deri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2017 Pazar

Türkiye'de Barzanici Hareket (1965-2007), BÖLÜM 4


Türkiye'de Barzanici Hareket (1965-2007),  
BÖLÜM 4 


VI. EKONOMİK FAALİYETLER


Mesud Barzani'nin Türkiye'ye yönelik faaliyetlerinde kullandığı en etkili silahların başında ticarî ve ekonomik faaliyetler gelmektedir. 
Barzani tarafından sürdürülen ekonomik faaliyetlerin amacı bir yandan Irak'ın Kuzeyinde kurulması hedeflenen Kürdistan'ın ekonomik alt yapısını oluşturmak, öte yandan dönemin Ankara'daki Amerikan Büyükelçisi Pearson tarafından tek bir ekonomik bölge olarak ilan edilen Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak bölgelerini ekonomik olarak bütünleştirmektir.41

 Bu çerçevede Barzani (ve Talabani) Mersin Serbest Ticaret Bölgesi'ni Türkiye'de kurdukları 170'in üzerindeki firma ile hem kendi kişisel servetlerini artırmak hem Irak'ın kuzeyinde etkin bir ekonomik yapı kurabilmek için kullanmaktadırlar. Mersin Serbest Ticaret Bölgesi ve Habur sınır kapısı Barzani'nin dünyaya açılışını temsil etmektedir. Barzani, Kuzey Irak'ta oluşan pazarı ise Türkiye'de Barzanici bir iş lobisi oluşturmak amacı ile çok etkili bir şekilde kullanmaktadır. 

Barzani'nin yanına çekmek istediği Kürt kökenli işadamlarına Irak'ın kuzeyinde ihaleler verilmektedir.İhalelerin politikleşmiş niteliği Leyla Zana'nın Barzani'yi 
ihaleler için teşekkür etmek için ziyaret etmesinden de anlaşılmaktadır.42

Irak'ın kuzeyinde oluşan yeni yatırım alanları Güneydoğu Anadolu'dan işçi kayışı içinde önemli bir faktör olmaya başlamıştır. Nüfusu 264 bin olan Siirt ilinden 
bile Irak'ın kuzeyinde 500 kişinin çalıştığı düşünülür ise bu sayının hiç küçümsenmemesi gerektiği ortaya çıkacaktır. 43

Gelinen noktada “ Aşiret Reisi ” denilen Barzani Türkiye'den daha etkili psikolojik operasyonlar yapmaktadır. Irak'ın kuzeyi ile iş yapan firmalar ve şahıslar üzerinden Türkiye'nin içine uzanabilmektedir. Bunda şüphesiz medyada ele geçirdiği tetikçileri aracılığı ile, “Türkiye'nin Irak'ın kuzeyi ile çok önemli ticarî ve ekonomik ilişkiler geliştirdiği ve bu ilişkilerin Türkiye'ye çok fazla avantajlar getirdiği ” yolunda belli merkezler tarafından yapılan propagandanın da etkisi çok fazladır. Aynı merkezler de çok iyi bilmektedirki,bu ilişkiler Irak için vazgeçilemez ama Türkiye için tercih edilebilir ilişkilerdir. Türkiye'nin Irak'ın kuzeyi üzerindeki en önemli/doğrudan etkili olacak baskı aracı Türk ordusu değil; Türk Ekonomisidir. 44

Yine aynı merkezlerce bilinen fakat göz ardı edilen gerçeklerden birisi de Barzani yönetiminin Türkiye'ye yönelik olarak 20 milyar doları bulduğu iddia 
edilen Akaryakıt, sigara, kaçak çay, pirinç, şeker, deri, silah, Canlı hayvan, Eroin, Uyuşturucu, İnsan kaçakçılığı v.b. organize işlerin baş aktörü olduğu gerçeğidir.

<  Barzani (ve Talabani) Mersin Serbest Ticaret bölgesini Türkiye'de kurdukları 170'in üzerindeki firma ile hem kendi kişisel servetlerini artırmak hem Irak'ın kuzeyinde etkin bir ekonomik yapı kurabilmek için kullanmaktadırlar. >


Eline geçirdiği bu kozlar sayesinde Irak'ta sağladığı rant karşılığında Türkiye'de kendine yakın gazeteci, sivil toplum örgütü ve siyasetçiyiistediği gibi yönlendirebilmektedir. Bu unsurlar sayesindedir ki Barzani Türkiye'de bir hayli etkili olan bir lobiye sahip olabilmiştir. Türkiye'nin kendisine sağladığı ekonomik imkânlar sayesinde sermaye transferi yoluyla gün geçtikçe daha da palazlanan bir Kürtçü burjuvazi oluşturulmaktadır.

O kadar ki Kürtçü burjuvazinin medyada gizli patronluk yaptığı; Antalya, Mersin ve Muğla gibi merkezlerde turizm sektöründe söz sahibi bir konuma geldiği; 
pirinç ve şeker piyasasında faaliyet gösteren Diyarbakır merkezli bir firmaya bir takım avantajlar sağlandığı ve hatta para piyasalarında manipülatif operasyonlar
yaptığı iddiaları sık sık gündeme gelmektedir, Türkiye'nin Güneydoğusu ile Irak'ın Kuzeyi arasında ekonomik ilişkileri yoğunlaştırarak tek bir ekonomik bölge haline getirmek ABD'nin de oldukça fazla arzuladığı ve çaba sarf ettiği hedeflerden birisidir.45  Bir dönem ABD'nin Ankara Büyükelçiliğini de yapan 
Robert Pearson “Anadolu'nun güneyi ve doğusu ile Irak'ın kuzeyini ele alırsanız tek bir ekonomik bölge olduğunu görürsünüz”  açıklamalarının altında 
yatan gerçek ABD'nin hedefinin en bariz delilidir. 46

Yine Gaziantep'te yapılması plânlanan ve organizasyon hazırlıkları yapılan “Uluslar arası Bağdat Fuarı”nın son anda Diyarbakır'a alınması da iktidarı ellerinde bulunduran Kürtçü milletvekilleri ve ABD'nin çabaları sonucunda gerçekleşmiştir. Halbuki Gaziantep ile Diyarbakır arasındaki sanayileşme ve ticaret olanakları, Gaziantep lehine olarak kıyaslanamayacak derecede fazladır. Bu tür etkinlikler ile iki ülke arasında tek bir ekonomik bölge inşa edilmek istenmektedir.

VI.1 Barzani-Kaçakçılık İlişkisi

Barzani yönetimi Türkiye'ye yönelik olarak sınır kaçakçılığına göz yumduğu gibi yönetimi altındaki tesislerde sadece Türkiye'ye yönelik olarak kaçak ürünlerin üretimine de destek vermektedir. Türkiye-Irak sınırına komşu olan yerleşim merkezlerinde yaşamakta olan binlerce vatandaş,sınırın öte yakasındaki akraba aşiretler ve Barzani peşmergeleri aracılığı ile sınır ticareti yapıyor. Irak'ta devletin subvanse ettiği yağ, şeker, çay ve pirinç ile Türkiye üzerinden Irak'a gümrüksüz bir şekilde giden tütün,oradaki sigara fabrikalarında işlendikten sonra Şemdinli üzerinden Güneydoğu'ya dağıtılıyor. Yine aynı bölgede binlerce insan da katırlarla dağlardan mazot kaçakçılığı yapıyor. Anlayacağımız bölge halkı biraz da Irak'tan, Barzani'den  geçinmiş oluyor. Bu kaçakçılık, bölge insanlarında Barzani'ye bağımlılık yaratmaktadır.47

Barzani kontrolünde Türkiye'ye yönelik kaçakçılık faaliyetlerini şöyle sıralayabiliriz:

VI.1.1 Akaryakıt Kaçakçılığı

İskenderun'da rafine edilerek Habur üzerinden Irak'a sevk edilen mazot Irak'ın kuzeyinde,Türkiye sınırına 3040 km uzaklıkta bulunan merkezlerde 
katkı maddeleri eklenerek tekrar Türkiye'ye yönlendiriliyor. 48

Bu yolla Türkiye'ye sokulan mazotlar iç piyasada satılmaktadır. Öyle ki Güneydoğu'da bazı yollar üzerinde galonlarla mazot satılabilmekte hatta 
devletin denetiminde bulunan benzinliklerde bile satılmaktadır. Benzinliğe girdiğinizde “kaçak mazot almak istiyorum” dediğinizde sizi kaçak mazot satılan
pompaya sevk edebilmektedirler.

TBMM'de kurulan “Akaryakıt Kaçakçılığını Araştırma Komisyonu” Güneydoğu ağırlıklı olarak yürüttüğü araştırmaların sonucunda bir rapor hazırladı. Raporun 60 bin sayfa,8 klasör,22 koli tutması da olayın boyutlarını gözler önüne sermesi bakımından dikkat çekicidir. Söz konusu komisyonun başkanı Vahit Kiler Irak'ın kuzeyi ile yapılan akaryakıt ticaretinden Türkiye'nin kaybının 7 milyar dolar olduğunu beyan etmiştir. 

Bu ticaretten para kazananlar ise Barzani ailesi ve PKK'lılar olmaktadır.49

Komisyon başkanı Vahit Kiler'in şu ifadesi oldukça düşündürücüdür: 

“ Biz tüm bu büyük suça adı karışanları isim isim listeleyip açıkladık,hayat riski altında araştırmalarımızı tamamladık;bundan sonrası da bu ülkenin 
savcılarının,hakimlerinin ve sokaktaki vatandaşın takip gücüne,sorumluluğuna kalmıştır..” 

Bu ifadelerden de anlaşıldığı üzere

Sınırdan yasadışı yollarla getirilen akaryakıttan PKK terör örgütü %10 kar payı almaktadır. Barzani'nin Türkiye'ye yönelik olarak kurdurduğu KDP-Bakur örgütünün finanse edilmesi amacıyla Irak'ın kuzeyinde bazı petrol işletmelerinin denetiminin de söz konusu örgüte tahsis edildiği istihbarat 
raporlarına yansımıştır.50

Akaryakıt kaçakçılığı artık katır sırtında sınır kaçakçılığı olmaktan çıkmış resmi belgeler üzerinde oynamalar yapılarak gümrük kapıları yoluyla yapılır
hale gelmiştir. Bütün bunlar iddia olmaktan öte TBMM Akaryakıt Kaçakçılığı Komisyonu'nun raporlarına girmiş gerçeklerdir. Sadece 2000 yılında
I-KDP'nin mazot ürünlerinde çeşitli vergi kalemlerinden 166,5 milyon dolar kazandığı göz önünde bulundurulursa işin boyutlarının ne derece vahim olduğu daha iyi anlaşılacaktır.51


VI.1.2 Sigara Kaçakçılığı

Kaçak sigara alanında uluslar arası bir şebeke kuran Barzani Bulgaristan'dan topladıkları üçüncü sınıf tütünleri Türkiye üzerinden Irak'ın kuzeyine
sevk etmekte. Irak'ın kuzeyinde Barzani'nin yakınlarınca kurulan sigara fabrikalarında yıkanıp, paketlenip, üzerine tanınmış yabancı ve yerli sigara
markaları yazılarak tekrar Türkiye'ye gönderilerek piyasaya sunulmaktadır.

Tekel Genel Müdürlüğünün kayıtlarına göre son yıllarda Güneydoğuda badrollü sigara satışlarında %50 civarında düşüş görülmektedir. 

Bu düşüş Irak'a komşu olan il ve ilçelerde çok daha fazla olmaktadır.

Gümrükler Baş Müfettişliği'nce yapılan araştırmalar sonucunda çok ilginç bağlantılara ulaşılmış; fakat üzerine fazla gidilmemiştir. Söz konusu rapora
göre Irak'ın kuzeyinde iki tane sigara fabrikası bulunmaktadır. 

Olayı daha ilginç kılan ise bu fabrikaların her türlü malzeme ihtiyacının Mersin Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren Barzani şirketleri üzerinde Irak'ın kuzeyine
ulaştırılması. Bu malzemeler arasında sigara kâğıdından tutun da teknik malzemelere kadar her şey bulunmakta. 

Raporda olayla alâkalı şirket isimleri ve bunların bağlantılarına da yer verilmiştir.52   

Mesud Barzani her şeyini ülkemiz üzerinden tedarik ederek kurduğu bu fabrikalarda ürettiği sigaraları çok çeşitli yollardan ülkemize sokarak milyon dolarlar kazanmaktadır.

Sınırdan yasadışı yollarla getirilen akaryakıttan PKK terör örgütü %10 kar payı almaktadır.

Irak'ın kuzeyinde üretilen sigaralar Şemdinli'ye yakın sınır bölgelerinden katır sırtında ülkemize sevk edilmektedir. 

Her bir katırın 700 dolarlık mal taşıdığından hareket edersek bunun ciddî bir gelir kaynağı olduğu daha iyi anlaşılır. Katırlarla yapılan sevkıyatlardan PKK da 
kurduğu ” gümrük”ler aracılığı ile %10 vergi almaktadır. PKK terör örgütü tarafından “gümrükçü” olarak adlandırılan sorumlular gelip geçenlerden malın cinsine göre vergi almaktalar. İşin maddî kazancı o boyutlara varmış ki örgüt buraya adam dayandıramamaktadır; bölgede bir süre kalan teröristler topladıkları paralarla birlikte firar etmektedirler.53  

Katır sırtında yapılan bu kaçakçılık sayesinde Barzani bölge genelinde bir ekmek kapısı olarak görülmekte ve bu, Barzani'ye itibar kazandırmaktadır.
Kaçak sigarada ikinci bir yöntem gümrük kapılarının kullanılarak uygulanmaktadır. kazancı çok daha fazla olduğu için en çok tercih edilen yöntem bu olmaktadır. 

Buna göre Barzani yandaşlarınca paravan şirketler kurularak yapılan “yatay satış” olarak adlandırılan yönteme göre Türkiye'ye deniz yoluyla gelen kaçak ve
sahte sigaralar Mersin Serbest Bölgesinde farklı beyan edilmekte ya da paravan şirketlere satılmış olarak gösterilmekte. Depolarda olması gereken sigaralar da bu suretle piyasaya sürülmüş olmakta. Yatay satış yöntemi, tütünde de uygulanmaktadır.

Dubai'deki bir şirkete gönderilmek üzere faturalandırılan tütünler uluslararası sularda el değiştirerek yeniden Mersin Serbest Bölgesine sokularak hile ile 
Irak'ın kuzeyine gönderilmekte. 54

Bu yöntemle bir konteyner sigaradan kazanılan net kazancın bir milyon dolar civarında olması,daha önceden uyuşturucu işi yapan kişileri bile bu sektöre 
sevk etmiştir.

Kaçak sigarada uygulanan üçüncü bir yöntem olarak ise gümrük muafiyetinden yararlanılarak yapılan kaçakçılık karşımıza çıkmakta. Yasaya göre, yurt dışına giriş çıkış yapan her yolcunun yanında bulunduracağı 20 paket (bir karton) sigara vergiden muaf tutuluyor. Uygulamada ise bu üç kartona kadar idare edilebiliyor. Hiç bir cezaî yaptırımı bulunmayan bu yöntem, yöre halkı tarafından oldukça fazla rağbet edilen bir iş haline getirilmiştir.

<  Mesud Barzani her şeyini ülkemiz üzerinden tedarik ederek kurduğu bu fabrikalarda ürettiği sigaraları çok çeşitli yollardan ülkemize sokarak
milyon dolarları kazanmaktadır.  >

Sigara kaçakçılığında kullanılan bir diğer yöntem de, çok eskiden beri kullanılmakta olan yöntemdir.

Bu yönteme göre sigaralar araçların " Zula " tabir edilen yerlerine yerleştirilerek ülkeye sokulmaktadır.55 Bu yöntemle ülkeye sokulan  sigara miktarının
yılda 50 milyon paketi bulduğu göz önünde bulundurulursa,bu işten ne derece kazançlar elde edildiği daha iyi anlaşılacaktır. Zira yukarıda zikredilen
yöntemlerle ülkemize sokulan sigaranın miktarı,Türkiye genelinde satılan sigaranın %10'una tekabül etmektedir.

Sigara kaçakçılığının bu derece yoğun olmasının temel sebeplerinden birisi de bu suçun cezaî yaptırımlarının yetersiz olmasıdır. Kaçak sigara işi ile uğraştığı tespit edilen kişiler, mevcut yasalara göre malî suçlar kapsamında değerlendirildiği için,genellikle para cezası ile cezalandırılmakta;nadiren de hapis cezasına çarptırılmaktadırlar. Yüksek meblâğlarda kazanç elde edilen bu işin karşılığında verilen para cezalarının caydırıcı olamayacağı da aşikârdır.
Türkiye'ye yasadışı yollardan sokulan sigaralar,Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir çok şehirde seyyar satıcılar vasıtasıyla piyasaya sürülmekte dir. Şehirlerin ana caddelerinde kaldırımlara kurulan tezgâhlarla yapılan bu satışa, ne yazık ki her hangi bir işlem uygulanmamaktadır. Bu tür organize işlerin tamamının bölücü örgüt yandaşları himayesinde yapıldığı göz önünde bulundurulursa kaçak sigara işinde Barzani-PKK ikilisinin rantı daha iyi anlaşılacak;bunların üzerine gidilmediği dikkate alınırsa da siyasî irade noksanlığı bütün yönleri ile ortaya konulacaktır. Bugün gelinen noktada Barzani-PKK ikilisi ve bunlardan nemalanan bürokratların birlikteliği sonucunda Tekel Genel Müdürlüğü bölgede önceki yıllara göre yüzde seksenlere varan düşüşle piyasasını kaybetmiş durumdadır. Olayın malî boyutları ise devletin resmi raporlarına yansıyan rakamlara göre 2,5 milyar doları bulmaktadır.


VI.1.3. Barzani ve Şeker Kaçakçılığı Barzani'nin eskiden beri yaptığı organize işlerden birisi de şeker kaçakçılılığıdır. 

Sınır boylarından katır sırtında çuvallarla ülkemize sokulan şeker kaçakçılığı işini de Barzani ailesi organize etmektedir. Nitekim Irak'ta devlet  tarafından subvansiye edilen şeker,Barzani ailesince organize edilen şebekeler vasıtasıyla Türkiye'ye sokularak iç piyasaya sürülmektedir. Konu ile ilgili olarak yakın zamanlarda, yılda bir milyon ton civarında şekerin yurdumuza kaçak olarak sokulduğu ve bunun 1,5 milyar dolara tekabül ettiği iddia edilmiştir.56 

Söz konusu şekerler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da satışa sunulmaktadır. Bölgede bulunan,çoğu ruhsatsız olan işletmelerde küp şeker haline getirilen şekerler iç piyasaya hakim durumdadır. Son zamanlarda Diyarbakır merkezli bir firmanın şeker sektöründe ön plâna çıktığı gözlenmekte ve bu firmanın bir takım imtiyazlar tanınarak,yüksek miktarda haksız kazançlar elde ettiği iddia edilmekte dir. Söz konusu bu firmanın ürünleri ülkemizin büyük marketlerinde satılmakta ve televizyonlarda sık sık reklâmları çıkmaktadır.

Olayın malî boyutlarına gelince; vergi kaybı sebebiyle devletin hazinesinin zararı yanında piyasadaki kaçak şeker yüzünden arazisini ekemeyen köylülerimizin de etkilendiği görülmektedir. Kaçak şeker yüzünden, stoklarda şeker birikmesi nedeniyle 2 milyon dönüm alanda pancar tarımı yapılamıyor.

Şeker kaçakçılığının tarımda 1 milyon 600 bin,sanayide 260 bin olmak üzere 1 milyon 860 bin kişilik istihdam kaybına yol açtığı iddia edilmektedir.57  

Açıkça görüldüğü üzere, Barzani ve PKK yandaşları para kazanırken Türkiye Cumhuriyeti'nin temel direği olan köylümüzün mağdur olmasına maalesef göz yumulmaktadır.

VI.1.4 Barzani ve Çay Kaçakçılığı

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çay tüketme alışkanlığında " Kaçak Çay " diye tabir edilen çay, hakim durumdadır. Bu bölgede evlerde, işyerlerinde ve kahvehanelerde kaçak çay tüketilmektedir. Türkiye'ye Irak'ın kuzeyinden giren kaçak çay, Şemdinli üzerinden getirilip civar yerleşim merkezlerin de paketlendikten sonra iç piyasaya sunulmaktadır. Katır sırtlarında getirilen kaçak çay aynı zamanda, Mersin Serbest Bölgesindeki Barzani yanlısı paravan şirketlerce " Yatay Satış " yöntemi ile de iç piyasaya sunulabilmektedir.

Çay-Kur yetkilileri piyasaya yıllık 750 milyon dolarlık kaçak çay sürüldüğünü iddia etmektedirler. Bu rakamdan hareketle piyasadaki 750 milyonluk bu payın, kaç bin çay üreticisi ailenin mağdur olmasına yol açtığını daha net anlayabiliriz.
Bütün bunlar haricinde pirinç,canlı hayvan,deri içki, elektronik malzeme gibi ürünler Barzani ailesi tarafından organize edilerek Türkiye'ye kaçak
yollardan sokulmaktadır.

VI.1.5 Nakliyatçılıkta Barzani Parmağı

Türkiye'den Irak'a yapılan nakliyat işini de Barzani peşmergeleri yönlendiriyor. Türkiye'- den Irak'ın içlerine gitmek üzere yola çıkan Türk tırları, Barzani bölgesinden geçmek zorunda. Bu tırlardan peşmergelerce yasal olmayan bir şekilde, araç başına 50 dolar alınmakta. Barzani peşmergeleri, denetimleri dışında ticaret ve nakliye yapan firmaların kamyonlarını yakıyor, şoförlerini kaçırıyor. Bu korku doğal olarak bölgedeki nakliyeciler ile işadamlarını; Barzani'nin peşmergeleri ve Güneydoğu'daki uzantıları ile iş birliğine zorluyor.

Irak'ta öldürülen Türk şoförlerinin bu durumuna son vermek amacıyla önerilen yol ise Türk kamyonlarının Zaho'ya kadar gelip yüklerini burada boşaltarak, burada bir karasal liman oluşturulmasıdır. Zaho'da boşaltılan mallar peşmergelerce oluşturulan nakliyat şirketleri tarafından Irak'ın içlerine
taşınacak ve Barzani yandaşları kazançlarına kazanç katacaklardır. Türkiye'de federatif sistemi ve Barzani'yi savunanların başında gelen Şerafettin Elçi'nin oğlu Renas Elçi'nin büyük bir nakliyat şirketinin bulunması;ayrıca Diyarbakır'da Barzani Nakliyat isimli bir nakliyat firmasının bulunması da ilginçtir.

Barzani Yönetim Bölgesindeki yöneticiler, Irak'a mal gönderecek firmalara mutlaka bir "Kürt ortak " bulmalarını şart koşuyor. Bu şartı yerine
getirmeyen şirketlerin ise kamyonları yakılıyor, şoförleri kaçırılıyor. Medyada söylenilenin aksine Türk kamyonları direnişçiler tarafından değil; Barzani
peşmergelerince yakılıyor. 58

 < Irak'ta öldürülen Türk şoförlerinin bu durumuna son vermek amacıyla önerilen yol ise Türk kamyonlarının Zaho'ya kadar gelip yüklerini burada
boşaltarak, burada bir karasal liman oluşturulmasıdır. >

Barzaniciliğin Güneydoğu'da bu kadar etkili hale gelmesinin altında yatan nedenlerin başında, yukarıda ifade ettiğimiz ekonomik faaliyetler gelmektedir.
Sadece Irak'ın kuzeyinde değil; diğer bölgelerinde de iş yapmak isteyenler için Barzani'nin yandaşları ile anlaşmak gerekiyor. Güneydoğu kökenli firmalar
Süleymaniye, Dohuk ve Erbil'de kurulan ihale büroları aracılığı ile Barzani ailesi ile ilişkiye geçip mevcut pazardan pay kapma arayışına giriyorlar. 
Irak'ın kuzeyinde Güneydoğu kökenli müteahhitler ihaleleri kazandıkça, Türkiye'de Barzanicilerin sesleri daha da yükseliyor ve bu oldukça etkili bir 
propaganda silahına dönüşüyor.

5.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***