15 Şubat 2019 Cuma

28 ŞUBAT 1997 SONRASI ABD NİN ASKERİ., EKONOMİK VE SİYASİ MÜDAHALESİ. BÖLÜM 3

28 ŞUBAT 1997 SONRASI ABD NİN ASKERİ., EKONOMİK VE SİYASİ MÜDAHALESİ. BÖLÜM 3



 1 Haziran 2003'de G-8 ülkeleri, Evian'da yaptıkları toplantıda, terörle mücadele bayrağını yükseltmeyi kararlaştırdı. Terörü esas kendilerinin yarattığını gözardı ettiler. Fransa'da globalleşme karşıtı gösteriler yapıldı.

Amerikalılar'ın Kerkük'ü Kürtler'e teslim etmek için kurdukları düzen ortaya çıktı. Amerikalılar sözde "Kerkük'e vali" seçimi yaptılar. Bunun için Kerkük'te yaşayan 4 etnik grubun her birine (Türkmen, Kürt, Süryani ve Arap) eşit sayıda 39 delege gösterme hakkı tanıdı. 144 delege ise ABD'li komutanlar tarafından muhtelif meslek kategorileri esas alınarak seçildi. Her etnik grup kendi içinden kent meclisine gidecek 6 temsilci seçerken, Amerikalıların saptadığı 144 bağımsız delegeye de 6 temsilci seçme hakkı tanındı. Türkmen Cephesi, 144 delegenin ezici bir şekilde Kürtler arasından seçilişine itiraz etti, ama işe yaramadı. Öte yandan Türkmenler'e tanınan 39 delegelik ise 3 ayrı siyasi grup arasında her birine eşit sayıda bölüştürüldü. Ankara'ya yakın duran Irak Türkmen Cephesi'ne 13, İslamcı çizgideki Türkmen partilere (İslami Birlik Partisi ve Türkmen Vefa Partisi) 13, ve Iraklı Kürtler'le her nedense işbirliğine sıcak bakan partilere de (Millet Partisi ve Türkmen Kardeşlik Partisi) yine 13 delege düştü. seçim sonucu Türkmen cephesi kent meclisine 3, İslamcı partiler 2, Millet Partisi ise 1 temsilci gönderdi. Vali seçiminde Talabanî'nin adayı Abdurrahman Mustafa ve Türkmen Cephesi'nin adayı Mustafa Kemal Yaylacı yarıştılar. Sandıktan Talabanî'nin adayına 20 oy çıkarken, Arap-Türkmen işbirliğine rağmen, Yaylacı ancak 10 oy alabildi. Anlaşıldığına göre, Kürtler, Süryaniler, Bağımsızlar'ın yanısıra, Arap ve Türkmenler'den 2 kişi Kürt adaya oy vermişti!.. Türkmenler 5 Vali Yardımcılığı'ndan hiç birini alamadılar... Bu arada Başkan Bush Bush'a göre Kuzey Irak'ta bulunan iki boş kamyonun, "mobil kitlesel imha silah yapım laboratuvarı" olduğunu öne sürdü. Aklınca milleti kandıracak!..

  2 Haziran'da Avrupa Uzay Kurumu, Kazakistan'dan Mars'a uydu yolladı. Aynı gün bizde İMKB 11.579 puanla kapanırken, dolardaki düşüş devam etti.

  3 Haziran'da Danıştay, HSBC'ye satılan Demirbank'ın TMSF'ye devrine ilişkin "BDDK kararının iptali" istemini reddetti. Yani Demirbank TMSF'de kaldı. Aynı gün Bakırköy'de bir üst geçidin altına konulan uzaktan kumandalı bomba, DGM cumhuriyet savcıları ve hâkimlerini taşıyan servis minibüsü geçerken patlatıldı, 5 kişi yaralandı.

  4 Haziran'da şirket kurarken karşılaşılan 19 bürokratik engel, 3'e indi. Ah, bir de inşaat iznindeki yüz küsur imza azaltılsa! Peşin (geçici) vergi kalksa!.. Aynı gün Hükümet Petkim'den sonra TÜPRAŞ'taki kamu hisselerinin de tamamını satma kararı verdi. Devlet'in milletin malı haraç mezat gidiyordu!

  5 Haziran'da yabancı yatırımın özendirilmesine ilişkin ''Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanun Tasarısı'' Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi... TÜRK'ün elini kolunun bağlayan kanunlar, yabancıya imtiyazlar tanıyan kanunlar!.. Aynen Tanzimat dönemi gibi!

  6 Haziran'da Ziraat Bankası tarafından kullandırılan, takipteki ve ödeme planına bağlanmış tarımsal kredilerin ödenmesini yapılandıran tasarı yasalaştı. Aynı gün Petkim'in yüzde 88,86'lık hissesinin satışına dönük ihalede en yüksek teklifi, 605 milyon dolarla Standart Kimya verdi.

Yine 6 Haziran'da BM ve Kamboçya hükümeti, 1975-1979 arasında yüzbinlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan eski Kızıl Kmer yetkililerini yargılamak üzere mahkeme kurulmasına ilişkin bir anlaşma imzaladı.

  7 Haziran'da Erzincan-Sivas karayolunda bir yolcu otobüsü tünel girişindeki duvara çarptı, 27 kişi öldü, 33 kişi yaralandı... Türkiyedeki trafik kazaları bilânçosu korkunçtur. "Barış gelsin, akan kanlar dursun" diyenler (2013) trafik kazalarında akan kanları da düşünmek zorundadırlar. Kazaların artmasının en önemli sebebi de Özal döneminde başlayan "özel sürücü kursları"ndan parayı bastırınca kolayca alınan ehliyetlerdir. Başka türlü söylemek gerekirse, 30 yıldır TÜRKİYE'de şoför yetişmiyor! Ehliyetli trafik canavarları yollarda!..

  8 Haziran'da İstanbul-Ankara arasndaki mevcut demiryolunda iki şehir arasındaki ulaşım süresinin 3 saat 10 dakikaya düşürecek "hızlı tren" projesinin birinci etap temeli Başbakan Erdoğan tarafından atıldı... Mâlûm olduğu üzre, İsmet İnönü Amerikalılar'la 1947 yılında yaptığı anlaşmalarla karayolları yapımına girişmiş, sözümona "Amerikan Yardımı" karşılığında "50 yıl demiryolu yapmama" sözü vermişti. İlk defa demiryolu yapımından söz eden, 1997 yılında, Demirel olmuştur.

  9 Haziran 2004'te ABD'nin güneydoğusundaki Sea Island 'da, BOP'un masaya yatırıldığı G-8 zirvesi yapıldı. Bu toplantıya G-8 üyesi ülke başkanlarının ayaklarının bastığı kırmızı halı, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a çok görüldü. Ama o tabii farkında bile olmadı.

Yine 9 Haziran'da Bulgaristan ile elektrik alımı ile ilgili görüşmeler tamamlanarak bir protokol imzalandı. Aynı gün Rekabet Kurulu, Aria'nın başvurusu üzerine Turkcell'e 21,8 trilyon, Telsim'e de 8,5 trilyon lira para cezası verdi. ÖİB, TÜPRAŞ ile TEKEL'in bağlı ortaklıkları Alkollü İçkiler Sanayi ve Sigara Sanayii İşletmeleri'nin özelleştirilmesi amacıyla ihale açtı. Tütün üreticisinin beli kırılmıştı, şimdi de TEK-EL'in "el"i kırılmak üzere idi.

  10 Haziran'da "özelleştirme" kapsamındaki SEKA'ya ait Balıkesir İşletmesi'nin satış sözleşmesi Albayrak A.Ş ile imzalandı. Aynı gün Hazine 2,5 yıl sonra bir yıldan uzun vadeli borçlanmalarındaki faiz oranını yüzde 50'nin altına indirdi.

  11 Haziran'da ABD'nin eski başkanı Bill Clinton'ın eşi, New York senatörü Hillary Clinton'ın kaleme aldığı ''Yaşayan Tarih" adlı kitap piyasaya çıktı... Bizde acaba hatıralarını kaleme alan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan karısı var mı acaba?.. Osmanlılar'da dahi kadın hatırat yazarı vardır. Kenize Sultan "Saraydan Sürgüne" adlı kitabında çok önemli bilgiler verir. Cumhuriyet kadınları mı beceriksiz, yoksa Cumhuriyet döneminde Meclis'e girenler ve karıları mı?

  12 Haziran'da Irak, ABD saldırısından sonra ilk kez petrol sattı. Aynı gün Enerji Bakanlığı, Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik'in imtiyaz sözleşmelerini fesh etti. Boğaz Tüp Geçit yapımı için Japon Finans kuruluşu JBIC'den beklenen ihale onayı geldi.

  13 Haziran'da FİSKOBİRLİK Genel Müdürü Cevat Aydın gördüğü baskılar üzerine görevinden istifa etti. Tütünden, şeker pancarından sonra sıra fındığa gelmişti. Avrupa Birliği dünya fındık üretiminin % 75'ini sağlayan TÜRKİYE'yi kotaya zorluyor, İspanya ve Yunanistan'da fındık üretimini teşvik ediyordu. Eh, Potamyalı Erdoğan'a da Hıristiyanlar'ın yanını tutmak düşerdi.

  14 Haziran'da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdi. Tüketici bir ölçüde korunur oldu ama, hâlâ sahte bal, karışık sucuk, sosis, baharat, hatta ekmek üretimi önlenemedi. Önlenemez, çünkü sahtekârın haksız kazancından dolayı malına, mülküne el konamıyor!.. 
O da cezasını çektikten sonra yine sahte üretime başlıyor!

  15 Haziran'da televizyon ve radyolarda, yayını durdurulan programların yerine RTÜK tarafından belirlenecek "eğitim ve kültür" konulu programların, reklâmsız olarak yayınlanmasına, Moviemax-2'de 178 dakika süreyle başlandı... Ancak o tarihten sonra kanallar reklâmsız kalmaktan korktukları için, veya RTÜK fazla "yayın durdurma" cezası vermediği için bu uygulama uzun sürmedi.

  16 Haziran'da Özelleştirme Yüksek Kurulu SEKA'ya ait Akdeniz, Çaycuma ve Balıkesir İşletmeleri ile Sümer Holding'e ait Sakarya Traktör Sanayii İşletmesi ve Taksan'ın blok satışını onayladı... Böyle deyince, sanıyorsunuz ki, kuruluşlar satılıyor!.. Hayır, o kuruluşlara ait onlarca tesis, bina, ve en mühimi arazi satılıyor!.. Devlet kurumları, milletin toprağı kapanın elinde kalıyor!.. Cezaevinde bulunan Türkiye Kalkınma Bankası'nın (TKB) eski Genel Müdürü Özal Baysal'ın 80 milyon dolarlık bir davası, "zaman aşımı"ndan düştü. Baysal, uluslararası piyasalarda yaptığı bono operasyonuyla, bankayı 40 milyon dolar zarara uğratmaktan yargılanıyordu...

Bu "zaman aşımı"na bayılıyorum!.. Ne zaman bir suçlunın başı sıkışsa, hemen yetişiyor, onu kurtarıyor!.. Dünyanın hiç bir ülkesinde "murur-u zaman" böyle uygulanmaz!.. Aslında bir ertelemedir. Eğer yeni deliller ortaya çıkarsa, dosya yeniden açılır. Amerikalılar'ın "cold case" dedikleri "buzdolabındaki dosyalar" 50-60 yıl sonra bile açılmakta, ve sonuçlandırılmaktadır. Bir dava dosyası "zaman aşımı" sonucu değil; ancak ilerlemeye imkân tanıyacak delil veya şahit olmadığı zaman rafa kaldırılabilir!.. 28 kişinin iğfal ve tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç., başından geçen korkunç olayları Mardin'deki davada "Emine Akyol adlı kadın, bana 'Kızım, iki üç kişi var, seni tanıştıracağım, sana terlik ve cep telefonu alırım' dedi. Ertesi gün evine gittim. Orada Türkan adlı başka kadın daha vardı" diye başlayıp, ağlayarak açık açık anlattı... Bu davada da hâkim, tecavüzcüleri "kızın rızası vardı" veya "yok canım, ruh sağlığı bozulmamış, turp gibi maşallah" gibi bahanelerle kurtarmaya çalışacaktır... Ne demiş Yüce Peygamberimiz:

- "BİR GÜN ADALET İLE HÜKMETMEK, 60 SENE GECESİ NAMAZLA, GÜNDÜZÜ ORUÇLA GEÇİRİLEN İBADETTEN EFTALDİR!"

Peki, ALLAH, KUR'AN'da ne demiş:

- "EY İMAN EDENLER!.. 

ALLAH İÇİN ADALETİ DAİMA TAM YERİNE GETİRİN! VE ŞAHİTLİĞİ O YOLDA YAPIN! 
HATTA KENDİ ALEYHİNİZE, YAHUT ANANIZIN, BABANIZIN, YAKINLARINIZIN ZARARINA BİLE OLSA!.. 
HATTA ZENGİN, YAHUT YOKSUL BİLE OLSA... ADALETİ İCRA EDERKEN NEFSİNİZİN DİLEĞİNE UYMAYIN! 
BİR TARAFI GÖZETEREK HÜKÜM VERİR, YAHUT BİRİNDEN YÜZ ÇEVİRİRSENİZ, 
BİLİN Kİ, HİÇ ŞÜPHESİZ, ALLAH YAPTIKLARINIZIN HEPSİNDEN HABERDARDIR!" (NİSÂ SÛRESİ, 135 ÂYET)

  17 Haziran'da Bakanlar Kurulu'nun ÇEAŞ ve Kepez'e verdiği 70 yıllık imtiyazları yürürlükten kaldırma kararı, Resmî Gazete'de yayımlandı. Kepez'in kasaları açıldı. Ne bulundu, ALLAH bilir! .. Ben bu 70 yıllık, 100 yıllık imtiyazları anlamam! Sömürge idaresi altında mıyız?.. 4 Yıllık imtiyaz verirsin, gerekirse uzatırsın!.. 70 sene, 70 iktidarı bağlayacak bir taahhüde 4 yıllık bir hükûmet nasıl imza atabilir ki?.. Bu ne biçim yetki gasbıdır!

Aynı gün Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF'in işbirliğiyle ''Haydi Kızlar Okula'' kampanyası Van'dan başlatıldı. 12 Eylül'den hemen sonra başlatılan eğitim seferberliği ile % 90'a çıkmış olan okur-yazarlık oranı, 20 yılda % 85'e düşmüştü... Yine aynı gün Armatör Necdet Kalkavan, Levent'teki işyerinde silahla intihar etti. Neden intihar etti, anlaşılamadı, ama Kalkavan ailesinin adı hep yolsuzluklarla anılırdı... İstanbul'da Satanist cinayeti olarak bilinen olayda Şehriban Coşkun Fırat'ı öldüren üç kişi yeniden yargılanarak müebbet hapse mahkûm oldu.

Adalet Bakanlığı, Bursa'da düzenlenen mitingde Başbakan Erdoğan'a dönük sert eleştirilerde bulunan Genç Parti Genel Başkanı Uzan hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin verdi. Soruşturma, ''TÜRKLÜĞÜ, CUMHURİYET'İ, Büyük Millet Meclisi'ni, Hüükûmet'in manevî şahsiyetini, Bakanlıklar'ı, Devlet'in askerî ve emniyet muhafaza kuvvetlerini ve Adliye'nin manevî şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif'' suçlaması çerçevesinde yürütüldü... O tarihlerde AKP iktidarı şimdiki (2013) gibi değildi, TÜRKLÜĞÜ ve CUMHURİYET'i savunuyordu, rejimi değiştirme çabasına henüz girişmemiş, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ'ni ayaklar altına alma küstahlığını göstermemişti.

  20 Haziran'da dört Filistin örgütü geçici ateşkes ilan etti. Amerika'nın "terör" anlayışı Rusya dahil, herkesi ürkütmüştü! "Delidir, ne yapsa yeridir," diye düşünüyordu herkes... Aynı gün Kayseri'de müteahhit malzemeden çaldığı için çürük yapılmış bir yatılı Kur'an kursu binası çöktü. 10 kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Yine aynı gün Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki Sinanpaşa Camii'nden çalınan ve İngiltere'de bulunan çiniler, Türkiye'ye iade edildi. Konya Yusufağa Kütüphanesi'nden çalınan Muhyiddin El Arabiye'ye ait ''Kitab'ül Esfar''ın da iade edileceği bildirildi.

Bizim kütüphanelerimizden, müzelerimizden, camilerimizden çalınan eşyalar ile yabancı müzeler ve özel kolleksiyonlar zengin olmuştur. Hiç anlamadığım husus ta, zaman zaman ülkemizde yapılan müzayedelerde çalıntı olduğu belli saray eşyası, müze eşyasının satılabilmesidir. Bunu önlemenin çaresi, her eşyanın renkli resimli, tafsilatlı tarifi olan kataloglar hazırlanması, bu kataloglarda yer alan eşya piyasaya düşerse, elkonulmasıdır...

Maliye Bakanı yumurta ticaretiyle şaibeli Kemal Unakıtan, ‘‘Sıranın kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye geldiğini’’ söyledi. Yani kayıt içi ekonominin her türlü meselesi hallolmuş, bir kayıtdışı ekonomi kalmış!.. Acaba Tayyip Erdoğan'ın evinde sıfırlanan milyonlar kayıt içi mi, dışı mı sayılacak???

  21 Haziran'da Hükûmet'in, ABD'nin Irak'a müdahalesinden sonra, uzun yıllardır Kuzey Irak'ta bulunan PKK/KADEK militanlarının "topluma yeniden kazandırılması" için yasa çalışmalarına son şeklini verdiği öğrenildi. Çıkarılacak yasadan örgüt yöneticileri faydalanamayacağı, adam öldürenlere ceza indirimi uygulanacağı, cinayete bulaşmamışlara ise "af" benzeri bir düzenleme getirileceği belirtildi...

Aaa, ben bu girişimi biliyorum. Bu 2013'de ortaya atılan "çözüm süreci" şartlarından biri değil mi?.. Isıtıp ısıtıp öne sürüyorlar! Hiç biri de kelin yarasına merhem olmuyor!.. Çünkü mesele "kürt meselesi" değil; "ŞARK MESELESİ"!.. 100 yıldır emperyalist Hıristiyan Batılılar'ın ele geçirmek ve iliğine kadar sömürmek istedikleri TÜRKİYE ve ORTADOĞU MESELESİ!.. İkincisi PKK da, BDP de, HDP de Kürtler'i temsil etmiyor!.. "20 milyon Kürt var diyorlar," ancak 2,5 milyon oy alıyorlar!.. 20 milyon da doğru değil, APO'nun kürt lideri olduğu da!.. Olsaydı, Diyarbakır'ın ortasında Kürt anaları oturup PKK'ya kafa tutmazlardı!.. Üçüncüsü TÜRK ORDUSU, aslında PKK'nın kandırdığı gariban kürt gençleri ile değil; PKK'nın arkasında emperyalist güçlerle savaştığı için terör bitmiyor!.. Onlar başlatıyor, onlar durduruyor, onlar taviz istiyor!.. Şimdi buna nasıl "çözüm" getireceksin??? 100 yıl direndik, gerekirse bir 100 yıl daha direniriz! Teslim olmak yok!..

  22 Haziran'da 18 ay olan askerlik süresi 15 aya, 16 ay olan yedek subaylık süresi 13 aya, 8 ay olan kısa dönem olan askerlik süresi ise 6 aya indirildi... Bu indirmelerde bir mantık olmalı. Erlerin eğitimi ve kıt'alardaki talim ve çalışma süreleri, yedeksubayların eğitim ve çalışma süreleri yararlı olmalı!.. Bizce 18 ay hepsi için uygun bir süre idi. Daha kısaltmanın anlamı yok!

  25 Haziran'da İş ve İşçi Bulma Kurumu, Türkiye İş Kurumu olarak yeniden yapılandırıldı. Kanuna göre, "özel istihdam büroları" kurulmasına imkân tanındı.. Yani biri sana iş bulacak, sonra komisyonunu mu alacak???.

  26 Haziran'da eski DEHAP Genel Başkanı Mehmet Abbasoğlu ve 3 parti yöneticisi, 3 Kasım seçimi öncesi partiyi örgütlenmesini tamamlamış gibi göstererek resmi evrakta sahtecilik suçunu işledikleri gerekçesiyle, 1 yıl 11 ay 11'er gün hapis cezasına mahkûm edildi... Bu yaygın bir usûlsüzlüktür. Partiler seçime girebilmek için, sendikalar da toplu işsözleşmesi yapabilmek için üye sayılarını şişirirler.

  30 Haziran'da Özelleştirme Yüksek Kurulu, PETKİM'in yüzde 88,86 oranındaki İdare hissesinin Standart Kimya A.Ş'ye satışını onayladı. Aynı gün otoyol ve boğaz köprülerinin geçiş ücretleri, ortalama yüzde 25 oranında artırıldı. Cumhurbaşkanı Sezer, "farklı dil ve lehçeler"de de kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca yayın yapılabilmesine olanak sağlayan, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini yürürlükten kaldıran, terör tanımını yeniden yapan A.B. 6. Uyum Paketi ni iade etti. Ancak Potamyalı Erdoğan ve AKP iktidarı 7. Uyum Paketi'ni hazırlamaya, ve Millî Güavenlik Kurulu Genel Sekreteri'ni "sivil" yapma çabasına girmişti bile!..

Yine 30 Haziran'da Pakistan'ın Karaçi kentinde Mayıs 2002'de bombalı saldırı düzenleyerek 14 kişinin ölümüne yol açan 3 dinci militan idam cezasına çarptırıldı. Gerçek dindarlar kendi ülkelerinde, müslümanlara, masumlara bombalı saldırı düzenlemezler!.. Bunlar dinci görünen cahil zavallılardır, kimbilir hangi Hıristiyan Batı ülkesinin istihbarat örgütüne âlet oldular.

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder