4 Kasım 2017 Cumartesi

Propaganda, Lobicilik ve Kamu Diplomasisi BÖLÜM 2

Propaganda, Lobicilik ve Kamu Diplomasisi  BÖLÜM 2


IIl. Kamu Diplomasisi

A. Kamu Diplomasisi Nedir?

Günümüzde resmi siyasi ilişkiler artık ulusal hükümetlerden ziyade aktörler ile sıkı bağlar içerisine girmektedir. Devlet düzeyindeki geleneksel diplomasiden halk-vatandaş düzeyindeki diplomasiye doğru bir değişim gözlenmektedir. Hükümetler arası görüşmeler yerini hükümetler ile yabancı hükümetlerin haklarına bırakmıştır. Kamu diplomasisi, basitçe, bir hükümetin başka bir ulusun halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye çalışmasıdır. Başka bir tanımla, ‘kamu diplomasisi, kendi ulusunun düşüncelerini ve ideallerini, kendi kurumlarını ve kültürünü aynı zamanda ulusal hedeflerini ve güncel politikalarını yabancı halklara anlatma amacı taşıyan bir hükümetin iletişim sürecidir.’[31]

Yumuşak Güç kavramının literatüre girmesinde en önemli role sahip Joseph Nye’a göreyse Kamu Diplomasisi, sadece halkla ilişkilerde ibaret değildir. Bilgiyi iletmek, olumlu imajı pazarlamak kamu diplomasisinin bir parçasıdır; ancak bunun yanında, kamu diplomasisi, devlet politikaları için uygun bir ortam hazırlayan uzun vadeli ilişkiler kurmayı da gerektirir.[32] Bir ülke dünya siyasetinde istediği sonuçları elde edebilir; çünkü onun değerlerine hayran olan, onu örnek alan, refah seviyesine fırsatlarına özenen diğer ülkeler, onu izlemek isterler. Bu yumuşak güç, yani diğerlerinin senin istediğin sonuçları istemelerini sağlamak, insanları zorlamak yerine kendi yanına çeker. Yumuşak güç işbirliğini sağlamak için baskı ya da para değil, farklı bir araç kullanır. Ortak değerlere çekme ve bu değerlere ulaşmaya katkıda bulunmanın doğurduğu sorumluluk.[33]

Kamu diplomasisi, ‘bir hükümetin açıkça yabancı kamuoyu oluşturma, ulusal hedeflere, çıkarlara ve amaçlara ulaşmak için yapılandırılmış doğru bilgiyi yayma girişimidir.’Yani, kamu diplomasisinde bilginin kaynağı bellidir ve doğruluğu kesindir. Bu özelliği ile de propagandadan ayrılır, çünkü propaganda da bilginin kaynağı her zaman belli olmayabilir, doğruluğu kanıtlanamayan rivayetler ve dedikodular üretilebilir. Başkaları için şüphe ve endişe yaratacak rivayetler üretilirken, kendi haklarında da inanılması güç efsaneler, bizzat kendileri tarafından üretilerek, kulaktan kulağa yayılması sağlanmaktadır.[34] Geleneksel diplomasiden farklı olarak kamu diplomasisi yabancı kamuoyunun dış ilişkilerde önemli bir rol oynadığını tasdik eder ve bu kamuoyunu etkilemeye çalışır. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na göre kamu diplomasisin amacı yabancı aktörleri bilgilendirmek, cezp etmek ve etkilemek; aynı zamanda bir takım özel politikaların ve toplumsal konuların karşılıklı saygı ve anlayış bağlamında yöneltilebileceği bir güven ilişkisi kurmaktır.[35] Kamu diplomasisi faaliyetleri, ‘devletten-halka’ ve ‘halktan-halka’ iletişim olmak üzere iki ana çerçevede yapılmaktadır. Devlet-halk eksenindeki faaliyetler, devletin izlediği politikaları, yaptığı faaliyet ve açılımları resmi araçları ve kanalları kullanarak kamuya anlatmasıdır. Halktan halka doğrudan iletişim faaliyetlerinde ise STK’lar, araştırma merkezleri, kamuoyu araştırma şirketleri, basın, kanaat önderleri, üniversiteler, mübadele programları, dernek ve vakıflar gibi devlet dışı sivil araçların kullanılması esastır.[36]

B.  Kamu Diplomasisinin Tarihsel Gelişimi

Kamu diplomasisi uygulamalarının her ne kadar Amerika’da Birinci Dünya Savaşı sırasında başladığı genel kabul görse de, kamu diplomasisinin izlerini daha önceki dönemlerde de bulmak mümkündür. Fransa’nın Prusya savaşında aldığı yenilgiden sonra Fransız hükümeti bu savaşla sarsılan imajını düzeltmek adına 1883 yılında Alliance Française’i kurmuş, bu kurum aracılığı ile dilini ve edebiyatını teşvik etmeyi amaçlamıştır. Böylelikle, Fransız kültürünün yurt dışındaki izdüşümü Fransız diplomasinin vazgeçilmez bileşenlerinden biri haline gelmiştir.[37]

Birinci Dünya Savaşı sırasında birçok devletin farklı ülkelerde açtıkları ofisler ile yerel halk tabanında etkinlik kurmaya çalıştığını, savaş sonrasında ise 1920’de radyonun bulunmuş olmasıyla devletlerin yabancı dilde yaptıkları yayınlarda -özellikle komünizm ve faşizm gibi ideolojilerin yaygınlık göstermesiyle- yabancı kamuoyuna ulaşmak ve etkinlik kurmak için farklı yöntemleri de kullandığını söyleyebiliriz.[38]

Soğuk Savaş döneminde ise kamu diplomasisi dikkate değer bir önem kazandı. Bu dönem süresince kamu diplomasisi kavramı, ‘kalpler ve akıllar için verilen savaş’ olarak algılandı. Nitekim Soğuk Savaş ‘düşüncelerin savaştığı’ bir dönemdi. ABD ve Sovyetler Birliği yürüttüğü programlarla yabancı kamuoyunu düşüncelerini dolayısıyla hükümetlerinin düşüncelerini etkilemeye ve lütufkar bir imaj oluşturmaya çalıştı. Zira Thomas Bailey’e göre, düşünceler dayanıklıdır, silahlarla veya bombalarla yok edilemez. Uluslararası sınırları ve okyanusları aşan düşüncelerle başa çıkmak, daha iyi düşünceler üretmeyi gerektirir. 1950 yılında ABD Başkanı Truman, komünizm ile mücadelede batı düşüncesi ve fikirlerini yaymayı amaçlayan ‘Hakikat Kampanyası’ olarak da anılan bir kampanya sırasında yaptığı konuşmada; özgürlüğün ‘emperyal komünizm’ tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, bu mücadelenin insanlığın aklı için önemli olduğunu ve komünist propagandaya karşı zafer kazanmanın yolunun da tüm dünyada duyulur hale gelerek gerçekleri ortaya çıkarmaktan geçtiğini dile getirmiştir.[39]

Joseph Nye ise televizyon ve sinemanın, Berlin Duvarı’nı, 1989 yılından çok daha önce delip geçtiğini, duvarı yıkmadan önce ihlal eden Batının, popüler kültürüne ait imgelerin uzun yıllar boyunca iletilmesinin, çekiçler ve buldozerler ile kıyaslanamayacağını belirtiyor.[40] Soğuk Savaş’ın bitimiyle kamu diplomasisine duyulan ihtiyaç sorgulanmaya başladı. Zira ‘düşman’ yenilmişti ve ‘fikirler savaşında’ özgürlük ve demokrasi komünizm karşısında ‘zafer kazanmıştı’. Bu dönemde gerek kültürel değişim programlarına gerekse de hükümetlerin yurtdışındaki imajına dönük çalışmalarına harcanan mesai, emek ve para en asgari düzeye indirilmiştir. 11 Eylül olayları uluslararası ilişkilerde yumuşak gücün ve kamu diplomasisinin yeniden keşfedilmesini sağlamıştır. ‘Teröre karşı mücadelede’ sert gücün kullanılması, meseleye bir çözüm getirmeyince, bu mücadelenin karşılıklı anlayıştan geçtiğinin farkına varılmış ve kamu diplomasisi uygulamaları yeniden hayat bulmaya başlamıştır.[41]

C.  Kamu Diplomasisinin Unsurları

Bir ülkenin yumuşak gücünün kaynaklarını Joseph Nye; Kültürüne (Başkalarına çekici geldiği yerlerde), siyasi değerlerine (yurt içi ve yurt dışında onlara göre yaşandığında) ve dış politikalarına (meşru ve ahlaki olarak otoriter görüldüğünde).

1.  Kültür

Eğer sizin kültürünüz başkaları tarafından beğeniliyor ve kabul ediliyorsa, kültürel anlamda bir yumuşak güç sahibi olmuşsunuz demektir. Kültürün beğenilmesinin bir takım şartları vardır; İnsan doğasına uygun olması, yaşamı kolaylaştırması, katlanılabilir hale getirmesi ve renklendirmesi gibi örnekler kültürün beğenilirliğini sağlayan örneklerdir. Zamanın ruhuna uygun olması – teknolojik imkanların kullanılması, demokratikleşme ve insan hakları gittikçe daha fazla kabul gören değerlerin son dönemlerde daha çok dikkate değer nitelik taşımaktadırlar.

2. Siyasi Değerler

Günümüzde batılı ülkelerin diğer ülkeler üzerinde yumuşak güç sahibi olmasını sağlayan demokratikleşme, hesap sorulabilirlik, şeffaflık, vatandaşların yasal koruma altında olması, azınlık hakları, konuşma özgürlüğü vb bir takım değerler bulunmaktadır. Aslında modern dönemde yaşanan ekonomik, sosyal ve hukuki süreçlerin doğal uzantıları niteliğinde olan bu değerler her geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır.

3. Dış Politika Uygulamaları

Bir ülkenin uyguladığı dış politikanın yumuşak güç unsuruna dönüşebilmesi için kullanılan söylemin ve uygulamaların hedef ülkelerin halklarının zihinlerinde ve gönüllerinde pozitif karşılık bulabilecek nitelikte olmalıdır. Bunun içinse kendi içindeki uygulamaları ve politikalarıyla oluşturduğu örnekler ve başkalarıyla ilişkilerini sürdürme şeklinin yanı sıra uluslararası kanunları çıkarlarına ve değerlerine uygun biçimlendirmesi o ülkenin dış politika eylemlerinin başkalarının gözünde meşru görünme olasılığı fazladır.[42] Özellikle dış politika uygulamaları ile iç politik görünümün birbirine uyumlu olması zorunludur. Muhataplarını etkilemeye çalıştığınız konularda kendinizin büyük mesafe kat etmiş olmanız gerekir. Aksi takdirde, muhataptan istenen talepler dostluk ve kardeşlik mesajından çok salt çıkarcılık görünümüne bürünecektir.

4. Tanıtım

Tanıtma daha çok, çoğulcu demokrasilerin kullandığı bir yöntemdir. Özgürlüklerin bulunduğu ülkelerde gerçeği kamuoyundan gizlemek kolay olmadığına göre, bunu dünya kamuoyuna başka bir biçimde yansıtmak da kolay değildir. İletişim (haberleşme) araçlarının ve genellikle teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği bu günde, verilmek istenen bilginin gerçeği en doğru bir biçimde yansıtması onun etkinliği bakımından en iyi yoldur. İnsanları kandırmak, yanıltmak zorlaşmıştır.[43]

5. Ekonomik İlişkiler

Bir ülkenin ekonomik gücü bu ülkenin uluslararası alandaki imajını düzeltmenin temel araçlarından biri olduğu gibi, sahip olunan imaj da ekonomik güce dönüştürülebilir. Türkiye’nin son dönemde Ortadoğu halkları nezdindeki popülaritesindeki yükseliş ile ekonomik etkinliğinde görülen artış arasındaki paralellik bu anlamda oldukça dikkat çekicidir. Bazı Çin mallarının üzerine Türk malı damgası vurularak bölgede satışa sunulması yumuşak gücün ekonomik gelire dönüşebileceğinin en somut göstergelerinden birini teşkil etmektedir. Ama imaj düzeyinin yükseltilmesi için de belirli ekonomik düzeyin ve etkinliğin yakalanmış olması zorunludur.

6. Sivil Toplum Örgütleri

Kamu diplomasisinin en önemli unsurlarından biri sivil toplum örgütleridir. Sağlıktan eğitime ve sosyal dayanışma örgütlerine varıncaya dek her alanda faaliyet gösteren STK’lar kamu diplomasisi bağlamında hayati öneme sahiptirler. Kamu diplomasisi sadece dışişleri bakanlığının ya da hükümetin kullandığı bir araç değildir. Dolayısıyla, film sanayinden üniversitelere, STK’lardan din adamlarına varıncaya kadar geniş bir yelpazeye yayılan düzlemde faaliyet gösteren tüm aktörler dikkatli bir dil kullanmak zorundadırlar. Barışı, huzuru ve istikrarı sabote edecek söylem ve tavırlardan uzak durmalıdırlar.

7. Kitle İletişim Araçları

Kültürel faaliyetlerin ve bağların diğer halkları etkileme konusunda yeterli bir araç olduğu ve dolayısıyla kamu diplomasisi için bu kadar fazla enerji harcamaya gerek olmadığı ileri sürülebilir. Ama özellikle internet teknolojisinin bu denli gelişmiş olduğu çağımızda yanlış ve olumsuz etkiye sahip bilgiler kasıtlı ya da kasıtsız olarak hızla yayılabilmektedir. Bu nedenle hükümetlerin doğru ve olumlu etkiye sahip bilgilerin yayılmasında aktif olarak devrede olması bir zorunluluktur. Web siteleri, internet blogları, metin mesajlaşmaları, medya, yayıncılık (tanıtım için broşür, kitap), kütüphanelerin ve kültür merkezlerinin desteklenmesi, öğrenci değişimi, kamu diplomasisi bağlamında büyük önem arz etmektedir.[44]

Sonuç

Sonuç olarak her üç kavramda da karşı tarafı etkileme ve kendi istekleri doğrultusunda hareket ettirme amacı ön plandadır. Ama bu kavramlar arasındaki asıl fark eylemin tarafları ve yöntemleri arasındadır.  Propaganda, Lobicilik ve Kamu Diplomasisi kavramlarını karşılaştıracak olursak; Propaganda ‘devletten halka’, Lobicilik ‘belirli çıkar gruplarından siyasi karar alma mekanizmasına’, Kamu Diplomasisi ise  ‘devletten halka’ ve asıl önemlisi ‘halktan halka’ şeklindedir. Kamu diplomasisinde lobicilik ve propagandadan farklı olarak, yalan, korku, çıkar ilişkisi, rüşvet, güvensizlik yaratma gibi yöntemler yoktur. Propaganda tek taraflıdır ve karşı taraf sadece asılsız vaatlerle ve ya korku ile yönlendirilir ama lobicikte ‘kazan-kazan’ prensibi uygulanır. Yani hem çıkar grupları hem de karar alama mekanizmaları istediklerini elde ederler ve korku veya yalan gibi kavramlar neredeyse yoktur. Kamu diplomasisinde ise karşı taraf bilerek ve isteyerek Kamu diplomasisi uygulayan tarafın istekleri doğrultusunda hareket eder,  onun gibi olmaya çalışır veya onun meşruiyetine güvenir. Propaganda genellikle insanların duygularına yönelik yapıldığı için bilginin kaynağı ya belli değildir ya da kaynak pek önem arz etmez ve genellikle savaş veya seçim dönemlerinde yapılır. Kamu diplomasisinde bilginin kaynağı önemli olduğu gibi doğru ve güvenilir olması, bunun yanında da sürekli olması gerekmektedir. Aynı zamanda lobicilikte de bilginin kaynağı ve doğruluğu hayati önem taşımaktadır.



İBRAHİM HASANOĞLU

Akdeniz Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler A.B.D.

http://akademikperspektif.com


[1]Brown, J.A.C, Beyin Yıkama, çev. Behzat Tanç, İstanbul, Ağaç Yayınları, 2000, s. 9.

[2]Adolf Hitler, Kavgam, İstanbul, Emre Yayınları, 2002, s. 67.

[3]Arsev Bektaş, , Siyasal Propaganda Tarihsel Evrimi ve Demokratik Toplumdaki Uygulamaları, İstanbul, Bağlam Yayıncılık, 2002, s. 33.

[4]İbrahim Karataş, ‘‘İletişim Alanında Psikolojik Savaş ve Propaganda’’, (Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü, Gebze, 2008), s. 32.

[5]Huriye Kurtoğlu, Propaganda ve Özgürlük Aracı Olarak Radyo, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2006, s. 7.

[6] Pervin Sevgi, ‘‘Augustus Dönemi Din veDin Propagandası’’, (Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2006), s.129.

[7] Karataş, op. cit., s.35.

[8]Osman Özsoy, Propaganda ve Kamuoyu Oluşturma, İstanbul, Alfa Basım Yayım Dağıtım,1998, s.17.

[9] Ertuğrul Zekai Ökte, ‘‘Uluslararası İlişkiler – Psikolojik Harekât ve Psikolojik Harekât Tehdidi’’, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Ankara, Sayı: 2, (Mart 1997), s. 117.

[10] Özsoy, op. cit., s.17.

[11] Karataş, op. cit., s.38.

[12] Hitler, op. cit., s.163.

[13] Ibid.,s. 161.

[14] Kartaş, op. cit., ss. 39-40.

[15] Ibid., s. 40.

[16]Osman Pamukoğlu, Kara Tohum, Ankara, İnkılâp Kitapevi, 2005, s. 272.

[17] Karataş, op. cit., s.42.

[18] Sezer Akarcalı, II. Dünya Savaşında Propaganda, Ankara, İmaj Yayınları, 2003, s.24.

[19][http://tdkterim.gov.tr/bts/], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[20] Frank Farnel, Lobicilik: Müdahale Stratejileri ve Teknikleri, Paris, The Publishing Organisation,1994, s.19.

[21] Erdem Erdinç Gülbaş, ‘‘Liberal Demokrasilerde Karar Alma sürecinde Baskı Grubu Olarak Lobilerin rolü: ABD Örneği’’, ( Doktora Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Marmara Üniversitesi, İstanbul, 2007),  s. 62.

[22] Alain Bovard, ‘‘Politikaları Etkileme Süreçlerinde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü’’, STK Yönetimi

Konferans Yazıları, No 2, İstanbul, 2003, s. 3.

[23] Farel, op. cit., s. 19.

[24] Ibid., s. 69.

[25] Ibid., s. 70.

[26] Bruce Wolpe, Lobbying Congress, How the System Works,Washington D.C., Congressional Quarterly,  1990, s.9-11.

[27] Gülbaş, op. cit., s.67.

[28] İbid., s.69.

[29] Jay Michael ve Dan Walters, Lobbyists, Money, and Power in Sacramento, Berkeley, Public Policy Press, 2002, s. 24-36.

[30] Gülbaş, op. cit., s.75.

[31] Emine Akçadağ, ‘‘Dünyada ve Türkiye’de Kamu Diplomasisi’’, Kamu Diplomasisi Enstitüsü, [http://www.kamudiplomasisi.org/pdf/emineakcadag.pdf], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[32] Joseph Nye, Yumuşak Güç, Ankara, Elips Kitap, 2005, s. 107.

[33] İbid.,ss. 14-15.

[34] Oya Akgönenç, ‘‘Dış Politikada Diplomasinin Rolü, Önemi ve Metotları’’, Jeopolitik, (Ekim 2009), s. 14.

[35] Tüğçe Öztürk, ‘‘Dış Politikadaki Etkin Unsur: Kamu Diplomasisi ve Türkiye’nin Kamu Diplomasisi Etkinliği’’, Kamu Diplomasisi Enstitüsü, [http://www.kamudiplomasisi.org/pdf/tugceersoyozturk.pdf], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[36]İbrahim Kalın, ‘‘Türk Dış Politikası ve Kamu Diplomasisi’’, Kamu Diplomasisi Enstitüsü,[http://www.kamudiplomasisi.org/makaleler/makaleler/100-tuerk-d-politikas-ve-kamu-diplomasisi.html ], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[37] Joseph Nye, ‘‘Public Diplomacy and Soft Power’’, The Annals of American Academy of Political and

Social Science, Vol. 616, No. 94,( 2008), s. 96.

[38] Bekir Aydoğan, ‘‘Kamu Diplomasisi-1’’, [http://politikadergisi.com/okur-makale/kamu-diplomasisi-1], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[39] Bekir Aydoğan, ‘Kamu Diplomasisi-1’, [http://politikadergisi.com/okur-makale/kamu-diplomasisi-1], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[40] Nye, op. cit. ,  s.54.

[41] Akçadağ, op. cit., s. 6.

[42] Nye, op. cit., s. 17-19.

[43] Emine Yavaşgel, ‘‘Saygınlık Siyaseti; İletişim ve Dış Siyasa İlişkiselliği’’, Kamu Diplomasisi Enstitüsü, [http://www.kamudiplomasisi.org/pdf/sayginliksiyasetiemineyavasgel.pdf ], (Erişim Tarihi: 01.12.2011).

[44] Muharrem Hilmi Özev,’İKT Üyesi Ülkeler ve Kamu Diplomasisi’, Kamu Diplomasisi Enstitüsü, [http://kamudiplomasisi.org/makaleler/makaleler/106-kt-ueyes-uelkeler-ve-kamu-dplomass.html],


...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder