sırasında işadamları ile yaptığı görüşmelerde "anadil haktır, bu hak tanınacak" şeklindeki Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanının açıklaması izledi.[3] Şimdiden bu çalışmaların başladığı ve ilerlediğine göre protokolün ikinci maddesinin de uygulamada olduğunu söyleyebilir miyiz?
3) Öcalan ile görüşüldüğüne göre PKK-KCK ile dolaylı görüşmeler yapılmasının çok akla uzak gelen bir ihtimal olmadığını söyleyebilir miyiz? 16 Ocak 2011 tarihli Taraf gazetesi Öcalan ile üç MİT mensubu arasında görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. AKP Hükümeti bu görüşmelerde "ateşkesin" 12 Haziran seçimlerine kadar sürmesini ısrarla talep etmiştir.
4) Diyarbakır'da devam eden ve 1990'lı yıllarda Cizre'yi PKK'nın elinden alan eski Kayseri jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ile ilgili faili meçhuller davası aslında "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" sürecinin bir parçası olarak yorumlanabilir mi? AKP Hükümeti zaten Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulacağını MİT aracılığı ile Öcalan'a bildirmiştir.[4]
5)Son günlerde Öcalan'ın okuduğu günlük gazete sayısı artırılmamış mıdır? Üstelik yine son günlerde Öcalan'ın beş kanalı izleyebildiği bir televizyon kanalı tarafından yayınlanmamış mıdır? Adalet Bakanlığı'ndan bu açıklamalar ile ilgili cılız bir yalanlama gelmemiş midir? Öcalan, MİT ile görüşmede televizyon istemiştir. Demek ki, henüz televizyon tahsis edilmemiştir. Öcalan ayrıca ev hapsine geçmek istediğini açıklamıştır.[5]
6)KCK davasının ilerlemesini sanıkların Kürtçe konuşmakta ısrar etmesi engelliyor. Muhtemelen davanın ilerleyen aşamalarında bu da gerçekleşecek diyebilir miyiz? AKP Hükümeti Öcalan'a seçimlerden sonra genel af çıkacağı müjdesini vermiştir.[6]
Özetle, 12 Haziran 2011 tarihi bir dönem noktası olacak. 12 Haziran'da Öcalan'ın serbest kalması, PKK'ya genel af, Güneydoğu Anadolu'da bir özerk Kürdistan süreçlerinin önü de attığınız oylarla açılabilir. Türkiye ilginç bir noktaya doğru hızla sürükleniyor.
[1]Habertürk, 19 Kasım 2010, Fatih Altaylı, " Terörü bitirmek için protokol imzalandı mı? "
[2]Taraf, 24 Aralık 2010.
[3]Taraf, 7 Ocak 2011.
[4]Taraf, 16 Ocak 2011.
[5]Taraf, 16 Ocak 2011.
[6]Taraf, 16 Ocak 2011.
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/anayasal-duzen-hukuk-adalet-arastirmalari-merkezi/2011/01/17/6061/ocalan-ile-gercekten-bir-protokol-imzalandi-mi
***
"1. Asker operasyon yapmayacak. PKK çatışma şartları oluşturmayacak, çatışmaya girmeyecek.
2. Yeni Anayasa'da Kürtlerin vatandaşlık hakları yeniden kapsayıcı bir dille tanımlanacak. Dil ve kültürel haklar anayasal güvence altına alınacak.
3. Kürt sorununun çözümü için PKK-KCK ile dolaylı da olsa görüşmeler yapılacak. Silahların tasfiyesi için ortak bir görüş oluşturulacak.
4. PKK'nın yaptığı infazlar ile son 25 yılda Güneydoğu'da resmi görevlilerin terörle mücadele adı altında yaptıkları hukuksuz eylemleri araştıracak bir "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulacak. PKK bu komisyonun istediği bilgileri verecek, arşivlerini açacak. İlgili devlet görevlileri de ifade verecek.
5. Öcalan'ın cezaevi koşulları seçim sürecine kadar iyileştirilecek. (Gazete, dergi, televizyon gibi mahkûm haklarından yararlanmak ve diyalog sürecinde örgüte hâkim olabilmek için PKK ve DTP'den çözüm sürecinde yer alacak isimlerle denetimli olarak iletişim kurmasına izin verilmesi.) Seçimin ardından silahsızlanma aşamasına geçildiğinde Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılarak ev hapsine alınmasına imkân sağlamak için kamuoyu oluşturulacak.
6. KCK operasyonlarında tutuklanan belediye başkanları ve BDP'liler, mahkeme tarafından duruşmalar sırasında tahliye edilecek. Genel af, seçim sonrasında değerlendirilecek. Seçim barajı düşürülerek özellikle Güneydoğu'da oyların Meclis'e daha fazla yansımasının önü açılacak."[1]
Şimdi yukarıdaki iddiaları teker teker sorgulayalım.
1) Jandarma Genel Komutanlığı bir süre önce Güneydoğu Anadolu'daki bütün birliklerinin arama-tarama faaliyetlerini durdurarak "sadece nokta operasyonu yapın" emri verdi mi?
2) 22 Aralık 2010'da Talabani Çırağan Sarayında Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık'a "Türk Hükümeti beş sene içinde Kürtçe eğitime başlayacak, öğretmenleri biz Kuzey Irak'ta eğitiyoruz. Ancak daha önce Kürtçe seçmeli ders olacak" dedi.[2] Bunu A. Gül'ün 30-31 Aralık 2010'da Diyarbakır ziyareti sırasında işadamları ile yaptığı görüşmelerde "anadil haktır, bu hak tanınacak" şeklindeki Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanının açıklaması izledi.[3] Şimdiden bu çalışmaların başladığı ve ilerlediğine göre protokolün ikinci maddesinin de uygulamada olduğunu söyleyebilir miyiz?
3) Öcalan ile görüşüldüğüne göre PKK-KCK ile dolaylı görüşmeler yapılmasının çok akla uzak gelen bir ihtimal olmadığını söyleyebilir miyiz? 16 Ocak 2011 tarihli Taraf gazetesi Öcalan ile üç MİT mensubu arasında görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. AKP Hükümeti bu görüşmelerde "ateşkesin" 12 Haziran seçimlerine kadar sürmesini ısrarla talep etmiştir.
4) Diyarbakır'da devam eden ve 1990'lı yıllarda Cizre'yi PKK'nın elinden alan eski Kayseri jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ile ilgili faili meçhuller davası aslında "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" sürecinin bir parçası olarak yorumlanabilir mi? AKP Hükümeti zaten Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulacağını MİT aracılığı ile Öcalan'a bildirmiştir.[4]
5)Son günlerde Öcalan'ın okuduğu günlük gazete sayısı artırılmamış mıdır? Üstelik yine son günlerde Öcalan'ın beş kanalı izleyebildiği bir televizyon kanalı tarafından yayınlanmamış mıdır? Adalet Bakanlığı'ndan bu açıklamalar ile ilgili cılız bir yalanlama gelmemiş midir? Öcalan, MİT ile görüşmede televizyon istemiştir. Demek ki, henüz televizyon tahsis edilmemiştir. Öcalan ayrıca ev hapsine geçmek istediğini açıklamıştır.[5]
6)KCK davasının ilerlemesini sanıkların Kürtçe konuşmakta ısrar etmesi engelliyor. Muhtemelen davanın ilerleyen aşamalarında bu da gerçekleşecek diyebilir miyiz? AKP Hükümeti Öcalan'a seçimlerden sonra genel af çıkacağı müjdesini vermiştir.[6]
Özetle, 12 Haziran 2011 tarihi bir dönem noktası olacak. 12 Haziran'da Öcalan'ın serbest kalması, PKK'ya genel af, Güneydoğu Anadolu'da bir özerk Kürdistan süreçlerinin önü de attığınız oylarla açılabilir. Türkiye ilginç bir noktaya doğru hızla sürükleniyor.
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/anayasal-duzen-hukuk-adalet-arastirmalari-merkezi/2011/01/17/6061/ocalan-ile-gercekten-bir-protokol-imzalandi-mi
***