TBMM SUSURLUK KOMİSYONU RAPORU., BÖLÜM 28
12 Eylül'den sonra bir kismi ülkücü olarak bilinen ve aranilan sahislardan olan bazilarinin devlet tarafindan yurtiçinde ve yurtdisinda bazi operasyonlarda kullanildigi, Komisyonumuza verilen beyanlar ve intikal eden birtakim bilgi ve belgelerden anlasilmistir. Bu sekilde kullanildigi anlasilan kisilerin, devlet imkânlarindan; yesil pasaport, silah belgesi ve bir takim maddi imkânlar seklinde en yüksek seviyede yararlandirildiklari görülmüstür. Önce resmi sekilde mesru amaçlarla olusturulan teskilatlarda yer alan bazi sahislar bir süre sonra aralarinda kurduklari iç örgütlenmeler ile mesru islerinin yaninda kendi adlarina çikara dayali yasadisi isler yaptiklari bu kisilerin yeterince kontrol altinda tutulamadigi ve neticede tamamen kendi kisisel çikarlari için hareket ettikleri anlasilmaktadir. Bu olayin gerisinde; 1980'den sonra Türkiye'de görülen hizli ekonomik ve sosyal degisimin, bazi rantlarin ortaya çikmasina yol açmasi; bu rantlarin çok büyük rakamlara ulasmasi, bu kisileri hayali ihracat, haraç, çek senet tahsilati, kumar, uyusturucu ticareti v.b. yasadisi islerden çikar saglamaya yöneltmistir. Kayitdisi ekonomide bu isleri kolaylastirmistir. Kamu sektöründe ``Benim memurum isini bilir'' felsefesinin hakim kilindigi, bu dönemde bazi resmi olmayan gruplar (örnegin Papatyalar) Devlet islerini bazi yönleriyle istismar eder hale geldigi ve devlet idaresinin yozlastirildigi anlasilmaktadir. Hatta bu tip kisi ve guruplarin Türkiye'deki bilinen bazi siyasal partilerin kongrelerini etkiler hale geldikleri de yasanmis bir vakadir. Bu olumsuz gelismeler anilan kisilere daha da cesaret verirken, çikar amaçli organize suç örgütlerinin faaliyet sahalari genislemis, etkinligi daha da artmistir. Konunun bilimsel yönüne bakildiginda; 70'li yillarin baslangicindan itibaren Bati ülkelerinde suç kovusturmasiyla yetkili makamlar, o zamana kadar anlami ve kapsami tam olarak teshis edilmeyen bir suçluluk türüyle mücadele hakkinda, yeni arastirma ve arayislara girismislerdir. Bu suçlulugun failleri, suç isleme metodlarini sürekli gelistirmekte ve böylece bu konudaki polis kovusturmasindan rahatlikla kurtulabilmektedirler. Çok gelismis bir profesyonellik ve ticarilestirme yoluyla islenen bu suçlar, organize suçluluk olarak adlandirilmistir. Bu tür suçlarin islenmesine katilanlar, legal bir görüntü arkasinda, serbest piyasa ekonomisinin imkânlarindan yasalara uygun davranan isadamlari gibi yararlanabilmektedirler. Hemen belirtmek gerekir ki, sözkonusu suçlarin failleri, illegal faaliyetlerinin toplum disinda kalarak degil, aksine legal bir görüntünün korunmasinda hatta bazen toplumun birkisim tabakalarinin destegiyle sürdürmektedirler. Organize suçlarin teshisindeki zorluklar ve bu tür suçlulugun verdigi zararin önemi nedeniyle, klasik metodlar disinda yeni mücadele yollarinin aranmasi arastirmalarini zorunlu kilmistir. Bu tip suçlar ile mücadelenin zorlugu, bu organizasyonlarin iç bünyesine müdahele veya sizmayi önleyen ve çok iyi isleyen savunma, engelleme, sizdirmama mekanizmalarini sahip olmalaridir.
Bu savunma mekanizmasi; yasadisi eylemlerin iyi bir sekilde düsünülüp planlanmasina ve icrasina, hiyerarsik bir grupsal yapilanmaya, uluslararasi irtibatlar kurmaya, profesyonel biçimde isleyen bir lojistige, yasadisi kazançlarin degerlendirilmesi ve mesrulastirilmasina, hizmet etmektedir. Disaridan gelecek müdahaleleri engelleyen bu mekanizma ile ceza kovusturmasina karsi özel önlemler alinmakta, örnegin komplocu taktikler uygulanmakta, kamu görevlilerine rüsvet verilmekte, tutuklu saniklar bilgilendirilmekte ve yakinlarinin ihtiyaçlari giderilmekte, onlara avukat tutulmaktadir. Organize suçluluk çerçevesinde, organize olus biçimine göre farkli bazi derecelendirmeler, kademeler yapilabilir. Bu bakimdan en alt kademede çete suçlulugunun varligina sahit olunmaktadir. Orta derecede organize suçluluk ise, saglam, düzenli bir planlama ve stabil bir yapi göstermektedir. Agir organize suçluluk ise, mafya benzeri organizasyonlar sozkonusu olup, bunlar ekonomik kazanç yaninda siyasî gücü de elde etmeyi amaçlamaktadir. Genis aile, çikara dayali yasadisi örgütlenme biçiminin organize ettigi suç ve suçluyu yasalara karsi koruma güvencesini yasadisi odaklarin korumasi altinda gören genis bir kitle yaratmak ve bu kitlede yer alan bireylere yasadisi isler yaptirmak, ki bunlar; silah, uyusturucu madde kaçakçiligi, gecekonduculuk, uyusturucudan kazanilan paralarin banka, bankerlik, müteahhitlik ve kumarhanelerde aklanmasi islemi, toprak gaspi, isgal, adalet mekanizmasinin felce ugratilmasi, dolayli iflaslar, irtikap, tekellesme, tekelleri kirmaya tesebbüs edenlere karsi güç kullanimi, silahli soygun, gasp, girisimcilik maskesi altinda yasal bosluklardan yararlanarak ekonomik çikar saglamak, avukatlik meslegini mafya toplum düzeninin devamini saglamak amaciyla istismar ederek, adalet mekanizmasina paraziter unsurlar sokmak ve adalet dagitiminda aracilik yapmak, (hemsehrilik, akrabalik, dostluk) iliskileri tesis ederek veya bu iliskileri kötüye kullanarak kolluk kuvvetlerini devletin degil, Mafya grubun çikarlari dogrultusunda kazanip yönlendirmek, haraç almak, korsan endüstri kurmak (marka, kaset, plak, ilaç, gida maddesi ve her türlü sanayi ürünün sahtekarligi), kalpazanlik, eksik gramajli ambalajlar, kaçak et kesimi, kaçak gida maddesi üretimi, pazar yerlerinde yer belirlenmesi, her türlü ihale yolsuzluklari, ihalelerde kaba kuvvet kullanilmasi, minibüs ve dolmus hatlarinin paylasimi, çay bahçeleri isletmeciligi, yerel yönetimler üzerinde rüsvet ve kaba kuvvet kullanarak baski tesis edilmesi, imar ve iskan islerinde yapilan yolsuzluklara arabuluculuk edilmesi (vergi daireleri, su ve elektrik isleri, tapu dairelerinde) yapilan yolsuzluklarda arabuluculuk yapilmasi, kamu görevi yapan dairelere para karsiligi adam yerlestirilmesi, sendikalarda faaliyette bulunarak kisi ve gruba çikar saglanmasi, her türlü bilet sahtekarligi, fuhusun organize edilmesi, randevu evlerinin korunmasinin üstlenilmesi, yolsuzluga egilimli bazi bürokratlarla fuhus ve kumar sektörü yönetimi arasinda aracilik yapmak, bürokratik tayinlerde aracilik yapmak, her türlü ideolojik çatismanin tirmandirilmasi ve böylece silah ve cephane tüketimine uygun pazarlar yaratilmasi, uyusturcu pazarlari yaratilmasi terörün bir yönetim ve iktidar araci olarak sürekli kullanilmasi, merkezi devlet otoritesine karsi güç kullanarak zaafa ugratilmasi, meydana gelen otorite boslugunun yasadisi örgütlü güçler tarafindan doldurulmasi, v.s. Diger taraftan yasalara herkesten fazla saygiliymis gibi davranmak. Bu iki yüzlü davranisini bilip de bilmiyormus gibi görünen yandaslari, bürokrati kollamak ve kullanmak. Bu iki yüzlülüge karsi çikan bürokrata karsi ise yildirmak amaciyla kaba kuvvet ve silah kullanimi da dahil her türlü gücü kullanmak... baski yapmak... bu örgütlerin ilgi alanlari ve tipik davranislari olmustur.Hatta bazi kamu görevlilerinin öldürülmesi örnek olarak degerlendirilebilir. Uygulama ve fiili durumun tesbiti amaciyla komisyon tutanaklarina yeniden dönüldügünde, Bu kontrol edilemeyen güçlerin devletin bazi kurumlarinda çalisan birkisim görevliler ile iliski içinde bulunduklari, siyasî baglantilar kurduklari kuvvetle muhtemel görülmektedir. 1990'li yillarin basindan itibaren Güneydogu'daki terör olaylarinin artis göstermesi, bu bölgede ``terör ranti'' dogurmustur. Bu Bölgedeki asiret reislerinin güçlü hale getirilmesi bu rantin artirilmasini ve bölüsümünü kolaylastirmistir. Dogu ve güneydogudaki feodal yapinin olumsuzluguna yönelik iliskilerin bulunmasi, geçici köy koruculugu sistemi içerisinde toplumsal boyutuyla yarattigi mahzurlari yaninda, asiretlerin uyusturucu ve silah kaçakçiligi yapmasina zemin hazirlamistir. Faili meçhul cinayetler binleri bulmustur. Nitekim faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak Hüseyin OGUZ ``Aksam istihbarat örgütleri bize bir liste verirdi, sabahleyin de tetikçiler bu listeleri gider vururlardi'' demistir. Faili meçhul cinayetler yasadisi örgüt mensuplarinin basi sayilacak kisiler üzerinde yogunlasmistir. Örnegin, kumarhaneler krali olarak bilinen Ömer Lütfi TOPAL, uyusturucu ticaretinin önde gelen kisilerinden Behçet CANTÜRK v.s. Siyasal nitelikli cinayetlerin önemlice bir kesiminin suçlularinin bulunamamis ve cezalandirilamamis olmasi, bir yandan bu cinayetleri yüreklendirici bir ortam olustururken, diger yandan da devlete olan güveni ciddi bir biçimde sarsmaktadir. Bu cinayetlerin kimler tarafindan islenmis olabilecegi yolunda çesitli tahmin, spekülasyon ve suçlamalara da neden olmaktadir. Bazan bu suçlamalar çesitli odaklarca amaçli olarak da yapilmaktadir. Bunun sonucu kitleler arasinda kirginliklar, güvensizlikler ve zaman zaman da kutuplasmalar dogmakta, tüm bunlar toplumun iç bütünlügünü, iç barisini agir bir biçimde sarsmakta ve devlet - toplum iliskisini ciddi bir biçimde zedelemektedir. Bu nedenle yasal olmayan eylemlere karisan kisiye, ister kamu görevlisi ister görevi olmasin vatandas olsun, yapilan eylem sonucunda hakkinda idari ve cezai islem yapilacagina yönelik kanun hakimiyeti saglanmalidir. Yine, ülkemizde uzun süreden beri yasanan yüksek enflasyon ahlakî yozlasmayi beraberinde getirmistir. Bütün bu olumsuzluklar, kontrolsuz kalan güçlerin rant sektörlerini ele geçirmelerine imkân saglamistir. Bu rant sektörlerinin degerlendirilmesinde sözügeçen kisilerle birlikte, güvenlik güçlerinden birkisim görevliler, birkisim siyasetçilerin de bu kisilerle iliski içerisine girdigi anlasilmistir. Özel Hareket Daire Baskani Ibrahim Sahin ve Özel Hareket Daire Baskanligi'na bagli birkisim polis memurlarinin devletçe terörle mücadelede kullanilmak üzere ithal edilen silahlari ve imkânlarini sözkonusu yasadisi güçlerin islerinde kullandiklari iddialari ile yargilanmaktadirlar. Bu kisilerin bu sekilde yasal olmayan yollardan bu ``rant'' lari saglamalarinda devlet görevlilerinden himaye gördükleri ve isbirligi içinde olduklari açiktir. Diger bir ifade ile, yasadisi örgütlerin yasadisi faaliyetlerinin devlet içerisinde bulunan bazi sahislarla irtibatli olduklari anlasilmistir. Bu irtibat, yapilan yasadisi faaliyetlere göz yumma, biilfiil isbirligi içerisinde olma seklinde ortaya çikmistir. Bu yasadisi örgütlerin, genelde uyusturucu, silah kaçakçiligi, kumarhanelerden gelir elde ederek varliklarini idame ettirdikleri anlasilmistir. Hukuka bagli çagdas hukuk devleti giristigi tüm eylemlerin ister kendi ajanlari olsun ister tasaron kullansin, yaptirdigi tüm faaliyetlerden sorumludur. bazi kamu görevlileri ve bazi siyasetçilerin isgal ettikleri makamlari kisisel kazanç ve siyasî amaçlarla istismar etmeleri giderek yayginlasmakta; bu neticede, örgütlü organize suçlari besleyen bir kaynak mahiyeti tasir hale gelmektedir. Kaldi ki hukuk devleti mesru olmayan personel kullanmamasi gerekmektedir. Bu iliskilere örnek olmasi bakimindan; Yurdisinda uyusturucu madde kaçakçiligindan 5 yil Belçika, 5 yil ABD'de mahkumiyeti bulunan Ömer Lütfi TOPAL'in Yönetim Kurulu Baskani ve sahibi oldugu Emperyal Otelcilik ve Turizm A.S. özellikle 1994 yilindan sonra Turizm Bakanliginca yayinlanan Talih Oyunlari Yönetmeliginin ilgili hükümlerine göre, sözkonusu uyusturucu madde kaçakçiligindan almis oldugu mahkumiyetten dolayi hiçbir sekilde bu sirkete talih oyunlari isletme izni verilmemesi gerekiriken, adigeçenin yönetim kurulu baskani ve sahibi oldugu sözkonusu sirket adina 13 sirkete talih oyunlari isletme izni Turizm Bakanliginca verilmistir. Diger taraftan, sadece bir otelde kayit disi bulunan oyun masalari ve oyun makinalari için devlete ödenmesi gereken katki paylarindan sadece 1994 yilinda yaklasik 200.000 $ kaybi vardir.. Bu rakam tüm kumarhaneler için bütün yillari içine alacak sekilde düsünüldügünde büyük rakamlara ulasacagi tahmin edilmektedir. Mevcut oyun araç ve gereçleri yokmus gibi gösterilerek, bunlarin yerine kayitdisi kumar alanlarinin olusmasini saglamak amacina yönelik oldugu düsünülen ithallere izin verilmistir. Kamuoyunda hayali ihracat olarak bilinen konuda, gerçek disi ihracat yapanlara genellikle belirtilen organizasyonlara haksiz yere devlet bütçesinden trilyonlarca tesvikler ödenmistir. Hazine arazilerinin yagmalanmasina izin verilmistir. Yasa disi örgüt mensuplarinin basi sayilan kisiler hakkinda çesitli suç iddialarina ragmen herhangi bir islem yapilamamasi, yakalananlarin bir kisminin ( Örnegin, Kürsat YILMAZ) ellerini kollarini sallayarak hapishanelerden ceza aldiklari gün çikmalari düsündürücüdür. Yasa disi örgüt mensuplarina yapilan baskinlar önceden kendilerine bildirildiklerinden, yapilan baskinlardan sonuç alinamamistir. Eski Basbakan Yardimcisi Murat KARAYALÇIN, Devlet ve Çalisma Eski Bakani Ziya HALIS, HADEP Denizli Il Baskani Yavuz ALTINMAKAS, DEHA TV Sahibi Bulut ÖZDEMIR'i öldürecektik. Musa ANTER'i de öldürdük diye ve haklarinda Diyarbakir Devlet Güvenlik Mahkemesince yakalama müzekkeresi düzenlenmis olan suçlularin otellerde agirlanmasi düsündürücüdür. Ayrica bu kisileri yasalar geregi ihbar ile görevli ve sorumlu olanlarin da sorgulanmasi gereklidir. Bütün dünyada yankilar uyandiran Uluslararasi rüsvet ve yolsuzluklarin önemli bir örnegi olan Lockheed olayi ülkemizi de yakindan ilgilendirmistir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 1976 yilinda Meclis Arastirma Komisyonu kurulmustur. 15 ay çalisma neticesinde 524 sayi ile 278 sayfalik bir rapor hazirlanmistir. Bu rapor bugün tartistigimiz gerçekleri yillar önce görmemizi saglayabilirdi. O nedenle Lockheed raporunun yeniden gün isigina getirilmesi uygun olacaktir. Yasa disi örgütlerin hukuk devleti kurallari çerçevesinde önlenmesi ve tamamen ortadan kaldirilmasi gerekirken, aksine büyütülmüslerdir. Bu büyüme siyasîler, güvenlik güçleri, istihbarat teskilatlarinin görevlerini yapmamasindan kaynaklanmistir. Bütün bu gelismeler yasadisi olarak adlandirilan bu örgütlerin ve olusumlarin büyümelerine ve etkinliklerini artirmalarina yol açmistir. Bütün bu gelismelere ragmen, hukuki takibatlar yapilamamis, yapilanlardan da bir çogu sonuçsuz kalmistir. Sözkonusu suç örgütleri ile ilgili bilgiler devletin güvenlik birimlerinde oldugu halde, bu bilgilerin devletin en üst seviyedeki görevlilerine verilmesi gerektigi, verilmemis ise ilgili kamu görevlilerinin sorumlulugunun bulundugu düsünülmektedir. Devlet içinde çok sayida istihbarat teskilati kurulurken, bunlar arasinda koordinasyonsuzluk ve çekisme yasandigi anlasilmistir. Hatta JITEM'in ne görev yaptigi tam olarak ögrenilememistir.Jitemin varligi tartisilirken eylemlerinin tartismasiz gerçek oldugu ortaya çikmistir. Kamu sektöründeki teftis ve denetim sistemi bu arada islevsiz birakilarak denetim sistemi çökertilmistir. Özellikle kamu kuruluslarinda, muayyen bir dönemden itibaren devlet içerisinde çalisma mekanizmasini yavaslattigi ve ekonomik gelismeyi engelledigi gerekçe gösterilerek denetim, inceleme ve teftis islemleri yavaslatilmis, denetim elemanlarinin ücretleri alt seviyelere çekilmistir. Denetim islemleri periyodik olarak her yil yapilmak yerine, ihtiyaç duyuldugunda yapilir hale getirilmistir. Devletin güvenlik raporlarinda mafya ile iliskisi oldugu söylenen kisilerin zaman zaman en önemli görevlere atanmis ve Bakan dahi yapilmistir.. Hasan Celal GÜZEL'in verdigi bilgilere göre, bunlarin bilinçli yapildigi, yolsuzluga karistigi iddia edilen Bakanlarin bir bakanliktan alinarak, baska bir bakanliga atandigi ögrenilmistir. Bütün bu gelismeler sonucunda, çagdas anlamda hukuk devleti olma yapisindan uzaklasilmis ve devlet içinden de yandaslar, isbirlikçileri olan yasadisi güçler olusumuna ve bu güçlerin yasal olmayan sekilde yukarida belirtilen alanlardan büyük kazançlar saglamalarina olanak saglanmistir. Bu örgütler amaçlarina ulasmak için, her türlü yasadisi faaliyeti (tehdit, adam öldürme, haraç, v.s) yapar hale gelmistir. Olaylarin üzerine gidecek devlet görevlilerinin (güvenlik güçleri, adli merciler) ve vatandaslarin ( sikayet, sahitlik seklinde) güvenligi yeterince saglanamamis ve sözkonusu yasal olmayan güçler her türlü yasal olmayan islerini kolaylikla yapar hale getirilmistir. Bu durum vatandasin devlete olan güvenini olumsuz yönde etkilemistir. Olaylarin bu sekilde gelismesinde, devletimiz adina kamu görevlilerince yapilan birkisim islemlerin devlet sirri kavrami altinda saklanmasi etkili olmustur. Buna, Korkut EKEN'in ``Silahlari nereye verdigimi söyleyemem. Çünkü devlet sirridir'' demesi bir örnek olusturmaktadir. Yasalarimizin bu olaylara yönelik cezalarinin yeterince caydirici olmamasi da bu olusumlari desteklemistir. Çikar temeline dayali organize suç örgütlerinin devletin yasal ve idari bakimdan bos biraktigi veya zaafiyeti bulundugu alanlarda, faaliyet sahasi bulmakta ve yasamlarini hem birbirleriyle hem de yurtdisi uzantilariyla ve bazi kamu görevlileriyle de sürekli veya is bazinda isbirligi yaparak sürdürmekte olduklari görülmektedir. Örgüt suçlari ile mücadele ister siyasî amaçli, isterse çikar amaçli suç örgütleri olsun bu yeni tip suçluluga göre, düzenlenmis hukuk normlarina ihtiyaç göstermektedir. Bu normlarin vakit geçirilmeden hazirlanmasi gerektigni son aylarda ve çalismalarimiz sirasinda yasadigimiz olaylar bize göstermistir. Yasal ve idari sistemin günün kosullarina uyarliyarak devleti güçlendirmek sarttir. Aksi halde; demokratik yapilarin hukuk devletine iliskin kurumlarin varligi yasadisi ve kriminal ögelerin sizmasiyla birlikte temelinden çökertilebilmektedir. Konu örgütlerde bir örneklik yoktur. Herhangi bir kesintide hizla degismekte ve yeni sekliyle teskilatlanmaktadir. Kanunilik ve mesruluk arasindaki baglanti demokrasinin olmazsa olmaz kosuludur. Herseyin hukukun içerisinde cereyan etmesini saglamak ve gözetmek devletin görevidir. Çözümün mesruiyetin disinda aranmasi kabul edilmemelidir. Hukuk devleti, az yetkiyle çok is yapilan devlettir. Bu devlette, kamu görevlileri sadece yasalarin uygulayicisi olduklarinin bilincindedir. Bu tariften yola çikarak, devlette görev alan bürokratlar yasalarin disina çikarak uygulama hakkini kendilerinde görmektedirler. Bazi bürokratlarin, kendilerini devletin sahibi gibi görebilmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden bilgi gizlemektedirler. Komisyon çalismalarimiz sirasinda, bazi Devlet kuruluslari Komisyon çalismalarina yeterince aydinlatici bilgi vermemislerdir. Özellikle,Genelkurmay Baskanligi Komisyonumuzca istenilen bilgilere karsilik sert bir cevap vermistir. MIT Komisyonumuzu bilgi vermemistir. Bu durum vatandasin devlete olan güvenini olumsuz yönde etkilemistir. ÖNERILER Komisyonumuzca mezkur konuyla ilgili olarak alinan bilgiler ve yapilan incelemeler ile daha önce Meclis Arastirma Komisyonlarinca tanzim edilen Hayali Ihracat ve Faili Meçhul Suçlari Arastirma Komisyonlarinin raporlarinda yer alan konumuzla alakali önerilerden bir kaçi da raporumuza alinarak, asagidaki önerilerin yapilmasi uygun görülmüstür. TBMM'nce Yapilmasi Gerekenler: • Adalet ve Yargi reformu yapilmalidir. Bu konudaki reform yasa tasarilari süratle yasalastirilmalidir. Yarginin yeniden yapilandirilmasi ve yargilamanin hizlandirilmasi ile olaylarin üzerine kararlilik ile gidilebilmesi için gerekli düzenlemeler yapilmalidir. Hakim ve savcilarin mali durumu iyilestirilmelidir. Adli polis teskilati kurulmalidir. Türk Ceza Kanunu kapsamina günümüz suç tiplerini karsilayacak maddeler konulmalidir. Türk Ceza Kanununda, organize suçlara iliskin yer alan cezalar caydirci hale getirilmelidir. Devlet sirri kavraminin sinirlarinin belirlenmesi ve bu sirlarin parlamentonun bilgisine istenildiginde açilmasi hukuk devletine islerlik kazandirmak açisindan gerekli görülmektedir. Herkese mal beyani getirilmelidir. Kamu görevlilerinin mal beyanlari açik olmalidir. Parasal iliskilerin sözkonusu olabilecegi yerlerde görev yapan kamu görevlilerinin mal varliklarindaki degisiklikler mutlaka en az iki yilda bir denetim elemanlarinca hakli bir artis gösterip göstermedigi açisindan kontrol edilmelidir. Ayni sekilde TBMM üyelerinin mal varliklarinin Sayistay tarafindan denetlenmesine imkân veren düzenlemelerin yapilmasi gerekmektedir. Bu paralelde 3628 sayili Kanunda gerekli degisiklikler biran önce gerçeklestirilmelidir. Özel kisiler için nereden buldun Yasasi etkin bir sekilde çalistirilmalidir. Devlet yapisinin yeniden düzenlenmesi, mafya, uyusturucu kaçakçiligi, mason localari, 1980 öncesi terör, kontgerilla, mafya, kumarhaneler; halkin güvenliginin saglanabilmesi için arastirilmalidir. Italya'daki Gladyo hareketinin arkasinda P-2 Mason Locasi çikmistir. Bu nedenle, Türkiye'deki benzerleri hakkinda böyle bir fikrin dogmamasi için genis bir arastirma yapilmalidir. Güneydogudaki feodal yapi, terörün nedenleri ve arkasindaki rantin, koruculugun, uyusturucu ticareti ve karaparayla ilgili devlet içindeki organizasyonlarin her yönüyle arastirilmasi gerekmektedir. Olaganüstü hal kaldirilmalidir. Güneydogu, ekonomik ve sosyal yönden hizla kalkindirilmalidir. Bu bölgede egitim ve kültür seviyesi yükseltilmelidir. Türkiye'de Meclis Arastirma Komisyonlarinin görev süresi artirilmali ve yetkileri genisletilmelidir. Kamuoyuna mal olmus konularin yeterli ayrintida incelenebilmesi için yeterli süre iznini verecek Iç Tüzük düzenlemeleri geciktirilmeden yapilmalidir. Ayrica, bu Komisyonlara islevsel hale getirecek yeni düzenlemeler yapilarak, bu Komisyonlarin yetkileri artirilmalidir. Ülkemizde mevcut Ihtisas Komisyonlarinin yaninda, Bati Ülkelerindeki her konuda inceleme, arastirma ve denetleme yetkisi olan Daimi Komisyonlarin kurulmasi yönünde gerekli Iç Tüzük degisikliginin yapilmasi yararli olacaktir Polis, jandarma ve istihbarat birimlerinin yeniden yapilanmasi, etkinliklerinin artirilmasi, fonksiyonlarinin tanimlanmasi, etkin görev yapmalari için mali ve sosyal imkânlarinin iyilestirilmesi, moral güçlerini arttiracak alt yapinin olusturulmasi, hem güvenlik güçlerinin kendi aralarinda, hem istihbarat birimlerinin kendi aralarinda, hem de bu birimler arasinda koordineli çalisma saglayacak bir yapi olusturulmalidir.Istihbarat birimleri arasindaki koordinasyonsuzluk süratle giderilmelidir. Istihbaratin sivillestirilerek tek çati altinda toplanmasi ve Basbakan ve Parlamentoya karsi sorumlu olmasini saglayici düzenlemeler geciktirilmeden alinmalidir. Güvenlik güçlerinin yurttaslarin güvenligiyle ilgili bir sekilde olusturulmasi yararli olacaktir.Polis özel timlerine jandarma bölgelerinde de rahatlikla operasyon yapabilmelerini saglayan hukuki düzenlemeler yapilmalidir. Sehirlerde emniyet, köylerde jandarma adi suçlara yöneltilmeli, terör suçlari ile mücadele polis özel timlerin birakilmalidir. Polisin sehirlerde ve kirda da ayni görevi yapabilecek sekilde yeniden düzenlenmesi, Jandarmanin Silahli Kuvvetler içerisinde ülke korumasi ile ilgili görevlere çekilmesi gerekir. Terörle mücadelede yöntemin yanlisligi konusunda cidi bir Meclis Arastirmasi yapilmalidir. Terör sorunu üzerine dogru teshisler konularak, ortaya çikan terör ranti kaldirilmalidir. Parti içi demokrasi gerçeklestirilmeli, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Yasasi dahil, devletin tüm kurum ve kuruluslariyla, demokrasinin gerçek ilkeleriyle uyusur sekilde yeniden yapilandirilmasi saglanmalidir. Bürokratik olusum bu yapiya uygun hale getirlmelidir. Bütün kamu görevlilerinin isledikleri suç iddialarindan dolayi haklarinda gerekli yasal takibatlarin ilgili adli mercilerce dogrudan yapilmasini engelleyen düzenlemeler (Memurin Muhakemati Hakkinda Kanunu Muvakkat) degistirilerek, ilgili adli mercilere bütün kamu görevlileri hakkinda dogrudan takibat yapabilme imkâni saglanmalidir. Yasadisi suç örgütlerinin uyusturucu madde kaçakçiligi, kumar, haraç, çek - senet tahsilati ve arazi yagmalamalarinin süratle önüne geçilmesi ve benzer amaçlara yönelik olacak olusumlarin engellenmesi için, Adalet Bakanliginca hazirlanan Organize Suç Önleme ve Suç Örgütleri Hakkinda Kanun Tasarisi zaman geçirilmeden yasalastirilmalidir. Bu Yasa Tasarisindaki cezalar caydirici olmasi bakimindan en yüksek seviyede tutulmalidir. Bu yasa düzenlemesinde sözkonusu yasadisi islerden elde edilen varliklarin genis kapsamli sekilde tamaminin devlet tarafindan müsaderesini zorunlu kilan hükümler konulmalidir. Tek merkezden yönetilen bir sistemle mücadele usulü getirilmeli ve bu merkezce esgüdüm saglanmalidir. Bu paralelde özel mücadele ve kovusturma birimleri olusturulmalidir. Polis suç kanitlari toplama ve degerlendirme yasasi çikartilmalidir. Psikotropik maddelerin kullanimi ve takibine dair yasanin eksikliklerinin giderilmesi yönünde bir çalisma yapilmalidir. Kuvvetler ayriligi ilkesi fiilen uygulamaya geçirilmelidir. Yasama dokunulmazligi yeniden düzenlenmelidir. Bankalar Kanununda yapilacak degisiklik ile büyük miktarlarda para akimlari kontrol altina alinmalidir. Geçici Köy Koruculugunun kaldirilmasi, bu gerçeklesinceye kadarda sinirlandirilmasi ve bu saglanincaya kadar da siki bir kontrol altinda tutulmasi gerekmektedir. Yasadisi olaylarin yogunluk gösterdigi, daha çok büyük rantlarin ortaya çiktigi yerler, basta Istanbul olmak üzere metropollerdir. Özellikle Istanbul yurtiçinde yasadisi yasamin merkezi konumundadir. Bu nedenle irdelenmesi gerekir. Istanbul'un idari yapisinin gözden geçirilerek, yönetici kadrolarina yapilacak atamalara özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Yine memur statüsündeki kamu görevlilerinin atama, terfi ve görev süreleri ile özlük haklarinin düzenlenmesi önem arzetmektedir. Yürütme Organinca (Ilgili Idarelerce) Yapilmasi Gerekenler: Hukukun üstünlügü saglanmalidir. Bütün islemler hukuk içerisinde ve kamu vicdanini tatmin edici sekilde meydana gelmelidir. Silah alimlari kontrol altina alinmalidir.Herkese silah ruhsati verilmemelidir. Her silahin balistik kayitlari bulunmalidir. Ruhsatsiz silah bulundurmanin cezasi caydirici hale getirilmelidir. Kamu kuruluslarinin Güneydogudaki kadrolarina, asaleten, yetenekli, liyakatli ve deneyimli personelin atanmasi yapilmalidir. Kanundaki haklardan istifade eden itirafçilara yeni kimlikler verilerek OHAL Bölgesinden uzaklastirilmalari saglanmalidir. Adeta, bu sahislari devletin veya baska kisilerin kullanmasi görüntüsünü veren devlet - itirafçi iliskisine son verilmelidir. Bu baglamda, Itirafçilik Yasasi yeniden ele alinmalidir. Gümrükler kontrol altina alinmalidir. Büyüksehirlere göçün önlenmesi hususunda gerekli tedbirlerin alinmasi gerekmektedir. Denetim ve Teftis sistemi çok önemli olup, önemine uygun bir konuma getirilmelidir. Teftis sistemine islerlik kazandirilmalidir. Denetim elemanlarinin yetkileri ve imkânlari iyilestirilmelidir. Içinde bulundugu birimin en üst kademesi ile ilgilendirilmeli, müdaheleden korunmali ve güvence getirilmelidir. Kamu idarelerindeki teftis ve denetim islemlerinin periyodik olarak sürekli yapilmasi saglanmalidir. Özellestirmede karaparanin aklanmasina izin verilmemelidir. Kumarhaneler tamamen kapatilmalidir. Kayitdisi ekonominin kayit altina alinmasi gereklidir. Organize suçlarla ilgili olarak bir bilgi bankasi olusturulmalidir Faili meçhul olaylar, ilgili güvenlik birimleri ve adli mercilerce mutlaka aydinlatilmalidir. Basbakanlik Teftis Kurulu'unun bu konudaki raporunda deginilen, Maliye ve Içisleri Bakanligi ile Emniyet Genel Müdürlügü bünyesindeki inceleme ve sorusturma sonuçlari takip edilmelidir. Mezkur rapordaki öneriler ilgili kamu kurum ve kuruluslarinca yerine getirilmelidir. Raporun bir örneginin önerilen hususlarinin gereginin yerine getirilmesi için ilgili Devlet Kuruluslarina intikali saglanmalidir.
Sonuç ve kanatine varilmistir.
Is bu Rapor Saygi ile Yüce Meclis'in takdirine sunulur. 03.04.1997
KAYNAK;
http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=147
***