23 Kasım 2019 Cumartesi

TÜRKİYEDE TERÖRLE MÜCADELEDE PKK ÖRNEĞİ., BÖLÜM 24

TÜRKİYEDE TERÖRLE MÜCADELEDE PKK ÖRNEĞİ.,  BÖLÜM 24  




TMK bu suçları tamamı ile terör suçu saymış ve ayrıca terör amacı ile işlenen 
suçlar ile terör suçunu doğrudan ve dolaylı suçlar olarak ikiye ayırmıştır. 

Terör amacı ile işlenen suçlar: Kanun yapıcı terör suçlarını TCK'nın çeşitli 
maddelerine atıfta bulunarak sıralamıştır (mevzuat.adalet, 2012): 

a) Türk Ceza Kanunu'nun 79 (Göçmen kaçakçılığı), 80 (İnsan ticareti), 81 (Kasten öldürme), 82 (Kasten öldürmenin nitelikli halleri), 84 (İntihara yönlendirme), 86 (Kasten yaralama), 87 (Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama), 96 (Eziyet), 106 (Tehdit), 107 (Şantaj), 108 (Cebir), 109 (Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma), 112 (Eğitim ve öğretimin engellenmesi), 113 (Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi), 114 (Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi), 115 (İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme), 116 (Konut dokunulmazlığının ihlali), 117 (İş ve çalışma hürriyetinin ihlali), 118 (Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi), 142 (Nitelikli hırsızlık), 148 (Yağma), 149 (Nitelikli yağma), 151 (Mala zarar verme), 152 (Mala zarar vermenin nitelikli halleri), 170 (Genel güvenliğin kasten tehlikeye 
sokulması), 172 (Radyasyon yayma), 173 (Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme), 174 (Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi), 185 (Zehirli madde katma), 188 (Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti), 199 (Kıymetli damgada sahtecilik), 200 (Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar), 202 (Mühürde sahtecilik), 204 (Resmi belgede sahtecilik), 210 (Resmi belge hükmünde belgeler), 213 (Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit), 214 (Suç işlemeye tahrik), 215 (Suçu ve suçluyu övme), 223 (Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması), 224 (Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların işgali), 243 (Bilişim sistemine girme), 244 (Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme), 265 (Görevi yaptırmamak için direnme), 294 (Kaçmaya imkân sağlama), 300 (Devletin egemenlik alametlerini aşağılama), 316 (Suç için anlaşma), 317 (Askerî komutanlıkların gasbı), 318 (Halkı askerlikten soğutma) ve 319 (Askerleri itaatsizliğe teşvik) maddeleri ile 310 Maddesinin ikinci fıkrasında (Cumhurbaşkanına fiilî saldırı) yer alan suçlar, 

b) 10.07.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan suçlar, 

c) 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110.  Maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları, 

d) Anayasanın 120. Maddesi gereğince olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde, olağanüstü halin ilanına neden olan olaylara ilişkin suçlar, 

e) 21.07.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma 
Kanununun 68. Maddesinde tanımlanan suç. 

Kanun yapıcının yargının elini güçlendirdiği bu maddelerin tamamının terör 
içerdiğini söylemek mümkün değil. Örneğin, halkı askerlikten soğutma, eğitim ve öğretimin engellenmesi, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suçu ve suçluyu övme, kaçmaya imkân sağlama... gibi fiiller terör yani aşırı şiddet ve korku hali içermezler. Sayılan fiillerdeki bir diğer özellik fiillerin adi suç olarak da değerlendirilebilmesi dir. Kanun yapıcı fiillerin şiddet yönüne değil amaç yönüne vurgu yaparak terör mensubu sayılma kriterlerini arttırmıştır. 

Terör örgütleri: Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır. 

Terör örgütünün propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan […] yayın sorumluları hakkında da bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, yayın sorumluları hakkında, bu cezanın üst sınırı beşbin gündür. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır: 

a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması. 

b) Terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde, örgüte ait amblem ve işaretlerin taşınması, slogan atılması veya ses cihazları ile yayın 
yapılması ya da terör örgütüne ait amblem ve işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi. 

İkinci fıkrada belirtilen suçların; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya 
eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur. 

Bu madde ile terör örgütü faaliyetleri kapsamında suçların cezaları ve terör örgütü üyeliğinin içeriği belirlenmiştir. TMK böylece örgütün propagandası 
faaliyetlerini de terör örgütü mensubu olmanın bir özelliği olarak sıralamıştır. 

Terörün finansmanı: Bu madde ise terör örgütüne para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hâsıl olan menfaat ve değeri gönüllü sağlamanın suç sayılmasını kapsamaktadır. 

Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi, soruşturma ve kavuşturma: Bu 
Kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili 
kapsayabilecek şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza 
mahkemelerinde görülür. DGM'lerin 2004 yılında yapılan anayasa değişikliği ile 
kalkması ile davaların ağır ceza mahkemelerinde görülmesi demokratikleşme adına önemli bir değişiklik olmuştur. Bu madde ile ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile askerî mahkemelerin 
görevlerine ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. 

Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak diğer fıkralar; 

a) Soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. 
Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet başsavcılığınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. 

b) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26 ncı Maddesi hükmü saklıdır. 

c) Yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hâkim görevlendirilir. 

ç) Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinin birinci fıkrasındaki yirmidört saat olan gözaltı süresi kırksekiz saat olarak uygulanır. 

d) Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecek ise yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında Cumhuriyet savcısının emriyle sadece bir yakınına bilgi verilir. 

e) Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmidört saat süre ile kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade alınamaz. 

f) Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılır. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak iş yeri adresleri gösterilir. 

g) Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına 
karar verilebilir. 

ğ) Açılan davalara adli tatilde de bakılır. 

h) Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (8) numaralı alt bendindeki, 139 uncu maddesinin yedinci fıkrasının 
(a) bendinin (2) numaralı alt bendindeki ve 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendindeki istisnalar uygulanmaz. 

Görüldüğü gibi soruşturma ve kovuşturma yapan Cumhuriyet savcılarının 
başka işte görevlendirilme meleri, doğrudan soruşturma yapabilmeler, bu işlere 
itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere hakim görevlendirilmesi, 
gözaltı süresinin kırk sekiz saate çıkarılabilmesi, duruma göre sadece bir yakınına haber verilebilmesi, müdafi ile görüşmesinin belli bir süre kısıtlanabilmesi, açılan davaların adli tatilde de görülebilmesi kuşkusuz yargının elini güçlendiren düzenlemelerdir. 

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun uygulanmayan istisnalarını belirten bendlerin 
işaret ettiği ise "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçudur. Bu da yargının elini güçlendiren ve terör suçunu daha diğer suçlardan ayıran bir düzenlemedir. 

Müdafi tayini: Bu madde terörle mücadelede görev alan istihbarat ve kolluk 
görevlileri ile bu amaçla görevlendirilmiş diğer personelin, bu görevlerinin ifasından doğduğu iddia edilen suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda müdafi olarak belirlediği en fazla üç avukatın ücreti ödenmesini ve bunlara avukatlık ücret tarifesine bağlı olmaksızın yapılacak ödemelerin, ilgili kuruluşların bütçelerine konulacak ödenekten karşılanmasını ifade etmektedir. Böylece terörle mücadelede görev alan personeller devletçe geniş olanaklarla korunmuştur. 


25. Cİ  BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder