ZORUNLU ASKERLİK VE PROFESYONEL ORDU. BÖLÜM 4
3. Dünyada Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu Üzerine Tartışmalar
Soğuk Savaş Dönemi ve sonrasında, savunma planlamalarında silah teknolojilerine verilen önem ve bu konulara yapılan aşırı vurgu, kimin askerlik yapması gerektiği gibi yapısal konuların tartışılması ve bu konularda çözüm üretilmesini gölgelemiş ve geciktirmiştir.25
Soğuk Savaş Dönemi sonrası, ordulardaki yapısal değişimi sadece profesyonel ordu-zorunlu askerlik temelinde tartışmak çok da doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir. 1960 ve 1970’li yıllarda profesyonelliğe geçen ABD ve İngiltere ordularındaki yapısal değişim; zorunlu askerlik sistemini halen karma bir model içerisinde uygulayan Almanya vb. ordulardaki yapısal değişimden çok fazla da farklılaşmamaktadır. Farklı modeller kapsamında olsalar da, tehdit algısı ve çağın gerektirdiği modernizasyonun etkisiyle 1/3 ile 1/2 oranları arasında
küçülen orduların, deniz aşırı görevlere hazır bir yapıya kavuştuğu görülmekte dir. Bu sebeple, her ordunun yeniden yapılanma sürecinde çağın gerektirdiği değişimi, kendi askerlik modeli içerisinde modifikasyonlarla gerçekleştirebileceği de iddia edilebilir.
Zorunlu askerlik-profesyonel ordu tartışmalarının temelde dört ana konu üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir;
1) İşlevsellik ve görev etkinliği,
2) Yarattığı toplumsal etkiler
3) Yarattığı ekonomik sonuçlar ve
4) Kişisel haklar ve özgürlükler.
İki temel askerlik modelinden birisi olan profesyonel orduyu savunanlara göre; bugünün orduları özellikle denizaşırı görevler için profesyonel askerlere ihtiyaç duymaktadır. Bu görüşe göre, günümüzün ileri teknoloji silahları ve kompleks muharebe stratejileri nedeniyle, gerçek muharebenin profesyonel askerlere bırakılması gerekmektedir.26
Günümüzün savaşları teknoloji savaşlarıdır; pasif, düşünmeyen, şaşkın insanlar sürüsüne değil, yüksek derecede eğitimli personele ihtiyaç göstermektedir.27 Bu nedenle, orduların post modern askerlik çağındaki misyonuna göre, büyüklüğü değil, işlevsel savaş gücü ve muharebe etkinliği çok daha fazla öne çıkmaktadır.
İki modeli karşılaştıran Bröckling’e göre; zorunlu askerlikle verilen eğitimde her şeyden önce genel bir gönüllü itaatkârlık üretmek hedeflenirken; profesyonel askerlikle, askeri tavır ve davranış disiplininden çok, hizmet alanında işlevselliği sağlayacak bir disiplinin verilmesi amaçlanmaktadır.28
Zorunlu askerlik uygulamasını savunanların temel gerekçeleri, profesyonel ordudan tamamen farklı olarak, siyasi nedenler, vatandaşlık görevleri, toplumsal bağlar ve eşitlik temelinde şekillenmektedir. Leander’e göre zorunlu askerliğin önemine yapılan vurgular, olumlu toplumsal ve siyasi etkisi noktasında iki konuda yoğunlaşmaktadır.
Bunlar;
1) Toplumsal bağlara ve farklılıkların entegrasyonuna katkısı,
2) Demokratik ve sivil yönetim modelinin güvencesi olmasıdır.
Yine yazara göre, zorunlu askerliğin rolü üzerine bu iki ana konudaki olumlu tespitler, uygulamanın geçmişini tam olarak yansıtmamaktadır.
Ayrıca; bu faktörler, ülkelerde farklılaşan uygulamalar nedeniyle, her toplumda geçerli olmadığı gibi, eşit olarak etkili de kabul edilemez.29
Askerlik sistemlerine ekonomik temelde bakıldığında, veriler üzerinden yapılan analizler; zorunlu askerliği bir model olarak kullanan ülkelerin profesyonel ordulara sahip ülkelere göre, üretim düzeyi ve ekonomik büyüme oranı itibariyle daha geride olduğunu göstermiştir.
Çalışmalar; OECD ülkeleri için, zorunlu askerliğin ekonomik performans üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir negatif etki yarattığı sonucunu ortaya koymuştur.
Bu nedenlerle; zorunlu askerlik, uzun dönem için insan ve fiziksel sermaye birikiminde yarattığı olumsuzluklar nedeniyle maliyetli bir askerlik modeli olarak tanımlanmaktadır.30
Briem’e göre, askerlik gibi kitlesel kamu hizmetlerinin ekonomik maliyeti oldukça yüksektir. Milyonlarca çalışanı işgücünün dışına çıkarmak veya onların eğitim ve kariyer süreçlerini ertelemek, ulusal ekonomiyi olumsuz etkilemektedir.
Bu nedene bağlı olarak, 1970’lerin başında en muhafazakâr ve en liberal ekonomistlerin (Nobel adayı Milton Friedman dâhil), zorunlu askerliğe karşı eleştirileri bulunmaktadır. Bu ekonomistlerin endişe ve eleştirileri bugün çok daha fazla geçerlidir.31 Bu sebeple profesyonelleşmenin kısa dönemde bütçeye
getireceği yükün, uzun dönemdeki pek çok kazançla birlikte azalacağı da öngörülmektedir.32
Keller vd., iki farkı askerlik modeli üzerinde benzer görüşler dile getiren ekonomistlere ve altı farklı çalışmaya (Hansen and Weisbrod, 1967; Fisher, 1969; Lee and McKenzie, 1992; Sandler and Hartley,1995, Chapter 6; Warner and Asch, 2001; Poutvaara and Wagener, 2007) atıfta bulunarak; zorunlu askerliğin düşük bütçe maliyetine rağmen, gönüllü askerlerle kıyaslandığında, ekonomik temelde çok daha büyük bir fırsat maliyeti ortaya çıkardığına
dikkati çekmektedir. Bu ekonomistlerden bazılarının diğerlerinden farklı olarak,
çalışmalarında (Lee ve McKenzie (1992), Warner ve Asch (1995) zorunlu askerliği sosyal maliyet açısından daha tercih edilebilir bulduklarının da belirtilmesi gerekmektedir. Keller vd., askerlik modelleri konusundaki tespitlerini şöyle sıralamaktadır:33
i. Zorunlu askerliğin fırsat maliyeti bütçe maliyetinden yüksektir.
ii. Zorunlu askerlik kişi ile iş arasında verimsiz bir eşleştirme ve nihayetinde hizmet ve ürün kaybına neden olmaktadır.
iii. Zorunlu askerlerin ucuz işgücü olarak değerlendirilmesi, pek çok kadroda ihtiyaçtan daha fazla ve verimsiz görevlendirmeyi getirmektedir.
iv. Kısa eğitim dönemi, tecrübe eksikliği, yüksek iş gücü devir oranı ve motivasyon eksikliği zorunlu askerleri profesyonellere göre daha düşük hizmet verimliliğine götürmektedir.
Zorunlu askerliğin 18-30 gibi bir yaş aralığında uygulanma zorunluluğu, pek çok erkeğin; öğrenim, çalışma ve mesleki eğitim noktasında kendini geliştirmesini engellemekte ve bu kişisel yatırım sürecinin kesilmesi veya ertelenmesi sonucunu doğurmaktadır.34
5.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder