9 Yılcık Kaldı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Yılcık Kaldı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2017 Cumartesi

9 Yılcık Kaldı!


9 Yılcık Kaldı!


Melih Aşık

Erdoğan yeni yıl konuşmasında yine önemli ipuçları veriyor. İlk dikkati çeken cümle:
“2023 yılına ve bu yıl için belirlediğimiz hedeflere ulaşmamıza şurada artık sadece 9 yıl kaldı...”
Yani... Biz 2023’e kadar koltukta oturma planı yaptık, şunun şurasında da çok bir şey değil sadece 9 yıl kaldı, ona göre dişinizi sıkın...
Yolsuzluk suçlamalarına gelince... Bunu nasıl okumamız gerektiğini Usta anlatıyor:
“17 Aralık komplosu, milletin hükümetini, milli iradeyi, demokrasiyi, sandığı hedef almıştır. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir örgüt, dışarıdan aldığı talimatlarla, Türkiye’nin istikrarına, güven ortamına, Türkiye’nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine suikast girişiminde bulunmuştur.”
Yani... Savcı Muammer Akkaş’ın açtığı yolsuzluk soruşturması tamamen iktidarımızı alaşağı etmek için bir bahanedir... Dışarının tertiplediği suikasttir!
Peki yolsuzluk yapılmadı mı? AKP yolsuzluğu örtmeye mi çalışmaktadır? Haşa... Bakın ne diyor Usta:
“Yolsuzluk konusundaki tavrımız son derece nettir. 11 yıl boyunca yolsuzluklara asla göz yummadığımız gibi yolsuzluk yapanlar karşısında bir an olsun tereddüt etmedik, onlarla yolumuzu ayırdık, onları derhal hukuka teslim ettik.”
Özetle dediği; bizimle ilgili yolsuzlukları yargıya götürmeye gerek yoktur... Eğer yargıya giderse ucu bize de dokunabilir. O yüzden kendi yolsuzluklarımızı biz kendimiz yargılarız. Suçlu bizsek yargıç da savcı da biz oluruz. İşinize gelirse...
Bir garip vak’a...
Aracının içinde 21 Aralık günü ölü bulunan ve intihar ettiği iddia edilen emniyet amiri Hakan Yüksekdağ’ın yakınları anlatıyor:
“Birçok kanıt bize bu olayın bir şüpheli ölüm olduğuna işaret ediyor. Örneğin olay yerine ilk ulaşan emniyet amiri silahta kan izi olması gerektiğini ama olmadığını söylüyor. Şoför camını kırmasına rağmen cam kırıkları araç dışına düşmemiş. Hiçbir görgü tanığı yok? Silah sesi duyan yok? Ankara Dikmen dağ başı mı ki gören duyan olmasın? Olay anından itibaren ailevi sorunları, maddi sorunları ve borcu olduğu yönünde haberler servis edildi.
Hiçbir maddi sorunu olmadığı gibi, severek evlendiği bir eşi, olaydan bir gün sonra biri 6’ncı yaşına girecek olan, diğeri de 6 aylık 2 çocuğu var. Ertesi günü çocuğunun doğum günü olan birisi nasıl intihar eder?
Olayın zamanlaması da ilginç bir sürecin ortasına denk geliyor. Emniyette 110 küsur kişinin yeri değiştiğinde Hakan Yüksekdağ intihar ediyor. Bize göre bu emniyet içinde bir iç çekişmenin sonucudur.
Velev ki intihar etti. Bu kadar babacan, pırıl pırıl bir insanı, örnek bir aile babasını, kaçakçılık ve organize işlerde görevli emniyet amirini Ankara’nın göbeğinde intihara götüren sebepler nelerdir?
Birilerinin en azından bunu araştırması gerekmiyor mu?
Üstelik cumartesi akşamüstü olaydan sonra adli tıbba alınan cenaze pazar sabahı apar topar ailesine teslim edilerek memleketine gönderiliyor. Ne bir tören, ne bir kuru teşekkür ne de 2 metrakere bir bayrak?”
UYKU
CHP’nin ekonomi kurmayları ne iş yapar, diye soruyor Vatan ekonomi yazarı Ercan İnan...
Haklı... Başbakan meydanlarda ekonomiyi saptırırken... CHP durumun farkında gibi görünmüyor...
Örneğin:?“Milli gelir biz iktidara geldiğimizde 3 bin dolarlar seviyesindeydi şimdi 10 bin doları geçti” üfürmesi...
Ercan İnan’ın hesaplamasına göre... Enflasyonu düşünce sabit fiyatlarla gerçekte kişi başına düşen milli gelir 6 bin 258 dolar civarındadır. Son 10 yılda milli gelirdeki gerçek artış yüzde 300 değil yüzde 42 dolayında olmuştur...
“IMF’ye borcu sıfırladık” hikayesine gelince... Oraya 30 milyar dolar borç ödendi.. Ama öte yanda 2002’de 221 milyar dolar olan toplam borç 533 milyar dolara ulaştı... Borçlar azalmadı katlanarak arttı...
CHP’yi uykudan kim uyandıracak?
Erdoğan’a “boş ayakkabı kutusu gösteren” kadın niye gözaltına alındı?
Kutu boş olduğu için...

***

Ülkeyi nasıl normalleştirdilerse yolsuzluk serbest, yolsuzluğun soruşturulması yasak...

Akif Kökçe

KUBBE


Meydanlarda doğru söylenen birşey bulamıyorsunuz... Yalan mı? Tonla...
Örneğin şu: “Minareler süngü, kubbeler miğfer”  diye başlayan ünlü manzume...
Başbakan “Ziya Gökalp’in bir şiirini okudum 4 ay hapis yattım” yakınmasını Manisa gezisinde de tekrarladı...
Oysa kırk kere yazıldı ki... O şiir Ziya Gökalp’in değil... Gökalp’in “Asker Duası” adlı şiirine kim tarafından monte edilmişse edilmiş... Ama Gökalp’in kaleminden çıkmamış..
İkincisi... Başbakan şiir okuduğu için değil... Halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği için ceza aldı.
Ve cezasını... Pınarhisar’da cezaevi hücresinde değil dayalı döşeli salonda tamamladı...

İLAN

“ 2002 - 2014 arası yıllarım çalındığından hükümsüzdür.” Alper Muslu

***