28 Temmuz 2017 Cuma

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI ÇOK PARTİLİ YAŞAMA GEÇİŞTEKİ DIŞ ETKENLER BÖLÜM 10


İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI ÇOK PARTİLİ YAŞAMA GEÇİŞTEKİ DIŞ ETKENLER BÖLÜM 10


3.3.5 12 Temmuz Beyannamesi 


İnönü bütün bu gelişmelerin ardından 12 Temmuz’da resmi bir bildiri yayınlamıştır. İnönü beyanname ile çok partili normal bir sistemin temellerini de atmış oluyordu. Beyannamede iki nokta üzerinde durulmaktadır. Birincisi, iktidar açısından artık önemli olan, muhalefetin yasadışı yollara sapmayacağının bilinmesi, İkincisi ise, muhalefetle iktidarın kendisini boğmak gibi bir amacı olmadığına inanmasıdır. 

İnönü, ihtilalci bir teşekkül olmayan, DP’nin iktidar partisi şartları içinde çalışmasını tesis etmek gerektiğini ilan etmektedir. İnönü, devlet başkanı olarak, kendisini “her iki partiye karşı eşit düzeyde görevli” saymaktadır.251. 

12 Temmuz Beyannamesi ile İnönü tarafsızmış gibi görünmekle beraber tarafını belli etmektedir. İktidara baskı yapılmadığını söylememekte DP’lileri tekzip 
etmemekte, iktidarın ihtilalci olmadığını söylemektedir; Peker’in iddialarını yalanlamaktadır. İnönü ile Peker’in yolları artık ayrılmaktadır. 

Beyanname özellikle DP’lileri rahatlatmıştır. Bayar, Beyanname için “tarihsel değeri olan iyi niyet ve ileri görüşlülük ifadesi” değerlendirmesini yapmaktadır. Daha sonraki demeçlerde İnönü tarihi ve milli kişilik olarak ilan edilmekte, basında da beyanname olumlu karşılanmaktadır252. Bu arada DP 22 Temmuz’da küçük bir danışma kongresi toplamış, sert bir bildiri yayınlanmıştır. Bildiride, Şekli muhalefetin bugünkü kötü rejimi güçlendirebileceği belirtilerek muhalefeti uyarmaktadır 253. 12 Temmuz Beyannamesi DP’nin parçalanmasını getirmiştir. 12 Temmuzun bir aldatmaca olduğunu ileri süren DP’lilere, yöneticileri sertleşmeye ve Hürriyet misakında ki tehdidi uygulamaya davet etmişlerdir. Yöneticiler buna yanaşmayınca yöneticiler “muvazaa” ile suçlanmış, parti içi muhalefet başlamıştır. Muhalefet parti içi muhalefet yöntemlerindeki ayrılıktan kaynaklanmıştır. İhraçlar, istifalar sonucu DP milletvekillerinin yarısını yitirmiştir. Bunlardan bir kısmı ikinci büyük kongreyi beklemiş mecliste “Müstakil Demokratlar Grubu”nu kurmuşlar bir kısmı Çakmak önderliğinde Millet Partisi’ni örgütlemişler dir. 254. 

Peker, beyannameyi aşırı çekişmeleri yatıştırmak ve vazifelerini anlayışla yerine getirmeleri için her iki partiye verilmiş bir öğüt olarak görmektedir. Hükümetin 
görevlerini ve meclise sorumluluğunu değiştirecek mahiyette veya tesiste bir belge olarak görmemektedir. Ömrü bu yüzden kısa olacaktır. Peker beklendiği gibi istifa etmemiştir. Zira beyannameyi anayasaya aykırı buluyor ve meclis çoğunluğunun arkasında olduğunu düşünmekte dir 255. 

12 Temmuz beyannamesi partilerarası ilişkileri belli oranda normalleştirmiştir. Bu arada DP’nin elindeki propaganda silahı da alınmış oluyordu. Bazılarına göre İnönü bu kararı bu silahı DP’nin elinden almak ve DP ile CHP arasında fark olmadığını göstermek amacıyla almıştı. Beyannamede DP’lilerin kışkırtıcı propagandalarına değiniliyordu. Beyannameyi DP’liler olumlu karşılaması bu gerçeği kabulü anlamına gelmektedir. Beyannamenin açıklanmasından kısa bir süre sonra İnönü, DP’yi eski politikalarda direnmekle suçlamıştır. 

12 Temmuz Beyannamesi, Türk Siyasal yaşamının en önemli belgelerindendir. Türkiye’de siyasi hayatın gelişmesine katkısı büyüktür256. 

3.3.6 Peker Hükümetinin Düşürülmesi 


12 Temmuzla birlikte tüm imkanlara rağmen İnönü ve Peker anlaşmalığı su yüzüne çıkmıştır. İnönü, CHP içinde eski egemen devletçi ideolojiyi tasfiyeye 
yönelirken, kendi dengesini kurarak yapının temellerini atmayı amaçlamaktadır ve kafasında Peker’e karşı genç dinamik bir kadro vardır. 

Bu dinamik kadronun başında Nihat Erim bulunmaktadır. Sorunlara liberal açıdan yaklaşan bu grup, yeni dünya düzeninin getirdiği koşullara uyum sağlayabilecek niteliktedir. Peker ve çevresindekiler durumdan rahatsızdır. Peker çekilme tasarısını İnönü’ye açar. İnönü kısa bir süre daha kalmasını ister. Bu arada İnönü, Erim aracılığıyla DP yönetimiyle ilişkilerini de sürdürür. İnönü, bir an önce tasfiye gerçekleştirmenin koşullarını hazırlamaya çalışmakta, yeni dünya ile eklemlenmeyi amaçlamak tadır. Türkiye’nin acelesi vardır. ABD Ankara’yı “küstah bir diktatörlük” olarak tanımlamaktadır. DP’de, atağa kalkmıştır. İnönü’ye methiyeler düzülürken, Peker’in istifası istenmektedir. Peker, olan bitenin az çok farkındadır. 13-14 Ağustos görüşmesi duygusal bir ortamda gelişir. Peker İnönü’den hükümet-muhalefet işlerine karışmasını ister257. 

Bu arada İnönü’nün çalışmaları devam etmektedir. Halkevlerinin özerkleştirilmesi isteği Peker tarafından reddedilir. Peker 26 Ağustos’ta CHP grubundan güvenoyu istemeye karar verir. Güvenoyu dengeleri netleştirecektir. Bu sayede Peker güvenoyuyla CHP’ye egemen olduğunu gösterecektir. İnönü ve takımının çabalarını boşuna çıkacaktır. İnönü güven oylaması isteğini olumlu karşılar. Erim aynı konuyla konuşmaya geldiğinde İnönü, Erim’in öne çıkmaması gerektiğine işaret eder. 

Güvenoyuyla beklendiği gibi her şey daha netleşmeye başlar. Peker yerden yere vurulur. Özellikle eleştirinin en ağırını Tanrıöver yapmaktadır. Olaylar Peker’in beklediği gibi gelişmemektedir. Peker İnönü’nün önüne çıkmayı mı tasarlamaktadır?258 

Güvenoyuna geçilir. Peker’e 34 red oyu çıkar. Oylamaya yetişemeyen M.Şevket Esendal da sonradan oyunu yazdırır. Böylece redçilerin sayısı 35’e ulaşır259. 

27 Ağustos 1947’de Erim, Köprülü ve Menderes görüşmesinde bir ilginçlik daha ortaya çıkar. Menderes, resmi ideolojinin temsilcisi Peker’in tasfiyesine İnönü’nün yardımcı olması halinde İnönü’ye destek olunacağı sözünü vermektedir. Güvenoyu alan Peker hükümette değişiklik yapılacağını İnönü’ye duyurunca, İnönü “meclise haber vermeden olmaz” yanıtını vermektedir. Bu arada İnönü, hizip çalışmalarını da hızlandırmaktadır. İnönü’yle Peker bir kez daha görüşürler. Değişiklikler bir daha konuşulur. İnönü görüşünde ısrarlıdır. Değişiklik mecliste olmalı ve önceden CHP grubundan geçirilmelidir. Erim ve diğer milletvekilleri CHP grubunun toplantıya çağırıldığını Ulus’tan öğrenirler. Peker başına gelecekleri sezinlediğinden bu isteğe direnmiştir. Bu arada 35’ler faaliyetlerini açıktan sürdürmeye başlamışlardır. İnönü bir lider seçmelerini istemektedir. Erim’in hizbi yürüttüğünü bilmesine rağmen onu öne çıkarmak istememektedir. İnönü altan alta mükemmelen hizipçilik yapmaktadır260. Gruptaki son toplantıda İnönü’nün direktifleriyle Peker yoğun eleştirilere maruz kalır. 
Peker konuyu İnönü’yle görüştükten sonra istifa etmek istediğini İnönü’ye bildirir. 

İnönü, Peker’i teselli ederek bu isteğe karşı çıkar. Peker ertesi gün İnönü’nün istifasını kabul etmediği söylentisini yayacak; yapılan oylamada kabine değiştirmek için 194 olumlu oy alırken 35’lerin sayı 47’ye çıkacaktır 261. 

Peker yeni kabineyi 5 Eylül’de Meclis’e sunar. Bu arada İnönü’nün DP ile flörtüde devam etmektedir. 8 Eylül’de Peker CHP Başkan Vekilliği sıfatının Başbakan 
olduğunda kendisinde birleştirilmesini ister. Erim, Peker’i otoriter ve totaliterlikle suçlayarak bu isteğe şiddetle karşı çıkar; partiyi ele geçirmesi halinin ne kadar tehlikeli olduğundan söz eder. CHP Parti divanında herkes aynı tepkiyi gösterir. Gerçek tepkinin kaynağı anlaşılmıştır. İstifasını İnönü’ye verir. Ertesi gün sağlık durumu bozulduğu için Peker’in görevden çekildiği duyurulur. Yerine H.Saka kabinesi kurulur 262. 

Peker geleneksel kadronun acımasız tasfiyesine zor katlanacak ve 3 Nisan 1950’de kırık, acılı ve umutsuz olarak yaşama sessizce veda edecektir263. Bu istifadan sonra muhalefet ve bütün demokrasi taraftarları derin bir nefes almışlardır 264. 12 Temmuz Beyannamesiyle birlikte Tek Parti iktidarına dönülmesinin imkansız olduğu artık belirginleşmiştir. İsmet İnönü’yü böyle davranmaya iten en önemli etken, SSCB karşısında ABD’ nin desteğinin gittikçe belirgin bir duruma gelmiş olmasıdır 265. 


BÖLÜM DİPNOTLARI;

251 Gevgilili, a.g.e., s.60. 
252 Karpat, a.g.e., s.170. 
253 Eroğlu, a.g.e., s.36. 
254 Timur, a.g.e., s.88-89. 
255 Eroğlu, a.g.e., s.171. 
256 a.g.e., s.172 
257 Gevgilili, a.g.e., s.62 
258 a.g.e., s.63 
259 Toker, a.g.e., s.200 
260 a.g.e., s.202 
261 Gevgilili, a.g.e., s.64 
262 a.g.e., s.65 
263 a.g.e, s 76 
264 Eroğlu, a.g.e., s.37 
265 Ekinci, a.g.e., s335. 


11.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR





***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder