Muhalefetin Fırsatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Muhalefetin Fırsatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Nisan 2016 Cumartesi

Erdoğan'ın Çankaya Açmazı; Muhalefetin Fırsatı



Erdoğan'ın Çankaya Açmazı; Muhalefetin Fırsatı 



Fatma Sibel Yüksek 
Açık İstihbarat
Tarih:01/06/2014
Türü:İç Politika 


Bu, her gün kriz demektir..Erdoğan için krizde bir beis olmayabilir ama  kendisini Çankaya'ya çıkarmak isteyen herkesin bu durumu sürdürülebilir bulmadığı da anlaşılıyor..

Yani anayasayı değiştirememiş, Başkanlık sistemini getirememiş, Çankaya'ya hapsolup orada yalnızlaşmış...

Ve de her gün sorun olmayı sürdüren bir Erdoğan yola ne kadar devam edebilir?

Çevresinde Hakan Fidan ve Efkan Ala'dan başka kimse kalmamış olan Erdoğan bunlar üzerinde pek kafa yormasa da belli ki yoranlar var...

 
www.acikistihbarat.com
02.06.2014


Şunu biliyoruz ki Soma'da milli felaket (cinayet) yaşanmamış olsaydı, AKP'nin cumhurbaşkanı adayını bugünlerde öğrenmis olacaktık. İktidarın önde gelen isimleri "adayımız belli" mesajı verirken, henüz bir aday belirleyemediği anlaşılan muhalefeti küçümsemekten de geri durmuyorlar.

Abdullah Gül'ün Tayyip Erdoğan ile bir yarışa girmeyeceği aşağı yukarı anlaşıldı. İslam Bankası memurluğu ile başlayan kartvizitine "cumhurbaşkanı" ünvanını da eklemeyi başarmış olan Gül, esasen kifayetsizliğinin nişanesi olan gülümseyen yüz ifadesini, sivil yaşamda "bir bilen" postuna tahvil etmekle yetinecek, siyaset tıkandıkça Devlet Bahçeli gibi  figürlerin kendisini ziyaret edip fikir danışması (ve de eli boş dönmesiyle) arada bir medyanın gündeminde olacaktır.

Soma faciası yaşanmasa Tayyip Erdoğan'ın adaylığı muhtemelen bugünlerde açıklanmış olacaktı dedik ama tek meselenin "zamanlama"olmadığını düşündüren işaretler de yok değil.

Girdiği bütün angajmana rağmen acaba Tayyip Erdoğan, mevcut şartlarda Çankaya'ya çıkmanın risklerini göze alamıyor mu?

Herkesin bildiği gibi o "riskler" arkada bırakacağı partisinde dağılma yaşanması ve Çankaya'ya hapsolup kontrolü kaybetmesidir.

Bu önemli riski, alışık olduğu üzere anayasayı ihlal ederek, siyasete her gün müdahale etme alışkanlığını terketmeyerek bertaraf etmeyi düşünüyor. Kavgalarına Çankaya'dan devam edecek, ihalelere müdahale edecek, Bakanları (hatta Başbakan''ı) çağırıp azarlayacak, "İsrail dölü" olduğunu bir bakışta anladığı protestocu vatandaşı yumruklayacak, katıldığı resmi toplantılarda diğer konuşmacıların üstüne yürüyecek...

Gerilimlerden uzak ve sıkıcı bir yer olan Çankaya'yı kendisi açısından 'yaşanır' kılmak için anayasada istisnai bir yetki olan Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık etme yetkisini olur olmaz her durumda kulanacağını daha şimdiden çıtlattı bile..

Tayyip Erdoğan'ın geride sorunsuz bir parti bırakmak için devreye soktuğu plan da aşağı yukarı biliniyor:

Numan Kurtulmuş tarzı bir emanetçiyi sindirememe olasılığı bulunanlar "üç dönem"şartı ile emekli edilecek. Numan Kurtulmuş tarzı bir şantiye şefine sorun çıkarılmasın diye parti tepeden tırnağa yenilenecek. 18 yaşa seçilme hakkı bile belli ki bu kapsamda çalışılmış.

Tabii bütün bu strateji, bir geçiş süreci için düşünülüyor. Erdoğan'ın nihai hedefi, herkesin bildiği gibi Başkanlık rejimi..

Peki, 2015 seçimlerinde anayasayı değiştirecek bir bir çoğunluk elde edilemezse ne olacak?

Erdoğan anayasayı çiğnemeye, gerilim politikasını bu kez Çankaya'dan sürdürmeye, sistemi zorlamaya ne kadar devam edebilecek?

Bu, her gün kriz demektir..Erdoğan için krizde bir beis olmayabilir ama  kendisini Çankaya'ya çıkarmak isteyen herkesin bu durumu sürdürülebilir bulmadığı da anlaşılıyor..

Yani anayasayı değiştirememiş, Başkanlık sistemini getirememiş, Çankaya'ya hapsolup orada yalnızlaşmış...

Ve de her gün sorun olmayı sürdüren bir Erdoğan yola ne kadar devam edebilir?

Çevresinde Hakan Fidan ve Efkan Ala'dan başka kimse kalmamış olan Erdoğan bunlar üzerinde pek kafa yormasa da belli ki yoranlar var...

Yerel seçimden sonra bir adım geri atıp karargâhına çekilen Fethullah Gülen'in de Tayyip Erdoğan'ın peşini bıraktığını varsaymamak lazım. AKP teşkilatlarında her gün toplu istifalar oluyor. Ankara il yönetiminin toptan gitmesi bile medyanın ilgisine mazhar olamamış olabilir ama bu demek değildir ki partinin delege depolarına her gün küçük el bombaları atılmıyor...

Ve PKK'ya verilen sözler...

PKK'nın "nesnel şartların elverişliliğinden" istifade etmek isteyişi daha ne kadar ertelenecek? 

Erdoğan'ı Çankaya'ya taşımak miyetinde olanlar Apo'nun "özgürlüğünü" 2015 seçimleri sonrasına ertelemiş olabilirler mi? 

Yani, anayasayı değiştirip Başkanlık sistemini getirebilmek için Kürterin desteği garanti altına mı alınmak isteniyor?

Bu da demektir ki bebek katili, 2015 seçimlerine kadar MİT'in misafiri olmaya devam edecek..

Sosyal medyadaki moda deyimle, işte bunlar hep açmaz!

Keşke siyası dehası, hiç değilse stratejik düşünme kabiliyeti olan bir muhalefetimiz olsa da bu açmazları değerlendirebilse, öyle değil mi?

Her halükârda doğru bir ismin belirlenmesi ve sandıklara sahip çıkılması halinde Tayyip Erdoğan'ın Köşke çıkması engellenebilir.

Bu bağlamda, "muhalefetin adayı" olarak ismi geçenlere tek tek mercek tutalım:

ABDULLAH GÜL: Muhalefet adına utanç verici bir isim telaffuzudur...

HAŞİM KILIÇ : Ayni sebepten  dolayı utanç verici bir düşüncedir..

KEMAL DERVİŞ: "Milliyetçi Erdoğan"a küresel güçlerin adayını yerle bir etme imkanı verecek olan bu öneriyi kim gündeme getirmişse, bilinsin ki Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyasında çalışan bir görevlidir...

ABDÜLLATİF ŞENER : Siyasette dürüstlük ve harama el uzatmamış olmak yetmez, cesaret ve cevvallik de esastır..

EMİNE ÜLKER TARHAN:  Büyük kentlerin elit kesimlerinden destek alabilir ama Anadolu'dan gelecek oylarda hiç şansı yok...

MANSUR YAVAŞ: Ankara'da verdiği mücadele göz doldursa da Cumhurbaşkanı olacak bir  siyasi tecrübe ve birikime sahip değil..

METİN FEYZİOĞLU : Sevilmiyor...Ne CHP, ne de MHP seçmeninin tamamına güven veremiyor...

İLKER BAŞBUĞ: Askerlerimiz, 12 yıllık süreçte verdikleri kötü sınavın bedelini bir nebze olsun ödesinler. Başına gelenleri doğru analiz edebildiğinden kuşku duyduğumuz Sayın Başbuğ, tercihini emeklilikten yana kullansın. Vasat bir Genelkurmay Başkanı idi, vasatın altında bir Cumhurbaşkanı olma ihtimali yüksektir..

UĞUR DÜNDAR, ŞAFAK PAVEY, ÜMIT BOYNER, İLHAN KESİCİ : Sanırız, 12 Eylül darbesine gerekçe olan 1979 Cumhurbaşkanlığı krizinde olduğu gibi sandığa Bülent Ersoy'un adını atan şakacılar yine görev başında..Duymamış olalım...

YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Düşünülebilir. Çalışkan, sorunsuz, şaibesiz ve partiler üstü sayılabilecek bir isim..

MERAL AKŞENER:  Devlet Bahçeli önünü açmazsa şansı yok ama düşünülmeli. Hem Anadolu'dan , hem büyük kentlerden oy alabilir. Şaibesiz, devlet deneyimi var ve karakter olarak cevval. Milli hassasiyetinden dolayı CHP ve MHP seçmeninden, muhafazakar özelliklerinden dolayı Anadolu'dan, laik ve modern aile yapısından dolayı kadınlardan ve kentli seçmenden oy alabilir...

Unutulmasın ki en önemli şart halkın büyük bir kesiminden destek alabilecek bir isim olması. 

Zaman daraldı. 

Yalova başta olmak üzere AKP'nin itirazı üzerine seçimi yenilenen bölgelerde elde edilen başarı seçmen üzerinde olumlu moral etki yapacaktır. 

Küçük olabilir ama rüzgâr rüzgârdır: akıllı bir rota belirlenirse bu rüzgar güçlü bir fırtınaya dönüştürülebilir, yerel seçimlerde kaybolan moral yeniden diriltilebilir.


Açık İstihbarat @ 2014
 

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10486

..