3 Ocak 2019 Perşembe

PKK/KCK’nın Bağımsızlık Hedefi, Çözüm Süreci ve Kendi Kaderini Tayin Hakkı BÖLÜM 2

PKK/KCK’nın Bağımsızlık Hedefi, Çözüm Süreci ve Kendi Kaderini Tayin Hakkı  BÖLÜM 2


Kendi Kaderini Tayin Hakkı ve Ayrılık

İlk defa uluslararası hukukta BM Şartı’nın 2. madde 4. fıkrasıyla düzenlenen kendi kaderini tayin, 1966 yılında kabul edilen İkiz Sözleşmeler’in ortak ilk maddesinde yer almış ve uluslararası yasal standarda kavuşmuştur. Ancak, bu hakkı kimlerin ne şekilde kullanabileceği açık şekilde belirlenmediği için, BM Şartı’nda düzenlendiği dönemden bu yana hakkın içeriği ve kapsamı tartışılagelmiştir. BM uygulaması ve Genel Kurul’da kabul edilen kararlar hakkın kullanımına ilişkin pratik bazı sorunların çözümüne katkıda bulunmuştur.17

Zamanla BM Genel Kurul kararları ve Uluslararası Adalet Divanı kararları ve somut olaylardaki uygulamalar, uluslararası teamül hukukunda iç ve dış kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere iki farklı kategoriyi doğurmuştur. Dış kendi kaderini tayin hakkı, bir sömürge halkının veya yabancı işgaline uğramış nüfusun özgürce seçimini yaparak bağımsız devlet kurmak da dâhil kendi geleceklerine yön vermek şeklinde anlaşılırken,18 iç kendi kaderini tayin hakkı halka özgürce 
kendi politik ve ekonomik rejimini ve yöneticilerini seçebilme hakkını tanımaktadır.19 BM uygulamasında, bağımsız bir devlet kurma imkânı, kendi kaderini tayin hakkı sınırları içerisinde ancak sömürge halkları ve yabancı işgaline uğrayan topraklara sağlanmıştır. İstisnai hallerde ise, renk, inanç veya ırkından dolayı dışlanan bir halk, parçası olduğu rejim içinde ağır insan hakkı ihlallerine uğruyorsa, dış kendi kaderini tayin hakkını gerçekleştirebilir. Bu anlamda dış kendi kaderini tayin hakkı günümüzde çok istisnai haller dışında, hüküm dışı kalmış kabul edilmektedir. 

Türkiye’de ise, PKK/KCK yöneticileri ve oluşumun siyasi kanadında yer alan HDP temsilcileri kendi kaderini tayin hakkını dillendirmekte, bu yolla hedeflerindeki bağımsız devletin uluslararası hukuka uygun şekilde kurulmasının hukuki zeminini oluşturmaya çalışmaktadırlar. Daha önce de vurgulandığı gibi, kendi kaderini tayin her halka bağımsız devlet kurma hakkını vermemektedir. Yine de yakın zamanda Kırım ve Katalonya’da olduğu gibi dünyada özerk bölgelerin 
tek taraflı aldıkları kararla bağımsızlık referandumu gerçekleştirme teşebbüsünde bulundukları görülmektedir. 

Türkiye’de de PKK/KCK’nın özerk bir yönetim kurma amacının arkasında böyle bir saik yatmaktadır. Bu nedenle, halkların kendi kaderini tayin hakkının özerk yönetime bu yetkiyi tanıyıp tanımadığını bir kez daha tartışmak gerekir. 
Quebec ve Kırım bu bağlamda konuya özgü iki özel örnek olaydır. 

Quebec Meselesi

Çoğunluğu Fransızca konuşan halktan oluşan Quebec, 1867 yılında Kanada Devletini kuran İngiliz Kuzey Amerika Sözleşmesi (The British North America Act) imzalandığı zaman, 

“ Türkiye’de ise, PKK/KCK yöneticileri ve oluşumun siyasi kanadında yer alan HDP temsilcileri kendi kaderini tayin hakkını dillendirmekte, bu yolla hedeflerindeki bağımsız devletin uluslararası hukuka uygun şekilde kurulmasının hukuki zeminini oluşturmaya çalışmaktadırlar. “

Federal Devletin bir parçası haline geldi. 1980 yılında, ayrılıkçı Quebec partisinin kampanyası neticesinde, Quebec’in Kanada’dan anayasal ayrılık konusunda referanduma gitmesine rağmen, sandıktan Kanada’yla devam kararı çıktı.20 
1995 yılında ise, bir kere daha Quebec bölgesi, federal hükümetten izin almadan, Kanada’dan ayrılıp yeni bir devlet kurmayı referandumla halka sundu, ancak yine sandıktan olumsuz sonuç çıktı.

Bağımsızlık kampanyasını başlatırken, ayrılıkçı Quebec partisinin bağımsızlığı Quebec ’in kaderi kabul eden liderleri ve bazı uluslararası hukukçular anayasal hukuku, uluslararası hukuku ve kendi kaderini tayin hakkını ileri sürdüler.21 
Ancak, bu iddiaların meşru olduğunu söylemek mümkün değildir. Quebec halkının uluslararası hukuka uygun şekilde, tek taraflı aldığı bir kararla referandum yaparak Kanada’dan ayrılmak için yasal bir hakkı bulunmamaktadır. Nüfusun geriye kalanından farklı etnik veya kültürel bir grubu temsil edip etmediğine bakmaksızın, uluslararası hukuk hiçbir özerk bölge veya federe devlete serbestçe uluslararası statüsüne karar verme hakkı tanımaz. Quebec sakinleri ayrı bir halk oluştursa da, sömürge halkı veya parlamentoda temsil edilemeyen baskı altında bir halk olmadıkları sürece dış kendi kaderini tayin yoluyla tek taraflı alınan kararla bağımsız devlet kuramayacaklardır.22 

1996 yılında, Kanada Yüksek Mahkemesi’ne Quebec’in Kanada’dan referandumla ayrılma teşebbüsüne ilişkin bazı sorularla ilgili başvuruda bulunulması üzerine, Mahkeme konuyla ilgili temel soruları cevaplamıştır. Bu sorulardan konuyla 
ilgili olan ikisi şunlardır: 

i) Kanada Anayasası’na göre, Millet Meclisi, Quebec yasama kuvveti veya hükümeti tek taraflı olarak Quebec’in ayrılmasını gerçekleştirebilir mi? 

ii) Bu bağlamda, uluslararası hukukta kendi kaderini tayin hakkı bu kurumlara Quebec’in Kanada’dan ayrılmasını tek taraflı gerçekleştirebilecekleri hakkı veriyor mu?23

Mahkeme ilk soruya verdiği cevapta, anayasal ilkeler çerçevesinde Quebec’in Kanada vatandaşlarının tamamını ilgilendiren ayrılık hususunda tek başına hareket etmesinin mümkün olmadığı hükmüne varmıştır. Toplumun her kesiminin hak ve menfaatlerini etkileyen bir konuda, tek taraflı ayrılık kararı almanın Anayasal olmadığını tespit etmiştir.
Şayet ilgili bölge ayrılacaksa, İskoçya’da olduğu gibi, ayrılık görüşmeleri toplumun tamamı ve ilgili devlet kurumları dâhil edilerek yürütülmeliydi. İkinci soruya cevap olarak da, uluslararası hukuk ışığında, söz konusu kurumların tek taraflı ayrılıkla kendi kaderini tayin hakkını kullanamayacakları ifade edilmiştir. Anlaşıldığı üzere, Quebec’in referandumla Kanada’dan ayrılık yöntemi uluslararası hukuka ve Quebec iç hukukuna aykırı olmasına rağmen, ayrılıkçılar yanlış veya kasıtlı şekilde kendi kaderini tayin hakkını ileri sürmek suretiyle bağımsız bir devlet kurmaya teşebbüs etmiştir.

Kırım Meselesi

2013 yılı sonlarında Ukrayna’da başlayan protestolar sırasında, herhangi bir devlet aidiyeti olmayan, bayrak taşımayan bir kısmı Rus olduğunu kabul eden,çoğu ise gizleyen güvenlik güçleri Kırım yarımadasında görünmeye başlamış, daha sonra ise civardaki havalimanları ve bölgesel yönetim binalarını işgal etmişlerdir. Bu sıralarda, Ukrayna’nın Kırım bölgesel meclisi, kendi geleceğine dair bir referandum yapılmasını oylamış ve kabul etmiştir. Nüfusun büyük kısmı Rus etnik kökenden oluşan ve Rusya’yla güçlü tarihi, kültürel bağları bulunan Kırım’da 16 Mart’ta referandum gerçekleştirilmiştir. 
Referandumda sorular sadece ayrılık için parlamento oylamasını onaylamak şeklinde düzenlenmiş ve vatandaşa iki seçenek sunmuştur: Rusya’ya katılmak veya Kırım’ın bağımsızlığını artırmak üzere 1992 Kırım Anayasası’nı gözden 
geçirmek. Sonuç olarak, halkın % 97’si Rusya’ya katılmayı kabul etmiştir.24

Referandumun ardından Putin yönetimi, yarımadadaki yerel hükümetle resmi bir anlaşma imzalayarak Kırım’ın Rusya’ya katılımını onaylamıştır. Başta Ukrayna olmak üzere, ABD ve Avrupa Birliği, referandumu ve Rusya’ya katılma kararını yasadışı ilan etmelerine rağmen, Kırım’ın fiili statüsünü engelleyememiştir. Rusya’nın bölge üzerinde hâkimiyeti sürmektedir. 

Kırım’ın referandumla tek taraflı olarak Ukrayna’dan ayrılması birkaç yönden uluslararası hukuku ihlal etmektedir. 

Kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde, yukarıda Quebec olayında değinildiği gibi, herhangi bir özerk bölge veya federe devletin tek taraflı referandum veya plebisitle parçası olduğu devletten ayrılık hakkı yoktur. Quebec referandumunda 
olduğu gibi, Kırımda ayrılık referandumunun kararlaştırılması ve uygulanması aşamalarında herhangi bir şekilde federal hükümetten izin almamıştır. 
Oysa referandum görüşmeleri sırasında tüm Ukrayna idari kurumları ve 
vatandaşlarının görüşleri alınmalı, çoğulcu bir karara varılmalıydı. 

Sonuçta alınan karar, sadece Kırım vatandaşlarını değil, Ukrayna’nın bütününü etkilemektedir. Kırım halkına sadece Rusya’ya katılma veya mevcut Anayasa’yı Kırım lehine revize etme gibi sınırlı iki seçenek sunulması da referandumun 
sıhhatini bozan bir başka faktördür. Referandum kararının aniden alınması ve Rus işgali altında iki hafta içinde uygulanması ise sonuçların güvenilirliğine şüphe düşüren bir başka husustur. 
Bu sebeplerden ötürü, Kırım referandumunun uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiği ve Kırım’ın merkezi hükümetten bağımsız aldığı bir referandum kararıyla 
başka bir devlete katılmasının mümkün olmadığı açıktır.

Sonuç olarak, henüz kendi kaderini tayin hakkına dayanarak, herhangi bir özerk veya federal yapı tek taraflı referandum veya plebisit gibi bir işlemle bir devletten ayrılık iddia edemese de, Quebec ve Kırım’da ayrılıkçı hareketler bu hakkı ayrılık kampanyalarında meşru bir argüman gibi kullanmıştır. Ayrılıkçı parti, Quebec referandumunda yeterli çoğunluğu elde edemediğinden bağımsız devlet kurma hedefine ulaşamasa da, Kırım’da yerel meclis uluslararası hukuka 
aykırı bir referandumla Rusya’ya katılma kararı almış, Batılı devletlerin itirazlarına ve Rusya’ya karşı başlattıkları yaptırımlara rağmen bölgede fiilen Rus hâkimiyeti oluşmuştur. 

Yakın zamanda benzer bir girişim de İspanya’nın Katalonya özerk bölgesinde yapılmıştır. Ancak merkezi hükümete danışmadan yerel meclis tarafından alınan bağımsızlık referandumu kararını İspanyol Anayasa Mahkemesi askıya almıştır. 
Merkezi hükümetin de argümanlarını dinlemek isteyen Mahkeme, tüm İspanya halkının kaderini etkileyen kararın küçük bir topluluğun iradesine bırakılamayacağını savunmuştur.25 Katalan lider Artur Mas ise bağımsızlık için referandumdan vazgeçtiklerini, başka yollar deneyeceklerini açıklamıştır. 

Sonuç ve Değerlendirme

KCK projesiyle devletleşme safhasına geçmeye çalışan terör örgütü, kuruluş bildirgesini yayımladığı 1978 yılından bu yana zaman zaman taktik ve söylem değişikliğine gitmişse de Orta Doğu’da bağımsız devlet idealinden vazgeçmemiştir. 
Yukarıda incelenen KCK Sözleşmesi ve sözleşme doğrultusunda bölgede süregiden faaliyetler, örgütün bu nihai hedefe doğru ilerlediğine işaret etmektedir. Çözüm sürecinde, özerklik taktik ara hedefine yoğunlaşmış görünen 
örgüt, bölge halkı üzerinde nüfuzunu artırmakta, bir sonraki safhada bağımsızlık ilanının hazırlıklarını tamamlamaktadır. 
Hem örgüt kanadından hem de siyasi kanattan sık sık Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını gerçekleştireceğinin zikredilmesi, muhtemel bir bağımsızlık ilanının uluslararası alanda meşruiyetini garantiye almaya yöneliktir. ABD’de ve 
Avrupa kamuoyunda, PKK’nın terör örgütleri listelerinden çıkarılması yönündeki görüşlerin artmaya başlaması bu açıdan endişe vericidir. Türkiye’nin bu gelişmelere sessiz kalmaması gerekmektedir. 

Örgütün Siyaset Akademilerinde verilen derslerde kendi ideolojisine bağlı yetiştirdiği şehir kadrolarıyla dağdaki silahlı güce dayalı “devrimci halk savaşı” başlatma hazırlıklarına, seyirci kalınmamalıdır.Başlatılacak büyük bir iç 
savaşın büyümesi; meselenin uluslararası boyutlara ulaşması, küresel aktörlerin BM üzerinden dolaylı bir müdahalesine neden olabilir. Böyle bir senaryoda, PKK/KCK sorununun Türkiye’nin toprak bütünlüğü muhafaza edilecek şekilde ve 
milli menfaatlere uygun çözülmesi zorlaşacaktır.Bu nedenle örgütün devletleşme faaliyetlerine göz yumulmamalı ve çözüm sürecinin selameti için KCK’ya yönelik operasyonlar yeniden başlatılmalıdır. Bölge halkının can ve mal güvenliğinin 
muhafaza edilmesi, korucuların baskı altına alınmasının engellenmesi, yakılan kamu binalarının onarılması ve bölgede asayişin güvenlik güçlerince temini elzemdir. 

Çözüm sürecinin devam edebilmesi için, örgüt vaat ettiği sınır dışına çekilmeyi gerçekleştirmeli ve devletleşme faaliyetlerine son vermelidir. 
Çözüm sürecinin yürütülebilmesi için güvenlik önlemleri ihmal edilmemeli, ancak demokratikleşme adımları da sürüncemede bırakılmadan kararlılıkla sürdürülmelidir.

Öcalan’ın Esed rejimiyle yaptığı anlaşma Suriye’nin kuzeyinde KCK yapılanmasının parçası olan PYD’nin özerklik ilanını mümkün kılmıştır. PYD eşbaşkanı Salih Müslim, dış temaslarını geliştirerek bölgede ilan ettiği özerk yönetime uluslararası meşruiyet sağlamaya çalışmaktadır. IŞİD’in Kobani’ye saldırısı sebebiyle ABD’nin PYD’ye silah yardımında bulunması ve PKK ile PYD’yi bir tutmadığını açıklaması, bu temasların başarılı olduğunu ve PYD ile 
ilgili uluslararası algıların örgüt lehine değiştiğini göstermektedir. 

İç savaş uzadıkça Suriye yönetiminden kopan ve ağır silah sistemleriyle desteklenen PYD, fiilenbağımsızlığa doğru ilerlemektedir. PKK/KCK’nın çözüm süreci sayesinde elde ettiği olağanüstü serbestlik, örgütün benzer aşamaları 
Türkiye’de de izleyemeye çalışabileceğine işaret etmektedir. 

“ Bölgesel özerklik, iç kendi kaderini tayin hakkının parçasıdır,dolayısıylamecliste yapılacak bir anayasa değişikliğiyle tesisi mümkün değildir. Türkiye’de konunun hassasiyeti sebebiyle devletin politik statüsündeki bu derece önemli bir değişiklikte yapılacak bir referandumla halkın tamamının doğrudan fikri alınmalıdır.“

Terör örgütü, kendi güdümünde kuracağı özerkliğin ardından şartlar olgunlaştığında Kırım ve Quebec olaylarına benzer şekilde, bölgesel mecliste aldığı ani bir referandum veya plebisit kararıyla nihai hedef olan bağımsız devletin kurulmasına kalkışabilir. Her ne kadar, özerk veya federe devletin dış kendi kaderini tayin hakkını kullanarak uluslararası hukuka uygun şekilde, parçası olduğu devletten ayrılması mümkün değilse de, Kırım olayında yaşandığı gibi, bağımsızlık bir oldu bittiye getirilerek bölgede fiilibir durum oluşturulabilir. 

Bölgesel özerklik, iç kendi kaderini tayin hakkının parçasıdır, dolayısıyla mecliste yapılacak bir anayasa değişikliğiyle tesisi mümkün değildir. Türkiye’de konunun hassasiyeti sebebiyle devletin politik statüsündeki bu derece önemli bir 
değişiklikte yapılacak bir referandumla halkın tamamının doğrudan fikri alınmalıdır. Ancak Türkiye’nin üniter yapısını bozmadan getirilecek asıl çözüm ise, mevcut idari yapıyı bozmadan Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na uygun şekilde yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir. Bu seçenek için ise Fransa’daki ayrılıkçı Breton ve Baskların taleplerinin üniter yapı korunarak karşılandığı örneğin incelenmesi önem arz etmektedir. 

BİLGESAM Hakkında

BİLGESAM, Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur. 

Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye’deki saygın akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların 
katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGESAM, araştırmalarını Türkiye’nin milli problemleri, 
dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır. 
BİLGESAM, Türkiye’de kamuoyuna ve karar alıcılara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır.

Yazar Hakkında

Vakkas Bilsin 2013 yılında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede kamu hukuku alanında yüksek lisans eğitimine 
devam etmektedir. BİLGESAM’da araştırma asistanı olarak uluslararası hukuk, terörizm ve Orta Doğu üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.

DİPNOTLAR;

1 Shlomo Avineri, “The Middle East Crack-Up,” Project Syndicate, 25 Ağustos 2014, Erişim tarihi 26 Ekim 2014, 
http://www.project-syndicate.org/commentary/shlomo-avineri-cautions-that-the-region-s-current-turmoil-may-not-give-rise-to-european-style-nation-states. 
2 “PYD özerklik ilan etti, PKK Türkiye’ye komşu oldu,” Cumhuriyet Gazetesi, 14 Kasım 2013, Erişim Tarihi 26 Ekim 2014, 
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/9101/PYD_ozerklik_ilan_etti__PKK_Turkiye_ye_komsu_oldu.html. 
3 “PKK Kuruluş Bildirisi”, s. 37, Erişim Tarihi 9 Eylül 2014, 
https://docs.google.com/file/d/0B4HO5r4WOpdzT25HUEZ4ODl1SW8/edit?pli=1. 
4 Graham E. Fuller &Henri J. Barkey, Türkiye’nin Kürt Meselesi, Çev. Hasan Kaya, 3. Baskı, İstanbul, Profil Yayıncılık, 2013, 46. 
5 Atilla Sandıklı & Erdem Kaya, “Çözüm Süreci: Umutlar, Gerçekler ve Çelişkiler,” BİLGESAM, Bilge Analiz, 16 Nisan 2013, Erişim Tarihi 9 Eylül 2014, 
http://www.bilgesam.org/incele/1203/-cozum-sureci--umutlar--gercekler-ve-celiskiler/#.VBADwcJ_uAw. 
6 “PKK Terör Örgütü’nün 7. Kongresi,” Erişim Tarihi 31 Ekim 2014, 
http://www.terororgutleri.com/pkk-teror-orgutunun-7-kongresi/. 
7 Sandıklı&Kaya, “Çözüm Süreci: Umutlar, Gerçekler ve Çelişkiler” 
8 Sedat Laçiner, Hangi PKK, Söy. Alper Özgen, 2. Baskı, İstanbul: Hayykitap, 2012, 12-13 
9 KCK sözleşmesi metni için bkz. Mehmet Özcan, Terörün Matruşkası KCK, 2. Baskı, İstanbul, Hayat Yayın Grubu, 2012, 272. 
10 Özcan, Terörün Matruşkası KCK, 72-73. 
11 Dr. Salih Akyürek, M. Ali Yılmaz, Esra Atalay & Fatma Serap Koydemir, Çözüm Sürecine Toplumsal Bakış, BİLGESAM, Rapor No: 57, 
Haziran 2013, 59, Erişim Tarihi 26 Ekim 2014, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/9-2-2014012036cozumsureci.pdf 
12 Özcan, Terörün Matruşkası KCK, 140. 
13 A. g. e. 155- 156. 
14 Namık Durukan, İmralı Zabıtları, Radikal Gazetesi, 28 Şubat 2014, Erişim Tarihi 27 Ekim 2014, 
http://www.radikal.com.tr/turkiye/ocalan_bdp_gorusmesinin_zabitlari_ortaya_cikti-1123269 
15 “Dokuz Soruda: Türkiye Sokaklarında Kobani Gerilimi,” BBC Türkçe, 10 Ekim 2014, Erişim Tarihi 14 Ekim 2014, 
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/10/141010_dokuzsoruda_kobani_eylemleri. 
16 Bkz. Murat Karayılan’ın kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesine dair isteği için bkz. “Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı Hayata 
Geçirilmeli,” T24 Haber, 13 Mayıs 2013, Erişim Tarihi 15 Eylül 2014, 
http://t24.com.tr/haber/kendi-kaderini-tayin-etme-hakki-hayata-gecirilmeli,229820. 
Ayrıca PKK/KCK ve siyasi kanadın 2010 yılından bu yana bağımsızlığı dile getirmeden, bir ara formül olarak özerkliği 
inşa ettiğine dair bkz. Bülent Serim, “Selahattin Demirtaş Erdoğan’ı Bu Yüzden Alkışladı”, Oda TV, 5 Eylül 2014, Erişim Tarihi 15 Eylül 2014, 
http://www.odatv.com/n.php?n=selahattin-demirtas-erdogani-bu-yuzden-alkisladi-0509141200. 
17 Bkz. Meşhur 1514 ve 1541 sayılı kararlar sömürge devletlerin ayrılması prosedürünü belirliyordu. 1970 yılında kabul edilen Birleşmiş 
Milletler Sözleşmesi Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça İlişkiler ve İşbirliğine İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Konusundaki 
Bildirge ve Eki, kendi kaderini tayin hakkına ilişkin ayrıntılı bazı prensipleri belirlemiştir. 
18 Antonio Cassese, Self-Determination of peoples: a legal reappraisal, 2. Baskı, Cambridge, Cambridge UniversityPress, 1995, 71- 100. 
19 A. g. e. 101. 
20 A. g. e. 248. 
21 A. g. e. 251. 
22 Roya M. Hanna, “Right to Self-Determination In Re-Secession of Quebec,” 23 Maryland Journal of International Law 213, 1999, 241. 
23 Reference Re Secession of Quebec, Dosya no. 25506, 20 Ağustos 1998. 
24 Alan Yuhas, “Ukraine Crisis: an essential guideto everythingthat’ shappened so far,” TheGuardian, 13 Nisan 2014, Erişim Tarihi 15 Eylül 2014, 
http://www.theguardian.com/world/2014/apr/11/ukraine-russia-crimea-sanctions-us-eu-guide-explainer. 
25 Ashifa Kassam, “Catalonia independence referendum halted by Spain’s constitutional court,” The Guardian, 29 Eylül 2014, Erişim Tarihi 15 Ekim 2014, 
http://www.theguardian.com/world/2014/sep/29/catalonia-independence-referendum-spain-court-vote. 


Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) 
Mecidiyeköy Yolu Caddesi, No:10, 34387 Şişli -İSTANBUL 
www.bilgesam.org www.bilgestrateji.com 
bilgesam@bilgesam.org 
Tel: 0212 217 65 91 - Faks: 0 212 217 65 93


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder