İŞİD - 2014 ORTADOĞU ESKİ SINIRLARINA TEKRAR KAVUŞAMAZ
Yazarı Yuriy Mavaşev
19:59 24.12.2014
2014 yılının en önemli sonuçlarından biri, henüz 2013 yılında Beşar Esad güçlerine karşı savaşa giren IŞİD terör örgütünün hızlı yükselişi oldu.
IŞİD’in gerek ortaya koyduğu hedefleri gerekse bu hedeflere ulaşmak için seçtiği yöntemler açısından bilinen bütün uluslararası terör örgütlerinden farklı olduğu bilinen bir gerçek. Esir aldığı görevlilere ve sivillere yönelik kan donduran zalimlikleriyle bilinen IŞİD militanları 2014 yılının Haziran ayında Suriye ve Irak topraklarında İslam halifeliğini kurduklarını ilan etmişlerdi.
IŞİD nedir? Geleceği nasıl olur? Uluslararası toplum IŞİD ile etkili bir mücadele için hangi adımlar atabilir?
"IŞİD, 'ARAP BAHARI' UMUDUNA SON VERDİ"
Türk siyaset bilimci, etnik kriz uzmanı ve Uluslararası Stratejik Bakış Enstitüsü Başkanı Yusuf Çınar, Radyo Sputnik'e verdiği demeçte konuyla ilgili şunu söyledi:
"IŞİD sön dönemde ortaya çıkan bir örgüt olmakla birlikte kökünün finansmanının kim tarafından sağlandığı bilinmeyen, ama çeşitli iddiaların dolandığı bir yapılanma. Fakat burda önemli olan nokta nedir? IŞİD nelere sebep oldu? IŞİD bir nevi Arap Baharından faydalanmak isteyen ülkelerin umuduna da son verdi. Şöyle ki demokratik rejimlerin bölgede özellikle Orta Doğu'daki ülklerin hemen hepsi Müslüman ülkeler ve bu ülkelerin çoğunda demokratik olmayan bir yönetimler mevcut; çoğu krallık. Ve bu yönetim Arap Baharıyla birlikte bir değişime uğrayacaktı. Bu değişim demokratik biçimlerle olacaktı. Fakat IŞİD ortaya çıktıktan sonra örneğin Suudi Arabistan hemen IŞİD’in yok edilmesini önerdi. Yani krallıklar yaşma şansı buldu IŞİD’in ortaya çıkmasıyla. IŞİD'in Beşar Esad yönetiminin iktidarda kalmasına yardımcı olduğu da söylenebilir. Yani IŞİD bir terör örgütü olmaktan ziyade küresel aktörlerin ve bölgesel aktörlerin tamamen yeni stratejiler belirlemesine sebep olan bir harekettir diyebiliriz.
Gelecek dönemde burada IŞİD’in Irak toprakları üzerinde yaşama ihtimali çok yüksek. Aşırılık arttıkça IŞİD gibi bir örgütün o bölgede El Kaide aracılığıyla ulaslararası bağlarını kuvvetlendirerek yaşama alanı bulmuş olduğunu görüyoruz. İleride de ben bunun devam edeceğini tahmin ediyorum yani IŞİD ortadan kalkamaz. Bu örgütün yok edilme ihtimali çok zayıf.
Ama marjinalleştirilebilir.
21. yüzyılda terör örgütlerini tamamen bitirmek neredeyse imkansızdır.Fakat bunları toplumda marjinal koruma getirilebilinirse hem Irak toprakları üzerinde, Suriye toprakları üzerinde hem de küresel alanda marjinal bir boyut kazandırılırsa İŞİD zaten etkisiz hale gelecek. Sorunun asıl kaynağına yönelik çözümler üretilmeden bölgede istikrarın yakalanması mümkün değildir."
İSLAM DÜNYASI, IŞİD'İN HİLAFETİNİ TANIR MI?
Radyo Sputnik'e konuşan bir diğer isim, Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGİMO) Kafkasya Sorunları ve Bölgesel Güvenlik Merkezi öğretim görevlisi, İslam uzmanı Ahmet Yarlıkapov’un konuyla ilgili görüşü ise şöyle:
"Aslında IŞİD baştan beri El Kaide’den ayrılan bir yapılanmadır. 2013 yılında militan liderlerinden biri El Bağdadi halifeliğini ilan etmişti ve böylece El Kaide’den ayrılmış oldu, İslam devletini kurma projesini gerçekleştirmeye başlamıştı. Dolayısıyla IŞİD’in 2013 yılında ortaya çıkması İslam ortamında tepkilere neden oldu. El Kaide ve birçok cihatçı bu projeye karşı çıkmıştı. Ama yine de bu proje çok çekici oldu çünkü IŞİD militanları belirli toprakları kontrol altına alıp petrol sayesinde kendilerine kesintisiz finansman sağlamayı ve Saddam Hüseyin’in Sünni askerlerini tarafına çekerek etkili bir devlet yapılanmasını kurmayı başardılar. Saddam Hüseyin’in askerlerinin IŞİD ile işbirliği karşılıklı yarar sağladı. Çünkü IŞİD’in onların tecrübelerine ihtiyacı vardı. Bu nedenle IŞİD, sadece sıradan bir terör örgütü değildir. IŞİD gerçek bir siyasi yapılanmaya dönüşmüş oldu. Bunu ciddiye almak lazım.
Burada önemli bir husus daha var. Halifelik tek bir kişi veya bir grubun kararıyla kurulamaz. Halifelik, İslam’ın temel kavramlarından biridir. Ve onunla ilgili karar siyasetçiler tarafından değil, İslam alimlerinin oybirliğiyle alınır. Bu yüzden İslam dünyasının çoğunluğu IŞİD’i asla tanımaz. IŞİD’in Orta Doğu bölgesindeki etkisi konusuna gelince maalesef bugün itibariyle mevcut olan siyasi haritanın gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Aslında şu an ne Irak, ne de Suriye var, çünkü onlar sömürgecilik döneminde suni olarak kurulan devletlerdir. Artık Irak ve Suriye’yi eski sınırlarında büyük bir ihtimalle bir daha göremeyiz. Uluslararası toplumun IŞİD sorununu çözmeye çalışırken son derece dikkatli davranması gerekiyor."
https://tr.sputniknews.com/columnists/201412241013256319/
***
IŞİD Karşı Mücadele koalisyonunda Türkiye kalacak mı?
ANALİZ.,
15:06 24.12.2014
“Peşmerge” grupları tarafından kurulan güvenlik koridorundan binlerce Iraklı Yezidi Kürt faydalanarak Sincar dağının yamaçlarını terk etmiş oldu.
Dün Kürt silahlı kuruluşlarının yönetimi, uluslararası koalisyon güçlerinin havadan desteği sayesinde Sincar bölgesinde 100 km kare toprağı cihatçılardan temizlemeyi, göçmenlerin bulundukları toprak kesiminin ablukasını yarmayi, ayrıca 100 küsür savaşçıyı yoketmeyi başardıklarını açıkladı.
Irak Kürdistan’ı Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Masrur Barzani’nin bildirdiğine göre, bundan sonra “peşmerge” Musul istikametinde hareket etmek niyetinde, üstelik onlar Irak hükümet ordu birliklerinin yardımına ve büyük olasılıkla Arap güçlerinin katılışına bel bağlıyor. Bu demek ki, IŞİD karşı mücadele yapan uluslararası koalisyonun eylemleri, şimdilik ABD’nin önceleri seslendirdiği senaryoya göre gerçekleştirilecek: Batılı ülkeler IŞİD karşı kara operasyonuna katılmayı reddediyor, Irak ve Suriye’de bulunan mevzilerini bombalamakla yetiniyorlar. Batı ülkeleri “bu mücadelenin iki-üç yıl sürebileceğini” bildiriyor. Demek Türkiye ile sınırda şu anda Irak ve Suriye’yi kapsamına alan silahlı anlaşmazlık ocakları korunacak.
Yalnız havadan indirilen darbeler ile IŞİD üstesinden gelmeye olanaksız olacağını ikaz eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO’lu müteffiklerinin stratejisini kesin şekilde eleştiriyor. Toprakları üzerinden Iraklı “peşmerge” Kürtlerini geçirmek zorunda kalması Türkiye’yi hiç tatmin etmiyor, çünkü bu sayede PKK savaşçılarının eylemleri aktifleşebilecek. Dahası da var. Amerika, IŞİD ile mücadeleye Türkiye’nin aktif katılması amacıyla Suriye havalarında uçuş için yasak bölgenin kurulması başta olmak üzere, sürdüğü koşulların hiç birini kabul etmedi. Ankara’nın fikrine göre, bu olay hiç olmazsa Türk topraklarına yeni göçmen akınını önliyebilecek.
Türk medyası bundan çok söz ediyor, “Washington’un Şam’da rejimin değişmesini koalisyonun başlıca amacı ilan edeceğine ilişkin Türkiyenin umutları boşuna” olduğunu yazıyor. Birçok Türk eksperine göre, IŞİD kendi omuzlarında Türkiye’ye “Al-Kaide’yi” sürüklememesi amacıyla Ankara standart olmayan siyasi manevralara hazır olmalı. Böyle şeylerin yer alması halinde, bu yeni tarihinde en ciddi siyasi ve jeopolitik meydan okuyuşu olacak.
The Daily News gazetesinin yazdığı gibi, “IŞİD karşı mücadelede kendi senaryosuna göre hareket etmeğe zorlamak için Batı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şiddetli baskı yapmaya başladı”. Türkiye, IŞİD petrol satın almak ve petrol ürünleri kaçakçılığı yapmak, Türk sınırından Suriye’ye sızan yabancı cihatçıları yakalamak için önlemler almamakla suçlanıyor. Bu bağlamda Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “bunun Türkiye’yi olumsuz açıdan gösterme çabaları” olduğuna işaret etti.
Tek kelimeyle, IŞİD karşı sözüm ona mücadele devam edecek. Bu arada Dünya Bankasından eksperler, Suriye’deki içsavaş ve IŞİD karşı mücadelenin Ortadoğu’ya 35 milyar dolara mal olduğunu sanıyor. Dünya Bankası, istikrarsız durum, Türkiye de içinde, birçok bölge ülkesinin gelişmesini baltaladığını bildiriyor. Uzmanlar, savaşlar ile istikrarsızlığın bölge ülkelerinin ekonomilerine uzun süre içinde olumsuz etki yapacaklarını ikaz etti.
https://tr.sputniknews.com/analiz/201412241013253846/
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder