20 Mart 2019 Çarşamba

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 2

TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SÜREÇLERİNDE PKK’NIN SİLAHLI EYLEM STRATEJİLERİ., BÖLÜM 2




GİRİŞ 

Etnik kimliğe dayalı siyaset yapan legal Kürt siyasal oluşumlarının iki temel 
problemi Türkiye partisi olamama ve PKK ile olan ilişkisidir.5 Etnik temelli siyasi 
hareketlerin bir büyüme sınırı olacağı kabul gören bir yaklaşımdır. Ancak burada 
etnik kimlik tarifinin nasıl yapılacağı ve bu kimliğin siyasi ve sosyal sınırlarının 
nasıl belirleneceği üzerine yürütülen tartışmalar meseleyi daha da muğlaklaştırılmaktadır. 
PKK ile paylaşılan siyasal hedef, taban ve kitle, milliyetçi Kürt siyasal 
hareketlerinin legalliği sorununu sıklıkla gündeme getirmektedir. Zira PKK mı 
milliyetçi Kürt siyasal hareketlerinin kontrolünde yoksa milliyetçi Kürt siyasal 
hareketleri mi PKK’nın kontrolünde olduğu önemli bir ikilemdir. Bu ikilem 
PKK’nın terör eylemleri bağlamında Türkiye’deki seçim süreçlerinin analizi yapıldığında terör örgütüyle hedef ve taban ortaklığına sahip olan milliyetçi Kürt siyasi partilerini de analiz birimlerine dahil etme zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Öyle ki bu hareketlerin terör örgütüyle olan ilişkisi hukuken yargı müktesebatında, ahlaken de kamu algısında sorun olarak varlığını sürdürmektedir. 

YEREL SEÇİMLER.,

Yerel yönetimler PKK açısından bakıldığında örgütün hayatta kalabilmesini 
sağlayan insan ve finans kaynağına aracılık etmesi bakımından hayati derecede 
önemli görülmektedir. Ayrıca örgütsel büyüme sürecini sağlayan sosyal alanlara 
erişebilmesi ve bu alanları kontrol edebilmesi için belediyelerin lojistik ve ikmal 
imkanlarını kullanması terör örgütü için operatif anlamda önemli görülmektedir.6 
PKK ile ideolojik ortaklıkları bulunan siyasi partilere ait belediyelerde ölen terörist yakınlarının istihdam edildiği, belediye bütçelerinden terör örgütü yanlılarına yardım sağlandığı, öldürülen teröristlerin ve onları ideolojik olarak destekleyenlerin isimlerinin sokaklara verildiği bilinmektedir. Bu hamlelerle PKK’nın kamusallaştırılmasının amaçlandığı malumdur. Böylelikle siyasi partinin kendine ait kitle tabanı ile PKK destekçiliğini özdeşleştirerek örgüt ideolojisini yerleşik hale getirmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Öte yandan aynı belediyelerin çeşitli gençlik faaliyetleri, sosyal organizasyonlar ve eğitim programları düzenlemek kaydıyla bir radikalleşme vazifesi de yürüterek örgüte eleman, 
PKK ideolojisine de sempatizan devşirdiği geçmiş yıllarda görülmüştür. Bütün bunlarla birlikte belediyelerin örgüt ideolojisinin yerel yönetimlerin siyasi kimliği üzerinden uluslararası ortamlara taşınmasında da rol oynadığı bilinmektedir. Yerel seçim süreçlerinde PKK’nın kendisine müzahir siyasi partilerin yerel yönetimlerdeki etkinliğini artırmak için silahlı eylemlerini daha dar uygulama alanlarında gerçekleştirmeye gayret ettiği 

29 MART 2009 YEREL SEÇIMLERI 

2009’a Kürt meselesine barışçıl bir çözüm bulma umutlarıyla girilirken 2008’in 
güvenlik meseleleri hafızalardaki tazeliğini de hala korumaktaydı. PKK’nın 27 
Temmuz Güngören ve 3 Ekim Şemdinli Aktütün Karakolu saldırıları örgütün 
Kürt sorununun merkezine terörü ve şiddeti yerleştirmek suretiyle kendisini sorunun birincil aktörü olarak göstermeye çalışacağının işaretiydi. Kürt meselesinin çözümü için görüşme zemininin arandığı 2008’in son günlerinde PKK’nın Cizre’de gerçekleştirdiği saldırı da bunu destekler nitelikteydi.7 

Demokratik Toplum Hareketi (DTH) olarak adlandırılan bir platform üzerine 
inşa edilen ve etnik temelli siyaset yapan Demokratik Toplum Partisi (DTP) 29 
Mart 2009 yerel seçimlerinde gücünü de test edebilecek bir fırsat yakaladı. Seçim sürecinde DTP’nin PKK etkisinden kurtulup 2004’ten bu yana biriktirdiği sosyal ve siyasi gücü Kürt meselesinin çözümüne tahvil etmesi beklendi. DTP’nin kendinden önce etnik temelli siyaset yapan benzer partilerin 2004’teki yerel seçim stratejilerinin aksine 2009 yerel seçimlerine hiçbir partiyle ittifak etmeden tek başına gitmesi de milliyetçi Kürt siyasal hareketi içinde samimi bir muhatap olabileceğine yönelik cılız da olsa bir beklenti oluşturdu. Bazı çevreler ise abartılı bir şekilde DTP’nin seçimleri barışçıl çözümün bir aracı haline getirebileceğine yönelik bir propaganda yürütmeyi tercih ettiler.8 

DTP’nin Kürt sorununun bir çözüm aktörü olmak istemediğinin işaretleri 
seçim sürecinin hemen başında görülmeye başlandı. 9 Şubat 2009’da DTP’nin 
Adıyaman ve bazı ilçe belediye başkan adayları tanıtımının Abdullah Öcalan posteri altında yapılması ve DTP Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili 
Emine Ayna’nın 11 Mart 2009’da Adıyaman mitinginde DTP’yi PKK ile ortaklaştıran konuşması terör örgütünün milliyetçi Kürt siyasal hareketi üzerindeki etkisini gösteren sayısız örnekten sadece ikisiydi.9 

PKK’nın geleneksel eylem döngüsüne bakıldığında Ocak ve Şubat’ta örgütün 
mevsimsel koşullara bağlı olarak eylemsizlik sürecine girdiği görülür. PKK her yıl 
bahar aylarıyla birlikte terör eylemlerini yeniden başlatır. Bu durum PKK’nın 
eylem stratejisinin kırsala dayalı olması, eylem taktiklerinin mevsim ve çevresel 
koşullara aşırı bağımlılığı ve kentsel alandaki örgütsel kapasite mobilizasyon undaki problemlerle açıklanabilir. Seçimlerden önceki üç aylık dönemde (29 Aralık 2008-29 Mart 2009) PKK saldırısı meydana gelmemiştir. Ancak seçimlerden sonra 30 Mart-28 Haziran 2009 arasındaki dönemde 7 saldırı gerçekleşmiştir. Seçim sonrası saldırılara ait istatistik ve analiz aşağıda olduğu gibidir. 



GRAFİK 1. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI 

GRAFİK 2. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE HEDEF TİPLERİNE GÖRE PKK SALDIRILARI

Seçim sonrasında meydana gelen saldırıların tamamı kırsal alanda gerçekleştirilirken bu saldırılar büyük ölçüde taktik ve operatif askeri birliklere yönelik olmuştur. 
Saldırıların güvenlik kuvvetlerini provoke etme maksadıyla düzenlendiği 
söylenebilir. Saldırıların yüzde 57’sinin el yapımı patlayıcı maddeyle (EYP) gerçekleştirildiği de göz önüne alındığında PKK’lı teröristlerin daha az riskli ve daha çok etki yaratacak saldırı türlerini tercih ettiği açıktır. PKK bu dönemde ayrıca korkutma ve sindirme maksadıyla sivillere yönelik saldırı da düzenlemiştir. Bu dönemde 19 askeri personel ve 5 sivil şehit olmuş, 6 askeri personel de yaralanmıştır. Saldırılar Tunceli, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari kırsalında meydana gelmiştir. 



GRAFİK 3. SEÇİMLERDEN SONRAKİ DÖNEMDE PKK SALDIRILARINDA 
ŞEHİT, YARALANMA VE KAÇIRILMA DURUMU 

HARİTA 1. SEÇİM SONRASI DÖNEME AİT PKK SALDIRILARI 

PKK’nın seçim sonrası saldırılarını sınır hattından daha içeride bulunan Şırnak 
kırsalı, Diyarbakır’ın Dicle ve Lice kırsalı ile Tunceli merkez kırsal alanlarında gerçekleştirdiği görülmektedir. Saldırıların düzenlendiği bu merkezlerde DTP’nin yaklaşık yüzde 60 oyla birinci seçilmesi PKK’nın DTP’li belediye alanlarında daha organize bir potansiyele sahip olduğunun da bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. 
Bu merkezlerde seçimlerden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) ikinci parti çıkmasının ise PKK saldırıları için önemli bir motivasyon aracı olduğu düşünülebilir. 
DTP’nin 2009’daki yerel seçimlerde elde ettiği başarı hem PKK’yı hem de 
DTP’li yöneticileri heyecanlandırdı. 2009 seçimlerinde DTP belediye başkanlığı 
seçimlerinde yüzde 5,16 oy alarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden 
biri büyükşehir olmak üzere toplam 10 il ile 86 ilçe ve belde belediye başkanlığı 
kazandı. Diyarbakır, Batman, Hakkari, Iğdır, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van gibi 
seçim kazandığı illerin yanı sıra Mersin, Hatay, Adana, Antalya, Aydın, İzmir ve 
İstanbul gibi batı illerinde de bir oy potansiyeline sahip olduğunu gösterdi.10 
PKK seçimlerden iki hafta sonra ve 14 Nisan 2009’daki ilk KCK operasyonundan 
bir gün önce tek taraflı eylemsizlik ilan ederek bu kararının “meşru savunma” 
koşullarında değişeceğini belirtmiştir. Böylelikle PKK hem açılım sürecinin 
merkezi aktörü haline gelme niyetini açık etmiş hem de bundan sonra gerçekleştireceği eylemlere de bir kılıf bulmuştur. PKK’nın bu kararı hem yerel halk nezdinde kendini olumlama hem de süreç içinde düzenleyeceği terör eylemlerini rasyonelleştirme çabası olarak da değerlendirilebilir. Eylemsizlik kararının KCK operasyonlarından bir gün önce alınması da PKK’nın KCK operasyonları sürecinden haberdar olduğu ve bu operasyonları sorunlaştırmak için meşru savunma argümanına başvurduğu şeklinde yorumlanabilir. Hatırlanacağı gibi PKK aynı taktiği 12 Haziran 2007’de de kullanmıştır.11 PKK’nın 29 Mart 2009 seçim sürecinde eylem/eylemsizlik ekseninde esnemek suretiyle bir rol oynadığı, aynı rolü Çözüm Süreci’nde de tatbik ettiği görülmüştür. 

PKK’nın seçimlerle birlikte yaygın eylem alanı içinde yer alan kendine müzahir 
yönetimler aracılığıyla elde ettiği desteği pekiştirmek ve yeni müzahir yerel 
yönetimler oluşturmak suretiyle bu destek alanını genişletmeye çalıştığı da görülmektedir. 
DTP’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna 
partisinin Iğdır’da düzenlediği mitinginde Kürt sorununun çözümü sırasında 
PKK ve Abdullah Öcalan’ın muhatap alınması gerektiğini söyleyip DTP’nin üstlenmesi beklenen siyasi inisiyatifi reddederek Kürt siyasal alanını terör örgütüne terk etme niyetinde olduğunu açıkça belirtmiştir.12 
2009 seçimlerinden önceki dönemde DTP’nin PKK ile olan ilişkisini kamusallaştırmaya çalıştığı, PKK’nın da bu dönemi ilan edilmemiş eylemsizlik ve söylemsizlikle geçirerek şiddetten uzak duran bir profil çizmeye çabaladığı söylenebilir. 
Seçimden sonraki dönemde ise PKK’nın koşullu eylemsizlik kararı kontrollü 
kaos yaklaşımıyla değerlendirilebilir. 

30 MART 2014 YEREL SEÇIMLERI 

30 Mart 2014 yerel seçimleri Kürt meselesinin çözümüne yönelik başlatılan Çözüm Süreci inisiyatifi, 2013 ortasından meydana gelen Gezi Parkı Şiddet Eylemleri ve 2013 sonunda FETÖ tarafından gerçekleştirilen 17-25 Aralık operasyonlarının ortaya koyduğu toplum ve siyaset açısından gergin bir atmosferde gerçekleşti. 
Devam eden Çözüm Süreci’nin AK Parti ile birlikte en önemli paydaşı konumunda bulunan BDP ise seçim sürecinde farklı bir strateji geliştirerek batı illerinde yeni kurulan HDP ile seçimlere hazırlanırken doğu ve güneydoğu illerinde BDP olarak faaliyetlerini sürdürdü.13 

Seçimlere üç ay kala yolsuzluk iddiaları ile başlatılan hükümeti yıpratma girişimleri yerel seçim sürecinin ana gündem maddelerinden biri oldu. Bununla 
birlikte 2013 başında atılan adımlarla ivme kazanan Çözüm Süreci’nin getirdiği 
normalleşme havası da seçim sürecini belirleyen bir diğer ana gündem konusuydu. Bu iki meseleyi temel alarak siyasi partilerce hazırlanan seçim kampanyaları ise birbirinden tamamıyla farklıydı. AK Parti, FETÖ tarafından ortaya atılan yolsuzluk iddialarını seçmenlere izah etmeye çalışırken aynı zamanda yerel yönetimler için hizmet odaklı siyaset söylemlerini de etkin bir şekilde sürdürdü. Buna karşın yeni bir siyaset vizyonu arayışında olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise Çözüm Süreci’ne dair bir söylem geliştiremezken AK Parti karşıtı tavrını 17-25 Aralık operasyonları ve yolsuzluk iddiaları üzerinden yerel seçim kampanyalarına yansıttı. Muhalefette yer alan bir diğer parti olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise hükümetin Çözüm Süreci politikalarını merkeze alarak kimlik siyaseti üzerinden bir yerel seçim kampanyası yürüttü. 

Gezi Parkı Şiddet Eylemleri ve 17-25 Aralık operasyonlarından miras kalan 
bu kaotik ortamda gidilen seçimlerde BDP çizgisindeki Kürt siyasal hareketinin 
tutumu göreceli bir sükunet stratejisi uygulamak olsa da arka planda PKK’nın negatif söylemleri ve HDP’nin “demokratik özerklik” açıklamaları ortak bir zeminde buluştu.14 Milliyetçi Kürt siyasal hareketi HDP batı illerinden “Türkiyelileşme” söylemi ile Kürtler dışında da oy alabilmeyi hedefledi ve bu doğrultuda Gezi Parkı Şiddet Eylemleri’nin aktörleri arasında yer alan sol-sosyalist gruplarla çeşitli ittifaklar denedi. 

BDP ise doğu ve güneydoğuda yerel boyutta faaliyet göstererek PKK ile 
örtüşen kitle tabanını genişletmeye gayret etti. Bu süreçte BDP-HDP, PKK ve Öcalan üçgeninde zaman zaman söylem farklılıkları olsa da Çözüm Süreci’nin sürdürülmesi yönünde mutabık kalındı. Özellikle 17-25 Aralık operasyonlarından sonra örgüt elebaşı Öcalan’ın sürece ilişkin açıklamaları BDP-HDP kanadının radikalleşmesinin ve terör örgütü PKK’nın eylemlerini artırmasının önüne geçti.15 AK Parti ile birlikte Çözüm Süreci’nin en önemli aktörü konumunda bulunan BDP-HDP ise seçimin bir diğer kazananı olarak görüldü.16 HDP ile batı illerinde seçimlere katılan Kürt siyasal hareketi buralarda ciddi bir kazanım elde edemese de doğu ve güneydoğu illerinde oldukça başarılı bir sonuca ulaştı. Ancak seçim sonuçları hareketin Türkiyelileşme politikasının başarı gösteremediği ve hala bir bölge partisi olduğu gerçeğini yeniden ortaya koydu.17 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden önceki ve sonraki üç aylık dönemleri kapsayan 30 Aralık 2013-29 Haziran 2014 arasındaki altı aylık süreçteki PKK saldırı eğrisi Grafik 4’te gösterilmiştir. Buna göre PKK seçim öncesinden daha fazla seçim sonrasındaki dönemde saldırı gerçekleştirmiştir. Bu da PKK’nın yerel seçim sonrasındaki tepkisel motivasyonunun seçim öncesindeki etki motivasyonundan daha kuvvetli olduğuna işaret etmektedir. Bunun üç temel nedeni ise PKK’nın seçim sonuçlarında arzu ettiği sonucu alamaması, seçimlerden sonra arzu ettiği sonucu aldığında ise güç gösterisinde bulunma çabası ve kendine müzahir yeni seçilmiş yerel yönetimlerin PKK’nın şiddet stratejisindeki rolü için net bir tavır almaya zorlanarak şiddetin kamusallaştırılması arayışıdır. 



GRAFİK 4. SEÇİM SÜRECİNDEKİ PKK SALDIRI EĞRİSİ 

Seçimlerden önce 30 Aralık 2013-30 Mart 2014 arasındaki üç aylık dönemde 
tek bir PKK saldırısı olmuştur. Uzaktan kumandalı EYP ile gerçekleştirilen saldırıda bir güvenlik görevlisi şehit olurken olay yeri incelemesi yapan ekibe yönelik PKK’lı unsurlarca tek atımlık havan saldırısı düzenlenmiş fakat zayiat meydana gelmemiştir.18 PKK bu saldırıyla bir taraftan güvenlik kuvvetlerinin PKK unsurlarının bulunduğu alanlara girmesini ve burada harekat düzenlemesini istemediğinin ancak eylemsizlik stratejisine de sadık kaldığının mesajını vermeye çalışırken öte yandan da güvenlik kuvvetlerini PKK’nın bir hakimiyet alanı olduğunu kabul etmeye zorladığı görülmüştür.

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

5. Hatem Ete, “22 Temmuz’dan 29 Mart’a Siyasi Partiler: Örgüt ile Parti Olma Geriliminde DTP”, SETA Analiz, 
Sayı: 7, (Mart 2009).
6. “DBP’li Belediye PKK’lı Teröristler Için Köprü Yaptırmış”, Anadolu Ajansı, 11 Haziran 2017.
söylenebilir. PKK’nın yerel seçim süreçlerindeki eylem ve söylem paradigmalarına 
bakmak için yakın tarihin 29 Mart 2009 ve 30 Mart 2014 yerel seçimleri bu 
bölümde analiz edilmiştir. 
7. “Teröristler Askeri Aracı Taradı: 3 Şehit, 14 Yaralı”, İHA, 24 Aralık 2008. 
8. “Aydınlardan DTP’ye Hem Eleştiri Hem Destek”, Milliyet, 13 Ocak 2009. 
9. “DTP’den Bir Skandal Daha”, İHA, 9 Şubat 2009; “DTP’li Ayna: Bizi Terörist Görmeniz Onurdur”, Hürriyet, 11 Mart 2009.
10. “29 Mart 2009 Mahalli İdareler Genel Seçimleri”, Yüksek Seçim Kurulu, http://www.ysk.gov.tr/ 
tr/29-mart-2009-mahalli-idareler-genel-secimleri/2820, (Erişim tarihi: 18 Haziran 2018). 
11. “PKK’nın Ateşkes Oyunu”, Hürriyet, 12 Haziran 2007. 
12. “DTP’li Ayna: PKK ve Öcalan’ı Dışarıda Bırakma Oyununa Gelmeyiz”, Milliyet, 11 Ağustos 2009.
13. “Batıda HDP, Doğuda BDP”, Star, 9 Eylül 2013. 
14. “PKK’dan Yerel Seçim Mesajı”, Akşam, 25 Kasım 2013; “Demirtaş: Seçimden Sonra Özerklik İlan Edeceğiz”, Hürriyet, 12 Şubat 2014.
15. “Öcalan’dan 17 Aralık Yorumu: Sürece Yönelik Darbe”, Cumhuriyet, 12 Ocak 2014. 
16. “BDP: 30 Mart’ın İkinci Galibi”, Aljazeera Turk, 31 Mart 2014. 
17. 2014’te Türkiye, ed. Nebi Miş, Yılmaz Ensaroğlu, Ufuk Ulutaş, Sadık Ünay, Zafer Çelik ve İsmail Çağlar, 
(SETA, İstanbul: 2014).
18. “Şırnak’ta Şehit Olan Askerle İlgili TSK’dan Yeni Bir Açıklama Yapıldı”, Milliyet, 7 Mart 2014.

3. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder