23 Kasım 2019 Cumartesi

TÜRKİYEDE TERÖRLE MÜCADELEDE PKK ÖRNEĞİ., BÖLÜM 19

TÜRKİYEDE TERÖRLE MÜCADELEDE PKK ÖRNEĞİ.,  BÖLÜM 19





2003 yılının KONGRA-GEL'in kurulması yanında bir diğer önemi örgütün Meşru Savunma Savaşı ilan etmiş olmasıdır. Meşru Savunma Savaşı ise şunları 
(Özdağ, 2007: 161, 162) kapsamaktadır; 

. HPG militanlarına yeni askeri-politik stratejinin bildirilmesi ve bununla da Öcalan'ın serbest bırakılması süreci ve siyasal ayaklanmaları kesintiye 
  uğratmayacak bir meşru savunma izleneceğini bildirmesi, 
. Bu çerçevede bir akademi kurulması, fedai eylemlerinin benimsenmesi ve özel kuvvetlerin oluşturulması, 
. Medya savunma bölgesi olarak kabul edilen Kuzey Irak'a düzenlenecek Türk operasyonlarına karşı sert direnç gösterilmesi. 

2004 yılına gelindiğinde örgüt bu strateji çerçevesinde böylece ateşkes stratejisini de sona erdirmiştir. KONGRA-GEL saldırı nedenleri olarak da şunları 
(serxwebun, 2013f: 1) sıralar: 

KONGRA-GEL savaş ve barış yaklaşımları konusunda KADEK'in formüle ettiği ilke ve yaklaşımları önemli ölçüde koruyor. Bunları daha da ileri götürerek, 
somutlaştırdı ve savaş nedeni sayacağı hususları çok somut olarak belirledi. Bunlar üç maddeden oluşuyor; birincisi, Önderliğe saldırı; ikincisi, halka saldırı; üçüncüsü de, örgüte saldırıdır. Bu üç alana yönelik saldırıyı savaş gerekçesi sayacağını karar haline getirmiş ve kamuoyuna duyurmuştur. 

Görüldüğü gibi örgüt "savunma" adı altında TSK'nın operasyonlarını engellemeye ve yapılan operasyonlara karşı uygulanacak olan terörizme mazeret aramış ve bu süreçte daha da siyasallaşmaya ve kendisini barışçıl göstermeye çalışmıştır. 

Program muhtevası ile söylem, amaç, strateji ve taktik konularında PKK VII. ve VIII. kongreleri ile benzer özellikler taşıyan KONGRA-GEL kuruluş kongresinin 
örgüt adına getirdiği en önemli yenilik ise örgüt yapısında yapılan değişiklikte görülmektedir; geniş halk kitlelerinin ortak program, amaç ve stratejiler altında 
birleştirilerek harekete geçirilmesi maksadı ile reel sosyalist-Leninist örgütlenme ve parti anlayışının terk edildiği bu kongrede, örgüt kendisini bir demokratik halk kongresi olarak yeniden yapılandırmıştır (Yılmaz, 2007: 154). 

2004 II. Olağanüstü KONGRA-GEL Genel Kurul Toplantısı: 16-26 Mayıs tarihleri arasında 278 delege ve 200'e yakın dinleyicinin katılımıyla, Avrupa ve Kuzey Irak'ta paralel sürdürülen toplantılar biçiminde gerçekleştirilmiştir. Kongrede alınan kararlar doğrultusunda: 

. HPG tarafından 28 Mayıs 2004 tarihinde yapılan açıklamada "ateşkesin tek taraflı olarak bozulduğu", sözde Botan, Amed, Dersim alanlarının teröristlerin üslenme sahası olduğu, güvenlik güçlerinin bu bölgelere girmeleri durumunda saldırıyla karşılık verileceği, 
. Yabancı yatırımcı ve turistler için Türkiye'nin riskli ülke haline getirileceği, 
. Cenevre Anlaşması ilkelerine uyularak, sivillere saldırıda bulunulmayacağı deklare edilmiştir, 
. Ayrıca, yayınlanan sekiz maddelik bildiride; terörist başına uygulandığı iddia edilen sözde tecridin kaldırılması, iki taraflı ateşkesin devlet tarafından resmi olarak kabul edilmesi, TSK'nin güvenlik ihtiyacından fazla olan birliklerini Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden çekmesi, örgüte karşı yapılan operasyonların durdurulması, demokratik çözümün önünün açılması yönünde adımların atılması belirtilmiştir (Doğan, 2007: 91). 

Kongrede düşük yoğunluklu direniş mücadelesinden orta yoğunluklu direniş mücadelesine geçildiği ilan edilmiş ve terör eylemlerine ilişkin stratejiler 
belirlenmiştir. Böylece 2004 yılı PKK'nın terör eylemlerini şiddetlendirmeye başladığı yıl olmuştur. PKK'nın başlattığı bu şiddet dönemi Öcalan'ın "Demokratik Konfederalizm" tezi çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Türkiye ile birlikte İran ve Irak ve Suriye'yi de kapsayan bir konfederalizmin kurulması amacı ile bu ülkelerde PKK ile organik bağı olan partiler kurulmuştur. 

2005 yılına gelindiğinde dikkat çeken bir diğer nokta ise PKK'nın Türkiye'yi yatırımcı ve turistler için riskli ülke haline getirmek ve metropollerde eylemleri 
arttırmak için TAK (Teyrêbazên Azadiya Kurdistan/Kürdistan Özgürlük Şahinleri) adlı örgütlenmeyi kurmasıdır. PKK bu şekilde örgüt adını şiddetten arındırmak istese de bunda pek başarılı olamamıştır. 

2005 PKK'yı Yeniden İnşa Etme Kongresi: 2005 yılına gelindiğinde Öcalan'ın örgütü elde tutma ve kendi inisiyatifinde revize etme çabaları ile örgütün 
direnç göstermesi ve akabinde oluşan hizip ve bu hizipleri tasfiye süreçlerinin başladığı görülmektedir. Öyle ki örgütün gelenekselciler ve reformcular olarak iki kanada ayrıldığı dahi söylenmiştir. Örgütün bu kriz karşısında sık sık toplantılar düzenleyerek, yeni yapılanmalar ve düzenlemeler yaparak ve nihayetinde terörist eylemler düzenleyerek örgüt elemanlarının bağlılığını devam ettirmeye çalıştığı görülmektedir. KADEK, KONGRA-GEL tecrübelerinin örgüte gösterdiği şey ise 

PKK'nın ad olarak dahi birleştirici rol oynaması üstelik KADEK ve KONGRA-GEL'in örgütün söylemlerinin aksine başarısız olması ve PKK'nın itaat edilmesi 
zorunlu bir yapılanma olarak geçmişten bu yana var olduğudur. Dahası PKK kendi tabanında kutsal bir varlık olarak kabul edilmektedir (serxwebun, 2013g: 5): 

PKK hareketi Kürdistan halkını yok olmanın eşiğinden kurtararak adeta var etti. Kürt halkını ölüm döşeğinden çıkartarak, özgürlüğünü ve kurtuluşunu sağlayacak duruma getirdi. Bir diriliş devrimi yarattı. Kendine sahip çıkan, demokratik mücadelesini yürüten bir toplum yarattı. Bu biçimiyle Kürt toplumunu yükselen insanlık değerleriyle birleştirdi. Kürt toplumunu siyasal, kültürel, askeri anlamda kurum ve güç sahibi yaptı. Yeniden bir ulus yarattı. 

"PKK" isminin bu gücüne güvenen Öcalan'ın, PKK'yı yeniden inşa etme kararının arkasında da temel olarak: 

. En yenisinden en eskisine, en alt derecedekinden en üst düzey sorumlusuna kadar, tüm örgüt elemanlarını, kimsenin karşı çıkma cesareti gösteremeyeceği bir harç ile birleştirerek örgütü dağılma noktasına getiren hizipleşmeleri sona erdirme kaygısı, 
. Bu arada yıpranan "Öcalan" imgesini, "PKK" ismi ile tekrar güçlendirme ve örgüt üzerindeki denetimini arttırma arzusu, 
. KADEK ve KONGRA-GEL değişiklikleri ile terör örgütü nitelemesinden kurtulma çabasının, ters dönerek mevcut kazanımları da kaybetme noktasına getirmesi, 
. Yeni yapılanma ve stratejilerin örgüt kadroları tarafından yeterince anlaşılamamasına bağlı olarak gelişen sıkıntıların sebep olduğu atalet ve 
rehavetin, oluşturulması beklenen yeni motivasyonla aşılabileceği düşüncesi, 
. Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmelere tutarlı bir şekilde ancak güçlü bir çıkışla alternatif getirebilme umudu yatmaktadır (Yılmaz, 2007: 163). 

Öcalan'ın örgütü çözülmekten kurtarma çabası olarak PKK adına dönüşün yapıldığı ve ayrıca PKK'nın yeni parti tüzüğü ve programının kabul edildiği bu 
kongre PKK'nın I. Kongre'si olarak da kabul edilmektedir. Öcalan'ın doğum günü olan 4 Nisan günü ilanı yapılan yeni PKK'nın KADEK ve KONGRA-GEL'den 
elbette çok da farklı yapılanmalar olduğunu düşünmek yanlıştır; zira hem KADEK hem de KONGRA-GEL PKK'nın organik bağı ile gelişmiş yapılanmalar olarak 
ortaya çıkmıştır. 

PKK'nın yeni tüzüğünde PKK'nın amacı olarak şunlar (pkkonline, 2013b) yazar: 

3- Örgütün amacı, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması ve bilimsel-demokratik sosyalizm çizgisi temelinde demokratik konfederal yapılanmayla Kürt ulusunun öz demokratik yönetimini ve birliğini geliştirmek, Kürt sorununun bulunduğu ülkelerde demokratik çözümü Özerk-Demokratik Kürdistan temelinde gerçekleştirmek, demokratik kurumlaşmayı sağlayarak ekonomik ve siyasi açıdan sömürge, askeri açıdan işgal ve kültürel açıdan soykırım altında olan Kürdistan üzerinde egemen devletlerin siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamdaki rolünü sınırlandırıp demokrasiye duyarlı hale gelmelerini sağlamak, geri, toplumsal cinsiyetçi ve hiyerarşik-devletçi etkileri aşarak Kürt toplumunun özgür ve demokratik dönüşümünü gerçekleştirmek, kadın özgürlüğüne ve ekolojik bilince dayalı bir demokrasiyi geliştirerek toplum-birey bütünlüğünün birbirini güçlendirdiği komünal demokratik yaşamı kurmak, bölge halklarıyla Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu hedefi temelinde ilişki ve dayanışma içerisinde olmak ve küresel emperyalizme karşı küresel demokrasiye ulaşmaktır. 

Yukarda görüldüğü gibi PKK, Öcalan'ın yeni tezi olan konfederasyonu 
gerçekleştirme amacı ile şekillenmiştir. 1999 yılında Türkiye'ye teslim edilen 
Öcalan'ın önce örgütü dağıtma noktasında elinden geleni yapacağını söylemesi, 
akabinde militanların silah bırakıp yurtdışına çıkması daha sonra ise Öcalan'ın yeni amaçlar ve yapılanmalar ile tekrar terörizme sarılması ve örgütü yönetmesi bir süreç olarak çarpıcıdır. Sonuçta PKK Öcalan tarafından militanları belli bir terör örgütü olmaktan çıkarılmış adeta uluslararası bir sorun haline getirilmiş ve Kürt Sorunu ile iç içe geçirilmiş. Dahası Öcalan, PKK ve Kürt Sorunu'na tüm bölge halkını da dâhil ederek tabanını kaçınılmaz olarak genişletmek istemiş ve bu bağlamda halk kongreleri adı altında çeşitli yapılanmalar kurmuştur. 

2005 yılının bir diğer önemi ise halk örgütlenmesine yönelik yapısal değişikliklere gidilmesi ve halk tabanının ve kitlelerin organize edilmesi amacıyla "Demokratik Toplum Koordinasyonu" adlı yapılanmanın hayata geçirilmesidir (Özeren ve Başıbüyük, 2011: 97). Bu yapılanma daha sonra TÜDEK (Türkiye Demokratik Ekolojik Toplum Koordinasyonu) adı almış nihayetinde ise Murat Karayılan başkanlığında KKK (Koma Komalên Kurdistan/Kürdistan Konfederasyon  Topluluğu) yapılanmasına dönüşmüştür. 

TÜDEK'in kurulmasındaki amaç, örgütün istenilen düzeyde kitlesel eylemselliğe ulaşamaması sonucunda, yandaş tüm kurum ve kuruluşların (sivil 
toplum örgütleri, belediyeler, siyasi partiler vb.) bir çatı altında toplanması ve kitlesel eylemlerin tek merkezden koordine edilebilmesidir (Özcan, 2012: 44). Bu yapılanmanın başarısızlığı karşısında örgüt bu kez aynı amaçla KKK yapılanmasına gitmiştir. KKK yapılanması daha önce sözünü ettiğimiz Türkiye ile birlikte İran, Irak ve Suriye'yi içeren Demokratik Konfederalizm projesinin önemli bir ayağını oluşturmuştur. 

KKK'nın hakkında örgüt kaynaklarında şunlar (serxwebun, 2013h: 18) yazar: 

2- Niteliği: 

Koma Komalên Kurdistan, demokratik ve konfederal bir sistemdir. Demokrasi, cinsiyet özgürlüğü ve ekolojiyi esas alır. Piramit tarzı bir örgütlenmedir. 
Burada söz, tartışma ve karar topluluklarındır. Tabandan gelişen demokratik seçeneği gerçekleştirmek esastır. İçte demokratik ulusu, dışta ise ulus üstülüğü esas alır. Her düzeyde katılımcılığı öngörür. Halk iradesini komün, ocak, meclis ve kongre ile ortaya koyar. Devlet olmayan örgütlenmiş siyasal ve toplumsal 
organizasyondur. 

KKK'nın önemi 16-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında yapılan V. Genel Kurul Toplantısı ile Öcalan'ın isteği doğrultusunda adının KCK (Koma Civakên 
Kurdistan/Kürdistan Halklar Konfederasyonu/Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi) olarak değiştirilmesidir. Kısacası KKK'daki dernek anlamına gelen "komalên" ifadesi yerine halk anlamına gelen "civaken" ifadesi konmuştur. 

KCK'nın önemi, bu yapılanmanın "yasama, yürütme ve yargı" erkleri üzerinde inşa edilen bir organizasyon şeması ile hayata geçirilmesi ve bu modelin 
nihai amacının ise Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de önce bir kısım kültürel ve kimlik haklar üzerinden "demokratik özerklik" kazanmak, ardından da "Demokratik Konfederalizm" ilan edilerek bu dört ülkenin toprakları üzerinde dört parçalı Konfederal Kürdistan'ı kurmak olmasıdır (Deligöz, 2012: 51). Bu amaçla bu devletlerde KONGRA-GEL'e bağlı biçimde şu yapılanmalar etkin hale getirilmiştir: 

. Türkiye'de PKK, 
. İran'da PJAK (Partiya Jiyane Azade Kurdistan/Kürdistan Özgür Yaşam Partisi), 
. Irak'ta PÇDK (Partiya Çaresera Demokrati Kurdistan/Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi), 
. Suriye'de PYD (Partiya Yekitiya Kurdistan/Kürdistan Birlik Partisi). 

KCK'da dikkat çeken nokta KCK'ın PKK'nın tüm organik yapılanmalarını içini alıp, yasama, yürütme ve yargı erklerini oluşturmaya çalışıp adeta bir devlet 
gibi yapılanma çabası içine girmesidir. Buna rağmen 4. maddede bunun aksi yer almış ve KCK şartlar oluştuğunda özgür Kürdistan seçeneğini kullanma hakkı olarak tanımlanmıştır: 

       b- Koma Civakên Kurdistan bir devlet sistemi olmayıp, halkın devlet olmayan ve sınırları esas almayan demokratik sistemi olduğundan, başta kadınlar, gençler ve emekçiler olmak üzere halkın tüm kesimlerinin, halk ve toplulukların kendi demokratik örgütlenmesini yaratmasını, politikayı doğrudan ve özgür, eşit KCK yurttaşlığı temelinde yerelde kendi özgür yurttaşlık meclislerinde, öz güç ve öz yeterlilik ilkesine göre yapmasını sağlamak. Kürt sorununun, başka toplum ve halklarla demokratik, eşit, özgür, bir arada yaşama çözümünü stratejik olarak ele almakla birlikte, bu doğrultudaki bütün çözüm yolları tıkatıldığında demokratik ekolojik cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması benimsenerek özgür Kürdistan seçeneği temelinde bağımsız geleceğini belirleme hakkını da kullanmak. 

Anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesinde bu yapılanmanın niteliği hakkında şunlar (Deligöz, 2012: 159) yazar: 
Koma Civakên Kurdistan demokratik, toplumcu-konfederal bir sistemdir. Demokrasi, cinsiyet özgürlüğü ve ekolojik yaşamı esas alır. Devlet olmayan, yatay ve piramit tarzı örgütlenmiş, demokratik, siyasal ve toplumsal bir organizasyondur. Halk toplulukları iradesini komün, ocak, meclis ve kongreler ile ortaya koyar. Aynı zamanda seçilmiş ve denetlenebilir demokratik yönetimler yolu ile kendini yönetirler. Tabandan gelişen demokratik seçeneği gerçekleştirmek esastır. Topluluk demokrasisi, toplulukların eşit ve özgür bir arada yaşaması benimsenir. Her düzeyde katılımcılığı öngörür. Burada söz, tartışma ve karar topluluklarındır. İçte demokratik ulusu, dışta ise ulus üstülüğü esas alır. 

KONGRA-GEL de 12. madde ile KCK'nın yasama organı olarak kabul edilmiş, PKK ise 36. madde ile (Deligöz, 2012: 186) KCK sisteminin ideolojik gücü olarak kabul edilmiştir. Dikkat ile incelendiğinde KKK, PKK ve KCK'nın nitelik olarak neredeyse aynı oldukları görülmektedir. 

KCK'nın Öcalan tarafından farklı zamanlarda farklı tanımlamaların yapıldığı görülmektedir. Bu tanımlara göz atarsak (Özeren, vd., 2011: 103): 

. 8 Mayıs 2009: […] fakat KCK demokratik çalışmadır. Bu çalışma yasa ve anayasalara aykırı değildir. Bu sistem, demokratik yasal bir 
örgütlenmedir, yapılanmadır. 
. 1 Ocak 2010: KCK illegal bir yapılanma yani Türkiye'ye göre yasal sayılmıyor. KCK'nin ayrı bir yapılanması vardır, işte başı Kandil'dedir. 
[…] KCK ile legal siyaset ayrıdır. Belediye Başkanlarının, siyasetçilerin bu oluşumun üyesi olduklarını sanmıyorum, olmamaları da gerekir. 
. 3 Mart 2010: DTK, Kürtlerin demokrasisini, barışını geliştirir, bunu hedef alır. DTK, Kürtlerin sivil toplum kuruluşudur, yasaldır, legaldir […] KCK 
ise tamamen farklıdır, illegal bir yapılanmadır. Silahlı güçleri vardır. 
KCK'nın kurulma nedenleri ve böylece yüklendiği amaçlar olarak şunlar sayılabilir (Sandıklı, 2010): 
. Terör örgütünün özelde Batılı ülkeler nezdinde genelde ise dünya kamuoyunda kaybettiği pozisyonu tekrar elde etmek amacıyla meşruiyet 
kazanma çabası içine girmesi, 
. Örgütün, KCK yapılanması ile siyasallaştığı izlenimini oluşturmayı, böylece yurtiçinde ve uluslararası seviyede varlığı ve faaliyetleriyle meşru 
kabul edilen bir sistem ihdas etmeyi hedeflemesi, 
. KCK'nın sistemi mevcut silahlı gücünü muhafaza etmeye çalışarak silahlı mücadeleyi farklı yapılarla şehirlere taşımayı tasarlaması, 
. Terör örgütü aleyhine gelişen uluslararası ortamın yanında Türkiye'nin Kürt Sorunu ile ilgili attığı adımlar ve örgütün insan kaynağı noktasında 
yaşadığı sıkıntının etkisi, 
. Dağdaki varlığını sürdürecek insan kaynağının zayıfladığını fark eden örgütün, KCK yapılanması vasıtasıyla şehirlere inmek istemesi, 
. Örgütün yurtiçinde ve uluslararası alanda legal siyasi bir yapılanma görünümüyle meşruiyet kazanmak ve silahlı gücünü koruyarak varlığını sürdürmeği hedeflemesi. 

Özetle KCK'ya gelene dek PKK'daki değişim şu şekildedir: 


Şekil 10: 2000 Yılı Sonrası PKK'da Yapısal Değişim ve Geçiş Süreçleri Yeniden PKK 
Kaynak: Özeren, vd., 2011: 97 

20. Cİ  BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder