Ömer Yılmaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ömer Yılmaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2019 Cumartesi

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 11

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 11




RAPORDA EMEGİ GEÇEN YAZARLARIMIZI TANIYALIM;

KEMAL İNAT 


Lisans eğitimini 1992’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Kemal İnat, doktorasını 2000’de Almanya’nın Siegen Üniversitesi’nde “21. Yüzyılın Başında Türkiye’nin 
Ortadoğu Politikası” başlıklı teziyle aldı. 2005 yılından beri yayımlanmakta olan Ortadoğu Yıllığı ve SETA tarafından 2009’dan beri yayımlanan Türk Dış Politikası Yıllığı isimli çalışmaların editörleri arasında yer alan İnat’ın Dünya Çatışmaları, Blaetter für Deutsche und International Politik, Bilgi, Demokrasi Platformu 
gibi birçok ulusal ve uluslararası kitapta ve hakemli dergide makaleleri yayımlandı. Halen Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde profesör olarak Ortadoğu çalışmaları, Türk dış politikası ve uluslararası çatışmalar alanlarında dersler veren İnat aynı üniversitenin Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nin de müdürlüğünü yürütmektedir. 


ENES BAYRAKLI 


Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü lisans mezunu olan Enes Bayraklı aynı üniversitede Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. 2009-2010 arasında İngiltere Nottingham Üniversitesi’nde doktora tezi için araştırmalarda bulundu. 2011-2013 arasında Londra Yunus Emre Türk 
Kültür Merkezi’nde uzman ve müdür yardımcılığı pozisyonlarında çalıştı. Aynı dönem içerisinde 2012 Ağustos-Aralık arasında kurucu müdür olarak Bükreş ve Köstence Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde görev aldı. 2013’ten beri Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesidir. Çalışma alanları arasında Türk dış politikasının dönüşümü, İsrail’in Kuzey Irak politikası, kültürel diplomasi, dış politika analizi, Alman siyaseti ve dış politikası bulunmaktadır. 


KAZIM KESKIN 


1993’te Galatasaray Lisesi’ni bitiren Keskin lisans eğitimini Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde, yüksek lisansını ise aynı fakülte ve bölümde “İnsan Haklarının Uluslararası İlişkilerde Araçsallaştırılması: 
2. Körfez Savaşı Örneği” konulu teziyle tamamladı. İyi derecede Fransızca ve Almanca bilen Keskin, Avusturya ve Almanya iç siyaseti üzerine çalışmakta olup halen Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktora eğitimine devam etmektedir. 


HALIL İBRAHIM DOĞAN 


2014’te Viyana Üniversitesi Medya Bilimleri Bölümü’nden mezun oldu. İki sene ulusal gazetelerde muhabir olarak çalıştı. Çeşitli dergilerde medya algısı, propaganda, dezenformasyon konularında makaleler yayımladı. Halen Viyana Üniversitesi Medya Bilimleri ve Felsefe-Bilim Tarihi bölümlerinde yüksek lisans 
yapmakta ve tez aşamasındadır. Yoğunlaştığı konular arasında medya algısı, propaganda, dezenformasyon, Avrupa’daki Türk imajı ve Kopernik sonrası Avrupa’da zihni değişim yer almaktadır.


ÖMER YILMAZ 


2001’de Selçuk Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Universität Kassel’de (Almanya) “Global Political Economy” isimli master programında 2006’da tamamladı. Doktora çalışmasını ise Universität Siegen’de (Almanya) Siyaset Bilimi alanında tamamlayarak siyaset bilimi doktoru (phd) unvanını “magna cum laude” (yüksek onur) derecesi ile Şubat 2015’te kazandı. Akademik dergi ve kitaplarda yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. İleri düzeyde İngilizce ve Almanca, başlangıç düzeyinde ise Arapça bilmektedir. 


SERRA CAN 


Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamlamış olan Serra Can yüksek lisans eğitimini aynı üniversitenin Ortadoğu Enstitüsü’nde sürdürmektedir. Ayrıca 2015’ten itibaren bu birimde araştırma görevlisi kadrosunda çalışmaktadır. Federal Almanya devletinin sunduğu Uluslararası 
Parlamento Bursu (IPS, International Parliamentary Scholarship) kapsamında Almanya Parlamentosunda beş ay boyunca staj yapmış olan Can, Avrupa Birliği’nin Ortadoğu politikası ve küresel cihat konularıyla ilgilenmektedir. 


ZELİHA ELİAÇIK 


İlk orta ve lise eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra Almanya’da yabancı öğrenciler için üniversiteye hazırlık okulu “Studienkolleg”ten dönem birincisi olarak mezun oldu. Almanya’nın Ruhr Bochum Üniversitesi’nde Oryantalistik ve Siyaset Bilimi bölümlerinden (çift ana dal) mezun olan Zeliha Eliaçık, “İsrail Devletinin Kuruluşundan Günümüze Yemen Yahudilerinin Sosyal ve Hukuki Statüleri” isimli saha çalışmasıyla aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. Alman Akademik Değişim Servisi’nin (DAAD) burs ve teşvikleriyle Suriye, Yemen ve Ürdün’de beş yıl süreyle alan çalışmaları ve akademik görevlerde bulundu. 

Son olarak Alman-Ürdün Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve kültür işleri sorumlusu olarak çalıştı. SETA İstanbul Avrupa Araştırmaları Direktörlüğü’nde göreve başlayan Eliaçık ağırlıklı olarak Şarkiyat (Oryantalistik), Müslüman ve Avrupa toplumlarında azınlıklar, Almanya’nın dış politikası ve İslam siyaseti alanlarında çalışmalar yapmaktadır.

KEMAL İNAT, ENES BAYRAKLI, KAZIM KESKIN, ÖMER YILMAZ 
HALIL İBRAHIM DOĞAN, SERRA CAN, ZELIHA ELIAÇIK 

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI 
ANKARA • İSTANBUL • WASHINGTON D.C. • KAHİRE RAPOR 


Ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan Türkiye ile çok yakın ilişkilere sahip bir ülke olan Almanya, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) çok kuvvetli örgütlendiği ülkelerin başında gelmektedir. Örgütün Almanya’yı önemli merkezleri arasında seçmesinin nedenlerinin başında bu ülkenin 3 milyon civarında –yarıya yakını Alman vatandaşı olan– ciddi bir Türkiye kökenli nüfusa sahip olması gelmektedir. 
Türkiye’den sonra en fazla Türkiye kökenli insanın yaşadığı ülke olan Almanya, FETÖ tarafından kendisine eleman kazanma ve finansal destek sağlama konularında verimli topraklar olarak görülmüştür. Ayrıca Almanya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomik gücü olması, güç kavramını her zaman çok önemseyen FETÖ’nün bu ülkede yerleşmesi için önemli bir kriter haline gelmiş ve örgüt Almanya’nın Avrupa üzerindeki nüfuzunu kendi çıkarları için kullanmayı hesaplamıştır. Son olarak Berlin yönetiminin FETÖ mensuplarına kucak açması ve ülkedeki örgütlenmesinde her türlü kolaylığı sağlaması da yapının Almanya’yı önemli merkezlerinden biri olarak seçmesinin gerekçelerinden birini oluşturmuştur.

Bu raporda Almanya’daki FETÖ yapılanmasının tarihi, kurumsallaşması, eğitim ve medya ağı ele alınmaktadır. Ayrıca Almanya siyasetinde FETÖ’nün siyasi yapılanması analiz edilmektedir. Bunun yanında Almanya’nın FETÖ politikasına 15 Temmuz öncesi ve sonrası olarak iki ayrı bölümde değinilmektedir. 

DİPNOTLAR;

1. Jan Thomsen, “House of One: Berlin Vergibt Grundstuck fur Interreligioses Projekt”, Berliner Zeitung, 7 Kasım 2017.
2. Michael Martens, “Wo Erdoğan Richtig Liegt”, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 18 Eylül 2017. 
3. Rüdiger Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 8 Ağustos 2016.
4. Günter Seufert, Überdehnt sich die Bewegung von Fethullah Gülen? Eine Türkische Religionsgemeinde als Nationaler 
und Internationaler Akteur, (SWP-Studie, Berlin: 2013), s. 25. 
5. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
6. Volker Siefert, “Gülen-Bewegung: Gehirnwäsche im Auftrag des Imam”, Die Zeit, 27 Aralık 2013. 
7. Hakan Yavuz, Toward an Islamic Enlightenment: The Gülen Movement, (Oxford University Press, New York: 
2013), s. 37. 
8. “FETÖ’nün Almanya Yapılanması”, Anadolu Ajansı, 30 Temmuz 2016. 
9. “Heiner Hoffmann, Polit-Magazin FAKT”, Youtube, 19 Ağustos 2015, https://www.youtube.com/watch?v=- 
jMMDD1hrvF4, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
10. “FETÖ’nün Almanya Yapılanması”.
11. Soldt, “Gülen-Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
12. “FETÖ’nün Almanya Yapılanması”. 
13. Mathias Rohe, Mouhanad Khorchide, Havva Engin, Hansjörg Schmid ve Ömer Özsoy, Handbuch Christentum 
und Islam in Deutschland, Grundlagen, Erfahrungen und Perspektiven des Zusammenlebens, (Eugen-Bise 
Stiftung, Verlag Herder, Münih: 2017), s. 384. 
14. Seufert, Überdehnt sich die Bewegung von Fethullah Gülen? Eine Türkische Religionsgemeinde als Nationaler 
und Internationaler Akteur. 
15. Evelyn Peternel ve Bernhard Ichner, “Gülen-Bewegung Züchtet Künftige Eliten Heran”, Kurier, 24 Temmuz 2016. 
16. Deniz Aykanat ve Bernd Kastner, “Was die Gülen-Bewegung in Deutschland zum Perfekten Sündenbock 
Macht”, Süddeutsche Zeitung, 27 Temmuz 2016. 
17. “Die Fethullah Gülen Bewegung in Deutschland”, Deutscher Bundestag Wissenschaftlicher Dienste, 20 Haziran 
2008, https://www.bundestag.de/blob/415274/2af148cebcf872537ad7a68408b7c6ba/wd-1-072-08-pdf-data.
pdf, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016).
18. Mathias Rohe vd., Hand Christentum und Islam in Deutschland, Grundlagen, Erfahrungen und Perspektiven 
des Zusammenlebensvon, s. 383. 
19. Alman Diyalog Kurumları Birliği’nin resmi web sayfası için bkz. http://bddi.org, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
20. Aykanat ve Kastner, “Was die Gülen-Bewegung in Deutschland zum Perfekten Sündenbock Macht”. 
21. “Hizmet-Bewegung in Deutschland, Stiftung Setzt Sich Kritischen Dialog Nach Innen und Nach Außen Zum 
Ziel”, Deutsch-Türkisches Journal, 6 Mayıs 2014.
22. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
23. Siefert, “Gülen-Bewegung: Gehirnwäsche im Auftrag des Imam”. 
24. Volker Siefert, “Imam Gülens Einfluss Reicht bis in die Deutsche Politik”, Die Zeit, 29 Aralık 2013. 
25. “Video: Gülen-Bewegung - Wie Gefährlich ist Sie?”, Das Erste Mittags Magazin, 26 Ağustos 2016. 
26. Bundesverband der Unternehmervereinigung’un resmi web sitesi için bkz. http://buv-ev.de/geschichte, (Erişim 
tarihi: 30 Aralık 2016).
27. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
28. “Gülen-Nachhilfe Nicht Ohne Hintergedanken”, Pro Christliches Medienmagazin, 23 Ekim 2013, https:// 
www.pro-medienmagazin.de/gesellschaft/gesellschaft/2013/10/23/guelen-nachhilfe-nicht-ohne-hintergedanken, 
(Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
29. Arnfrind Schenk ve Martin Spiewak, “Die Musterschüler”, Die Zeit, 19 Temmuz 2017. 
30. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
31. Diyalog ve Eğitim Vakfı’nın internet sitesi için bkz. http://sdub.de/stiftung, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
32. Siefert, “Gülen-Bewegung: Gehirnwäsche im Auftrag des Imam”.
33. “Islamisierung Durch Bildung? So Gefährlich ist die Gülen-Bewegung in Deutschland”, The Huffington Post, 
7 Ağustos 2016. 
34. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
35. Seufert, Überdehnt sich die Bewegung von Fethullah Gülen? Eine Türkische Religionsgemeinde als Nationaler 
und Internationaler Akteur. 
36. Peternel ve Ichner, “Gülen-Bewegung Züchtet Künftige Eliten Heran”. 
37. Rüdiger Soldt, “Aussteiger Berichten über die Gülen-Bewegung: Wie Eine Sekte”, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 
29 Ağustos 2016; “Terörist Başı Gülen’in İkinci Adamı! Darbe Girişimini Abdullah Aymaz Haber Vermiş”, 
Sabah, 22 Temmuz 2016.
38. Seufert, Überdehnt sich die Bewegung von Fethullah Gülen? Eine Türkische Religionsgemeinde als Nationaler 
und Internationaler Akteur. 
39. Anja Willner, “Klandestine Strukturen, Hat Erdogan doch Recht? So Viel Einfluss hat Prediger Gülen in der 
Türkei”, Focus, 22 Temmuz 2016; Frank Jansen, Ulrike Scheffer ve Thomas Seibert, “Wie Mächtig ist Fethullah 
Gülen? Und was Macht Seine Bewegung in Deutschland?”, Der Tagesspiegel, 22 Temmuz 2016. 
40. Siefert, “Gülen-Bewegung: Gehirnwäsche im Auftrag des Imam”. 
41. Soldt, “Aussteiger Berichten über die Gülen-Bewegung: Wie Eine Sekte”. 
42. “Video: Gülen-Bewegung - Wie Gefährlich ist Sie?”. 
43. “Wie Gülen zum Staatsfeind Nr. 1 wurde, Die dunkle Seite der Gemeinde”, TAZ, 2 Ağustos 2016. 
44. Siefert, “Gülen-Bewegung: Gehirnwäsche im Auftrag des Imam”. 
45. Mutlu D. adlı itirafçının bu konuda söyledikleri dikkate değerdir. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”.
46. “WDR Doku Fethullah Gülen”, Youtube, 10 Haziran 2013, https://www.youtube.com/watch?v=zr1LWux- 
VLYs, (Erişim tarihi: 27 Eylül 2016). 
47. “Erdogan hat Einen Sündenbock Gesucht und Gefunden”, Deutschlandfunk, 22 Temmuz 2016. 
48. “Landesschau Baden Württemberg”, SWR, http://www.swr.de/landesschau-bw/gesamtsendung-landesschau-
baden-wuerttemberg-vom-4//id=122182/did=17904314/nid=122182/1luxd3u/index.html, (Erişim tarihi: 
19 Eylül 2016); Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”.
49. Almanya’daki kanunlara göre özel okullar eğitimin başlamasından üç sene sonra devletten maddi destek talebinde 
bulunabilir. “Verfassungsschutz Baden Württemberg warnt vor Islamischer Gülen Bewegung”, SWR, 2 Şubat 
2014, http://www.swr.de/report/presse/islam-guelen-fethullah/-/id=1197424/did=12795286/nid=1197424/ 
vkc67z/index.html, (Erişim tarihi: 19 Eylül 2016). 
50. “Erdogans Erzfeind: Wer ist Fethullah Gülen”, WDR, 20 Temmuz 2016, http://www1.wdr.de/mediathek/video/ 
sendungen/die-story/video-erdogans-erzfeind--wer-ist-fethullah-guelen-100.html, (Erişim tarihi: 18 Eylül 2016). 
51. “Bil-Schule Stuttgart: Eltern Müssen Druck Weichen”, SWR, 1 Ağustos 2016. 
52. Bonner Bildungs-Center (B.B.C. Bonn), Rheinländisches Informations- und Bildungsforum (RIBIF/Düsseldorf), 
Internationaler Bildungs- und Umweltverein e.V. (IBUV/Hannover) ve Yadigar e.V. (Düsseldorf). 
53. “Die Fethullah Gülen Bewegung in Deutschland”. 
54. Video: “Dr. Bekim Agai über Gülen Bewegung”, https://www.youtube.com/watch?v=CEzGiDmStGE&t=225s, 
(Erişim tarihi: 3 Ekim 2017). 
55. Christopher Holton ve Claire Lopez, “The Gulen Movement, Turkey’s Islamic Supremacist Cult and its 
Contributions to the Civilization Jihad”, Center for Security Policy Press Civilization Jihad Reader Series, Cilt: 8, (2015), s. 12-13.
56.“Fethullah Gülen – Der lange Arm des Imam (die Story)”, Youtube, 22 Ağustos 2012, https://www.youtube. 
com/watch?v=SBljP77h7lM, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
57. “Duisburger Bildungsverein Soll der Gülen-Bewegung Nahestehen”, NRZ, 15 Temmuz 2011. 
58. “Muammer Akin, Gründer der Stuttgart Bil-Schule”, SWR, 1 Ağustos 2016. 
59. “Grosser Besuch: Enes Kanter zu Besuch in der Bil Schule”, Bil-Schulen, http://www.bil-schulen.de/aktuelles/
228-grosser-besuch-enes-kanter-zu-besuch-in-der-bil-schule, (Erişim tarihi: 20 Eylül 2016).
60. “Fethullah Gülen Bewegung in Deutschland”, Youtube, 16 Temmuz 2016, https://www.youtube.com/watch?- 
v=RwFfLid0FtY, (Erişim tarihi: 19 Eylül 2016). 
61. “Gülen-Bewegung: Neue Vorwürfe gegen Bildungseinrichtungen”, SWR, 5 Şubat 2014. 
62. “Lernzirkel Image Film”, Youtube, 10 Haziran 2015, https://www.youtube.com/watch?v=IRP3-j4rf00, (Erişim 
tarihi: 19 Eylül 2016). 
63. Bu okulun web sayfası için bkz. http://www.bil-schulen.de, (Erişim tarihi: 19 Eylül 2016).
64. Ralf Pauli, “Die Stigmatisierte Schule”, Tageszeitung, 22 Ocak 2017. 
65. Maximillan Popp, “The Shadowy World of the Islamic Gülen Movement”, Der Spiegel, 8 Ağustos 2012. 
66. Nadine Zeller, “Wie Nahe Steht die Regenbogen Schule der Gülen Bewegung”, Badische Zeitung, 17 Şubat 2014. 
67. “Die Fethullah Gülen Bewegung in Deutschland”.
68. Belgesel için bkz. “Der Lange Arm des Imam - Das Netzwerk des Fethullah Gülen”, Youtube, 17 Ağustos 2016, 
https://www.youtube.com/watch?v=rJEEirZKSps, (Erişim tarihi: 30 Ekim 2016). 
69. Maria M. Held, “Erdoğans Feinde, Wer Steckt Hinter der Gülen-Bewegung”, T-Online, 25 Temmuz 2016, 
http://www.t-online.de/nachrichten/deutschland/gesellschaft/id_78470846/tuerkei-die-fetullah-guelen-bewegung-
wer-erdogans-feinde-sind.html, (Erişim tarihi: 30 Ekim 2016). 
70. Soldt, “Aussteiger Berichten über die Gülen-Bewegung: Wie Eine Sekte”.
71. F. William Engdahl, “Das Gülen-Netzwerk: Eine CIA-Kreation Zur Besseren Kontrolle der Islamischen Welt”, 
Kopp Online, 24 Temmuz 2016. 
72. “Wer ist Fethullah Gülen”. 
73. Maximilian Popp, “Der Pate”, Der Spiegel, 11 Ocak 2014. 
74. “Kimse Yok Mu Derneğine FETÖ Operasyonu”, Vatan, 27 Eylül 2016. 
75. Bazı kaynaklarda bu sayı yirmi dörde düşerken bazılarında elliye kadar çıkarılmaktadır. Çoğunlukla ise otuz 
rakamı telaffuz edilmektedir. 
76. Uta Rasche, “Auf dem Marsch Durch die Institutionen”, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 4 Mart 2014.
77. Rasche, “Auf dem Marsch Durch die Institutionen”. 
78. “Türkische Gemeinde warnt vor Gülen-Bewegung”, Hannoversche Allgemeine Zeitung, 15 Ağustos 2016. 
79. “FETÖ’nün Almanya Yapılanması”. 
80. “Die Fethullah Gülen Bewegung in Deutschland”. 
81.“Haltung der Bundesregierung zur Gülen-Bewegung”, Deutscher Bundestag, 19 Mayıs 2016, 
      http://dip21.bundestag.de/dip21/btd/18/085/1808502.pdf, (Erişim tarihi: 30 Ekim 2016).
82. “Zaman Ailesine Gönülden Teşekkürler”, Zaman, 8 Aralık 2016. 
83. “Zaman Almanya Son Baskısını Yaptı”, Deutsche Welle Türkçe, 30 Kasım 2016. 
84. Friedmann Eißler, “Gülen Bewegung”, Evangelische Zentralstelle für Weltanschauungsfragen, (Temmuz 
2011), http://ezw-berlin.de/html/15_1304.php, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2017). 
85. “Mitgliedsvereine”, BUV, http://buv-ev.de/netzwerk/mitgliedsvereine, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2017). 
86. “Energieforum 2012”, BUV, http://www.dasenergieforum.com, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2017).
87. “BUV Türkiye’ye İşadamı Çıkarması Yaptı”, Bacoban, 24 Ocak 2012, https://goo.gl/d1gt4a, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2017). 
88. Popp, “Der Pate”. 
89. “Almanya’da İnlerine Giriliyor”, Sabah, 4 Ağustos 2016. 
90. Daniel W. Skubik, “Fethullah Gülen, Islamic Banking and Global Finance”, Paper for the Fourth Conference 
on International Corporate Responsibility, 16-18 Kasım 2008, s. 4, http://web1.calbaptist.edu/dskubik/ 
gulen-global-finance.pdf, (Erişim tarihi: 2 Şubat 2017). 
91. Ulla Jelpke, “Bundesregierung Muss sich vom Gülen-Bewegung Distanzieren”, Die Linke, 19 Mart 2014, 
https://www.linksfraktion.de/presse/pressemitteilungen/detail/bundesregierung-muss-sich-von-guelen-bewegung-
distanzieren, (Erişim tarihi: 22 Ocak 2017).
92. “Haltung der Bundesregierung zur Gülen-Bewegung”.
93. “Haltung der Bundesregierung zur Gülen-Bewegung”. 
94. “Zaman Verlags und Handels GmbH”, Money House, https://www.moneyhouse.de/Zaman-Verlags-und- 
Handels-GmbH-Neu-Isenburg, (Erişim tarihi: 22 Eylül 2016).
95. “Gülen-nahe Zeitung Zaman wird Betrieb in Deutschland Einstellen”, HR, 9 Eylül 2016, http://www.hr-online.
de/website/derhr/home/presse_meldung_einzel.jsp?rubrik=55003&key=presse_lang_61898830&xtmc=zaman&
mtype=d&xtcr=3, (Erişim tarihi: 22 Eylül 2016).
96. Ercan Karakoyun, “Für Erdogan hat der Rechtsstaat Aufgehört zu Existieren”, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 6 Mart 2016. 
97. Luise Sammann, “Ein Erklärungsversuch von einem Insider”, Deutschlandfunk, 27 Şubat 2017.
98. Örgüt üyelerine önemli Alman simalarıyla diyalog oluşturulması noktasında yapılan telkinler ve bu konuda 
geliştirilen yöntemlere ilişkin Tülay takma isimli bir avukatın verdiği bilgiler dikkat çekicidir. Soldt, “Aussteiger 
Berichten über die Gülen-Bewegung: Wie Eine Sekte”. 
99. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
100. “Wie Gülen Zum Staatsfeind Nr. 1 Wurde, Die Dunkle Seite der Gemeinde”. 
101. Siefert, “Imam Gülens Einfluss Reicht bis in die Deutsche Politik”. 
102. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”.
103. “WDR Doku Fethullah Gülen”. 
104. “Islamische Bekehrung oder Offenes Dialogforum?”, Deutschlandfunk, 2 Ocak 2015.
105. “Zusammenarbeit der Bundesregierung mit der Fethullah Gülen Bewegung”, Deuthscher Bundestag, 6 Haziran 
2013, http://dip21.bundestag.de/dip21/btd/17/137/1713787.pdf, (Erişim tarihi: 27 Eylül 2016). 
106. “Zusammenarbeit der Bundesregierung mit der Fethullah Gülen Bewegung”. 
107. “Lebhafter Dialog als Grundstein für Respekt und Verständnis”, Stiftung Dialog und Bildung, 
        www.forumdialog.org, (Erişim tarihi: 25 Eylül 2016).
108. Günter Seufert, “Die Gülen Bewegung in der Türkei und Deutschland”, BPB, 1 Eylül 2014, 
        https://www.bpb.de/internationales/europa/tuerkei/184979/guelen-bewegung, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
109. Georg Neureither, “Bundestag: Fraktion ‘Die Linke’ Thematisiert Gülen-Bewegung”, Religion, 27 Mayıs 2014, 
https://religion-weltanschauung-recht.net/2014/05/27/bundestag-fraktion-die-linke-thematisiert-gulen-bewegung, 
(Erişim tarihi: 27 Eylül 2016). 
110. “Alman İstihbaratından Fethullah Gülen Uyarısı”, Deutsche Welle Türkçe, 3 Şubat 2014. 
111. Ralph Ghadban, “Anhörung SPD-Landtagsfraktion Baden-Württemberg”, ghadban.de, 9 Mart 2014, http:// 
       www.ghadban.de/de/wp-content/data/Anh%C3%B6rung-SPD1.pdf, (Erişim tarihi: 25 Eylül 2016).
112. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”.
113. “Bericht des Landesamts für Verfassungsschutz Baden-Württemberg über die Prüfung Tatsachlicher Anhaltspunkte 
für Verfassungsfeindliche Bestrebungen der Bewegung um den Türkischen Prediger Fethullah 
Gülen”, Die CDU-Fraktion, 25 Temmuz 2014, http://fraktion.cdu-bw.de/fileadmin/user_upload/infothek/Integration/
2014-08-06_PM_190_Lasotta_zu_G%C3%BClen-Bewegung_und_Verfassungsschutz_-_Bericht_LfV_ 
zur_G%C3%BClen-Bewegung_25_07_2014.pdf, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
114. Seufert, “Die Gülen Bewegung in der Türkei und Deutschland”. 
115. Soldt, “Aussteiger Berichten über die Gülen-Bewegung: Wie Eine Sekte”. 
116. “Was will die Gülen Bewegung”, SWR, 3 Şubat 2014. 
117. Heike Wipperfürth, “Steuergelder für die Gülen-Bewegung”, Deutschlandfunk, 2 Ağustos 2016. 
118. Popp, “Der Pate”. 
119. “Schirmherrschaft unter Ministerin Prof. Dr. Johanna Wanka vom Ministerium für Bildung und Forschung”, 
Pangea, Ekim 2013, http://pangea-wettbewerb.de/schirmherrschaft, (Erişim tarihi: 25 Ocak 2017). 
120. Maximilian Popp, “Ich Habe Gemacht, was sie Wollten”, Der Spiegel, 15 Nisan 2013. 
121. Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke’nin basın açıklaması için bkz. “Bundesregierung Muss Sich von Gülen-Bewegung 
Distanzieren”, Die Linke, 19 Mart 2014, https://www.linksfraktion.de/presse/pressemitteilungen/detail/ 
bundesregierung-muss-sich-von-guelen-bewegung-distanzieren, (Erişim tarihi: 30 Aralık 2016). 
122. Soldt, “Gülen Bewegung. Das Islamistische Netzwerk”. 
123. “Bericht des Landesamts für Verfassungsschutz Baden-Württemberg über die Prüfung Tatsachlicher Anhaltspunkte 
für Verfassungsfeindliche Bestrebungen der Bewegung um den Türkischen Prediger Fethullah Gülen”. 
124. Jana Lange, “Integration oder Gehirnwasche”, SWR, 9 Mayıs 2014.
125. “Haltung der Bundesregierung zur Gülen-Bewegung”.
126. Seufert, “Die Gülen Bewegung in der Türkei und Deutschland”. 
127. Detaylı bilgi için bkz. Ömer Yılmaz, “Almanya’nın Kürt ve PKK Politikası: Denge ve Strateji”, Türk Dış Politikası 
       Yıllığı 2015, ed. Burhanettin Duran ve Kemal İnat, (SETA, Ankara: 2016), s. 11-43.
128. “Yüzlerce FETÖ’cü Almanya’ya İltica Başvurusunda Bulundu”, Hürriyet, 29 Eylül 2016. 
129. “Ramstein Üssündeki Türk Askerlerden İltica Başvurusu”, BBC Türkçe, 17 Kasım 2016. 
130. “Merkel’den Hukuk Devleti Vurgusu”, Deutsche Welle Türkçe, 16 Temmuz 2016.
131. “Erdogan Nach Putschversuch ‘Der Westen Steht Auf der Seite der Putschisten’”, Mitteldeutsche Zeitung, 3 Ağustos 2016.
132. “Türkiye, Öz ve Kara için Almanya’ya Nota Verdi”, Hürriyet, 26 Eylül 2016. 
133. “Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, Ülkelerine Sığınan FETÖ Üyeleri ile İlgili Açıklamalarda Bulundu”, Habertürk, 1 Kasım 2016. 
134. “Cumhurbaşkanı Erdoğan: Almanya Teröre Çanak Tutuyor”, NTV, 3 Kasım 2016. 
135. “Erdoğan’dan Almanya’ya Sert Sözler”, Deutsche Welle Türkçe, 3 Kasım 2016. 
136. “Cumhurbaşkanı Erdoğan: Almanya Teröre Çanak Tutuyor”, Anadolu Ajansı, 3 Kasım 2016.
137. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Almanya’ya Sert Tepki”, Milliyet, 3 Kasım 2016; Fazlı Şahan, “Almanya 
FETÖ’nün Arka Bahçesi”, Yeni Şafak, 4 Kasım 2016. 
138. “Leistete Land Ungewollt Amtshilfe für Erdogan?”, Stuttgarter Zeitung, 11 Ağustos 2016. 
139. “Bloßer Verdacht Keine Grundlage”, SWR Fernsehen, 29 Temmuz 2016.
140. “Gülen Okullarının Denetlenme Talebine Tepki”, DW Türkçe, 29 Temmuz 2016. 
141. Haltung der Bundesrepublik zu Vorwürfen der Türkischen Regierung Gegenüber der Gülen Bewegung, 
Soru önergesine verilen cevap, 22 Mayıs 2017, http://dip21.bundestag.de/dip21/btd/18/124/1812498.pdf, (Erişim tarihi: 1 Ekim 2017).
142. “CSU Stellt Verfolgten Türken Asyl in Deutschland in Aussicht”, Zeit Online, 22 Temmuz 2016. 
143. Andrea Thomas, “Turkish Opposition Finds Base in Germany”, The Wall Street Journal, 13 Aralık 2016. 
144. “4 Bine Yakın Ağabey Almanya’ya Kaçtı”, Hürriyet, 22 Temmuz 2016. 
145. “Gülen Yanlılarından Almanya’ya İltica Başvurusu”, Deutsche Welle Türkçe, 28 Eylül 2016. 
146. “Alman Medyasından Flaş İddia: 3 Türk Diplomat İltica Talebinde Bulundu”, Hürriyet, 7 Ekim 2016. 
147. “Coup in Turkey was Just a Welcome Pretext”, İstihbarat Şefi Bruno Kahl ile röportaj, Spiegel, 20 Mart 2017.
148. “Haltung der Bundesrepublik zu Vorwürfen der Türkischen Regierung Gegenüber der Gülen Bewegung”, Soru 
önergesi, 10 Nisan 2017, http://dip21.bundestag.de/dip21/btd/18/120/1812008.pdf, ( Erişim tarihi: 1 Ekim 2017)
149. Jürgen Gottschlich, “Wo Erdoğan Recht Hat”, Tageszeitung, 11 Eylül 2017. 
150. Nedim Şener, “Maximilian Popp: BND Başkanı’na Şaşırdım, Cemaat Mafya Yapılanmasıdır”, Posta, 24 Mart 2017.
151. “Türkiye’den Almanya’ya Çok Sert FETÖ Tepkisi”, Hürriyet, 19 Mart 2017. 
152. “Wir Arbeiten uns an der Türkischen Identitat ab”, Kondrad–Adenauer Stiftung, 22 Ocak 2018, 
http://www.kas.de/wf/de/33.51332, (Erişim tarihi: 27 Ocak 2018).
153. Jürgen Webermann, “Rückkehr ins Krieggebiet”, Deutschlandfunk, 30 Ekim 2016, http://www.deutschlandfunk.
de/afghanistan-rueckkehr-in-ein-kriegsgebiet.724.de.html?dram:article_id=370010), (Erişim tarihi: 5 
Şubat 2018); “23-Jahriger Afghane Wird Zwei Wochen Nach Abschiebung bei Anschlag Verletzt”, Focus, 12 Şubat 
2017, https://www.focus.de/politik/ausland/kabul-23-jaehriger-afghane-wird-zwei-wochen-nach-abschiebung-
bei-anschlag-verletzt_id_6634718.html, (Erişim tarihi: 5 Şubat 2018). 
154. “Diplomatischer Kriesenfall”, Der Spiegel, 3 Şubat 2018.
155. “Mehr als 1000 Asylantrage von Türkischen Staatsbediensteten”, Süddeutsche Zeitung, 1 Nisan 2018, http:// 
www.sueddeutsche.de/news/politik/konflikte-mehr-als-1000-asylantraege-von-tuerkischen-staatsbediensteten-
dpa.urn-newsml-dpa-com-20090101-180401-99-715383, (Erişim tarihi: 18 Nisan 2018). 
156. Ercan Karakoyun, Facebook, https://www.facebook.com/ercankarakoyunberlin/posts/10156757252684937, 
(Erişim tarihi: 17 Kasım 2017).
157. Arnfrid Schenk ve Martin Spiewak, “ Die Schüler des Predigers Gülen”, Zeit Online, 13 Ekim 2016. 
158. Arnfrind Schenk ve Martin Spiewak, “Die Musterschüler”, Zeit Online, 19 Temmuz 2017. 
159. Deniz Aykanat ve Hakan Tanrıverdi, “Ein Jahr Nach dem Putschversuch: So Geht es der Gülen Bewegung 
in Deutschland”, Süddeutsche Zeitung, 14 Temmuz 2017.
160. Halife Yalçınkaya, “FETÖ, TSK’daki Alevileri ‘A Takımı’ Adıyla Fişlemiş”, Anadolu Ajansı, 30 Ocak 2018. 
161. İshak Torun, “Paralel İslam’dan Paralel Devlete”, Yeni Şafak, 2 Mayıs 2014.



***

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 10

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 10



FETÖ’NÜN STRATEJI DEĞIŞIKLIĞI 

15 Temmuz sonrası örgütün Türkiye’deki merkezini tamamen Almanya’ya taşıyacağı hem örgüt mensuplarınca hem de FETÖ üzerine araştırmalar yapan bazı Alman akademisyenlerce açıkça dile getirilmektedir. Federal Göç ve Mülteciler Dairesinin (Bundesamt für Migration und Flüchtlinge, BAMF) açıkladığı verilere göre darbe girişiminden 7 Mart 2018’e kadar geçen sürede 288’si diplomatik ve 771’i de yeşil pasaport sahibi olmak üzere toplam 1.059 Türk vatandaşı Almanya’ya iltica başvurusunda bulunmuş ve bunun yüzde 42’si kabul edilmiştir. Açıklanan rakamlara söz konusu kişilerin eş ve çocuklarının da dahil olduğu belirtilmektedir.155 

Amaçlarına ulaşmak için pragmatist hareket eden ve ideolojik olarak takiye 
siyaseti izleyen örgütün değişen şartlara hızla adapte olarak söylem ve siyaset değişikliğine gidebildiği bilinmektedir. FETÖ sözcüsü Ercan Karakoyun örgütün şeffaf olmadığı yönündeki eleştirileri bertaraf edebilmek için röportajlarında örgütün öz eleştiri yaptığını belirtmiştir. Bu bağlamda müstakil okullar açma gayretlerinin aslında yanlış olduğunu, eğitime önem veren bir yapılanma olarak Alman okullarında “entegrasyon” çalışmalarını yoğunlaştırmalarının daha iyi olabileceğini ifade etmiştir. 

Bu şekilde Alman kamuoyunda öz eleştiri yapıldığı izlenimi verilerek örgütün eski “günahları”nı affettirmeye ve kamuoyu nezdinde sempatik olmaya çalıştığı görülmektedir. Gerçekte ise örgütün yeni okullar açacak mali ve insani kaynakları kalmadığı bilinmektedir. Karakoyun ayrıca örgütle ilgili Alman kamuoyunda sıklıkla dillendirilen şeffaflık suçlamalarına cevaben kişisel Facebook sayfasında bir deklarasyon yayımlamıştır. Karakoyun bu deklarasyonda 28 Şubat sürecinde Kemalistler ve sonrasında da 
“Türkiye rejimi” tarafından kendilerine baskı uygulandığı için kapalı ve şeffaf olmayan bir yapılanmaya gitmek zorunda bırakıldıklarını ileri sürmektedir.156 FETÖ’nün kurulduğu ilk günden bu yana faaliyet yürüttüğü tüm ülkelerde aynı stratejiyi takip ettiği ve özellikle de 28 Şubat sürecinde Kemalist ideolojiyle uzlaşarak iş birliği yaptığı hesaba katıldığında Karakoyun’un iddialarının doğruyu yansıtmadığı ve Alman kamuoyunun gözünü boyamaya yönelik bir girişim olduğu anlaşılacaktır. 

Karakoyun yine bir röportajında FETÖ’nün Türkiye’de faaliyet imkanı kalmadığını söylemiş ve Almanya’nın örgütün yeni merkezi olduğunu açıkça itiraf etmiştir. Söz konusu röportajdan Türkiye’den Almanya’ya firar eden FETÖ’cülerin bu ülkeye gider gitmez diğer örgüt mensuplarınca hem finansman hem de lojistik olarak desteklendiği, ülkeye yerleşmeleri ve entegre süreçlerinin kolaylaştırıldığı anlaşılmaktadır. 

SWP’nin Türkiye uzmanı Günter Seufert’in de öngördüğü gibi Almanya’daki 
Türk topluluğunun büyük oranda FETÖ’den desteğini çekmesi örgütün Almanlara daha çok yaklaşmasına ve onlardan destek arayışına girmesine neden olacaktır. 

Nitekim 
Almanya’da FETÖ’nün sözcülüğünü ve kamuoyu çalışmalarını yürüten Ercan 
Karakoyun bir röportajında yapının giderek daha bölgeselleşeceğini hatta örgüte 
bağlı okul ve kurumların “Almanlaşacağını” ifade etmiştir.157 Bu açıklamalara göre Almanların da örgütün Almanya ve diğer ülkelerde sahip olduğu altyapı ve organizasyon gücünden yararlanmayı düşündüğü öne sürülebilir. FETÖ Afrika’da yüzden fazla okula sahiptir. Türk devletinin diplomatik çabaları sonucunda bu okullar satışa çıkarılmıştır. Söz konusu okulların bazılarının Alman vatandaşı olan FETÖ’cü iş adamları tarafından satın alınması Alman devletinin himayesine girdiği anlamına gelmektedir. Bu himaye Afrika’da nüfuz alanlarını artırmaya yönelik siyaset izleyen Almanya için iyi bir imkan olarak durmaktadır. Nitekim Etiyopya’da iki bin çocuğun öğrenim gördüğü FETÖ’ye ait bir okula Alman yönetici arandığı bilgisi ülke medyasında yer almıştır.158 

Almanya’da yaptığımız saha çalışmasında edindiğimiz izlenime göre 
FETÖ’nün bir diğer stratejisi de örgüte ait okulların mültecilere eğitim veren merkezlere dönüştürülmesidir. Örgüt böylelikle mültecilerin entegrasyonu ile ilgili altyapı sorunları yaşayan Almanya’dan maddi ve manevi destek alarak kurumlarını yaşatmayı hedeflemektedir. Örgütün Türkiye’den Almanya’ya kaçan kendi mensupları için de özel sığınma merkezleri açmayı planladığı bilgisi basında yer almıştır. Sahada edindiğimiz bilgilere göre FETÖ’nün 15 Temmuz’un ardından Türklerden aldığı desteği büyük oranda kaybetmesi sebebiyle Alman kuruluşlarla daha çok dayanışma içine girme eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir. 
FETÖ ile ilgili çalışmalarıyla bilinen araştırmacı Kristina Dohrn örgütün yaşlı 
ve büyük abilerinin Türkiye’den Almanya’ya sığınmasıyla içe kapanma ve muhafazakarlaşma eğilimlerinin daha çok artacağı öngörüsünde bulunmaktadır.159 

Almanya FETÖ konusunda PKK sorununda olduğu gibi Türkiye’yi yoracak 
bir yol izleyeceğinin işaretlerini vermektedir. Berlin yönetimi 15 Temmuz darbe 
girişiminin FETÖ tarafından gerçekleştirildiğini kabule yanaşmamış ve kendisine 
sığınan Türkiye’de suç işlemiş örgüt mensuplarını iade etmemiştir. Ayrıca 
FETÖ’ye bağlılığı açıkça bilinen Almanya’daki kurumlara karşı herhangi bir işlem 
yapmaya karşı çıkmış ve Türkiye’nin örgütle mücadelede attığı adımları ağır bir 
şekilde eleştirmiştir. Bütün bunların yanında darbe girişimine karşı Köln kentinde düzenlenen mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telekonferansla bağlanmasını engellemek için bizzat Anayasa Mahkemesi kararı çıkarmıştır. Berlin yönetimi bu politikasıyla Türkiye ile ilişkilerini riske atmaktadır. 

SONUÇ 

Almanya’nın FETÖ’yü bir terör örgütü olarak tanımayıp faaliyetlerini engellememesi Türkiye için olduğu kadar Ankara-Berlin ilişkilerinin geleceği açısından da ciddi bir sorundur. PKK’nın Almanya’daki faaliyetleri, Berlin’in Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki tutumu ve Türkiye’nin içişlerine müdahale ettiğine dair Ankara’daki algılar nedeniyle zaten sorunlu olan Türk-Alman ilişkilerinin FETÖ meselesiyle daha da gerginleşmesi iki ülke açısından geri dönülemez zararların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden Almanya’nın FETÖ konusunda Türkiye ile iş birliğine yönelmesi ve Ankara’nın da Berlin’i buna sevk edecek politikalar geliştirmesi gerekmektedir. 

Bunun için öncelikle FETÖ’nün nasıl tehlikeli bir örgüt olduğu ve Türkiye’nin 
güvenliği için teşkil ettiği tehdit açık bir şekilde Alman kamuoyuna anlatılmalıdır. Örgütün bu ülkede sahip olduğu medya ağları ve siyasi bağlantılarıyla Türkiye’de haksızlığa uğradığını anlatıp mevcut yönetimi karalamaya yönelik yoğun bir çaba içerisinde olduğu düşünülürse bu alanda ciddi çalışmaların yürütülmesi gerektiği daha iyi anlaşılır. FETÖ’nün gerçek yüzü sadece siyasi karar vericilere değil onlar üzerinde etkili olan sivil toplum kuruluşları ve halka da izah edilmelidir. Alman medyasında her geçen gün artan Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığının ülke halkı üzerindeki olumsuz etkisi düşünüldüğünde Alman kamuoyunun Türkiye ve FETÖ konusunda doğru bilgilendirilmesinin önemi açığa çıkar. Alman hükümetlerinin Türkiye karşıtı politikalarının arkasında Türkiye karşıtı lobilerin olduğu unutulmamalıdır. 

Bu çerçevede medya ve siyaset dünyasından FETÖ ile olağan dışı 
ilişkiler kuranların ortaya çıkarılması Alman hükümeti ve halkı üzerinde Türkiye 
konusundaki olumsuz etkilerinin hafifletilmesi açısından faydalı olacaktır. 
FETÖ’nün izlediği manipülatif stratejiler ve takiyeci ideoloji Türkiye örneği 
üzerinden gereğince anlatılır, Alman toplumu ve devleti açısından bunların riskleri açıkça ortaya konulursa örgütün gerçek kimliğinin anlaşılması sağlanabilir. 

Türkiye’nin FETÖ’nün ifşa olmasının ardından girdiği tutum değişikliğinin 
gerekçelerinin Alman kamuoyu tarafından yeterince anlaşılmadığı görülmektedir. 

Bu tutum değişikliğinin anlaşılmasına yönelik örgütün Türkiye’de geçirdiği 
gelişim ve ifşa süreci, eski FETÖ mensuplarının itirafları ve mahkeme kayıtları 
eşliğinde Alman kamuoyuna aktarılmalıdır.

Almanya’daki bazı gazeteci ve siyasetçiler kendi ülkelerinden çok Türkiye ile 
ilgilenmektedir. Uluslararası ilişkilerin genel kabul görmüş kuralları ve medya 
etiğine aykırı bir şekilde Türkiye’deki seçilmiş iktidar aleyhinde karalama kampanyaları yürütmekte ve hakarete varan suçlamalarda bulunmaktadır. Bu durum Almanya’daki Türkiye karşıtı lobinin gücünü ve etkinliğini göstermektedir. 

FETÖ’nün bu lobinin organizasyon ve finansmanında çok önemli bir rolü vardır. 
Bu hususlar göz önüne alınarak örgütün Türkiye ve Almanya için nasıl bir tehdit 
olduğu etkili bir şekilde anlatılmalıdır. 

İkinci olarak FETÖ Almanya’daki Türkiye kökenli insanlara bütün yönleriyle 
anlatılmalıdır. Bu ülkedeki üç milyondan fazla Türkiye kökenlinin örgütlü olarak 
hareket etmeleri durumunda Berlin yönetimi üzerinde sahip olacağı lobi gücü iyi 
kullanılarak Alman kamuoyu ikna edilmelidir. Bu sağlandığı takdirde Alman kamuoyunun siyasiler üzerinde baskı kurması mümkün olabilir. Ayrıca Türkiye’nin bu insanları bilgilendirmesi FETÖ’nün Almanya’daki Türk toplumu içerisinde örgütlenmesini ve finansal destek bulmasını zorlaştıracaktır. Bunun dışında Alman basın mensuplarının örgüt hakkında Almanca kaynak azlığından yakındığı dikkate alındığında özellikle örgüt yapısı ve stratejileriyle ilgili yapılacak yayınların önemi anlaşılmaktadır. Gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde Alman hükümetinin örgüt hakkındaki politikasını değiştirmesi sağlanamasa bile ülke kamuoyu Berlin’in FETÖ’ye yönelik himayeci tutumunun yanlışlığı konusunda ikna edilmelidir. Son dönemde FETÖ’nün içe kapalı ve gizemli yapılanmasına yönelik Alman kamuoyunda yapılan eleştiriler ve şeffaf olması yönünde baskılar giderek artmıştır. 

Örgütün bu yeni durum karşısındaki şeffaflık stratejisinin bir manipülasyon 
yöntemi olduğu Alman kamuoyuna izah edilmelidir. Zira yalnızca Fetullah Gülen 
ile ideolojik ve örgütsel bağın artık gizlenmiyor oluşu şeffaflık manasına gelmemektedir. 

Örgütün dayandığı ideolojik ve yöntemsel temel “takiye”dir. FETÖ 
Türkiye örneğinde açıkça görüldüğü gibi devlet ve toplum kurumlarına sızmasını 
tam anlamıyla gerçekleştirip yeterli güce ulaştığında gerçek yüzünü göstermekte ve esas hedeflerini belli etmektedir. Birleştirici ve hoşgörülü bir hareket olma iddiası ile Alman kamuoyunda da sempati toplamaya çalışan örgütün sızdığı kurumlarda yeterince güç elde ettikten sonra kendine dahil edemediği farklı görüş ve bireyleri fişlemek suretiyle tasfiye ettiği bilinmektedir. Nitekim bir örgüt mensubunun mahkemedeki ifadesinde itiraf ettiği gibi TSK’ya sızan örgüt mensupları Alevi kökenli askerleri “A Takımı” başlığı altında fişlemiştir. Örgütten olmayan asker ve subaylar yaşam tarzları, namaz kılıp kılmadıkları ve alkol içip içmediklerine göre bir fişlenmeye tabi tutulmuştur.160 

Örgütün kurulduğu günden açıkça eyleme geçtiği 15 Temmuz darbe girişimine 
kadar geçen süreçte Türkiye’de izlediği siyaset, strateji ve yürüttüğü söylemler 
tüm çelişki ve tutarsızlıklarıyla Alman kamuoyuna aktarılmalıdır. Bilhassa örgütün söylem ve eylemleri arasındaki zıtlık ifşa edilmelidir. Türkiye’de “Siyasete uzağız ve girmeyiz” sloganı ile kendine siyaset yapma imkanı ve meşruiyeti sağlayan örgüt161 şeffaflaşacağı yönündeki söylemleriyle de gizli ajandasını yürütmek için daha da komplike ve sofistike yöntemler geliştireceğinin sinyallerini vermektedir. Son dönemde iki ülke ilişkilerinde girilen normalleşme arayışları kapsamında Alman tarafının FETÖ konusunda atacağı ciddi ve somut adımlar ikili ilişkilerin iyileşmesine ciddi katkı sunacaktır. Nitekim Alman kamuoyunda örgütün şeffaf yapılanmasına yönelik kaygıların daha yüksek sesle ifade edilmeye başlanması Berlin yönetiminin FETÖ konusundaki tutumunda revizyona gitmesi gerektiğini işaret etmektedir. Bu noktada antidemokratik, tek merkezden yönetilen ideolojik ve idari bir yapılanmanın hakim olduğu örgüte ait dernek ve okulların Alman makamları tarafından daha yakından incelenmesi yerinde bir adım olacaktır. 

Son olarak Berlin hükümetine FETÖ gibi illegal bir örgütü korumaya devam 
etmesinin Türkiye ile ilişkilerine vereceği zarar şüpheye yer bırakmayacak 
şekilde anlatılmalıdır. Almanya’nın terör örgütlerine destek vermek ile Türkiye’yle sağlıklı ilişkiler kurmak arasında tercihini yapması gerektiği ifade edilmelidir. Almanya’da FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine hareket imkanı sağlamak suretiyle bunları Türkiye’ye karşı bir baskı aracı olarak kullanmak isteyen siyasetçilerin bu hesabının yanlış olduğu ve bunun Türkiye kadar Almanya’ya da zarar vereceği izah edilmelidir. Terörün kendisini destekleyenlere bumerang gibi döneceği gerçeği hatırlatılmalıdır. 

A. İLLEGAL YÖNTEMLER 

Kara Para Aklanması.,

Toplanan yardım ve zekat paralarının amaç dışı kullanımı 
Banka promosyonlarına “haram” olduğu gerekçesi ile el konulması 

B. BAĞIŞLAR 

“Himmet” 
Kimse Yok mu Derneği 
Maaşlardan kesinti 
Alman devletinin örgüt dernek ve okullarına sağladığı sübvansiyonlar 

C. TICARI VE FINANSAL FAALIYETLER 

1. EĞITIM KURUMLARI 

150’den fazla etüt merkezi 
25-30 Özel okul 
Yüzlerce “Işık Evi” isimli öğrenci evleri 

2. ŞIRKETLER 

Girişimciler Derneği Federal Birliği (Bundesverband der Unternehmervereinigung-BUV) 
20'den fazla derneğin üye olduğu BUV 3.000'den fazla işletmeyi temsil ettiğini 
iddia etmektedir. 

3. DERNEKLER 

Alman Diyalog Kurumları Birliği (Bund Deutscher Dialog Institutionen) 
Diyalog Dernekleri adıyla örgütlenen 300’den fazla STK 

4. BASIN-YAYIN-MEDYA 

World Media Group AG 
Zukunft Medya Ltd. Şti. (Zukunft Medien GmbH) 
Zaman Avrupa 
Zaman-online.de 
Deutsch-Türkisches Journal (dtj-online.de) 
Deutsch-türkischenachrichten.de 
Peyk Medya Limited Şirketi (Peyk Media GmbH) 
Ebru TV/QLAR 
Samanyolu TV Avrupa 
Tuwa Medya&Pazarlama Ltd. Şti. (Tuwa Media&Marketing GmbH) 
Sun Basım&Dağıtım Ltd. Şti. (Sun Print&Vertriebs GmbH) 
Die Fontäne (Çeşme) 




EK 1. FETÖ’NÜN ALMANYA YAPILANMASI 

1. EKONOMİK FAALİYETLER

2. SİYASİ YAPILANMA 

3. LOBİ VE PROPAGANDA FAALİYETLERİ 




Almanya’nın FETÖ Politikası 

• Berlin yönetimi FETÖ’nün terör örgütü olduğunu kabul etmemektedir. 
• Almanya FETÖ ile 15 Temmuz darbe girişimi arasındaki ilişkiyi kabul etmemektedir. 
• FETÖ mensubu firari savcılar Zekeriya Öz ile Celal Kara Almanya tarafından Türkiye’ye iade edilmemektedir. 
• Almanya FETÖ mensubu NATO’da görevli Türk subaylarını iade etmeye yanaşmamaktadır. 
• 7 Mart 2018 itibarıyla binden fazla kişi (288 diplomatik pasaport ve 771 yeşil pasaport sahibi Türk vatandaşları) Almanya’ya iltica başvurusunda 
  bulunmuştur. 2018 Şubat ayı itibarıyla bu taleplerin yüzde 42’si kabul edilmiştir. 


FETÖ LIDERI (FETULLAH GÜLEN) 
FETÖ AVRUPA İMAMI 
(ABDULLAH AYMAZ) 
FETÖ ALMANYA İMAMI 
(HAYRETTIN ÖZKUL) 
FETÖ ALMANYA SÖZCÜSÜ 
(ERCAN KARAKOYUN) 
EYALET İMAMLARI 
İL İMAMLARI 
ABILER/ABLALAR 

Kültürlerarası Diyalog Forumu (Forum für Interkulturellen Dialog) 
Pangea Matematik Oyunları 
Alman-Türk Kültür Olimpiyatları 
Alman Diyalog Ödülleri (Alman Diyalog Ödülü) 
Diyalog ve Eğitim Vakfı (Stiftung Dialog und Bildung) 
Farklı isimler altında kurulmuş diyalog dernekleri 
Siyasi partilerle iletişim kurma, üye olma


11.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 9

ALMANYA’DA FETÖ YAPILANMASI VE ALMANYA’NIN FETÖ POLITIKASI BÖLÜM 9




Benzer şekilde değişik partilerden çok sayıda Alman siyasetçi yaptıkları açıklamalarla darbe girişimi ve FETÖ’cülere dolaylı destek vermiştir. Cem Özdemir, Jürgen Trittin (Yeşiller) ve Katarina Barley (SPD) gibi isimler “Erdoğan kolunu Stuttgart, Berlin ve başka hiçbir yere uzatmasın” ve “Başbakan Merkel’in mevcut durumu göz önüne alarak şu anki Türkiye’ye herhangi bir iade söz konusu olamayacağını açık şekilde söylemesi gerekir” gibi ifadeler kullanmıştır. Söz konusu siyasetçiler Almanya’daki FETÖ yapılanmasına zarar gelmesini istemediklerini göstermiş ve Türkiye’nin darbe girişimi sonrası örgüte karşı operasyonlarını eleştirmiştir.140 

FETÖ’cülerin iadesi ile ilgili liste skandalı Almanya’nın örgüte yönelik himayeci 
tutumunu açıkça ortaya koymuştur. Sol Parti’nin Alman Meclisine sunduğu 
soru önergesine verilen cevaptaki iddialara göre Türkiye Şubat 2017’de Alman 
istihbarat teşkilatı BND’ye (Bundesnachrichtendienst) 400’ten fazla FETÖ 
mensubu ve örgüte bağlı 242 kuruluşun yer aldığı bir liste iletmiştir. İki istihbarat kurumu arasında iş birliğini öngören anlaşmalar uyarınca bunların araştırılması konusunda Ankara Berlin’den yardım istemiştir. Ancak Alman İstihbarat Kurumu bu isim ve kuruluşları araştırarak gerekli bilgileri Türkiye’ye vermek yerine telefonla arayarak uyarmıştır. Sol Parti’nin bir soru önergesine Alman hükümetinin 22 Mayıs 2017’deki cevabından bu kişilerin kimlik tespitleri ve uyarılma süreçlerinin o tarihte de devam ettiği anlaşılmaktadır.141 

Almanya’daki iktidar sorumluluğuna sahip siyasetçiler bu tutumlarıyla ya 
FETÖ’nün Türkiye için ne kadar büyük bir tehlike teşkil ettiğini anlamak istemediklerini gösteriyorlar ya da bu tehlikeyi bilmelerine rağmen söz konusu örgütü korumaya çalışıyorlar. Baden-Württemberg Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatının yukarıda değinilen raporunun 2015’te söz konusu kurumun web sayfasından kaldırılması da bu konuda soru işaretlerinin oluşmasına yol açmıştır. BND’nin uzun süredir Türkiye’yi dinlediği de dikkate alınırsa Almanya’nın FETÖ’nün masum bir dini cemaat olmadığını, Türkiye’de devlet kurumlarını nasıl ele geçirdiğini ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğunu bilmemesi mümkün değildir. Buna rağmen Almanya’nın FETÖ’yü koruyan bir tavır içerisine girmesi Türkiye’de çok büyük rahatsızlığa yol açmıştır. 

Mülteciler konusunda çok sert politikalarıyla bilinen ve Başbakan Merkel’i 
Suriyeli mültecileri ülkeye kabul ettiği için eleştiren koalisyon ortağı Hristiyan 
Sosyal Birliği’nin (CSU) söz konusu FETÖ mensupları olunca kapıları açma 
taraftarı olması Almanya’nın bu örgüte dair niyetleri konusunda Ankara’daki 
kuşkuları artırmıştır. CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer katıldığı bir televizyon programında “Erdoğan ve partisinin baskılarından kaçan insanlar”ın 
Almanya’da mülteci olarak kabul edileceğini söylemiştir.142 Suriye, Irak ve Afganistan’dan gelen mültecilere bile kapıları kapatmayı savunan CSU’nun FETÖ 
mensuplarına yönelik neden bu kadar “mülteci dostu” bir tavır takındığı soru 
işaretlerine neden olmuştur. 

Almanya’nın Türkiye’den kaçan FETÖ, PKK ve diğer terör örgütü mensuplarına 
bu şekilde kucak açan bir politika izlemesi 13 Aralık 2016’da The 
Wall Street Journal’de yayımlanan “Turkish Opposition Finds Base in Germany” 
başlıklı yazıya konu olmuştur. Andrea Thomas imzasıyla çıkan yazıda Almanya’ya 2016’da Türkiye’den yapılan iltica başvurularının 2015’e göre üç kat 
artış gösterdiği, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu sayıda büyük 
artış yaşandığı, Kasım ayına kadar yapılan toplam 5 bin 166 başvurunun 
neredeyse üçte birinin FETÖ mensuplarına ait olduğu ifade edilmektedir.143 
Darbe girişimi öncesinde de çok sayıda FETÖ mensubunun Türkiye’den Almanya’ya kaçtığı bilinmektedir.144 Darbe girişimi sonrasında örgüt mensuplarının bazısı Türkiye’den Almanya’ya kaçarken145 Türk diplomatik ve askeri misyonlarında görevli olanların da Alman makamlarından iltica talebinde 
bulundukları kaydedilmiştir.146 

Almanya’nın FETÖ konusunda takındığı tutum Alman İstihbarat Şefi Kahl 
Bruno’nun açıklamalarıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Kahl 18 Mart’ta Der 
Spiegel’e verdiği röportajda FETÖ’nün şeffaf olmayan yapılanmasına yönelik 
daha önce Alman kamuoyunda dillendirilen iddiaları ve uzmanların örgütle 
ilgili uyarılarını göz ardı ederek örgütün yalnızca dini ve seküler eğitim faaliyetlerinde bulunan bir STK olduğunu ifade etmiştir.147 Kahl’ın açıklamaları 
sadece Türkiye’de değil Alman kamuoyunda da şaşkınlıkla karşılanmıştır. 

Bruno Kahl’ın açıklamaları Alman hükümetinin FETÖ ile ilgili tutumunun Alman 
siyasetinde yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. Nitekim Sol Parti Kahl’ın 
açıklamalarını konu alan ve Almanya’nın FETÖ ile ilgili tutumunu sorgulayan soru önergesini 10 Nisan 2017’de Meclise sunmuştur.148 Burada Bruno Kahl’ın hangi bilgi kaynaklarına dayanarak örgütün sadece seküler ve dini eğitim veren bir STK olduğu kanaatine vardığı sorulmuştur. Hükümet 22 Mayıs 2017’deki cevabında açık kaynaklarda yer alan bilgilere atıfta bulunarak Almanya’da “Gülen Hareketi” olarak bilinen yapılanmanın sadece eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunduğunu ifade etmiştir. 

Önergede ayrıca örgütün ekonomik alanda kardeş kuruluşu olan BUV vasıtasıyla 
ticari faaliyetlerde bulunduğu gerçeğine rağmen BND başkanının nasıl olup da örgütün yalnızca seküler ve dini eğitim faaliyetlerinde bulunan bir STK olduğu kanaatine vardığı sorulmuştur. Hükümet FETÖ’nün açık kaynaklardaki bilgilere göre bir eğitim STK’sı olduğu yönündeki görüşünü tekrar etmekle yetinmiştir. Yapılanma ve propaganda stratejisi “takiye” olan ve manipülatif yöntemlere sıklıkla başvurduğu bilinen bir örgütle ilgili olarak açık kaynaklarda geçen bilgilerin sorgulanmadan veri olarak kabul edilmesi oldukça ilginçtir. Soru önergesinde geçen İstihbarat Şefi Bruno Kahl’ın örgütle ilgili bilgileri hangi açık kaynaklardan edindiği sorusuna ise açık kaynakların yanında istihbari bilgiler de kaynak olarak gösterilmiştir. 
Önergeye verilen cevapta örgütün Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından izlenmediği ısrarla vurgulanırken bu istihbari bilgilere Alman istihbaratı BND vasıtasıyla mı yoksa yabancı servisler üzerinden mi ulaşıldığı konusuna ise açıklık getirilmemiştir. 

Aynı soru önergesinde 15 Temmuz darbesine karışan güçlerin kimler olduğuna 
dair Berlin’in bilgisi olup olmadığı sorulmuştur. Hükümet bu soruyu cevaplamanın Alman devletinin ali menfaatleri gereği mümkün olmadığını belirtmiştir. Ayrıca BND’nin bu bilgileri açıklaması durumunda bilgi kaynaklarının 
zayıflayacağı ve bundan sonraki istihbarat çalışmalarına zarar verebileceğini ifade etmiştir. Bu durum Alman makamlarının darbeye karışan güçler hakkında bilgi ve fikir sahibi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. 

Daha önce de değinildiği gibi Alman hükümeti ülkesine kaçan Zekeriya Öz 
ve Celal Kara gibi FETÖ’nün önemli isimleriyle diğer örgüt mensubu kamu görevlilerini de Türkiye’ye iade etmeyi reddetmektedir. 

Bruno Kahl’ın açıklamaları yalnızca siyasilerin değil Alman medyasının 
da Berlin yönetiminin FETÖ konusunda Türkiye’ye karşı tutumunu sorgulamasına yol açmıştır. 

Jürgen Gottschlich 11 Eylül 2017’de TAZ gazetesinde yayımlanan “Wo Erdoğan 
Recht Hat” (Erdoğan’ın Haklı Olduğu Noktalar) başlıklı makalesinde Kahl’ın 
FETÖ lehine yaptığı açıklamalardan ya meseleye vakıf olmadığı ya da kasıtlı bir 
biçimde örgütü himaye ettiği ihtimalini akla getirdiğini ileri sürmüştür. Aynı yazıda Türk kamuoyunda darbeyi FETÖ’nün gerçekleştirdiği yönünde görüş birliği olduğu vurgulanmış, Almanya’nın darbeye karıştığını bildiği halde örgütü himaye ettiği görüşünün de hakim olmaya başladığının da altı çizilmiştir. Makalenin ilerleyen bölümlerinde Erdoğan karşıtlığının masum sayılmak için yeterli gerekçe olamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca Almanya’ya kaçan Zekeriya Öz ve Adil Öksüz gibi FETÖ üyelerinin demokratik ve özgürlükçü olmadıklarına, aksine Ergenekon davaları sürecinde belli kesimden insanları düzmece delil ve iddialarla yargılayıp suçsuz yere hapis yatmalarına neden olduklarına dikkat çekilmiştir. Kahl’ın açıklamalarının siyaset kulislerinde konuşulan bazı iddiaların aksine Merkel’den habersiz yapılmış olamayacağı yazıda ifade edilmiştir. Devamında Berlin’in FETÖ’yü koruyan tutumunun darbenin ABD ve Almanya’nın bilgisi dahilinde gerçekleştiği yönündeki “komplo teorileri”ni güçlendirdiği vurgulanmıştır. Ayrıca Alman hükümetinin FETÖ politikasında bir düzeltmeye gitmediği takdirde Türk kamuoyunda sadece AK Parti çevrelerince değil toplumun diğer kesimlerince de inandırıcılığını ve etki alanını yitireceği iddia edilmiştir.149 Bu makalenin yayımlanmasından bir hafta sonra konu bu kez Almanya’nın itibarlı gazetelerinden FAZ’da gündeme getirilmiştir. Söz konusu yazıda Türkiye’de anayasal düzeni yıkma amacıyla gerçekleştirilen 15 Temmuz darbesine katıldıkları ispat edilmiş FETÖ’cülerin Almanya’da saklandıklarının ortaya çıkması durumunda Berlin’in bir suç örgütünü hiçbir hukuki kovuşturmaya tabi tutmadan topraklarında barındırma sorumluluğunun altından kalkamayacağı uyarısında bulunulmuştur. FETÖ ile ilgili hazırladığı eleştirel haber dosyaları ile örgütün hedefi haline gelen Der Spiegel dergisi İstanbul muhabiri Maximillian Popp da Posta gazetesinden Nedim Şener’e verdiği bir röportajda Bruno Kahl’ın açıklamalarının kendisini şaşırttığını ifade etmiştir. Popp FETÖ yapılanmasının gizli ajandası olan mafyatik bir örgüt olduğunu ve Türkiye’de demokrasiye zarar verdiğini belirtmiştir.150 

Kahl’ın söz konusu mülakatına Türkiye’den de tepkiler gelmiş ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın bir televizyon programında istihbarat şefleri- nin bu gibi spesifik konularda basına ayrıntılı açıklama yapmalarının alışılmış bir durum olmadığını ve Alman istihbarat şefinin sözlerinin açıkça FETÖ’yü aklama operasyonu anlamına geldiğini belirtmiştir. Kalın ayrıca Almanya’nın bu tutumu ile FETÖ konusunda da PKK örneğindeki gibi bir siyaset izleyerek dolaylı yoldan örgüte arka çıkacağından endişe duyduğunu ifade etmiştir.151 

Ocak 2018 itibarıyla iki ülke arasında bakanlık düzeyinde istişare toplantılarının 
yeniden başlatılması ile Türk-Alman ilişkilerinde yeniden iş birliği ve 
normalleşme arayışlarına girilmiştir. Bu bağlamda Alman kamuoyunun ikili 
ilişkilerde gerçek manada bir normalleşmenin ancak Almanya’nın FETÖ meselesinde somut adımlar atması ile mümkün olacağı noktasında ikna olduğuna dair emareler mevcuttur. Nitekim Alman devletince finanse edilen ve devlete danışmanlık yapan Berlin merkezli düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı’nın Türkiye uzmanı Günter Seufert FETÖ’nün ikili ilişkilerde ciddi bir sorun 
oluşturduğunu belirtmekte ve Almanya’yı örgütle ilgili tutumunu gözden geçirmeye davet etmektedir. Almanya’nın örgüte yönelik tutumunun Türkiye’de 
hiçbir kesim tarafından kabul görmediğine değinen Seufert, Berlin yönetimini 
örgüte karşı daha mesafeli bir tavır takınması noktasında uyarmaktadır. Seufert’in FETÖ meselesinde Türk tarafının argümanlarının dinlenilmesi gerektiği yönündeki uyarısı oldukça önemlidir. FETÖ’nün kapalı iç organizasyon yapısının Alman kamuoyunda da biri açık diğeri gizli olmak üzere ikili bir ideolojik ve idari yapılanma şüphesi uyandırdığı görülmektedir. Bu noktada Seufert’in örgüte ait kurumların Alman devleti tarafından daha titizlikle mercek altına alınması yönünde yaptığı uyarı dikkat çekicidir.152 
Son dönemde ikili ilişkilerde gözlemlenen normalleşme arayışları çerçevesinde 
Alman tarafının Türkiye’nin FETÖ mensupları ile ilgili taleplerini ciddiye 
aldığı gözlemlenmektedir. Darbenin sivil aktörlerinden Adil Öksüz’ün Almanya’da bulunduğuna dair basındaki iddiaların ardından Türkiye Kasım 2017’de iade talepnamesi hazırlamıştır. Alman makamlarının 14 Kasım 2017’de Öksüz’ün ikamet yerinin tespitine yönelik başlattığı soruşturmanın halen devam ettiği bilgisi ise Alman Süddeustche Zeitung gazetesinin 24 Ocak 2018’deki haberinde gündeme getirilmiştir. Son yıllarda iyice gerilen Türk-Alman ilişkilerinin normalleşme sürecine girdiği bir dönemde gazetenin “Bir İyi Niyet Göstergesi” (Ein Zeichen des guten Willens) başlığıyla bu habere yer vermesi dikkat çekicidir. 

   3 Şubat 2018’de Der Spiegel dergisinde “Diplomatik Krize Neden Olacak 
Olay” (Diplomatischer Kriesenfall) başlığı ile bir yazı yayımlanmıştır. Yazıda Almanya’nın sahte pasaportlarla Yunanistan üzerinden Almanya’ya kaçan FETÖ 
mensubu eski Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat, Yarbay Atakan A., askerler İbrahim Y. ve Hasan E.’ye iltica hakkı tanıdığı iddia edilmiştir. 

Batı Almanya’da bir kasabada yaşadığı belirtilen İlhami Polat der Spiegel’deki beyanında Alman İç İstihbarat Teşkilatı (Verfassungschutz) ve polisinin kendisine Almanya’da güvencede olduğu teminatını verdiğini belirtmiştir. Darbenin Fetullah Gülen’den gelen emirle gerçekleştirildiği Polat’ın eşi dahil pek çok şahidin ifadelerinde açıkça ortaya çıkmıştır. Fakat İlhami Polat Alman polisinin kendisini konuşmaması gerektiği noktasında uyardığını belirtmiş, dergi muhabirinin bu iddiaların doğru olup olmadığına yönelik sorusuna cevap vermekten kaçınmıştır. Makaleden anlaşıldığına göre Türkiye’den Almanya’ya kaçan darbeci subay ve albaylara yerleştirildikleri yurtların önüne polis araçları konuşlandırılarak özel koruma sağlanmıştır. Yazıda darbecilerin Türkiye’ye iadesinin insan hakları noktasındaki bazı kaygılardan dolayı mümkün olmadığı iddia edilmiştir. İnsan hakları örgütlerinin tüm uyarılarını ve Alman kamuoyundaki tepkileri kulak ardı ederek kaçak Afgan sığınmacıları can güvenliğinin bulunmadığı Afganistan’a geri gönderme kararı alan Almanya’nın FETÖ’cülere karşı sergilediği bu korumacı tavrın siyasi olduğu açıktır.153 Nitekim der Spiegel dergisi bu olayın Türkiye’de FETÖ ile Almanya arasında bir iş birliği olduğunu savunanların iddialarını güçlendireceğine ve son dönemde ilişkileri düzeltme arayışına giren iki ülke arasında yeni bir diplomatik krize neden olabileceğine dikkat çekmektedir.154 

10.CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***