TERÖRÜN EKONOMİK ETKİLERİ, BÖLÜM 1
İnönü Akgün Alp *
* Maliye Uzmanı, Mali Suçları Araştırma Kurulu
(MASAK),
aalp@masak.gov.tr
Özet
Küreselleşme ile birlikte finansal piyasaların entegrasyonu, terör gibi ekonomik belirsizlik yaratan olayların sonuçlarının da uluslararası çapta ortaya çıkmasına neden olmuştur. Terör eylemlerinin sayısı ile terörde hayatını kaybeden kişi sayısı birlikte değerlendirildiğinde, uluslararası terör eylemlerinin her geçen yıl daha da öldürücü bir şekilde tasarlandığı ortaya çıkmaktadır.
Başarılı bir terörle mücadele politikasının ön şartı, terörün niteliğini, yapısını ve etkilerini doğru anlamaktan geçer. Gösterdiği ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla terörizm, uluslararası mali sistemin işleyişini zedelemekte ve ulusal ekonomiye ciddi hasarlar vermektedir. Bu çalışmada, terörün yatırımlar, turizm, doğrudan yabancı sermaye yatırımları, tüketici davranışları, tüketim ve tasarruflar, menkul kıymet piyasaları, dış ticaret, tarım ve hayvancılık, devlet bütçesi ve milli gelir ve ekonomik büyüme üzerindeki etkileri incelenecektir.
Giriş
Ekonomistler uzun yıllardır savaş ve barış dönemlerinin ekonomik sonuçları ile ilgilenmektedir.
Birinci Dünya Savaşından İkinci Dünya Savaşına kadar, aralarında Keynes, Pigou, Meade ve Robbins’in de bulunduğu önde gelen ekonomistler, savaş ve barış dönemlerinin ekonomik durumları ve bu dönemlerin birbirleriyle etkileşimi ni araştırmıştır. Teröre ve terörün ekonomik sonuçlarına ise savaşlara kıyasla daha az önem atfedilmiştir. Ancak bu durum da son 20 yıl içerisinde yaşanan uluslararası terör olaylarından sonra değişmeye başlamıştır.
Son 35 yıl içerisinde dünyada 20.000’den fazla terör eylemi olmuş, bu eylemlerde toplam olarak 90.000’den fazla ölüm ve yaralanma olmuştur.
Terör amaç değiştirmese de, yıllar içerisinde teknolojik gelişimin de katkısıyla teröristler daha karmaşık ve şiddetli taktikler kullanmaya başlamıştır
(Barth, Tong vd, 2006:3).
Terörün temel özelliklerinden birisi, olağandışı olmasıdır ve olağandışı olayların riskini öngörmek çok zordur.
Bu durum, ekonomik modeller için kavramsal sorunlar doğurur.
Bu nedenle, terörün ekonomik sonuçlarını net olarak ortaya koymak kolay değildir. Ancak son yıllarda, terörün ekonomik maliyetlerinin de olduğunu
ortaya koyan çalışmalar yapılmıştır.
Terörün diğer etkilerinin yanı sıra ekonomik etkilerini anlamak önemlidir. Zira başarılı bir terörle mücadele politikasının ön şartı, terörün niteliğini, yapısını ve etkilerini doğru anlamaktan geçer. Terör, gösterdiği ekonomik etkiler nedeniyle aynı zamanda para ve maliye politikalarını da etkileyen önemli unsurlardan biridir.
İnsan hayatının sona ermesi, yaralanmalar, arama ve kurtarma çalışmaları, binalara verilen maddi zararlar gibi terörün doğrudan ekonomik sonuçları,
terör olayının olmasından hemen sonra ortaya çıkar ve kendisini daha çok kısa vadede gösterir. Terörün, kısa vadeli bu yıkıcı etkilerinin yanı sıra, orta ve uzun vadede de ekonomi üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Terörün ekonomik etkilerini ele alan akademik çalışmaların birçoğunda çıkan ortak sonuç, terörün doğrudan ekonomik maliyetlerinin, diğer ekonomik maliyetlerine kıyasla daha düşük düzeyde ve kısa dönemde ortaya çıkmasıdır.
Terörün dolaylı maliyetleri ise, sektörlere, ülkelere ve zamana göre farklılık arz edebilmektedir.
Bu etkilerin ülkeler, sektörler ve zaman içerisindeki boyutu ve dağılımı ise, terör saldırısının niteliği, çarpan etkisi, terör saldırısı sonrası uygulanan terörle mücadele politikalarına ve piyasaların elastikiyeti gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Terörün ekonomik etkileri konusunda yapılan akademik çalışmalarda bazı temel sorunlar ortaya çıkmaktadır:
• Terör dolayısıyla ortaya çıkan “zarar”ın tanımı ve kapsamı,
• Terör kayıplarının ölçümü,
• Farklı türlerde ortaya çıkan zararı toplama güçlüğü,
• Farklı sektörlerde ortaya çıkan zararların birbirini tetiklemesi dolayısıyla mükerrer sayımı,
• İkincil ve dolaylı etkilerin terörle illiyet bağının kurulması.
Bu çalışmamızda, temel sorunlar ele alınacak, daha sonra terörün ekonomik etkileri incelenecektir.
Bu kapsamda ilk olarak terörün neden olduğu doğrudan kayıplara değinilecek, daha sonra terörün; yatırımlar, tüketici davranışları, tüketim ve tasarruf düzeyi, dış ticaret, doğrudan yabancı sermaye yatırımları, turizm, menkul kıymet piyasaları, milli gelir ve büyüme, bütçe ve son olarak tarım ve hayvancılık üzerindeki etkileri ele alınacaktır.
1. Terörün Doğurduğu Zararın Ölçülmesi,
Terör eylemleri olağandışıdır ve öngörülebilir bir zamansal döngüsü yoktur. Terör üzerine yapılan birçok akademik çalışmada, terör eylemlerine ilişkin
göstergelerden yararlanılarak, ortaya çıkan zarar buna göre değerlendirilmekte dir. Bu alanda sıklıkla kullanılan bir gösterge, “terör eylemlerinin sayısı”dır.
Ancak yapılacak bir değerlendirmede bu göstergenin kullanılması, büyüklüğüne bakmaksızın bütün terör eylemlerini aynı derecede ele alınması anlamına gelir.
Bu kapsamda örneğin Dağlıca baskını ve bir turistin rehin alınması da birer terör eylemi olarak dikkate alınır. Bu nedenle bu gösterge, ele alınan terör
olaylarının büyüklüklerinin birbirine çok yakın olması halinde anlamlı olacaktır.
Terör olaylarının büyüklük açısından gösterdikleri farklılıkları dikkate almak üzere bazı çalışmalarda “zarar gören kişi sayısı”nın dikkate alındığı görülmekte dir.
Ancak bu çalışmalarda da ortak bir yaklaşım bulunmamaktadır; bazı çalışmalarda sadece “ölü sayısı” ele alınırken, diğer bazı çalışmalarda ise “ölü ve yaralı sayısı” birlikte dikkate alınmaktadır.
Esasen terörün ekonomik etkilerini incelerken, farklı değişkenlere bir arada bakmak daha sağlıklı sonuç verecektir. Örneğin, aşağıdaki grafik 1968–2003 yılları arasındaki uluslararası terör eylemlerini göstermektedir.
Grafik 1. Uluslararası Terörizm Eylemlerindeki Olay ve Ölü Sayısı (1968–2003)
Grafiğe bakıldığında (Frey, Luechinger vd, 2007:5), terör olaylarının 1968’te 125’ten 1987’de 665’e yükseldiği görülmektedir. 1980’lerin sonlarına doğru terör olaylarının sayısı artarken, bu yıldan sonra düşüşe geçmiştir. Bu zaman dilimine sadece terör olayı sayısı açısından bakıldığında, terörün ciddi bir tehdit olmaktan çıkmaya başladığı yorumu yapılabilir.
Ancak terör olaylarında ölen kişi sayısı açısından bakıldığında, rakamın 1968’de 34’ten 2001’de 3250’ye yükseldiği görülmektedir. Grafikteki seriye bakıldığında,
uluslararası terör eylemlerinin düşüşte olduğu, buna karşın terör eylemlerinde ölen kişi sayısında ciddi bir düşüş olmadığı görülmektedir.
Bu durumda yapılabilecek tek yorum, uluslararası terör eylemlerinin her geçen yıl daha da öldürücü bir şekilde tasarlandığıdır.
Bunun en önemli nedeni, terörün son yıllarda, askeri hedeflerden sivil hedeflere doğru yönelmeye başlamasıdır (Johnston, 2005:3).
Terör üzerine yapılan akademik çalışmalarda da aynı yorum yapılmaktadır. Yapılan bir çalışmaya (Enders ve Sandler, 2002:7) göre, 2000’li yıllarda gerçekleştirilen bir terör eyleminin, 1970’li yıllardaki terör eylemlerine göre daha fazla kayıpla sonuçlanma ihtimali %17 oranında daha fazladır.
Terör eylemlerinin öldürücülük derecesindeki bu artış ise, masum insanların kitlesel imhasını hedefleyen ve bu sayede isimlerini duyurmak isteyen radikal terör örgütlerinin oranındaki artışa bağlanmaktadır (Frey, Luechinger vd, 2007:5).
Öte yandan terör eylemlerinin sonucunda ortaya çıkan “zarar”ın tanımı ve kapsamı konusunda da farklı bakış açıları söz konusu olabilmektedir.
Terörün doğrudan yol açtığı zararın içeriği konusunda, çalışmalarda genellikle bir yaklaşım yakınlığı bulunmaktadır. Bu kapsamda genellikle ilk aşamada akla
gelen insan kayıpları, zarar gören binaların yeniden inşası, kriz yönetimi kapsamında yapılan harcamalar ön plana çıkmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda, “zarar”ın kapsamı konusundaki farklılıklar, esasen terörün dolaylı sonuçları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Terörün belirli sektörler üzerindeki etkilerini, ele alınan sektörleri etkileyen diğer unsurlardan ayrıştırarak ortaya koymak kolay değildir. Ayrıca, aynı sektörde ortaya çıkan farklı türlerdeki zararların birbirini tetiklemesi dolayısıyla söz konusu “zarar”ın boyutuna ilişkin mükerrer sayma sorununun da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Söz konusu mükerrer sayma sorunu ise, terörün farklı sektörler üzerindeki etkilerinin incelenmesi durumunda sektörler arasında da ortaya çıkacaktır.
Diğer bir ifadeyle, terörün bir sektörde gösterdiği sonuçlar, başka bir sektörde de yeni olumsuz sonuçları tetikleyebilecektir.
Farklı sektörlerde ortaya çıkan ikincil ve dolaylı etkilerin, “zarar” kapsamında ölçülmesine ilişkin mükerrer sayma sorununun yanı sıra, söz konusu ikincil etkilerin terörle illiyet bağının kurulması ise diğer bir ölçüm sorunu olarak ortaya çıkmaktadır.
Terörün ekonomik etkilerini ele alan çalışmalarda ortaya çıkan bir diğer sorun, farklı türlerde ortaya çıkan zararları toplama güçlüğüdür. Örneğin terörün turizm gelirlerini azaltıcı etkisi ile ülkenin ekonomik büyüme oranlarını düşürme etkisini bir arada değerlendirerek terörün bu iki alanda gösterdiği toplam etkiyi rakamsal olarak ortaya koymak kolay değildir.
Akademik çalışmalarda sergilenen yaklaşım farklılıkları ise, bu çalışmalarda ortaya konulan sonuçların birbiriyle kıyaslanmasını güçleştirmektedir.
Terörün ekonomik etkilerini araştıran akademisyenler, farklı yöntemler benimseme yoluna gitmiştir. Bazı araştırmalarda (Blomberg, Hess vd, 2004) terörün ekonomik etkileri tahmin edilirken, incelenen ülke sayısı sınırlı tutulmuş, hatta bazen sadece bir tek ülke incelenmiştir. Diğer bazı araştırmalarda (Drakos ve Kutan, 2003) ise terörün ekonomik etkileri, terör saldırılarının türleri net bir şekilde farklılaştırılarak tahmin edilmiştir.
Çalışmamızda, konu ile ilgili olarak yapılan araştırmalar da dikkate alınarak, terör nedeniyle farklı alanlarda ortaya çıkan ekonomik etkiler ayrı başlıklar altında incelenecektir.
2.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder