18 Şubat 2019 Pazartesi

TBMM SUSURLUK KOMİSYONU RAPORU., BÖLÜM 4

TBMM SUSURLUK KOMİSYONU RAPORU.,  BÖLÜM 4


21- Komisyon Baskanliginin 29.11.1996 tarih ve 3 sayili yazisinda; Adalet Bakanligindan, Susurluk Cumhuriyet Savciligindaki tahkikat dosyasi ile dava açilmis ise dava dosyasinin, Ömer Lütfi TOPAL Cinayeti ile ilgili dosyanin, Söylemezler Çetesi ile ilgili dosyanin, 1978 yilindaki Bahçelievler Katliami dosyasinin, Abdi IPEKÇI'nin öldürülmesi ile ilgili dava dosyalarinin ilgili Cumhuriyet Savciliklari ve Mahkemelerden, Ayrica Susurluk'ta meydana gelen kaza üzerine, Istanbul DGM ve Cumhuriyet Savciligindaki sorusturma dosyasinin, Ankara Cumhuriyet Bassavciligindaki tahkikat dosyalarinin Komisyona gönderilmesinin talep edildigi, Adalet Bakanligi Ceza Isleri Genel Müdürlügünün 13.12.1996 tarih ve 031114 sayili yazisi ekinde gönderilen dosyalarda; Susurluk Cumhuriyet Savciliginin 12.11.1996 tarih ve Hz:1996/949 E:1996/407 Iddianame: 1996/145 sayili iddianamesinde; Hüseyin KOCADAG, Abdullah ÇATLI (Mehmet ÖZBAY) ve Gonca US isimli kisilerin ölü, Sedat Edip BUCAK'in yarali, Hasan GÖKÇE isimli sahsin sanik oldugu, suçun 3.11.1996 tarihinde islendigi, Olay tarihinde sürücü Hüseyin KOCADAG yönetimindeki Sedat BUCAK'a ait 06 AC 600 plakali Mercedes marka otomobil ile Izmir Ilinden, Istanbul Iline dogru seyir halinde iken; Ilçenin uçakyolu mevkii 53. Km.ye geldiginde sol taraftaki benzinlikten çikis yaparak Bursa istikametine (ayni istikamete) gitmek isteyen Hasan GÖKÇE yönetimindeki 20 RC 721 plakali ford kamyona sag arka yan taraftan çarparak ölümlü ve yaralamali trafik kazasi meydana geldigi, Kaza neticesinde 06 AC 600 plakali Mercedes otomobilin sürücüsü Hüseyin KOCADAG, ayni araçta bulunan Abdullah ÇATLI ve Gonca US isimli sahislar öldügü, otomobilin sag ön koltugunda bulunan Milletvekili Sedat BUCAK hayati tehlike geçirecek sekilde yaralandigi, Sanigin yargilanmasinin yapilarak eylemine uyan; TCK.nun 455/2, son, 40,2918 sayili yasanin 119. maddeleri geregince cezalandirilmasina karar verilmesi kamu adina talep ve iddia olundugu, Sahislarda ve araçta elde edilen silah ve kimliklere iliskin olarak evrakin tefrik edilecegi ve fezleke ile yetkili Cumhuriyet Bassavciliklarina gönderileceginin kararlastirildigi, Susurluk Cumhuriyet Savciliginin Hz. 1996/961,963,964 Fezleke: 1996/ sayili Istanbul DGM Cumhuriyet Bassavciligina gönderilen fezlekede; 3.11.1996 tarihinde sorumluluk bölgesi içinde meydana gelen trafik kazasi ile ilgili olarak, olay yerine giden jandarma yetkililerine, kazaya karisan Mercedes otomobilde iki adet MP-5 otomatik tabanca, bes adet çesitli marka veçapta tabanca ile bunlara ait iki adet susturucu, toplam onüç adet jarsör ve mermilerin ele geçirildigini, olay yerinde kesif yapildigi, bilirkisi raporu ve olay yeri krokisi ile kaza yapan araçlarin durumlarinin fotografla tespit edildigi, ölenlerin üzerlerinde yapilan incelemede, ölen Hüseyin KOCADAG üzerinde Emniyet Genel Müdürlügüne ait polis kimligi, banka kartlari, sigorta karti ile gazete kagidina sarili olarak 0,33 cm. kahverengi renkli niteligi belirsiz toz madde, 19.050 bin lira para, nüfus cüzdani ve sürücü belgesi, ölen Abdullah ÇATLI'nin (Mehmet ÖZBAY) üzerinde, Mehmet ÖZBAY adina düzenlenmis sürücü belgesi, silah tasima ruhsati, silah tasima izin belgesi, kartvizit, Baysa Ticaret adina düzenlenmis fatura bilgi karti, Viza karti, Yapi Kredi Karti, Barclay Kart, bir adet telefon karti, Istanbul Ticaret Odasi üyelik karti, bir adet üzerinde beyaz toz tanecigi bulunan naylon poset, 44 milyon 500 bin lira, 29 adet 100'lük ABD dolari, yüzelli dolar, 305 Alman Marki, ölen Gonca US'un üzerinde, sürücü belgesi, çesitli fotograflar, gözlük çerçevesi, sol ayaginda 24 cm. uzunlukta altin zincir çiktigi, Basin yayin organlarinin yayinlari ile otomobilde ele geçen silahlar, mermiler ve esyalar ile ölen sahislar üzerindeki esya ve belgelerin degerlendirilmesinde, ayrica Mehmet ÖZBAY kimlikli sahsin gerçekte Abdullah ÇATLI isimli sahis oldugu ve 18 yildir arandigindan, Sahislarin birarada bulunmasi, çesitli silahlar ve sahte belgelerin mevcudiyeti ile TCK.nun 313. maddesine muhalefet suçunu olusturacagi, bu suçun da Devlet Güvenlik Mahkemesi yetkisi ve görevi içinde oldugunun anlasilmasi nedeniyle fezleke düzenlenerek, hazirlik evraki ve diger malzemelerin Istanbul DGM. Bassavciligina gönderildigi, Trafik kazasi ile ilgili olarak Hz/1996/949 sayili sorusturmanin devam etmekte oldugu, hususlarinin fezlekede yer aldigi incelenmistir. (Ek:74) 

22- Susurluk Cumhuriyet Bassavciliginin 7.11.1996 tarih ve Hz: 1996/962 , E: 1996/20 sayili yetkisizlik kararinda; 3.11.1996 tarihinde meydana gelen kaza olayinda Abdullah ÇATLI olarak yakinlarinca da teshis edilen sahsin üzerinde Mehmet ÖZBAY adina düzenlenmis sürücü belgesi, çesitli bankalara ait kredi kartlari, Ticaret Odasi üye karti, silah tasima ruhsati ve silah tasima izin belgesi çiktigi, silah tasima izin belgesinin Emniyet Genel Müdürlügünce düzenlendiginin anlasilmasi üzerine, suç yeri itibariyle Savciligin yetkisizligine ve geregi için yetkili ve görevli Ankara Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmesine karar verildigi, Susurluk Cumhuriyet Savciliginin 7.11.1996 tarih ve Hz: 1996/949 sayili Tefrik Kararinda; 3.11.1996 tarihinde meydana gelen trafik kazasinda; Trafik kazasi olayi, diger olaylar da ayni olmakla, 1996/949 sayisi üzerinden yürütülmesine, Abdullah ÇATLI üzerinde çikan ehliyetname, silah tasima ruhsati ve banka kayitlarinin düzenlenme yerleri Istanbul Ili olmakla, diger evraklardan ayrilarak, tefrik edilerek hazirligin Hz: 1996/961 sayisi üzerinden yürütülmesine, Abdullah ÇATLI üzerinden çikan silah tasima izin belgesinin düzenlenis itibari ile farkli olmasi nedeniyle tefrik edilerek Hz: 1996/962 sayili üzerinden yürütülmesine, Araçta bulunan çesitli evsaftaki silah, mermi ve jarsörler hakkindaki sorusturmanin saglikli yürütülmesi için tefrik edilerek Hz. 1996/963 no. üzerinden yürütülmesine, 

Ölen Abdullah ÇATLI (Mehmet ÖZBAY) üzerinde çikan küçük naylon posetteki beyaz toz bulasigi ve ölen Hüseyin KOCADAG'in cüzdani içinden çikan 0,33 cm. kahverengi toz hakkindaki evrakin tefrik edilerek Hz: 1996/964 no. üzerinden yürütülmesine, karar verildigi incelenmistir.(Ek:75) 

23-Komisyon Baskanliginin 29.11.1996 tarih ve 3 sayili yazisinda; Adalet Bakanligindan, susurluk Cumhuriyet Savciligindaki tahkikat dosyasi ile dava açilmis ise dava dosyasinin, Ömer Lütfü Topal cinayeti ile ilgili dosyanin, Söylemezler Çetesi ile ilgili dosyanin, 1978 yilindaki Bahçelievler Katliami dosyasinin, Abdi Ipekçinin öldürülmesi ile ilgili dava dosyalarinin ilgili Cumhuriyet Savciliklari ve Mahkemelerden, Ayrica Susurlukta meydana gelen kaza üzerine, Istanbul DGM ve Cumhuhuriyet Savciligindaki sorusturma dosyasinin, Ankara Cumhuriyet Bassavciligindaki tahkikat dosyalarinin komisyona gönderilmesinin talep edildigi, Adalet Bakanligi Ceza Isleri Genel Müdürlügünün 13.12.1996 tarih ve 031114 sayili yazisi eki dosyalardan Mehmet Özbay'a ait 1996/1136 sayili Silah Tasima dosyasinda;Mehmet Çakir vekili Nihat Yanik'in 28.3.1995 tarihli dilekçe ile 9 mm. Baretta marka L 53461 Z seri nolu silahin Mehmet Özbay'a hibe etmek için dilekçe ile Istanbul Valiligine müracaat edildigi, Mehmet Özbay'in 28.03.1995 tarihli dilekçesi ile Mehmet Çakir'a ait silah hibe yoluyla almak istedigini, bir dilekçe ile Istaanbul Valiligine müracaat ettigi, Emniyet Genel Müdürlügünün 14.11.1991 tarih ve 62159/69 sayili makam onayinda;Emniyet Genel Müdürü'nün teklifinde, Mehmet Çakir'in talebi üzerine yaptirilan tahkikatta, hayatinin harici ve ciddi tehlikeye maruz kaldigina dair herhangibir belge ve bilginin mevcut olmadigini, silah satin aldirilarak tasima ruhsati verilip verilmeyecegi hususunun Bakanlik makaminin taktirine birakildigi, tasima ruhsati verilip verilmeyecegi makaminin tensiplerine arz edildigi, Içisleri Bakanligi tarafindan da tasinan ruhsata verilmesi için onay verildigi, Ankara Valiliginin 5.11.1991 tarih ve 285525 sayili yazisi ile tabancan ve mermi alabilmesi için düzenleme yapildigi, Ankara Valiliginin 4.2.1994 tarih ve 147762 sayili onayi ile, 31.12.1995 tarihine kadar Tasima ruhsati verilmesinin Valilikçe onaylandigi, Istanbul Valiliginin 14.6.1994 tarih ve 11782 sayili yazisi ile Mehmet Özbaya isimli sahsin can güvenliginden bahisle MKE'den silah satin aldirilarak tabaancaanin ruhsati verilmesini talep ettiginden bahisle tasima ruhsati verilip verilmemesi hususunun soruldugu, Emniyet Genel Müdürlügünün teklifinde Istanbul Il'inden 1961 dogumlu Mehmet Özbay isimli sahislarin hayatlari harici ve ciddi tehlikeye maruz kaldigindan bahisle silah tasima izni verilmesinin istenmesi üzerine yaptirilan tahkikatta hayatlarinin tehlikede olduguna dair herhangibir belge ve bilgi bulunmadigini, yönetmeligin 7/a maddesine göre silah tasima izni verilip verilmeyecegi hususunu onaya arz ettigi 4.7.1994 tarihli Bakan Onayi ile tasima ruhsati verilmesinin uygun görüldügü, Istanbul Valiliginin 25.3.1996 tarih ve 11782 sayili Valilik onayi ile de 4.7.1999 tarihine kadar tasima ruhsatinin verilmesi için onay verildigi incelenmistir. (Ek:76) 

24-Komisyon Baskanliginin 29.11.1996 tarih ve 3 sayili yazisinda; Adalet Bakanligindan, susurluk Cumhuriyet Savciligindaki tahkikat dosyasi ile dava açilmis ise dava dosyasinin, Ömer Lütfü Topal cinayeti ile ilgili dosyanin, Söylemezler Çetesi ile ilgili dosyanin, 1978 yilindaki Bahçelievler Katliami dosyasinin, Abdi Ipekçinin öldürülmesi ile ilgili dava dosyalarinin ilgili Cumhuriyet Savciliklari ve Mahkemelerden,ayrica Susurlukta meydana gelen kaza üzerine, Istanbul DGM ve Cumhuhuriyet Savciligindaki sorusturma dosyasinin, Ankara Cumhuriyet Bassavciligindaki tahkikat dosyalarinin komisyona gönderilmesinin talep edildigi, Adalet Bakanligi Ceza Isleri Genel Müdürlügünün 13.12.1996 tarih ve 031114 sayili yazisi eki ``ideolojik amaçla 7 kisiyi öldürmek'' suçu ile ilgili dosyada; Ankara 3. Agir Ceza Mahkemesinin 26.12.1996 tarih ve E: 1990/44 K: 1995/278 Savcilik:1986/6517 sayili gerekçeli kararinda; Iddia, savunma, Ankara 4. Kolordu Komutanligi Nezdinde Kurulan Sikiyönetim I Numarali Askeri Mahkemesinin 1984/55 Esas numarali dava dosyasi içerigi, yeminli tanik ve katilanlarin anlatimlari ile dosyadaki diger tüm kanitlarin objektif ve kül halinde degerlendirilmesinden Bahçelievler 15. Sokak No:56/2'deki evde oturan maktüller Serdar Alten, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Osman Nuri Uzunlar, Latif Can, Salih Gevenci, Faruk Ersan'in olay günü evlerine baskin yapilarak ellerinin arkadan baglandigi ve eter koklatilmak suretiyle bayiltiklari maktüllerden Salih Gevenci ile Faruk Ersan'in bir abrabaya konularak Eskisehir Yoluna götürülüp orada baslaarina kursun sikilmak suretiyle öldürüldükleri, daha sonra evde kalan maktüllerden Osman Nuri Uzunlar'in bogularaka, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Latif Can ve Serdar alten'inde bas ve gögüs kisimlarina tabanca ile ates edilerek maktüller Hürcan Gürses, Latif Can ve Efraim Ezgin'in evlerinde öldürüldükleri, Serdar Alten'in ise agir yarali olarak hastaneye kaldirilmasini müteakip 17.10.1978 tarihinde hastanede ölmesi suretiyle 7 kisinin katledilmis olduklari Semiha Üstündag adindaki tanigin yolda tesadüfen gördügü iki genç arasindaki konusmalarinda birinin digerine ``tamam mi'' diye soru sormasi üzerine ötekinin ``5-6-2 tamam reis'' seklinde cevap vermesi ve bu gördüklerini bir aile toplantisinda polis memuru Recep Okay'a anlatmasi, katliam olayinin gerçeklestigi ev numarasinin 56/2 olmasi nedeniyle Recep Okay'in öldürülme hadisesi ile ilgili o gençlerin aralarindaki konusmalari irtibatlandirarak durumu mesai arkadasi Selami Ünal'a bildirdigi, Selami Ünal'inda Recep Okay'dan aldigi bilgileri Ankara Emniyeti 2.Subesinde katliam olayini sorusturmakla görevli komiser dürüst Oktay'a anlatmasini müteakip Semiha Üstündag'a fotograflar göstermek suretiyle o konusan sahislardan birinin Duran demirkiran oldugunu saptamasi, Duram Demirkiran'in ise bahçelievler bölgesinde ülkücü görüsün ileri gelenlerinden olmasi nedeniyle gözaltina alinarak yapilan sorgulamasinda olayda adres tesbiti ve gözcülük yaptigini, yakinda Ömer Özcan'in oldugunu söyledikden sonra sorusturma derinlestirilmis saniklar Haluk Kirci, Ahmet Ercüment Gedikli, Ömer Özcan, Duran Demirkiran, ibrahim Çiftçi, Ömer Yavuz Haciömeroglu, Abidin Sahiner, Mehmet Kundakci ve Kadir Temir haklarinda Ankara Sikiyönetim Komutanligi Askeri Savciliginin 30.7.1979 gün 1979/597 Esas, 1979/1061 iddianame sayili iddianemesi ile kamu davasi açilmistir. Adi geçen mahkemece yapilan yargilama sonucunda 19 Aralik 1985 gün 1984/55 Esas ve 1985/311 karar numarali ilamla `` Ibrahim Çiftçi, Ömer Yavuz Haciömeroglu, Abidin Sahiner, Mehmet Kundakçi ve Kadir Temir'in beraatlerine, saniklar Duran Demirkiran ile Ömer Özcan'in TCY,'sinin 149/2, 65/3 ve 59. maddeleri geregince 12'ser yil 6'sar ay agir hapis cezasi ile sanik Ahmet ercüment Gedikli'nin ömür boyu agir para cezasi ile ve sanik Haluk Kirci'nin ise idam cezasi ile cezalandirilmalarina karar verilmis ve karar temyiz edildikten sonra Yargitay'dan geçip Sikiyönetim Mahkemesince yeni bastanhüküm kurularak enson Ankara 1 Numarali Askeri Mahkemesinin 17.06.1988 gün 1987/44 Esas 1988/101 karar numarali ilami ile kesinlesmistir. Saniklar Mahmut Korkmaz, Bünyamin Adanali, Abdullah Çatli, Ünal Osmanagaoglu, Kadri Kürsat Poyrak ve Mahmut Korkmaz haklarinda giyabi tutuklu olmalari nedeniyle dosyanin tefrik edildigi daha sonra bu saniklar hakkinda kamu davasi açilarak saniklar Abdullah Çatli, Ünal Osmanagaoglu Bünyamin Adanali, Kadri Kürsat Poyrat ve Mahmut Korkmaz ile ilgili davanin mahkememizin 1990/44 esas numarali dosyasinda görüldügü, Bir kisim taniklar ve mahkum olan saniklarin olaya Bünyamin Adanali'ninda katildigi yolunda hazirlikda anlatimda bulunmalarina ragmen mahkememizde dinlenilen bu saniklar ve taniklar Bünyamin Adanali'nin olaya katildigini görmediklerini ve duymadiklarini hazirlikda yapilan sorgulama sirasinda baski ve iskence altinda kaldiklarini ve yazilan tutanaklarin kendilerine okutulmadan imzalatilmis oldugunu beyan etmislerdir, Saniklar Abdullah Çatli, Ünal Osman Agaoglu, Kadri Kürsat Poyraz ve Mahmut Korkmaz giyaben tutuklanmalarina ragmen bugüne kadar yakalanamadiklari için bunlar hakkindaki yargilama ile ilgili islemler tefrik edilmek suretiyle baska bir dosyada esas açilip oraya kaydi yapildiktan sonra o dosyada yürütülmesine karar verilmistir. Yukarida anlatildigi üzere, sanik Bünyamin Adanali üzerine atilan suçu islemedigini olay yerine ugramadigini, olay tarihinde Erzurum'da oldugunu savunmus ve bu savunmalari mahkememizce dinlenen taniklar Mesut Nabi Adanali ve Hasan Fehmi Adanali tarafindan dogrulandigi gibi olayda yargilanip cezalandirilan ve cezasini çektikden sonra çikan Duran Demirkiran'da sanik Bünyamin Adanali'nin olaya katilmadigini, Bünyamin Adanali'yi birkez gördügünü ve kendisininde olaya katilmamasina ragmen baski ve iskence sonucunda hazirlikda suçu üzerine aldigini söylemistir. Sanik hakkinda cezalandirilma yoluna gidilebilmek için kesin, inanadirici ve yeterli kanitin elde edilmis olmasi gerekmektedir. Olayda sanik Bünyamin Adanali hakkinda üzerine atilan suçtan hükümlülügünü gerektirir derecede yeterli, inandirici ve kesin kanit elde edilemedigi gibi mahkememizce süpheye varilmis ve süphe sanik lehine uygulanir genel kuralida gözönüne alinmak suretiyle sanik Bünyamin Adanali'nin 7 kisiyi katletmek suçundan beraatine karar verilmesi yoluna gidilmistir. Mahkeme üyesi Kerim Talu ise sanik Bünyamin Adanali'nin cezalandirilmasi yolunda dosyada yeterli kanit bulundugunu ileri sürerek çogunluk görüsüne karsi çikmis ve karsi oy kullanmistir.Gerekçesi yukarida anlatildigi üzere: H ü k ü m: 1- Suçu isledigine dair dosyada hükümlülügünü gerektirir derecede yeterli, inandirici ve kesin kanit elde edilemediginden süphe sanik lehine uygulanir genel kuralida gözönüne alinarak sanik Bünyamin Adanalinin ideolojik amaçla 7 kisiyi öldürmek suçundan Beraatine, Üye Kerim Talu'nun bu sanigin mahkumiyeti gerekir yolundaki karsi oyuyla 2- Saniklar abdullah Çatli Ünal Osman Agaoglu, Kadri Kürsat Poyraz ve Mahmut Korkmaz'in yargilanmalari ile ilgili evraklarin bu dosyadan ayrilarak baska bir dosyaya konulup yeni verilecek esas üzerinden adi geçen saniklar hakkindaki yargilamaya devam etmesine, 3- Saniklar Abdullah Çatli, Ünal Osman Agaoglu, Kadri Kürsat Poyraaz ve Mahmut Korkmaz'in giyabi tutukluluk durumlarinin devamina, 4- Sanik Bünyamin Adanali'nin Serbest birakilmasina, baska bir suçtan tutuklu veya hükümlü degil ise derhal saliverilmesi için Ankara Cumhuriyet Bassavciligina yazi yazilmasina, Katilanlar ve katilanlar vekilleri ile saniklar Abdullah Çatli, Ünal Osman Agaoglu, Kadri Kürsat Poyraz ve Mahmut Korkmaz'in yokluklarinda sanik Bünyamin Adanali ile bu sanik vekili Av, Yalçin Kasaroglunun yüzlerine karsi isteme aykiri ve yargitay yolu açik olmak üzere 26.12.1995 günü açik ve oyçokluguyla verilen karar yöntemine uygun bir sekilde okundu ve anlatildi ``seklinde karar verildigi incelenmistir.(Ek:77) 

25- Komisyon Baskanliginin 29.11.1996 tarih ve 3 sayili yazisinda; Adalet Bakanligindan, susurluk Cumhuriyet Savciligindaki tahkikat dosyasi ile dava açilmis ise dava dosyasinin, Ömer Lütfü Topal cinayeti ile ilgili dosyanin, Söylemezler Çetesi ile ilgili dosyanin, 1978 yilindaki Bahçelievler Katliami dosyasinin, Abdi Ipekçinin öldürülmesi ile ilgili dava dosyalarinin ilgili Cumhuriyet Savciliklari ve Mahkemelerden, Ayrica Susurlukta meydana gelen kaza üzerine, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi ve Cumhuriyet Savciligindaki sorusturma dosyasinin, Ankara Cumhuriyet Bassavciligindaki tahkikat dosyalarinin komisyona gönderilmesinin talep edildigi, Adalet Bakanligi Ceza Isleri Genel Müdürlügünün 13.12.1996 tarih ve 031114 sayili yazisi eki dosyada; Mehmet Özbay ile ilgili sürücü belgesi ve iliskin islemlerde; Ilkokul diplomasinin 21.5.1973 tarih ve 829 no'lu oldugu iyi derece ile Meydan Köyü Ilkokulundan mezun oldugunu gösterdigi, 18.05.1990 tarihinde Motorlu Tasit sürücü kursuna müracaat ederek kayit defterinin 979 numaraasina kaydedildigi, 18.12.1990 tarihinde Trafik Tescil Sube Müdürlügüne müracaat ederek ve Motorlu Tasit Sürücü sertifikasini ibraz ederek sürücü belgesi talep edildigi, 18.12.1990 tarihinde 63241 sayili belge düzenlenerek, ilgisine verildigi incelenmistir.(Ek:78) 

26- Komisyon Baskanliginin 10.01.1997 tarih ve 121 sayili yazisiyla; Bakirköy Cumhuriyet Bassavciliginin 14.1.1997 tarih ve Muh: 1997/43 sayili yazisi ve eki belgelerde, Bakirköy Cumhuriyet Bassavciliginin 20.4.1992 tarih ve Hzr.1992/8718 E:1992/5177 Id: 1992/2596 sayili iddianamesi ile 26.2.1992 tarihinde Atatürk Hava Limanindan yurt disina çikarken görevliler tarafindan yapilan kontrollarda Sahin Ekli isimli sahsin Belçika makamlarinca düzenlenmis pasaportun tamamen sahte oldugunun ekspertiz raporunda da belirtildigi gibi igfal kaabiliyetini haiz oldugu, sanigin üzerine atilan suçu isledigi sanik itirafi ve tüm evrak kapsamindan anlasildigi gerekçesiyle Bakirköy Asliye Ceza Mahkemesine dava açildigi,davanin 26.12.1996 tarihi itibariyla 1992-405 sayili davanin devam ettigi incelenmistir.(Ek:79) 

27- Komisyon Baskanliginin 3.2.1997 tarih ve 202 sayili yazisiyla; Ankara Cumhuriyet Bassavciligina 6.1.1997 tarih ve 103 sayili Komisyon Baskanligi yazisi ile Türk Telekom Genel Müdürlügünden istenen bilgilerin verilmediginden bahisle kanuna aykiri davranisa giren ve bu suretle komisyonun görev yapmasini engellemekten bahisle gereken cezai kovusturmanin açilmasinin talep edildigi, Ankara Cumhuriyet Bassavciliginin 25.2.1997 tarih ve Hz: 1997/10691 sayili karari ile Genel Müdürlük sorumlulari hakkinda mahkemeye sevklerine yeter delil bulunamadigi gerekçesiyle takipsizlik karari verildigi incelenmistir.(Ek:37) 

28- Komisyon Baskanliginin 10.1.1997 tarih ve 116 sayili yazisiyla; Istanbul Cumhuriyet Bassavciligindan Haluk KIRCI isimli sahsin Istanbul Asayis Sube Müdürlügünden gözaltinda iken kaçma olayi ile ilgili olarak yapilan tahkikat ve yargilamalara iliskin belgelerin talep edildigi,Istanbul Cumhuriyet Savciliginin 8.4.1996 tarih ve Hz: 1996/11011 Büro: 1996/171 sayili ek takipsizlik kararinda; ``Küçükçekmece Cumhuriyet Bassavciliginin 1995/1054 sayili ilami ile aranan ankara 1 No'lu Sikiyönetim Komutanligi Askeri Mahkemesinin 1986/68 Esas, 1987/19 sayili karari ile 7 kez idam cezasina hükümlü Sükrü oglu, 1958 dogumlu Haluk KIRCI isimli sahsin emniyetçe yakalandigi, Küçükçekmece Cumhuriyet Bassavciliginin 1.2.1996 tarih ve 105 sayili yazilari ile hükümlünün ilamlar gelene kadar emniyet nezarethanesinde tutulmasi istenilmesine ragmen, yukarida açik hüviyeti yazili Asayis subesi eski Müdürü Sedat DEMIR'in suç tarihinde infaz bürosundaki görevlilere baski yaparak hükümlü Haluk KIRCI'nin kaçmasini kolaylastirdigi iddia edilmekle, Delillerin degerlendirilmesi üst görevli mahkemeye ait olmak üzere sanik hakkinda müsnet suçtan kamu davasi ikame olundu'' karar verildigi incelenmistir.(Ek:80) 

29- Istanbul Cumhuriyet Savciliginin 8.4.1996 tarih ve Hz: 1996/11011 Büro: 1996/171 Iddia: 1996/63 E: 1996/3525 sayili iddianameyle; Sanik Emniyet Asayis Sube Müdürlügü Infaz Bürosunda görevli Komiser Servet ATAN, Polis Memurlari Cevat YANAR ve Nihat DEMIRAY haklarinda kamu davasi açilmasinin talep edildigi Istanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 9.7.1996 tarih ve E: 1996/347 K: 1996/830 C.Savcisi: 1996/5617 sayili karari ile; ``Yapilan yargilamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamina nazaran saniklarin müsnet suçu isledikleri hususunda kusurlarinin bulunmadigini, çalistiklari Asayis Sube Müdürlügüne dört kontrollü dis kapidan geçilmek suretiyle girildigi, etrafta ayrica tel örgülerinin de bulundugu, giren ve çikan her sahsin kontrol edildigi, ayrica çikan sahislarin hangi birimden çiktii tesbit edildikten sonra telefonla o kisimdan teyit aldiktan sonra birakildiklari, bu durum muvacehesinde komiser Servet ATAN'in vve Polis Memuru Nihat DEMIRAY'in firar sirasinda olay yerinde bulunmamalari nedeniyle kendilerine hiçbir kusur izafe edilemeyecegi hususunun disinda o sirada kalabalik odada tek basina bulunan ayni zamanda devamli gelen telefona bakan sanik Cevat YANAR'in da olayin meydana gelisinde bir kusur veya kastinin bulunamayacagi, zira firar eden sahis odadan çiksa bile bu kadar önemle korunan bir binadan dis kapiya çikincaya kadar bir yerde takilmasinin gerektigi, dilayisi ile sanigin bir an dikkatsizligi ile bu olayin husule gelemeyecegi neticesine varildigindan saniklarin müsnet suçtan beraatlerine karar verilmesi hak ve nesafet kaidelerine uygun görülmüstür.''saniklarin müsnet suçtan beraatlerine, seklinde karar verildigi incelenmistir.(Ek:80) 

30- Istanbul Cumhuriyet Savciliginin 23.12.1996 tarih ve 1996/877 sayili yazisinda; Hürriyet Gazetesinde çikan haberin yeni delil ihtiva ettiginden bahisle 8.4.1996 tarih ve Hz. 1996/11011 Büro: 1996/171 sayili ek takipsizlik kararinin kaldirilarak, yeni hazirlik numarasi verilmesinin Istanbul Cumhuriyet Bassavciligindan talep edildigi, Istanbul Cumhuriyet Savciliginin 23.12.1996 tarih ve Hz: 1996/57583 Büro: 1996/877 Iddia: 1996/224 E: 1996/1466 sayili iddianame ile Istanbul 6. Agir Ceza Mahkemesi Baskanligina Asayis eski Sube Müdürü Sedat DEMIR hakkinda; ``Ankara 1 No'lu Sikiyönetim Komutanligi Askeri Mahkemesinden verilen 1996/68 Esas, 1987/198 Esas Sayili karari ile 7 kez idam cezasina hükümlü Haluk KIRCI isimli sahsin firarina sebebeyit vermek suçundan haklarinda Istanbul Asliye Ceza Mahkemesine kamu davasi açilan saniklar Cevat YANAR, Servet ATAN ve Nihat DEMIRAY'a hükümlüyü nezarete koymamalari hususunda talimat verdigine dair hakkinda dava açilmasini gerektirir delil ve emareye rastlanmadigindan müsnet suçtan sanik hakkinda takibat icrasina yer olmadigina,'' kamu davasi açilmasinin talep edildigi, davanin halen Istanbul 6. Agir Ceza Mahkemesinde 1997/8 sayi ile davanin devam ettigi, incelenmistir.(Ek: 80) 

31- Komisyon baskanliginin 18.3.1997 tarih ve 293 sayili yazisinda; Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Bassavciligindan Ibrahim Sahin ve 3 Özel Harekat Sube Müdürlügü mensubu hakkinda düzenlenen iddianamenin talep edildigi, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Bassavciliginin 18.3.1997 tarih ve 1997/561 sayili yazisi, eki iddianamede; Emniyet Genel Müdürlügü Özel Harekat Dairesi eski Baskani Ibrahim Sahin, Polis Memurlari Ayhan Çarkin, Ercan Ersoy, Oguz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altinok, Abdülgani Kizilkaya, Ziya Bandirmalioglu Ayhan Akça, Mehmet Korkut Eken'in sanik oldugu, suç tarihinin 1993-1996 yillarini kapsadigi, suçun ``cürüm islemek için silahli tesekkül olusturmak, hakkinda tevkif ve yakalama müzekkeresi bulunan kisileri yetkili merciilere haber vermemek'' oldugu, 03.11.1996 tarihinde Susurluk Ilçesi civarinda meydana gelen trafik kazasinda, ayni otomobil içerisinde Abdullah Çatli, Sedat Edip Bucak ve Hüseyin Kocadag'in birlikte bulunmalari, o tarihten itibaren, Türkiye gündeminde bas sirayi alarak bugüne kadar süregelen tartismalarin en önemli konusunu teskil etmistir. 12.11.1996 tarihinde Sayin Cumhurbaskani ile bir görüsme yapan, Anavatan Partisi Sayin Genel Baskaninin ... bazi devlet görevlilerinin uyusturucu, kumarhane, haraç ve adam öldürme gibi eylemlere karistiklarini, devlet tarafindan aranan bazi silahli eylemcilerinde bu devlet görevlileri tarafindan kullanildigini ... ifade etmesi sebebiyle Sayin Cumhurbaskani 13 Kasim 1996 tarihli mektupla bu bilgileri Sayin Basbakana intikal ettirmislerdir. Bu mektupta özetle ``.. Emniyet Genel Müdürlügü bünyesinde Özel Harekat Dairesi vardir... bu dairenin bazi elemanlari uyusturucu, kumarhane, haraç ve adam öldürme gibi islere karismaktadir. Ö.Lütfü Topal'i öldürenlerin itiraflari fevkalade enteresandir. Asiret reisi devleti kullanmaktadir. Devlette görevli bazi kisilerin Özel Harekat Daire Baskani Ibrahim Sahin'den talimat aldiklari ve bunun IçIsleri Bakani dahil bir takim yüksek yerlerin bilgisi dahilinde oldugu söylenmektedir.'' seklinde iddia edilen hususlara yer vermislerdir. Bu iddialar nazara alinarak Basbakanlik Teftis Kurulu Baskanligi, Içisleri Bakanligi ve Emniyet Genel Müdürlügü Teftis Kurullari tarafindan arastirmalar yapilmistir. Ayrica, Türkiye Büyük Millet Meclisinde'de bu konularla ilgili bir arastirma komisyonu teskil edilerek arastirmalar sürdürülmüstür. Bu bilgilerin ve arastirmalarin yaninda Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Bassavciliginca da hazirlik tahkikati yapilarak yukarida izah edilen olaylar ayri ayri tahkik edilmis ve toplanan deliller ve delillere istinaden olusan kanaat iddianamenin muhtelif bölümlerinde ayrintili olarak izah ve ifade edilmistir. Türkiye'de katliam sanigi olarak giyabi tutuklama karari ile, yurtdisinda uyusturucu kaçakçiligi ve cezaevi firarisi olarak Interpol tarafindan kirmizi bülten ile aranan bir silahli eylemci ile, bu kisiyi yakalamak veya bulundugu yeri derhal güvenlik birimlerine bildirmekle görevli ve yükümlü olan üst düzey bir emniyet mensubunun ve bir milletvekilinin ayni ortamlarda birlikte olmalari ve bu birlikteligi, Abdullah Çatli'nin gerçek kimligi bilinerek, uzun süreli yakin iliskiler içerisinde sürdürülmüs olmasi, Bu kisilerin her üçününde üzerinde ruhsatli tabancalari, yanlarindaki korumalarin ayri ayri zati silahlarinin bulunmasina ragmen ayrica saldiri, suikast ve gizlice cinayet islemekte kullanilabilecek vahim nitelikte ve sayida silahlari ve mermilerle, 34 NUL 63 numarali sahte plakalari (koruma amaçli olmadigi Ist.Emn.Müd. yazi ve arastirmasi ile saptanmistir.) ve birçok sahte belgeleri yanlarinda bulundurduklari nazara alindiginda, bu kisilerin son olaydaki beraberliginin basit bir tatil gezisi veya bassagligi ziyareti ile izah edilmesi inandirici görülmemistir. Kaldiki, yukaridaki tesbitlere göre bu beraberlik tesadüf degil önceden tesbit edilmis bir bulusma oldugu, Istanbul'da bulunduklari ilk günde Abdullah Çatli, Sedat Edip Bucak ve Hüseyin Kocadag'in gizlenen bulusmalari ve görüsmelerinden anlasilmaktadir. Bu durum adi geçen kisilerin, yanlarinda koruma olarak bulundurduklari kisilerle birlikte, yasalara aykiri silahli bir eylem hazirliginda bulunduklari kanaatini olusturmustur. Bu silahlardan ve mermilerden bir bölümünün özel Harekat Daire Baskanligi kaynakli olduklari ve 1993-1994 yillari itibariyle Emniyet Genel Müdürlügünde kuvve kayitlarinda bulunmalari gerektigi tesbit edilmistir. Buna ragmen bu silah ve mermilerin kaza yapan otomobil içerisinde ve orada bulunan kisiler elinde ne maksatla bulunduklari ve onlara nasil intikal ettirildikleri, Emniyet Genel Müdürlügünün cevabi yazilarinda izah edilememistir. Ancak, belirtilen tarihlerde Özel Harekat Daire Baskan Vekili olan Ibrahim Sahin'in talimatlari ve bilgileri dahilinde adi geçenlere intikal ettirildigi kanaati olusmustur. Abdullah Çatli'nin üzerinde bulunan ve yukarida ayrintilari izah edilen sahte belgeler ve özellikle silah tasima izin belgeleri ve hususi yesil pasaportlar düzenlenerek, bu belgelerle Devlet tarafindan aranan ve birçok yasadisi eyleme katilmis olduklari saptanan bu kisilerin kolaylikla silah tasimalari ve kolaylikla yurtdisina çikis ve dönüsleri saglanarak çesitli imtiyazlarla donatilmis olduklari anlasilmistir. Ömer Lütfi Topal isimli kisinin öldürülmesinde (Olay yukarida ayrintili olarak izah edilmistir) kullanilan silahin sarjöründe Abdullah Çatli'nin parmak izi bulunmus ve Abdullah Çatli'nin bu olaya istirak etmis oldugu bu somut delil ile tesbit edilmistir. Öldürülen Ömer Lütfi Topal Istanbul'da ve Türkiye'nin muhtelif yerlerinde faaliyet gösteren birçok kumarhanenin isletmecisidir. Bu isletmelerden çok büyük miktarlarda paralar kazanilmaktadir. Sami Hostan ve Ali Fevzi Bir isimli sahislarda Ömer Lütfi Topal'in Istanbuldaki bir kumarhanesinin ortaklaridir. Bu kisiler bir ihbar üzerine üç polis memuru ile (Ayhan Çarkin, Ercan .Ersoy, Oguz Yorulmaz) birlikte Ömer Lütfi Topal'in cinayet zanlilari olarak gözaltina alinmislardir. Istanbul Emniyet Müdürlügü Asayis Sube Müdürlügünde gözaltinda bulunduklari sirada daha ilk saatlerden itibaren Sedat Edip Bucak Istanbul Il Emniyet Müdürüne defalarca telefon açarak bu kisileri gözaltindan kurtarmaya ve arastirmanin genisletilmesini engellemeye yönelik girisimlerde bulunmustur, arastirmanin 1. günü henüz tamamlandiginda ise, Ibrahim Sahin'in bizzat Istanbul'a gelmesi henüz tamamlandiginda ise, Ibrahim Sahin'in bizzat Istanbul'a gelmesi ile bu kisiler apar topar Istanbul Emniyet Müdürlügünden Ankara Emniyet Genel Müdürlügüne götürülmüs ve orada kisaca ifadeleri alinip yüzeysel bir inceleme ile yasal olmayan bir uygulama ile serbest birakilmislardir. Bu kisilerin acele olarak Ankara Emniyet Genel Müdürlügüne götürülmeleri, özel timler hakkinda kamuoyunda olumsuz kanaat olusmasini önlemek olarak izah edilmeye çalisilmistir. Ancak, bu kisilerden ikisi sivil sahistir, özel timlerle iliskileri yoktur. Diger polis memurlarinin ise önceki tarihlerde Özel Harekat Dairesi ile iliskileri zaten kesilmistir. Kaldiki, bu tür uygulamanin mutad olmadigi bizzat Istanbul Il Emniyet Müdürünün ifadesinde belirtilmistir. Söyleki; Emniyet Amiri, Baskomiser ve Komiser rütbelerinde birçok Emniyet mensubu muhtelif suçlardan muhtelif tarihlerde Istanbul Emniyet Müdürlügünde gözaltina alinarak sorgulamalari yapildigi halde (hatta bir bölümü orada suimuameleye maruz kaldiklarini iddia etmislerdir.) Emniyet Genel Müdürlügü veya Içisleri Bakanliginin bu kisiler hakkinda yapilan islemler ile herhangi bir sekilde ilgilenmedikleri ve ayrica Emniyet Genel Müdürlügü nezdinde de herhangi bir arastirmaya kalkismadiklari, zaten bu olayda Emniyet Genel Müdürü'nün de devre disi birakildigi ve kendisine herhangi bir bilgi verilmedigi anlasilmistir. Bunlarin disinda, Ö.Lütfi Topal'in öldürülmesi olayi sebebiyle gözaltina alinan bu üç polis memuru (Mustafa Altinok, Enver Ulu ve Ömer Kaplan isimli polis memurlari ile birlikte) Ö.Lütfü Topal'in öldürülmesine tekabül eden zaman diliminde, Sedat Etip Bucak'a koruma görevlisi olarak tayin edilerek orada toplanmalari saglanmistir. (Koruma tayininde aciliyet unsurunun bulunmadigi ve bir kisim islemlerdeki usulsüzlükler Basbakanlik Teftis Kurulu Raporunda ve yukaridaki ilgili bölümlerde izah edilmistir.) Ö.Lütfü Topal'in öldürülmesine istirak ettigi somut delillerle saptanan Abdullah Çatli ile bu olayin zanlilari olarak gözaltina alinan ve ayni zamanda ortaklari olan Sami Hostan ve Ali Fevzi Bir ile, Sedat Edip Bucak ve onun yukarida isimleri yazili korumalari, uzun süreden beri tanismaktadirlar ve sik sik biraraya gelmektedir. Keza, bu kisilerin hepsi Ibrahim Sahin ile de tanismakta ve onlarla da iliskili bulunmaktadirlar. Ö.L.Topal'in öldürüldügü günlere tekabül eden zaman diliminde ve ayrica bu olaydan önceki ve sonraki günlerde, Abdullah Çatli, Sedat Edip Bucak, Sami Hostan, Ali Fevzi Bir ve Sedat Edip Bucak'in korumalari arasinda yogun ve dikkat çekici sekilde telefon görüsmeleri yapildigi tesbit edilmistir. (Telefon görüsmelerinin detaylari yukarida ayrintili olarak izal edilmistir.) Yine, olayin vukuu buldugu tarihe yakin zamanlarda Abdullah Çatli, Sami Hostan, Ali Fevzi Bir ve S.Edip Bucak'in korumalari, Siverek'te S.E.Bucak'in ikametgahinda toplanmislardir. (Fotograflarla ilgili bölümde izah edilmistir.) 

Adi geçen bu kisilerin böyle bir olay etrafinda yogun görüsme, beraberlik ve dayanisma içerisinde bulunmalari, özel kasitla hareket ettikleri kanaatini olusturmaktadir. Tarik Ümit'in kaybolmasi olayi ile ilgili bölümde izah edildigi üzere; Tarik Ümit'in kayboldugu gün, en son görüstügü kisiler Ibrahim Sahin'in uzun süredir yaninda bulunan ve görev iliskilerinin disinda daha ileri özel iliskiler içerisinde olduklari anlasilan polis memurlari Ayhan Akça ve Ziya Bandirmalioglu'dur. Ayhan Akça ve Ziya Bandirmalioglu'nun Tarik Ümit'in kaybolmasi olayi ile ilgilerini tesbit eden ve bu istikamette arastirma yapan Jan.Astsubay Ahmet Altuntas'a Ibrahim Sahin yasal olmayan bir sekilde müdahale ederek arastirmanin sürdürülmesini önlemistir. Bu olayda yine Abdullah Çatli, Sami Hostan, Haluk Kirci, Ibrahim Sahin, Ayhan Akça, Ziya Bandirmalioglu ve Ayhan Çarkin'in isimleri geçmektedir. Tarik Ümit'in kaybolmasi olayinda bu kisilerle iliskiyi tesbit eden MIT Konturterör Merkez Yöneticisi Mehmet Eymür, Tarik Ümit'in Abdullah Çatli ve adamlari tarafindan kaçirildigini ve sorgulandigini ifade ederek durumu Özel Harekat Daire Baskan Vekili Ibrahim Sahin'e intikal ettirmistir. Bu isimler ve bildirim karsisinda Ibrahim Sahin'in davranislari, bu olayda Abdullah Çatli'nin varligi ve adi geçen diger kisilerle birlikte eylemleri hususunda bilgi sahibi oldugunu göstermistir. Ayhan Akça ve Ziya Bandirmalioglu'nun çocuklarinin Istanbul'da bir gazinoda 03.09.1995 tarihinde yapilan sünnet dügününde, dosyada mübrez davetiye ve fotograflarda da görülecegi üzere, Abdullah Çatli, Ibrahim Sahin ve iddianamede adi geçen polis memurlari saniklarin birlikte olduklari görülmektedir. Ayrica, bizzat Ziya Bandirmalioglu'nun Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi.. Cumhuriyet Bassavciliginda sanik olarak alinan ifadesinde, Haluk Kirci'nin da orada bulundugu ve onlarla birlikte olduklari anlasilmistir. Bu dügünün kirveligini Abdullah Çatli (Mehmet Özbay sahte kimligi ile) ve Ibrahim Sahin birlikte üstlenmislerdir. Yine Ziya Bandirmalioglu'nun ifadesine göre kirvelik görevi Ankara'da Sedat Edip Bucak'in yazihanesinde kararlastirilmistir. Sünnet dügününde bulunan sanatçinin basina yansiyan beyanlarina göre bu dügün için kendisine 400 milyon lira ücret ödenmistir, ayrica salon masraflari olarak da 300 milyon lira üzerinde para ödenmistir. Ziya Bandirmalioglu'nun ifade ettigi üzere, yaklasik 700-800 milyon lira tutarindaki dügün masraflarinin tamami Abdullah Çatli tarafindan karsilanmistir. 1995 tarihi itibariyle, 700-800 milyon TL. tutarindaki dügün masraflarinin Abdullah Çatli tarafindan karsilanmis olmasi ve en üst düzeyde bir Emniyet görevlisinin bu sahis ile ayni dügünde kirveligi üstlenmis bulunmalari, bu kisiler arasindaki mutad arkadaslik iliskileri ile izah ve kabul etmek mümkün bulunmamaktadir. Aksine, bu kisiler arasindaki büyük menfaat iliskileri bulundugunu göstermektedir. Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Bassavciliginda sanik olarak ifadesi alinan Ziya Bandirmalioglu, müsnet suçlardan tutuklanmasi üzerine henüz cezaevine gönderilmeden, sevk islemleri yapildigi sirada 27.01.1997 tarihinde Istanbul DGM. binasindan firar etmistir. Ayrica, Ibrahim Sahin'in koruma görevlisi olan Ayhan Akça'nin, yurtdisinda uyusturucudan elde edilen parayi ülkeye getirdigi sirada yakalanan Dilek Örnek hakkinda Ist.DGM.'ne açilan davada da sanik bulundugu yukarida ayrica izah edilmistir. Emniyet Genel Müdürlügü Istihbarat Daire Baskan Vekili olarak görevli bulunan Hanefi Avci ve Milli Istihbarat Teskilati Kontrterör Merkez Yöneticisi Mehmet Eymür'ün Istanbul DGM. Cumhuriyet Bassavciligindaki ifadeleri ile teyid ettikleri (bu ifadelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Susurluk Arastirma Komisyonunda verdikleri ifadeleri de aynen tekrar etmislerdir) ve dosyada mevcut bilgi, belge ve delillere göre: Yasadisi bölücü terör örgütlerine destek veren kisilerle hukuki yollarla mücadele edebilmek imkani bulunmadigini düsünen bir kisim görevliler tarafindan baska yöntemler aranmaya baslanmistir. Bu düsünce ile Emniyet, MIT ve Jandarma Teskilatlarinda bazi görevliler tarafindan bu istikamette çalismalar baslatilmistir. (MIT ve Jandarma hakkindaki iddialara iliskin ifadeler Ankara DGM. Cumhuriyet Bassavciligina, Güneydogu Anadolu Bölgesindeki olaylara iliskin ifadeler Diyarbakir DGM.Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir.). Emniyet Genel Müdürlügü ve Özel Harekat dairesinde bazi üstdüzey görevliler ve yine Özel Harekat Dairesinde görev yapmis birkisim polis memurlari ile, bu görevliler tarafindan önceki tarihlerden beri bilinen ve taninan ancak, muhtelif suçlari sebebiyle giyabi tutuklu olarak aranan bir kisim sivil kisilerden olusan tesekkül meydana getirilerek terör örgütlerine destek saglandigini düsündükleri kisilere yönelik eylem ve faaliyetlerde bulunulmustur. Bir süre sonra, bu tesekkülün eylem yapacaklari hedef veya eylemlerini hakli gösterecekleri sebep bulunmadigi görülmekle beraber, olusturulan bu guruplar dagilmamis aksine, bir kisim siyasetçi ve kumarhane isletmecisinin de katilimi ile, kisisel çikarlar saglamaya yönelik eylemler yaptiklari ifade edilmistir. Nitekim, Susurluk Ilçesi civarinda meydana gelen malum trafik kazasinda birarada bulunan kisiler, bunlarin yanlarinda tasidiklari silahlar ve belgeler ile bu kisilerin, iddianamede isimleri zikredilen diger kisilerle iliskilerinin boyutlari ve yine yukarida izah ve ifade edilen bir kisim olaylar bir bütün olarak degerlendirildiginde, Susurluk kazasinda birarada bulunan kisilerin yukarida ifade edilen sekilde, yasadisi eylemlerinden birinin daha hazirlik hareketlerine basladiklarini göstermektedir. Bu tesekkülde yer alan sahislarin kisilikleri, görev alanlari ve ülkedeki etkinlikleri nazara alindiginda (saniklardan Korkut Eken'in beyaninda da belirttigi üzere) tesekkülün eylemlerinin yetkili ve görevli merciiler tarafindan artik kontrol edilemez boyutlara ulastigi görülmüstür. Ancak, Susurluk kazasi ile, bu tesekkül ve bir kisim mensuplari meydana çikmistir. Tüm bu delille ve belgeler birlikte nazara alindiginda, haklarinda iddianame ile dava açilan bu kisilerin birçok olayda isimlerinin birlikte geçtikleri görülmektedir. Bu birlik ve beraberligin tesadüflerden ibaret olmadigi, Polis Memurlari saniklarin sadece koruma görev yapmak maksadiyla tayin ve tahsis edilmedikleri, bunlarin Özel Kasit altinda biraraya toplandiklari ve bu suretle: Devlet tarafindan muhtelif suçlardan aranan kisiler, kumarhane isletmecileri, bir kisim yönetici ve siyasetçiler ile Özel Harekat Daire Baskanliginda görevli bazi polis memurlarinin cürüm islemek için tesekkül olusturduklari veya bu tesekküle katildiklari anlasilmistir. Cürüm islemek için tesekkül olusturmak suçu: TCK.'nun 313. maddesinde düzenlenen bir tehlike suçudur. Bu madde ile Türk Ceza Hukuku'ndaki genel ilkeye bir istisna getirilmek sureti ile toplum yararina hazirlik hareketleri de cezalandirilmaktadir. Amaç, müstakbel suçlari önlemektir. Suçun olusumu için, iki veya daha çok kisinin ayni gaye dogrultusunda yani, suç islemek için irade mütabakati içinde bulunmalari yeterlidir. Su halde, anlasma ile suç olusacagindan, herhangi bir cürüm islenmesine gerek te bulunmayacaktir, baska bir deyisle, cürüm islemek için tesekkül meydana getirmek suçunun olusabilmesi için, bu tesekkülün herhangi bir suç islemis ve tamamlamis olmasi da gerekli bulunmamaktadir. Yukarida ifade edildigi gibi suçun olusumu için hazirlik hareketleri yeterlidir. Ayrica, tesekkül üyelerinin ayni derecede görev almalari da gerekli degildir. Bir kismi koruma, kollama, bir kismi ikmal, bir kismi talimat ve direktif, bir kismi icraci, bir kismi da suçtan menfaat temin etmis olmasi suçun olusumu için yeterlidir. Bu eylemle birlikte tüm saniklarin ayrica, haklarinda yakalama ve tevkif müzekkereleri bulunan (Abdullah Çatli, Haluk Kirci) kisilerin sakli bulunduklari yeri bildikleri halde yetkili merciilere de haber vermedikleri ve bu sekilde bu suçu da isledikleri anlasilmistir. Susurluk kazasi olarak Türkiye'nin gündeminde yer alan olaylarin, ülke genelinde tüm yönleriyle aydinliga kavusmasi ve olaylarda istiraki olan baska kisilerin de varliginin belirlenmesi için, Sariyer Cumhuriyet Bassavciliginca tahkikati sürdürülen Ö.Lütfi Topal'in öldürülmesi olayi, Silivri Cumhuriyet Bassavciliginca tahkikatlari sürdürülen Tarik Ümit'in kaybolmasi ve Iran Uyruklu Asker Smitko-Lasem Ecmaili'nin öldürülmesi olaylari, Sapanca Cumhuriyet Bassavciliginca tahkikati sürdürülen Behçet Cantürk ve arkadaslarinin öldürülmesi olayi, Gaziantep Cumhuriyet Bassavciliginca tahkikati sürdülen Mehmet Ali Yaprak'in kaçirilmasi olayi, Istanbul DGM. Cumhuriyet Bassavciligi tarafindan Diyarbakir ve Ankara DGM. Cumhuriyet Bassavciliklarina gönderilen evraklarla ilgili tahkikatlarin ikmal edilmesi, olay faillerinin somut delilleri ile ortaya çikarilmasi gerekmektedir. Bu tahkikatlarin sonuçlanmasi halinde, olaylara istirak ettikleri tesbit edilen saniklar hakkinda, görevli Cumhuriyet Savciliklarinca yapilacak yasal islemlere ek olarak, Istanbul DGM. Cumhuriyet Bassavciliginin görev alanina iliskin olarak, cürüm islemek için tesekkül meydana getirmek suçundan da ayrica, ek mukteza tayin olunacaktir. Zaten, iddianame münderecatinda isimleri geçen ve halen firarda bulunan ve yakalama ve Giyabi Tevkif müzekkereleri ile aranan ancak, ifadeleri alinamadigi için haklarinda dava açilmayan birkisim saniklar hakkinda hazirlik evraki tefrik edilmis olup, tahkikat Istanbul DGM. Cumhuriyet Bassavciliginca sürdürülmektedir. Saniklarin yargilamalarinin 2845 Sayili Kanunun 20.maddesine göre Mahkemenizde yapilarak; tüm saniklarin eylemlerine uyan ve yukarida zikredilen Kanun maddeleri geregince ayri ayri Cezalandirilmalarina karar verilmesi kamu adina iddia olunur. 1- Sedat Edip Bucak ve Mehmet Kemal Agar'in Milletvekili olmalari sebebiyle hazirlik evraklari tefrik edilmis ve Istanbul DGM. Cumhuriyet Bassavciliginin 30.01.1997 tarih ve 1997/221-1 sayili Fezleke'si ekinde Adalet Bakanligi'na gönderilmistir. 2- Müsnet suçlardan saniklar (Giyabi Tutuklu) Sami Hostan, Ali Fevzi Bir, Yasar Öz ve Haluk Kirci haklarindaki evrak tefrik edilmis olup, adi geçen saniklar aranmaktadir. Yakalandiklarinda haklarinda ek iddianame ile dava açilacaktir. (Hazirlik No: 1997/478). 3- Abdullah Çatli, Hüseyin Kocadag ve Gonca Us'un ölmüs olmalari sebebiyle, saniklar Sedat Hostan ve Ömer Kaplan hakkindaki delil durumu nazara alinarak bu kisiler hakkinda Ek Takipsizlik karari verilmistir. 4- Diyarbakir, Ankara ve Izmir Yargi çevresine iliskin iddialarla ilgili evraklar Diyarbakir, Ankara ve Izmir DGM. Cumhuriyet Bassavciliklarina tefriken gönderilmistir. (26.02.1997 tarih ve 1996/2303 Hz.) 

5- Tuggeneral Veli Küçük hakkindaki iddia ve ifadelere iliskin evrak, Genel Kurmay Baskanligina gönderilmistir. (24.02.1997 tarih ve 1996/2303 Hz). 6- Yasar Öz isimli kisi hakkinda Emniyet Genel Müdürlügünde Teknik Danismanlik Hizmeti yürüttügünden bahisle düzenlenen evrakta sahteçilik bulundugu nazara alinarak, Mehmet Agar hakkindaki evrak tefrik edilmis ve 1997/9-1 sayili Görevsizlik Karari ile Ankara Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir. 7- Yasar Öz isimli sahista yakalanan silahlar, sahte belgeler ve pasaportlarla ilgili evrak tefrik edilerek Yasar Öz hakkinda evrakta sahtecilik, 6136 sayili kanuna muhalefet ve olay tarihinde Istanbul Emniyet Müdürlügünde görevli olanlar hakkinda evrak tefrik edilerek 1997/10-2 sayili Görevsizlik karari ile Bakirköy Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir.) 


8- Abdullah Çatli'ya Mehmet Özbay sahte kimligi ile nüfus cüzdani veren görevliler hakkinda evrak tefrik edilerek Görevsizlik Karari ile Istanbul Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir. (Hazirlik No: 1997/23). 9- Abdullah Çatli'ya Mehmet Özbay sahte kimligi ile sürücü belgesi veren görevliler hakkinda evrak tefrik edilerek Görevsizlik Karari ile Istanbul Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir. (Hazirlik No: 1997/25). 10- Abdullah Çatli'ya Mehmet Özbay sahte kimligi ile umumi ve hususi (Yesil) pasaport verenler hakkinda evrak tefrik edilerek Görevsizlik Karari ile Ankara Cumhuriyet Bassavciligina gönderilmistir. (Hazirlik No: 1997/24) 
KAYNAK
http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=136


5 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEK


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder