17 Aralık 2020 Perşembe

TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK., BÖLÜM 4

TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK: “DİLEK SİSTEMİ”  BÖLÜM 4


Milli Şef, Varlık Vergisi, Dilek Sistemi, 1939 CHP V. Kurultayı, CHP, Tek Parti Dönemi, Parti-Devlet Bütünleşmesi,Sevda MUTLU,

Eğitim ile İlgili Dilekler., 

Atatürk döneminde, eğitsel ve kültürel yapının yeniden inşaası, Batı medeniyetiyle bütünleşmiş, gelişmiş pozitivist bakış açısına sahip, modern ulusal dayanışmacı bir toplum meydana getirmeye yönelik olmuştur ve cumhuriyet eğitiminin başlıca hedefi çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve geçmekti.85 

Ancak, Kurultay’a ulaşan dileklerden de anlaşıldığı üzere, eğitim imkanlarının çok kısıtlı olduğunu anlıyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında okuma yazma oranı %510 ve bu oran köylerde %1’e düşmekteydi. Eğitimle ilgili gelen dilekler arasında 85 yerde ortaokul ve lise açılması dileği vardı. 

1938-1939 öğretim yılında ortaokul sayısı 228’di ve lise sayısı ise 75’ti. 86 “Vilayet ve kazalarda yeni liselerin açılması konusundaki dileklere cevaben, mevcut liselerin takviyesi yapıldıktan sonra yeniden lise açılması düşünülmektedir. Parti programına göre mevcut liselerin takviye edilmesi emrolunmaktadır. 

Bu nedenle yeni lise açmadan, eldeki liselerin takviyesi tamamlanacak ve daha sonra yeni liseler açılacaktır.”87 ifadesiyle dilekler bir süreliğine ertelenmiştir. 
85 yerde ortaokul açılması dileğine ilişkin olarak hükümetin son dört yılda 41 yerde ortaokul açtığı ve bakanlığın plan ve program çerçevesinde 295 yerde ortaokul açmayı amaçladığı ve milli eğitim bakanlığının yapacağı eğitim şürasında verilecek karara göre ortaokul açılacak yerlerin sıraya konması ve bina yapmak gibi yardımda bulunan yerlerin ön safhada alınması muvaffak görüldü88 açıklaması yapılmıştır. Sanat okulu açılması dileği, “Kars, Iğdır, Kayseri, Seyhan, Trabzon, Çoruh (Muğrul) Vilayetlerinde istenen sanat mektepleri hakkında ise, bu gibi müesseselerin günden güne arttırılmasının Vekâletin en yüksek emellerinden bulunduğu ve imkan ve eleman nispetinde tezyit ve teşmil kılınacağı konuşuldu”89 şeklinde belirtilmiştir. 

Son dört yılda, 41 yerde ortaokulun açılmış olması ve ortalama her bir yıla on ortaokulun düşmesi, dönemin sosyo-ekonomik koşullarının oldukça kötü ve zor 
olduğu bilgisini vermektedir. 

 Eğitimle ilgili diğer dilek ve istekler ise şöyleydi: Özel mekteplerde imtihanların adil olmaması konusundaki dilek yerinde bulunmuş, bu nedenle, her talebenin aynı ilim ve fikir seviyesinde olması için ilk, orta ve liselerde bir devlet sınavı yapılması kararı verilmişti. Bu karar, “Hususi mekteplerde talebeye müsamaha yapılmasına müsaade edilmeyecek”90 başlığı ile haber olmuştu. Kitapların pahalı olduğu yönündeki dileğe karşılık, ülkemizde kitapların Avrupa memleketlerinden herhangi birisinden üç dört kat daha ucuza satılmakta olduğu ve Bakanlığın talebi karşılamak üzere bol yapraklı ve çok ucuz satılacak defterler hazırlanmakta olduğu bildirilmişti. Milli Kütüphane’nin açılması kararı da burada alınmıştı.91 

Eğitim konusunda Kurultay’a sunulan dilekler, daha çok okul açma, ders araç-gereçleri ile ilgili olup, eğitim çalışanları ile herhangi bir dileğin olmaması da dikkat çekicidir. 

Adliye ile İlgili Dilekler 

Adliye Bakanlığı ile ilgili dileklerin oldukça yoğun olduğuna tanık oluyoruz. 
Bu dilekleri üç kategoriye ayırarak şu şekilde değerlendirebiliriz: 

1. Adliye binası ve cezaevleri yapımı ile ilgili dilekler, 
2. Hâkim ve Noter tayini ile ilgili dilekler, 
3. Kanuni düzenlemelere ilgili dilekler. 

1. Adliye binası, Cezaevleri yapım ve mahkeme tesisi: Çanakkale, Denizli, İstanbul (Üsküdar), Kayseri (Develi) nin bu adliye binası dileği sırasıyla temine çalışılmakta nitekim bu sene tahsisatla Kastamonu ve Manisa adliye binalarının yaptırılacağı ifade olunarak olumlu bir cevap verilemediğini görüyoruz. Antalya, Gümüşhane, Erzincan ve Üsküdar’ın ceza evleri inşaatının ön sırada olduğu izah edildi. Mahkeme tesisi: nerelerde ne gibi mahkemelerin gerektiğinin yeniden 
saptandıktan sonra dilekte mevcut yerlere de kadro gönderileceği beyan olunmuştur. 

2. Hâkim ve Noter tayini, Hâkim tayinine ilişkin mevcut kadronun 275 olduğu ve her sene tezyit olunan kadro mucibince boşlukların doldurulmasına çalışıldığı cihetle dilekte mevzubahis olan yerlerin de bu meyanda kapatılacakları bildirildi.92 Ankara’ya üçüncü noter tayin edildiği fakat araştırma sonucunda Beykoz (İstanbul) lüzum olmadığı anlaşılmıştır.93 

3. Kanuni düzenlemelere ilişkin dilekler: Bahçe hırsızlığının ve hayvan hırsızlığının önüne geçilmesi için cezanın ağarlaştırılmasına ilişkin dilek, icra ve adli harç kanunlarında değişiklik, Borçlarını veremeyenler hakkında yeni hüküm ilavesine ilişkin dilekler94 görüşülmüştür. 

Mahkemelerin yetersizliği, davaların çok uzun sürmesi, dönemin en öne çıkan sorunlarından biriydi. Öyle ki, Atatürk, SCF’nin kurulması kararını aldığı yemekte, Samsun Valisi Kazım Paşa’ya ülkenin durumunu nasıl gördüğünü sorar, Kazım Paşa’da, halkın, özellikle de, mahkeme işlerinin sonuçlanmadığından şikayetçi olduğunu söylemişti.95 Söz konusu durumun dileklere de yoğun bir şekilde yansıdığına tanık oluyoruz. 

Ekonomi İle İlgili Dilekler 

Sanayi geliri olmayan yeni Türkiye, devletinin gelir kaynaklarını oluştururken vergiye ağırlık vermiştir. Dönemin sosyo-ekonomik özellikleri çerçevesinde 
alınan vergiler vatandaşı zorluyordu. Bu nedenle, ekonomik içerikli dileklerin en yoğun olduğu alan vergi affı ya da vergilerin düşürülmesi yönündeydi. Üç aylık 
yurt gezisinde Atatürk en çokhalkın vergilerlerden şikayetiyle karşılaşmıştır,“her gittiğimiz yerde halk müştereken vergilerin ağırlığından şikayet etti. Hiç bir 
yere tahsilat tam olmamış, hacizsiz hatta hapissiz vergi tahsili yapılmamış.”96 Halktan alınan, Buğday Koruma, Çeltik Muamele, Hayvan, Yol, Bina ve Arazi 
Vergisi gibi vergilerin kaldırılması ya da düşürülmesi dilekleri97 görüşülmüştü. 
Ekonomik içerikli diğer dilekler ise, bazı mallarda (şeker, mazot, gaz vs. maddelerinin fiyatlarının düşürülmesi yönünde olmuştur.

 Ayrıca, her taraftan fabrika veya imalathanenin yapımı dilek ve isteği de Kurultay’a taşınmıştı. Bu dilek karşısında İktisat Bakanı’nın şu açıklaması dikkat 
çekicidir: 

“Devletçi iktisadın bir sistem ve program dahilinde hareket etmek mecburiyetinde olduğu ve esasen plan harici fabrika ve imalathanelerin şahsi teşebbüsle meydana getirilmesinin mümkün bulunduğu ve sürprodüksiyon endişesiyle konulan kanuni kayıt ve tahditlerinin kaldırılmasının düşünüldüğü, bununla beraber memleketin her tarafından yapılan fabrika tesisi dileğinin birer zaruret ifadesi olduğunun göz önünde tutularak her bir yer dileği hakkında ayrı ayrı araştırmalar yapılacağı ve nitekim Erzurum ve Bursa’da birer şeker fabrikası tesisi mevzubahis olduğunu 
bildirdi.”98 

1930’larda uygulanan devletçi politikaların bir gereği olarak, 1933 yılında çıkarılan rekabeti önleme nizamnamesi olarak uygulamaya konulan kanun ve  uygulamalar ın kaldırılmasının düşünüldüğünü ve girişimcilerin de fabrika ve imalathane açmasının söz konusu olacağının belirtilmiş olması dikkat çekicidir. 

Bakanın bu sözlerinde, Bayar’ın bir yıllık (1937-1938) Başbakanlığı dönemindeki liberal uygulamalarının etkisinin olduğu sonucuna da varabiliriz. Ancak, çok 
partili siyasal hayata geçene kadar, bunun pek de böyle olmadığı görülmüştür. Yine de, İnönü’nün katı devletçiliği içerisinde, bu sözlerin sarf edilmesi, girişimcilik için küçük bir ışık niteliğindendir. 
Dilek ve isteklerin yoğunlaştığı ve halkın asıl önemsediği, hem vergi indirimi hem de bazı malların fiyatlarının düşürülmesi türünden ekonomik içerikli dileklere olumlu cevap verilmediğine tanık olundu. 

Sağlıkla İlgili Dilekler 

Yurdun pek çok yerinden gelen dileklerin yoğunlaştığı diğer bir alanın da sağlık olduğunu görüyoruz. Bataklıkların kurutulması, hastane, dispanser, doğumevi 
ve sanatoryum, eczane açılması, ebe ve hükümet tabibi gönderilmesi, frengi ve sıtma mücadelesinin yapılması gibi dilekler Kurultay’ın gündemine 
ulaştırılmıştı. 

Gerçekten de, Encümen Raporu’nda yer alan şu istatistik, dönemin sağlık koşullarının ne kadar yetersiz olduğunu gösterir niteliktedir. “Memleketimizde 
10.000 nüfusa yedi yatak isabet etmekte imiş. Bu nisbetin 10 senede 15’e çıkarılmasının programlaştırıldığı, Çoruh, Erzurum, Kütahya hastane işlerinin de bu program dahilinde olduğu anlaşıldı.”99 Hastanesi, eczanesi, ebesi, hekimi olmayan yerlerin varlığı, dönemin sosyo-ekonomik koşullarının kısıtlılığını gösterir 
niteliktedir. 

Diğer Dilekleri 

Tabloda yer alan, ancak tüm detayları ile çalışmada yer verilemeyen ama önemli sayılabilecek bazı dilekleri burada değerlendirilmesi uygun olacaktır. 

Başbakanlıkla ilgili dilekte, dikkati çeken ve karara bağlanan bir dilek var o da: İnönü Savaşı’nın meydana geldiği alanda, piyade siperlerinin olduğu yerde, İnönü heykelinin dikilmesi dileğidir ve kabul edilmiştir.100 Bu dileğin, İnönü’nün Cumhurbaşkanlığının ilk yılına denk gelmesi tesadüf olmasa gerek. 

Milli Şef olmasıyla birlikte, İnönü’nün statüsüne övgünün oldukça yaygın bir tutum olduğuna tanık oluyoruz. Bu dönemde, İnönü’nün hayatı ile ilgili de pek çok övgü niteliğinde yayın yapılmıştı. Öte yandan da, İnönü’nün de, Atatürk’ten sonra kendi imajını yaratıcı ve yüceltici uygulamaları olmuştu. İnönü’ye atfen yapılan at yarışları, düzenlenen kır gezileri, ansiklopedi ve kitapların ona ithaf edilmesi, bir takım yerlere onun isminin verilmesi, ona bir takım unvan ve payelerin layık görülmesi, bunlar arasındadır. Çeşitli sanat, eğitim, sportif ve kültürel faaliyetlere yönelik olarak verilen armağanlar: ‘İnönü Değerlendirme Armağanları’, 
‘İnönü Özendirme Armağanları’ adlarını taşımaktaydı.101

 Dikkati çeken ve karara bağlanan, ayrıca basında da geniş yer bulan, üzerinde durulması gereken bir diğer dilek de halka ucuz radyo temini dileğidir. 

Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya, verdiği cevapta, bu hususta bir kanun lahiyası teklif edilmek üzere bulunduğunu, bu surette halkın 17-25 lira arası fiyatlarla 
birer radyo sahibi olabileceklerini ve halkın bunları kolaylıkla kullanabilmesi için ayrıca tedbirler derpiş edildiğini ve köylerin radyolanması için idarelerinin 
mecbur tutulmasını kaydetmiştir.102 Halka ucuz radyo verileceğine dair karar, dönemin basınında büyük puntolarla yer almıştı.

 I. Dünya Savaşı yıllarında, etkili bir propaganda aracı olarak radyo kullanımında patlama olmuştu. Türkiye’de devlet, 1930’lardan başlayarak radyo ile ilgilenmeye başlamıştır. Radyonun anında ve yaygın bir etkiye sahip olduğunun anlaşılmasın dan sonra 1936’da çıkardığı bir kararname ile devlet radyonun yönetimini doğrudan ele aldı ve radyoculuk tarihimizde ‘devlet tekelinde ve yönetiminde radyo’ diye adlandırılan bir döneme geçildi.103 

Bu dönemde, nüfusunun çoğunluğu köyde yaşayan köylüler için “Ziraat Takvimi Saati” gibi eğitim programları düzenleniyordu, “Ancak teknik problemler nedeniyle radyo çok iyi bir şekilde dinlenemiyordu.104 Devletin tekeline geçen radyo halkla hükümet arasındaki tek iletişim aracı niteliğindeydi. Hem Devletin, hükümetin 
ve CHP’nin halkına kendi varlığın hissettirebileceği bir araç olarak hem de halkın dış dünya ile bağlantısını kurabileceği yaygın ve etkili (çünkü diğer araçlardan gazeteye herkesin hemen ulaşması imkanı oldukça kısıtlıydı) bir araç olarak radyo temini önem kazanmıştır. Bu nedenle, kanuni bir düzenlemeyle halka ucuz radyo dağıtılması kararı, iki tarafı da olumlu birbirine bağlayan bir karar olmuştu. Öyle ki, devletin tekelinde olmayan radyo yayını için devlet halka ucuza radyo dağıtma kararı alır mıydı? 

Bazı yerleşim yerlerinin, belediye, nahiye, kaza olması yönünde dilekler olmuştu. Belediye memurlarının tekaüt (emeklilik) haklarının tanınmasına dair Isparta Vilayeti dileğine karşı, genel bütçeden temini olmayan bir sigorta usulünün tatbikine gidilmesinin düşünüldüğünü belirtilmiştir. Hükümet Konağı yapımı dileklerine ilişkin, hiç binası olmayan doğu vilayetlerinden başlayarak, Garp Vilayetlerine doğru hükümet konakları inşaasına bir plan dâhilinde devam 
edilmekte olduğu; yangın ve harap olan binaların tercihan yapılması gerektiği encümenimizce uygun görülmüştür. Polis teşkilatı sayısının arttırılması, köy işlerine ilişkin dilekler de görüşülmüştür.105 

Ziraat işlerine ilişkin dileklerin büyük bir çoğunluğu, alet, makine, tohum, çubuk, fidan temini veya bunların ucuzlatılması ve ıslahına ilişkin olmuştur. 

Memur istenilen yerlere de bu sene kadroya alınacaklardan kısmen gönderileceği bildirdi. Yardım ve zirai krediler hakkındaki dileklerin yerine getirileceği, tetkikat 
neticesinde lüzum görülen yerlere şube açılmasına veya ajan gönderilmesine çalışılacağı ifade edilmiştir. Orman işlerine ilişkin, Orman mahsullerini toplama 
işlerinde kolaylık gösterilmesi çareleri aranacağı bildirildi. Veteriner işleri dileğine ilişkin: damızlık ihtiyacını her yerde karşılamak için çalışılacağı ifade edildikten sonra aşı parasının onda bire kadar indirildiği ve bir kısımlarına da büsbütün parasız olarak dağıtılmaya başlandığı bildirilmişti.106 

Çocuk Esirgeme Kurumuna ait olan ve tütünden alınan hisse ile köy çocuklarına da yardım edilmesini isteyen Kocaeli (Gölcük) dileğinin yerine getirildiği bu kurumun başkanı ve Kırklareli mebusu Dr. Fuat Umay’ın izahından anlaşılmıştır.107 

Çok çocuklu yardım işine hükümetin fazla ehemmiyet vermesi, kimsesiz çocuklar için devlet yurtları açılması108 dilekleri de dikkati çeken dilekler arasında yer almaktadır. 
Kurultay tarihi 1939 olunca II. Dünya Savaşı gerçeğini de vurgulamak gerekiyor. 1939’da savaş patlak verdiğinde, Türk ekonomisi tek başına büyümek için gerekli ‘kalkışı’ yapmaktan hala uzak olsa da, büyük bir ilerleme kaydetmişti.109 Kurultay tarihlerinde, II. Dünya Savaşı rüzgârı esmekteydi. Dolayısıyla, 
Kurultay boyunca savaş konusu Ulus Gazetesi’nin başyazılarında yer almıştı110 . Kurultay’ın gerçekleştiği tarih II. Dünya Savaş’ı başlangıcından (Savaşın başladığı tarih olarak genellikle, Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 kabul edilmektedir) yaklaşık olarak üç ay öncesidir. 

Dolayısıyla, Savaş rüzgarları esmekle birlikte henüz savaş başlamadığı için dönemin sosyo-ekonomik yapısında savaşın olumsuz etkilerinin olduğu 
söylenemez. Bu nedenle, söz konusu dilekler gerçekten de dönemim salt sosyo-ekonomik koşullarının yansımasıdır. 

Dilek Sisteminde gözden kaçmaması gereken bir nokta da, yurdun en ücra köşesinden gelen bir dileğin, görüşülüp karara bağlandığında tüm yurdu kapsıyor 
olmasıydı. Örneğin, Manisa’nın Demirci ilçesinden gelen İcarei zemin vergisinin111 kaldırılması dileğine yönelik karar (olumlu ya da olumsuz) tüm ülkeyi  ilgilendiri yor. Aslında özelde gelen dilekler, genelleştiriliyor ve her ili ve herkesi ilgilendiren bir karar haline geliyor. 

Dileklerin yerine getirilip getirilmediğini takip etmek, CHP Genel Sekreterliği’nin göreviydi. 

Encümen raporunda, dileklerin pek çoğu açık bir şekilde belirtilmediğinden dolayı, dileklerin kaç tanesinin kabul edilip, kaç tanesinin reddolunduğunun istatistiksel verilerine ulaşma imkanı (gerekli görmemize rağmen) ol(a)madı. Encümen raporunda, kapalı olan ve üstünkörü geçilen dilekler ise şöyle: Örneğin, eğitimle ilgili pek çok dilek görüşülüp karara bağlandıktan sonra, “diğer dileklerin bir kısmının tetkik edilip imkan aranacağı veya mahalline aidiyeti hakkında verilen izahat encümenimizce kafi görülmüştür.”112 

Yine örneğin, Nafıa dilekleri ile ilgili: “Diğer dileklere ait izahat da kafi görüldü. ”113 
Maliye Vekaleti ile ilgili; “diğer dileklerin bir kısmının esasen yerine getirildiği veya getirilmesinin mutassever olduğu, bir kısmının ise imkan dahilinde bulunmadığı hakkında verilen izahatler tatminkar görüldü”114 türünden Encümen Raporu boyunca devam eden genel ifadelerin varlığı dileklerin istatistiksel değerlerini vermemizi imkansız kılmıştır. 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI:

85 Filiz Meşeci Giorgetti, Betül Batır; “İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı Döneminde Eğitim Politikaları”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, 
S 13-14, 2008, s. 27-55, s. 28. 
86 Giorgetti, Batır, a.g.e., s. 50. 
87 Ulus Gazetesi, 31 Mayıs 1939, s. 7. 
88 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 17. 
89 a.g.e., s. 17. 
90 Yeni Sabah Gazetesi, 31 Mayıs 1939, s. 1. 
91 Ulus Gazetesi, 31 Mayıs 1939, s. 7. 
92 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 7. 
93 a.g.e., s. 8. 
94 a.g.e., s. 5. 
95 Fethi Okyar, “Ali Fethi Okyar’ın SCF Anıları”, Fethi Okyar’ın Anıları Atatürk, Okyar ve Çok Partili Türkiye (iç.), Osman Okyar-Mehmet Seyitdanlıoğlu, 
Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, Şubat 1999, S: 91-162, s. 95-96. 
96 Başar, a.g.e., s. 64. 
97 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 16. 
98 a.g.e., s. 21. 
99 a.g.e., s. 24. 
100 a.g.e., s. 4. 
101 Osman Akandere, Millî Şef Dönemi Çok-Partili Hayata Geçişte Rol Oynayan İç ve Dış Tesirler 1938-1945, İz Yayıncılık, İstanbul, 1998, s. 56. 
102 Ulus Gazetesi, 30 Mayıs 1939, s. 6; 31 Mayıs 1939, s. 7. 
103 Mehmet Özçağlayan, “Türkiye’de Radyo Yayıncılığının Gelişimi 1926–1991”, İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dergisi, S: 14, 2002, 
s. 529- 557, s. 534-535. 
104 Tuğrul Eryılmaz, “Radyo ve Radyoculuk”, Radyo ve Radyoculuk (iç.), Der: Sevda Alankuş, IPS İletişim Vakfı Yayınları: 8, İstanbul, 2003, S: 79-104, s. 85. 
105 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 12-13. 
106 a.g.e., s. 26. 
107 a.g.e., s. 27. 
108 Ulus Gazetesi, 31 Mayıs 1939, s. 7. 
109 Ahmad, Modern Türkiye’nin Oluşumu, s. 123. 
110 Bkz. Mahmut Esat Bozkurt, “Barış Politikamızın Anlamı” 26 Mayıs 1939 Ulus Gazetesi, s. 1; Recep Peker, “Karar Günleri” 
29 Mayıs 1939, Ulus Gazetesi, s. 1; A. Şükrü Esmer, 
“CHP ve Cihan Sulhu” 31 Mayıs 1939 Ulus Gazetesi, s. 1. 
111 İcarei Zemin vergisi, üzerine yapı veya bağ vs yapılan araziye karşılık devlete verilen vergi. 
112 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 18. 
113 a.g.e., s. 9. 
114 a.g.e., s. 16. 

5. BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder