Ekrem İmamoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ekrem İmamoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ekim 2020 Pazartesi

CHP’nin Suriye Konferansına terör örgütü PYD yandaşı katıldı,

 CHP’nin Suriye Konferansına terör örgütü PYD yandaşı katıldı,


CHP tarafından düzenlenen Uluslararası Suriye Konferansı, bugün İstanbul’da gerçekleştirildi. 

Muhaliflerin davet edilmediği toplantıda, terör örgütü PYD’ye yakınlığıyla tanınan Amy Austin Holmes konuştu. 

Holmes, yaptığı açıklamalarla eli kanlı teröristleri meşrulaştırmaya çalıştı.

CHP tarafından uluslararası düzeyde düzenlenen “Suriye’de Barışa Açılan Kapı - Uluslararası Suriye Konferansı” gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın yaptığı konferansa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da konuşmacı olarak katıldı.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bitimine kadar sosyal medya üzerinden canlı yayınlanan konferansta, katılımcıların konuşmasını salondakiler takip edebildi.

PYD barış gücü

Katılımcılar arasında yer alan ve terör örgütü PYD’ye yakınlığıyla tanınan Amy Austin Holmes skandal ifadeler kullandı. Yenişafak'ın takip ettiği o konferansta terör örgütünü ‘barış gücü’ olarak nitelendiren Holmes, “PYD Kürt ağırlıklı bir yapı değil artık. %60 oranında Araplardan oluşuyor. 

Kürtler, Süryaniler, Ezidiler, Hristiyanlar , Türkmenler var. Yani Suriye Halklarının temsilcisi ve içinde etnik çeşitliliği barındırıyor” dedi.

Amy Austin Holmes'in, Suriye'de terör örgütü PYD saflarında çok sayıda fotoğrafı var.

Amy Austin Holmes, uluslararası alanda terör örgütü PYD'nin çalışmalarına destek veriyor. Amerika'da ve Avrupa'da PYD lehine lobi çalışmalarında aktif rol alıyor. 

     Oysa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğu, konferansa terör örgütlerinin davet edilmeyeceği sözünü vermişti. 

Kılıçdaroğlu, ‘PYD de katılacak mı?’ Sorusuna “Onlar hariç, onların dışında. 

Suriye’nin Dışişleri Bakanlığından bir yetkili olabilir, gelebilir” cevabını vermişti.

Haber Merkezi  

28 Eylül 2019, 14:26  

Son Güncelleme: 

28 Eylül 2019, 14:50  Yeni Şafak

https://www.yenisafak.com/gundem/chpnin-suriye-konferansina-teror-orgutu-pyd-yandasi-katildi-3508151

****

23 Eylül 2020 Çarşamba

VAY VAY VAY O VAKIFTA MEĞER KİMLER VARMIŞ !!!!

 VAY VAY VAY O VAKIFTA MEĞER KİMLER VARMIŞ !!!!




YOLSUZLUK DOSYASI 

CAN ATAKLI : 

10 AĞUSTOS  2019

6 Temmuz 2019

YENİ ÖĞRENDİM

İstanbul’da insanlara kan kusturan bir vakıf var. Adı İstanbul Trafik Vakfı. Yıllarca bu vakfın haksız uygulamalarına karşı yazılar yazdım televizyonlarda konuştum. Neden? Çünkü bana göre bir mafya gibi çalışan bu vakıf İstanbul trafiğine hiçbir katkı sağlamıyor. Tek dertleri var gün boyu olabildiğince çok sayıda aracı “yediemin parklarına” çekmek ve bundan müthiş paralar kazanmak. İstanbul Trafik Vakfı’nın hiçbir yatırımı yok. Sadece çekici alıyorlar ve olur olmaz araç çekip can yakıyorlar. Ne bir otoparkı var ne trafik eğitimi konusunda girişimleri. Personeli bile yok. Devletin polisini aracı olarak kullanıyorlar. Bu İstanbul Trafik Vakfı’nın emniyete ait olduğunu düşünürdüm ben de herkes gibi. Oysa öyle değil. İş insanları kurmuşlar bu vakfı. Ciddiyeti olsun diye de içine sembolik olarak cumhurbaşkanını koymuşlar örneğin. İstanbul Valisi ve belediye başkanı da bu vakfın yönetiminde görülüyor. İçindeki isimleri görünce çok şaşırdım. Bunca anlı şanlı iş insanının ne işi var burada acaba? Oradan gelecek paraya bu kadar mı ihtiyaçları var diye düşünmeden edemiyor insan. Gerçi bu vakıf aracılığı ile toplanan para müthiş. İstanbul halkının milyonlarca lirası adeta gasp ediliyor. Şimdi diyeceksiniz ki “Ne yani isteyen istediği yere mi bıraksın aracını?” Elbette öyle de bu vakfın çekicileri trafiği engelleyen araçları çekmiyor ki. Ancak çekilmesi çok kolay ve üstelik ortak kullandıkları otoparklara en yakın yerden araç çekiyorlar. Uygar ülkelerde de araç çekilir. Ama oradaki insanlar yasak yere zaten park etmezler. Çünkü park ettikleri anda çekileceğini ve ceza yiyeceklerini bilirler. Medeni ülkelerde lokantaların otoparkçıları ile anlaşıp onlara bırakılmayan araçları çekmezler. Bizde aracınızın çekilmesi tamamen sizin şanssızlığınız dır. Genellikle de sizin aracınızın çekilmesi bir başka araca adeta park yeri açılması gibidir. Sizlere bu vakfın mevcut mütevelli heyetinin listesini sunuyorum. Çoğu tanınmış iş insanı olan bu kişilere seslenmek istiyorum. Buradan elde ettiğiniz paralar gözünüzü karartmış olabilir. Ama lütfen yönettiğiniz vakfın nasıl çalıştığına dönüp bir bakın. Gerçekten vakfınızın İstanbul trafiğine hizmet edip etmediğini inceleyin. Günde kaç araba çekildiğini bunların en yoğun olarak hangi bölgelerde olduğunu bunların ne kadarının haksız ve vicdansız olduğunu hangi bölgelerde vale denilen özel otoparkçılarla anlaşmalı olduğunu öğrenmeye çalışın. Örneğin araç çekilen yediemin otoparklarına kimliğinizi belli etmeden bir gidin çalışanlara bir bakın bakalım “Ben buradan nasıl çıkacağım” diye korkuya kapılıp kapılmayacağınızı bir test edin. O zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız.

İŞTE TRAFİK VAKFI’NIN MÜTEVELLİ HEYETİ

1. Cumhurbaşkanı 

2. Faika KOZAKÇIOĞLU 

3. Zuhal ÜRETEN 

4. Alper KUŞ 

5. Nadir YAYLA 

6. Korkmaz ALTUĞ 

7. İsmet NANE 

8. Muammer GÜLER 

9. Atıf ÇETİNER 

10. Jak KAMHİ 

11. İnan KIRAÇ 

12. Erman YERDELEN 

13. Ali Süha UYAR 

14. Mücahit ÖREN 

15. Oktay DURAN 

16. Celalettin CERRAH 

17. Cenk CANKURTARAN 

18. Yılmaz ULUSOY 

19. Sema RAMAZANOĞULLARI 

20. Yücel ÇELİK 

21. Ahmet KOCABIYIK 

22. Nail KEÇİLİ 

23. Turgut KAZAN 

24. Ömer DİNÇKÖK 

25. Kadir BOY 

26. İlhan ÇETİNKAYA 

27. Suat YALKIN 

28. Ali GÜRELİ 

29. Adının açıklanmasını istemeyen bir kişi 

30. Turgay ATASÜ 

31. Süreya ÖZYURTKAN 

32. Ayşe ÖZGÜN 

33. İsmail ACAR 

34. Lale MANÇO 

35. Hıncal ULUÇ 

36. Ümran ÇAVLI 

37. Remzi TAN 

38. Süleyman BAŞGÖR 

39. Kadir TOPBAŞ 

40. Vasip ŞAHİN 

41. Hasan KAYNAR 

42. Haluk BAYRAKTAR 

43. Kemal TATAR 

44. Necati CANSARAN 

45. Saruhan VARDAR 

46. Abdullah SİLAHYÜREKLİ


Şimdi bu listeye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla Ekrem İmamoğlu da girecek sanıyorum Kadir Topbaş da çıkarılacak. Ayrıca Muammer Güler Celalettin Cerrah gibi görevleri gereği bu listede yer alanlar da bu göreve yeni gelenlerle değiştirildi.

OKURDAN MESAJ

Balık mevsimlerini pek bilmem. İstanbul’da “Lüfer geldi” derler ya da “palamut akınının başladığını” söylerler. Bunların hangi mevsime geldiğine pek dikkat etmem. Zamanında belki ederdim de şimdi sorarsanız “Lüfer mevsimi ne zaman?” diye hemen yanıt veremeyebilirim. Bir okurumun mesajından sardalyanın şu sıralar pek bol olduğunu öğrendim. Ama bir sorun varmış. Bakın okurum bunu nasıl dile getirmiş; Can Bey ben İzmir’in sahil kasabası Dikili’de yaşıyorum. Bildiğiniz gibi şu anda balık avı yasağı var. Oysa inanın şu anda deniz balığı olarak sardalyanın tadına doyum olmaz. En yağlı ve bol mevsimidir. Fakat yasak yüzünden avlanamadığı gibi balıkçılardaki sardalyalar Midilli’den gelmekte. Yani Euro kuru üzerinden balık yiyoruz. Halbuki büyük balıkçı gemileri son derece gelişmiş sonar sistemlerine sahipler. Radarlarındaki balığın cinsini yüzde100 tahmin edebilmekteler. Diyeceğim o ki çok mu zordur sadece sardalya avına izin vermek? Limanlarda zaten sahil güvenlik var gelen tekneleri denetler sardalya avı dışındakilere cezayı keser bu kadar basit. Millet de ucuz balık yemiş komşu Yunan’a para kazandırmamış olur. İşin başka enteresan tarafı da şu; balık avlanma yasağı tam da sardalyanın yumurtlama mevsiminde bitiyor. Kaş yapayım derken göz çıkarmak böyle bir şey; olsa gerek.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Erdoğan tarafından sarayda görevlendirilen Bülent Arınç devlet kesesinden alacağı maaşı soranlara “Edepsizler” dedi biliyorsunuz. Neymiş kimin ne maaş alacağına kimse karışamazmış kime neymiş milletvekilinin maaşından? Olacak şey değil tabii. Gerçi cevabını aldı. Ben de uzun yıllar önemli görevler yapmış biri olarak yaptığı yanlıştan utanıp susacağını sanmıştım. Ama öyle olmadı. Arınç konuştukça konuşuyor ve battıkça batıyor tabii. Bu kez de henüz ne kadar olduğunu bilmediği maaşının yarısını öğrenci bursu diğer yarısını da KHK’lar yüzünden mağdur olmuş kişiler için kullanacağını söyledi. Artık nasıl bir maaşsa bu hem burs için hem de mağdur aileler için yetecek. Tabii üste çıkacağım diye çok konuşan Arınç iktidar adına bir itirafta bulunduğunu ne kadar fark ediyor bilmiyorum. Demek ki iktidar hiçbir suçu olmayan insanları açlığa ve sefalete mahkum etmiş. Arınç saraya girip Erdoğan’a çok yaklaşmış bir kişi olarak bu sorunu çözmek için girişimde bulunmak yerine maaşını soranlara ucuz bir popülizmle cevap vermeye çalışıyor. Bunca yıl devletin en tepesinde oturdu bu kişi. Ne kadar yazık.


ÖNERİ

İktidar seçim yenilgisini hazmedemeyince İstanbul seçimlerini tekrarlatmak için kendince harika bir gerekçe bulmuştu biliyorsunuz. Oyların çalındığını ileri sürmüşlerdi. Gerçi YSK bu iddiaya prim vermedi bunun yerine suçu kendi üzerine alıp seçimleri tekrarlattı. Tabii sonuçta “oyların gerçekten çalındığı” ortaya çıktı. Meğer iktidar “fena halde götürmüş” oyları. Bu kez YSK kenara çekilince foya ortaya çıkmış oldu AKP tarihi fark yedi. Oyların çalındığı bu seçimde ortaya çıktı ama geçmişteki seçimler üzerinde hâlâ kara bulutlar var. O zamandan beri çırpınıyoruz; hile yapıldığını oyların çalındığını anlatmaya çalışıyoruz bir avuç insan. Şimdi ciddi bir karine çıktı ortaya. YSK referandum ve 24 Haziran seçimlerini mutlaka mercek altına almalıdır. Bu seçimlerde kullanılan oylar bir araya getirilmeli ve tekrar sayılmalıdır. Diyeceksiniz ki “Kaç kere söyledin ve yazdın şimdi niye tekrarlıyorsun?” Öyle demeyin. Bazı konuları ısrarla tekrarlamak gerek. Bunlar asla unutulmamalıdır.


Link : 

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/can-atakli/vay-vay-vay-o-vakifta-meger-kimler-varmis-5216570/


***


17 Eylül 2020 Perşembe

İmamoğlu bu kayığa binmez.

 İmamoğlu bu kayığa binmez. 



Miyase İlknur,

CUMHURİYET

06 NİSAN 2019

Seçim gecesinden beri medyamızın muhterem temsilcileri gerek köşe yazılarında gerekse ekranlarda daha mazbatasını almadan İmamoğlu için “Türkiye bir lider kazandı”, “İşte CHP’nin başına geçecek adam”, “CHP aradığı lideri buldu”, “2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İmamoğlu CHP’nin adayı olmalı” türünden abartılı pohpohlamalar da başladı.

 Bayılıyorum bizim bu mahallenin sakinlerine. Kadim alışkanlığımızdır huyumuz kurusun. Çok kolay lider yaratır, üç günde de en ufak bir hatasında diri diri mezara gömeriz. Yahu bu millet İmamoğlu’nu İstanbul’a belediye başkanı seçti CHP’ye genel başkan değil. Hele bir makamına otursun, icraatlarını görelim, gelecekte ne olacağını kim bilebilir? Ne kadar meraklıyız siyaseti dizayn etmeye...

 Yakın tarihimize şöyle bir dönüp bakalım, medyamız kimlere gaz verip lider adayı, iktidarın alternatifi olarak göstermedi ki? Basının pohpohlamasına kendini kaptıran nice isim yok olup gitti. Mehmet Ali Bayar, Cem Boyner, Kemal Derviş, Bedrettin Dalan, Ali Müfit Gürtuna ve daha niceleri. Belediye başkanı olup da liderlik rüyaları görenleri ve medyanın desteğiyle boş havuza atlayan nicesinin kafası gözü yarıldı unuttunuz mu? 

Belediye başkanlığından geliep siyasette tutunabilen tek isim Tayyip Erdoğan. Ancak onun başarısının arka planında, bölgesel ve küresel bir projenin olduğu da unutulmamalı.

Belediye başkanları medyaya iplerini kaptırınca oturdukları koltukları da bir süre sonra kaptırıveriyorlar. Çünkü belediye işlerinden çok siyasetle haşır neşir olunca başarılı olamıyor ve altlarındaki koltuk da gidiyor. Oysa o koltukta bir değil birkaç dönem başarılı işler yapınca seçmen de, mensubu bulunduğu partinin üyeleri de zaten kendisini ödüllendiriyor.

İmamoğlu, medyanın siyasette yeni parlayan ya da seçim kazanmış her ismi, bindirip açık denize saldığı kayığa binmez, binmemeli. Yaşı çok genç. Siyasette de eğer halk ve partisinin tabanı isterse elbette başka görevlere de gelebilir. Neden olmasın? Ama o konu, bugün, bu yıl, bu dönem konuşulacak iş mi Allah aşkına? 

Bakın Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e; dört dönemden beri görevini başarıyla sürdürüyor. Hem de belediye meclisinde AKP ağırlığına rağmen.

DSP, 2002’de baraj altında kalınca kendisine genel başkan adayı olması konusunda onca baskıya karşın, liderlik hayallerine kapılmayıp görevini sürdürdü.

Bugün Türkiye’de Yılmaz Büyükerşen’i tanımayan ve hangi partiden olursa olsun takdir etmeyen bir kişi var mı?

İlk gün İmamoğlu’nu göklere çıkarıp CHP’ye lider yapan, hatta hızını alamayıp 2023’te potansiyel Cumhurbaşkanı adayı yapanlar Anıtkabir ziyareti ve “mazbatamı verin” diye haklı çıkış yaptığında bir günde itibarsızlaştırma yarışına girdiler. Seçim gecesi “Hakkımı yedirtmem” dediğinde dirayetli ilan ettiğiniz,

Muharrem İnce’ye örnek gösterdiğiniz İmamoğlu, bu tavrını sürdürünce neden yanlış yapmış olsun ki? 

YSK verilerine göre “Adam sandıktan birinci çıkmış” ve hakkının teslimini istiyor. 

Ne var bunda? 

Yok, bir günde göklere çıkarır, bir günde de ipini çekeriz biz. Sadece siyasete özgü de değildir bu yanlış tavrımız. Sporda, sanatta da benzer yanlışları yaparız. Doğulu toplumlara özgü oryantalist bir davranış biçimidir bu. Acımızı da, sevincimizi de, başarı ve başarısızlığımızı da aynı davranış kalıplarına uygun abartılı göstermeye bayılırız. 

Medyanın mümtaz temsilcileri, adam öğütme makinelerinde İnşallah İmamoğlu’nu da kısa sürede kıyma haline getirip bir kenara atmazlar. Gerçi bu İmamoğlu’nun elinde biraz. İzlediğimiz kadarıyla bu kıyma makinelerine kolunu kaptırmayacak ferasette bir kişilik. Umarım yanılmayız.

***